21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 4 EKİM 2019 CUMA TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN HABER Pejmür Pejmürer Pejmürest Hani, geçenlerde İstanbul Şehremini’ne öfkelenip demişti ya Dahiliye Nazırı. “Seni pejmürde ederiz...” diye. Takıldı dilime. Bir türlü kurtulamıyorum. Gece pej, gündüz mürde. Otomatiğe bağlarsın ya bir şarkıyı, sabah kalktığında. Gün boyu dilinden düşmez. O hesap. Her attıkları adımda çöküşün hızlandığını, “Abbas’ın, çantasını bile hazırlamaya vakti olmayacak bir telaş içindeki bir yolcu psikozuna girdiğini” söylüyoruz. Çünkü artık yönetemez olmanın da ötesinde, durumu soğukkanlı değerlendiremez hale geldiklerini görmemek için kör olmak lazım. Siyaseten yaptıkları yanlış hamlelerle kendi “ayaklarına sıkıp” zor durumda bırakarak aslında muhalefetin bile yapamadığı kötülüğü yapıyorlar kendilerine. Ağızlarını her açtıklarında, kameraların karşısına her çıktıklarında bir başka “cevher” yumurtluyorlar. Aldıkları kararlar, 5Y1B (Yandaş, Yalaka, Yılışık, Yalancı, Yavşak, Besleme) Medyası’na attırdıkları manşetler, kiralık TV tartışmacılarına savundurdukları trajikomik argümanlar, hep bunların birer tezahürü. Sadece son birkaç günde yaptıklarını alt alta sıraladığında, sıradan bir Laz fıkrası kadar abuk ve komik örnekler çıkıyor önünüze. En taze örneği şu Hamidiye Suyu ambargosu. Düşünsene, yere göğe sığdıramadıkları ve “Ulu Hakan” (orada “Ulu Önder” sıfatına bir nazire var) diye yücelttikleri Padişah II. Abdülhamid’in adını ve imzasını taşıyan bir “yerlimilli mamul”den söz ediyoruz. “Almayalım da, Ekrem’in Belediyesi zarar etsin” sakilliğini çok mu düşündünüz be muhteremler? Ekrem (İmamoğlu), oradan kazandığı parayı evine, köyüne mi götürecek sanki? Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı’nı “İnsanları cırcır ediyor. Suları kirli” diye açığa düşürme çabalarındaki zekâ fukaralığına? Buna destek olması için bir değerli üniversite hocasına (cesurca terslenme pahasına) TRT tarafından ahlaksız teklif yapılmasına? Başka bir abukluk da, durup dururken eski bakan Faruk Çelik’e söylettikleri “Yahu acaba yüzde 50+1 çok mu yüksek bir çıta? Şunu biraz aşağı mı çeksek?” fikrine ve bunu TV’lerde pişkin pişkin “Valla bizim şeyimiz değil..” diye konuşmalarına ne demeli? Muhalefeti, kasıklarını tuta tuta güldürme pahasına. Bir yalaka TV’nin yılışık programcısına, “İYİ Parti ile CHP’nin ittifakı çatırdıyor değil mi? Ayrılıyorlar değil mi? İYİ Parti HDPKKCHP ile yanyana durmayacak değil mi? Değil mi?” (mealinde) hokkabazlıklar yaptırmalarına ne demeli? Aynı hokkabazın Reisicumhur’un oğlunu programa çıkarıp prime time’da “Ok atma festivali” güzellemesi yaptırmasına? En son, dün öğle saatlerinde Anayasa Mahkemesi’nden gelen, “İfade özgürlüğü ihlal edildi” kararını dünyanın dört bir yanında duyanların ağlamakla gülmek arasında gidip gelecek olmaları, mesela... Adam (Sırrı Süreyya Önder) 2014 yılında terör örgütü lideri Öcalan’ın “tarihi” mesajını Diyarbakır Meydanı’ndaki Nevruz kutlamalarında okumuş. Hükümet, o mesajı İmralı’dan bizzat tedarik ederek Sırrı Süreyya’nın eline tutuşturmuş. Ama Kandıra Cezaevi’nde aylardır yatmasına neden olan suç (!) o bildiriden bir yıl önce 2013 Nevruzu’ndaki konuşması. “Terör örgütünü övmek, yardım yataklık vesaire..” Diyarbakır’da HDP binası önünde nöbet tutan acılı annelerin, “Evlatlarımızı PKK’nin elinden kurtarın” demelerinin bütün ülkeye alkışlatılması, tüm gazete ve TV’lerde 24 saat tekrarlatılması, buna mukabil başka acılı ve dertli annelerin (Cumartesi Anneleri, Harbiyeli anneleri, KHK’li anneleri) en ufak bir sızlanmasına polis copu, tazyikli su ve gözaltı ile müdahale edilmesi, dünyanın başka yerinde rastlanacak bir abukluk mu? Sadece son 34 günde açıklanan ve en basiti yüzde 1520 arasında değişen zamlara rağmen, TÜİK’in dün sabah enflasyonu yüzde 9 küsur açıklamasına? Hepsini ve daha fazlasını hangi aklı başında ülkede veya toplumda görebilirsiniz? Bunları hak ediyor muyuz, Allah aşkına? Gülüyoruz çoğuna. Ama ortada gülecek bir durum yok tabii. Çünkü artık klinik bir olay haline gelen bu abukluğun sona ermesi ve bunun bir an önce gerçeklemesi herkesin dileği. Bitmeli bu kâbus. Kimliğimize, benliğimize, bu toprakların soylu genlerine 17 yıldır yapılmakta olan bu ağır tarihi hakaret sona ermeli. Bir an önce.  Meclis bütçesi düştü TBMM Başkanlık Divanı, yeni yasama yılı nın ilk toplantısında 2020 bütçesini görüştü. 2019 yılında 1.8 milyar lira olan bütçenin, 2020’de 1.7 milyar liraya düşürülmesi kararlaştırıldı. Bütçenin düşük kalmasında, Milli Sarayların Cumhurbaşkanlığı’na bağlanması ve tasarruf kararlarının etkili olduğu öğrenildi. TBMM yönetiminin, yıkılan halkla ilişkiler binalarının yerine yeni inşaat yapılmasıyla ilgili planlarını ise ertelediği öğrenildi. Öte yandan, toplantıda, kiralık “kırmızı plakalı” makam araçlarının da “yüksek maliyetli” olduğu tartışıldı. Başkanlık Divanı’ndan bazı üyelerin, “Araç kiralama için çok fazla para ödüyoruz” eleştirileri üzerine TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un, “Satın alma işlemini araştıralım” dediği belirtildi. Toplantıda, Cumhurbaşkanı’nın Meclis ziyaretinde yaşanan koruma kargaşası sırasında bazı olayların milletvekillerine saygısızlık düzeyine ulaştığının da altını çizdi. l ANKARA/Cumhuriyet Fatura Saray’a çıktıCumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve kapatılan bakanlıklardan kalan borçları ödedi Sayıştay’ın Cumhurbaşkanlığı’na ilişkin denetimlerinde 1 milyar 648 milyon 678 bin TL harcadığı tespit edilen Saray’ın, sadece 943 milyon TL’yi faaliyet rapo runda yer vermesinin nedenleri ortaya çıktı. Cumhurbaşkanlığı’nın ödemesini yaptığı ek 705 milyon TL’nin, kaldırılan BaşOZAN bakanlık ve kapatılan baÇEPNİ kanlıklardan kalan ihale borçları, ödemeler ile ödenek üstü harcamalar olduğu öğrenildi. 16 Nisan 2017’de referandum ile yapılan anayasa değişikliği ve 24 Haziran 2018’de yapılan seçimlerin ardından geçilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin faturası Saray’a kaldı. Sayıştay’ın Cumhurbaşkanlığı bütçesine ilişkin denetimlerinde, Saray’ın 943 milyon 646 bin 861 TL harcadığı belirtilirken, 705 milyonluk harcamasının ayrıntıları faaliyet raporlarında yer almadı. Sayıştay’ın aradaki farka ilişkin bir bulguya raporda yer vermemesi dikkat çekti. 2018 yılı başlangıç ödeneği 845 milyon lira olan Saray’ın, Cumhurbaşkanlığı’na ilişkin denetimlerinde, 1 milyar 648 milyon 678 bin TL harcadığı tespit edilen Saray’ın, 705 milyon liraya kaldırılan Başbakanlık ve kapatılan bakanlıklardan kalan ihale borçlar için ödediği belirlendi. 1 milyar 648 milyon 678 bin TL’ye ulaşan harcamalarının sistem değişikliği nedeniyle olduğu öğrenildi. Yedek ödenek Saray’ın kullandığı bütçe ayrıntıları farklı Sayıştay raporlarında yer aldı. Cumhurbaşkanlığı denetimi raporuna göre, Saray’a başlangıç ödeneğine ek olarak 1 milyar 9 milyon 577 bin TL aktarıldı. Ardından ise ödenekten 135 milyon 876 bin liralık kesintiye gidildi. Bütçesini yıl içinde ikiye katlayan Saray, son 70 milyon liralık kısmı ise harcamadı. Sayıştay’ın “Genel Uygunluk Bildirimi” raporuna göre, Cumhurbaşkanlığı’na sağlanan ek bütçe “yedek ödenek” başlığı altında yer aldı. 2018’de yedek ödenekten Saray’a 805 milyon TL aktarıldığı raporlandı. Saray üstlendi Cumhurbaşkanlığı tarafından harcanan 1.64 milyar liranın sadece 943 milyonluk kısmı Sayıştay raporun da açıklandı. Edinilen bilgiye göre, Saray’ın faaliyet tablosunda açıklanmayan 705 milyonluk tutar, yeni hükümet sisteminine geçiş sürecindeki plansızlıktan kaynaklandı. Kapatılan Başbakanlık başta ol mak üzere, kapatılan ve birleştirilen diğer bakanlıklar ile kurumların bütçelerine ilişkin devir işlemleri, yeni hükümet sistemine geçişe dair uyum KHK’sinde belirtildiği şekilde yapılamadı. Yılın ilk yarısında faaliyet gösteren kurumların ihale ve işlemlerine ilişkin ödemelerin de Cumhurbaşkanlığı üzerinden tamamlandığı öğrenildi. Hesap kapatılamadı Hesapların doğru aktarılamadığı tespiti üzerine Maliye Bakanlığı’nın Sayıştay’a yanıtında, Başbakanlık’ta kurulan tasfiye komisyonunun çalışmalarını 31 Aralık 2018’de bitirerek kapanma sürecini tamamladığı aktarıldı. Ancak bakanlık, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçiş sürecinde mülga Başbakanlık birimlerinin bakanlığın hangi birimlerine devredileceği ve bu birimlerin vergi kimlik numaralarının 2019 yılı içerisinde belirlendiği”ni belirterek devir işlemlerinin 2019 Temmuz ayına uzadığını savundu. Sayıştay ise denetim sonucuna ilişkin “Devir işlemlerinin yapılmamış olmasının harcama birimi vergi kimlik numarasının eksikliğine bağlanması makul bir gerekçe değildir. Başbakanlık Merkez Saymanlığı kesin mizan cetvelinde bakiye veren ilgili hesapların devlet hesaplarına alınmasını teminen Hazine ve Maliye Bakanlığı hesabına aktarılarak kapatılması ve mali tabloların sağlıklı bilgi sunmasının sağlanması gerekmektedir” dedi. l ANKARA Uçuşa kapatılan Atatürk Havalimanı’nda Atlar koştu “Etnospor Kültür Festivali”nde Bilal Erdoğan, futbolculara okun nasıl atılacağını gösterdi. Vedat ARIK Etnofest’te attan düşen düşene MEHMET KIZMAZ Başkanlığını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın yaptığı Du¨nya Etnospor Konfederasyonu tarafından bu yıl 4.’sü düzenlenen “Etnospor Kültür Festivali”, tarifeli uçuşlara kapatılan Atatürk Havalimanı’nda başladı. Katılımın az olduğu görülen festivalde öğrencilerin etkinliğe taşınması ise dikkat çekti. Açılışa Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Fenerbahçe ve Galatasaray kulüplerinin bazı futbolcuları katıldı. Festivalde konuşan Bilal Erdoğan, “Millet olarak ‘Artık biz yapamayız’ diye düşünmeyeceğiz. O zaman kültürel kodumuz olan ideamıza, özgüvenimize kavuşacağız. Bizi biz yapan bütün kültürel öğelere sahip çıkın ki gelecekte dünyada yeniden iddia sahibi olalım. Dünyaya verebileceğimiz en büyük varlığımız binlerce yı la dayanan kültürümüz. Bunları yaşattığımız zaman bütün dünya bize bakacak, bizden bunları almak, öğrenmek isteyecek” dedi. Festivalin ilk etkinliği atlı kortej yürüyüş oldu. Atlı yürüyüş ve gösterileri sırasında at üstündeki iki binicinin, Bilal Erdoğan’ın da aralarında bulunduğu izleyici heyetin önünden geçerken attan düşmeleri dikkat çekti. Okçular Vakfı, patronu Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yakınlığıyla bilinen Namet, bünyesinde Akşam, Güneş ve Star’ın bulunduğu TürkMedya, İstanbul Havalimanı’nın korsosyumu olan İGA, AA, TRT, TÜRKSAT, TCDD, Milli Savunma Bakanlığı gibi onlarca kurum da festivalin sponsorları arasında yer aldı. Öğrenciler taşındı Festivalde, ilkokuldan liseye kadar okul giysileriyle gelen binlerce öğrencinin olma sı dikkat çekti. Küçükçekmece PAGEV Plastik Teknolojisi Meslek ve Teknik Anadolu Lisesi 10. sınıf öğrencilerinden biri, öğretmeninin sınıfı festivale getirmesiyle geldiğini belirtti. Yenibosna İmam Hatip Anadolu Lisesi 12. sınıf öğrencisi de, okuldan 11. ve 12. sınıftaki tüm öğrencilerin öğretmenleri tarafından festivale getirildiğini söyledi. Korsan Etnospor Dünya Etnospor Topluluğu (EWS), “Dünya Etnospor Konfederasyonu” için Eylül 2018’de “sahte” eleştirisinde bulunmuştu. EWS yayımladığı yazıda, Türkiye’deki oluşumun, kendi kurumlarıyla bir bağlantısı olmadığı belirtmişti. EWS, ayrıca Türkiye’deki Dünya Etnospor Konfederasyonu’nu, kendi verilerini izinsiz kullanmakla suçlamıştı. EWS ayrıca, Türkiye’den herhangi bir cevap alamadık” demişti. l İSTANBUL Alicengiz oyunlarıFilyos’ta ranta dayalı tek adam yönetimi ne hukuk ne de adalet tanıyor ALİ AYAROĞLU Zonguldak’taki doğa harikası Filyos’ta AKP’li Belediye Başkan Ömer Ünal’ın yaptıkları “Bu kadar da olmaz” dedirtiyor. İddiaya göre Ünal, yaptığı kaçak binalar için önce turizm belgesi aldı, daha sonra da imar barışından yararlanmak için 100 bin TL’ye yakın para yatırarak yasal hale soktu. Filyos Belediye Başkanı Ünal, ortağı olduğu Nazar adlı şirkete apart otel ve restoranı kiraya verdi. Söz konusu bina, 2013 yılında yapılmadan önce eski sahipleri tarafından bina yapılmak istendiğinde belediye başkanının kendilerine “bu arazide imar izni yok, siz buraya çivi bile çaktırmam” dediği belirtildi. Ardından Ünal’ın söz konusu arazinin Nazar adlı şirket tarafından satın alınması üzerine araziyi imara açtığı belirtildi. Filyos’ta sürekli şaibeli iş ve işlemlerle gündeme geldiği belirtilen, hakkında çok sayıda yolsuzluk iddiası bulunan AKP’li Başkan Ünal, tüm inşaatları durdurdu, mal sahibini bezdirip ortağı olduğu şirket tarafından satın aldırdığı araziyi imara açtı. ve daha önce “görevi kötüye kullanmaktan” ceza alan Ünal, yolsuzluk ve usulsüzlük nedeniyle daha önce 5.5 ay hapis cezasına mahkum edildi. Sürekli yolsuzluk haberleri ile gündeme gelen, yeşil alanları rant karşılığı imara açan Ünal’ın en son marifetinin de Filyos’ta devam etmekte olan tüm inşaatları mühürlemek olduğu ortaya çıktı. Son yerel seçimlerde CHP’den belediye başkan adayı olan avukat Gerçek Ülker, Filyos’ta ranta dayalı tek adam yönetiminin hukuk ve adalet tanımadığını belirterek, gelişmeleri şu şekilde değerlendirdi: “Filyos’ta yaşanan bu olaylara ‘dur’ demek için yargıya başvurduk. Burada yapılan tüm imar planlarının hepsi hayali. Davayı açtıktan sonra bizim ilk yürütmeyi durdurma talebimiz 10.08.2018 tarihinde reddedildi. Yapmış olduğumuz itiraz sonucu Ankara Bölge İdare Mahkemesi itirazımızı kabul etti, yürütmeyi keşif ve bilirkişi raporu hazırlanıncaya kadar durdurdu. Da ha sonra mühürleme işlemleri gerçekleşti. Mühürleme işlemini de hemen yapmadılar. Kararı PTT’de de beklettiler, bir süre memurları ayarlayıp bize ulaştıktan 15 gün sonra Filyos Belediyesi avukatına ulaşmış gibi gösterdiler. Biz de suç duyurusunda bulunduk, PTT memurları ve Filyos Belediyesi yetkilileri hakkında. Şu anda Filyos’ta tüm inşaatlar mühürlü.” Algı peşinde Ülker, Başkan Ünal’ın rant uğruna gerçekleri saptırdığını iddia ederek “Mantarlı İnşaat haricindeki mühürleme işlemlerinin hiçbiri bir mahkeme kararına dayanarak yapılmamıştır. Belediye başkanı tamamen algı yaratmak istemektedir. Çünkü mühürleme işlemlerini yaparken, yürütmeyi durdurma kararının fotokopisini bütün inşaatlara asmıştır. İnşaatları, Gerçek Ülker mühürletmiştir algısını Filyos halkında yaratmak istiyor” dedi. l ZONGULDAK ANADOLU ÜNİVERSİTESİ Hukuk dersini ilahiyatçı verecek Eskişehir Anadolu Üniversitesi (AÜ) Hukuk Fakültesi’nde yedi yıldır ders veren hukuk felsefesi ve sosyolojisi anabilim dalında çalışan Dr. Melike Belkıs Aydın ile ceza ve ceza muhakemesi anabilim dalında çalışan Dr. Barış Işık haberleri olmadan yürütülen bir disiplin soruşturması gerekçe gösterilerek görevden alındı. Belkız Aydın’ın yerine hukuk felsefesi dersi için ESOGÜ İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Yıldırım görevlendirildi. Kendilerine soruşturmalara ilişkin hiçbir tebligatın yapılmadığı belirten akademisyenler, “Ortada ne alınmış bir savunma ne de verilmiş herhangi bir ceza var” diyerek karara tepki gösterdi. Sol portala konuşan Dr. Barış Işık, “Başta bir hukukçu olarak çok üzgünüm. Yaşanan hukuksuz, can sıkıcı bir süreç. Dekan bize açıktan, ‘Ben size hukuken değil fiilen söylüyorum’ demişti. Bu da fiilen yürütülen bir süreç. Geride kalan arkadaşlar tedirginler. ‘Şunu yollayacağız, bunu yollayacağız’ diye konuşuyorlar. Hukuki yollardan hakkımızı arayacağız” dedi. Çakırözer: Baskı arttı CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, AÜ Hukuk Fakültesi’nde son bir yıldır baskıların arttığını, yöneticilerin değiştiğini, alanlarında uzman akademisyenlerin görevlerine son verildiğini belirterek fakültede yaşananları Meclis gündemine taşıdı. Çakırözer, “Kendilerinden herhangi bir savunma istenmemiş. Bu iki akademisyenin haberleri dahi olmayan gizli soruşturmalar gerekçe gösterilerek görevlerine son verilmesinin adı yargısız infazdır” dedi. l Haber Merkezi 35 yaş sınırı kalktı YÖK’ten kadro için yeni şart Yükseköğretim Kurulu (YÖK), Danıştay’ın araştırma görevlisi kadrosu için “35 yaş” ve “en az tezli yüksek lisans” şartlarının iptalinin ardından yönetmelik değişikliğine gitti. YÖK’ün öğretim görevlisi kadrosu için 2018’de hazırladığı yönetmelik yargıya takıldı. YÖK, Danıştay’ın öğretim elemanı kadro şartlarının yer aldığı maddeleri iptal kararlarının ardından yönetmelik değişikliğine gitmek zorunda kaldı. “Araştırma görevlisi kadrosuna başvurabilmek için ilana ilk başvuru tarihi itibarıyla otuz beş yaşını doldurmamış olmak gerekir” maddesinin iptaline karar verildi. Danıştay 2018’deki değişiklik öncesinde akademik hayatına başlayanları mağdur edeceği gerekçesiyle YÖK’ün “en az tezli yüksek lisans” şartını da iptal etti. Tezli yüksek lisans şartından vazgeçmeyen YÖK, öğretim görevlisi kadrosuna başvuracak adaylarda yeniden “en az tezli yüksek lisans derecesine sahip olmak” veya “lisans ve yüksek lisans derecesini birlikte veren programlardan mezun olma” şartı belirledi. 2018 öncesi tezsiz yüksek lisans mezunlarının, öğretim görevlisi kadrosuna 3 yıl süre ile ataması yapılmasının önü açıldı. Ancak atananların, belirlenen süre içinde alanlarıyla ilgili tezli yüksek lisans programlarını tamamlamaları şartı da getirildi. l ANKARA/Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle