19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 35 KASIM 2019 SALI Anne Bedia Akar DİNİ NİKâHLI EŞİ ÖLDÜRDÜ Avcılar’da cinayet Avcılar’da Ercan A., tartıştığı dini nikâhlı eşi Seda Kurt’u (40), biri 2 yaşında olmak üzere iki çocuğunun gözü önünde bıçaklayarak öldürdü. Kaçan Ercan A., polis tarafından aranıyor. Seda Kurt’un annesi Bedia Akar, kızının daha önce kadın sığınma evinde güvenlik görevlisi olduğunu belirterek “Kızım, görev yaptığı dönemde kadına şiddeti önlemek isterken bir kişi tarafından bacağından bıçaklanmış, bacağına 7 dikiş atılmıştı. Şimdi şiddet kurbanı oldu” dedi. Avcılar Emniyet Müdürlüğü ekipleri, kaçan ve işsiz olan 41 yaşındaki Ercan A.’yı yakalama çalışmalarının sürdüğünü belirterek şüphelinin kasten yaralama, uyuşturucu kullanma ve intihara teşebbüsten suç kaydı bulunduğunu belirledi. Soruşturmaya devam ediliyor. l DHA 6 AYLIK BEBEK Ölümde ihmal iddiası Sultangazi’de İlhanSongül çiftinin üçüz çocuklarından 6 aylık Almila bebek, nefes borusuna mama kaçması sonucu götürüldüğü hastanede kurtarılamadı. Bebeğin anne ve babası, o anda hastanede bulunmayan nöbetçi doktorun geç müdahale ettiği ve hastane personelinin de ihmali bulunduğu iddiasıyla savcılığa suç duyurusunda bulundu. l DHA erkek şiddeti Saksı silah sayıldı Manisa’nın Alaşehir ilçesinde yaşayan Sevgi Ç. (34), kendisine şiddet uygulayan eşi Osman Tunçbaş’ı (32) “ısırdığı” için 3 bin lira, 3 yıl sonra da “saksı fırlattığı” için 2 bin lira para cezasına çarptırıldı. Mahkemenin fırlattığı saksıyı silah kabul ettiğini belirten Sevgi Ç., “Tek yaptığım kendimi savunmak ama bunun bedelini ağır bir şekilde ödüyorum. Kendimi korumak isterken mağdur oldum” dedi. 1 çocuk annesi, kendisine karşı işlediği “silahlı tehdit, basit yaralama ve mala zarar verme” suçlarından halen cezaevinde olan eski eşinin, dışarı çıktıktan sonra kendisini öldürmesinden korktuğunu söyledi. l DHA ANKARA’DAN GELMİŞ 240/14 0 280/14 0 180/6 0 230/17 0 230/13 0 170/0 0 120/ 2 0 190/6 0 240/15 0 200/8 0 210/8 0 240/15 0 110/7 0 260/17 0 120/8 0 120/7 0 120/8 0 140/6 0 110/6 0 210/15 0 140/9 0 180/10 0 TARİHTE BUGÜN 1925: Atatürk, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni açtı. 1973: Geleneksel Türk tiyatrosunun son temsilcisi İsmail Dümbüllü, 86 yaşında öldü. 2006: Eski başbakanlardan Bülent Ecevit, 172 gündür tedavi gördüğü GATA’da vefat etti. SOFRADAKİ ZEHİR Uzmanlar: İlaçlama ve hasat arasında bekleme süresi var. Direkt üreticiyle anlaşan büyük marketler de denetim sürecini atlıyor. Zehirleyen yabancı otların bulunduğu ıspanağın Bayrampaşa’da bir toptancıdan çıktı ğı belirlendi. Toptancının ise ıspanağı Ankara Beypazarı’ndan aldığını söylediği öğrenildi. Beypazarı Ziraat Odası Başkanı Mustafa Ateş de “İşçiler, ıspanak toplarken büyük ihtimalle yabancı otları karıştırmış” ifadesini kullandı. Zabıta dün pazarlarda ıspanak denetimindeydi. İstanbul’da geçen hafta bir çocuğun, yediği narın ardından yaşamını yitirmesi, önceki gün de İstanbul, Çanakkale, Tekirdağ gibi bazı illerde ıspanak tüketenlerin zehirlenme şikâyetleri ile hastane lere başvurması yurttaşlar arasında da paniğe neden oldu. Uzmanlar, sebze ve meyvelerin üretimi aşamasibel sında bilinçli ilaçlanbahçetepe ması, denetimlerin iyi yapılması ve hallerde analiz laboratuvarlarının kurulmasının önemine dikkat çekti. Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Başkanı Özden Güngör, İstanbul’daki ıspanak zehirlenmelerinin yabancı bir bitkiden kaynaklandığını, Çanakkale’de de benzer vakaların yaşandığını, bunun ise tarım ilacından kaynaklandığının ortaya çıktığını söyledi. Güngör, “Çanakkale’de öğrendiğimiz kadarıyla iki vaka varmış ve bu ilaç kalıntısından kaynaklanmış. İstanbul’daki güzelavratotu denen atropin ve scopalamin maddesi içeren yabancı ottan kaynaklanıyormuş. Güzelavratotu yabancı ot ve ileriki dönemde aynı ıspanağa benzer. Bilinçli veya bilinçsiz ıspanağın arasına konulması durumunda birbirine çok benzediği için ayırt edilmesi zordur. Tüketilmesi durumunda halüsinasyon, vücutta ve yüzde kızarıklık, görme bulanıklığı, cilt kuruluğu, kabızlık gibi belirtilerin ortaya çıkar ve belirtiler 612 saat arasında geçer” dedi. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın ‘KARIŞAN OT HASTA ETTİ’ İstanbul’da birçok okulda, öğrencilerin yemek mönüsünden ıspanağın çıkarıldığı, yurttaşlar arasında paniğin sürdüğü kaydedildi. İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, “Zehirlenmeye ıspanaklara karışan patlıcangiller familyasından, atropin ve scopalamin içeren yabancı otların neden olduğu analizlerle ortaya çıkmıştır. Halkımız yeşil sebzeleri dikkatlice kontrol ederek yabancı otları ayırt etmeli” denildi. İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü, 108 kişinin sağlık kurumlarına başvurduğunu, 80’inin taburcu edildiğini, 28 kişinin gözlem altında olduğunu ve hastaların hiçbirinin hayati tehlikesi nin olmadığını açıkladı. Müdürlük, “Bu otların tüketiminin klinik bulguları; görme bulanıklığı, cilt kuruluğu, taşikardi, kabızlık ve bazen hipertansiyon belirtileri şeklinde görülebilmektedir” uyarısında bulundu. Öte yandan Bayrampaşa Meyve ve Sebze Hali’nden ıspanak numunesi alındı. Numuneler Tarım İl Müdürlüğü tarafından incelenecek. İstanbul’da ıspanakla birlikte yediği ottan zehirlenen Sevim Karacaner, “Marketten ıspanak aldım. İçinde bilmediğim bazı otlar vardı ama ben elimi yaktığı için ısırgan sandım. Onu da doğradım içine şifa olur niyetine” dedi. denetimleri artırması gerektiğine dikkat çeken Güngör, şöyle devam etti: “Her ilacın üzerinde ilaçlama ile hasat arasındaki kalıntı süreci vardır. 7 gün, 14 gün gibi... En fazla dikkat edilmeyen konu bu. Domatesler 23 günde bir toplanıp hale gönderilir ve tüketilirse risk demektir. Bu ilaçlar hemen öldürmez. Vücutta birikir 35, 10 yıl sonra sonra kalp krizine, kansere, böbreklerde hasara, üreme fonksiyonu bozuklukları gibi hastalıklara yol açar. Bakanlık ve ziraat odaları bu eğitimleri üreticilere vermeli. Hallere gidip domatese, salatalığa bakarak ilaç kalıntısı var mı, yok mu anlamak mümkün değil. Ürünler hallere geldiğinde hal laboratuvarlarında analiz edilmeleri gerekir ancak Türkiye’de ne yazık ki bu laboratuvarlar yok. Dolayısıyla ürün halden manava geliyor ve sonra biz tüketiyoruz. Bir diğer olay da büyük marketler direkt olarak Antalya’dan Mersin’den üretici ile direkt anlaşıyorlar ve ürünler analiz edilmeden direk satışa sunuluyor. Onun için diyoruz ki bakanlığın bu tür yerleri iyi denetlemesi, analizleri yapması, hal laboratuvarı kurulması lazım. Meyve ve sebzeyi yemeden önce sirkeli suda, sodalı suda bekletmenin çok faydası yok. Bazı ilaçlar sistematik ilaç gibi bitkinin bünyesinde birikir. Dolayısıyla yıkamanın bir faydası olmaz.” İslam ülkeleri neden geri kaldı? Yazımın adı aynı zamanda İsmail Tokalak’ın kitabının(1) da adı. Yazar kitabını bana 25.03.2013 günü imzalayarak göndermiş. Kitabı notlar alarak okumuşum ama köy kitaplığımda bir yere koymuşum. Buldum onu. Önsözden bir alıntı yaparak yazarı selamlamak istiyorum. İlgilenenlere kitabı tavsiye ederim: HHH 1 İslam ülkelerinin çoğunluğu neden dünyadaki en fakir ülkeler arasındadır? Neden dünyada kalkınmış tek bir Müslüman ülke yok? Doğal kaynaklarından dolayı zengin kategorisinde olanlar dahil, tarihte İslam devletlerinin zenginliği neden hiçbir zaman halka yansımamıştır? 2 İslam ülkelerindeki halk, neden dünyada eğitim seviyesi en düşük milletler arasındadır? İslam ülkelerinde, neden Müslümanların hatırı sayılır bir kısmı hâlâ hükümetlerin politikasında İslami kurallara yer vermesini olumlu bulurken, neden eğitimli sınıfın büyük çoğunluğu şeriat değil, demokratik yasalar istiyor? 3 İslam ülkelerinde neden bilim gelişmiyor ve yeterli bilim adamı yetişmiyor? İslam ülkelerinde neden teknolojik buluşlar yetersiz? İslam ülkeleri neden dünyadan kopuklar? 4 İslam ülkeleri neden bağımsızlıklarını kaybedip Batı devletleri tarafından yönetilen, sömürülen ve aynı zamanda onlar tarafından korunmaya muhtaç bir duruma düştü? Neden en fakirinden zenginine kadar İslam ülkelerinin milyarlarca dolar dış borcu var? 5 İslam ülkelerinin çoğu neden despot otoriter ve işinin ehli olmayan yöneticiler tarafından yönetiliyor? İslam ülkeleri neden bir avuç elitin yönetiminde, onların çıkarlarına uygun olarak yönetiliyor? Batı’da gelişmiş ülkeler arasında birlik varken, İslam ülkeleri arasında neden bu dayanışma yok? 6 İslam ülkelerinde neden insan hakları ihlalleri oldukça çok? Temel insan hak ve hürriyetleri neden İslam ülkelerinde kısıtlı? Özeleştiri yapacak ortam neden oluşmadı? İslam ülkelerinde neden yolsuzluklar yaygın? Neden bir nevi rüşvetrokrasi hâkim? 7 İslam ülkelerindeki petrol zengini ülkeler de dahil olmak üzere, bir avuç zengin ile halkın çoğunluğunu teşkil eden fa kir tabaka halk arasında neden büyük bir gelir dağılımı uçurumu var? 8 Batı, modern yaşama kolay adapte olurken, Müslümanlar neden yoğunlukta geleneksel yaşam biçimlerine bağlı kalarak geçmişe ve içine dönük yaşamak istiyor? 9 İslam ülkelerinde neden kadınlar erkeğin yönetiminde ve onun gölgesi altında yaşamaya mahkum ediliyor? İslam ülkeleri, diğer azgelişmiş ülkelerle beraber neden “Cinsiyet Eşitsizlik Endeksi”nde son sıralarda? İnsan kaynağının yarısı olan kadınların çoğunu üretim alanı dışına iten, eğitim olanaklarını sınırlayan bir sistemin ileriye gitmesi mümkün olur mu? 10 İslam ülkeleri neden kötü gidişlerin nedenlerini etraflıca araştırıp ortaya koyamıyor ve sorunlarına kalıcı çözümler üretemiyor? HHH Dinlerin adaletli olma iddiaları vardır, fakat demokratik değildirler. Allah’ın adaletini talep ederler, fakat bunun nasıl sağlanacağının kapsam ve detaylı ilkelerini vermezler. Bu boş bırakılan yerleri adaletli idare ve demokrasi değil, despotizm doldurmuştur. Demokrasi ise din ile devlet işlerinin ayrılmasına paralel gelişmiştir. Dinler, insanlığa doğru yolu göstermek için tebliğlerle dünyaya hâkim olup dünyayı ve insanlığı kendi ideallerine göre şekillendirmeye çalışırlar. (...Oysa...) Toplumsal düzende; sosyal, politik ve ekonomik kurallar önemli rol oynar. Dinler, değişmez kabul edilen kurallarla bir bütündür. Değişmez kurallara sahip din, değişen kurallar ile gelişen temel dinamiklere müdahale ederek toplumu yönetmeye kalktığında, toplumun gelişimini önler. Geri kalmışlığın, eğitimsizliğin, bilgisizliğin, fakirliğin; açıkça, sömürülmenin ilahi bir izahı yoktur. Bunun ilahi bir açıklamasını beklemek, cevabını veya çözümünü kutsal kitaplarda aramak da mümkün değildir. Bütün bu olumsuz gelişmelerin nedenini ortaya koymak için olayları kutsallık çerçevesi ve bakış açısından soyutlayarak, bilimsel ve akademik bir bakış açısıyla, tarihsel gelişimi içinde ekonomik, politik, sosyal ve kültürel boyutlarıyla incelenmek gerekir.   (1) Gülersoy Yayıncılık
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle