19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 5 KASIM 2019 SALI EDİTÖR: ALPER İZBUL HABER ‘Yurtta barış...’ aymazlık mı? Uzun sayılabilecek bir süredir Dışişleri Bakanlığı koltuğunda oturmakta olan Mevlüt Çavuşoğlu, sanki dış politika konusunda Cumhuriyet tarihinin en sorunlu ve başarısız döneminin simgelerinden biri değilmişçesine, ona buna akıl vermeye ve neyin nasıl olması gerektiğini öğretmeye kalkan bir kişi. Nitekim Sayın Çavuşoğlu, hafta sonunda Antalya’da yaptığı konuşmada şunları söylemekten geri durmamış: ...“Her şeyden önce Cumhuriyet kurulurken Atatürk ‘Yurtta sulh cihanda sulh’ demiş, bu temel prensibi muhafaza ediyoruz, geliştiriyoruz, her zaman barıştan yanayız. Ama yurtta sulh demek suya sabuna dokunmamak, kendi kabuğuna çekilmek demek değildir...” AKP’nin Dışişleri Bakanı bu konuşmasıyla yolu açınca da, Atatürk’ün dış politikasının bu temel ilkesinden rahatsız olanları, ne derlerse desinler sonuna kadar desteklemekle kendilerini yükümlü görenler, daha da ileri gittiler ve Atatürk’ün bu ilkesiyle, AKP’nin Suriye politikasını eleştirenleri, “tembellik, basiretsizlik ve aymazlık”la suçlamaya koyuldular. HHH Onlara göre AKP’nin Suriye politikası, Suriye topraklarından kaynaklanan terör tehdidine karşı ülkemizin “milli çıkarlarını” korumaya yönelik doğru bir politikadır. “Yurtta barış, dünyada barış” diyerek buna karşı çıkmak tembelliktir, basiretsizliktir, aymazlıktır. Acaba öyle mi? Her şeyden önce, Türkiye’nin milli çıkarı, Ortadoğu’daki Amerikan projesi BOP ya da GOP’a karşı çıkmayı gerektirir, onun eşbaşkanı olduğunu ilan etmeyi değil. Böyle bir şey yapılmamalıydı, ama yapıldı. Suriye konusuna gelince: Suriye ile Türkiye arasında 1998’de varılan, daha sonra da “Terör ve Terör Örgütleri Karşısında İşbirliği Anlaşması” olarak 2010 yılında genişletilen anlaşmaya göre, her iki ülke de, toprakları üzerinde birbirlerine yönelik terorist faaliyetlere müsaade etmemeyi, bu gibi örgütlere herhangi bir silah veya lojistik destek vermemeyi, bu terörist sızmalarına methaldar olmamayı taahhüt ederler. Peki, uygulamada ne oldu? ABD Suriye’yi parçalamaya karar verip, ülkede iç savaş çıkınca, bölgeye İhvan gözlüğünü takarak bakan AKP, Şam’a karşı ayaklanmış asilerin yanında yer aldı. Özgür Suriye Ordusu olarak adlandırılan bu dinci unsurlardan bazılarına silah, malzeme ve militan sağlamak için sınırlarının kevgire dönmesine göz yumdu. Bu arada, bölgede PKK’nin uzantısı güçler eliyle, arkadaşımız Mehmet Ali Güller’in deyişiyle bir Amerikan koridoru kurdurmayı aklına koyan ABD’nin bu tavrı üzerine Türkiye, Suriye ile sınırında PKK uzantısı bir birime izin veremeyeceğini söyledi. ABD’nin yoğun biçimde silahlandırdığı PYD YPG dolayısıyla Türkiye Washington’ı uyardı. ABD Türkiye’nin uyarılarına kulak asmayıp oyalama yolunu tutunca da, Barış Pınarı Harekâtı’nı başlattı. Daha sonra da ABD’nin yaptırım tehditlerine boyun eğerek “harekâtı” durdurdu. Burada dikkat edilmesi gereken husus, AKP’nin Adana Mutabakatı’na aykırı olarak, Suriye’ye yönelik terörist hareketlerle işbirliği yapması, Suriye toprakları üzerinde bir PKK koridoru oluşturmaya çalışan ABD ile görüşürken Esad ile görüşmeyi kabul etmemesidir. AKP’nin, Mevlüt Çavuşoğlu’nun da damgasını taşıyan, Atatürk’ün özellikle Ortadoğu’yu kasteden “yurtta barış, dünyada barış” politikasına aykırı çizgide olan ve Türkiye’nin Suriye ile birlikte, savaştan en büyük zararı gören ülke olmasına yol açan yanlış politikasıdır asıl aymazlık olan. “Yurtta barış, dünyada barış” politikası, ne aymazlıktır, ne kabuğuna çekilmek ne de basiretsizlik. Nitekim, AKP’nin yanlış politikası bizzat kendisi tarafından görülmüş olup, şimdi Şam ile görüşmeye hazırlanılmak suretiyle yanlıştan dönülmeye çalışılmaktadır. Eğer, Çavuşoğlu’nun aymazlık olarak ilan ettiği ilkeye baştan uyulsaydı, bu kadar büyük acıya ve kayba uğramadan daha sağlıklı bir sonuca daha erken ulaşılabilirdi. Bu hususun hâlâ görülememiş olması en büyük aymazlıktır. MHP’Lİ YURT’TAN ARINÇ’A: FETÖ’cülere ağlayan en büyük haindir Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt, Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesi Bülent Arınç’ın KHK’liler ile ilgili sözlerine tepki gösterdi. MHP Ordu İl Başkanlığı tarafından düzenlenen toplantıda konuşan Enginyurt, “Bülent Arınç denilen bir ağlakçı çıkıp KHK’lilerin durumu faciadır derse, bu FETÖ’cüler sabretsinler yakında bunlar hak ettikleri beraata kavuşacak, derse ben ne diyebilirim. 250 tane özel harekâtçıyı yakanlara ağlayan en büyük haindir” dedi. l İç Politika Başsavcıların AKP aşkıAnkara ve Zonguldak Başsavcıları, AKP’li vekiller, belediye başkanı ve il başkanıyla buluştu Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman, ziyaret ettiği memleketi Zonguldak’ta AKP milletvekilleri, belediye başka nı, il ve ilçe başkanlarıyla buluştu. Görüşmeye, Zonguldak Başsavcısı Hüsnü Hakan Yağız da katıldı. Koca man, 30 Mart seçim sü recinde de AKP’nin Dev rek Belediyesi başkan adayı Sezai Bükrü’nün kampanyasına desteğe Alican gitmişti. uludağ Kocaman, Cumhurbaş kanı Tayyip Erdoğan’ın bir dönem yattığı Pınarhisar Kapa lı Cezaevi’nden sorumlu savcı ol masıyla tanınıyordu. 2017’de Anka ra Başsavcılığı’na atanan Kocaman, sık sık memleketi Zonguldak’ın Devrek ilçesine gidip geliyor. An cak Kocaman’ın son ziyareti tartış ma yarattı. Anayasa uyarınca “ta rafsız” olmak ve HSK Etik İlkele ri kapsamında “tarafsız görünmek” zorunda olan Başsavcı Kocaman, Kocaman, 30 Mart yerel seçimleri öncesi Bükrü’ye destek vermişti. AKP’li Çolakoğlu ise başsavcıların AKP’lilerle buluşmasının görüntüsünü sosyal medya hesabında paylaştı. (Küçük fotoğraf) Zonguldak’ta AKP’liler ile görüntü verdi. AKP Zonguldak Milletvekili Ahmet Çolakoğlu, 2 Kasım’daki ziyarete ilişkin fotoğrafı Facebook hesabından paylaştı. Paylaşıma gö re iki başsavcı ve AKP’lilerin bulaşmasına; Başsavcı Yüksel Kocaman, Zonguldak Başsavcısı Hüsnü Hakan Yağız, Zonguldak milletvekilleri Polat Türkmen, Hamdi Uçar, AKP Zon guldak İl Başkanı Zeki Tosun, Merkez İlçe Başkanı Mustafa Çağlayan, Zonguldak Belediye Başkanı Ömer Selim Alan, Kozlu Belediye Başkanı Ali Bektaş, AKP Devrek Belediyesi başkan adayı Sezai Bükrü yer aldı. Devrekli olan Yüksel Kocaman, 30 Mart 2019 seçim sürecinde de ilçeyi ziyaret ederek, AKP’nin adayı Sezai Bükrü ile buluşmuş ve “başarılar” dilemişti. Zonguldak’ın yerel gazetelerine o dönem yansıyan habere göre Yüksel Kocaman, konuşmasında “Devrekimiz en doğru kararı verecektir. Sizin de Devrek’e çok güzel hizmetler yapacağınıza inanıyoruz. Tüm kalbimiz ve samimi duygularımızla size başarılar diliyoruz. Allah yardımcınız olsun. Bu kalabalık ve heyecanı görüyoruz, Devrek kararını vermiştir. Devrek’e inşallah büyük hizmetler yapacaksınız. Buna bir Devrekli olarak bizler de inanıyoruz” demişti. Ancak seçimi, CHP’nin adayı Çetin Bozkurt kazanmıştı. l ANKARA Mardin Kızıltepe Belediyesi’yle birlikte kayyım atanan HDP’li belediye sayısı 15’e yükseldi HDP’ye bir kayyım daha 31Mart seçimlerinde Mardin Kızıltepe’de HDP’den belediye başkanı seçilen Nilüfer Elik Yılmaz görevden alınarak, Kızıltepe Kaymakamı Hüseyin Çam kayyım olarak atandı. Yılmaz’ın görevden alınmasıyla birlikte “terör örgütü üyeliği” iddiasıyla görevden alınan belediye başkanı sayısı 15’e yükseldi. HDP ve muhalefet partileri belediye başkanlarının görevden alınmasını “Bölge halkı iradesinin gaspı” olarak nitelendirirken, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ise seçimler öncesinde “Bu seçimlerde de teröre bulaşmış olanlar sandıktan çıkacak olurlarsa anında gereğini yapıp kayyım tayinleriyle yolumuza devam edeceğiz” diyerek operasyon sinyallerini vermişti. 31 Mart’tan bu yana görevden alınan HDP’li 15 belediye başkanının isimleri ve haklarındaki suçlamalar şöyle; 31 Mart seçimlerinde Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Selçuk Mızraklı, 19 Ağustos’ta “PKK/KCK terör örgütü ve uzantılarının bazı belediye başkanları aracılığıyla belediyelerin imkânlarını illegal amaçlar için kullandıkları” iddiasıyla görevden uzaklaştırıldı. Diyarbakır Valisi Hasan Basri Güzeloğlu ise kayyım olarak atandı. Mızraklı, belediye başkanı seçilmesinin ardından AKP’nin 31 Mart’ta belediye başkan adayı olan kayyım Cuma Atilla’nın depo olarak kullanılan bir bölümünde yaptırdığı özel banyosunun görüntüsünü paylaşarak “Yazık, bunlar talan ve israfın en iyi göstergeleri” yorumunda bulunmuştu. Mızraklı 21 Ekim’de gözaltına alınmış, bir gün sonra çıkarıldığı mahkemede H.A. isimli tanığın beyanlarıyla “Örgüt üyesi olmak” ve “Örgüt propagandası yapmak” iddialarıyla tutuklanmıştı. Yine HDP’nin Van Büyükşehir Belediye Başkanı Bedia Özgökçe Ertan ve Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk de, Mızraklı ile birlikte 19 Ağustos’ta görevden alınmış, yerlerine Van Valisi Mehmet Emin Bilmez ve Mardin Valisi Mustafa Yaman kayyım olarak atanmıştı. Birçoğu tutuklandı 31 Mart seçimlerinde Şırnak’ın Cizre ilçesinde Belediye Başkanı seçilen Mehmet Zırığ hakkında “suçu ve suçluyu övme”, “terör örgütü propagandası yapma” iddialarıyla soruşturma başlatılmış, 29 Ekim günü görevden alınan Zırığ’ın yerine Kaymakam Davut Sinanoğlu kayyım olarak atanmıştı. Van Erciş te ise 22 Ekim günü Belediye Başkanı Yıldız Çetin’in yerine Ercis¸ Kaymakamı Nuri Mehmetbeyoğlu kayyım olarak atanırken, Çetin, “Terör örgütüne yardım ve eleman temin etmek” iddiasıyla tutuklanmıştı. 18 Ekim’de ise Hakkâri Belediye Başkanı Cihan Karaman, Nusaybin Belediye Başkanı Semire Nergiz ve Yüksekova Belediye Başkanı Remziye Yaşar’ın yerine kayyım atandı. Karaman, Nergiz ve Yaşar haklarındaki terör soruşturması kapsamında tutuklanırken, yerlerine Hakkâri Valisi İdlis Akbıyık, Nusaybin Kaymakamı Mehmet Balıkçılar ve Yük HDP’li başkan Yılmaz, görevden alınmasının ardından belediye binasından ayrıldı. HDP’li Oluç: Hırsız iktidar HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, HDP’li belediyelere kayyım atamalarına tepki göstererek “Bu iktidar irade hırsızıdır. Oy, emek hırsızıdır. Bu kabul edeceğimiz bir şey değildir ve buna karşı mücadeleden bir an bile geri durmayacağız” dedi. Oluç, TBMM’de dün düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. HDP’nin seçim kazandığı 15 belediyeye kayyım atandığını belirten Oluç, “Bu iktidar, irade hırsızıdır. Oy, emek hırsızıdır. Bu kabul edeceğimiz bir şey değildir ve buna karşı mücadeleden bir an bile geri durmayacağız” diye konuştu. Tutuklanan belediye yöneticilerinin elleri kelepçeli olarak götürülmesine de dikkat çeken Oluç, “Bu iktidar zulüm ve eziyet yapmaktadır, hukuksuzlukla yetinmemektedir. Şimdi biz ‘Kürt düşmanısınız’ dediğimizde itiraz ediyorlar, ama Kürt düşmanlığı budur işte” dedi. İstanbul Boğazı’na ilişkin yetkilerin devri tartışması için de Oluç, “Kaybettikleri bütün belediyeleri, özellikle ‘Büyükşehirleri nasıl yaparız da yönettirmeyiz’ diye düşünüyorlar. Bir tür gölge belediyeler yaratmaya çalışıyorlar. Hedef büyükşehirlerin yetkilerini tekrar Saray’a almaktır” değerlendirmesini yaptı. Diğer muhalefet partilerine de seslenen Oluç, “Bizim belediyelerimize kayyım atanıyor, sesinizi çıkarmıyorsunuz. Eğer buna sesinizi daha fazla çıkarmazsanız, yarın sizin elinizdeki büyükşehirlerin yetkileri kısılırken kılınızı bile kıpırdatamazsınız” dedi. sekova Kaymakamı Osman Doğramacı kayyım olarak atandı. Kayyım atamaları durmak bilmedi Diyarbakır’da gerçekleştirilen terör saldırında 9 yurttaşın yaşamını yitirmesinin ardından düzenlenen operasyonda HDP’li Kulp Belediye Başkanı Mehmet Fatih Taş da gözaltına alınmış, çıkarıldığı mahkemede tutuklanmıştı. Taş’ın yerine Kulp Kaymakamı Mustafa Gözlet kayyım olarak atanmıştı. Yine eylül ayında Erzurum Valiliği, Karayazı Belediye Başkanı Melike Göksu’nun yerine Kaymakam Mesut Tabakcıoğlu’nu kayyım olarak atamıştı. Göksu, “Terör örgütü üyesi olmak” suçundan hakkında verilen 7.5 yıl hapis ce zasının Yargıtay’ca onanması sonucu tutuklanmıştı. Kayapınar Belediyesi Eşbaşkanı Keziban Yılmaz, Bismil Belediye Eşbaşkanı Gülcan Özer ile Kocaköy Belediye Başkanı Rojda Nazlıer de Selçuk Mızraklı ile birlikte gözaltına alınmış, yerlerine Bismil Kaymakamı Kerem Süleyman, Kayapınar Kaymakamı Ünal Koç Kayapınar, Kocaköy Kaymakamı Yasin Yunak kayyım olarak görevlendirilmişti. Öte yandan Van’ın Saray ilçesi Belediye Başkanı Caziye Duman’ın yerine Kaymakam Mehmet Halis Aydın atandı. Van Valiliği tarafından yapılan açıklamada Duman’ın “silahlı tero¨r örgu¨tu¨ne üye olmak” suc¸undan 4. Agˆır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmasının devam ettiği bildirildi. l İç Politika KİM NE OY ALDI 31Mart seçimlerinin ardından kayyım atanan il ve ilçelere göre ilk iki sıradaki partilerin aldığı yüzdelik oy oranları şöyle; n Diyarbakır HDP (62.39), AKP (30.99) n Van HDP (53.83), AKP (40.51) n Mardin HDP (56.24), AKP (38.53) n Cizre HDP (76.99), AKP (17.63) n Erciş HDP (49.71), AKP (46.18) n Hakkâri HDP (59.97), AKP (33.25) n Nusaybin HDP (77.42), AKP (18.84) n Yüksekova HDP (66.18), AKP (29.94) n Kulp HDP (49.97), AKP (40.07) n Karayazı HDP (61.83), AKP (31.85) n Kızıltepe HDP (70.45), AKP (25.57) n Saray HDP (61.38), AKP (36.48) n Kayapınar HDP (66.35), AKP (28.61) n Bismil HDP (71.43), AKP (25.75) n Kocaköy HDP (61.67), AKP (36.48) İKİ GRUP BİRBİRİNE GİRDİ Menzilin ‘Emniyet’ kavgası Sağlık Bakanlığı’nı kontrol altına aldığı haberleriyle gündeme gelen Menzil tarikatının FETÖ’cülerin tasfiye edildiği emniyette de önemli güç elde ettiği, atama ve terfileri belirlemeye başladığı öne sürüldü. Emniyet içerisinde yapılan her üç atama ve terfiden birinin Menzil cemaati referansıyla gerçekleştirildiği belirtilirken, son atamaların tarikat içindeki iki grup arasında kavgaya neden olduğu kaydedildi. Gazeteci Tolga Şardan, t24’te yayımlanan yazısında Emniyet Genel Müdürü Celal Uzunkaya’nın görevden alınıp yerine Mehmet Aktaş’ın gelmesi sonrasında gerçekleştirilen bir dizi terfi ve atamaya ilişkin çarpıcı iddiaları gündeme getirdi. Kısa süre önce 50’ye yakın kentin emniyet müdürünün değiştiğini, 123 birinci sınıf emniyet müdürünün ve 20’ye yakın polis okulu müdürünün terfi kararnamesinin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından imzalandığını anımsatan Şardan, Emniyet içinde FETÖ’den doğan boşluğu doldurmak için tarikatlar arasında kavga yaşandığını dile getirdi. 15 Temmuz sonrası Okuyucular, Yazıcılar ile Nakşi akımdan gelen Süleymancılar, Menzilciler, Erzincan grubu, Erzurum Kurtoğlu grubu, İskenderpaşa grubu gibi yapıların emniyette yer tutmaya çalıştığını belirten Şardan, “Bu gruplardan Okuyucular, Yazıcılarla birlikte son dönemde Menzilciler de Emniyet teşkilatı içinde örgütlenmeye başladı. Bir süredir tayinlerde Menzilcilerin etkisi ‘güçlü’ biçimde hissediliyor” dedi. Şardan, Menzil tarikatı içindeki iki grup arasında da çekişme olduğunu iddia etti. Şardan yazında şu görüşleri dile getirdi: “Kulislere düşen iddiaya göre, yapılan atamalar sonrasında özellikle Menzil cemaati içinde kavgalı bir süreç başladı. Malum, Türkiye’deki cemaat Adıyaman’daki Semerkand grubu ve Eskişehir’deki Buhara grubundan oluşuyor. İki grubun, Emniyet’teki görevlendirmeler sonrasında ters düştükleri öne sürülüyor. Gerekçesi ise, atama ve terfilerde Semerkand grubunun referanslarına olumlu yanıt verildiği, Buhara grubunun taleplerinin yerine getirilmediği.” l Haber Merkezi TOPLANTI 14 KASIM’DA Eren Erdem de PM’ye katılacak CHP’nin dün yapılan Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısında Suriye’de yaşanan gelişmeler, ekonominin durumu, TBMM çalışmaları ele alındı. Toplantıda parti meclisi (PM) toplantısının 14 Kasım’da yapılması kararlaştırıldı. PM toplantısına yaklaşık 490 gün cezaevinde tutuklu bulunduktan sonra tahliye edilen PM üyesi Eren Erdem de katılacak. Varank’tan suç duyurusu Öte yandan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Eren Erdem’in tahliyesinin ardından 2 Kasım’da gazetemizde yayımlanan basın açıklamasında kendisine hakaret ettiği iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. Erdem’in, “Mustafa Varank’ın, bir savcıya talimat vererek tutuklanmasına sebep olan gizli tanık aracılığıyla kendisine kumpas kurduğunu” iddia ettiği kaydedilirken, “kamu görevlisine alenen hakaret” suçunu işlediği öne sürüldü. l ANKARA/Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle