18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KÜLTÜR EDİTÖR: ORHUN ATMIŞ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ ySeöbnzeetelebrilüirlkmei?Oykyhİökaakpiüizrımşçetzsgtairııyüiddmrtaıerlgadldaldğlreıüayakirasşrkıçoçapmoelaglhe,lskesirbiauylçupişeansolnkrseer,ka:rdıigy,eeıçit yok! Yukarıdaki başlığa bakıp politik bir yazı okuyacağınızı sanıyorsanız vazgeçin, okumayın. Siyasal değil, tamamen müzikal alanda kalmaya çalışacağım. Bir şans eseri yolum üç gün Viyana’dan geçince, kendimi doğru operaya attım. Dünyanın sayılı opera yapılarından ve kurumlarından olan Wiener Staatsoper Viyana Devlet Operası heyecan verici bir olaya hazırlanıyordu. İlk kez bir kadın bestecinin eserine, Avusturyalı Olga Neuwirth’in, Virginia Wolf’un “Orlando”sundan kaynaklanan operasına yer veriyordu. Eserin dünya prömiyerini iki gün arayla kaçırınca; benim kısmetime “Tosca” düştü. Erkekler dünyasında aşk ve cinayet Viyana Devlet Operası’nın “Tosca”sı, opera tarihine kök salmış yönetmenlerinden Margarethe Wallmann’ın rejisiyle sahnelenmişti (“Leyla Gencer Tutkunun Romanı” kitabımı okuyanlar bu efsanevi yönetmenle Divamızın önce kavgayla başlayan sonra eşsiz bir dostluğa dönüşen serüvenini anımsarlar). Puccini’nin unutulmaz aryalarıyla ilerleyen, müthiş bir zenginlik içeren müzik... Bu zenginliğin ve şiirsel atmosferin hakkını veren orkestrayı yöneten İtalyan Şef Marco Almiliato... Müzikteki şiirsel atmosfer, klasik sahnelemeyle de bütünleşmiş, sahneyi her üç perdede de olağanüstü bir görkeme teslim etmişti. “Havuç Kral” opereti Devrimciler, asiler, anarşistler, güç sahibi, erk sahibi erkekler dünyasında aşka geçit tanımamak... Kadın bedeninin araç kılınması... Suçluyu bulmak için kadından yararlanmak... İş Kraliçenin Havuç Kral’a yaranabilme hallerinden biri... kence yöntemleri değişse de hangi yüzyılda olursa olsun baskının hiç değişmemesi... Aşk, cinayet, intihar... Bu melodramın başarısı üç başrolün ustalığına bağlı biraz da. Çok şanslıydım. Üç eşsiz solist sahnenin görkemini, oyunculukları ve sesleriyle de taçlandırdılar. Floria Tosca rolünde Rus soprano Evgenia Muraveva; Cavarasossi’de Maltalı tenor Joseph Calleja ve Scarpia’da İngiliz bariton Bryn Terfel mükemmeldiler. Havuçtan kral olursa 2019 yılı Alman asıllı Fransız besteci Jacques Offenbach’ın 200. ölüm yıldönümüydü. Operet ve komik opera repertuvarına sayısız eser kazandırmış Offenbach’ın eserleri hep hiciv, ironi içerir. Viyana’da VolksoperHalk Operası’nda bestecinin en uçuk, en fantastik eserlerinden biri olan “König Karotte” (Havuç Kral) operetini izledim... (Metin Victorien Sardou’nun) Yönetmen Matthiaws Davids klasiklerden çok günümüz popüler müzikallerini yönetmekle tanınıyor (Les Miserables, Saturday Night Fever, Miss Saigon, vb.) İlk iş, 6 saatlik eseri 2.5 saate indirmek olmuş... Gerisi düş gücü, çılgın renkler, çarpıcı danslar, hızla ilerleyen, dinamik, şaşırtmacalarla dolu bir yolculuk... Mathias FisherDieskau’nun çok çarpıcı sahne düzeni ve projeksiyonuyla, Susanne Hubrich’in baştan çıkarıcı kostümleri, Kati Farkas’ın koreografisiyle taçlanan bir prodüksiyon. Ama bütün bu çılgınlık ve hafif, neşeli, akıp giden müziğin arasında müthiş bir toplumsal ve siyasal eleştiri vardı. Üstelik çok da günceldi! Keyfine ve zenginliğe düşkün, tembel kralın yerine ülkenin başına bir havuç geçerse ne olur? Pancardan genelkurmay başkanı, patatesten içişleri bakanı, pırasadan emniyet müdürü olur, vb... Ve yalakalar, yandaşlar kafalarına havuç takıp dolaşır... Halk sebzelere övgüler düzer... Ekonomi tıkırındayken kimse havuca secde etmekten gocunmaz. Ama ekonomi bozulunca... Havuç Kral mecburen diktatörlüğe başlar... Ve yalaka halk homurdanıp kafalarına ektikleri havuçları gizlemeye örtmeye çalışır... Yani hep yaşadığımız, bildiğimiz hikâye. Şef Guido Mancusi’nin peşine takılıp zindana hapsedilmiş prensesle “selfie manyağı” gecelerin kadını arasında, Vezüv’ün patlayacağı anda Pompei’ye, Karıncalar Diyarı’na, Maymunlar Adası’na ışınlandık. Kâh Donald Trump’ı frenleyen Kongre’ye kâh Boris Johnson’ı engelleyen Kraliçe’ye rastladık. (Hayır, bizden söz etmediler) Ve sonunda sebzeler, sebze bahçesine döndü; diktatörler yok olup gitti; kral da adil olmak koşuluyla ülkesine döndü. İşte böyle... 1315 ARALIK 2019 PAZAR Genç yetenekler kliplerine kavuştu Yeni nesil sahneden müzisyen ve grupların müzikseverlere ulaştığı performans videoları serisi olarak doğan Red Bull Music Warm Up, bu yıl da sesini duyurmak isteyen genç müzisyenlere destek oluyor. Proje kapsamında biri üniversiteliler arasından seçilen dört genç müzisyen veya grup; birer video klibe kavuştu. Red Bull Music Warm Up’ta bu yıl yer alan; Janset, The Kites, TKO ile üniversiteliler arasından seçilen Şort’un yeni video klipleri https://www.redbull.com/trtr/ redbullmusicwarmup2019videolari adresinde yayımlandı. Aynı zamanda 4 müzisyen arasından bir isim de Red Bull’un stüdyolarından birinde kayıt alma şansını yakalayacak. Kundura’da kısa filmler ücretsiz Kısa film yönetmenleri için yeni bir platform oluşturma hedefiyle yola çıkan Kundura Sinema Açık Perde başvuru sonuçları açıklandı. Sinema sektörünün gelişimine katkı sağlamak amacıyla düzenlenen Açık Perde kapsamındaki gösterimlerin ilki bugün saat 16.00’da Kundura Sinema’da yapılacak. Yapımları izlemek isteyenler gösterimlere ücretsiz katılabilecek. Kurmacadan belgesele farklı konuların işlendiği kısa film seçkisindeki filmler şöyle: Mert Can Arslan’ın “The Crane”, Ertan Alkan’ın “Sosyal Mağara”, Omar Alazzawi’nin “Gateway To The Past”, Osman Çakır’ın “Acil Çırak Aranıyor”, Hasan Ete’nin “Meryem Ana”, Berke Camekan’ın “Bebek Düşü”, Uygar Tanrıkulu’nun “Kırmızı Kazak”; Ramazan Kılıç’ın “Servis”, Bilen Sevda Könen’in “Kusurlu” ve İlke İzgi’nin “Patates Olmak Çok Zor” filmleri.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle