23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: SERPİL ÜNAY 913 MART 2019 ÇARŞAMBA ‘Helal’li savurganlıkHelal Akreditasyon Kurumu, yönetim oluşmamasına karşın 5 milyon TL harcadı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile 15 Temmuz 2018’de kuru lan Helal Akreditasyon Kurumu’na, 5 buçuk ay için, Hazine’den 7 milyon 743 bin lira para akta rıldı. Yaklaşık 5 ŞEYMA PAŞAYİĞİT milyon harcayan kurum; “yönetim kurulunun belirlenmemesini” gerek çe göstererek stratejik planı hazırlayamadığını duyurdu. Dört numaralı Cumhur başkanlığı Kararnamesiy le kısa adı HAK olan Ticaret Kararname ile 15 Temmuz 2018 tarihinde kurulan kuruma 7 milyon aktarıldı. Kurumun aylık gideri 1 milyon lirayı buldu Bakanlığı’na Helal Akreditasyon Kurumu’nun “2018 Faaliyet Raporu” yayımlandı. Raporun giriş kısmında Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, “Sadece İslam coğrafyasında değil tüm dünyada küresel bir olgu haline gelen helal pazarında uluslararası tanınırlığa sahip akredite hizmeti sunan bir kurum olarak” kurulduğunu belirtti. Pekcan, “Helal Akreditasyon Kurumu, he lal ekonomisinden alacağımız payı günden güne artıracak ve ihracatımıza büyük katkılar sağlayacaktır” vaadini verdi. Kurumun görevleri ise; “helal akreditasyon hizmeti sunmak”, “helal akreditasyon ile ilgili kıstas ve tedbirleri belirlemek”, “uluslararası ve bölgesel akreditasyon birlikleri ve örgütleri nezdinde Türkiye’yi temsil etmek” ve “helal akreditasyonun öne mini artırıcı faaliyetler yapmak” olarak sıralandı. Sermaye giderlerine 4 milyon Raporda; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı aracılığıyla kurum hizmet binası için ihale işlemi gerçekleştirildiği bütçenin de Strateji ve Bütçe Başkanlığı’ndan temin edildiği bilgisi yer aldı. 2018 yılının temmuzunda kurulan kurum için, yedek ödenekten 2 milyon 43 bin TL, yatırımları hızlandırma ödeneğinden 5 milyon 700 bin olmak üzere toplam 7 milyon 743 bin TL ödenek tahsis edildiği kaydedildi. Ödeneklerden de personel giderine 333 bin TL, devlet primi giderlerine 39 bin TL, mal ve hizmet alım giderlerine 336 bin TL, 4 milyon 289 bin TL sermaye giderlerine toplamda 4 milyon 999 bin TL harcandığı bilgisine yer verildi. Kurumun bugüne kadar sadece toplantı ve sempozyum düzenlediği öğrenildi. Yaklaşık 5 milyon harcayan Kurum, yönetim kurulu oluşmadığı için stratejik planı hazırlayamadığını duyurdu. l ANKARA Fransız lisesi tarihten kaldıTarihi lisenin derslikleri, ana merdivenlerden biri, pencereleri değiştirildi, döşemeler pvc ile kaplandı Kültür varlığı olarak tescil edilen binadaki doku değişikliğine ilişkin iddianame hazırlandı. HAZAL OCAK İstanbul Karaköy’deki tarihi Özel Saint Benoît Fransız Lisesi’ne zarar verildiği ortaya çıktı. Okul müdürü Pierre Gentric ve projeden sorumlu Uran Badur hakkında tarihi yapıya zarar verme suçlamasıyla dava açıldı. İddianamede şüphelilerin yargılanarak cezalandırılması istendi. Eski CHP’li Meclis üyesi Hüseyin Sağ tarihi Özel Saint Benoît Fransız Lisesi’nde tarihi yapıya zarar verecek inşaat çalışmaları yapıldığını tespit ederek suç duyurusunda bulunmuştu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma tamamlandı ve iddianame hazırlandı. Onaylı projeyi hazırlayan İbrahim Uran Badur ve okulun müdürü Pierre Gentric hakkında hazırlanan iddianamede okulun korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edildiğini anımsattı. 11 temmuz 2017 tarihinde okulda inceleme yapıldığı belirtilen iddianamede özetle şu tespitlere yer aldı: “24.08.2005 tarih ve 1124 sayılı avan projede bodrum kat olmadığı halde mevcutta bir bodrum kat bulunduğu, onaylı projede zemin katta spor salonu olarak verilen mekânda gösterilen ıslak hacim birimlerinin mevcutta uygulanmadığı, ana merdivenlerden birinin çıkış hattının değiştirildiği, diğerinin ise yönünün farklı olduğu, birinci katta proje görülen tuvalet, öğretmenler odası ve avluya doğru L olarak uzanan derslik birimlerinin girişlerinin yer ve yönlerinin mevcutta değiştirildiği, mevcutta korudordan dersliklere bakan pencerelerin eklemiş olduğu, tavanların asma tavan şeklinde uygulandığı ve döşemelerin pvc malzeme ile kaplandığı...” İddianamede Gentric ve Badur’un söz konusu suçu işlediği belirtilerek cezalandırılması istendi. İddianamenin hazırlanmasının ardından açılan davanın ilk duruşması 13 Haziran’da gerçekleşecek. Eski CHP’li Meclis üyesi Hüseyin Sağ, “Bu işlemleri kendi ülkelerinde yapabilirler mi” diye sordu. OKULUN TARİHÇESİ Tarihi, 1607’lere uzanan ve Kral Henri IV’ün gönderdiği Fransız Cizvit Rahipleri’ne dayanan okul, 1783 yılında Kral XIV Louis’nin emri ile Cizvit Rahipleri’ne hizmet verdi. Daha sonra SaintBenoît Koleji’ni açan Lazarist Rahiplerine devredildi. 1880 yılında, Fransız Elçiliği adı altında binalar yeniden inşaa edildi. Birinci Dünya Savaşı’nda eğitimine İstanbul Lisesi’nde devam eden okul, 1919 yılında SaintBenoît Koleji olarak 594 öğrenci ile öğretime açıldı. Ayrı olan kız ve erkek bölümleri 1987 yılında birleşerek bugünkü kimliğine kavuştu. l İSTANBUL Ziya Selçuk Selma Argon M. Akif Ersoy İstiklal Marşı’nın yıldönümünde Ersoy anıldı İstiklal Marşı’nın yazarı Mehmet Akif Ersoy, İstiklal Marşı’nın kabulünün 98. yılında yurt genelinde düzenlenen etkinliklerle anıldı. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk Tacettin Dergâhı’nda düzenlenen anma programına katıldı. Selçuk, programa katılan İstiklal Marşı Şairi Mehmet Akif Ersoy’un torunu Selma Argon ile bir süre sohbet etti. Buradaki etkinliğe eski bakanlardan Bü lent Arınç da katıldı. Mehmet Akif Ersoy’un Edirnekapı Şehitliği’ndeki kabri başında yapılan anma törenine İstanbul Vali Yardımcısı Ahmet Hamdi Usta, Fatih Belediye Başkanı Hasan Suver, Eyüpsultan Kaymakamı Abdullah Dölek ve çok sayıda öğrenci katıldı. Tören sonunda protokol üyeleri ve öğrenciler tarafından Mehmet Akif Ersoy’un kabrine karanfil bırakıldı. l Haber Merkezi Cemil Kılıç’ın, şikâyet edilmesinden 1 yıl sonraki sosyal medya mesajları delil sayıldı Dincilik eleştirisine iddianame Sosyal medyadan hırsızlık ve dincilik eleştirisi yapan aydın ilahiyatçı Kılıç, BİMER’e şikâyet edildi, 1 yıl hapsi isteniyor Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı 25 Kasım 2017’de Başbakanlık İletişim Merkezi’ne (BİMER) yapılan bir şikâyet nedeniyle ilahiyatçıyazar Cemil Kılıç hakkında, “Halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağıla” suçlamasıyla iddia name düzenledi. İddianamede şikâyetçinin başvurusundan 1 yıl sonSEYHAN ra Kılıç’ın sosAVŞAR yal medya hesabından alınan iki paylaşımın delil olarak gösterilmesi dikkat çekti. İddianamede Kılıç’ın 6 aydan 1 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması istendi. Mesajlarında hırsızlık temasının işleyip dinciliği eleştiren Kılıç için suçun basın yoluyla işlendiği aktarılarak cezanın yarı oranında artırılması talep edildi. D.Ç. isimli bir şahıs 25 Kasım 2017 tarihinde BİMER’e yaptığı şikâyette Cemil Kılıç’ın sosyal medya üzerinden halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağıladığını öne sürdü. Yürütülen soruşturma sonucunda Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı Kılıç hakkında iddianame düzenledi. İddianamede Cemil Kılıç’ın 6 Aralık 2018 ve 11 Aralık 2018 tarihindeki iki paylaşımına yer verildi. Kılıç’ın 6 Aralık tarihli sosyal medya paylaşımında, “Din güzel ahlaktır diyor sevgili peygamberimiz Cemil Kılıç Hz. Muhammed! Lakin gel görki dincilerin hepsi ahlaksız” ifadelerini kullandığı, 12 Aralık tarihli paylaşımda ise, “Bir ilahiyatçı olarak söylüyorum ki tarih Türkiye’deki islamcılar kadar hırsız, düzenbaz, yalancı ve cahil topluluk görmüş değildir. İslamcılar Hz. Muhammed öncesi cahiliye devrinin temsilcileri gibiler. İslamcı sapkınlığa karşı çare devrimci Muhammed’i müslümanlıktır” paylaşımını yaptığı aktarıldı. Ancak D.Ç. BİMER’e 25 Kasım 2017’de şikâyette bulunmasına karşın düzenlenen iddianamede Kılıç’ın 2018 tarihindeki paylaşımlara yer verilmesi dikkat çekti. İddianamede Kılıç’ın savcılık beyanlarına da yer verildi. Kılıç, beyanında “Paylaşımların suç olduğunu düşünmüyorum. Düşünce özgürlüğü kapsamındadır. Ben müslümanlara değil islamcılara, dindarlara değil dincilere eleştirilerde bulundum” ifadelerini kullandı. İlahiyatçı Kılıç, sosyal medya paylaşımları nedeniyle geçen ocak ayında, Rami Atatürk Anadolu Lisesi’ndeki görevinden uzaklaştırılmıştı. Kılıç, Eğitimİş ve ADD’de görevler almıştı. l İSTANBUL MAAŞIN FAİZİYLE ÖDENMESİ İSTENDİ AYM’den memurlar için önemli karar ALİCAN ULUDAĞ Anayasa Mahkemesi, açığa alınan ancak daha sonra göreve iade edilen memurun açıkta kaldığı sürede kesilen maaşının iade edilirken faizinin ödenmemesini mülkiyet hakkının ihlali olduğuna karar verdi. Aydın Bayındırlık ve İskan Müdürlüğü’nde inşaat mühendisi görev yapan Vildan Utku Atalay hakkında 1996’da resmi evrakta sahtecilik suçlarını işlediği gerekçesiyle dava açıldı. Yargılama sonunda Atalay hakkındaki dava zamanaşımı gerekçesiyle düşürüldü. Dava devam ederken Atalay, 15 Temmuz 1998’de açığa alındı ve maaşı 1/3 oranında kesildi. Mühendis Atalay 2005’te kendi isteğiyle emekli oldu. 2010’da bağlı olduğu bakanlığa dilekçe veren Atalay, eksik aldığı maaşı ve parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi, terfi işlemlerinin yapılarak emekli keseneklerinin Emekli Sandığı’na gönderilmesi talebiyle dilekçe verdi. Başvuru üzerine bakanlık, Atalay’ın kadro ve derecesini 1. derecenin 4. kademesine yükseltti. Ayrıca Aydın Bayındırlık Müdürlüğü de kesilen maaşı 15 bin 762 TL olarak 2010’da Atalay’a ödedi. Ancak müdürlük, söz konusu maaşın faizini ödemeyi reddetti. Atalay, idare mahkemesinde açtığı davayı da kaybetti. Enflasyon farkı ödenmeli Bunun üzerine Atalay, Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Yüksek Mahkeme, Atalay’ın mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar vererek dosyayı ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için Aydın 1. İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine hükmetti. Mahkeme, gerekçesinde söz konusu paranın faizinin Atalay’a ödenmesi gerektiğini kaydetti. TÜİK verilerine göre başvurucunun açığa alındığı 1998 yılı temmuz ayındaki 100 TL’nin ödemenin yapıldığı 2010 Ocak ayındaki karşılığının bin 286 TL olduğu ifade edilen kararda, aradan geçen 11 yıl 6 aylık sürede gerçekleşen enflasyonun yüzde 1.186 olduğu ifade edildi. Kararda, başvurucunun emekliye ayrıldığı 2005 yılı mayıs ayındaki 100 TL’nin ödemenin yapıldığı 2010 Ocak ayındaki karşılığının ise 149 TL olduğu, aradan geçen 4 yıl 9 aylık sürede gerçekleşen enflasyon oranının yaklaşık yüzde 49 olduğuna işaret edildi. Başvurucunun söz konusu alacakların enflasyon oranları karşısında önemli ölçüde değer kaybına uğratılarak ödendiği anlatılan kararda, “Buna karşın başvurucuya herhangi bir faiz öddemesi ise yapılmamış, faiz ödemesi yönündeki talep reddedilmiştir. Söz konusu değer kaybının oranı gözetildiğinde müdahaleyle başvurucuya şahsi olarak aşırı ve olağandışı bir külfet yüklendiği, bu sebeple söz konusu müdahalenin kamu yararı ile başvurucunun mülkiyet hakkının korunması arasında kurulması gereken adil bir dengeyi başvurucu alyehine bozduğu kanaatine varılmıştır” denildi. l ANKARA Ankara’da Cumhur İttifakı ‘Yavaş’lıyor! Yerel seçimin en çetin geçtiği illerin başında Ankara geliyor. Kayseri eşrafından Mehmet Özhaseki ile 2014 seçimlerini 03.00’te kazanıp 05.00’te kaybettirilen Ankaralı Mansur Yavaş arasındaki yarış, eşit olmayan koşullarda devam ediyor. Son olarak Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün kapanmış bir dosyada soruşturma izni vermesi, AKP sözcüsü Ömer Çelik’in iddianameyi kamuoyuna açıklaması ve mahkemenin kabul etmesiyle Yavaş hakkında dava açıldı. Artık, “Olur şey değil” türü tepkiler vermenin gereği yok. Haberi duyunca sadece şunu söyledik: “Bu da oldu...” Seçime üç haftadan daha kısa bir süre kala yarışa Özhaseki lehine adaletin de katılması beklenmeyen bir durum değildi. HHH Ankara’da sokak, cadde, taksi durakları, berber sohbetleri Mansur Yavaş diyor. Bunun nedenleri şöyle sıralanabilir: Beypazarı deneyimi... Ankara’nın küçük bir ilçesinde kadınların üretime daha aktif katılabileceğini gösterdi. Sadece başkentten değil, ötedeki kentlerden de bir ilçeye turist çekilebileceğini kanıtladı. O dönem MHP’den seçildiği halde ilçedeki CHP’nin tarihi yapı niteliğindeki binasını restore edip kucaklayıcı bir yöntem izledi... Halkın vicdani... Tıpkı 1994’te olduğu gibi 2014’te de Melih Gökçek’in sonradan seyri değişen sayımlarla seçilmesi, “Mansur Yavaş’ın hakkı yendi” duygusunu öne çıkardı. AKPMHP tabanındaki uyumsuzluk... Dünkü yazımızda altını çizdiğimiz gibi AKP ile MHP Orta Anadolu’da birbirlerinin ikinci partisi. Ancak Ankara’da pek çok MHP’linin Özhaseki’yi değil, Yavaş’ı tercih edeceği araştırmalarda da görülüyor. Her 10 MHP seçmeninden 6 ile 8’inde ibre Yavaş’tan yana. Sakin güç... CHP’nin büyükşehir adaylarının hemen tümü iktidarın sert, ayrıştırıcı üslubu dışında bir dil benimsedi. Yavaş da bunu temsil eden sakin güçlerden biri. İftiralar ters tepiyor... Damat Berat, 24 Haziran seçimleri öncesinde, “Cumhurbaşkanımız aya dört şeritli yol yapacağım dese, inanacak seçmenimiz var” demişti. Bu kısmı tamam da iş iftiraya gelince, halkın her şeyi gözü kapalı doğru sanması mümkün değil. Mansur Yavaş’a yönelik her saldırı geri tepiyor. Büyüttükleri işsizlik sorunundan utanmadan, “Mansur Yavaş kazanırsa teöristleri işe alacak, şimdiden liste yapıldı” yalanını uydurabilmek için insanda zerre kadar vicdanın olmaması gerekir. HHH Sonuç olarak Ankara’da Cumhur İttfakı ‘Yavaş’lıyor. Son saldırıların başka bir anlamı yok. Şimdi Millet İttifakı’nın iki önemli işi var: Daha çok seçmenin sandığa gitmesini sağlamak. Sandığa sahip çıkmak. Hrant Dink suikastI davası ‘Katiller belli failler bilinmiyor’ Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesinde sorumluluğu bulunan emniyet, istihbarat ve jandarma görevlilerinin yargılandığı 4’ü tutuklu 85 sanıklı davaya devam edildi. Çağlayan’daki İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada, dönemin İstanbul TEM Şube Müdür Yardımcısı, şu anda ise Çanakkale İl Emniyet Müdürü olan Celal Sel, mahkeme başkanının olay gününe ait bir banka şubesinden elde edilen görüntülerin kayıp olduğunu sorması üzerine, TEM Şube’ye bağlı ekiplerin görüntüleri aldıklarını ancak görüntülerin daha önce İstihbarat’tan alındığına dair bilgisi olmadığını söyledi. ‘Dink sıradan biri değil’ Dönemin İstanbul İstihbarat Dairesi Başkan Yardımcısı Vedat Yavuz, soruşturmayı esas alan F4 raporuyla ilgili yazışma ve haber notlarıyla C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer ve Bülent Demirel’in ilgilendiğini söyledi. Yavuz, “ses getirici eylem notuna ilişkin önlem alınmalı mıydı” sorusunu, “Dink sıradan bir kişi değil. Evrakı gören şube müdürü gerekli kontakları sağlamalıydı” diye yanıtladı. Duruşma öncesi açıklama yapan “Hrant’ın Arkadaşları”, cinayetin göz göre göre işlendiğine dikkat çekerek “13 yıldır duruşmalar boyunca bu alçakça cinayetin nasıl işlendiğini Hrant Dink’in göz göre göre nasıl öldürüldüğünü tekrar tekrar dinliyoruz. Katilleri belli, failleri hâlâ belli olmayan, hâlâ üzerindeki karanlık perdenin kaldırılmadığı bir dava bu” dedi. l İSTANBUL/Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle