28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DİZİ GÜNEY’E DOĞRU: KAESONG TASARIM: İLKNUR FİLİZ 915 ARALIK 2019 PAZAR Koryo kralı ve eşine ait ‘simetrik mezar’. Sonjuk Köprüsü ve köprü üstünde öldürülenlerin mezar taşları. T ur programı içinde güneydeki Kaesong kenti var. Tarihi açıdan önemli olduğu kadar Güney Kore sınırına en yakın kent olması Kaesong’u ziyaretin zorunlu adresi yapıyor. Ayrıca dünyada çok bilinen ve yükselen trend olan ginsenk bitkisinin anavatanı Kore, ginsenk’in Kore’de de en çok yetiştiği yer Kaesong. Ginsenk, Kore’nin en ünlü ve yaygın turistik ürünü. Kaesong’da içinden ırmak geçen eski bir mahalleyi bir Fransız şirketi restore edip otele dönüştürmüş. Etrafı duvarlarla çevrili. Odalar iptidai ama orijinal. Eski Kore evi tarzındaki odalarda ( 3x4 metrekare) yataklar yer yatağı tarzında, bazı odaların tuvaletleri ortak. Odada hiç eşya yok gibi. TV var ancak çalışmıyor. En büyük lüks klima. Kaesong’un kent dokusu çok güzel. Bu nedenle fotoğraf çekebilmek için otel dışında biraz gezmek istedik. Ancak izin alamadık. Ertesi gün otel çıkışı 300 400 metre otel caddesinde yürüteceklerine söz verdiler. Kırsalın izleri Koryo Kral mezarlarına ziyaret öncesi otelin önündeki caddeden ana kavşağa kadar yürüdük. Bir arka sokaklarda yollar toprak. Bu kentte kırsalın izleri daha çok görülebiliyor. Binalar başkente göre daha eski ve bakımsız. Kırsala çıktığınızda bi sikletlerinin arkasında kürek ve çapaları ile işe giden yüzlerce insanla karşılaşıyorsunuz. Kırsal alanda çok sayıda keçi sürüsü gördük. Devlet son yıllarda hayvancılığa desteğini artırmış. Keçi çok ama ülkede hiç peynir ve yoğurt görmedik. Yol boyunca tarlalar düzenli, bakımlı ve temiz. Neredeyse her ağaca, her taşa insan eli değmiş. 31. Koryo Kralı Kongmin ve eşi Moğol prensesi Noguk’a ait simetrik mezarlar MS 1365 yılında yapılmış. Japon işgali sırasında Japonların mezarları bomba ile tahrip etmesine rağmen bugün çok iyi restore edilmiş durumdalar. Kaesong kenti içindeki en önemli tari hi yapılardan biri de Sonjuk Köprüsü. Koryo Hanedanı döneminde 1290 yılında inşa edilen taş köprü, 8.5 metre uzunluğunda, 3.5 metre genişliğinde. Kral Mong Ju bu köprü üstünde öldürülünce köprü trafiğe kapatılmış ve onun anısına bir anıta dönüştürülmüş. Köprü çevresindeki parkta köprüde öldürülen kişilere ait mezar taşları ve anısal yazıtlar görülebilir. Yine Kaesong kentinde görülecek önemli eserlerden biri, kadim Koryo Üniversitesi Müzesi ve bahçesidir. Konfüçyus öğretisi ile eğitim yapan üniversitenin hemen yanında yeni yapılan üniversite binaları mevcut. Kaesong’daki tüm bu eserler Unesco Dünya Mirası listesine alınmış. Soğuk Savaş’ın son sınırıSANKI HER ŞEY TURISTLER IÇIN HAZIRLANMIŞ BIR SAHNE GÖSTERISI GIBI Gizemlerin ülkesi: KUZEY KORE Yazı ve fotoğraflar 5Dr. CEYHUN IRGIL Dünyanın sıradan insanlarının evlerinde büyük bir endişe ve gerginlikle izlediği Kore savaş sınırı her iki ülke için de en ilgi çeken turistik yer. Yani sınır, evimizde gerildiğimiz kadar gergin değil. Anlamsız bir sessizlik, gizem, olağanüstülük var. Neden? Silahsız duruyorlar öylece. Bunca telaş, masraf, öykü neden? Kaesong kentinden yaklaşık bir saat ötedeki dünyaca ünlü Güney Kore Kuzey Kore sınırı, Soğuk Savaş döneminden kalan son sahne sanırım. Küba, Doğu Almanya, Berlin Duvarı, De mir Perde ülkeleri gibi Soğuk Savaş’ın gi zemli öykülerinin bir bir kaybolduğu gü nümüzde Kuzey Güney Kore sınırı hâlâ gündemde olan, sık sık haber konusu olan, pek çok kimsenin görmediği halde 3 mavi baraka ve nöbetçileri ile herkesin gözünde canlanabilecek kadar ünlü bir sınır noktası. Sınır tamam da, asıl sorun sınıra ulaş makta. İki Kore arasındaki silahsızlan dırılmış bölgeye girmek, buradaki sı kı kontroller, ritüeller, uyarılar zaten bel li bir disiplin içindeki ülkede savaşın ge rilimini hissedeceğiniz bir bölge. Zira yo ğun askeri tertipler, yol boyunca yumru ğu sıkılı askerler, elektrikli dikenli teller, yol kenarındaki saldırı ve işgal halinde Ünlü Kuzey Güzey Kore sınırı. Sınır mavi barakaların tam ortasından geçiyor. her an yolu kapatmak için inşa edilmiş beton bloklar, sınırlara yığılan dev kayalar, rehberlerin devamlı yasak uyarıları, hep bir sıra ve askeri nizam içinde hareket etme psikolojisi sizi zaten sınıra gelmeden iki ülke arasındaki gerginliğin bir parçası yapıyor. lar eğlenir, dinlenir, eski öyküleri anlatıp geçmişi yâd ederler. Ve turistleri izlerken her iki ülkenin insanları, muhtemelen “Biz bunca yıldır bu haltı neden yedik? Bu sınır için neden bunca kavga ettik? Neden birbirimizi tükettik” diyecekler. Kontroller, aramalar... Sınıra yaklaştığınızda otobüslerden indiriliyorsunuz. Dev bir demir kapı önünde bekliyorsunuz. Kontroller, aramalar sonra birkaç yüz metre yürüyüş ve tekrar otobüslere binip önce ateşkes anlaşmasının imzalandığı ve bugün hâlâ korunan, Kuzey Kore tarafında kalan barakalara gidiliyor. Güzel peyzajlı bir bahçe içinde önce görüşmelerin yapıldığı (ki bu barış görüşmeleri aylarca sürmüş) barakaya, sonra da BM ile (ABD biz burada yalnız savaşmadık, BM adına savaştık diye masaya oturmamış, BM gibi davranmışlar) Kuzey Kore arasında imzaların atıldığı baraka geziliyor. Soğuk Savaş döneminin son sınırında barikatlar, elektrikli teller, beton bloklar hâlâ duruyor. çektirmek serbest. Selfie, video her türlü aksiyon yapılabiliyor. (Neden buna vurgu yaptım derseniz çünkü lider heykelleri ile selfie çekmek, farklı açı, şekil şemal yaparak fotoğraf çekmek yasaktı.) Savaşın saçmalığının ve savaş sonrası oluşturulan yapay öykülerin sınırı... Bu Dünyanın sıradan insanlarının evlerinde büyük bir endişe ve gerginlikle izlediği Kore savaş sınırı her iki ülke içinde en ilgi çeken turistik yer. Yani sınır, evimizde gerildiğimiz kadar gergin değil. Anlamsız bir sessizlik, gizem, olağanüstülük var. Neden? Silahsız duruyorlar öylece. Bunca telaş, masraf, öykü neden? Silah ve savaş teknolojisinin bilimkurgu düzeyine ulaştığı bir dünyada, yollara dökülen engel kayaları, yol kapatma betonları, iptidai elektrikli teller, iz bırakan kum alanları, yol üzerine yapılmış demir kapılar gümüz dünyası için biraz tuhaf. Bu nedenle artık konu da, öykü de, sınır da turistik olmuş düşüncesindeyim. Kore Savaşı’na ara veren (ara veren diyorum çünkü barış anlaşması Kuzey Kore tarafından onaylanmış olmasına rağmen 27 Temmuz 1953 ABD tarafından hâlâ onaylanmadığı için hukuki olarak ateşkes halindeki savaş durumu devam ediyor) imzaların atıldığı basit 3 masanın bulunduğu barakanın duvarları savaş anıları ile basit bir müze gibi dizayn edilmiş. Kuzey Koreliler 1953’te bu binayı 5 günde inşa etmişler. Yapay öykülerin sınırı Sonunda otobüslerle sınıra geldik. Her iki ülke karşılıklı gözlem ve sınır binaları yapmış. Ortalarında 3 adet mavi basit 5 günde yapılan bina. baraka bina ve 38. paralel sınırını temsil eden beton bir çizgi ve her iki yanında nöbet bekleyen askerler var. Sanki her şey turistler için hazırlanmış bir sahne gösterisi gibi. Güney Kore öğleden sonra, Kuzey Kore öğleden önce sınırı görmek isteyen turistleri buraya getirip fotoğraf çektiriyor, gezdiriyor. Askerlerle fotoğraf radaki anlamsız, gereksiz gerginlik nedeniyle birçok saçma sınır ihlal öyküsü ve sonuçta ölümler olmuş. Bu sınır ve sınır binalarında egemenlerin yekpare bir ülkeyi ve toplumu anlamsızca bölmesini ve bunun neden olduğu acıları görüyorsunuz. Bilimkurgu adeta Bir gün iki Kore birleşirse bu sınır ve sınırdaki bu binalar aynen Berlin Duvarı yıkılınca kentin ortasında kalan ve şimdi sadece turistik bir meta haline gelen Checkpoint Charlie (Charlie Kontrol Noktası) gibi olur. Muhtemelen çevrede birçok otel, restoran ve kafe açılır. İnsan Birleşme dillerde Neyse, Güney Kore’yi bilmiyorum ama sanırım her iki taraf da kendisinin haklılığını, savaşı karşı tarafın başlattığını özel bir vurgu ile anlatıyor. Dede ve baba dönemindeki KuzeyGüney gerginliği torun Kim döneminde azalmış. Şimdi daha çok birleşmeden bahsediliyor. Örneğin, her iki Kore, olimpiyatlara tek bayrak ve ortak isimle katılma kararı almışlar. Özellikle Kuzey, Kore Güney ile bütünleşmenin olacağına inanıyor ve istiyor. Ancak Kuzey’in inancına göre iki Kore’nin birleşmesini Japonya ve ABD istemiyor. Bence buna Çin, Rusya da eklenmeli. Bizler iyi niyetle Kore için üzü lüp, birleşmelerini yürekten dilerken, as lında her iki ülkenin de başına musal lat olmuş emperyalistlerin her iki ülkenin birleşmesini çok da istemediği ortada. Çünkü bölünmüş bir Kore her iki kampın işine geliyor. Özellikle Japonya’nın... Kuzey Kore ile Güney Kore’nin SÜRECEK en ortak yanı ne derseniz? Yanıt: Japonya düşmanlığı de rim. 1925 ile 1945 yılları arasın da her iki tarafın da mağdur ol duğu Japon işgali sırasında çok acılar çekilmiş. Çok can kaybı olmuş. Koreliler bunu asla unut Her an saldırı olacak gibi köprü üstü beton bloklar ve tank geçişini engelleyecek kayalar. muyorlar. Bize ziyaret boyunca hissettirdikleri ve anlattıkları bu. Adana, Mersin, Hatay üçgeni... Son üç ayda konferanstan kitap fuarına değişik nedenlerle dört kez Adana ve Mersin’e gittik. Belediye başkanlarımızla, yurttaşlarla söyleştik, ülke sorunları üzerine kafa yorduk. 31 Mart yerel seçimlerinden sonra Adana, Mersin ve Hatay Büyükşehir Belediye Başkanlıklarını CHP’nin adayları kazandı. Tıpkı Ege’de İzmir, Aydın, Muğla üçgeni gibi Doğu Akdeniz çanağında da Adana, Mersin, Hatay üçgeni oluştu. Öncelikle kaybedilmemesi, devamında dışına doğru genişlemesi gereken bir üçgen. Pergelin ucunu Adana’ya yerleştirdiğinizde 200 kilometrelik yarıçapta 10 milyona yakın insan yaşıyor. Buradaki yerel başarı iç barıştan ekonomik refaha Türkiye için değerli. Bölge Kurtuluş Savaşı sürecinde işgalden ilk ve son kurtulan iller olma özelliğine sahip. Sakarya zaferinin ardından Atatürk, diplomasi masalarındaki başarısının eseri olarak Fransa ile 20 Ekim 1921’de Ankara Anlaşması’nı imzaladı. 27 Aralık’ta Tarsus 98., 3 Ocak’ta Mersin, 5 Ocak’ta da Adana 97. kurtuluş yılını kutlayacak. Atatürk’ün bir sonraki aşamaya bıraktığı Hatay da, yıllara yayılan diplomatik çabalarla 23 Temmuz 1939’da resmen vatan toprağına katıldı. HHH Adana’da Zeydan Karalar, Mersin’de Vahap Seçer, Hatay’da Lütfü Savaş, Ankara’daki iktidarın gerilim siyasetine inat kentlerinde önceliği, huzura ve toplumsal mutabakata vererek belediye başkanlığı yapıyorlar. Mersin’de belediye meclisinde CHP salt çoğunluğu sağlayacak sayıda değil, ancak bütçe çok rahat geçti. Sonrasında da Seçer, tüm meclis üyelerine teşekkür yemeği verdi. Personel alımında kadınlar öncelikli. Her üç ilin de temel konularından biri Suriyeliler. Önceki yıllarda ticaret ya da turizm için gelip giden Suriyeliler, yatıya kalmış, dönmeye de niyetleri yok. Daha önce zenginlik iken şimdi pek çok sorunu içeren bir konu! Savaş’la bu durumu birkaç kez konuştuk. Hatay’da Suriyeli oranı bugün yüzde 28. Mevcut doğurganlık böyle devam ederse 2031 yılında Suriyeli oranı yüzde 50’yi geçecek. Savaş, “İlin demografik yapısı değişirse, ülke güvenliğini etkileyen sorunlar olabilir” diyor. Üç ilin 10 bin yıl geriye giden tarihi var. İpek Yolu’nun denizle buluştuğu yer. Büyük İskender’in Perslerle karşılaştığı yer. İskenderun, dünyada adını Büyük İskender’den alan 30’a yakın kentten biri. MS 500 yılına dek, dünyada nüfusu bir milyonu bulan üç kent vardı; Roma, İskenderiye, Antakya... Mersin güçlü yerel nüfusun yanı sıra, Güneydoğu illerinden gelen Kürtlerin, Suriyelilerin, Anadolu içlerinden göçlerin birleşeni. Kitap Fuarı’nda bir yurttaş ilçe belediyesi için, “MHP adayı ile HDP adayı arasında gittim geldim. İkisi de iyi insandı” dedi. Birlikte yaşama anlamında halkımız siyasilerden daha ileri. Çok güzel bir Türkçe ile seslenen okura adını sordum; Nikola... Hatay’ın Arap Hıristiyanlarından, Mersin’e göçmüş. İnsan kendini nasıl zengin hissediyor. HHH İlçelerde de büyükşehir gücünü çoğaltacak potansiyel var. Seyhan’da Akif Kemal Akay’la, “İlhanTurhan Selçuk kardeşler” dedik, Çukurova’da Soner Çetin’le, “Orhan Kemal, Yaşar Kemal, Yılmaz Güney” dedik. Ceyhan’da Kadir Aydar’la, “Şahmeran” dedik. İmamoğlu’nda Kasım Karaköse’yle, “Arı kovanı” dedik. Tarsus’ta Haluk Bozdoğan’la koşturmaktan şelaleye gidemedik, Mezitli’de Neşet Tarhan, Yenişehir’de Abdullah Özyiğit sosyal belediyeciliğin örneklerini veriyor. Defne’de İbrahim Güzel, Erzin’de Ökkeş Elmasoğlu, Samandağ’da öteden beri tanıdığımız Refik Eryılmaz nüfusun renkliliği nedeniyle 100’e yakın inanç gününü yurttaşlarla birlikte kutluyorlar. 40 derecelik deniz kıyısı ile kazaksız üşüyeceğiniz yayla arasında yarım saatlik bir mesafenin olduğu Doğu Akdeniz çanağında 4 T 1 K diye özetleyebileceğimiz güç var; tarım, turizm, ticaret, teknoloji, kültür. Belediye başkanlarının kendilerini bölgenin son derece bereketli topraklarından da sorumlu hissetmesi tüm Türkiye için önemli. Doğu Akdeniz çanağına, Toroslar’a, Çukurova’ya, Amik Ovası’na, Amanoslara selam olsun... AKP ve FETÖ’yü anlatan kitapçıklara el konuldu CHP Yalova Gençlik Örgütü, Yalova Uğur Mumcu Kültür Merkezi önünde Tank Palet Fabrikası’nın satışına tepki göstermek için stant açtı. “5 Temmuz’dan sonra AKP: FETÖ’YE SELAM... OHAL’E DEVAM” yazılı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve FETÖ lideri Fethullah Gülen’in fotoğraflarının yer aldığı broşürler yurttaşlara dağıtıldı. Bunun üzerine Yalova Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatı ile standa giden polisler, broşürlere el koydu. El koyma tutanağındaki, “FETÖ lideri Fethullah Gülen ve Cumhurbaşkanımızın fotoğrafının olduğu iki adet kitap haricinde herhangi bir suç unsuru olan kitap ve broşüre rastlanılmamış” ifadeleri dikkat çekti. l İç Politika
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle