24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 13 MART 2019 çarşamba [email protected] TASARIM: İLKNUR FİLİZ OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği 30 yaşında: Bir Cumhuriyet kurumunun oluşumu Azmi Kişnişci / ÇYDD üyesi Yaptığımız ve yapmakta olduğumuz inkılapların gayesi, Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamen çağdaş ve bütün anlam ve görünüşüyle uygar bir toplum haline ulaştırmaktır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk... 1923 yılında atılan çok sağlam temeller, toplumumuzu “çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine” çıkaracak yeni kurumların oluşmasına, birçok öncü toplumsal projenin yaratılmasına olanak tanıdı. Bu yıl otuzuncu kuruluş yılını kutlamakta olan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin, en önemli Cumhuriyet kurumlarından biri haline geldiğini söylemek herhalde yanlış olmayacaktır. ÇYDD’nin, büyük bir öngörü ile başlatıp sürdürdüğü eğitsel projeler ile toplumsal kalkınma girişimlerini, yarıda kesilmiş Köy Enstitüleri ve Halkevleri hareketinin on yıllar sonra yeniden hayat bulması olarak değerlendirebiliriz. Derneğin 30 yılda üyeleri ve duyarlı yurttaşlar ile birlikte başardıklarından önemli bir demete bakalım: On binlerce ortaöğrenim ve üniversite gencine burs verilmesi, kızerkek eşitsizliğine ve Doğu’nun “ma ÇYDD, Köy Enstitüleri ve Halkevleri hareketinin on yıllar sonra yeniden hayat bulması gibi eğitim faaliyetleri yürütüyor. ÇYDD’nin temel amacı, çağdaş eğitimin yaygınlaştırılarak çağdaş bireyin yaratılması ve böylelikle çağdaş topluma ulaşma çabasına katkı sunmaktır. kus” talihine başkaldıran Kardelenler projesi, onlarca okul ve yurdun yapımı ve onarımına katkı sağlanması, 1999 Marmara depremi ve Soma maden faciasından sonra çaresiz kalan toplum kesimlerine birçok boyutuyla sahip çıkılması, anababa eğitimi ile okumayazma kampanyalarına yoğun destek verilmesi, dernekler yasasının çağdaş ölçütlere yükseltilmesi için harcadı 74. YIL YUNUS NADİ ÖDÜLLERİ 2019 ğı çabalar, insan hakları eğitim programlarına etkin destek sağlanması... Değer yaratan niteliklerimiz ÇYDD, kökleşen bir Cumhuriyet kurumuna dönüşürken kısa sürede içselleştirdiği çok önemli nitelikleri bulunmaktadır. Temel rotasında, çağdaş eğitimin yaygınlaştırılarak çağdaş bireyin yaratılma sı ve böylelikle çağdaş topluma ulaşma çabası yer almaktadır. ÇYDD’nin belki de en ayırt edici özelliği, aydınlarla geniş toplum kesimlerini neredeyse sorunsuz biçimde buluşturabilmesidir. Sorunun yerine çözümün parçası olma ilkesinin benimsenmesi. Yerel ve merkezi yönetim ile, diğer gönüllü kuruluşlar ile ortaklık kurularak toplumsal projelerin daha geniş işbirliği içinde yürütül mesine özen gösterilmesi ayırt edici yetkinliklerimiz olarak öne çıkıyor. ÇYDD’nin bir belirleyici niteliği de inisiyatif kullanmayı başarabilen yaygın ve ortaklaşılan bir liderlik anlayışına sahip olmasıdır. Değerli Türkan Saylan ve Aysel Çelikel hocalarımızda somutlaşan bu anlayış, ÇYDD’nin 110 şubesinde tümü gönüllü olarak çalışan, her yönetici ve üye sinde rahatlıkla gözlemlenebilir. “Ben senden daha iyi bilirim” tavrını takınmadan yurttaşının gerçek gereksinimine odaklanan; her aşamada takım çalışmasına önem veren; toplumsal yararı bireysel çıkarın üzerinde tutan; hedefindeki her çocuğugenci, anababayı, yurttaşı projesinin etkin bir parçası haline getirmeyi temel alan; yaşam boyu eğitimi ve sürekli öğrenmeyi sadece karşısındaki için değil kendi bireysel gelişiminde de dikkate alan bir liderlik anlayışıdır bu. Ahmet Taner Kışlalı hocamızın öngördüğü gibi ülkenin nitelik ve nicelik bakımından en büyük gönüllü örgütlenmesi olarak Cumhuriyetimizin ilke ve devrimlerini yaygınlaştırmayı ve ülkemize değer katmayı sürdüreceğiz. 30. yaşımız ÇYDD ailesine ve ülkemize kutlu olsun. Çamur at izi kalsın... Cumhuriyet gazetesinin kültür ve sanat ödülleri kapsamında düzenlenen karikatür yarışmasına, uluslararası karikatür sanatçılarının yarışma sergisi ve albümüne desteği sürüyor. Cau Gomez / Brezilya Hilmi Taşkın / Eğitimci Yazar Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 31 Mart yerel seçimleri için il il geziyor, mitingler yapıyor. Her mitinginde, Cumhur İttifakı dışındaki tüm partileri “terörle işbirliği” yapmakla, Kandil’den talimat almakla suçluyor. “Zillet ittifakı” diyor... Sonra da bu konuşmaları yandaş kanallar ekranlardan halka ulaştırıyor. Yandaş yorumcular ekranlarda yorumlar yapıyor. Yandaş ve yanaşma medya manşet yapıyor. Böylece yerel seçim öncesinde “çamur at izi kalsın” siyaseti üzerinden kamuoyunda algı oluşturulmaya çalışılıyor. Bu strateji ile aynı zamanda diğer ana konuların gündemde çokça yer almasının da önüne geçmeye çalışıyor. Kitleleri gündemden uzaklaştırıyor Tenceresi boş, cüzdanı boş, ekonomik krizin altında her geçen gün daha da ezilen seçmenleri ana gündemden uzaklaştırmaya çalışıyor. Bu nedenle “zillet ittifakı” diyor. Bu nedenle tüm muhalefeti terör ile işbirliği içinde olmakla suçluyor. Elinde somut bir kanıt var mı? Yok. Fakat kamuoyu, yakın geçmişte Oslo’da, İmralı’da, Dolmabahçe’de terör örgütü ile iş tutanın kim olduğunu biliyor. O dönem terör örgütünü lideri için hangi siyasilerin nasıl övgüler düzdüğünü de biliyor. Öcalan’ın mektubunu, Diyarbakır’da Nevruz’da okutanın İnönü olmadığını da biliyor. Valilere “açılım süreci zarar görmesin, operasyon yapmayın” talimatını kimin verdiğini de biliyor. Habur yargısı da henüz hafızalardan silinmedi. Barzani bayrağının İstanbul ve Ankara’da Türk bayrağı ile yan yana gönderde dalgalanmasını sağlayanın kim olduğunu da iyi biliyor. O günlerde PYD lideri olan Salih Müslim’i Ankara’da kırmızı halılarla karşılayanları da biliyor. Anadolu Ajansı’nın İktidar ve Cumhur İttifakı, bizden yana olanlar ‘yerli ve milli’, olmayanlar ise terörle işbirliği içindeler algısıyla propaganda yürütüyor. Bu siyasetin tutmadığını anketlerde görüyoruz. Halkın en önemli sorunu ekonomi... Halk geçim derdinde... İşsizlik ve yoksulluk ciddi boyutlarda... Kandil’e basın toplantısına gönderildiğini de unutmadı. Bunlar somut, fakat meydanlarda “konsolidasyon” sağlamak için söylediği sözlerin hepsi soyut. Ve toplumun yarısını suçlayıcı bir söylemdir. Konsolidasyonun ardından itiraf Bunu kendisi de, “Henüz istediğimiz konsolidasyonu sağlayamadık” sözleri ile itiraf ediyor. “Cumhur İttifakı içinde yer alan AKP ve MHP tabanını henüz tam anlamıyla bir araya getiremedik, birleştiremedik” demek istiyor. “Millet İttifakı içinde ayrışmalar yaşanmasını sağlayamadık” demek istiyor. Bu nedenle; “zillet ittifakı”, “Kandil’den talimat alıyorlar”, “Terörle işbirliği yapıyorlar” tarzı söylemlerini giderek daha da artıracağa benziyor. Birkaç gündür bu “topa” İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da girdi. Hafta sonu partisinin Trabzon’da seçim çalışmalarına katılan Bakan Soylu, “Elimizde öyle istihbaratlar var ki...” diyerek MİT’in de devrede olduğunu açık etti. “Konsolidasyonu sağlamak” için yarın bir “kumpas” dahi kurabilecekleri çok da ihtimal dışı değildir. Çünkü iktidarda kalmayı “beka sorunu” olarak görüyorlar. AKP tabanından kopmalar var. MHP tabanı henüz bütünüyle Cumhur İttifakına destek vermiyor. Bu açıdan konsolidasyon önemli, “beka sorunu” gündemde... Bu siyaset tutmayacaktır Bu nedenle Cumhur İttifakı adeta yeni “Vatan Cephesi” gibi konumlandırılıyor. Bizden yana olanlar “yerli ve milli”, olmayanlar ise terörle işbirliği içindeler algısı için çaba harcanıyor. Bu siyaset anlayışı tutar mı? Henüz tutmadığı görülüyor. Anketlerde halkın en önemli sorununun ekonomi olduğu görülüyor. Halk geçim derdinde... İşsizlik ve yoksulluk ciddi boyutlarda... Cep delik cepken delik... Her geçen gün kriz daha da derinleşiyor. Ne demişler: “tencere iktidarları götürür.” Bunu bildikleri için “konsolidasyon” diyorlar. “Beka sorunu” diyorlar. “İstikrar” diyorlar... Adeta tüm muhalefeti “terörist” göstermeye çalışıyorlar. Kazanmak için ellerindeki devlet gücü ile medya gücü ile her şeyi yapıyorlar. Giresun Yavuzkemal beldesinde, AKP’den istifa ederek bağımsız aday olmak isteyen Abdullah Önal’ın karşısına, Espiye ilçesinden aynı isim ve soy isim ile başka bir bağımsız aday çıkarmak da bunun işaretidir. Bursa’da sahte afişler ile yapılanlar da... Sahte anket şirketlerinden telefonla seçmene yöneltilen sorularda... Artık bitti! Fakat bunların şimdilik tutmadığı görülüyor. Örneğin Karabük’te AKP adayı ile MHP adayı arasında yaşanan sert tartışmalar “konsolidasyon” sağlanamadığını gösteriyor. Tavan farklı, seçmen tabanı farklı... Erdoğan da bunu gördüğü için il il seçim gezileri yapıyor. Meydanlarda iktidarın istikrarı için, bekası için ve Cumhur İttifakı içinde konsolidasyonu sağlayabilmek amacıyla “zillet ittifakına” yükleniyor! Hem de “atış serbest” mantığı ile... Anket sonuçları giderek daha da manipülatif adımlar atabileceklerini göstermektedir. İçişleri Bakanı Soylu’nun sözleri buna işaret değil mi? C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle