17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
haber EDİTÖR: ELİF TOKBAY / BURAK YURTTAŞ TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 37 Şubat 2019 PERŞEMBE Parçalı Bulutlu Açık Sağanak Bulutlu Karlı Yağmur Karla K. Yağmur Sisli İstanbul 11/6 Ankara 8/2 İzmir 14/10 Antalya 15/11 Mersin 15/10 Trabzon 16/12 Diyarbakır 8/1 Bursa 150/8 0 Atina 150/9 0 Adana 170/1 0 0 Berlin 60/1 0 Kars Artvin 150/5 0 Girne 170/1 4 0 2/11 Çanakkale 110/7 0 Londra 110/7 0 Balıkesir 150/50 Moskova 20/80 Sivas 90/ 1 0 Paris 100/60 Erzurum 30/1 4 0 Madrid 170/10 Eskişehir 110/60 Amsterdam 110/40 Aydın 170/8 0 Roma 150/40 Gaziantep 100/10 New York 60/10 Konya 100/30 Tokyo 70/30 8 katlı mezar43 kişinin yaşadığı bina çöktü. TMMOB: Zemin etüdü yok İstanbul Valisi Ali Yerlikaya binanın 3 katının kaçak olduğunu açıkladı İstanbul Kartal’da dün 43 kişinin yaşadığı, giriş katıyla beraber 8 katlı bir bina çöktü. Valilik, binanın enkazında 2 kişinin cesedine ulaşıldığını, arama kurtarma çalışmalarında 7 kişinin yaralı olarak kurtarıldığını açıkladı. Orhantepe Mahallesi Bankalar Caddesi Sema Sokağı üzerinde bulunan, giriş katıyla birlikte 8 katlı bir bina dün akşam saatlerinde büyük bir gürültüyle çöktü. Çökme sırasında binada çok sayıda yurttaşın olduğu öğrenildi. Polis, itfaiye ve sağlık ekiplerinin sevk edildiği olay yerinde, itfaiye ekipleri ve sivil kurtarma ekipleri enkazda arama çalışması başlattı. AFAD ekipleri de enkaz altında kalanlara ulaşmaya çalıştı. Bir Kızılay çalışanı enkaz çalışması sırasında duvardan düşerek yaralandı. Çöken bina etrafındaki risk altında olan iki binanın tedbir amacıyla boşaltıldığı açıklandı. Yardım bekleyenlerin seslerini duyurabilmesi için çevrede toplanan kalabalığa sessiz olmaları konusunda uyarı yapıldı. İBB ekiplerince olay yerinde yapılan anonsta, “Risk altında olan binaların boşaltılmasından dolayı vatandaşlar için misafirhaneler ayarlandı. Vatandaşlarımız kurulan kriz masasına başvurmaları halinde kalacakları yerlere yönlendirilecekler” dendi. ‘9 yaşında enkazda’ Olay yerine gelen İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, “Buranın 5 katı ruhsatlı 3 kat ruhsatsız ka çak yapılmış. Çökmenin nedenini araştırıyoruz. 1’i ağır 7 vatandaşımız enkazdan yaralı kurtarıldı. Muhammet Alemdar, 9 yaşında, kendisiyle devamlı görüşüyoruz. Enkazın altındaki 2 kişiyle daha konuşuyoruz, onları da inşallah kurtaracağız” açıklaması yaptı. İstanbul Valiliği’nden yapılan açıklamada, binanın çökmesi sonucu 2 kişinin yaşamını yitirdiği bildirildi. Olayla ilgili kriz masası oluşturulurken, hükümet kanadından İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ile AKP’nin İstanbul adayı ve TBMM Başkanı Binali Yıldırım da olay yerine gelerek incelemelerde bulundu. Yıldırım, “İstanbul’un deprem gerçeği de var. 30 bin yapının depremsel dönüşüme ihtiyacı var” açıklamasında bulundu. Atölye kapatılmış Kriz masasında yapılan değerlendirme toplantısına CHP İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu, CHP Kartal adayı Gökhan Yüksel ile CHP’li milletvekilleri ve yöneticiler de katıldı. Toplantı sonrası İmamoğlu enkaz altında kalan aileleri ve enkaz alanını ziyaret etti. Binada 14 dairenin bulunduğu alt TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi 2. Başkanı Can Akın, “Binalar da zeminetüt çalışmaları eksik. Bir yıl içerisindeki olaylara bakınca bu çökmelerin devamı gelecek gibi görünüyor” dedi. katında da bir tekstil atölyesi işletildiği öğrenildi. Kartal Belediye Başkanı Altınok Öz yaptığı açıklamada, binadaki kaçak konfeksiyon atölyesinin belediyelerinin zabıta ekiplerince tespit edilerek kapatıldığını, binanın kolonlarına herhangi bir hasarın verilmediğini bildirdi. Altınok Öz bina hakkında ‘yıkım kararı’ olduğuna dair iddiaya da değinerek, “Bina 1997 yılında ruhsat almış burayla ilgili herhangi bir yıkım kararı yok. Yanındaki bina yıkım kararı almış ve yıkılmış. Bu binanın imar affını göremiyoruz. Bakanlık görebilir. Binayla ilgili yurttaşlarımızın söylediği bir patlama durumu var” dedi. Orhantepe Mahallesi muhtarı Zeki Dağ “Binanın altın daki konfeksiyon atölyesinde de 2025 kişi çalışıyordu” dedi. Mahkeme kararı ile çöken binaya ilişkin yayın yasağı getirildi. l Haber Merkezi ‘Bina iki gün önce sarsıldı’ iddiası Çöken binada kuzeninin evine misafir olarak geldiğini ve tanıdıklarının enkaz altında olduğunu söyleyen Berivan Tekgöz, “İki gün önce binanın sarsıldığını hissettim bunu söyledim hatta” diye konuştu. Görgü tanığı Kenan Ayyıldız ise yaşadıklarını “Gürültüyle dışarıya fırladık. Binanın çöktüğünü gördük. Herkes evlerindeydi. Bütün hepsi bizim komşumuz arkadaşımız, şu an enkazın altındalar” sözleriyle anlattı. Çöken binanın 6. ve 5. ka tında üç farklı dairede kalan 15 kişilik Alemdar ailesinden şu an kaç kişinin enkaz altında kaldığı tam olarak bilinmiyor. ‘Şikâyet edildi’ Büyükşehirde çalıştığını ve enkaz altında tanıdıklarının olduğunu ifade eden bir yurttaş, bir aydan fazla bir süredir binadan yurtaşların çıkmaya başladığını aktarak, “Binada oturan yurttaşlar Belediye’ye binadan şüplendikerine dair şikâyette bulunmuşlar. Apartmanın alt katında Murat Özdemir’e ait bir tekstil atölyesi var. Binanın çökme sebebi olarakta tekstil katında kolonlarda genişletme yapılması olarak görülüyor. Tekstil sahibi de binanın durumunu fark ederek bir hafta önce boşaltmaya başlamış. Binanın basıncından dolayı çatlayan camları yapmaya gelen iki camcıdan Volkan adındaki bir yurttaşda enkaz altında kalıyor” iddialarında bulundu. l MEHMET KIZMAZ/İSTANBUL Hapisten adam çıkaran cemaatler Bazen yanlış olduğunu bile bile inanıyor muyuz? Ateşin battaniyenin altında düşeceğini, yanığın diş macunuyla iyileşeceğini sanıyor muyuz? Yine de bile bile yapıyor muyuz? Hastalığı bir başka hastalıkla tedavi etmeye, virüsü bir başka virüsle durdurmaya çalışıyor muyuz? Ah şu bizim kandırılmalarımız, en çok da kendimizi aldatmalarımız... Metastaz kitabını yazarken bir efsanenin gerçek olduğunu öğrendik. “Müvekkilim hüsnü şehadetle kurtuldu” diyen bir hukukçuydu. Müvekkili FETÖ’den soruşturuluyordu. Kendisini, başka bir cemaatten olduğunu söyleyerek savunuyordu. Sonunda hocası savcılığa geliyordu. Savcıya “benim sohbetlerime gelir, cemaatimize yardımda bulunur” diyordu. İşte bu “iyi olduğuna kefil olma” durumuna “hüsnü şehadet” deniyordu. FETÖ, FETÖ, FETÖ diyoruz. Belki de adı bize gerçeği unutturuyor. Bugün terörden soruşturulan, dün cemaat kılıfındaydı. Zarfa bakıp mazrufa kör mü kaldık? Erdoğan’a şahitlik mektubu Emniyet Müdürü Cihangir Ulusoy, 2 Nisan 2018 tarihinde gözaltına alındı. NATEK isimli şirketin ve yöneticilerinin FETÖ irtibatlarını arşivden silmekle, “FETÖ/PDY ilişkisine rastlanılmadığı” şeklinde yazdırmakla suçlanıyordu. Kendisini savunsa da, aksini söylese de mahkemeyi ikna edemedi. Ankara Sulh Ceza Hâkimliği, Ulusoy hakkında tutuklama kararı verdi.   Buraya kadar ülkede her gün yaşanan vakalardan biri sayılabilir. Ancak tuhaf hikâye buradan sonra başlıyor. Nurcuların Yazıcılar koluna ait Hayrat Vakfı’nın temsilcisi Sait Yavuz, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bir mektup yazdı. Yavuz, Erdoğan’a şahitliğini şöyle aktarıyordu: “Adı geçen şahıs yaklaşık yirmi yıldır yakînen tanıdığımız bir arkadaşımızdır. Ne ahlâki zaafları ne de meslekî ihmalkârlığı olmadığına yakînen şahit olduğumuz ‘yerli’ ve ‘milli’ bir kardeşimizdir.” Erdoğan’a “takdir her daim zatı alilerinindir” deniliyor, “hüsnü şehadetimizi bu dünyada arz ettiğimiz gibi mahkemei kübrâ olan ahirette Huzuru îlahîde de arz etmeye hazırız” ifade leri kullanılıyordu. Metastaz’ı yazarken mektubun sahibi Sait Yavuz’u aradığımızda “biz kanaatimizi bildirmiş olduk o kadar” diyerek, yazdıklarının arkasında durdu. Nihayetinde Ulusoy, tutuklandıktan birkaç gün sonra cezaevinden tahliye edildi. Hakkında açılan davanın ilk celsesinde de beraat etti. Hâkim ya da savcı değilim. Cihangir Ulusoy’un durumuna ilişkin kararı verecek yer mahkeme. Ancak insanın aklına gelmiyor değil. Nurcu vakfın hüsnü şehadeti sonucu nasıl etkiledi?  Sait Yavuz bu soruya “bilmiyorum” yanıtını verdi. Bir istihbaratçı emniyet müdürü için, bir tarikat nasıl “yirmi yıldır tanıyoruz” der? Bunu nasıl Cumhurbaşkanı’na anlatır? Nasıl “takdir sizin” buyurur? Bu sorunun yanıtı da bir başka ayrıntıda gizli. 19 Şubat 2018 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığı Osmanlı Türkçesini yaygınlaştırmak için bir vakıfla protokol imzaladı. Doğru tahmin ettiniz. Nurcuların Yazıcılar koluna ait Hayrat Vakfı’ndan başkası değildi. Protokolü imzalayan mı? Tabii ki Ulusoy’a şahitlik eden Sait Yavuz. Bu ne ilk ne sondu. Vakıf, devletle iç içe geçen birçok faaliyetin tam ortasındaydı. Haliyle sanık ile tanığın, yargılanan ile yargılayanın, siyaset ile hukukun iç içe olduğu bir durumla karşıyız. Af örgütü yöneticisine şahitlik eden cemaat Sanmayın ki “ben başka tarikattanım” savunması sadece iktidar çevrelerinde yapılıyor. “Hüsnü şehadet” yakın dönemde başka bir yerde daha kullanıldı. Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Onursal Başkanı Taner Kılıç, 9 Haziran 2017’de FETÖ’den tutuklandı.13 ay hapis yatan Kılıç serbest bırakıldı. Bir kısmına tanık oldum. Bir kısmına da tanık olanları biliyorum. Kılıç’ın serbest bırakılması için “çeşitli ortamlarda” en çok yapılan savunma “FETÖ’cü değil başka bir Nurcu gruptan” olduğu şeklindeydi. Nitekim Nurcu Zehra Vakfı Grubu’nun internet sitesine girdiğinizde onların yargıya kadar taşıdıkları hüsnü şehadetini bugün okuyabiliyorsunuz: “Taner Kılıç, hayatı boyunca hep bir Zehra camiası gönüllüsü olmuştur (...) Onu yakından tanıyan herkes onun bu yapıyla (FETÖ) organik veya fikirsel bir bağ içinde olamayacağını bilir.” Hangi inançta, hangi düşüncede, hangi renkte olursa olsun kimse günahsız olduğu halde sanık sandalyesine oturtulmamalı. Öte yandan hiçbir suç da yargı sistemi içinde karşılıksız bırakılmamalı. Dün Fethullahçılar bugün başkaları... Hukuk sisteminin merkezine tarikat ilişkileri oturdukça adalet ölüyor. Olan yalnız yolu adliyelere düşenlere değil, hepimizin geleceğine oluyor. Başı açık sağlıkçıya müdahale Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde 15 Ocak’ta ilginç bir olay yaşandı. Saat 06.00’da hastaneye getirilen H.K. isimli hastaya sağlık çalışanlarının müdahalesi sırasında hasta yakınlarının başı açık çalışanların yakınlarına müdahalesini “melekler içeri girmez” diye engellemeye çalıştığı belirtildi. Oda TV’nin haberine göre doktordan hastanın fişini çekmesini isteyen hasta yakınlarının hastaya zorla zemzem suyu içirdikleri tutanaklara yansıdı. l Haber Merkezi Beton altında kaldılar: 1’i ağır 3 çocuk yaralı Siirt’te dün Doğan Mahallesi Abdurrahman Kavak Caddesi üzerinde bulunan metruk bir binada demir toplayan 3 çocuk, binanın bir bölümünün çökmesi sonucu beton yığınlarının altında kaldı. Çevredekilerin ihbarıyla olay yerine gelen itfaiye ve 112 acil ekiplerinin çalışması sonucu, Ekrem Y., Mustafa S. ve Mücahit C. isimli 3 çocuk yaralı halde kurtarıldı. Tedavi altına alınan çocuklardan birinin durumunun ağır olduğu öğrenildi. l İHA Kars’ta servis kazası: 17 öğrenci yaralandı Kars’ın Kağızman ilçesine bağlı Akdam köyünden taşımalı eğitim gören öğrencileri taşıyan servis otobüsü, sürücüsünün direksiyon hâkimiyetini kaybetmesi sonucu devrildi. Kazada yaralanan 17 öğrenci Kağızman Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Durumunun ağır olduğu belirlenen 3 öğrenci Kars’a sevk edildi. l İHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle