17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
haber EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 57 ŞUBAT 2019 PERŞEMBE Halkçı belediyecilikCHP, yerel seçimlere yönelik manifestosunu üç temel başlık altında kamuoyuna açıklayacak CHP’nin “Bir Arada Huzurlu Yaşamak İçin Halkçı Belediyecilik” başlığıyla hazırladığı yerel seçim bildirgesinde ekonomik krize karşı va tandaşların gündelik giderlerinin ve hayatın ucuzlatılmasına yönelik alınacak tedbirler sıralanacak. CHP’nin 10 Şubat’ta ye mahmut lıcalı rel seçimlerde yarışacak adaylarını tanıtacağı toplantıda kamuoyuna açık layacağı seçim bildirgesinin detayla rı belli olmaya başladı. Edinilen bilgi ye göre, CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun tarafından hazırlanan se çim bildirgesi üç ana bölümden oluşu yor. CHP’nin açıklayacağı seçim bildir gesinin ana başlığının doğrudan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ta rafından “Bir Arada Huzurlu Yaşamak CHP’nin ‘Bir Arada Huzurlu Yaşamak İçin Halkçı Belediyecilik’ başlığıyla açıklayacağı seçim bildirgesi üç bölümden oluşacak. Bildirgede hedefler sürdürülebilir kurumsal belediyecilik, hayatı ucuzlatan tedbirler ve şehirlerde huzurun tesisi olarak belirlendi İçin Halkçı Belediyecilik” olarak belirlendiği öğrenildi. Seçim bildirgesinin yanı sıra 10 Şubat’ta Kılıçdaroğlu’nun da 12 maddeden oluşan bir manifesto açıklayacağı belirtiliyor. Yaklaşık 35 sayfa olduğu belirtilen seçim bildirgesinin ağırlıklı olarak ekonomik krizin aşılması için belediyelerde alınacak önlemler ile hayata geçirilecek uygulamaların sıralanacağı belirtiliyor. CHP’nin yerel seçim bildirgesinde yer verdiği üç ana bölümde özetle şunlar anlatılıyor: CHP’nin Yerel Yönetim Anlayışı: CHP belediyeciliğine yönelik örnekler sıralanarak başarılı uygulamalar anlatılacak. Bu bölümde belediye kurumsal olarak yeniden tanımlanarak, daha hizmet odaklı bir yapıda olacağı belirtilecek. “Sürdürülebilir ve kurumsal belediyecilik” kavramıyla kadını ve çocukları önceleyen bir anlayışta ve şeffaf bir şekilde hizmetlerin üretileceği vurgulanacak. CHP’nin ayrıştırıcı ve kutuplaştırıcı değil birleştirici bir anlayışla hizmet verdiği belirtilecek. CHP’li belediyelerin demokratik siyasetin ve bir arada yaşamanın güvence si olduğu vurgulanacak. Yerel Ekonomik Kalkınma Politi kası: Türkiye’de yaşanan ekonomik krize ilişkin çözüm önerileri sıralanacak. Yerel kalkınma vurgusu yapılan bölümde, vatandaşların geçim derdine çare bulmak için toplu taşıma gibi gündelik giderlerin ve hayatın ucuzlatılmasına yönelik belediyelerin alacağı tedbirler sıralanacak. Kent ve Çevre Politikaları: Bütün şehirlerde yaşanan betonlaşmaya karşı alınacak önlemler ve kentlerde yeşil dokunun artırılmasına ilişkin yapılacak çalışmalar sıralanacak. İktidarın kentsel dönüşüm anlayışının yandaşları zengin etmeye dayalı olduğu vurgulanarak, kentsel dönüşümün afet riski azaltılmış, sağlıklı ve güvenli yerleşimler oluşturmak için uygulanacağı belirtilecek. l ANKARA Belediye meclisi üyeleri için 21 kentte il başkanları liste hazırlayacak, MYK onay verecek Meclis üyelikleri MYK’den geçecek CHP Genel Merkezi’nin yazısında, ‘MYK, tüm listelerin teslimine ve kesinleşmesine kadar tüm seçim çevreleri için değiştirme yetkisini nihai olarak elinde tutar’ denildi MAHMUT LICALI CHP’de 31 Mart yerel seçimleri için belediye meclis üyeleri ve il genel meclisi üyelerinin belirlenmesinde eğilim yoklaması yapılan 12 seçim çevresinde ‘fermuar sistemi’nin uygulanması, 21 kentte ise il ve başkanlarının liste hazırlaması yöntemi benimsenirken; hazırlanacak listelere Merkez Yönetim Kurulu (MYK) onay verecek. MYK’nin tüm listelere müdahale yetkisi olduğu da ifade edildi. CHP yerel seçimler için yarışacak adaylarını belirlerken, Parti Meclisi’nde (PM) alınan yetki kapsamında genel merkezden bütün il ve ilçelere yazı gönderildi. CHP Genel Başkan Yardımcıları Oğuz Kaan Salıcı, Seyit Torun ve Muharrem Erkek ile CHP Genel Sekreteri Mehmet Akif Hamzaçebi imzasıyla il ve ilçe başkanlıklarına gönderilen yazıda PM’nin belediye meclisi ve il genel meclisi üyelikleri için aday saptama yetkisinin MYK’ye devredildiği belirtildi. Buna göre çeşitli tarihlerde belediye meclis üyeliği için eğilim yoklaması yapılan ve çift numaralı sıraları eğilim yoklaması ile belirlenen Adana’nın Yüreğir ve Seyhan; Ankara’nın Çankaya, Mamak ve Yenimahalle; Antalya’nın Konyaaltı ve Muraşpaşa; Balıkesir’in Burhaniye, Burdur’un merkez ve Yeşilova; Çanakkale merkez ile Sinop merkezde belediye meclisi aday listelerine onama yetkisinin MYK’nin olduğu belirtildi. Yazıya göre Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Denizli, Hatay, İstanbul, İzmir, Kastamonu, Kırklareli, Kilis, Kütahya, Manisa, Mersin, Muğla, Ordu, Sakarya, Uşak, Tunceli, Trabzon, Yalova ve Zonguldak’ın tüm seçim çevrelerinde belediye meclis üyeleri ile il genel meclis üyelikleri aday listelerinin onama yetkisinin de MYK’de olduğu belirtildi. Yazıya göre belde belediye meclis üyeliklerinin belirlenerek onama yetkisinin ilçe yönetim kurullarına; ilçe belediye meclisi ve il genel meclisi üyeliklerinde ise il yönetim kurullarına devredildiği belirtildi. Müdahale yetkisi Tüm seçim çevreleri için belediye başkan adaylığı listelerinin genel merkez tarafından hazırlanarak onanacağı, ilgili il ve ilçe temsilcilerine genel merkezde elden teslim edileceği belirtildi. MYK’nin listelerin kesinleşmesine kadar düzenleme, onama, teslim, değiştirme yetkisini elinde tuttuğu, gerek gördüğünde doğrudan müdahale edebileceği de bildirdi. l ANKARA İYİ Parti’nin BAKIRKÖY adayı Ateş Ünal Erzen İYİ Parti Bakırköy’den eski belediye başkanı Ateş Ünal Erzen’i aday gösterdi. Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada adaylığını doğrulayan Erzen, “Bakırköy’ün içinde bulunduğu durumu görerek karar verdim. Bakırköylülerden yoğun talep vardı. Onların sesine kulak verdim” dedi. CHP ile İYİ Parti, Bakırköy’de ayrı ayrı aday gösterme konusunda anlaşmıştı. l İç Politika ‘Koltuk meraklısına koltuk yollayalım’ İLAYDA KAYA CHP İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) başkan adayı Ekrem İmamoğlu Çekmeköy’deki esnafı ziyaret etti. Bir mobilya dükkânına giren ve burada AKP’nin İBB başkan adayı Binali Yıldırım’a gönderme yapan İmamoğlu, “Koltuk meraklısı olanlara koltuk var diyorsunuz. Koltuk meraklı sı olanlara koltuk yollayalım. Benim ihtiyacım yok ama meraklıları size yollayacağım” dedi. Madenler meydanında İmamoğlu’na seslenen yurttaşlar “burası yangın yeri” dediler. Yurttaşlara seslenen İmamoğlu da “Çekmeköy’e kendimizi hissettirmeye geldik. Bazıları sokaklara inemiyor ama biz iniyoruz. Seçmene nutuk atan tarzda bir iletişim istemiyoruz. Seçmeni dinleyeceğiz. Kadınlardan özel ricam, evleri ziyaret edin. Dertleri dinleyin. Münakaşaya girmek yok. Farklı fikirlerde insanlarla tartışmadan uzak kalarak onları dinleyin” diye konuştu. İmamoğlu Hacı Yusuf Cebir Cami’ndeki yurttaşlarla birlikte öğle namazı kıldı. Pazar ziyareti de yapan İmamoğlu daha sonra Küçükçekmece’de Garip Dede Dergahı’nı ziyaret etti. l İSTANBUL Kılıçdaroğlu, İslam İşbirliği Teşkilatı üye ülkelerinin büyükelçileriyle bir araya geldi ‘Suriye ile diyalog’ vurgusu MAHMUT LICALI CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) üyesi ülkelerinin büyükelçileriyle bir araya geldi. Basına kapalı görüşmede başta Suriye olmak üzere İslam ülkelerinde yaşanan çatışmalar ve Filistin, Afganistan’da yaşanan gelişmeler ele alındı. Kılıçdaroğlu’nun İTT üyesi ülkelerin kendi aralarında bazı çatışmalarla karşı karşıya kalmalarına emperyalist güçlerin neden olduğunu belirterek, “Suriye başta olmak üzere Orta Doğu bölgesindeki bazı sıkıntılara Avrupa ülkelerinin zamanında ve yeterince tepki gösterememeleri bu bölgenin kana bulanmasına yol açmıştır. Bunu Avrupa ülkelerine de söylüyoruz” dediği öğrenildi. Kılıçdaroğlu’nun büyükel Kılıçdaroğlu’ndan Macron’a kınama CHP lideri Kılıçdaroğlu, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un 24 Nisan’ı “Ermeni soykırımını anma günü” olarak ilan etmesini yaptığı yazılı açıklamayla kınadı. Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: “Macron’un açıklamasını şiddetle kınıyorum. 1915 yılında yaşanan ve hem Ermeniler hem Türkler için büyük travma yaratan olaylar iki halkın hafızasında derin yaralar bırakan bir trajedi oluşturmaktadır. Bu trajedinin izlerini silmek üçüncü ülke lerin gereksiz kararlar almaları ile mümkün değildir. Acı olayların günlük siyasi hesaplara malzeme yapılması, iki toplum arasında köprü kurulmasına yardımcı olmamaktadır. Yapılması gereken, Türkiye ve Ermenistan halklarının ayrışmasını ortadan kaldıracak adımların atılması ve yeni nesillerin barışçı bir anlayış esasına dayalı biçimde geleceğe bakmalarını sağlamaktır. Türkiye ve Ermenistan üçüncü ülkelerin müdahalesi olmaksızın bunu başarabilir.” çilere, “Biz (CHP) en ivedi şekilde Suriye yönetimiyle temas kurulması gerektiğini savunuyoruz. Diyaloğu mutlaka başlatmalıyız” dediği belirtildi. Kılıçdaroğlu’nun, toplantıda CHP’nin Orta Doğu Barış İşbirliği Teşkilatı (OBİT) kurulması yönündeki önerisini de gündeme getirdiği öğrenildi. Kılıçdaroğlu, OBİT’in ilk aşamada Türkiye, Suriye, İran ve Irak olmak üzere dört ülkenin katılımıyla başlatılması gerektiğini belirtti. l ANKARA Karamollaoğlu: Bizi bu oyuna çekemezler İKLİM ÖNGEL SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, iktidarın polemikle SP’ye ‘bir şeyleri’ sıçratmaya çalıştığını belirterek “Biz hükümetin bizi çekmek istediği oyuna gelmeyeceğiz. Onun için ittifaklarda yer almadık” dedi. Ankara’da gazetecilerle buluşan Karamollaoğlu’nun konuşmasından satırbaşları şöyle: Elektronik ortama güvenmiyorum: Parmak boyası mükerrer oyu önlüyordu, kaldırıldı. Geçen seçimde YSK’nin mühürsüz pusulala rı geçerli kabul etmesi bendeki güveni iyice sarstı. Elektronik ortama güvenim yok. ‘Bizim Fethullahçımız’ anlayışı: İktidardaki arkadaşlar Fethullahçılarla kol kola girdiler. Hiçbir zaman Fethullahçıların yanında olmadık. Çünkü inançta sakatlıkları var. Bakan olanların bile Gülen’le fotoğrafları dolaşıyor. ‘Bizim Fethullahçımız başkalarınkinden iyidir...’ Bu çifte standart. ‘Sülün Osman’ kaldırıldı Partisi tarafından sinema salon larında gösterime hazırlanan ‘Sülün Osman’ reklam filminin kaldırıldığını söyleyen Karamollaoğllu, “Sülün Osman’ı bilmeyen yoktur. Hükümet niye bu kadar çekindi anlamadım” dedi. Sosyal medya hesabından da açıklama yapan Karamollaoğlu, “Organize bir şekilde yapılan baskılar sonucu Sülün Osman reklamımız yayından kaldırıldı” ifadelerini kullandı. “Sülün Osman” olarak bilinen dolandırıcıyı konu alan reklamda, Galata Kulesi’nden Taksim Meydanı’na kadar dolandırılan insanlar anlatılıyor. l ANKARA Beton sevgisi Beyoğlu’ndan Salda’ya, bitmiyor Yıllar içinde Tarlabaşı Bulvarı ve Kasımpaşa çevre yolunun açılmasıyla Pera’yı Haliç’e ve Karaköy’e bağlayan bir kavşak durumuna indirgenmiş Şişhane Meydanı, bir süredir Şişhane metrosu ve Galata Kulesi ziyaretçileri sayesinde çoğalan yerli yabancı turistlerin ve yayaların istila ettiği, ama yer bulup yürüyemediği bir alandı. Burayı yeniden düzenleme fikri doğru ama ne yapıldığı önemli. Bir yıla yakın devam eden inşaata baktığımızda Taksim Meydanı nasıl Gezi Parkı Direnişi’ne inat, bir taş ve beton yığınına dönüştüyse Şişhane’de aynı kaçınılmaz sona gidiyor: Beyoğlu Belediyesi’nin önündeki ağaçlar, zararlı otmuş gibi sökülüverdi. Sinagog baskınından sonra dikilmiş Barış Heykeli de bu patırtıda kaldırıldı. Temsili fotoğraflardan göründüğü kadarıyla projede taş blokların arasından çıkan birkaç cılız çim gözüküyor. 12 bin dönümlük inşaat alanında Galata’ya çıkan araç yolu da kaldırılmış. Mermer, granit, doğal taş döşemesiyle alan ve merdivenler yapılıyor. Meydana bakan Sarkuysan binasının önüne yerleştirilecek siyah zemine Galata Kulesi’nin görüntüsü yansıyacak, gece de ışık oyunları yapılacakmış. Maliyeti yüksek, yeşili olmayan, faydası meçhul bir meydan projesi. Yayalar taşların üzerinde oturup Haliç ve tarihi yarımadayı seyredecek, yeşile ne gerek var? Ağaç dikmek para değil, mermer döşeterek para dağıtabilirsiniz. Kavşağın ortasında yapılan “Şişhane Parkı”nın ise ulaşımı yok, kullanışsız; kimsenin gittiğini görmedim. Perşembe Pazarı’nın önündeki sahil düzenlemesini açarlarsa deniz kenarında nefes alıp yürüyecek bir yol bulacağız, yoksa Şişhane Meydanı’nda Haliç’teki günbatımı seyredilip çekirdek çıtlatılır ancak, buna da şükür mü diyelim, yoksa bir an önce Haliç ve Unkapanı Köprüsü’yle yaya bağlantısını kurun mu diyelim? Salda’da doğa katliamı! Ya Salda Gölü’ne Millet Bahçesi yapma projesine ne demeli? Burdur’daki Salda Gölü’ne iki kez gittim. Kullanımı olmadığı için pek bilinmiyor ama kullanılmasın zaten; orası müze gibi ziyaret edilecek bir doğa harikası. Zaten sodalı olan suyu ve etrafındaki bembeyaz kumları yüzünden Türkiye’nin Maldivleri diye reklamı yapılmasına karşın, dibi çökelti olduğu için tehlikeli. Meraklısı deniyor ama “yüzmek yasak” tabelaları var etrafında. Yüzeyinin Mars’ı andırdığı, bilimsel bulgular için incelenmesi ve korunması gerektiği bilim insanları tarafından özellikle vurgulanan Salda Gölü önünde Şehircilik ve Çevre Bakanı Murat Kurum, ucube bir projeyle poz vermiş: Büyük bir otopark, mescit, kafeterya ve bungalovlar! Göller elbette halkın kullanımı için düzenlenmeli, ama Salda Gölü değil! O civarda onlarca göl var. Mesire yeri yapılacaksa doğaya saygılı biçimde oralara yapılsın. Salda Gölü’nün kumsalına ayakkabıyla bile basmamak gerekirken karpuz kesip mangal yapılıyor üzerinde. Bunu önleyeceklerine teşvik ediyorlar. Dr. Erol Kesici, “Pamukkale neyse Salda Gölü de aynı değerdedir. Burası zaten eşsiz bir doğal tabiat parkı” derken Bakan Murat Kurum da bunun farkında ki Salda Gölü ve çevresindeki 300 adet bitki türünün korunması zorunlu olduğu için “Çevre Koruma Bölgesi” ilan edileceğini açıklıyor. Aynı yer, hem Çevre Koruma Bölgesi ilan edilip hem Millet Parkı yapılabilir mi? Gölün etrafına yürüyüş ve bisiklet yolu, ziyaretçilere otopark ve tuvalet yaparsınız, yeter. Ne festivale gerek var, ne bungalova! Arkasından villa da gelir otel de, biz biliriz, mescitle başlar bunlar! CHP’li Altay: İş Bankası’na çökmek hukuka çökmektir CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Meclis yerleşkesinde, Meclis’e ait arabasının geçen salı günü Cumhurbaşkanlığı korumaları tarafından önü kesilerek durdurulduğunu belirtti. Meclis’te düzenlediği basın toplantısında Cumhurbaşkanlığı Koruma Müdürlüğü’nce Meclis içerisindeki güzergâhın değiştirildiğini, yetki gaspı yaptığını belirten Altay, “Cumhurbaşkanlığı Koruma Müdürlüğü aklını başına alsın” dedi. Erdoğan’ın, İş Bankası konusunu “yeniden ısıtmak istediğini” de belirten Altay, mahkeme kararı ve Atatürk’ün el yazısıyla kaleme aldığı vasiyetini gösterdi. Altay, “Adama şunu derler: Sen ikide bir İş Bankası’nı gündeme getirip hisselerini düşürüp hisse alıp sonra gündemden çekip hisseler yukarı çıkmak suretiyle manipülasyon mu yapıyorsun, para mı kazanıyorsun diye sorarlar. İş Bankası’na çökmek, Türk Ceza Hukuku’na, miras hukukuna, anayasaya çökmek demektir. Ülkemizin kurtarıcısı, kurucusu Atatürk’ün vasiyetini ayaklar altında çiğnemek demektir. 82 milyonun vicdanında bunun kabul görmesi mümkün değil” diye konuştu. l ANKARA / Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle