18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
haber EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY / ELİF TOKBAY TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 313 MART 2019 çarşamba MARMARA FIRTINALI İstanbul, Tekirdağ, Kırklareli ile Edirne’nin güney kesimlerinde rüzgâr, bu akşam saatlerine kadar kuvvetli esecek. Rüzgârın hızı saatte 80 kilometreye ulaşacak. Parçalı Bulutlu Açık Sağanak Bulutlu Karlı Yağmur Karla K. Yağmur Sisli İstanbul 11/8 İzmir 19/12 Antalya 15/12 Ankara 13/5 Mersin 20/13 Trabzon 16/13 Diyarbakır 18/4 Bursa 130/6 0 Atina 170/1 2 0 TARİHTE BUGÜN Adana 210/1 1 0 Berlin 90/1 0 1899: Mustafa Ke Kars 8/4 Artvin 200/7 0 Çanakkale 80/4 0 Balıkesir 110/6 0 Sivas 120/3 0 Erzurum 50/ 3 0 Eskişehir 140/6 0 Girne 210/1 2 0 Londra 120/6 0 Moskova 00/60 Paris 130/20 Madrid 210/40 Amsterdam 90/40 mal, 18 yaşında “1283” apolet numarasıyla İstanbul’da Harp Okulu’na girdi. 1919: Kazım Karabekir, Erzurum’da 15. Kolordu Komutanlığı’na atandı. Aydın 210/9 0 Roma 160/40 1923: Mustafa Kemal, Gaziantep 150/8 0 New York 70/10 Adana’dan başlayan bir Konya 150/6 0 Tokyo 170/80 geziye çıktı. Felaket tezi gibi!Güneysu Deresi’nin tam ortasına yapılan 31 bloklu üniversite lojmanına tepki yağdı Neredeyse her yıl meydana gelen ve şiddetli yağışların neden olduğu sel, heyelan ve su baskınları sonrası gündeme gelen dere yataklarına bu kez lojman yapıldı. Çevreciler “ders alınmadı” diye tepkili. RTEÜ lojmanları... ÖMER ŞAN Rize’deki Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi personeli için yapılan 31 bloklu lojmanlar, dere yatağının tam ortasına inşa edildi. Dere yataklarının imara açılmasına tepki gösteren çevreciler, bölgede daha önce afet sonucu yaşanan can kayıplarından ders alınmadığına dikkat çektiler. Dere yatağına su parkı İlçenin adını aldığı ve 6 ayrı ufak derenin, Gürgen Deresi’yle buluşmasından meydana gelen Güneysu Deresi yatağının daraltılıp iki duvar arasına alınmasıyla kazanılan dere yatağında yapılan ve adına “toplu konut yerleşkesi” denen lojmanlarda 24 bloğun inşaatının tamamlandığı açıklandı. Yapımı süren lojmanların, dereye bakan kısımlarında süren rekreasyon çalışmalarının yanı sıra, dere yatağında DSİ’ye ait iş makineleri çalıştırılarak derenin doğal taş yatağı da beton dökülerek yaklaşık 1 kilometrelik kısmı setler halinde döşenerek adeta su parkı oluşturuldu. Yerleşkedeki 30 blokta, 60 adet 2+1, 420 3+1 olmak üzere 480 daire yer alırken 1 blok ve 28 daireden oluşan bir de misafirhane binası bulunuyor. Ayrıca her blokta 16 araçlık kapalı otopark yer alıyor. Uyarılar dikkate alınmadı RTEÜ Geliştirme Vakfı tarafından yapılan ve üniversiteye kazandırılacak projenin, bitirildiğinde üniversite personeli için “cazip” bir yaşam merkezi ve “bilimsel” çalışma ortamına sahip olacağı ifade edilirken kamuoyunda da şimdiden tartışılmaya başlandı. Borsalar Birliği Fen Lisesi Çaykur Didi Stadyumu Devlet dere yatağında Rize’deki Çaykur Didi Stadyumu ile Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü binaları başta olmak üzere, Güneysu Deresi yatağının içerisinde Türk Telekom Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi, Salarha Vadisi üzerinde yer alan Rize Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Fen Lisesi de tam olarak dere yatağının ortasında inşa edildi. Bölgede hemen her yıl şiddetli yağışların neden olduğu sel, heyelan ve su baskınları sonrası gündeme gelen dere yataklarının imara açılması ve yerleşim alanı olarak düzenlenmesi uyarılarının dikkate alınmamasına çevreciler tepki gösterdi. TEMA Vakfı Rize Temsilcisi ve Yüksek Elektrik Mühendisi Ahmet Ali Kork, yaşanan sel ve heyelanlardan ders çıkarılmadığına dikkat çekerek “Özellikle devlet kurumlarının, belediyelerin ve idarenin bu konudaki duyarsızlığı nedeniyle özel işletme sahibi vatandaşlar da aynı yöntemi izlemekte, gelişigüzel yapılaşmalar olmaktadır. Bununla birlikte de maalesef can kayıpları yaşanmaktadır” dedi. ‘Sorumlusu izin veren’ Özellikle bölgedeki HES ve taşocağı çalışmalarının vadilere geri dönüşümsüz zararlar verdiğine dikkat çeken Derelerin Kardeşliği Platformu (DEKAP) Yürütme Kurulu Üyesi Hüseyin Acar, başta valilik, kaymakamlıklar ve belediyeler aracılığıyla, yer ve alan arsa sıkıntısının çekildiği bölgede özel işlet melerin de dere yatakları üzerinde yapılaşmasına izin verildiğini anlattı. Bu çalışmalarla dere yataklarının imara açıldığına vurgu yapan Acar, “Zira bölgede ‘dere ıslahı’ adı altında yapılan çalışmalarla yaklaşık 1520 yıl önce önemli oranda debileri bulunan derelerin yatakları daraltılarak 35 metreye sığdırılmaya çalışıldı. Bu uygulamalarla, bölgedeki sel ve heyelan felaketlerinde can ve mal kayıpları yaşandı. Bundan sonra yaşanacak sorumluları da bu yapılanmalara izin verenler olacaktır” dedi. l RİZE PROTESTO ETTİLER Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Kampusu’na ‘millet bahçesi’ yapılıyor Millet ‘kampus’u İlkyardımda yolsuzluk iddiası İstanbul Tabip Odası ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası üyeleri, Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yaşanan sorunlara ilişkin hastane önünde eylem yaptı. Sağlık emekçilerinin döner sermayeden aldıkları ek ödemelerin yetersiz ve adaletsiz olduğu belirtilen açıklamada, hastanede yüzlerce temizlik ve onlarca medikal malzemenin çalındığı iddiaları da gündeme getirildi. Açıklamada “Bu olayın aydınlatılmasını ve bu yüz kızartıcı suçu işleyenlere, buna göz yumanlara en kısa sürede gerekli yaptırımların uygulamasını istiyoruz” denildi. SES Şişli Yöneticisi Ferdane Çakır, hastanede yaşanan yolsuzluk iddialarına ilişkin “Bir polikliniğin 10 dakika geç açılması nedeniyle hemen görevli doktordan savunma isteyen idaremizin, gündüz vakti hastanemiz GOP ve Mevlana Yerleşkeleri’nde depo önüne çekilen araçlarla yüzlerce temizlik ve onlarca medikal malzemesinin çalınması olayını da aynı titizlikle aydınlatmasını istiyoruz” dedi. l Haber Merkezi AVRASYA ÜNİVERSİTESİ’nde yangın Derste panik Trabzon Yomra’da Avrasya Üniversitesi’nin yerleşkesinde 8 katlı binada dün yangın çıktı. Binadakiler tahliye edilirken yangın itfaiye ekiplerinin çalışmasıyla kontrol altına alındı. Yangının çıkış nedeninin tespiti için çalışma başlatıldığı bildirildi. Trabzon Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanı Fahri Kaplan, özel üniversitedeki yangının mutfak bölümündeki elektrik kontağından çıktığının tahmin edildiğini söyledi. Erdoğan Bayraktar MimarlıkMühendislik Fakültesi’ndeki yangın sabah 09.00 sularında çıktı. Yangın sırasında 7. katta derste olan öğrenciler, akademisyenler ve çalışanlar yangın butonuna basılıp alarm verilmesiyle tahliye edildi. l Haber Merkezi İtfaiye ekipleri, soğutma çalışmaları sırasında yeniden yükselen alevleri müdahale ederek söndürdü. Elektrik akımına kapılan 3 yaşındaki kız öldü Şanlıurfa’nın Harran ilçesine bağlı Damlasu Mahallesi’nde dün iddiaya göre 3 yaşındaki Asiye Çanakçı, oturma odasında ısınmak için açılan elektrik sobasına kimsenin olmadığı sırada dokundu ve elektrik akımına kapıldı. Gürültü üzerine odaya giren anne ve baba, küçük kızı yerde yatarken buldu. Hastaneye kaldırılan Çanakçı tüm çabalara rağmen kurtarılamadı. Çanakçı’nın cenazesi, otopsinin ardından toprağa verilmek üzere yakınlarına teslim edildi. l DHA Su dolu kovaya düşen çocuk hayatını kaybetti Bursa’da annesi mutfakta yemek yaparken salonda bulunan içi su dolu kovaya düşen Suriye uyruklu 2 yaşındaki Elmar Dahil yaşamını yitirdi. Osmangazi ilçesi Soğanlı Mahallesi’ndeki evlerinde anne Fatma Dahil mutfakta yemek yaparken, kızı Elmar salonda içinde su bulunan temizlik kovasına düştü. Yaklaşık yarım saat sonra salona gelen anne, kızını kovanın içinde hareketsiz buldu. Hastaneye kaldırılan Elmar Dahil’in öldüğü belirlendi. l DHA Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Davutpaşa Kampusu’na millet bahçesi projesi planlandığı ortaya çıktı. Tepki gösteren öğrenciler “YTÜ’de Millet Bahçesi İstemiyoruz!” başlığıyla imza kampanyası başlattı. İmza kampanyasının ardından YTÜ rektörlüğü tarafından öğrencilere “Son günlerde Davutpaşa Millet Bahçesi Projesi hakkında sosyal medyada gerçeği yansıtmayan bilgiler verilmesi ve yanlış algı oluşturulmak istenmesi nedeniyle siz değerli öğrencilerimizi bilgilendirme ihtiyacı doğmuştur” açıklamasıyla mail gönderildi. ‘Rehberlerle özel tur’ Mailde “Yeni dikilecek ağaçlar, biyolojik göletler, yürüyüş yolları ve tarihi mekânlarıyla öğrenim gördüğünüz kampusunuz arkadaşlarınıza ve ailelerinize gezdirebileceğiniz bir millet bahçesine dönüşecektir” denildi. Millet bahçesi projesinin özellikleri anlatılan mailde “Millet bahçesi hafta içi geniş bir yelpazeye yayılmış 50 bin kişilik yıldız ailesine hizmet ederken, hafta sonları da belirli saatlerde milletimize açık olacaktır. Bölgede yaşayan vatandaşlarımıza, mezunlarımıza ve ailelerine hafta sonları bir program çerçevesinde Davutpaşa Millet Bahçesi’ni tanıtmak, Tarihi Hamam, Otağı Hümayun, Fil Ahırları, Osmanlı Koğuşu, Sancak Köşkü gibi tarihi mekânları gezmeleri ve yeni kurulacak olan bilim parkında hoşça vakit geçirmelerini sağlamak için rehberler eşliğinde özel turlar düzenlenecektir” ifadelerine yer verildi. l İSTANBUL / Cumhuriyet Gezi korkusu Siyasal iktidarı elinde tutan güç Gezi’den korkuyor. Korkunun nedeni Gezi olayının kendisi değil. Gezi dediğimiz şey sonuçta kendisini Taksim Platformu diye adlandıran bir sivil toplum örgütleri birliğinin sınırlı bir amaç çevresinde bir araya gelerek Taksim Gezi Parkı’nda bir direniş hareketi örgütlemesiydi. Amaç, Gezi Parkı’nın yağmalanmasına engel olmaktı. AKM’nin yıkılmasına engel olunamadı, fakat Gezi’nin yağmalanmasına çok acılar, ölümler pahasına şimdilik engel olundu. Aradan geçen şunca yıla karşın şimdilik diyorum… Çünkü karşımızda bitmez tükenmez kin, hırs, yalan, şantaj, tehdit, küfür, intikam üreten akıldışı bir mekanizma var. Kendini güçlü hissettiğinde yapamayacağı kötülük yoktur. HHH Gezi korkusunun nedeni, amacı sınırlı olan bir hareketten duyulan korku değilse nedir? Pazartesi günü Taksim Dayanışması Platformu’nun Karaköy’de Mimarlar Odası’nda düzenlediği basın toplantısında okunan bildiride ve yapılan konuşmalarda bu nedenler bir bir dile getirildi. Başlıcalarını belki biraz daha açarak tekrarlamak istiyorum. Gezi öncelikle gençlik demektir. Bir gençlik hareketidir. Gençlik ise onu kindar ve dindar olarak tanımlama çabasındaki kafanın tam tersine, zeki, enerjik, yaratıcı bir akıl demektir. Yaşama sevincidir, aşktır, mutluluktur, yenilik arayışıdır, özveridir, gözü pekliktir… Karşımızdaki karanlık, kötücül akıl bu gençlikten korkuyor. Çünkü bu gençliğin büyük bir toplumsal harekete dönüşmesi, ısrarla ayakta kalmaya çalışan kötülüğün sonu olacaktır. Gezi’den korkunun başlıca nedenlerinden biri budur… HHH Gezi, kadın demektir. Ev içlerine, orada da mutfağa ve ihtiyaç duyulduğunda yatak odasına tıkılan kadının bayraklaşması, insanlaşması, özgürleşmesi demektir… Karşımızdaki kirli, karanlık akıl, bu kadın karşısında ölümcül korku duymaktadır. Çünkü insanlaşan, özgürleşen, erkekle omuz omuza yürüyen, gerektiğinde onun da önüne geçmesini bilen kadının örgütlenmesi, ülkemizde en kötülerinden biri yaşanmakta olan kokuşmuş bir erkek egemen dünyanın sonu olacaktır. Bugün ülkemizde siyasal iktidarı ne yazık ki elinde tutmayı sürdürmekte olan gücün Gezi’den duyduğu korkunun bir başka başlıca nedeni de budur... HHH Gezi, halk demektir. Çoğulculuktur. Birlikteliktir. Her inanca içtenlikle saygıdır. Parktaki buluşmada bir ucundan da olsa tanık olduğum birkaç günde bu birlikteliğin en güzel örnekleri sergilendi. İnanan ibadetini yaparken inanmayanı kendisi gibi davranmaya zorlamadı. İnanmayan da inanana engel olmayı aklından geçirmedi. Türkiye toplumu aslında böyle bir toplumdu. Ben çocukluğumda, ilk gençliğimde bu güzel birlikteliğin mutluluğunu yaşamış biriyim. Türkiye bir sentez toplumudur. Dünyanın hiçbir ülkesinin sahip olmadığı bir kültür çeşitliliğine sahiptir. Bu bizim olağanüstü zenginliğimizdir. Gezi, kendiliğinden, bu zenginliği, bu çeşitliliği sergiledi. Karşımızdaki karanlık aklın Gezi buluşmasından ölümcül korkusunun bir nedeni de bu örneğin bütün ülkeye yayılacak olmasıdır… Zaten öyle de oluyordu… HHH Şimdi yapılmak istenen, Balyoz ve Ergenekon adıyla hukuk görünümü altında işlenen ve bugün onun yargıç, savcı ve avukatı olanları suçlu konumuna düşüren suçlara, bu kez Gezi iddianamesi ve yargılaması görünümünde bir yenisinin eklenme çabasıdır… Basın toplantısının izleyicilerinden biri olarak basın bildirisinin okunmasının ve platform temsilcisi konuşmacıların ardından söz alarak Gezi iddianamesini hazırlayan ve Gezi’yi yargılamaya hazırlanan hukukçulara yönelik söylediklerimi buradan da tekrar edeyim: Siyasal iktidarın askeri değil, Cumhuriyetimizin, Türkiye’de ve bütün dünyada aydınlanma değerlerinin savunucusu olun. 12 Eylül yargıç ve savcılarının adlarını bugün belki çocukları ve torunları bile tedirginlik duymaksızın anamamaktadır. Balyoz ve Ergenekon’un çakma hukukçularının utanç verici, acıklı sonları ortadadır. Ve basın bildirisinden iki cümleyle: “Geziyi lekelemeye yönelik beyhude çabalarınızı reddediyoruz! Gezi bu toprakların eşitlik, özgürlük ve adalet umududur.” C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle