24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 23 ARALIK 2019 PAZARTESİ EDİTÖR: FİGEN ATALAY TASARIM: EMİNE BİLGET EĞİTİM Ayrıntılar Yazarımız rahatsızlığı nedeniyle bugünkü yazısını yazamamıştır. CHP’DEN ÖĞRENIM KREDISI TEKLIFI ‘Faizler silinsin’ CHP grup başkanvekilleri Engin Altay, Engin Özkoç ve Özgür Özel, öğrenim kredisi borcu bulunan öğrencilerin faizlerinin silinmesi, bundan sonra verilecek öğrenci kredilerinin faizsiz olarak verilmesi ve öğrenim kredilerinin öğrencilerin işe girişinden bir yıl sonra ödenmeye başlamasına ilişkin yasa teklifini TBMM Başkanlığı’na sundu. Teklifin gerekçesinde, “İktidara yakın iş insanlarının batıklarının kamu bankaları eliyle kurtarıldığı, vergi borçlarının faizleriyle birlikte silindiği bir dönemde, sosyal devletin gereği olarak verilen eğitim desteklerine faiz yükü bindirilmesi kabul edilebilir değildir” denildi. CHP’li grup başkanvekilleri tarafından TBMM Başkanlığı’na sunulan yasa teklifi, öğrenim kredisinin öğrencilere faizsiz olarak verilmesini, kredi borcunun işe başladıktan bir yıl sonra ödenmeye başlamasını ve henüz tahsil edilmeyen öğrenim kredisi borçlarının faizlerinin silinmesini içeriyor. Teklifin gerekçesinde şunlar kaydedildi: “Son yıllarda artan işsizlik ve hayat pahalılığı üniversiteyi bitiren öğrencilerin çoğunun işsiz kalmasına neden olmuştur. Uzun süre iş bulamayan öğrenciler öğrenim kredisi borçlarını ödemekte zorlanmaktadırlar. 300 bine yakın yurttaşımız öğrenim kredisi borcu nedeniyle yasal takip altına girmiştir. Eğitim tüm yurttaşlarımızın en temel hakkıdır. Üniversiteyi kazanan ve ailesinden uzak kentlerde eğitimöğretimini devam ettiren öğrencilerin bu süreçte çeşitli desteklere ihtiyaçları bulunmaktadır.” l ANKARA / Cumhuriyet Liseli Zeynep pilotlarla tanıştı Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz, “en büyük hayalinin” pilotlarla tanışmak olduğunu söyleyen Şırnaklı lise öğrencisi Zeynep Çelik’i, Konya’daki 3. Ana Jet Üs Komutanlığı’na davet ederek genç kızın pilotlarla tanışma hayalinin gerçeğe dönüşmesini sağladı. Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesindeki Çok Programlı Anadolu Lisesi öğrencisi Çelik, “en büyük hayalim” dediği pilotlarla tanışmak için can attığını belirten ve onlara olan sevgisini ifade eden mektup yazdı ve Beytüşşebap Kaymakamı İsmail Pendik’in yardımıyla mektubunu Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na gönderdi. Hava Kuvvetleri Komutanlığı, Çelik’in mektubuna çeşitli hediyelerle yanıt verirken Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Küçükakyüz, Çelik’i Konya’daki 3. Ana Jet Üs Komutanlığı’na davet etti. Konya’da, Üs Komutanı Tuğgeneral Fidan Yüksel ile bir araya gelen Çelik, 3. Ana Jet Üs 134. Akrotim Filo Komutanlığı’nı ziyaret etti. Burada Türk Yıldızları’nın uçuş brifingine katılan Çelik, akrotimin kullandığı NF5 uçaklarından birinin kokpitine bindi. Daha sonra uçuş hazırlığı yapan F16 pilotlarıyla bir araya gelen Çelik, önce Solotürk’ün daha sonra bir nakliye uçağının kokpitine geçti, ardından Havadan Erken İhbar ve Kontrol (HİK) uçağını gezdi. Savaş uçaklarının iniş ve kalkışlarını da seyreden Çelik, F16 simülatöründe savaş uçağı kullandı. l ANKARA / Cumhuriyet Betonlaşmaya karşı dikey tarım Üsküdar SEV Ortaokulu öğrencileri, geleceği tehdit eden betonlaşmaya çözüm olarak “Geleceğin Tarımı” çalışması yaptı. 5. sınıf öğrencileri, okuldaki dikey tarım çalışması kapsamında, atık pet şişeleri “yeniden kullanım” yöntemiyle saksı haline getirdi. Öğrenciler, bu saksıları kullanarak, diktikleri bitkileri damlama sistemi ile yetiştirecekleri bir düzenek oluşturdu. Bitkiler konusu ile ilişkilendirilen bu çalışma, okulun tören alanında yer alan beş metre yüksekliğindeki duvarın bitki ile buluşmasını sağladı. Eğitim yaşamına 60 yıl önce başlayan Kültür Koleji’nin kurucusu Fahamettin Akıngüç: 60 yıllık eğitimci Fahamettin Akıngüç’e göre, ulusal eğitim yetmez. Öğrencilere verilen eğitimin mutlaka Önce nitelikAyrıntılar Ayrıntılar uluslararası bir niteliği de olması gerek. FİGEN ATALAY Kültür Koleji, 60. yılını kutluyor. Kurucusu, “Cumhuriyet çocuğu” Fahamettin Akıngüç, bilimsel ve nitelikli eğitimin önemini vurgulayarak “Okullar, özelden genele, öğrencisinden hizmet verdiği semtte, ilçede, ülkede titreşim yaratabilmeyi hedefliyorsa iyidir” diyor. Eğitim sistemindeki en büyük eksikliği, “eğitim reformlarının ihtiyaca değil, yetkiyi ya da gücü elinde bulunduran mekanizmaların öznel değerlendirmelerine göre yapılması” olarak değerlendiren Akınüç’e göre, eğitim sistemi yalnızca öğrenci yetiştirmeye odaklı. Oysa sistemin öğretmenlere karşı da eğitim sorumluluğu var. Kültür Koleji kurucusu, İstanbul Kültür Üniversitesi Mütevelli Heyeti Onursal Başkanı Fahamettin Akıngüç ile hem kendi okulu hem de eğitim sistemi üzerine konuştuk. n Kültür Okullarını neden kurdunuz? Hedefiniz neydi? Buna ulaştınız mı? Ben, Kültür Koleji’nin kuruluşu olan 1960’a kadar, 10 yıl inşaat mühendisliği ve müteahhitlik yaptım. Mühendisliği çok severek yaptım, ancak koşulları çok yıpratıcıydı. Çalışma süreçleri net ve özgür değildi. Bu sıkıntıları yönetmeye çalışıyordum ancak 1958’de Türkiye’de yaşanan devalüasyon, her şeyi yeniden gözden geçirmeye zorladı. Ekonomik olarak, telafi edilmesi çok güç, ciddi bir darboğaza girdim. Mühendislikten sonra bilgime, gözlemime en çok güvendiğim saha eğitimdi diyebilirim. Ancak Kültür Koleji’ni açmak öyle bir anda, yoktan var olmuş bir fikir ya da körü körüne girdiğim bir macera değildi. Baba mirasını yaşatmak Babam Halil Akıngüç’ün ilk kez Eskişehir’de kurduğu ve ben üniversiteyi kazanınca İstanbul’da devam ettirdiği Kültür Ders evi, benim için bir öğretmen okulu oldu. Orada matematik ve fizik dersleri verirdim. Üniversite mezuniyetimden sonra, bakanlıktan onaylı öğretmenlik belgesi almam konusunda da beni yönlendiren babam Halil Akıngüç olmuştu. Bir okul açmaya da daima sıcak bakardı. Hatta, bina olarak uygun gördüğü yerler için “Şu adreste bir bina gördüm, git, bir incele bakalım” diye benden fizibilite isterdi. Özetle, Kültür Koleji’ni kurma nedenim için tek bir şey söylemek çok zor. Biraz o günün şartları, belki babasının mirasını en doğru şekilde yaşatmak, onun hayalini gerçekleştirmek isteyen, hatta ona özenen evlat psikolojisi, belki okumaya duyduğum derin sevgi, belki ailemi, kendimi hem maddi hem saygınlık anlamında en az mühendislik kadar tatmin edebilecek bir iş yapmak kaygısı... Bir Cumhuriyet çocuğu olarak, iyi eğitimin insanın, ülkenin yaşamını nasıl değiştirebileceğini bire bir tecrübe etmiş olmam. Hepsi, Kültür Koleji’nin kuruluş nedeni olabilir. Tek bir şey söylemek zor. Hedefime gelince... Hedefim, yaptığım her işte olduğu gibi, bir fayda, bir değer üretebilmekti. Buna ulaştınız mı sorunuza gelirsek... 60’ıncı yılımızı geride bıraktık, belli bir yere geldik ama her zaman daha iyisi mümkün. Bu nedenle tam anlamıyla hedefe ulaşmaktan söz edemem. Mutlaka bir eksiğimiz vardır. Tamamlanması, gelişmesi, iyileşmesi, değişmesi, ge Fahamettin Akıngüç Figen Atalay Kültür Koleji’nin kurulduğu ilk yıllarda, öğrenciler derste. reken bir şeyler mutlaka vardır. ağaç meyve verir. Bugün geldiğimiz n Bu okulu kurduğunuz dönemde noktanın özeti budur. özel okulculuk bilinmiyor ve yaygın biçimde tercih edilmiyordu. Kaç öğ Kültür Anayasası renciyle başladınız? Bugünlere gele n “Kültür anayasası” nasıl ve han ceğinizi öngörmüş müydünüz? gi ihtiyaçla oluştu? Okula giren her O dönem özel okullar için “Deni öğrenci ilk iş bu anayasayı mı öğre ze nazır, diploma hazır” cümlesi kul niyor? lanılırdı. Kültür Koleji’ni o yıllarda Kültür’de iki anayasa var. Biri, Bahçelievler’de üç katlı bir binada Akıngüç aile anayasası. Bütün özel kurdum. 143 öğrenciyi kayıt ederek başlamıştım. Hedefim elbette, saygın, nesillerin mezun olacağı, yaşayan bir okul kurmaktı. Aksi bir 26 Eylül 1960 yılında kurulan Kültür Koleji üç kampusta eğitim hizmeti veriyor. 3 okullar bir aile işletmesidir. Aile işletmesinin varlığının devamı için işletmenin gerçekleriyle ailenin duygusallığını iyi dengelemek gerekir. Aile anayasamı anaokulu, 2 ilkokul, 2 zın çalışmalarına 90’lar 3 BİN ÖĞRENCİ hedef ya da idea ortaokul, 2 Anadolu, 2 da başladık. Ancak ana lin okulculuğun fen lisesisinde yaklaşık yasasının sistematik ve ruhuyla bağdaşması mümkün değil. Okul kurmak, insanların gelecek so 3 bin öğrenci öğrenim görüyor, 300’ün üzerinde öğretmen görev yapıyor. bilimsel ilkelerle ele alınma sürecinde titreşim yaratan, şu anda İstanbul Kültür Üniversitesi Mütevelli He rumluluğunu almaktır. yet Başkanı olarak görev yapan İlkeli, güven veren... kızım Dr. Bahar Akıngüç Günver’in ABD UCLA’daki akademik eğitim sü Zamana, zamanın getirdiği zorlukla reci oldu. Açıklık ilkesi, hoşgörü ilke ra karşı, inatçı ve ısrarlı olmanız gere si, bireyi, aileyi, işletmeyi koruma kir. “Birkaç yıllığına açarım, şu kadar yı esas alan ve dengeye odaklanan çı kazanır, şu öğrenci kaydeder, şu ka kar ilkesi, emek hakkı kutsaldır ilke dar kişi mezun eder sonra bırakırım” si, hukukun üstünlüğü ve etik ilkesi, zihniyeti, “yap, işlet, devret” mantığı aile anayasamızın özünü oluşturuyor. okulculuğun ruhuna uymaz. Hem etik Kültür Okulları’ndaki anayasa da as değil hem de öyle bir zihniyet eğitim lında aile anayasasının tabii bir çıktı de yürümez. sıdır. Kültür ailesinin bir parçası olan Bugün geldiğimiz noktayı başlar her bireyin haklarını ve sorumluluk ken öngörmedim. 60 yıl sonra ana larını temel seviyede tanımlar. Okulu okulundan, üniversiteye, vakfa uza muza başlayan her öğrenciye, tüm in nan bir yapı kuracağım hırsıyla baş san kaynağımıza “Kültür Anayasası” lamadım. İlkeli, iyi, öğrencisine, öğ bir çıktı olarak verilir. Ama esas bek retmenine, ailelere, çalışanlarına ül lentimiz, bu değerleri okuyarak değil kesine güven veren bir okul kurmak yaşayarak öğrenmeleri. Söze değil ey idealiyle yola çıktım. Doğru toprak leme, düşünceye, öğrenme felsefeleri ta, doğru iklimde, iyi baktığınız bir ne taşıyıp yansıtabilmeleri. Hümanist değerler önemli n Bir okulun en önemli niteliği ne olmalıdır? ‘İyi okul’ nitelemesi herkese göre değişir mi? İyi okul için herkesin kendine göre bir tanımı var. Ailenin, öğretmenin, öğrencinin iyi okul tanımı farklıdır. Son yıllarda anaokulundan üniversiteye iyi okulun tanımını reklamlardan öğreniyoruz. Öğretim yapmak, bilgiyi aktarmanın reklamı olmaz. Bu zaten okulların ödevidir. Oysa iyi okulun tanımı evrenseldir. İyi okul her şeyden önce, hümanist değerlerle kuşatılmış olmalıdır. Bireyi, araştıran, bulan, sorgulayan, izleyen, gözleyen, özetle düşünmeyi öğreten, bireysel özellikleri ve yetenekleri göz ardı etmeyen okullar iyidir. İnsanı, başarıyı girdi süreççıktı gibi bir formülle değerlendiren anlayışlar var. Oysa eğitim işinin malzemesi insandır. Malzemeye göre çalışma sonuç verir. İnsana yatırım yapan okul iyidir. Yalnızca öğrenciye değil, öğretmenine hatta erişebildiği ölçüde ailelere düşünce ve bilgi anlamında yatırım yapmak, katkı sağlamak için efor gösteren okul iyidir. En önemlisi bilimsel, nitelikli eğitim verilmesidir. Çocukların ulusal eğitimle yetinmemesi gerekir, uluslararası eğitim de olmalı. n Okulu kurduğunuzdan bu yana eğitim sisteminde gözlemlediğiniz en önemli değişimler neler? 60 yıldır eğitimin içindeyim. Eğitimcilik aynı zamanda ülke ve dünya tarihine ilişkin bir tanıklıktır. Biz, 60 yıl içinde pek çok değişimin hem gözlemcisi olduk hem de bir parçası. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde 64 eğitim bakanımız olmuş. Kültür Koleji olarak kuruluşumuzdan bu yana yana 60 yıldır 40 milli eğitim bakanıyla tanışmış, çalışmışız. O dönemden bu yana ülkenin nüfusu, teknolojisi, iletişim şekilleri, ekonomik durumu değişti. Kuşaklar değişti... Ancak okul kurulduğundan bu yana en önemli değişim, hiç şüphesiz teknoloji. Bilgiye erişim olanaklarında yaşanan değişim, öğretenin ve öğrencinin misyonunu da yeniden tanımladı. DARÜŞŞAFAKA OKULLARI’NDA ‘BAĞIŞÇILAR GÜNÜ’ Bağışçılar öğrencilerle buluştu Darüşşafaka’nın bağışçıları okulu gezdi, öğrencilerle tanıştı, onların yaptıklarını izledi. Darüşşafaka Cemiyeti bağışçılarını, 2019 yılı faaliyetleri hakkında bilgilendirmek ve onlara şükranlarını sunmak amacıyla Geleneksel Bağışçılar Günü’nde ağırladı. Türkiye’nin dört bir köşesinden gelen yaklaşık 200 bağışçı, Maslak’taki kampusta konuk edildi. “Darüşşafaka Velilerini Arıyor” kampanyası kapsamında, bağışçılara sertifikalarının da takdim edildiği etkinlikte katılımcılar, öğrenciler eşliğinde eğitim kurumlarını gezdi. Öğrencilerle birlikte yemekhanede yenen öğle yemeğinin ardından bağışçılar; çini, baskı teknikleri, müzik, satranç ve masatenisi kulüplerinin düzen lediği etkinliklere katıldı. Daha çok çocuk için Darüşşafaka Cemiyeti Yönetim Kurulu Başkanı M. Tayfun Öktem, “Son yıllarda Darüşşafaka, toplum nezdinde daha fazla ilgiyle karşılanıyor. Gerek bağışçı sayımızda gerek cemiyetimize yapılan bağışlarda önemli bir artış yaşanıyor. Halkımız, yaptığımız işi takdir ediyor ve daha fazla çocuğumuza eğitimde fırsat eşitliği sunmamız için Darüşşafaka’ya desteğini artırıyor. Bizler de Darüşşafaka yönetimi olarak sizlerin mesajınızı aldık ve daha fazla çocuğumuzun hayatına dokunabilmek için var gücümüzle çalışıyoruz” dedi. ‘Dünyanın en büyük dersi’ Gençlik organizasyonu AIESEC’in Ankara’daki Türkiye Eğitim ve Motivasyon Kongresi’nde “dünyanın en büyük dersi” gerçekleştirildi. Çankaya ilçesinde 8 okul ve 63 sınıfta verilen dersten önce gençler, Anıtkabir’i ziyaret etti. 650 genç okullarda, yaklaşık iki bin öğrenci ile küresel amaçlar doğrultusunda dünya sorunlarından konuştu. Daha önce Hindistan, Brezilya, Kolombiya, İtalya, Romanya gibi ülkelerde düzenlenen “dünyanın en büyük dersi”, Türkiye’de 2016’da başlatıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle