26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
kültür EDİTÖR: ORHUN ATMIŞ TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Köklü galeri, 35. yaşını kutladığı gecede özel bir sergi daha açtı Siyah Beyaz ömür Cahit Sıtkı’dan biliyoruz, 35 yıl insan ömrünün yarısı... Siyah Beyaz Galeri önceki cumartesi 35. yaşını kutladığında aklımın bir köşesinde Cahit Sıtkı’nın dizeleri vardıy sa bir başka köşesinde de Faruk Sade’nin tüm ömrünü buraya vakfettiği vardı. O yok artık ve şimdi eşi Fulya ile kızı Sera’nın çaemrah baları, özverili, özlem dokolukısa lu gayretleri var galeriyi yaşatan, ileriye taşıyan... Gurur duymuştur diye düşünüyorum, hem onlarla hem de 35 yaşını deviren Siyah Beyaz’la. O gece birkaç şey birden vardı Siyah Beyaz’da. 35. yaş kutlaması elbette, şüphesiz. Ama yanı sıra bir karma sergi, birçok sanatçının katkıda bulunduğu ve bir de kitap lansmanı... Hepsinin üstüne de birinci sınıf bir eğlence, gecenin derinlerine akıp giden bir parti. Ne aşklar, ne danslar, kimbilir. Fulya Sade ve Sera Sade Artukmaç’ın ev sahipliğinde düzenlenen gece için birçok kentten gelen sanatçı ve davetliler arasında Ali Güreli, Hasan Bülent Kahraman, Ali Kotan, Bahadır Çolak, Ardan Özmenoğlu, Günnur Özsoy, Nevzat Sayın, Beril Ateş gibi isimler vardı. Duvarlarda ise Siyah Beyaz ve Faruk Sade’yi anlatan işlerin asılı olduğu “35 x 35” isimli özel bir grup sergisi bekliyordu davetlileri. Siyah Beyaz’ın 35 yılına tanıklık etmiş sanatçılar ile 2010 yılında galerinin başına geçen Sera Sade ile birlikte tanıklıkları başlayan farklı disiplinlerden toplam 35 sanatçının ürettiği, bir bakıma Siyah Beyaz ile ilişkilerinı farklı medyumlarla 35 x 35 cm eserleri üzerinden anlattığı sergi 8 Nisan’a dek ziyaretçileri bekliyor. Nereden nereye? Türkiye’nin en eski çağdaş sanat galerilerinden Siyah Beyaz’ın kuruluş düşüncesi Faruk Sade’nin ODTÜ’deki mimarlık eğitiminin ardından gittiği Paris’te Mübin Orhon, Mehmet Nazım, Sinan Bıçakçıoğlu, Komet, Selim Turan, Hakkı Anlı, Mehmet İleri, Utku Varlık, Güllü Aybar ve Münevver An Ankara’nın köklü galerilerinden Siyah Beyaz 35. yaşını özel bir grup sergisiyle kutladı. Faruk Sade Sanat Fonu tarafından desteklenen ‘Operasyon Kamusal Alan’ adlı kitabın da tanıtıldığı gecede sanat dünyası bir araya geldi daç ile paylaştığı yıllar ve uzun saatler boyunca yaptığı sanat sohbetlerinde şekillenir. Kavaklıdere’deki aile apartmanında kurulan Siyah Beyaz yükselen çağdaş sanat sahnesini Ankara’da Sergide kimler var canlı tutmuş, Faruk Sade’nin galeriye sponsor olması düşüncesiyle aynı sene açtığı Siyah Beyaz Bar ile de 35 yıldır sanatla hayatı buluşturmayı başardı. Siyah Beyaz 1994 yılın Alev Mavitan, Ali Kotan, Ardan Özmenoğlu, Argun Okumuşoğlu, Aykut Cömert, Bahadır Çolak, Bedri Baykam, Beril Ateş, Bihrat Mavitan, Daniele Sigalot, Ebru da L’AFAA (L’Association Döşekçi, Ela Cindo Française D’Action Artistique) ile birlikte Artist Residence (ResArtis) programında, kurucu üye olarak yer aldı. Kuruluş aşa ruk, Emre Okçuer, Emre Zeytinoğlu, Erdağ Aksel, Erhan Şengel, Esat Tekand, Fırat Engin, Figen Cebe, Gökhan Tüfekçi, dksvmöeneaiame3bİsmsiıukntnlaabedintriamlrblıeiAuekbrrlviei,knmrSdeualuazspevllıraetneia’rnıntnianıesanrddohteinimlskduteiicrtu’etnseidenSStacaeerrraaafaAıSnddadlııdbaieşnei,lnylFi,auöEplnysıülaaantznSdaTa‘teFed.aSkeraauÖyvnkıendz’ b,MNeukibhr,aaasNnttotaGaAKAyzf,erüaratcHnml,usaoGüP,aBrMnnaüaakknsuKt,anarıaNbşanurletea,rı,hmKkvÖPaie,uinzozstr haline getirerek Fransa’dan önemli sa Klemensiewicz, Seçkin Pirim, Sinan natçıları ağırladı ve Türk sanatçılarını Logie, Sıtkı Kösemen, Suha Özkan, Paris’e yolladı. Tan Mavitan ve Yılmaz Aysan. 1331 MART 2019 PAZAR ama çok daha kişisel bir yolculuğa çıkaran bir başka kitap, Atilla Dorsay’ın “Bir Ömürden Seçilmiş Tablolar” kitabı (Remzi Kitabevi). Türkiye’de birkaç kuşak, sinema kültürünü Atilla Dorsay’a borçludur. Yazılarıyla, kitaplarıyla, Görecek Günler konferanslarıyla sadece sinema değil, kent kültürünü de yayar... Var Daha... Bu kitabında, filmlerle, yönetmenlerle, oyuncularla, sinema sanatını gerçekleştirenlerle değil, Bugün seçim var, seçim yasakları var... Kuytu ve emin sularda kalmak için kendimi kitaplara kendisiyle bir hesaplaşmaya giriyor. Kendini sorguluyor. Yanlışlarını, zaaflarını, kavgalarını, endişelerini, tereddütlerini ortaya vuruyorum. dökerken kendini kayırmıyor, Ne zamandır, elimden kendini de eleştirmekten düşürmediğim, her fırsatta rastgele kaçınmıyor... Çocukluk, okul bir sayfasından yeniden başladığım yaşamı, aile ama en çok yazı dev bir albüm sözlük yayımlandı: Adı hayatına odaklanıyor... “Görecek Günler Var Daha” (Yoksa Dolu dolu yaşanmış, duyguyla, siz bu başlığı bugünkü seçimlerle ilgili tutkuyla, aşkla yaşanmış bu mi sandınız? Asla!) ömürden seçtiği tabloları Yarın ve Umut seyrederken ya da su gibi okurken, emeğine, çabasına saygı duyuyor, Derya Bengi’nin “Sazlı Cazlı onu daha çok seviyorsunuz... Sözlük” çalışmasının 3. cildi olan “Görecek Günler Var Daha”, (Yapı Okumalar Kredi Yayınları) 70’li yılların Türkiye Son zamanlarda okuduklarım: Panoraması. “Yarın” ve “Umut” Michelle Obama’nın yazdığı sözcükleri de o yılların simgesi... “Becoming Michelle Obama” son Adını Sabahattin Ali’nin dizelerinden derece ufuk açıcı, heyecan verici almış: bir eser. Müthiş bir mücadelenin “Dertlerin kalkınca şaha / Bir sitem dökümü... Daha çok bir şey yolla Allah’a / Görecek günler var söylemeyeyim, yakında Can daha / Aldırma gönül, aldırma”... Yayınları’ndan Türkçesi çıkacak. Yılmaz Güney’in “Umut”u... Pınar Üstelik Pınar Kür’ün çevirisiyle. Kür’ün “Yarın... Yarın...”ı ama aynı Kendiniz okursunuz. zamanda... Orhan Gencebay “Biz “Sevgili Erdal” kimi satırların görmesek de görecekler var o mutlu altını çize çize okuduğum bir kitap yarınları”, Ali Rıza Binboğa beş (Can Yayınları), Erdal Öz’e yazılmış parmağı havada “Yarınlar benim, mektuplar. Edip Cansever’den yarınlar senin, yarınlar onun, yarınlar Onat Kutlar’a, Ülkü Tamer’den bizim” diyor. İlhan Berk’e, Aziz Nesin’den Derya Bengi’nin deyişiyle: Gülten Akın’a... Kendimi güneşin “Binboğa’nın şarkısı dinleyiciyle sofrasında dostların arasında gerçekte 1971’de, 12 Mart’a bir tepki hissettiren bol dedikodulu, hey gidi olarak yazılmıştı. İlhan İrem’in 1973 hey dedirten sayfalar... tarihli plağı ise bir aşk şarkısı dahi Oğlak Yayınları’ndan da iki kitap: olsa, bilmeden, farkına varmadan, Biri “Benimle Çıkar mısınız”. Selçuk üstelik adeta 80’li yıllardan Binboğa’ya Erez’in, “absürd” diyebileceğim sitem yollar gibiydi: Yarınlar, yarınlar, kâh güldüren, kâh düşündüren, her yarınlar bizim demiştin / Yazık oldu seferinde “ters vuruş” yapıp sizi yarınlara / Avunurum anılarla...” şaşırtıveren kısa öyküleri... Tipik Şarkılı türkülü, sazlı cazlı, siyasetli Selçuk Erez mizahı ve ironisi... pop kültürlü A’dan Z’ye (Abba’da Başarılı fotoğraf sanatçısı Lale Zülfü Livaneli’ye; AKM’den TRT’ye; Tara’nın ilk öykü kitabı. Bahar Hippiler’den Deniz Gezmiş’in tazeliğinde, yemek öncesi içilen Parkası’na) 12 Mart’tan 12 Eylül’e bir bir “aperatif” tadında... “Yağlıboya yolculuk... Ben okurken çoğu sayfada Babaanne”, duvardaki kopya Mona bir zamanların Sanat Dergisi’ni Lisa’yı babaannesi sanan küçücük düşünmeden edemedim... Bitmeyen, bir kız çocuğu, 70’lerin bir genç muhteşem bir serüven... kızının ve arkadaşlarının aşkı, Amma ömür kendilerini, birbirlerini arayışları ve tanımaları... Üstelik “Anna Karenina” Yaklaşık aynı yıllardan başlayarak ile yaşam arasında; gidip gelerek... Nasrin Sotoudeh’e PEN’den destek İran’da sokağa başı açık çıktıkları için suçlanan kadınları savunan avukat Nasrin Sotoudeh 38 yıl hapse ve 148 kırbaç cezasına çarptırıldı. Suçlamalar arasında “milli güvenliğe zarar vermek” ile “İran aleyhine davranmak” gibi ifadeler var. Eşinin verdiği bilgiye göre, Nesrin Hanım yeni bir yasa sonucu toplam 12 yıl hapiste tutulabilir. Bu haksız ceza dünyada kuvvetle kınanıyor. İran yönetimine çağrıda bulunan ve bu antidemokratik hükmün geçersiz sayılmasını isteyen kurumlar arasında dünyadaki tüm PEN üyelerini temsil eden Uluslararası PEN ile İsveç, Norveç ve Finlandiya PEN gibi merkezler var. PEN Türkiye Merkezi olarak bu kararı kınıyor, Nasrin Sotoudeh ile saçı açık yaşamak isteyen kadınlara yapılan zulme son verilmesini talep ediyor. “İnsan haklarını savunan kişilere klişe suçlamalarla zulmedilmesi hak ve adalet kavramları ile bağdaşmaz” diyor. l Kültür Servisi um:ag Mehmet Eroğlu ile Yaratıcı Yazarlık, Kurgu ve Senaryo Atölyesi Roman İnceleme Sanat Felsefesi Yazma Felsefeye Giriş Felsefe Yazın İlişkisi Dijital Sosyal Medya Okuryazarlığı Lacancı Psikanalatik Kuram Öğretisi "Öznenin Diyalektiği" Film Atölyesi Editörlük Atölyesi Güzel Konuşma ve Kendini İfade Etme Atölyesi Felsefe Okumaları Siyasal Düşünceler Tarihi Eğitmenlerimiz: Mehmet Eroğlu Ahmet İnam Çiğdem Ülker Gürsel Korat Ahmet Özer A.Celal Binzet Mehmet Okyayuz S.Halil Turan Mutluhan İzmir Erdem İliç Şebnem Gürsoy Tuncer Yığcı Zafer Elgin İpek Çeken Ali Gül Elif Çongur Tuğrul Çomu Umut Erdal Gökhan Bulut um:ag Ulusal Beste Yarışması 2020 açıldı Besteler yarışacak Kadıköy Belediyesi Türk bestecilerini yeni eserler yaratmaya özendirmek amacıyla 2020 Nisan ayında sonuçlanması planlanan dördüncü “Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası Ulusal Beste Yarışması”nı Piyanolu Üçlü (keman, viyolonsel, piyano) için açtı. 36 yaşından gün almamış Türk bestecilere açık olan yarışma çok sesli evrensel müzik dilinde, özgün telif eserler yaratılmasına, böylelikle yerli müzik eserleri repertuvarının zenginleşmesine katkıda bulunabilmeyi hedefliyor. Keman, viyolonsel ve piyano üçlüsü için bestelenen eserlerin 15 17 dakikayla sınırlı olması; kompozisyonların ülkenin geleneksel ses duyarlılığından esinlenmeler, işlemeler veya yansımalar içeren özgün bir çalış ma olması şartının arandığı yarışmaya son başvuru tarihi 10 Ocak 2020. Finale 4 eser Yarışmada, seçici kurulca yapılacak ilk değerlendirmenin ardından dört eser finale kalacak. Bu dört eser derecelendirilmek üzere jürinin huzurunda, 13 Nisan 2020 Pazartesi 19.30’da Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası’nda düzenlenecek final konserinde kamuya açık olarak icra edilecek. Ayrıntılı bilgi ve yarışma şartnamesi için Kadıköy Belediyesi’nin Süreyya Operası Beste Yarışması adlı web sitesinden bilgi edinilebilir. KBSO: Bahariye Cad. No.29 34710 Kadıköy İstanbul Telefon: 02163461531. l Kültür Servisi ‘Dünyanın ezgileri Mersin’de’ Uluslararası Mersin Müzik Festivali, 18’inci kez Mersinli müzikseverlerle buluşacak. “Dünya’nın Ezgileri Mersin’de” sloganıyla 10 Nisan 02 Mayıs tarihleri arasında düzenlenecek festival, birbirinden değerli müzisyen ve toplulukları ücretli ücretsiz etkinlikler kapsamında Mersin’de ağırlayacak. 10 Nisan 20.00’de Şef Rengim Gökmen yönetiminde yapılacak açı lış konserinde, Güher & Süher Pekinel’in “İkili Piyano Konseri” müzikseverlerle buluşacak. Solist Teyfik Rodos’un (bas) Mozart Aryaları seslendireceği konserde, MUMF Oda Orkestrası da sahnede olacak. Festival süresince yapılacak etkinliklerin biletletrini Festival Ofisi veya www.biletfest.com adresinden temin edebilirsiniz. l Kültür Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle