19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: SERPİL ÜNAY 95 KASIM 2019 SALI Bütçede kara delikFark ücreti şimdilik yok, yakın zamanda olacağını söylemek ise ‘kehanet’ değil Şehir hastaneleri 4 Açılacak şehir hastaneleri için kentin içindeki kamu hastaneleri kapatılıyor. Ankara Bilkent Şehir Hastanesi için 4 kamu hastanesi kapatıldı, İstanbul’daki şehir hastanesi için hangi hastanelerin kapatılacağı bilinmiyor. 4 Dr. Güray Kılıç, “Şehir hastanelerinden hizmet almak henüz paralı değil. Bu hastanelerin iki açmazı var: Fark ücretini veremeyecek yurttaşlar, ya şehir hastanelerine gidemeyecekler ya da evlerinde ölecekler” dedi. Türkiye’de 11 şehir hastanesi faaliyette, 18’inin ihalesi sürüyor. Son olarak “Türkiye’nin en büyük şehir hastanesi” diye tanıtılan Sancaktepe Şehir Hastanesi’nin ihalesinin iptal edilmesi, finans sorununu da gündeme getirdi. İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Dr. Güray Kılıç, şehir hastanelerinin Hazine bütçesinde kara bir delik olduğunu belirterek “Şehir hastaneleri kamu hastanesi değil; devlet, inşaat şirketinin sahip olduğu hastanede kiracı. sibel Maliyet bedeli çok yükbahçetepe sek olan şehir hastanelerinden hizmet alırken henüz fark ücreti ödenmiyor, ancak zamanla fark ücreti gündeme gelecek. Bu hastanelerin iki açmazı var. Bu parayı veremeyecek yurttaşlar, ya bu hastanelere gidemeyecek ya da evinde ölecek. Dünyadaki örneklerinden de bilindiği gibi bir süre sonra bu hastaneler kira ve hizmet bedellerini ödeyemeyecek duruma geliyor; kendini finanse edemeyerek elde patlayan yapılara dönüyor” dedi. ‘En büyük hayalim’ AKP hükümetinin Sağlıkta Dönüşüm programının bir parçası olan ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “en büyük hayalim” dediği şehir hastaneleri projesi, halen çok sayıda tartışmanın da odak noktası. Dr. Güray Kılıç, Sağlık Bakanlığı’nın ilk olarak 2006’da Özelleştirme Dairesi’ni kurarak şehir hastanelerine ilişkin kanunu çıkardığını anımsatarak “Başlangıçta 28 hastane olarak sunulan, toplamda 40 bin yatak kapasitelerinin olacağı söylenen bu hastanelerden Kalkınma Bakanlığı’nın açıkladığı verilere göre, sözleşmesi yapılanların toplam yatırım bedelleri 10.5 milyar dolar. Bunlar için 25 yıl boyunca ödenecek kira bedeli ise 30.5 milyar dolar olacak. Sağlık Bakanlığı, yapılan her ihaleyi ve sözleşmeyi sır olarak sakladı, hiçbirini kamuoyu ile paylaşmadı. Türk Tabipleri Birliği, süreci başından beri sürekli izlemeye çalıştı ve sözleşme bilgilerini ise ancak ihale iptalleri için açılan davalarda mahkeme kanalıyla elde edebildi” diye konuştu. Hastane kapatılıyor İlk şehir hastanesinin Mersin’de açıldığını, ardından Adana, Manisa, Isparta, Yozgat, Eskişehir, Kayseri, Bursa, Elazığ, Ankara, Gaziantep’te faaliyete girdiğini anımsatan Kılıç, 18’inin ise ihalesinin sürdüğünü ancak akıbetinin bilinmediğini söyledi. İstanbul’da 2 bin 500 yatak kapasiteli İkitelli’deki Başakşehir Şehir Has ‘Yalanlar ve Gerçekler ’ T ürk Tabipleri Birliği (TTB) ve İstanbul Tabip Odası, 9 Kasım Cumartesi günü “Şehir Hastaneleri Yalanlar ve Gerçekler” konulu sempozyum düzenleyecek. Şişli Belediyesi Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Evi’nde saat 09.00’da başlayacak olan ve 17.30’a dek sürecek sempozyumda, TTB Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman, İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip, CHP İstanbul Milletvekili Dr. Ali Şeker, Başkent Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü Başkanı Prof. Dr. Uğur Emek, Prof. Dr. Kayıhan Pala ve Dr. Bayazıt İlhan gibi çok sayıda konuşmacı şehir hastaneleri sürecini anlatacak. İlk şehir hastanesinin Mersin’de açıldığını, ardından Adana, Manisa, Isparta, Yozgat, Eskişehir, Kayseri, Bursa, Elazığ, Ankara, Gaziantep’te faaliyete girdiğini belirten Dr. Güray Kılıç, 18’inin ihalesinin sürdüğünü ancak akıbetinin bilinmediğini söyledi. tanesi ile 4 bin 200 yatak kapasiteli Sancaktepe Şe ‘Sağlık hizmetinin hir Hastanesi’nin planlandığını anlatan İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu kimyası bozulmuş’ üyesi Dr. Güray Kılıç, “İki telli Şehir Hastanesi’nin 2020’de faaliyete girme Şehir hastanelerinde çalışan sağlık per bedeli ödüyor. Bir başka ayrıcalık ise bu hastanelerin etrafındaki AVM, otel, si bekleniyor. Sancakte sonelinin “mavi koda” otopark vb. alanların işletme imtiya pe’deki hastanenin ihale (ölüm çağrısı) erişmek zı inşaat şirketine ait. Ayrıca hasta sinin ise geçen günlerde te zorluk yaşadığına nenin ileri teknoloji ve maliyet gerek Resmi Gazete’de iptal edil dikkat çeken Dr. Kılıç, tiren görüntüleme, nükleer tıp, labo diğini öğrendik” dedi. şunları anlattı: Şehir hastanesi yapar ken yeni bir hastane nin açılmadığını, Yük Güray sek Planlama Kurulu’nun planladığı yatak kapasitesinin üzerine çıkılamadığı için bu hastaneleri açar ken eski hastanelerin o bölgede kapa tılmak durumunda kalındığını kayde den Kılıç, “Ankara’daki Bilkent Şehir Hastanesi ile tarihi olan 4 köklü has tane kapatıldı. Şimdi Etlik Şehir Has tanesi için aynı durum söz konusu. “Sağlık hizmeti sunu munda 200 yatağın al Kılıç tı ve 600 yatağın üstü hastaneler verim li değil, dünya bu siste mi terk ediyor. Asıl büyük sorun ise fi nans yapısında. Bunlar kamu hastane si değil, özel hastaneler aslında. Ba kanlık bu hastanelerin içinde kiracı. Hastanenin sahibi, inşaatı yapan şir ketler. Bu şirketlere öyle ayrıcalık ta nınmış ki normalde 4 yıllık kira bede li ile yapılabilecek bu hastaneler için Ankara için kapanacak hastaneler toplam 25 yıl boyunca kira ödeniyor. ratuvar gibi hizmetlerin hizmet bedeli karşılığında imtiyazı da inşaatı yapan şirkette. Şirket, bunları ihalesiz olarak alt taşeronlara devredebiliyor. Aslında hastanelerde çift başlı yönetim oluşmuş durumda. Sağlık hizmetinin kimyası bozulmuş durumda. Şu anda şehir hastanelerinde yurttaşın hizmet alması devlet hastaneleri ile nasılsa aynı. Henüz özel hastaneler ve kamu üniversite hastanelerinde olduğu gibi hastaneye fark ücreti ödenmiyor. Ancak bu finansman yapısı ile bunun yakın zamanda gerçekleşeceğini söylemek kehanet değil. Hem ki belli, ama İstanbul’da yapılacak şehir hastaneleri ile hangi hastanelerin ka 21 yıl fazla kira ra bedelleri hem de hizmet bedellerini hastanelerin döner sermaye gelirleri patılacağını bilmiyoruz. Bakanlığın Sağlık Bakanlığı, şehir hastanele ile karşılaması mümkün görünmüyor. bunları açıklamasını bekliyoruz” di rinde, inşaatı yapan firmaya 25 yıllığı Bu hastaneler sağlıkta kara bir delik. ye konuştu. l İSTANBUL na kiracı. Yani devlet, 21 yıl fazla kira Sürdürülebilir değil.” KIZI TACİZE UĞRAYAN ANNEDEN, KARAR DAVASI İÇİN ÇAĞRI: Çocuklar için adalet ONUR ŞAHİN İstanbul’da Küçükçekmece’deki Kadriye Moroğlu Anadolu Lisesi’nde öğrenci olduğu dönemde, coğrafya öğretmeni tarafından tacize uğradığı iddiasıyla E. isimli öğrencinin açtığı davada sona gelindi. Küçükçekmece 17. Asliye Ceza Mahkemesi’nde bugün görülecek duruşmada karar çıkması bekleniyor. Duruşma öncesi gazetemize konuşan anne Huri M.K., yurttaşlara kendilerini yalnız bırakmama çağrısında bulunarak “Bütün çocuklar için adalet istiyorum. S.D’nin meslekten ihraç edilmesini istiyorum” dedi. Olayın iki yıl önce yaşandığını hatırlatan Huri M.K., “Kızım telefonunu bana getirdi ve o saçma sapan konuşmayı okudum. Acaba yanlış mı anlıyorum diye kendime zaman tanıdım. 1 hafta sonra okula gittim. Adli soruşturma istedim. Kınama cezası verilmiş öğretmene. Okulun savcılığa bildirmesini bekliyorduk, ancak kızım 16 yaşını geçtiği için okul sorumlu olmuyormuş! Avukat arkadaşlarımızla gidip dilek çe verdik ve süreç başladı” diye konuştu. ‘Başka vakalar var’ Olayın ardından, bir başka velinin de kendi çocuğunun aynı öğretmen tarafından benzer bir durumla karşı karşı kaldığını kendisine söylediğini belirten Huri M.K., “Şikâyetçi olmuşlar. İdari soruşturma başlamış. Eşinden çekindiği için bizimle birlikte dava sürecine katılmadı. Mahkemede şahsın idari soruşturmasının incelenmesini istedik ama hâkim reddetti” dedi. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un, CHP Mersin Milletvekili Alpay Antmen’in olayla ilgili soru önergesine verdiği yanıtta, “İddialar sübuta ermediği ve aile davasından vazgeçtiği için dosya işlemden kaldırılmıştır” ifadelerinin yer aldığını kaydeden Huri M.K., “Bu haberi gördüğümde çıldırdım. Dava devam edirken bir bakanın bunu bilmemesi tuhaf geldi. Bilmeyebilirsin, ama insan bir inceler cevaplarken. Ben de gazetelere açıklama yaptım. Davanın sürdüğünü, Sayın Bakan’ın herhalde yanlış bilgilendirildiğini söyledim” dedi. l İSTANBUL 3 yaşındaki Alperen’in ölümünde ‘ihmal’ davası Müfettişler suçlandı İzmir’in Çiğli ilçesinde okul servis minibüsün landığı, B.K’nin de raporda inceleme yaptığı belirtil de unutulmasının ardın di. Karşıyaka 1. Asliye Ce dan yaşamını yitiren 3 ya za Mahkemesi’nce kabul şındaki Alperen Sakin’in edilen iddianamede, 3 sa ölümüne ilişkin 3 maarif nık hakkında “ihmal sure müfettişi hakkında “ihmal tiyle görevi kötüye kullan suretiyle görevi kötüye mak” suçlamasıyla 3 ay kullanmak” suçlamasıyla dan 1 yıla kadar hapis ce dava açıldı. zası istendi. Okul servis minibü Dava sürecinde Sakin sünde unutulmasının ardından yaşamını yiti Alperen Sakin ailesinin avukatı Şenol Diş, Alperen’in okul için ren 3 yaşındaki Alperen Sakin’in deki yatağında vücut izi çalışmasının ölümüne ilişkin Özel Sevgi Yumağı yapılmamasının ihmal olduğunu öne Anaokulu’nda denetim görevini ya sürerek denetimde ihmal olduğu pan ve denetim raporunu hazırla nu belirtmişti. Başka öğrenci ailele yan müfettişlerin ihmali olduğu ge rinin verdiği ifadelerde okulda işken rekçesiyle suç duyurusunda bulu ce yapıldığı yönündeki ifadelerin dik nulması üzerine, maarif müfettişle kate alınmadığı belirten avukat, “Bu ri N.K.A, S.S. ve B.K. hakkında iddia sebeple Alperen’in yaz sıcağında ce name hazırlandı. İddianamede, maa za vermek suretiyle okulda bir odaya rif müfettişleri N.K.A. ve S.S. tarafın kapatıldığı, olası kast ile Alperen’in dan 34 Şubat 2016’da söz konusu öldüğü düşünüyoruz” ifadelerini kul okulda denetim sonrası rapor hazır lanmıştı. l Haber Merkezi Ecevit’in dış politikası: Önce ülkem ve bölgem! Bugün Bülent Ecevit’in ölümünün 13. yıldönümü. 5 Kasım 2006’da yitirdiğimiz Ecevit, siyasi tarihimizin pek çok evresinde var. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ecevit... CHP’nin “ortanın solu” siyasetini benimsemesini “Ak Günlere” manifestosu ile ete kemiğe büründüren Ecevit... Güçlü bir taban, kadro ve düşün hareketi ile CHP Genel Başkanlığı koltuğuna oturan Ecevit... Kıbrıs Barış Harekâtı’nı gerçekleştiren Başbakan Ecevit... Başta haşhaş ekim politikası olmak üzere ABD’ye kafa tutan Ecevit... 12 Eylül 1980 darbesinden sonra özgürlük mücadelesini hapse girme pahasına bırakmayan Ecevit... 1980’lerin başında sesini duyurmak için, “İş başa düştü” deyip, Arayış dergisini çıkaran gazeteci Ecevit... 1999’daki son başbakanlığı döneminde ABD’nin Irak’ı işgal politikasına karşı çıkan Ecevit... HHH Yukarıdaki satırbaşlarına en az iki katı kadar ek yapılabilir... Halen içinde yaşadığımız durumları da dikkate alarak Ecevit’in salt dış politika anlayışını sütuna yatıralım. Ecevit’le 1990’lı yılların başından aramızdan ayrılışına dek hep diyaloğumuz oldu. Bir telefon görüşmemizde soruyu sorduktan sonra suskunluk oldu. Birkaç saniyenin ardından şöyle demişti: “Size uyaklı bir yanıt hazırlıyordum!..” Kendisine en çok sorulan Yunanistan’la ilişkilerimiz konusunda şu düşüncesini birkaç kez dinledim: “Araya üçüncü bir ülke girmese biz Yunanistan’la bütün sorunlarımızı çözeriz...” Ecevit, Türkiye’nin temel dış politikası ile barışıktı. Onun üstüne eklemeler yaptı. Karşıda hangi güçlü devlet olursa olsun, “Önce ülkem ve bölgem” derdi. Türkiye’nin kendi komşularıyla sorunları büyürken dünya ile ilişkileri ne kadar iyi olursa olsun, bunun yarım kalacağını düşünürdü. Bugün iç karışıklıkların ve ABD işgalinin devam ettiği Irak’ta da aynı tutumunu sürdürdü. Bu, iktidardan düşmesine neden oldu. 2002 yılında ABD, Irak’ı işgal etmek, tüm Türkiye’yi de bu iş için üs olarak kullanmak istiyordu. 2002 yaz sonunda dönemin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Şükrü Sina Gürel ABD’ye gitti. Ecevit’in şu görüşlerini iletti: “Türkiye, bir komşusunun işgalini istemez ve yardımcısı olmaz. ABD, uluslararası meşruluk içinde Irak’ı işgal edecek olursa Türkiye buna katılmaz, sadece İncirlik Üssü’nün insani yardım amaçlı kullanımına izin verir!” Ecevit, ABD’ye bir mesaj daha iletmişti: “Irak’ın olası işgalinde Türkiye’ye yönelik göçe karşı sınırımızın içinde değil, ötesinde önlem alırız...” Ecevit’le 2004’te bir sohbetimizde sormuştum: İktidarınızın sona ermesinde ABD’nin Irak politikasının payı var mı? “Öyle olduğunu düşünüyorum” dedi, AKP’nin geliş sürecini özetledi... HHH İktidar, Türkiye’nin dış politika birikimini yok sayarak, küçümseyerek, hatta yanlış ve pasif bularak attığı adımların tümünde duvara tosladı. Hiç değilse bu aşamadan sonra bir nebze gerçekçi olmasını öneriyoruz. Ecevit’e bir kez daha Allah’tan rahmet, ailesine, yakınlarına, haşhaş tarlalarına, Beşparmak Dağları’na, dağa taşa “Umudumuz Karaoğlan” yazanların özlem ve hayallerine başsağlığı diliyoruz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle