18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 27 MART 2019 ÇARŞAMBA EDİTÖR: ELİF TOKBAY HABER Yılın ihale oyunları İBB dosyasında 2. Gün Ayrıntılar Erdoğan ve Kılıçdaroğlu için seçimden fazlası! Baştan beri yazdım: “Bu seçim RTE için güvenoyu niteliği taşımaktadır” diye. Muhalefetin “yerel yönetici seçiyoruz” söylemi doğru değildir. Türkiye’de düzen değişti, Meclis ortadan kalktı, atamayla bakanlar saptanıyor ve sadece saraya karşı sorumlu bu kişiler. Denetleme yetkisi elinden alınan Meclis işlevini yitirince, sandık ayrıca önemli hale geldi. Dahası, bu seçim Kılıçdaroğlu için de son şanstır. Alınacak herhangi başarısız sonuç, muhtemelen siyasal yaşamının sonu olur. İdeolojik sorun Seçim, iki lider için açık güvenoyu niteliği taşımakta. Akşener/Bahçeli ancak bu iki lider varsa denklemde anlamlı yer ediniyor. Biri değişirse, onların da yeni konumu belli olur. Yalnız şunu söylemeliyim ki milliyetçi partinin (bence tek partidir onlar) iki başkanı, toplumsal karşılıklarından çok öte başarı kazandılar. Tehlikeli milliyetçi dil siyasetin tamamına egemen oldu. Bazı şehirlerde kim kimin adayı anlamak hayli güç! Herkes ülkücü selamı veriyor, ölüm yıldönümünde Muhsin Yazıcıoğlu’na övgüde sınır tanımadı liderler/adaylar! Şu halde, kim kazanırsa kazansın, önümüzdeki süreç bu milliyetçi dilin, tavrın doğuracağı sonuçlarla biçimlenecek siyaset. Kürt meselesi, Suriyeli göçmenlerin durumu, iktisadi krizin derinleşmesiyle büyüyecek. Daha otoriter, baskıcı günler gelecek. Milliyetçilerin zafer kanıtı, idam tartışmasıdır. Kılıçdaroğlu dolduruşa gelip “getirin dokunulmazlığı kaldıralım” dedi, vekilini aylarca içerde tuttular. Yine “beni asacaklarmış, getirin öneriyi ben de olumlu oy kullanacağım” diyor. Siyaset ilkeler üzerinden yapılmazsa, sonucu vahim olur. Türkiye ilkel idam uygulamasını uzlaşı ile aştı, şimdi üç beş oy (!) için bu resti görmenin anlamı nedir? Seçimin bir diğer önemli kazananı da “siyasal İslam” oldu. İkinci sıraya koymamın nedeni şu; toplum çok zamandır din tacirleriyle uyuşmuştu, milliyetçilik buna can suyu oldu. İkisi paket olarak sunuldu. İkinci diyorum ama esas zafer elbette İslamcıların. Bu berbat düzende bile, toplumun karşısına en azından iki seçenek konabilirdi. ABD başkanlık sisteminin kötü kopyası olsa da, en azından terazinin bir kefesinde sol bulunabilirdi, olmadı. Diyeceğim; seçim farklı tonlarda milliyetçiler, İslamcılar arasında geçiyor ülke genelinde. İtiraz edenler de “şimdi sırası mı?” diye tersleniyor! Seçim güvenliği Devletin tüm organları artık bir partiye bağlı olduğundan seçim güvenliği gerçek sorundur. İnsanların sandıktan soğuması için çok gerekçe sayılabilir, seçim güvenliği meselesi ilk sıradadır. İktidar “seçimi öyle ya da böyle AKP kazanır” fikrinin yerleşmesinden memnun, seçmen davranışı bu açıdan da düşünülmeli. “Ne yapsak bunlar iktidarı devretmez” inancını yıkacak hangi karşı sav öne sürebildi muhalefet? Seçimin yerel olması, bölgesel çıkar çevrelerinin görece etkisini açığa çıkaracaktır. Belli ki sandık güvenliğini her yöre insanı, kendi olanaklarıyla sağlayacak. Hukuk olmayınca kaba kuvvet yerini alıyor. Ancak, büyükşehirlerin el değiştirmesi pek kolay olacağa benzemiyor. Sandıktan çıkmanın da yetmeyeceği seçim bu! Önce RTE, ardından Soylu bu konuda net konuştu. Demokrasi inancı Seçimi sandıkta kazanıp, masada yitirmek istemeyen seçmen için ikna edici açıklama yapılmalı. Seçimi kazanmak için çabalamak, hem de oyları çaldırmamak güç iş, kabul. AKP’yi bu derece pervasız hale getiren maalesef muhalefetin yapısı! Kendini sahipsiz hisseden kişi, aidiyet duygusunu, demokrasi inancını yitirir. Gerçi “temsili” deniyor ama bizimki “göstermelik” demokrasi.  Yaralanan Uzman Onbaşı şehit oldu Şehit Teymur son yolculuğuna uğurlandı Şırnak Silopi’deki Cudi Dağı eteklerinde yürütülen “Şehit Jandarma Yüzbaşı Yunus Çelebi” operasyonu kapsamında, 20 Mart’ta el yapımı patlayıcının infilak etmesi sonucu yaralanan jandarma sözleşmeli Uzman Onbaşı Ramazan TeyÇelebi mur, tedavi gördüğü hastanede kurtarılamayarak şehit oldu. Dün 23’üncü Piyade Tümen Komutanlığı’nda düzenlenen törenin ardından memleketi Şırnak’ın Kasrik beldesine getirilen şehidin cenazesi Hicret Camisi’nde kılınan cenaze namazının ardından Kasrik Mezarlığı’nda defnedildi. l AA Ayrıntılar Ayrıntılar İBB ihalelerini kendi iştirakleri almış, onlar da bölerek başka şirketlere yaptırmış Zarar MİLYONLARLA ifade ediliyor Borca battığı ortaya çıkan İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin 2018 yılında yaptığı ihalelerin skandallarla dolu olduğu ortaya çıktı. Geçen yıl açtı ğı 408 ihalenin 64’ünü kendi iştirakle rine veren İBB, büyük oran da zarar etti. İştirakler özel şartnamelerle belediyeler den aldıkları ihaleleri bö lerek başka şirketlere yap hazal ocak tırdı. İBB Başkanlığı Mec lis Denetim Komisyonu üyesi CHP’li Tarık Balyalı’nın dene tim raporuna koyduğu muhalefet şer hi, 2018’deki ihale oyunlarını da göz ler önüne seriyor. İBB’nin 2018 içeri sinde yaptığı 408 ihalenin toplam tuta rı 9 milyar 935 milyon 703 bin 664 li ra. Bu ihalelerden 10’unun aciliyeti ol mamasına karşın savaşta ve doğal afet te kullanılan 21\B maddesi ile yapılma sı dikkat çekiyor. 10 ihalenin bedeli ise 1 milyar 141 milyon 765 bin 291 lira. İBB’nin 2018 içerisinde 329 adet doğ rudan teminle yaptığı ihalelerin toplam tutarı da 16 milyon 593 bin 503 lira. İştiraklere çalışmış Raporda yer alan çarpıcı verilerin başında 2018’de yapılan 408 ihalenin 64’ünü İBB’nin kendi iştiraklerinin almış olması geliyor. 64 ihalenin toplam tutarı 3 milyar 254 milyon 584 bin 654 lira. Bu tutar toplam ihalelerin yüzde 33’ü. İştiraklerin aldığı mal alımla rı, hizmet alımları, yapım işleri, danışmanlık hizmeti gibi ihalelerin usulleri arasında 21\B maddesi de bulunuyor. Savaş varmış gibi İştiraklerin aldığı 64 ihalenin büyük bölümünde iştirakler tek katılımcı. 64 ihale üzerinde yapılan incelemelerde de bazı ihalelerin teknik şartnamelerinin rekabeti önleyecek ve başka firmaların ihaleye girmesini engelleyecek biçimde hazırlandığı tespit ediliyor. Bu ihalelerden en dikkat çekici ikisi şöyle: İBB 3 Nisan 2018’de işin aciliyeti olmamasına karşın doğal afetlerde kullanılan 21\B maddesine göre “İstanbul Geneli Kentsel Donatı Alanlarında Onarım ve Yapım İşi” başlığıyla ihale açıyor. Bu uygulama ihaleye girişi de sınırlandırıyor çünkü bu maddeyi kullanarak İBB sadece kendi istediği firmaları ihaleye çağırıyor. İhale İstanbul genelindeki park ve yeşil alanların bakım ve onarımı için düzenlenmesini içeriyor. İhalenin yaklaşık maliyeti 199 milyon 935 bin 258 lira. İhalenin bedeli de 184 milyon 977 bin 240 lira. Söz konusu ihalede 2 firma dosya alıyor ancak geçerli tek teklifi sunan İBB’nin iştiraki AĞAÇ A.Ş. ihaleyi kazanıyor. İştirak ihaleyi kazanmasından sadece 21 gün sonra, 24 Nisan 2018 ve 26 Nisan 2018 tarihleri arasında tam 18 ayrı ihale düzenleyerek işi bölüyor. İştirakin de düzenlediği ihalelerde 21\B maddesini kullanması dikkat çekiyor. İştirakin bu 2 günde yaptığı ihalelerin toplam miktarı ise 109 milyon 540 bin 273 lira. Hayalet sofra İBB 13 Aralık 2018 tarihinde bu kez “İstanbul Geneli Muhtelif Organizasyonlar ile Tanıtım ve Duyuru Çalışmaları” başlığıyla bir ihale açıyor. İhalenin yaklaşık maliyeti 182 milyon 962 bin lira. İhalenin bedeli de 181 milyon 962 bin lira. İhaleyi İBB’nin iştiraki Kültür A.Ş. kazanıyor. Raporda bu ihaleye ilişkin “2019 yılı içerisinde yapılacak çok sayıda organizasyon bu ihale içerisinde toplanmış ve ‘torba yasa’ gibi ‘torba ihale’ şekli oluşturulmuş. Bu ihaleye konulan özel maddelerle farklı firmaların ihale fiyatı oluşturması ve ihaleye girmesi engellenmiş” ifadeleri kullanılıyor. Raporda yer alan incelemede 133 ayrı hizmet alımından söz edildiğine dikkat çekilerek bunların hangi organizasyon olduğunun tam olarak bilinmediği vurgulanıyor. Buna ilişkin tespitlerin bazıları şöyle: “Yurtiçi ve yurtdışı uçak bileti alımlarının hangi dönemi kapsadığı, yurtiçi ve yurtdışı konaklamaların hangi dönem yapılacağı, 30 bin adet olarak ifade edilen yemeklerin nerede yeneceği, 10 milyon bardak suyun nerede içileceği belli değil” Ayrıca KÜLTÜR A.Ş. de ihaleyi kazandıktan sonra işi 17’ye bölerek toplam 140 milyon 430 bin 650 lira bedelle 5 ayrı firmaya veriyor. YARIN: DİĞER İHALELER VE İETT CHP’li Balyalı: Vahim tablo Komisyon üyesi CHP’li Tarık Balyalı şöyle konuştu: “İştiraklerimiz İBB’nin ihalelerine çoğunlukla tek başına katılıyor ve kazanıyor. Bu ihalelerde hiçbir şekilde rekabet oluşmadığı gibi fiyatlar piyasa şartlarının üzerinde. İBB ihalelerinde yaklaşık maliyet ve ihale fiyatı üzerinde bir çalışma yaptık ve çıkan sonuçlara raporda yer verdik. Bu çalışmaya göre İBB’nin 2018’de yaptığı bütün ihalelerde yaklaşık maliyet üzerinden ‘kırım oranı’ ortalaması yüzde 14.49’ken iştiraklerin aldığı ihalelerde “Kırım oranı” yüzde 6.56’ya düşüyor. Aynı vahim tablo hizmet ihalelerinde de var. İBB’nin hizmet ihalelerindeki “kırım oranı” yüzde10.15’ken iştiraklerin aldığı ihalelerde bu oran yüzde 6.68’e düşüyor. Bu hesaplama iştiraklerin İBB’den ihaleleri piyasa şartlarının üstünde aldığını net bir şekilde ispatlıyor. Bunların dışında özellikle KİK 21/B maddesine göre çok ciddi tutarlarda ihale yapılmış. İBB’nin 21/B’ye göre yaptığı 10 ihalenin toplamı 1 milyar 114 milyon TL’ye ulaşmış. Bir başka bakış açısıyla 21/B’ye göre yapılan ihalelerin ortalaması 114 milyon TL’ye gelmiş. Meseleye bu açılardan baktığımızda özellikle iştiraklerin kazandığı ihalelerde rekabetin sağlanamadığını görüyoruz. 21/B’ye göre verilen ihalelerde istisnai bir durum olmaktan çıkmış ve yöntem haline dönüşmüş.” ‘Adaylığımı Eskişehirliler istedi’ Eşkişehir’de 5. dönem için yeniden aday olmasını şu sözlerle değrlendiriyor Yılmaz Büyükerşen: “Şehrin iradesinin, benim de önüme geçen asıl belirleyici unsur olduğunu düşünüyorum. Eskişehir’in geldiği bir nokta var. Ve Eskişehirliler, bu sürecin devam etmesini istiyor. Bu değişim ve gelişim sürecinin henüz tamamlanmadığını, yapılacak işler olduğunu düşünüyor olmalılar ki, beni gördükleri her yerde bunu dile getiriyorlar. Bugün ben adayım. Kendimde o gücü ve enerjiyi buluyorum. Ben kendimi hem bu şehre, hem bu ülkeye borçlu hissediyorum.” Eskişehir’de 5. dönem için kolları sıvayan Büyükerşen: Kentime borçluyum ARİF ANBAR tirmek, sağlamlaştırmak. Eskişehir’de oluşan Eskişe Sakarya Caddesi’nde esnafı ziyaret ederken yakaladığımız Yılmaz Büyükerşen, enerjisinin ve hızı hirlilik kimliğini daha yukarıya, değiştirilemez bir noktaya taşımak. Bunu, ben bir takım projelerle destekleyebilirim ancak, bunun asli unsuru, bu şehirde ya nın yüksekliği ile dikkatimizi çekti. Büyükerşen’le bir şayan insanlar. Bunu, onların istemesi gerekli, zira bu likte hem esnafı ziyaret ettik hem şehirde, onlar, onların çocukları, to de kısa süreli sohbet ettik. Sohbetimiz sırasında “Benim derdim, illa ki seçilmek değil. Benim derdim, Eskişehir’in kazanımlarını pekiştirmek, sağlamlaştırmak. Eskişehir’de oluşan Eskişehirlilik kimliğini daha yukarıya çıkarmak ve değişmez, değiştirilemez bir noktaya taşımak” diyen Büyükerşen, bakın sohbetimiz boyunca neler söyledi. n Eskişehir’i dünyada isminden ‘HEDEFİM MECLİS ÇOĞUNLUĞU ’ Dört dönem Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapmış ve Eskişehir’i Avrupa kenti haline getirmiş Yılmaz Büyükerşen, 5’inci dönem için kolları sıvamış vaziyette. Büyükerşen, seçimin favorisi olmasına karşın aralıksız çalışmaya runları yaşayacak. Eskişehirli olmanın ayrıcalığını onlar tadacak. n Özellikle son dönemde, kırsal mahallelere dönük projelerinizi sıklıkla duyuyoruz. Köylerimiz hatta ilçelerimiz hızla boşalıyor. Böyle giderse, 1015 sene sonra kimse kalmayacak. Öyleyse ilçelerimize ve köylerimize can suyu olmalıyız. Domates, marul, dut fidesi, manda dağıtımını bi söz edilir bir şehir haline getirdiniz. devam ediyor ve hedefini “bu liyorsunuz. Önerdiğimiz, hatta zor Şimdi önümüzde yeni bir 5 yıllık dö seçimde, meclis çoğunluğunu ladığımız, teşvik ettiğimiz yeni üre nem var. Seçilmeniz halinde, daha da elde etmek” diye açıklıyor. tim ve satış modellerini biliyorsu başka neler yapacaksınız? nuz. Tüm bunları, çeşitlendirerek Emin olun, yapacak daha o kadar çok şey var ki... ve hayata geçirilmelerini olanaklı kılacak yol ve yön Geride bıraktığımız dönemler içinde şehir merkezine temleri de göstererek sürdüreceğiz. Bakın, Büyükşe birçok proje kazandırdık. 850 bin kişinin yaşadığı bir hir Belediyesi’nden köyün yolunu, kaldırımını, altya bölgeyi, insanların yalnızca ihtiyaçlarını karşılayan bir pısını ve diğer ihtiyaçlarını tamamlamamı istiyorlar. şehir yönetimi ortaya koymak değil, bir “şehir” haline Tamam, başımla beraber, hepsini yapalım. Ama gi getirmek çabasıydı bu. Benden, diğer siyasi adaylar dip bakıyoruz, 56 hane. Yaptığınız işi, o işin maliye gibi, çıkıp maddeler halinde yeni dönemde neler ya tini düşünüyorsunuz, bir de bunlardan kaç kişinin ya pacağımı açıklamamı, daha doğrusu birtakım vaatler rarlandığını hesaplıyorsunuz, inanılmaz yüksek mali de bulunmamı istiyorlar ya da bekliyorlar... Ancak bu yetler çıkıyor. Bu maliyetleri bir şekilde karşılar, ya soru ya da beklenti, Eskişehirlilerden gelmiyor. Siya parım. Ancak bizimki de milli servet. Hizmetten 400 si rakiplerden geliyor. Benim derdim, illa ki seçilmek 500 kişinin faydalanması var, 1520 kişinin faydalan değil. Benim derdim, Eskişehir’in kazanımlarını pekiş ması var. Bu sıkıntıları da yaşıyoruz. Ama değişecek. İmamoğlu Ataşehir ve Sancaktepe’deydi ‘İstanbul’u yönetmek irade özgürlüğü ister’ CHP İBB başkan adayı Ekrem İmamoğlu seçim çalışmaları kapsamında dün Ataşehir ve Sancaktepe’de bir dizi etkinliğe katıldı. İmamoğlu dün ilk olarak Ataşehir’de Trabzonlular Derneği’nde yurttaşlarla bir araya geldi. Seçimin galibinin 16 milyon İstanbullu olacağını söyleyen İmamoğlu, “Çıkacağız edeplice, ahlaklıca 16 milyon insanın kazandığını dolayısıyla seçimi kazandığımızı duyuracağız. Hiç kimsenin sevinç çığlıkları atmasını istemiyoruz. Bu akşam, nispet yapılacak bir akşam değildir. 31 Mart gecesi siyasi ahlak açısından da yeni bir başlangıç olmalı”dedi. Daha sonra Ataşehir’de kadınlarla bir araya gelen Ekrem İmamoğlu, “Bir kent, sağlıklı bir şehir olacaksa, önce çocukları sonra da kadınları mutlu etmek zorunda. Geliştirdiğimiz tüm politikalar, vaatler ve hizmetler kadına ve çocuğa dönüktür”diye konuştu. Seçimlerde kadınların ve annelerin vicdanına güven diğini kaydeden İmamoğlu, “Son dönemde gelenek haline gelmiş olan, bağırıp, çağırarak konuşan politikacıları seviyor musunuz? Ben de sevmiyorum. Kim sever ki. TV’yi açıyorsunuz. Birileri, ona buna hakaret ediyor. Biz bunu kabul etmiyoruz” ifadelerini kullandı. ‘Fikri hür, vicdanı hür belediyecilik’ STK temsilcileri ve kanaat önderleri ile de bir araya gelen Ekrem İmamoğlu, “25 yıldır, bir siyasi dönem yaşıyor İstanbul. Özellikle son yıllarda İstanbul’un yönetim anlayışı diye bir kavram kalmamıştır. 16 milyonluk bir kenti yönetmek demek, dünyada ilk 50 sıraya giren bir devleti yönetmek demek. İrade özgürlüğü ister bu kenti yönetmek. Atatürk, ‘Fikri hür, vicdanı hür nesiller’ der. Biz, fikri hür, vicdanı hür bir belediye başkanlığını yaşatmaya geliyoruz. Başkalarından talimat alanların şehri yönetme şansları yoktur” dedi. l İç Politika CHP’li Odabaşı’ndan suç duyurusu CHP’nin İstanbul Kadıköy Belediyesi başkan adayı Şerdil Dara Odabaşı, kendisini terör örgütü destekçisi olarak gösteren afişler asıp broşür dağıtanlar hakkında suç duyurusunda bulundu. Kendilerine “Turancı Hareket Platformu” adını veren bir grubun kendisini terör örgütü destekçisi olarak gösteren afişler asıp broşür dağıtması üzerine Kartal’da bulunan Anadolu Adalet Sarayı’na gelerek suç duyurusunda bulunan CHP’li Odabaşı adliye çıkışında yaptığı açıklamada “Başka şehirlerde olduğu gibi Kadıköy’de de asılsız, halkı kin ve nefrete yönlendiren afiş asarak, broşür dağıtılarak algı yaratılmaya çalışılıyor. Bu komplo her yerde aynı alçaklıkta yapılıyor. Ne kendimizden ne partimizden ne de sahip olduğumuz değerlerimizden bağlılığımızdan şüphemiz yok” dedi. l İç Politika C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle