14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 21 EKİM 2019 PAZARTESİ EDİTÖR: figen atalay TASARIM: ilknur filiz eğitim Ayrıntılar Savaş/Barış Şimdilik “ateş kes” ilan edildi de önümüzü görmek için olanak doğdu. Popçular “en milliyetçi benim” yarışına girip savaş tamtamları çalıyordu, topçular peşlerine takılmış, ayak topu oyununu “fetih” gibi görür olmuşlardı. Haydi, bunları anladık, mesleklerinin parçası da, aklı başında sandıklarımızın tutumuna ne demeli? Memnunum ortaya çıkan durumdan gerçi, Suriye toprağına girişilen harekâtta “ne söylendiği”, “nasıl söylendiği” artık hepimizin malumu! Ana muhalefetin her zamanki gibi AKP’nin can simidi olacağını tahmin ediyorduk gerçi. Ancak muhalif görünümlü iktidar yanlısı “basın” deşifre oldu. Doğrusu artık sıra duyarlı insanlarda; yazılarını okudukları kişilerin ne söylediklerini iyice irdelesinler. En ufak risk almadan muhalefet etmenin yolu “vatan”, “Atatürk”, “millet” kavramlarının arkasına saklanarak olur. Konforludur. Değerli olan, böyle günlerde “barış”, “kardeşlik” diyebilmektir. Emperyalist saldırı karşısında hakiki mücadele alanı oluşturmaktır. Elbette bu yol güçtür. Teşekkürler Trump Trump’a hepimiz teşekkür borçluyuz. Bize ABD’yi açık sözlülükle, doğrudan tanıttığı için. Dedi ki: “Kimyasal silahlarımızın güvenliği açısından sorun yok.” Doğal koşullarda kıyamet kopması gerekirdi. Topraklarımızda “ABD kimyasal silahları ne arıyor” diye sormadı kimse. Kimyasal silah kullanıldı diye bölge devletlerine yapılan müdahaleleri anımsayalım. Irak’ın bu hale düşmesi bu koca yalanla kurgulandı. İnsanlar öldü, yurtsuz kaldı. Gericilik azdı. Trump durmadı, dedi ki: “Önce biraz bırakacaksın dövüşsünler, sonra ayıracaksın” Kahkahalar arasında dile getirdi bunu. Söz ettikleri taraflar kimler? Egemen devlet Türkiye ve bölgedeki Kürt gruplar. Biri çıkıp da: “Ne diyorsun büyük birader, bizi nasıl eşitlersin” diye soramadı. “Memleketimiz hakkında kararları bağımsız biçimde, Meclisimizle alırız, sen kimsin?” diyen çıkmadı. Çıkamazdı da zaten. Elbette bir de utandıran mektup var. Erdoğan’a, halkımıza hakaretlerle dolu bu metne kimse gık diyemedi. Doğrusu ben kendi üstüme alınmadım. Ama alması gerekenler var. Düne dek “Dostumuz ABD” diyenler, Trump’la verilen pozlarda sırıtanlar falan. Egemenlik kimindir, herkes takkeyi önüne koyup düşünmeli. Koca ülke ne hale geldi. Yetmiyor, bir de tehditler ekleniyor. Koca ulus “cumhurbaşkanının mal varlığı”, “bakanların yediği naneler” üzerinden esir alınıyor. Teşekkür etmeliyiz Trump’a, bir çırpıda görmek isteyen gözlere hakikati netlikle aktardı. Bu arada Pence ile RTE, iki eşit olarak masa başında fotoğraf verdi. Oysa RTE, “Herkes kendi mevkidaşıyla görüşür” demişti. Bu fotoğraf, o mektup hepsi arşivde yerini aldı. Ekranda bağıran yandaş tartışmacılar hepimize: “Bir kez devletinizin yanında olun!” diye höykürüyor. Onlara sesleniyorum: “Bir kez halkınızın, hakikatin, insanlığın yanında yer alın!” Laf lafı açıyor Dün okudum, eski Genelkurmay Başkanı İlker Bey, Lüleburgaz’da bir konuşma yapmış ve demiş ki: “Mustafa Kemal’in askerleriyiz demekle olmuyor.” Yerinde saptamasından ötürü kutluyorum(!). Çok uzun yıllardır TSK’yi yönetenlere seslendiğini düşünüyorum İlker Bey’in. Hani ABD ile işbirliği yaparak devrimcileri işkenceden geçiren, darağacına götüren TSK’yi yönetenlere mesela. Herhalde ABD çıkarlarını koruyanlara Mustafa Kemal’in askeri denemez. Ya da güzel emeklilik geçirmek için susan komutanlara seslenmiş olabilir belki. Koca orduyu ilkokul mezunu bir imam teslim alırken susanlara. Haklıdır İlker Bey, ya yurdunun savunusunda görev alan, halkı için mücadele eden Mustafa Kemal’in askeri olur insan ya da NATO askeri olur, arası yok. Çok ilginç, tarihi günler yaşıyoruz. Bir çift söz HDP’ye Umarım Şiwan Perver’li açılım günlerinden artık ders alınmıştır. Ya da “Biji Obama” günlerinden… Emperyalizm için Türk, Kürt, Arap fark etmez. Temel çelişki gericilik/ilericilik, varsıllık/yoksulluk arasındadır. CHP’nin kusuru, ayıbı dile gelirken, HDP’nin de köklü özeleştiri yapması gerektiği açıktır. Mesela eski Diyarbakır Belediye Başkanı Baydemir’in AB ülkelerinde Türkiye üstüne utandıran cümleler kurması konusunda ne düşünürler merak ederim. Biz burada az kalsak da “barış” diyerek direnenlerin elini bu tür davranışlar zayıf düşürür. Baydemir’i ülkemiz halkı belediye başkanı seçti, bu memleket hepimizin, unutmayalım. Sosyal girişimci adayları için Türkiye Sosyal Girişimcilik Ağı Projesi kapsamında Kayseri’de sosyal girişimcilik eğitimi verildi. Sosyal girişimciliğin bilinirliğini artırmak, sosyal girişimlerin kendi aralarında olduğu kadar, kamu ve özel sektör kuruluşlarıyla olan işbirliklerini de çoğaltmak ve sektörün kapasitesini geliştirmek amacıyla kurulan Türkiye Sosyal Girişimcilik Ağı tarafından düzenlenen eğitim programı, Abdullah Gül Üniversitesi’nde (AGÜ)gerçekleştirildi. Sosyal Girişimcilik Eğitimleri ilerleyen günlerde diğer proje illeri olan Gaziantep, Samsun, Bursa, Van’da da düzenlenecek. Eğitimlerle ülke genelinde yeni sosyal girişimci adaylarının yetiştirilmesi planlanıyor. Üniversite adaylarının çoğu sonuçlardan memnun olmuyor, hayal kırıklığı yaşıyor ‘YKS’nin kurgusu yanlış’Ayrıntılar Ayrıntılar Üniversite sınavlarına giren öğrenciler neden istedikleri sonuçları alamıyor? Öğrenciler, fen bilimleri sorusu çözmeden nasıl mühendislik programlarına yerleşebiliyor? Eğitim uzmanı Hatice Yılmaz, bu sorunların, rehberlik ve yönlendirme hizmetlerinin yetersizliğinden ve Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nın (YKS) hatalı kurgulanmasından kaynaklandığını vurguluyor. Yılmaz, üniversite sistemindeki sıkıntıları ve öğrencilerin sınavlardaki başarısızlığın nedenleri konusunda şunları söylüyor: “Öğrencilerimizin başarısızlığının genel öğre tim programlarının yanı sıra iki ayrı nedeni var. Rehberlik ve yönlendirme hizmetleri yetersiz: Lise gerçek hayatta veya mesleğe geçiş köprüsüdür ve eğitimin yüzde 80’i ortaokul bitinceye kadar tamamlanır. Bu nedenle liseye başlayacak öğrencinin ortaokul yıllarında hem akademik hem de sosyal ve duygusal alanlarda kendi ilgi, yetenek ve mesleki yönelimlerinin far Sınav süreleri sorunlu TYT’de öğrencilere 120 soru soruluyor 135 dakika süre veriliyor. AYT’de ise öğrenciler SAY, SÖZ, EA ve DİL alanlarından hangisini hedeflemiş olursa olsun 80 soru için 180 dakika süreye sahipler. Sürenin uzun olması nedeniyle kendi alanları dışındaki sorulara da cevap veriyorlar. Dolayısıyla her bir öğrenci için neredeyse her puan türünde hesaplanıyor. Bu durumda öğrenciler aldıkları puana göre kendi alanları dışındaki alanlarda da tercih yapıyor. YKS’nin en önemli hatalarından bi ri de öğrenciye alana yönelik tek soru çözmeden kazanma şansı vermesi. AYT’de hiç fen bilimleri sorusu çözmeden “mühendislik”, hiç Türk dili ve edebiyatı ve sosyal bilimler sorusu çözmeden “siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler” kazanmak mümkün. Sorunların çözümü için sıralama barajından çok, alana yönelik derslerden belirli oranda soru çözme zorunluluğu getirmelidir. Böylece öğrenciler kariyer planı yaparken daha bilinçli adım atmak zorunda kalacaklardır. kına varmasını sağlamak, kariyer planı oluşturabilmesi için devam edebileceği lise türleri ve hangi lisenin kendisine ne tür avantajlar sağlayacağı ile ilgili bilinçlendirilmiş olması gerekiyor. Ancak değil ortaokulda, lisede bile öğrencilerimize kariyer planı oluşturma konusunda gerekli desteği vermediğimizden 12. sınıfı bitiren öğrenciler meslek seçimi konusunda kararsızlık yaşıyor. Bilinçli lise tercihi yapamayan öğrencilerin bir bölümü okula başladıklarında hayal kırıklığı yaşıyor. Bu ne denle sınıfta kalma veya okulu terk oranlarının en yüksek olduğu sınıf 9. sınıftır. Öğrenme motivasyonunun en güçlü tetikleyicisi bir amaca yönelik çalışmaktır. Kendisine bir hedef belirlememiş, amacı olmayan öğrenci doğal olarak öğrenme isteği de duymuyor, mecbur olduğu için ya da sınıf geçmek için çalışıyor. Lisenin hedefi öğrencinin ilgi duyduğu alanda derinleşmesini desteklemek olmalı. Ancak halihazırda uygulamakta olduğumuz öğretim progra mı ve üniversite sınav sistemi öğrenciyi 12. sınıfın sonuna kadar tüm akademik derslere çalışmaya mecbur ediyor. Dolayısıyla öğrencinin ilgi duyduğu alana yoğunlaşma şansı kalmıyor. YKS hatalı kurgulanmış: Bilindiği gibi birinci gün TYT, ikinci gün AYT ve YDT sınavı yapılıyor. Öğrencinin AYT’de hedefine ulaşabilmesi için TYT’de mümkün olduğunca çok soruya cevap vermesi gerekiyor. Çünkü YKS puanının yüzde 40’ı TYT’den geliyor. Üstelik Sayısal, Eşit Ağırlık, Sözel ya da Dil fark etmeksizin her TYT testinin ağırlığı her öğrenci için eşit. Yani daha çok fen bilimleri sorusu çözen sayısal öğrencisi değil, toplamda daha çok soru çözen öne geçiyor. Bu durum öğrencinin belirli bir hedefe yoğunlaşmasını da engelliyor. Üstelik TYT’de sosyal bilimler alanından tarih dersinden soracağınız 5 soru ile öğrencinin tarih bilgisini ölçmemiz de mümkün görülmüyor. Uygulanmakta olan sistemde AYT’de sayısal alanı yoğunlaşması gereken öğrenciler, TYT’de başarı için sosyal bilimler derslerine ya da Eşit Ağırlık alanında yoğunlaşmak isteyen adaylar fen bilimleri derslerine çalışmak zorunda kalıyor.’’ BÜYÜKÇEKMECE’DE İKİ YIL ÖNCE YIKILAN OKUL HÂLÂ BİTMEDİ Eğitime trafo engeli OKUL BAHÇESİ İNŞAAT ALANI Yaklaşık 1500 öğrenci, bahçesi inşaat alanı olan okula mahkum edildi . OZAN ÇEPNİ İstanbul Büyükçekmece’de Adem Çelik İlkokul ve Ortaokulu’nda 2017’de yıkılan ve bir yılda tamamlanması planlanan inşaat, okul alanındaki trafo yüzünden bitirilemedi. Okul alanındaki trafoyu taşıması gereken BEDAŞ’ın, trafo kaldırma işlemini 2020 yılına ertelediği ortaya çıktı. Tek binanın bitirilmesinin ardından zorunlu olarak ikili öğretime devam eden öğrenciler, bahçesi inşaat alanı olan okula mahkum edildi. 1990 yılında yaptırılan Adem Çelik İlkokul ve Ortaokulu, MEB’in plansız çalışması nedeniyle 1500’e yakın öğrenci ve veli için çileye dönüştü. Yaklaşık iki yıl önce yıkılma kararı alınan ve ihalesi gerçekleştirilen okulvaktinde bitirilemedi. Okul alanına yapılması planlanan iki binanın bir yıl içinde tamamlanması planlandı. Biri ilkokul diğeri de ortaokul olarak planlanan binanın inşaatı sırasında öğrenciler de farklı bir lisenin sınıflarında öğretime devam etti. Ancak bir yılda tamamlanması beklenen okul inşaatının iki yılda sadece yarısı bitirile bildi. Öğrencilerin oyun alanı olması gereken alan inşaat sahası olarak kullanılırken, gecikmenin nedeninin alandaki elektrik trafosu olduğu ortaya çıktı. ‘Sorun yumağı’ Eğitimİş Genel ÖzlükHukuk ve TİS Sekreteri Maksut Balmuk, “Okul, bölgede tercih edilen başarılı bir okul. Ancak iki yıldır sorunlar yumağına dönmüş. Okul idaresinin de elinden bir şey gelmiyor. Veliler geçen yıl bir lisede çektikleri çile sonrasında okullarına döndükleri için sevinirken binanın birinin tamamlanamaması nedeniyle yine mağdurlar. İlkokul çocukları sabah 09.30’da gelip 14.30 gibi çıkacakken, akşam 18.30’da çıkıyorlar çünkü öğlenciler. Ortaokul çocukları da 09.30’da gelip 15.00 gibi çıkacakken sabah 07.30 da okula gelmek zorundalar çünkü sabahçılar” dedi. Balmuk, “Binanın neden tamamlanmadığını Müteahhit firmanın, arsa içerisinde bulunan BEDAŞ’a ait elektrik trafosunun olduğu alana bina yapması gerektiğini fakat trafonun kaldırılması işlemi yapılmadığı için inşaata başlayamadıklarını belirterek, trafonun taşınması konusu ihale şartlarında yer almadığından firma bu işe girmiyor. BEDAŞ nezdinde yapılan girişimlerden de sonuç alınamıyor. Olan çocuklarımıza oluyor. Müteahhit firmaya iki bina için ihale verilmiş. O işini yapamıyor, BEDAŞ trafoyu kaldırmıyor. MEB bürokratları duyarsız, çözümsüz ama hiç suçu olmayan çocuklar cezalandırılıyor” diye konuştu. Trafonun kaldırılmasına ilişkin mücadele de sonuçsuz kaldı. 2017’de başlatılan yıkımın ardından süreç 2020’nin sonuna sarktı. CİMER üzerinden tarafonun taşınmasına ilişkin sorulara yanıt veren BEDAŞ, “Trafo merkezinin deplasesini içeren projemiz bulunmamakta olup, ilgili deplase projesi 2019 yılı yatırım programına dahil edilememektedir. Ancak bahse konu deplase işleminin 2020 yılı yatırım programı kapsamında değerlendirilebilmesi hususunda gerekli tespit ve proje çalışmalarımız devam etmektedir” dedi. l ANKARA ÖĞRENCİLERE Fark yaratan beceriler Öğretmen Akademisi Vakfı (ÖRAV) ve Ashoka Türkiye işbirliği ile “Fark Yaratan Sınıflar” projesi kapsamında yeni bir eğitim içeriği başladı. ÖRAV’ın eKampüs platformunda yayımlanacak eğitim programı, uzaktan eğitim aracılığıyla binlerce öğretmene ulaştırılacak. Ashoka Türkiye’nin 2016 yılından bu yana Sabancı Vakfı ortaklığında hazırladığı “Fark Yaratan Sınıflar” ve “Fark Yaratan Ebeveynlik” projele ri kapsamında Sosyal Duygusal Öğrenme Akademisi’nin de katkısıyla hazırladığı Fark Yaratan Beceriler: Öğrenme Ortamında Sosyal Duygusal Öğrenme Eğitimi, ÖRAV tarafından uzaktan öğrenme programına dönüştürüldü. Fark Yaratan Beceriler Eğitimi, okulöncesi ve ilkokul öğretmenlerini, çocukların fark yaratan becerileri edinmeleri, yaşama geçirmeleri için yenilikçi ve güçlendirici uygulamalarla desteklemek amacıyla hazırlandı. Tepki çeken karar ertelendi Yükseköğretim Kurulu (YÖK), üni versiteye girişte 14 programda özel yetenek sınavının kaldırılarak sadece merkezi yerleştirmeyle öğrenci alınması kararını bir yıl erteledi. YÖK, geçen hafta, üniversitelerdeki özel yetenek sınavlarıyla aldığı 128 programdan 14’ünü bu kapsamdan çıkarmıştı. Aralarında grafik tasarım, moda tasarımı, rekreasyon ve spor bilimleri gibi programların olduğu alanlar için 2020’den itibaren öğrenci alımının sadece merkezi yerleştirme sınavı sonucuyla yapılmasına ilişkin karar üniversitelere bildirilmişti. Öğrenciler, veliler ve uzmanlardan yoğun tepki alan karar, YÖK tarafından bir yıl ertelendi. YÖK Genel Kurulu’nun kararının uygulanacağı 14 program şöyle: Çizgi film, grafik, grafik resimleme ve baskı, grafik tasarım, moda giyim tasarımı, moda tasarımı, moda ve tekstil tasarımı, rekreasyon, spor bilimleri, spor yöneticiliği, tekstil, tekstil geliştirme ve pazarlama, tekstil tasarımı, tekstil ve moda tasarımı. l ANKARA/Cumhuriyet 20 ilde 60 özel sınıf Milli Eğitim Bakanlığı işbirliği ile To hum Otizm Vakfı tarafından yürütülen “Eğitime Uzanan Yol” projesi çerçevesinde TANAP Doğalgaz Boru Hattı’nın geçtiği 20 ilde otizmli çocuklar için 60 özel sınıf açıldı. Sınıflar, MEB standartlarına uygun şekilde özel eğitim materyalleri ile donatıldı. Gidilen illerde 1610 öğretmene özel eğitimler verildi, 1951 aileye ve yerel yönetim temsilcisine ulaşıldı. Tohum Otizm Vakfı Kurucu Başkan Yardımcısı Aylin Sezgin, “Daha gidecek çok yolumuz var. Topyekun bir mücadeleyle bu özel çocuklarımızın tümüne ulaşabilir ve onların hayata tutunmalarını sağlayabiliriz” dedi. İzmirliler iyilik için buluşuyor İzmir’de binlerce iyilik gönüllüsü, “İzmir’de İyilik Var” sloganıyla 7 Aralık’ta Gündoğdu Meydanı’nda buluşacak. Yaşar Üniversitesi’nin organizasyonu, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla bir araya gelen sivil toplum kuruluşları, bu yıl “Karasal Yaşam” ve “Ormansızlaşma” temasıyla toplanacak. Üniversitenin Sosyal Sorumluluk Programı Koordinatörü Kevser Çimenli, “Önceki yıl engellilerin yaşamın bütün alanlarına erişimi konusuna dikkat çektik. Geçen yıl da Sorumlu Tüketim konusunda, bireyleri, kurumları ve toplumu duyarlı olmaya davet etmek amacıyla 12. madde içeren bir dizi etkinlik düzenledik. Bu yıl temamız ise geçen yaz İzmir’de yaşanan büyük orman yangınları nedeniyle ‘Karasal Yaşam’ ve ‘Ormansızlaşma’ olarak belirlendi” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle