21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 4 EKİM 2019 CUMA EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: SERPİL ÜNAY HABER Patronu değiştir! “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”, uygulanmaya başlanmasının birinci yılı dolarken her alanda iflasını ilan etti. Sistem, siyasi istikrar açısından iflas etmiştir. Sistem, ekonomik açıdan iflas etmiştir. Sistemin eğitim mekanizması, iflas etmiştir. Sistemin dış politikası, iflas etmiştir. Kısacası sistem koca bir fiyaskodur. Tek adamın ölçülerine göre biçilen bir giysi olan sistem, toplumsal bünyeye dar gelmektedir. Kumaşı biçmeden önce çıkarılan patron uygun olmadığı için giysi baştan yanlış biçilmiştir. Sistem, parlamenter etiketi altında sürdürülen tek adam sultasının şimdi çok kendine özgün bir yapıya kavuşturularak “Cumhurbaşkanının milletvekillerinin yerine geçerek kanun çıkarmaya, hâkimlerin yerine geçerek hüküm vermeye başladığı bir düzen olarak” yaşama yansıtılmıştır. Sistemin yargısı bağımsız olmadığı için, yargıyı bağımlı hale sokan HSK (Hâkimler Savcılar Kurulu) oluşumu yüzünden hastadır. Yargı kadroları, sınav sisteminin azizliği sonucunda, ehliyetsiz yandaşlarla doldurulduğu için yargı hastadır. HHH Bağımsız yargıcı olmayan yargı, adil yargı olamaz. Ve bugünkü HSK oluşumuyla bağımsız yargıçlar oluşturulamaz. Böyle olunca da, hangi ölçütü getirirseniz getirin, o yargıçlarla adil yargıya ulaşamazsınız. Bir gerçeği görelim, Türkiye’nin bugünkü anayasasını, yasalarını, adalet kurumlarını alın, başka bir toplumda harfiyen uygulayın, elde edeceğiniz sonuç bizde elde edilen sonuçtan çok farklı olacaktır. Onun için, yargıda makyaja yönelik güya reform girişimleri Emre Kongar Hoca’nın 24 Eylül yazısında açık ve veciz bir biçimde ifade ettiği gibi “palavra”dır. Siyasi istikrarı getireceği söylenen sistem, Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunda aranan “yüzde 50 artı 1” koşulu dolayısıyla da zorlanmaktadır iktidara göre, şimdi de onun değişmesi gündeme gelmiştir. Aslında değişmesi gereken o değil, sistemin tek adama uygun biçilmiş patronudur. Devletin erklerinin birbirlerini dengeleyip denetledikleri güçler ayrılığı ilkesi olmadığı zaman, ortaya kontrolsuz bir güç çıkmaktadır. Ve kontrolsuz güç de, depremin ortaya koyduğu gibi, yıkıcı bir afettir, ama güç değildir. Bu olguyu göz önünde bulundurmayan reform çalışmaları palavra olarak kalmaya mahkumdur. HHH Şimdi CHP kendi yargı reform paketini getirmeye hazırlanıyor. Orada HSK’nin oluşumunda, Cumhurbaşkanının iradesinin doğrudan (13 üyenin altısını seçmek) veya dolaylı (Adalet Bakanlığı Müsteşarı’nın kurulun doğal üyesi olması ve diğer üyelerinin TBMM iktidar çoğunluğu tarafından seçilmesi) birinci derecede etkileyici rolünü ortadan kaldıran düzenlemeler getirerek, HSK üyelerinin parlamento tarafından seçimlerinde nitelikli çoğunluk arayarak, parlamentonun muhalefet kanadının da, HSK’nin bağımsızlığını sağlayacak şekilde oluşturulmasına elverecek bir yapıya kavuşturmak ve doğru işleyecek mekanizmanın nasıl olduğunu kamuoyuna göstermek zorundadır. İktidar kanadının, tıpkı, sınavlardaki kepaze mülakat sistemini kaldırmak gibi bütün bu düzenlemelere karşı çıkacağı da kesindir. Ama zarar yok köprülerin altından çok sular akmış ve toplum adil yargı konusunda sağlıklı tartışmayı sürdürecek yapıya ulaşmıştır. Evet, sistemin dikiş tutmaması biçime esas oluşturan patron yüzündendir. Her şeyden önce patronu değiştirmek şart. Patron deyip geçmeyin, iyi biçim için patron çok önemli! ‘Kırmızı Kitap’ da Saray’ın tekelinde HÜSEYİN HAYATSEVER İçeriği gizli tutulan ve Türkiye’nin ulusal güvenlik önceliklerine göre Milli Güvenlik Kurulu (MGK) tarafından sürekli güncellenen Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi, Cumhurbaşkanlığı sistemine geçilmeden önce Bakanlar Kurulu’na sunuluyor ve burada onaylanıyordu. Eski sistemde milletvekilleri arasından seçilen bakanların bulunduğu Bakanlar Kurulu’nda görüşülen Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi, yeni sistemde kabineye sunulmuyor. Artık “MGK Genel Sekreterliği’nin Teşkilat ve Görevleri hakkında Cumhurbaşkanlığı Karanamesi” uyarınca milli güvenlik siyasetini “MGK’nin belirlediği görüşler dahilinde” Cumhurbaşkanı belirliyor. Parlamenter sistemde Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi “devlette devamlılığın” esası olarak müsteşarlara teslim ediliyor ve muhafazası sağlanıyordu. Cumhurbaşkanlığı sistemine geçildikten sonra müsteşarlıkların kaldırılmasıyla birlikte “Kırmızı Kitap” artık bakanlara teslim ediliyor. Bakanlıklarda değişim yapıldığında belgenin yeni bakanlara teslim edilmesi öngörülüyor. l ANKARA Yargıtay’a iade freniAKP, ‘kilitlenme yaratacağı’ gerekçesiyle pakete özel bir düzenleme yapacak AKP’li Ali Özkaya, Yargıtay’ın elindeki bütün dosyaları yerel mahkemelere göndermesi durumunda sistemin kilitleneceğini belirti. AKP, Yargıtay’ın önünde olan dosyalara 1. yargı paketindeki hükümlerin uygulanmaması için geçici madde koymayı planlıyor. AKP’de, Adalet Komisyonu’nda görüşmelerine başlanan 1. yargı paketinin yasalaşmasıyla Yargıtay’ın elindeki dosyaları ye rel mahkemelere göndermesi durumunda sistemin kilitleneceği endişesi yaşanıyor. TBMM Adalet Komisyoemine nu, 1. yargı paketi üzerinkaplan deki görüşmelere önceki gün başladı. AKP’nin komisyon ya da genel kurul aşamasında pakette bazı değişiklikler yapmayı planladığı öğrenildi. Bu değişikliklerden birinin de paketin yasalaşmasıyla birlikte Yargıtay’ın elindeki dosyaları yerel mahkemelere göndermesini önlemeye dönük olduğu kaydedildi. Yasa önerisinin imza sahiplerinden AKP’li Ali Özkaya, komisyon görüşmeleri sırasında yaptığı konuşmada, paketle “uzlaştırma”, “ön ödeme”, ‘seri muhakeme’ ve “basit yargılama” gibi usullerin getirildiğine dikkat çekerek “Bu kararımızda eğer Yargıtayımız, elindeki bütün dosyaları kanun çıktı diye yerel mahkemelere gönderirse sistem kilitlenir. Kanaatim o ki, mevcut bütün sistem devam etmeli, bundan sonrakilere gelmeli ve yargılama uzamamalı. 3 yıl, 4 yıl, 5 yıl, 8 yıl devam etmiş, 8 yılın sonunda kanun çıktı diye yüksek Yargıtayımız dosyaları geri göndermemeli. Bununla ilgili bir özel düzenleme konulması gerektiği kanaatindeyim” dedi. AKP yönetiminin Zekeriya Birkan Ali Özkaya TBMM Adalet Komisyonu yargı paketini görüşmek üzere toplantılara başladı. ‘Dört dörtlük değil’ İTİRAFI Paketle ilgili olarak “dört dörtlük bir iş oldu mu derseniz, bu kısmında bir tereddüdüm var” diyen AKP’li Ali Özkaya, paketin bu kısmının yargılama hukuku ve genel müesseseyi bozmayan bir mantıkla çözülmesi gerektiğini, yüksek yargı ve istinafın da görüşlerinin önemli olduğuna dikkat çekti. Özkaya, Avrupa Birliği’yle yaptığı görüşmelerde Türkiye Cumhuriyeti’ne 2 milyon yeşil pasaport için kota konulduğunu belirterek şu anda kotanın 1 milyon 700 bininin dolduğunu, paketle getirilen düzenlemeyle meslekte 15 yıllık kıdemi bulunan 40 bin avukata yeşil pasaport verileceğini söyledi. de pakete “Yargıtay’da bulunan dosyalar için 1. yargı paketi hükümlerinin uygulanmaması”na yönelik bir geçici madde eklemeyi planladığı öğrenildi. ‘2. göz sıkıntısı’ Paketle Yargıtay’daki karar süreçlerinin istinaf mahkemeleri için de getirildiğini kaydeden Özkaya, “Yargıtay’da eğer bir ceza dairesi kararını vermişse, onanmışsa onamakla birlikte hüküm kesinleşti ve infaz aşaması başlıyor, fakat başsavcılık itirazıyla dosya tekrar dairesine ve oradan Ceza Genel Kurulu’na gelip karar verilerek hüküm değiştirilebiliyor, reddedilebiliyor ya da aynı hüküm onanıyor. Aynı müesseseyi istinafa da getirdik. Bugün itibarıyla uygulama, istinaf başsavcısı diyelim ki 3. Ceza Dairesi’nin kararına itiraz etti, yine aynı daire karar veriyor. Biz arzu ettik ki bunu bir başka göz daha okusun, ama bu kısımda teknik bir sıkıntımız var. İstinaflar bugün 14 yerde kurulu ve 4 ceza dairesi ile 27 ceza dairesi arasında değişiyor” dedi. Önerilerinin ceza dairesi başkanlarının buna karar vermesi yönünde olduğunu anlatan Özkaya, bunun Meclis’in takdirinde olduğunu, Van’daki istinafın 4, İstanbul’daki istinafın 27 kişiyle karar vereceğini, 27 kişinin karar vermesindeki zorluk dikkate alınarak başkanlar kurulundan 5 kişilik bir heyet oluşturulabileceğini söyledi. l ANKARA Ramazan Can Gül: İnfazı Meclis çalışacak Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, adalet sisteminin güçlendirilmesine ilişkin projenin açı lış konferansında, yargı reformu bel gesinin aynı zaman da AB ile müzakere sürecinin parça Abdulhamit Gül sı olduğunu, hazırlık aşamasında da Avrupa Birliği kriterlerinin gözetildiği ni söyledi. Cumhuriyet savcılarının etkili soruş turma yapmalarını sağlamak için hem mevzuat hem uygulanmaları geliştire ceklerini kaydeden Gül, mağdur hakla rı konusunda da çalışma yapacaklarını belirtti. Yargılamaların makul sürede tamamlanması, cezaların kısa sürede uygulanması konusunda mevzuat ve uygulamaların gözden geçirileceğini bildirdi. Gül, “Düşük miktarlı hapis ce zalarının adeta infaza hiç konu olma masının da bir cezasızlık algısı oluş turduğunun farkındayız. Kamuoyunda ‘yapanın yanında kâr kalıyor’ algısını ortadan kaldıracak çalışmalar da üze rinde durduğumuz konular arasında. Alternatif infaz yöntemleri konusunda da çalışıyoruz” diye konuştu. Gül, ceza infaz sistemi konusunda yapılacak dü zenlemelerle ilgili ise “İnfazı Meclis ça lışacak” değerlendirmesini yaptı. Gök, Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ile ilgili karar vermeyen AYM’yi eleştirdi ‘Sistemde ne denge kaldı ne de denetim’ “Kararnamelerle Meclis iradesinin bypass edildiğini” belir ‘AYM üyeleri seçmemeli’ ten TBMM Başkanvekili Gök, “Çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin anayasaya uygunluğunu denetlemekle görevli AYM, bu konuda yapılan başvuruların hiçbirini şu ana kadar karara bağlamadı. ALİCAN ULUDAĞ Anayasa Mahkemesi (AYM), 24 Haziran 2018’deki seçimlerin ardından yayımlanmaya başlanan Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin üzerinden bir yılı aşkın zaman geçmesine karşın henüz bir karar vermedi. Konuya ilişkin Cumhuriyet’e konuşan TBMM Başkanvekili Levent Gök, bugüne kadar çıkarılan 46 Cumhur CHP’li Levent Gök, bir başka sorunun ise AYM üyelerinin yapısıyla ilgili ortaya çıktığını aktararak şunları kaydetti: “Kararnameleri denetleyecek AYM üyelerinin 15 tanesinin 12’sini Cumhurbaşkanı belirlemektedir. Dolayısıyla kendisini atayan bir organın çıkardığı kararnameleri denetleyecek olan AYM üyelerinin seçiminin Cumhurbaşkanı tarafından belirlemesinden uzak tutulması gerekir. Bu yeni sistemle ilgili üyelerin atanmasının daha bağımsız olması gerekir. Bu sayede gerçek anlamda denetimi bağımsız şekilde yapsınlar. Bu da temel bir sorunumuzdur. Üzerinde derhal çözümlenmesi gereken konuların başında AYM’nin üye yapısı vardır. AYM üyelerinin tümünün seçiminde Meclis’in nitelikli çoğunluğun karar vermesine olanak tanınmalıdır.” Levent Gök başkanlığı kararnamesiyle yaklaşık 2 bin konuda düzenleme yapıldığı nı kaydetti. Ancak güçlü olacağı ifade AYM NORM BELİRLEMEYE ÇALIŞIYORedilen Meclis’ten çıkan yasa sayısı nın 40’ta kaldığını belirten Gök, “Bu 40 kanunun 11 tanesi ise uluslararası anlaşma, 2 tanesi de bütçe kanunu ile ilgili. Şimdi, tabii bir demokratik sistemin en önemli konusu denge ve denetimdir. Çıkarılan kararnamelerin anayasaya uygunluğunu denetlemekle görevli AYM, bu konuda yapılan başvuruların hiçbirisini şu ana kadar karara bağlamadı. Dolayısıyla ortada denetimsiz ve karara bağlanmayan bir Cumhurbaşkanlığı kararnamesi sorunu var” dedi. ‘Keyfi yönetim’ Türkiye, 16 Nisan 2017’de yapılan referandumla Parlamenter Sistem’den Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçti. Yapılan anayasa değişikliği ile hukuk sistemine “Cumhurbaşkanlığı kararnamesi” kavramı girdi. Cumhurbaşkanı tarafından çıkarılacak kararnameleri denetlenme görevi de AYM’ye verildi. 24 Haziran 2018’de Cumhurbaşkanı seçilen Tayyip Erdoğan, yeni sistemin ilk kararnamesini 10 Temmuz 2018’de yayımladı. CHP, bugüne kadar yayımlanan kararnamelerin birçoğunun iptali talebiyle AYM’ye baş vurdu. Ancak yüksek mahkeme, aradan geçen zamana karşın henüz bir karar vermedi. AYM kaynakları, hukuk sistemine Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin ilk kez girmesi nedeniyle mahkemenin normlarını belirlemek amacıyla çalıştığını, bu amaçla geçen mayıs ayında sempozyum düzenlendiğini, “Anayasa Yargısı” dergisinde makaleler yayımlandığını kaydetti. Kaynaklar, iptali talep edilen bazı kararnamelerle ilgili esasa geçildiğini ve yeni yıla kadar kararların esastan çıkmaya başlayacağını kaydetti. İngiltere’de, Yüksek Mahkeme’nin İngiltere Başbakanı’nın parlamentoyu askıya alma kararını hemen değerlendirerek, yasadışı bulduğunu ve yok hükmünde saydığını anımsatan Gök, “Dolayısıyla bir sistem, denge denetleme üzerine kuruludur. Bu sistem kurulamazsa çok ciddi sorunlara vermeyen AYM’nin bu açıdan keyfi ve denetlenmeyen bir yönetime neden olduğunu vurguladı. AYM’nin bir an önce Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle ilgili denetim görevini yerine getirmesi gerektiğini belirten Gök, şu değerlendirmeyi yaptı: liklerin de 24 Haziran 2018 tarihinde yapılan seçimle uygulamaya konulduğu bilindiğine göre, AYM’nin Cumhurbaşkanlığı kararnamelerini denetlemesine ilişkin normlarını anayasa değişikliklerinin gündeme geldiği andan ve halkoylaması ile yapıl yol açar” ifadesini kullandı. “Bu ciddi bir sorundur. Kaldı ki dığı tarihten itibaren gündemine al Gök, Cumhurbaşkanlığı kararna anayasa değişikliklerinin 16 Nisan ması ve hazırlıklı olması gerekirdi.” meleriyle ilgili herhangi bir karar 2017 tarihinde yapıldığı, bu değişik l ANKARA Avrupa’dan ‘göçmen’ ziyareti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Avrupa ülkelerine yönelik ‘kapıları açarız’ çıkışının yankıları sürerken üç Avrupalı üst düzey yetkili aynı gün Ankara’yı ziyaret etti. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, AB Göç, İçişleri ve Yurttaşlık İşleri’nden sorumlu Komisyon Üyesi Dimitris Avramopoulos ve Almanya İçişleri Bakanı Horst Seehofer ile Ankara Vilayetler Evi’nde düzenlenen heyetleri arası toplantıyla bir araya geldi. Görüşmeye Fransa İçişleri Bakanı Christophe Castaner’in de katılması planlanıyordu ancak Fransız Bakan, Paris’te polis karakoluna yapılan saldırı nedeniyle Ankara ziyaretini iptal etti. Fransa, görüşmelerde Ankara Büyükelçisi Charles Fries tarafından temsil edildi. Görüşmelerin gündemini Türkiye ile AB arasındaki mülteci mutabakatı oluşturdu. Bakan Soylu, “5 milyonun üzerinde misafirimiz var ve bunun 3 milyon 667 bini Suriyeli. İdlib’de gelişebilecek hadiseler sebebiyle 3 milyon 750 bin insan kitlesel göç dalgası olabilecek bir durumla karşı karşıya kaldığımız da aşikârdır” dedi. Avramopoulos, “4 milyon Suriyeliyi ağırladığı için cömertliğinden dolayı AB adına Türkiye’ye teşekkür ederim. Yunanistan’a son haftalarda düzensiz göçmenlerin gelişleri arttı. Türkiye’den göçmenlerin ayrılmasının tespit edilmesi ve engellenmesine acil bir ihtiyaç bulunmaktadır” ifadelerini kullandı. Alman Bakan Seehofer ise “Sizlerin dayanışması olmadan göç bizim bölgemizde bu şekilde halledilemezdi. AB ile Türkiye arasındaki anlaşmayı güçlendirmek istiyoruz” dedi. Fransa Büyükelçisi Fries da son dönemde göç ve güvenlik konularının ülkesini çok etkilediğini söyleyerek, “Türkiye, göçmenleri ağırlayarak gerçekten takdire şayan bir tutum sergiliyor” dedi. Heyet liderleri ve komisyon üyeleri Yunanistan’da da bir araya gelecek. l ANKARA/Cumhuriyet AKP’NİN strateji kampı BAŞLIYOR AKP’nin, yerel seçimler nedeniyle ertelediği kampı, bugün Kızılcahamam’da başlıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlığında yapılacak kampa, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, bakanlar, milletvekilleri ve kurucu üyeler katılacak. Kampın bugünkü bölümünde, milletvekillerinin kampın yapılacağı otele girişlere yapılacak. Asıl toplantı ve değerlendirmeler ise yarın başlayacak. Erdoğan’ın yarınki açılış konuşmasının ardından genel merkez ve parti grubunun sunumları olacak. Kampta yeni sistem, adalet, güvenlik, dış politika ve ekonomi konuları konuşulacak. l ANKARA / Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle