18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 23 ARALIK 2019 PAZARTESİ EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: ECE KURTULUŞ DURSUN HABER/YORUM Şehitler unutulmadıSarıkamış Harekâtı’nın 105. yıldönümü anılıyor Türkiye İslam ‘Cumhuriyeti’! “Cumhurbaşkanı” Recep Tayyip Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın düzenlediği 6. Din Şurası’nda, “İslam bize göre değil, biz İslama göre hareket edeceğiz. Nefsimize ağır gelse de hayatımızın merkezine dönemin koşullarını değil, dinimizin hükümlerini yerleştireceğiz” diyerek, hem Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın laiklikle ilgili 2., 14., ve 24. maddelerini ihlal etmiştir, hem de TBMM’de namusu ve şerefi üzerine ettiği yemini çiğnemiştir. Erdoğan, anayasayı ihlal ederek, Türkiye’deki kurumların da anayasayı ihlal etmesinin yolunu açmıştır. Nitekim “Kamu Gözetim, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu”, 12 Aralık 2019 günü, “Faizsiz Finans Kuruluşlarının Bağımsız Denetimini Yürüten Denetçiler İçin Kurallar” hakkında aldığı kararda, İslam dinine, Kuran’a ve hadislere referans yaparak, İslam dinine göre hareket ettiğini gerekçelendirme yoluna gitmiştir. Söz konusu kararın 14 Aralık 2019 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanmasıyla, devlet de söz konusu anayasa ihlaline ortak olmuştur. Oysa anayasanın 24. maddesi açıktır ve şöyle der: “Kimse, devletin sosyal, ekonomik, siyasi veya hukuki temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasi veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun, dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz.” Cumhuriyet Halk Partisi bu konuyu mutlaka yargıya taşımalıdır. Aksi halde Türkiye’nin laik bir ülke olmaktan çıkmasının ve teokratik bir din devletine dönüşmesinin yolu açılmış olur.  Kuran’da, günümüzde geçerli olan hukukla ve yasalarla çelişen birçok ayet bulunmaktadır. Birkaç örnek vermek gerekirse, Nisa Suresi’nin 34. ayeti kadınların gerektiğinde dövülebileceğini söyler; Maide Suresi’nin 38. ayeti hırsızlık yapanın elinin kesilmesini yazar; Nur Suresi’nin 2. ayeti ve Nisa Suresi’nin 15. ayeti zina yapana değnekle yüz kere vurma cezasını öngörür; Nisa Suresi’nin 11. ve 176. ayetleri erkeğe iki kadın kadar miras hakkı tanır. Oysa günümüzde geçerli olan yasalara göre kadının dövülmesi darp suçudur; hırsızlığın cezası hapistir; zina sadece boşanma nedenidir; kadın ve erkek mirasta eşit haklara sahiptir. Erdoğan’ın dediği gibi İslama göre hareket edeceksek, günümüzde geçerli olan yasaların yerini bu Kuran ayetleri mi alacaktır?! Türkiye’de herkes Müslüman olmak zorunda değildir. Türkiye Cumhuriyeti devletinin dini İslam değildir. 1876 Osmanlı Anayasası’ndan kalan “devletin dini İslamdır” ifadesi 1928 yılında anayasadan çıkarılmıştır. Çünkü laikliğin geçerli olduğu bir ülkede devletin dini olmaz. Laikliğin geçerli olduğu bir ülkede vatandaşlar kendi özgür iradelerine göre ister dindar olurlar ister dinsiz olurlar; isteyen Müslüman olur, isteyen Hıristiyan olur, isteyen Musevi olur, isteyen ateist olur, isteyen agnostik olur, isteyen deist olur. Ayrıca laikliğin geçerli olduğu bir ülkede, herkes gibi, Müslümanlar da anayasaya uymak zorundadır.  Türkiye’de geçen haftalarda yaşanan bu rezalet yetmiyormuş gibi, bir de “Dünya Arapça Günü” rezaleti yaşandı! Arap kültür emperyalizminin uşaklığını yapanlar, böyle bir gün icat ettiler, hatta bu günde İstiklal Marşı’nı bile Arapça okuttular!  Türkiye’de “Dünya İngilizce Günü” veya “Dünya Fransızca Günü” diye bir gün var mı? Yok. Zaten olmamalıdır da. Olacaksa, “Dünya Türkçe Günü” olmalıdır. O zaman “Dünya Arapça Günü” hangi amaca hizmet etmektedir?  Tüm bunlar, Türkiye’nin bir İslam “Cumhuriyeti”ne dönüştürülmesi projesinin devrede olduğunun göstergeleridir. İmam hatip okullarında, Kuran kurslarında ve İlahiyat fakültelerinde atılan dikenli yabani sarmaşık tohumları filizlenmeye başlamıştır. Cumhuriyet 100. yılına girerken, yıkılma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Kars’ın Sarıkamış ilçesinde, 1. Dünya Savaşı’nda Osmanlı ordusunun Rus işgali altındaki toprakları kurtarmak için 105 yıl önce başlattığı Sarıkamış Harekâtı sırasında donarak şehit düşen binlerce Mehmetçik yurt genelinde düzenlenen etkinlikle anılıyor. Gebze Belediyesi ev sahipliğinde dün gerçekleşen anma etkinliğine çok sayıda siyasi, sivil toplum örgütü temsilcileri ve yurttaşlar katıldı. Ellerinde bayrak ve meşaleler bulunan yurttaşlar eski çarşıdan Gebze Kültür Merkezine yürüdü. Gebze Belediye Başkan Vekili Selamet Güner, “Sarıkamış Destanı her bir karışı kanla canla kazanılmış bu mukaddes vatanı müdafaa etmek için nedenli zorlukları göze alabileceğinin en müstesna ispatıdır” dedi. Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Yaşar Çakmak Etkinlikler 345 Ocak’ta Harekâtın 105. yıldönümü dolayısıyla Kars Sarıkamış’ta 345 Ocak 2020 tarihinde çeşitli etkinlikler düzenlenecek. Kars Valiliği kontrolünde, Sarıkamış Kaymakamlığı koordinesinde törenler öncesinde başta misafirlerin konaklaması olmak üzere, yürüyüş güzergâhı, tören alanı kardan heykellerin yapımı hazırlıkları da sürüyor. Sarıkamış şehitlerini anma etkinliklerinin ilki 3 Ocak 2020 Cuma günü şehit ve gazi aileleri onuruna verilecek yemek programı ile başlayacak. Etkinlikler 4 Ocak 2020 Cumartesi günü Kardan Heykeller Sergisi’nin açılışı, Meşaleli Kayak ve Lazer Gösterisi ve Anma programıyla devam edecek. Sarıkamış şehitlerini anma etkinlikleri “Türkiye Şehitleriyle Yürüyor” anma yürüyüşü Kızılçubuk toplanma alanında başlayacak. Yaklaşık 6 kilometrelik yürüyüşün ardından Ay Yıldız Tören alanında yapılacak tören ile devam edecek. Etkinlikler SOLOTÜRK ve Çelik Kanatlar helikopter gösterisiyle son bulacak. ise “Sarıkamış’ta şehit olanlar Hakk’ın temsilcileriydi. Ruhları şad olsun. Şehitlerimizi asla unutmayacağız” diye konuştu. Tokat Onbeşli Torunları Derneği üyeleri de Sarıkamış şehitleri anısına, o dönemin asker üniformalarını giyerek Taksim Meydanı’nda iki saat kadar nöbet tuttu. Tokat Onbeşli Torunları Derneği Başkanı Saffet Gümüş, 105 yıl önce dedelerinin kar, kış ve soğuk demeden, vatan savunması için savaşa gittiklerini, pek çoğunun gözlerini kırpmadan şehit olduğunu anımsattı. l İHA/AA İSVEÇ, RAGIP ZARAKOLU’NUN IADESINI REDDETTI Gazeteciyazar ve yayıncı Ragıp Zarakolu’nun yargılandığı KCK davası nedeniyle Türkiye’ye iade edilmesi talebi hakkında İsveç Yüksek Mahkemesi ret kararı verdi. Uluslararası Suçluların İadesi Anlaşması çerçevesinde 2018 Ekiminde Türkiye tarafından yapılan talebin reddedilmesi kararını İsveç hükümetinin de onaylaması bekleniyor. 2019 Eylül ayında İsveç savcılık makamı, Türkiye’nin Zarakolu’nun iade olunması talebini kabul edilmez buldu ve reddini istedi. 18 Aralık 2019 tarihinde İsveç Yüksek Mahkemesi nihai kararını vererek Türkiye’nin iade talebini reddetti. Şehitler gözyaşları içinde toprağa verildi Hakkâri’nin Çukurca bölgesinde el yapımı patlayıcının (EYP) infilak etmesi nedeniyle şehit olan Uzman Onbaşı Ahmet Tunç (22) memleketi Kütahya’nın Simav ilçesinde törenle toprağa verildi. Siirt’in Eruh ilçesinde, nöbet sırasında sivrisinek ısırmasından kaynaklanan “Batı Nil virüsü” enfeksiyonuyla rahatsızlanıp tedaviye alındığı hastanede 15 ay sonra şehit olan Uzman Çavuş Muharrem Karaduman (28) ise memleketi Adana’nın Kozan ilçesinde gözyaşları içinde toprağa verildi. Çukurca’da PKK’li teröristlerin tuzakladığı el yapımı patlayıcının infilak etmesi sonucu şehit olan Uzman Onbaşı Tunç’un naaşı, dün cenaze aracı ile Simav ilçe sine bağlı Güney beldesindeki baba evine getirilerek helallik alındı. Tunç’un naaşı daha sonra cenaze namazı için belde meydanına getirildi. Burada yakınları, şehidin Türk bayrağına sarılı tabutuna sarılarak gözyaşı döktü. Şehit Tunç, gözyaşları arasında toprağa verildi. Eruh’ta, 12 Eylül 2018’de, Başika Üs Bölgesi’nde nöbet tuttuğu sırada sivrisinek ısırması sonucu rahatsızlanan ve kurtarılamayarak şehit olan Uzman Çavuş Muharrem Karaduman için dün Adana Kozan ilçesinde tören düzenlendi. Şehit Muharrem Karaduman, öğle vakti kılınan cenaze namazının ardından Kozan Mezarlığı’nda toprağa verildi. l Haber Merkezi BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Taş yapılarda kubbe ve tonozları taşıyan çok yüksek ve kalın kâgir ayak. 2/ Yansıma, yankı... Bir gösterme sıfatı. 3/ Giysi... Kavga, dalaş. 4/ Uyma, boyun eğme. 5/ Bir yazı ya da sözün kısa açıklaması... Yiyecek, besin. 6/ Karşıt... Batılı tacirlerin ticaret için geldikleri Osmanlı limanlarında ödemek zorunda kaldıkları her şey için kullanılan deyim. 7/ “Kurdeşen” de denen ve ciltte çeşitli nedenlerle oluşan kaşıntılı döküntüler. 8/ “Vurgun, kazanç” anlamında argo sözcük... Hitit. 9/ Fas’ın plaka kodu... Düzenli olarak ekim yapılan arazi. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Hamam kubbelerinde bulunan, üstü topuzlu fanus biçiminde tepe camı. 2/ Küçük erkek kardeş... 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 AS L AND İ Ş İ 1 2 3 4 K İ E V EDAM İ L K KREMA T İ S İ NA 2 3 5 AKSU E LMA 4 6 7 8 9 İ PEK AB İ HTAR DRA DA İ R LA İ K ASLANAĞZ I 5 6 7 Saçma sapan ve anlamsız söz. 3/ Bir operanın sözlerinin yazı 8 9 lı bulunduğu kitap. 4/ İslamda, hiçbir kuşku duymadan inanıl saplarından mobilya yapılan bir ması gereken temel inançlar... Bir bambu türü. 8/ Lamba... Bir cetvel bağlaç. 5/ Kanun... Yarı değerli bir türü. 9/ Tümör... Yurdumuzun süs taşı. 6/ İskambilde bir kâğıt... sulak alanlarında da yaşayan bir Saçma sapan söz. 7/ Kurumuş ördek cinsi. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] 23 ARALIK 2019 SAYI: 34410 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni AYKUT KÜÇÜKKAYA Yazıişleri Müdürleri Serkan Ozan / Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Şehriban Kıraç l İç Politika: Ali Açar l Gece: Ayça Bilgin Demir l Fotoğraf: Uğur Demir l Kültür Sanat: Yazgülü Aldoğan l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Tel: (0212) 454 32 55 Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 06:47 06:30 06:50 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 08:19 13:08 15:26 08:00 12:52 15:14 08:19 13:15 15:41 Akşam 17:46 17:34 18:02 Yatsı 19:13 18:59 19:25 ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] Yanlış dış politika askeri güçle düzeltilmez! Erdoğan 9 Aralık 2019’da “Libya yönetimi ya da halkı isterse, asker göndeririz” dedi. Erdoğan hükümetinin Serraj hükümetiyle imzaladığı “güvenlik ve askeri işbirliği mutabakat muhtırası”, 21 Aralık 2019’da TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. AKP’liler tepkiler nedeniyle mutabakat muhtırasını “metinde muharip asker yok” diyerek savundu. Doğru, metinde “muharip asker” yoktu, tanımlarla ilgili 3. maddede “misafir personel” vardı. Hatta o “misafir personelin faaliyetlerine” nezaret edecek “kıdemli personel” de vardı. Ne ki “misafir personel”in yapacaklarının tarif edildiği “güvenlik ve askeri işbirliği alanları” başlıklı 4. maddenin altındaki bölüme göre aslında misafir personel askerdi, kıdemli personel de komutanı! Yani açıkça TBMM’de “yurtdışına tezkeresiz asker gönderme”nin yolunu yaptılar! Ki aslında zaten aylardır Libya’da Türk askeri var! Anayasaya aykırı olduğu için, resmi üniformaları çıkarılarak Serraj hükümetini savunmaya gönderilmişlerdi…  ‘Anlaşmayı koruma’ kılıfı Evet, aylar önce, Yeni Şafak yazdı üstelik! Yani henüz ortada Serraj hükümetiyle yapılan “deniz yetki alanlarının sınırlandırılması” anlaşması yokken…   Bu, şundan önemli: Libya’ya asker göndermeyi, 27 Kasım 2019 tarihinde imzalanan “deniz yetki alanlarının sınırlandırılması” anlaşmasını hayata geçirmek için savunuyorlar! Ama daha o anlaşma olmadan altı ay önce Libya’ya asker gönderiyorlar! Bir öngörü mü? Hayır, çünkü Libya’yla “deniz yetki sınırlandırılması” anlaşması yapılması gerektiği, kendilerine ilgili bahriyeli kurmaylarca bir yıldan fazla süredir söylendiği halde o anlaşmayı yapmamışlardı! Yani önce İhvancı Serraj’ı desteklemek için Libya’ya asker gönderdiler, altı ay sonra o anlaşmayı yaptılar, şimdi de “anlaşmayı korumak için asker göndermeliyiz” diyorlar! Asker değil, önce diplomat gönderilmeli Bu köşede yazdık: Libya’yla “deniz yetki alanlarının sınırlandırılması” anlaşması yapmak doğru bir hamledir. Ancak bu hamleyi tamamlamanın yolu Trablus’a asker göndermek değil, Şam’a, Kahire’ye, hatta Tel Aviv’e diplomat göndermektir! Münhasır Ekonomik Bölge ilan etmektir! Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) 2 Nisan 2004’te, Libya 27 Mayıs 2009’da, Suriye 2009’da, Lübnan 19 Ekim 2010’da Münhasır Ekonomik Bölgesini (MEB) ilan etti! Türkiye hâlâ etmedi! Dış politikadaki yanlışları askeri güçle düzeltmeye çalışmak, marifet değildir! Peki, buraya nasıl geldik? Denktaş’ı dışlayan ve “masadan kalkan taraf olmayız” diye özetlenen AKP anlayışı, GKRY ile Yunanistan’a büyük manevra alanı sağladı. AKP hükümeti, “Doğu Akdeniz’in önemine” dair yapılan uyarılara yıllarca kulaklarını tıkadı; neredeyse iş işten geçtikten sonra bölgeye sondaj gemisi yollayarak oyuna girmeye çalıştı. İhvancı anlayışı nedeniyle sorunlu hale getirdiği Mısır ve İsrail’le ilişkileri, GKRY ve Yunanistan’a, bu iki ülkeyle ayrı ayrı üçlü mekanizma kurma şansı verdi. GKRYYunanistanMısır ve GKRYYunanistanİsrail üçlü mekanizmaları, en sonunda Şubat 2019’da yedi üyeli (GKRY, Yunanistan, Mısır, İsrail, İtalya, Filistin ve Ürdün) Doğu Akdeniz Gaz Forumu’na dönüştü! Dikkat ediniz, AKP’nin İsrail’e karşı savunduğu Filistin de oradadır, Akdeniz’e sınırı olmayan Ürdün’de! Hepsini bir araya getiren ise kuşkusuz ABD’dir! Donald Trump’ın 21 Aralık 2019’da imzaladığı ve Türkiye’ye yaptırım içeren Savunma Bütçesi metinlerinde pek üzerinde durulmayan bir konu daha var: Washington yönetimi, İsrail, Yunanistan ve GKRY ile “ortak enerji merkezi” kuruyor!  Rusya’yla karşı karşıya gelmenin maliyeti Hal böyleyken, AKP hükümeti şimdi Rusya’nın desteklediği Hafter’e karşı Serraj hükümetini desteklemek üzere Libya’ya asker gönderiyor. AKP, Suriye’de İdlib sorununa rağmen süren Rusya’yla işbirliğini ve Astana sürecini riske atıyor. Ukrayna’da karşı karşıya bulunduğu Rusya’yla bir de Libya’da karşı karşıya olmak, ciddi risktir ve maliyeti Suriye düzleminde büyük olur. Tersinden bile! Moskova AKP’ye Libya’da alan açmaya bir şekilde razı olursa, karşılığını Suriye’de alır! Sonuç olarak AKP’nin “milli dış politika” diye zorla kabul ettirmeye çalıştığı ve karşı çıkanı milli olmamakla, hatta vatan haini olmakla suçladığı dış politikası, bir hatalar zinciridir! O zincire son dönemde takılmaya çalışılan kimi doğru halkalar bile, AKP dış politikasını milli dış politika yapmamaktadır!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle