24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 27 MART 2019 ÇARŞAMBA EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: BAHADIR AKTAŞ HABER Ekrem İmamoğlu Seçimler gelir geçer. Ama son yıllarda böylesine bir seçim süreci yaşandı mı, emin değilim. Muhalif olmak suç; seçilsen görevden alacaklar. Konu artık muhalefet sorunu değil; kimi aday yapsan, kimle çıksan aynı kirli kampanyayı yürütecek, devletleşmiş bir iktidar var. Medya, haber ve muhaberat kaynakları ellerinde; muhalefetten çok iktidar, iktidarın memleketi uçuruma sürükleyen bu siyaseti oylanacak seçimde. Görülen o. Bunu kırmak adına hakikaten ciddi çaba harcayan isimler var. Özellikle seçim sürecinin geriden gelip en fazla farkındalık yaratan ismi kim derseniz, liste başına kesinlikle Ekrem İmamoğlu’nu yazarım. Birincisi, adaylığı ilan edildiğinde tanınırlık oranı düşüktü; medya iktidarın arkasında olduğu için elindeki tek çare halkın arasında olağanüstü bir kampanya yürütmekti. Bunu başardı; bugün seçimi kim kazanır, kim kaybeder sorusundan öte, psikolojik üstünlüğün Ekrem İmamoğlu’nda olduğunu söylemek mümkün. İkincisi, İmamoğlu doğrudan AKP’nin güçlü olduğu ilçeleri merkeze koyan bir seçim kampanyası yürüttü. Ama bunu yaparken, yani AKPMHP seçmenine ulaşmaya çalışırken, arkasında hissettiği muhalefet partilerinin tabanlarında da küskünlüğü gidermeye, umudu canlandırmaya çabaladı. Ama asıl etkisi, İmamoğlu’nun iktidarın sert, kutuplaştırıcı ve halkı ikiye bölen kampanyasına karşı ılımlı, kucaklayıcı/ birleştirici, güler yüzlü bir kampanya yürütmesi ve kendisine oy vermeyeceklerin bile sempatisini kazanması oldu. Kampanyası boyunca karşılaştığı AKP seçmenlerinin bazılarının “Bize gel, bizim adayımız ol” demesi de bunun kanıtı. İmamoğlu ismi, partisinin de önüne geçmiş durumda. Bir adayın başarısı, “oy veririm” diyenlerin oranı kadar, “asla oy vermem” diyenlerin oranıyla da ölçülür. İmamoğlu’na “asla oy vermem” diyenlerin oranını da azaltmış görünüyor. Uzun vadeli etkisi, buradan ölçülecektir. İstanbul’da AKP adayı da güçlü bir isim, Binali Yıldırım. Fakat Yıldırım hem her konumu elde etmiş/doygun, hem de yorgun, isteksiz bir izlenim veriyor. İmamoğlu’nun genç, dinamik ve başarıya aç hali de bu açıdan bir üstünlük. Diğer yandan Binali Yıldırım’ın İstanbul kampanyasında Erdoğan’ın açıklamalarının aksine bir söylem tutturmak zorunda kalması da, aslında İmamoğlu kampanyasının gücünü gösteriyor. Yıldırım “Bu bir yerel seçim” diyor; Erdoğan ısrarla genel seçim havasına sokmaya çalışıyor oysa. Yıldırım “Beka sorunu yok, niye olsun ki?” diyor; Erdoğan ısrarla “Beka seçimi” diyor. Erdoğan, Bahçeli ve Soylu ısrarla “HDP aday çıkarmadı, zilleti destekliyorlar” diyen bir kampanya yürütüyor; Yıldırım ise “HDP aday çıkarmadığına göre, HDP seçmeninin oylarına talibim” diyor. Yani Yıldırım’ın İstanbul kampanyası, Erdoğan’la değil, Erdoğan’a rağmen yürüyor. Kazanırsa da bu sayede kazanacak. Bu da muhalefetin iktidarın adayını kendisi gibi konuşmaya zorlaması anlamında başarıdır. CHP bir süredir iktidarın kutuplaştırma siyasetine yanıt vermeme ve ana sorun olan ekonomiyi gündemde tutma stratejisi izliyor. Bunun için de güler yüzlü, kutuplaştırmayan, sadece projelerini anlatan ve oy versin ya da vermesin her kesimle insani ilişki tutturabilen bir isim olarak Ekrem İmamoğlu’nun yükselişi nezdinde aslında CHP’nin bu stratejisi de oylanmış olacak. Bu nedenle İstanbul sonucuna bir de bu stratejinin karşılığının ölçümü olarak bakabiliriz. Hem İstanbul’un ilçelerinden, hem de ülkenin farklı şehirlerinden belediye başkan adaylarının kendileri için destek açıklaması yapmasını, dayanışma videosu yayımlamasını istediğini belirtiyor İmamoğlu. Özellikle dün sabah Fox TV’de katıldığı İsmail Küçükkaya ile Çalar Saat programında güne bu şekilde 1520 video hazırlayarak başladığının altını çizdi.  Bu bile, kısa sürede Ekrem İmamoğlu kampanyasının etki gücünün İstanbul sınırlarını aştığının göstergesi. Anadolu’da farklı şehirlerdeki muhalefet adayları, İmamoğlu’nun desteğini arkalarına almak, bu desteği halkın önünde görünür kılmak için böyle bir talepte bulunuyor. Kazanır mı kazanmaz mı birlikte öğreneceğiz, ama muhalefet partileri Ekrem İmamoğlu’nu aday göstererek doğru tercih yapmış görünüyor. 25 yıldır İstanbul’u yöneten siyasi gelenek, bir İstanbul seçiminde ilk kez bu kadar tedirgin. İYİ PARTİ DE UYARDI: Tacizlere karşılık yok İYİ Parti Genel Sekreteri ve Sözcüsü Cihan Paçacı, parti teşkilatlarına gönderdiği yazıda, “Cumhur İttifakı sözcülerinin antidemokratik tevessüllere soyunduğunu” belirterek, partililere “Tacizlere karşılık vermeyin, partiye yakışmayacak söylem kullanmayın” dedi. Paçacı, partililerden “sandıklara sahip çıkılmasını” da istedi. l ANKARA / Cumhuriyet Saray’ın dünyası ayrıSeçime dört gün kala Cumhuriyet’e konuşan CHP lideri Kılıçdaroğlu, Erdoğan’a yüklendi: Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın kaybedeceğini gördüğü için panik halinde olduğunu söyledi. CHP lideri muhalefetin seçim galibiyetinin Türkiye açısından dünyaya önemli ve olumlu bir mesaj olacağını söyledi AYKUT KÜÇÜKKAYA CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “kaybedeceğini gördüğü için panik halinde” olduğunu belirterek, sert bir dille “Saray sosyetesini” eleştirdi. Kılıçdaroğlu, “Saray sosyetesinin ayrı bir oluşumu ve ayrı bir kültürü var. Uzun süre sosyetenin aktörlerinden biri damat. Damat işsizlik nedir, yoksulluk nedir bunları asla bilmiyor. Bir eli yağda bir eli balda yetişti. Saray sosyetesinin bir başka önemli özelliği bunların sürekli kendilerini ve yandaşlarını koruyan bir politika izlemeleri. Örneğin çok yakın birisi milletvekili olmamışsa hemen büyükelçi olarak atayabilirler, bir başkasını bakan yardımcısı olarak atayabilirler, bir başkasını devlette önemli bir göreve getirebilirler. Saray’ın ayrı bir dünyası var. Tümüyle halktan kopuk bir dünya. Saray’a yakın olan, yani Erdoğan’a yakın olanlar ödüllendiriliyorlar ve bunların kesinlikle Erdoğan’ın aleyhine hiçbir yerde konuşmamaları gerekiyor. Konuştukları an derhal bilgi Erdoğan’a gidiyor. Devletin istihbarat örgütünün belli bir bölümü de sadece ve sadece Erdoğan’a ve Saray’a hizmet ediyor. Onların çıkarlarına uygun olarak üretilen politikaların paralelinde çalışmalar yapıyorlar” dedi. 31 Mart’ta “halka sandığa gidin” çağrısı yapan CHP lideri, başarı kriteriyle ilgili mesajını “Ankara’yı, İstanbul’u, Adana’yı, Bursa’yı, Mersin’i, Antalya’yı kazandığımızda güzel bir başarı elde etmiş olacağız” sözleriyle verdi. Kılıçdaroğlu’yla önceki akşam yaptığı Zonguldak mitinginin ardından İstanbul’a dönüş yolunda uçakta konuştuk. Seçimlere 4 gün kala Cumhuriyet’in sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu’nun mesajları özetle şöyle: ‘Kaybedeceğini görüyor’ n Erdoğan’ın İstanbul ve Ankara ile ilgili söylemleri gösteriyor ki iktidar ‘kaybedeceğini gördü’ gibi bir hava var. Siz de buna inanıyor musunuz? İktidar dediğimiz aslında bir kişi. Erdoğan panik içinde. Ankara’yı, İstanbul’u, Adana’yı, Mersin’i, Bursa’yı, Antalya’yı kaybedeceğini görüyor. Oylarının ciddi oranda düştüğünü de biliyor. Kazanmak için bel altı vuruş dediğimiz, siyasette olmaması gereken, ahlaki olarak olmaması gereken yöntemlere başvuruyor. İftira atıyor, hakaretler yapıyor, ağız dalaşıyla siyaseti götürmek istiyor, bütün kuralları çiğneyerek kendi iktidarına sürdürülebilirlilik kazandırmak istiyor. Bunu doğru bulmuyoruz, zaten Erdoğan’ın paniği de bunu gösteriyor. Ne yaparsa yapsın sonuçta bu halk gerçekleri görmeye başladı. Yıllar yılı vaat edilenin büyük kısmının yapılmadığını gördü, işsizliğin ne olduğunu vatandaş daha yakından hissetmeye başladı. Çocukları işsiz kalınca, işlerinden olunca bunu görüyor. Bu iktidarın bir Saray sosyetesi oluşturduğunu, onların hiçbir sorunlarının olmadı Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü Şişli Belediye Başkan adayı Muammer Keskin ‘O darağacını kurmazsanız namertsiniz’ CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dün Eyüpsultan’da ve Şişli’deki Anadolu Kahvesi önünde yurttaşlarla buluştu. Kılıçdaroğlu, 80 milyonun hakkını korumak için savaşacağını söyleyerek, “Biz işsizliği, yoksulluğu dile getiriyoruz. Onlar, idam sehpaları, darağaç ları kuruyorlar. Sanıyorlar ki Kılıçdaroğlu korkacak. Sizin feriştahınız gelse geri adım atmayacağım. Köşeyi döndüler yetmedi yandaşlarını da doyurdular. Şimdi bize ders vereceklerini söylüyorlar. O darağacını kurmazsanız namertsiniz” dedi. l İLAYDA KAYA ğını ama temel sorunların halk tarafından yaşandığını görüyor. Erdoğan olayların üstünü örtmek istiyor... n Saray sosyetesi dediniz, biraz açar mısınız? Saray sosyetesinin ayrı bir oluşumu ve ayrı bir kültürü var. Uzun süre sosyetenin aktörlerinden biri damat. Damat asla işsizlik nedir, yoksulluk nedir bunları asla bilmiyor. Bir eli yağda bir eli balda yetişti. Yurtdışında okudu... Türkiye gerçeklerinden kopuk, ne yaptığını bilmeyen, bürokrasiyi tamamen dışlamış bir yapı içinde. Saray sosyetesinin bir başka önemli özelliği bunların sürekli kendilerini ve yandaşlarını koruyan bir politika izlemeleri. Örneğin çok yakın birisini milletvekili olmamışsa hemen büyükelçi olarak atayabilirler, bir başkasını bakan yardımcısı olarak atayabilirler, bir başkasını devlette önemli bir göreve getirebilirler. Bunların ayrı bir dünyaları var, Saray’ın ayrı bir dünyası var. Tümüyle halktan kopuk bir dünya. Saray’a yakın olan, yani Erdoğan’a yakın olanlar ödüllendiriliyorlar ve bunların kesinlikle Erdoğan’ın aleyhine hiçbir yerde konuşmamaları gerekiyor. Konuştukları an derhal bilgi Erdoğan’a gidiyor. Devletin istihbarat örgütünün belli bir bölümü de sadece ve sadece Erdoğan’a ve Saray’a hizmet ediyor. Onların çıkarlarına uygun olarak üretilen politikaların paralelinde çalışmalar yapıyorlar. Bugün gazetelerde yer alan o isimlerin kaynaklandığı yerde... ‘Tamince koruma altında’ n FETÖ’yü, Tamince’yi nasıl konumlandırıyorsunuz? Siyasi ayağı ortaya çıkmalı. Erdoğan’ın yanında Fettah Tamince. Tamince 1725’ten sonra Pensilvanya’ya gitti. 1725’ten sonra Bank Asya’ya para yatırdı. Üniversitelere el konuldu, onun üniversitesine el konulmadı. Tam tersine devletin en büyük ihaleleri verildi, devletin protokolünde yer aldı. Nasıl bir mücadele bu? Bank Asya’nın önünden geçen adamı yakaladılar, devlet memuriyetinden attılar, beyefendiye yeni ihaleler ve büyük ihaleler verildi. Soruyor emniyet, ‘Sen Pensilvanya’ya kimlerle gittin’ diye. Kimlerle gittiğini de söylemiyor, pişman olduğunu da söylemiyor. ‘Evet gittim’ diyor, çünkü gücü Erdoğan’dan ve onun avukatların dan. Hiçbir yargıç cesaret edip karar da alamıyor, savcılar iddianame hazırlayamıyor. Nereden alıyor bu gücü? FETÖ ile mücadele ediyor söylemi tamamen palavra. Yok öyle bir şey. Tam tersine FETÖ’nün en etkin adamları şu an da onun çevresinde geziyor ve hepsi de Erdoğan’ın koruması altında. Fettah Tamince bunun en somut örneğidir. 15 Temmuz şehitlerimizin yakınları da iktidarın, FETÖ’ye karşı mücadelesi konusunda rahatsızlar. Örneğin o gece eşi ve oğlu şehit düşen bir annenin, Erdoğan ve çevresinin Fettah Tamince’yle ilişkisine gösterdiği tepkiyi biliyorsunuz. O annemizin tepkisi, bir çığlıktı, herkesi düşünmeye çağıran bir çığlık. n Siz 31 Mart sonrası Erdoğan ve Bahçeli birlikteliğinin nereye evrileceğini düşünüyorsunuz, geleceğini nasıl görüyorsunuz o birlikteliğin? Söylemleri daha fazla bir baskının olacağını gösteriyor. Topluma daha büyük baskılar olacak, o baskılar parlamento kullanılarak ve milletvekilleri üzerinde baskılar olacak. Bunu görüyorum, söylemleri var zaten. Bu baskılar onları kurtarmaya yetmez. ‘Herkes sandığa gitsin’ n ‘Martın sonu bahar’ dediniz. 34 gün gibi kısa bir süre kaldı sandığa gitmek için. Sandığa giderken yurttaşlara hangi mesajı vermek istersiniz? Herkesin sandığa gitmesi lazım, oyunu kullanması lazım. Çünkü bu seçimlerde CHPİYİ Parti ve SP’nin alacağı her oy yani Millet İttifakı’nın alacağı her oy ile dünyaya şu mesajı verecektir: Türkiye’de iktidarın bütün baskılarına rağmen, yargıyı kullanmasına rağmen, medyanın yüzde 90’ını kontrol etmesine rağmen halk demokrasiye sahip çıktı ve vazgeçmedi. Bu mesaj, bizim açımızdan da, dünyadaki demokratların da ilgi ve kaygı ile izlediği Türkiye açısından da çok değerli bir mesaj olacaktır. ‘İstanbul, Bursa, Mersin... ’ n Sizin başarı çıtanız nedir? Bir oy oranı var mı? Ya da şu şehirleri kazanırsak evet başardık diyeceğiniz... Ben söyledim. Ankara’yı, İstanbul’u, Adana’yı, Bursa’yı, Mersin’i, Antalya’yı kazandığımızda güzel bir başarı elde etmiş olacağız. Ve kazanacağız. Akşener partisinin adayı Tosun için Bodrumlular’dan oy istedi. Akşener: Ankara ve İstanbul’u alıyoruz İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, yerel seçim çalışmaları kapsamında Bodrum’u ziyaret etti. Dün sabah saatlarinde bir otelde düzenlenen yemekli toplantıda, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, iş insanları, geçmiş dönem belediye başkanları ve partililer ile bir araya geldi. Akşener, buradaki konuşmasında, partisinin Bodrum Belediyesi başkan adayı Mehmet Tosun için destek istedi. Daha sonra düzenlenen mitingde yurttaşlarla buluşan Ak şener, AKP’nin kalelerini kaybedeceği için kendisini tutuklatmak istediğini aktararak, “Yorgunum, bırakıyorum deyip de, İYİ Parti’yi kurmamış olsaydık, nasıl bir seçim süreci olacaktı. Neden iktidar partisi bizim seçime girmememizi istedi? Neden bizimle kavga ediyorlar, neden beni tutuklatmak istiyorlar? Kale sayılan Bursa gidiyor. İYİ Parti kurulmamış olsaydı bu olur muydu? İstanbul’u ve Ankara’yı alıyoruz” diye konuştu. l İç Politika BEKİR AĞIRDIR: Denge değişecek Araştırma şirketi KONDA’nın Genel Müdürü Bekir Ağırdır, 31 Mart yerel seçimine ilişkin olarak değerlendirmede bulundu. Ağırdır, “Bu seçimde çok muhtemel ki, iktidar ile muhalefet bloku arasındaki yüzde 51’e yüzde 49 olan denge değişecek” dedi. KONDA, ilk kez her seçim öncesi perşembe günü paylaştığı bilgi ve bulguları bu yıl paylaşmayacağını duyurdu. Medyascope TV’ye değerlendirmelerde bulunan Ağırdır, “Kararsız bir kitle var. Bir tanesi gerçekten kararsız olanlar ve onlar büyük ihtimalle seçime de gitmeyecek. Bir tanesi de halen gerçekten kararsız olanlar. Muhalefet blokunda sandığa gitmeyenler daha çok olurdu. Bu seçimler öncesinde ise muhalefet konsolide olmuş vaziyette ve heyecanlı... Bunun nedeni, iktidar bloğunun kullandığı dil. Bu seçimdeki çok muhtemel ki, iktidar bloku ile muhalefet bloku arasında, Türkiye genelinde yüzde 51’e yüzde 49 olan denge değişecek” dedi. l Haber Merkezi CHP LİDERİNDEN UYARI Provokasyonlara karşı dikkatli olun MAHMUT LICALI CHP’de 31 Mart seçimlerine sayılı günler kala bütün il ve ilçe örgütleri olası provokasyonlara karşı uyarılırken, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da son haftaya girilmeden önce bazı büyükşehir adaylarını tek tek arayarak provokasyonlara karşı dikkatli olunmasını istediği öğrenildi. Kılıçdaroğlu’nun çocuklar üzerinden bir provokasyon yapılabileceği yönünde duyumlar olduğunu ifade ettiği ve CHP’nin iddialı olduğu büyükşehir adaylarına “Kampanya dönemi bitene kadar çocuklarınızı gözünüzün önünden ve yanınızdan ayırmayın” önerisinde bulunduğu kaydedildi. Kılıçdaroğlu’nun adayların çocuklarının özellikle tek başına akşamları çıkmamaları konusunda da uyarıda bulunduğu ifade edildi. CHP Genel Başkan Yardımcıları Oğuz Kaan Salıcı ve Muharrem Erkek imzasıyla yayımlanan bir yazıda daha önce bütün il ve ilçe örgütlerine provokasyon olabileceği yönünde uyarı yapılmıştı. l ANKARA 350 dilekçe VERİLECEK Yalan haberlere CHP’den dava MAHMUT LICALI CHP, seçimlere kısa bir süre kala hükümete yakın pek çok medya organında “CHP, Saadet Partisi ve İYİ Parti’nin PKK ile bağlantılı adayları” başlığıyla yayımlanan haberleri toplu davalarla yargıya taşıyor. CHP Genel Merkezi ve iddialarda adı geçen 350 aday söz konusu yayınlar hakkında “hakaret; iftira; kişisel verilerin kaydedilmesi; halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik” suçlamalarıyla ayrı ayrı dava açacak. Adaylar için hazırlanan dava dilekçesinde söz konusu haberlerin yayından kaldırılması ve sorumlular hakkında ceza verilmesi talep edildi. CHP ve yayınların hedefi olan 350 adayın; bire bir aynı içerikli haberi yapan Hürriyet, Sabah, A Haber, Akşam, Güneş, Star, Milliyet, Süper Haber, En Kocaeli Haber hakkında ayrı ayrı dava açacağı ifade edildi. CNN’DEN AÇIKLAMA: CNN Türk için soruşturma açıldı HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli’nin kullanmadığı ifadeleri kullanmış gibi servis etmesi nedeniyle ABD merkezli CNN tarafından CNN Türk hakkında soruşturma başlatıldı. Söz konusu gelişmeyi CNN’e soruşturma talebinde bulunan CHP’nin ABD temsilcisi Yurter Özcan duyurdu. Özcan, soruşturma başlatıldığı bilgisinin CNN’deki üst düzey yöneticiler tarafından kendisine iletildiğini, CNN yöneticilerinin soruşturma talebiyle ilgili kendilerine resmi bir yanıt da göndereceğini açıkladı. l Haber Merkezi CHP’Lİ UMUT ORAN: Seçmen CHP’den taahhüt bekliyor CHP’li Umut Oran, seçime günler kala seçmenler CHP’den taahhüt beklediğini belirterek, CHP yönetimine, “Oylara sahip çıkılacağına dair etkili güvence verilmeli ve muhalif seçmenin seçime katılma hevesi canlandırılmalı” çağrısında bulundu. Oran, yaptığı yazılı açıklamada “31 Mart Yerel Seçimlerine 1 hafta kaldı ve artık CHP Yönetiminin ‘seçim ve sandık güvenliği’ konusunda kamuoyuna güvence verip taahhütte bulunması gerekiyor” dedi. Son iki seçimde “hile yapıldığına” dair tabanda yaygın bir kanaatin hâkim olduğunu belirten Oran, CHP yönetiminin seçmenlerin “oylarına sahip çıkılacağına” dair etkili bir güvence vermesi ve seçmenin seçime katılma hevesinin artırılması gerektiğini vurguladı. Oran, “Seçim sonuçlarının açıklanmaya başlamasıyla AA tarafından gerçekleştirildiği iddia edilen manipülasyonlara karşı bu sefer neler yapılacaktır” sorusunun da yanıtlandırılmasını istedi. l ANKARA/Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle