18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 23 ARALIK 2019 PAZARTESİ EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: ECE KURTULUŞ DURSUN HABER Yavaş ‘gereğini’ yapıyorYeni yıl dolayısıyla gazetecilerle bir araya gelen CHP lideri, gündemdeki konuları değerlendirdi: Eski CHP milletvekili Aygün’ün iddialarını her iki taraftan da dinlediğini söyleyen Kılıçdaroğlu, Yavaş’ın yasaları uyguladığını söyledi. MAHMUT LICALI CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, eski CHP milletvekili Sinan Aygün’ün Ankara Büyükşehir Be lediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş’la ilgili iddiaları karşısında, “Yavaş, yasa nın öngördüğü çerçevede hareket etmiş tir. Biz de kendisine onu söyledik: Yasa, hukuk ne yi öngörüyorsa gereğini ya MAHMUT LICALI pın. Gereği de yapılıyor” açıklamasını yaptı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erodoğan’ın “siyasi ömrü AYGÜN’E IHRAÇ ISTEMI nün Kanal İstanbul’u yapmaya yetmeyeceğini” de belirten Kılıçdaroğlu, “Bugünden herkesi uyarıyorum, özellikle bu işe soyunacak olanları uyarıyorum: İktidara geldiğimizde kesinlikle parasını vermeyeceğiz” dedi. Yeni yıl dolayısıyla gazetecilerle bir araya gelen Kılıçdaroğlu, gündemdeki konulara ilişkin şu değerlendirmeleri yaptı: 4 YAVAŞ, RANTA KARŞI: (Aygün’ün, Yavaş ile ilgili rüşvet iddiası üzerine) Olayı doğal olarak öğrenmek istedim. Mansur Yavaş’la da görüştüm. Olayı aktardı. Binanın yapılması ile ilgili yargı süreci anlatıldı. Kendisi zaten ya SERTAÇ EŞ CHP’li Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı ve belediye meclisi üyelerine yö oldu. İl disiplin kurulunun önümüzdeki hafta toplanarak Aygün’ü partiden ihraç etmesi bekleniyor. Aygün’ün CHP Yüksek Disiplin Kurulu’na itiraz hakkı bulunuyor. CHP nelik iddialarla gündeme gelen eski millet Ankara İl Başkanı Rıfkı Güvener, “Kendi in vekili Sinan Aygün’ün partiden ihraç edil şaatları ile ilgili mahkeme kararlarına ilişkin mesine yönelik disiplin süreci başlatıldı. bir konuyu mecrasından çıkararak partimiz Edinilen bilgiye göre Aygün’ün, parti tü ve Belediye Başkanımız Sayın Yavaş’ın tar zel kişiliği, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıç tışıldığı bir zemine vesile olan, ayrıca bir daroğlu ve CHP Genel Başkan Yardımcısı televizyon kanalındaki ifadeleri ile başta Bülent Kuşoğlu’nu hedef alan açıklamalar Genel Başkanımız ve milletvekilimiz Bülent yapması üzerine Ankara İl Yönetimi disip Kuşoğlu olmak üzere partimizin kurum lin süreci başlattı. Aygün “tedbirli” olarak sal kimliğini rencide edici tavırları nedeniy partiden ihraç istemiyle İl Disiplin Kurulu’na le Aygün hakkında ‘kesin çıkarma’ cezası sevk edildi. Bu işlemle Aygün, CHP’deki istemiyle disiplin soruşturması açılmasına tüm seçme ve seçilme hakkını kaybetmiş karar verilmiştir” dedi. l ANKARA pısı, düşüncesi gereği haksızlıklara, ran ta karşı çıkan bir isim. Dolayısıyla böyle keme kararlarını aldığı halde Ankara 4 YOLSUZLUKTA DEVAMLILIK bir uyuşmazlıkta yapılması gereken ya Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na teb OLUR MU? (Erdoğan’ın devamlılık esas sanın öngördüğü çerçevede hareket et liğ etmemesi, bu arada inşaatın bitmesi tır açıklamasının sorulması üzerine) mesidir. Yavaş da o çerçevede hareket ni beklemesi gibi bir sürü süreç var. Devletin devamlılığı Türkiye’nin çıkar etmiştir. Biz de kendisine onu söyledik: 4 PARASINI VERMEYECEĞIZ: Yasa, hukuk neyi öngörüyorsa gereğini (Erdoğan’ın Kanal İstanbul konusun ları üzerine esastır. Türkiye’nin çıkarlarını peşkeş çekmek diye bir devamlı yapın. Gereği de yapılıyor. da “Kılıçdaroğlu müteahhitleri tehdit lık yoktur. Yolsuzlukta, haksızlıkta, yan 4 BELEDİYE BAŞKANININ GÖRE ediyor” açıklaması üzerine) MutfaklarVİ BU: İşin özü belli, büyük rant var, bü da yangın var, milyonlarca insan geçim yük paralar dönüyor. Bu konuda zaten derdinde. Beyefendinin derdi, “Ben İs daşa rant paylaşımında devamlılık olur mu? Devamlılık hak, hukuk ve adalet üzerinde olur. Bu projenin bir ÇED, bir büyükşehir belediyesinin medyaya yap tanbul’daki rantı nasıl birilerine veri de güvenlik raporu olacak. Montrö An tığı açıklamalar var. Mansur Bey ayrı rim?” O kadar gözleri kararmış ki; ka laşması ile bağlantısı var. İktidarın şu ca bir televizyon programına da katıl mu kurumlarının “Bu yanlıştır” dedi nu yapması lazım: Bu işin uzmanlarını, dı, gerekli açıklamaları yaptı. Sonuç şu: ği yazıları bile ÇED dosyasına koymu jeologlar, mühendisler, çevreciler, Dışiş Gerçekten haksız olarak rant elde eden yorlar. İstanbul’a ihanet ettiklerini ken leri Bakanlığı uzmanlarını çağırır, konu lere karşı belediye başkanının mücade dileri söylediler. “Hâlâ ihanet etme şur. Devlette liyakat dediğimiz şey bu le etmesi lazım. Belediye başkanının gö ye de devam ediyoruz” diyen de kendi dur. Ama böyle bir gelenek bu iktidarda revi zaten bu. Mansur Bey bu mücadele si. Beyefendi gideceğini gayet iyi bili yok. Helikoptere biniyor, gezerken şu yi sürdürüyor. Başka bir lüksü var mı? yor. Sırf ekonomi görüşülmesin, vatan raya havaalanı yapalım diyor. Beyefendi Hangi bürokrat, hangi seçilmiş belediye daşın sorunları tartışılmasın diye bir Ka sabah kalkıyor, “Ben bunu yapacağım” başkanı “Ben, yargı kararlarını uygula nal İstanbul’dur tutturmuş gidiyor. Ne diyor. Ben de diyorum, “Sen bunu yapa mayacağım” der. Mansur Bey’in yaptığı rede bunun ÇED raporu? Niye kamu ku mazsın.” Siyasi ömrü de yetmeyecek za da yargı kararlarını uygulamak, huku ruluşlarına baskı yapıyorsunuz? Birile ten. Gidecek. İlk seçimde gidecek. kun gereğini yerine getirmek. 4 AYGÜN DE ANLATTI: (Aygün ile görüşmesinin sorulması üzerine) Sinan ri kalkıp da öyle köprü gibi yol gibi ga 4 TOPLUM IKIYE AYRIŞMIŞ: (Ye rantileri alıp “Kanal İstanbul’u yapaca ni kurulan partilerle ilgili) Şu anda top ğım, buradan garantiler de aldım, ileride lum ikiye ayrışmış. Tek adam rejimin Bey geldi bana ve anlattı. Ben de beledi de haklarımı ararım, gelen iktidar da ba den yana olanlar ve demokrasiden yana ye başkanına “Var mı bir haksızlık, ne na bir şey yapamaz” demesin. Bugünden olanlar. Sağsol kavramı üzerinden ar dir?” dedim. O da bütün ayrıntıları anlat herkesi, özellikle bu işe soyunacak olan tık siyaseti değerlendirmek mümkün de tı. Hatta Melih Bey zamanın da büyük ları uyarıyorum: İktidara geldiğimizde ğil. Biz, şu anda demokrasiyi yeniden in şehrin avukatlığını yapan birisinin mah kesinlikle parasını vermeyeceğiz. şa etmek zorundayız. Demokrasiden ya Sancak’tan öğreniyoruz! na olan kimse hep birlikte ortak hareket etmek zorundayız. SP, DP ve Davutoğlu demokrasi vurgusu yapıyor. Demokrasiye duyulan özlem, siyasal partilerce or Tank Palet Fabrikası’na ilişkin tartışmaları değerlendiren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: Gizlilik kararıyla Tank Palet Fabrikası 25 yıllığına BMC’ye tahsis ediliyor. Tank Palet’i neye göre verdin BMC’ye diye sorduk. Erdoğan, ‘25 yıllığına kiraladık’ dedi. Bu soruya Ethem Sancak televizyonda yanıt verdi: “Ne kiralaması, ben orada çalışıyorum, tank üretip devlete satacağım.” Erdoğan, “Kiraladık” diyor, Ethem Sancak “Kiralamadık” diyor. Doğruyu Sancak söylüyor. Vatana ihanet dedim, Erdoğan dava açtı. Mahkemede iki sözleşme daha var, onları da isteyeceğiz. Cumhuriyet tarihin de bir ilk gerçekleşti: Devletin silah fabrikası ihalesiz, bedelsiz beş kuruş alınmadan Katar ordusu ve iki Türk vatandaşına teslim edildi. Bereket versin Ethem Sancak konuşuyor da biz bazı gerçekleri öğreniyoruz. Ben söylesem “Yalan” diyecek ama Ethem Sancak söyleyince diyemiyor. Erdoğan ailesi savunma sanayiini yönetmek istiyor. Çünkü savunma sanayii alıcısı tek. Bir şey üretirsiniz üzerine bir fiyat koyup orduya satarsınız. Dolayısıyla Katar ordusu, Ethem Sancak, Talip Öztürk, bütün bunlar Erdoğan ailesi ve yakın çevresi, savunma sanayiini ele geçirmek istiyorlar. tak dil gibi dile getiriliyor. Bu bağlamda değerlendiriyoruz. Yoksa seçim sürecine girince ittifaklar nasıl olur, partiler nasıl bir araya gelir o, o günün sorunu. 4 HER ŞEY ÇOK DAHA GÜZEL OLACAK: (2020 yılına ilişkin beklentilerinin sorulması üzerine) Türkiye siyaseten yeni bir başlangıç yapacak. Toplumun yerel seçimlerde elde ettiği umudu 2020’de daha da büyüteceği kanısındayım. “Her şey güzel olacak” demiştik. Şimdi her şey çok daha güzel olacak. Demokratik bir ülke olacak Türkiye. Bunu yapacağız. l ANKARA Kılıçdaroğlu’nun gazetecilerle toplantısına genel başkan yardım cıları Tuncay Özkan ve Faik Öztrak da katıldı. CHP’LI ÜYELER: KAYITLARI AÇIKLA Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin (ABB) CHP’li meclis üyeleri Berkay Gökçınar ve Haydar Demir, iş insanı Sinan Aygün’e “İddiaların üzerine servetin ve paran üzerine yemin edebilir misin” sorusunu yönelterek “Biz kendimize güveniyoruz. Sen de kendine güveniyorsan ve bu şehrin sokaklarında başı dik gezmek istiyorsan kayıtları açıkla” çağrısında bulundu. Gökçınar ve Demir, iftiralara ilişkin suç duyurusunda bulunacaklarını belirtti. ABB’nin CHP’li meclis üyeleri Gökçınar ve Demir, iş insanı Aygün’ün “rüşvet” iddialarına ilişkin yazılı açıklama yaptı. İddiaların “Geçmişte çocuk pornocusu, hortumcu, yolsuz tipler tarafından yürütülen aşağılık kampanyanın yeni bir versiyonu olduğu, bazı kesimlerce köpürtüldüğü, yalan ve iftiradan ibaret olduğu” belirtilen açıklamada, “Sayın Sinan Aygün, iddiaların üzerine senden namus ve şerefin üzerine yemin etmeni beklemiyoruz. Biliyoruz, bu senin için bir anlam ifade etmez. Çok sevdiğin servetin ve paran üzerine yemin edebilir misin?” denildi. Gökçınar ve Demir’in, iş insanı Aygün’ün ortaklarından olduğu ve ABB tarafından inşaatı mühürlenen TOGO Kuleleri’ne Aygün ile görüşmek üzere gittiği iddialarının yalanlandığı açıklamada, “Gökçınar ve Demir’in TOGO Kuleleri’ne Aygün ile değil, Aygün’ün kız kardeşi Sibel Aygün ile görüşmek üzere gittikleri ve kapıda karşılaştıkları Aygün’ün kendilerini ofisine davet ettiklerini” kaydedildi. Aygün ile aralarında okul yaptırmak için gerekli maliyetin konuşulduğu belirtilen ve Aygün’ün, “Benimle Cumhurbaşkanı uğraşamadı, Mansur Yavaş kim oluyor ki” dediği belirtilen açıklamada, “Bu konunun istismar edilerek gerek tarafımıza gerekse olayla hiçbir bağı bulunmayan ABB Başkanımız Sayın Mansur Yavaş’a zarar vereceğini düşünen güruhlar, bir kez daha yanıldıklarını anlayacaklardır. Bunu iddia edenlerin kimlerle işbirliği yaparak nasıl zengin oldukları kamuoyunca yakınen bilinmektedir” denildi. Açıklamada şunlar kaydedildi: “Aygün’e sesleniyoruz: Kendine güveniyorsan bu FETÖ taktiklerini bırak ve elindeki ses kayıtlarını derhal ifşa et. Elinizde kayıtlar olduğunu belirterek şantaj yapmaktan sonuç alabileceğini umuyorsan yanıldığını mutlaka göreceksin. Siz Ankara’da kimin kime iyi rüşvet vereceğini ve kimin de kabul edeceğini herhalde en iyi bilenlerdensiniz. Buna rağmen bizi töhmet altında bırakmaya çalışmanız, bize hukuk yolundan ve mahkeme kararlarını uygulama irademizden geri adım attırmayacaktır. Ankara’da devir değişmiştir. Aygün’ün iftiraları karşısında hukuki süreci başlatacağımızı bildiriyoruz.” l ANKARA/Cumhuriyet CHP’DEN İÇİŞLERİ BAKANLIĞI HAKKINDA SUÇ DUYURUSU: Devrim şehidiÇubuk’ta suçluyu Kubilay anılıyorkayırma suçu işleniyor ALİCAN ULUDAĞ CHP, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik linç girişiminde bulunulan Çubuk’taki olaylara ilişkin rapor hazırlayan İçişleri Bakanlığı aleyhinde savcılığa suç duyurusunda bulundu. Raporla, “suçluyu kayırma ve yargıyı etkilemeye teşebbüs etme” suçlarının işlendiği belirtilen dilekçede, “Genel Başkanımıza yönelik gerçekleştirilen menfur linç girişimi hiçbir biçimde ‘protesto’ tanımlaması ile geçiştirilip küçümsenemez” denildi. İçişleri Bakanlığı, CHP’nin hazırladığı Çubuk Raporu’na karşı “İddialara İlişkin Gerçekler” başlıklı bir rapor hazırlamıştı. Raporda yaşananlar anlatılırken, “saldırı/linç girişimi” ifadesi yerine “protesto olayları” denilmişti. Yaşananlardan Kılıçdaroğlu ve korumaları suçlanırken, olayın önceden “planlanan provokasyon” ol madığı savunulmuştu. CHP ve Grup Başkan Vekili Engin Özkoç, bu rapor üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. CHP’nin avukatı Celal Çelik’in verdiği suç duyurusunda, raporu hazırlayanlar ve açıklayanlara yönelik “suçluyu kayırma”, “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs”, “görevi kötüye kullanma” suçlaması yapıldı. Dilekçede, Çubuk’a bağlı Akkuzulu Mahallesi’nde düzenlenen şehit cenaze törenine katılan Kılıçdaroğlu’na yönelik planlı ve örgütlü bir şekilde linç girişimi gerçekleştirildiği anımsatıldı. Buna karşılık İçişleri Bakanlığı’nın hazırladığı raporla, Çubuk’taki linç girişiminin vahameti azaltılmaya, sıradan bir olay gibi gösterilmeye, olayın CHP ve liderinden kaynaklandığı anlamında algı oluşturulmaya ve yargı mercilerini etki altına alınmasına çalışıldığı ifade edildi. l ANKARA Devrim şehitleri Asteğmen Kubilay ile Bekçi Hasan ve Şevki, şeriatçı yobazlar tarafından katledilişlerinin 89. yıldönümünde İzmir Menemen’de anılıyor. Menemen’deki askeri törenler, bugün saat 10.00’da Yıldıztepe Kubilay Anıtı’nda düzenlenecek. CHP’li Menemen Belediye Başkanı Serdar Aksoy, sosyal medya hesaplarından herkesi anma programına davet etti. Törenlere yurdun dört bir yanından katılım olacak. Anma programı kapsamında saat 10.30’da düzenlenecek olan Demokrasi ve Laiklik Yürüyüşü, Menemen Şehir Stadı önünden başlayacak ve Kubilay Anıtı önüne dek sürecek. Yürüyüşe, Menemen Belediyesi tarafından bugüne özel olarak yaptırılan 500 metrelik bayrak eşlik edecek. Kubilay Anıtı’ndaki törenin ardından saat 12.00’de Menemen Cumhuriyet Meydanı’nda bir basın açıklaması yapılacak. Kubilay, Bekçi Hasan, Bekçi Şevki ve Cumhuriyet şehitleri anısında Mahkeme Camisi’nde saat 12.30’da Mevlidi Şerif okutulacak. Saat 13.30’da Kubilay Kültür Merkezi’nde Oktay Özengin Kubilay Tarihi Fotoğraf Sergisi ve saat 14.30’da tarihçi yazar Sinan Meydan’ın katılacağı panel düzenlenecek. Şehit Asteğmen Kubilay anısına 13’üncüsü düzenlenen koşu da Çanakkale Asfaltı Buruncuk bölgesinde saat 08.00’de başlayacak. l İZMİR Kaval İstanbul maceraları... Adam Galata Köprüsü’nün ortasında durdu. Başını göğe çevirdi, bakmaya başladı. Birinin dikkatini çekti, o da yanına geldi, başını kaldırdı, bakıyor. Yavaş yavaş meraklılar birer ikişer geldi, orada bir grup oluştu. Hepsi de göğe bakıyor, kimse konuşmuyor. Sonra birisi sordu: Neye bakıyorsunuz burada? ‘‘Hiç’’ dedi birisi. Grup yavaş yavaş dağıldı. Ortada hiçbir şey yoktu. Kanal İstanbul olayı da buna benzer görünüyor ama değil. Sadece bir rant olayı da değil. Hatta Montrö Antlaşması konusu bile açıklamaya yetmiyor. Acaba amaç Trakya’yı bölmek midir? Çünkü, ortasından geçen kanal Trakya’yı bölüyor. Siyasal İslam iktidarı ülkeyi bölmeye mi çalışıyor? Toplumu zaten böldüler: Sünni Alevi diye böldüler. Türk Kürt diye böldüler. Dindar laik diye böldüler. Erkek kadın diye böldüler. “Benden misin? Ondan mısın?” diye böldüler. “Milletten misin? Ümmetten misin?” diye böldüler. Cemaatler diye böldüler, tarikatlar diye böldüler. Ama işte, Atatürk Cumhuriyeti bölünmeye karşı direniyor. Ama işte, Türkiye, ulus bütünlüğünü korumak için direniyor. Kaval İstanbul da öyle. Elinizdeki düdüğü öttürüyorsunuz ama sonu yakındır. O düdük artık elinizde olmayacak. Bunu siz de biliyorsunuz, aceleniz var. Süreci hızlandırdınız. HHH Vaktiniz daraldı, siz de biliyorsunuz. Onun için de koşar adım şeriata yöneldiniz. Başkanınız açıkça söylüyor. Resmi Gazete’de yayımlıyorsunuz. İslami yaşam biçimini her alana yaydınız ama yetmiyor. Artık İslami yaşamı zorunlu kılmanın yollarını deniyorsunuz. Öyle denmişti, hatırlayın: Hukuktan eğitime kadar, yiyip içmekten kılık kıyafete kadar İslam ne diyorsa o olacak. İslamın ne dediğini de elbette onlar biliyor. Onlar ne derse öyle olacak. Cumhuriyet gazetesi yıllar öncesinde, “Tehlikenin farkında mısınız?” diye bir kampanya yürütmüştü. Şimdi artık; “Tehlikenin içindesiniz’”. Kaval İstanbul’dan nağmeler dinliyorsunuz. Tarih de ilgi çekici, 17 25 Aralık. Hatırlayın, ayakkabı kutularını, para sayma makinelerini. Montajdı, şantajdı derken üstü örtülüverdi. Ama tarih unutmaz, kaydeder, önünüze koyuverir. Devlet okullarında eğitim dinselleştirildi. Doğa Koleji olayının anlattığı nedir? HHH Doğa Koleji bir özel okul. Neden aileler çocuklarını bütçelerini zorlayarak özel okullara gönderiyor, hiç düşündünüz mü? Şundan gönderiyor ki, “LAİK EĞİTİM” sadece özel okullarda kaldı. Devlet okulları artık tarikat baskısı altında. Öğrenciler topluca cuma namazlarına götürülüyor. Erkek öğretmene “Sen cumaya gitmiyor musun?” diye kınayarak soran eğitim yöneticileri var. “Seccaden seni bekliyor” kampanyaları devlet okullarında. Bu toplumun insanları “laik eğitim” istiyor. Zihinsel işgale uğramamış çocuklar yetiştirmek istiyor. Onun için özel okullar öğrenci alıyor, öğrenci buluyor. Onun için de konu, Doğa Koleji değil. Konu, laik eğitim. Onun için de Kaval İstanbul başka nağmelerle toplumu uyutmaya çalışıyor. Siz uyur musunuz? Siz uyumuyorsunuz. Kavallar ninniler söyleyedursun. Siz İstiklal Marşı’nı söylüyorsunuz. Dimdik ayaktasınız. “Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak” diye haykırıyorsunuz. Hep beraber, laik Cumhuriyet. Sonuna kadar... ÖDP’nin adı ‘Sol Parti’ oldu Özgürlük ve Dayanışma Partisi’nin (ÖDP) 8. Olağanüstü Kongresi’nde, partinin adı değişti. Partinin yeni adı “Sol Parti” olarak belirlenirken, ÖDP Başkanlar Kurulu Üyesi Önder İşleyen, “Biz, sadece bir isim değişikliği için yola çıkmıyoruz, biz, düzen değişikliği için yola çıkıyoruz. Yeni bir devrimci yürüyüşü başlatıyoruz” dedi. Ankara İnşaat Mühendisleri Odası Teoman Öztürk Salonu’nda dün düzenlenen kongrede, partinin yeni isminin “Sol Parti” olması kabul edildi. ÖDP Başkanlar Kurulu Üyesi Önder İşleyen, yaptığı konuşmada “İsmimizi belirledik ve yola çıkıyoruz. Şimdi bütün söylediklerimizi, eylemle güçlendirme zamanı. Hepimiz seferber olarak binlerce üyeyi Sol Parti’ye kazandırmak için çalışacağız. İnadına sol, inadına devrim, inadına sosyalizm” dedi. Kongrede partinin manifestosu da okundu. l ANKARA / Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle