17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 21 EKİM 2019 PAZARTESİ EDİTÖR: HAKAN AKARSU HABER/YORUM Suriye’den Haydarpaşa’ya ve Sirkeci’ye Türk Silahlı Kuvvetleri, terör örgütü PKK’ye ve onun uzantısı YPG’ye karşı sınır ötesi operasyon yürütürken, ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence ve Dışişleri Bakanı Mike Pompeo Ankara’ya geldi; ABD ve Türkiye arasında varılan anlaşma gereği, operasyon askıya alındı, PKKYPG’ye “güvenli bölge”nin güneyine inmeleri için 120 saat süre tanındı. Böylece ABD’nin baskısı sonucunda, Suriye’nin kuzeyindeki PKKYPG etkisiz hale getirilip imha edilmekten kurtuldu ve örgütün güneye kaçması olanağı sağlandı.  Bu operasyon bir yandan, Türkiye’nin ABD’den bağımsız hareket edemediğini, bir yandan da ABD’nin ve AB’nin terör örgütü PKK’ye ve YPG’ye verdiği desteği ortaya çıkarmıştır. Bir NATO üyesi olan Türkiye’yi bölüp parçalamak amacı güden PKKYPG’ye, NATO ülkelerinin karşı çıkması gerekirken, NATO bu bölücü terör örgütlerine sahip çıkma yolunu seçmiştir!  AKP’nin Türkiye’yi demokrasiden ve laiklikten uzaklaştırarak, OrtadoğuKuzey Afrika bölgesine montajlama projesi, Türkiye’nin gelişmiş ülkeler tarafından dışlanmasında büyük bir rol oynasa da, ABD’nin ve AB’nin, Türkiye’nin AKP’den ibaret olmadığı gerçeğini görmezden gelerek, Türkiye’de yaşayan halkı karşısına alması, tarihi bir hata olmuştur.  ABD ve AB, YPG’nin, terör örgütü IŞİD’e karşı verdiği mücadeleyi gerekçe göstererek bu örgüte sahip çıkmaktadır. YPG’nin terör örgütü IŞİD’e karşı mücadele verdiği doğrudur. Ancak asıl sorulması gereken soru şudur: Rusya IŞİD’e karşı doğrudan askeri mücadele verirken, ABD ve AB, neden YPG’yi bu mücadeleyi vermesi için bir taşeron örgüt olarak seçmiştir? Neden bir terör örgütüne karşı bir başka terör örgütünün mücadele etmesi tercih edilmiştir?  Eğer Rusya, ABD’nin ve AB’nin müdahalesine karşı çıktığı için bu yol seçildiyse, ABD ve AB bu mücadelenin verilmesini neden Rusya’ya ve/veya Türkiye’ye bırakmamıştır da, ısrarla YPG’yi devreye sokmuştur? Sonuçta Rusya, Suriye’de IŞİD’e karşı en büyük mücadeleyi veren devlet konumundadır. Rusya’dan sonra da bu konuda, birkaç yıl gecikmeli olarak da olsa, en büyük mücadeleyi Türkiye vermiştir.  ABD Devlet Başkanı Donald Trump’ın, “General Mazlum” olarak andığı ve bizzat görüştüğü Ferhat Abdi Şahin, Türkiye’de 30 bini aşkın insanın katledilmesinden sorumlu terör örgütü PKK’nin lideri Abdullah Öcalan tarafından “manevi oğlum” olarak nitelendirilen bir kişidir. Ferhat Abdi Şahin, Türkiye’deki birçok terör eyleminin emrini verdiği için kırmızı bültenle aranan bir teröristtir. Bu terörist şu anda ABD Devlet Başkanı tarafından muhattap alınarak bir “general” olarak anılmakta, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin komutanlarıyla eşdeğer görülmektedir! Trump’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yolladığı skandal mektuptaki kaba ifadeler ve tehditler bile bu gerçeğin yanında bir ayrıntı olarak kalmaktadır.  Erdoğan’ın, “Münbiç’e rejimin girmesi benim için çok olumsuz değil. Niye? Sonunda bunların kendi topraklarıdır” ve “Biz böyle sürekli hayat boyu bu terör örgütleriyle uğraşacak halimiz yok. Suriye’de de rejim bu terör örgütleriyle mücadelesini verecek” biçimindeki ifadeleri dikkate alınarak, Türkiye’nin Suriye’ye bir fetih seferi düzenlemediği ve Şam’daki yönetimle anlaşma olasılığının doğduğu sonucuna varılabilir.  Öte yanda AKP hükümeti, Suriye’deki gündemin yoğunluğundan da yararlanarak, Türkiye’de devlete ve halka ait olan kurumları, yapıları ve toprakları, kendisine yakın şahıslara ve şirketlere satmaya ve kiralamaya devam etmektedir! Bunun en son örneği, İstanbul’daki Haydarpaşa ve Sirkeci garlarının, ihalede aday olan İstanbul Belediyesi devre dışı bırakılarak kiralanmasıdır. Suriye’de bunlar olup biterken, İstanbul’un tarihi ve kültürü açısından sembol olan bu kamusal yapılar, fetih sonrası talan edilmesi gereken bir ganimet muamelesi görmektedir!  Suriye konusuna odaklanırken, Türkiye’de yaşanan rezaletleri de atlamamak gerekir. 21 EKİM 2019 SAYI: 34347 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya Yazıişleri Müdürleri Serkan Ozan / Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Şehriban Kıraç l İç Politika: Ali Açar l Gece: Ayça Bilgin Demir l Fotoğraf: Uğur Demir l Kültür Sanat: Emrah Kolukısa l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Tel: (0212) 454 32 55 Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 05:50 05:34 05:57 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 07:14 12:54 15:53 06:58 12:38 15:39 07:19 13:01 16:04 Akşam 18:23 18:09 18:34 Yatsı 19:43 19:27 19:50 10 aydır dizileri ve tartışma programlarını izlemediği ortaya çıktı RTÜK ‘bakarkör’ OZAN ÇEPNİ Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) 10 aydır ana akım medyayı izlemediği ortaya çıktı. CHP’li RTÜK üyesi İlhan Taşcı, kamuoyunda rahatsızlık yaratan kadına şiddet başta olmak üzere, mafyatik ve işkence içerikli dizilerle ilgili özellikle yandaş kanallardaki programlar hakkında RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in rapor düzenletmediğini açıkladı. Taşcı, 1 Ocak 2019 tarihinden bugüne kadar geçen sürede Üst Kurulun ana akım medyayı izleme karnesini mercek altına aldı. Yayınlar ‘izlettirilmiyor’ RTÜK’ün 10 aydır ana akım medyayı izlemediğini belirten Taşcı, RTÜK Başkanı Şahin’in “sözlü” talimatıyla İzleme Dairesi’ne ana akım televizyon ek ranlarını, özellikle yandaş televizyonların “izlettirilmediği”ni söyledi. Taşcı, “Üst Kurul, 1 Ocak’tan beri yalnızca kamu sağlığını tehdit eden performans ilaçları gibi kaynağı, içeriği, sağlığa etkisi bilinmeyen ilaç satışı yapan yayınları görüşüyor. Ancak bu tek başına yetmez, zira ana akım ekranlarda kan gövdeyi götürüyor, kırılmayan parmak, elektrik verilmeyen kimse, hakarete uğramayan muhalif siyasetçi kalmıyor. Her türlü işkence ve şiddet, çeteler arası silahlı çatışma resmen ekranlarda kanıksatılıyor” dedi. Yandaşlar korunuyor Taşcı, iktidara yakın yayıncıların hakaret ve küfre varan sözlerinin “eleştiri sınırları” içinde sayıldığını, muhalif yayınların ise hızla cezalandırıldığını aktardı. Yasaya göre Üst Kurul gündemini belirleme yetkisinin RTÜK başkanı’na ait olduğunu anımsatan Taşcı, “10 ayda ana akım yayınlarla ilgili hepi topu 15 dosya görüşüldü. Bunlar da muhalif kanallar. İktidar yanlısı olanların dosyaları aklanıp paklandı. Havuz medyasının yayınları artık izlenmiyor bile. Bu tablo açıkça RTÜK’ün hakarete varan sözlere sağır olduğunun ve ekranlar aracılığıyla işlenen suçları görmezden geldiğinin kanıtıdır. Şahin’in başkanlığı döneminde havuz medyasından raporu gelip de yaptırım kararı çıkan tek bir dosya yok. İktidara, hele de Erdoğan’a yönelik en ufak bir eleştiri mi dile getirildi, dosya anında kurul gündemine taşınıyor. Ana muhalefet partisi CHP’nin lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik neredeyse hakarete varan sözlere ise kulak tıkanıyor. Elbette bunun hukuki bir sonucu ve bedeli olacaktır” ifadelerini kullandı. l ANKARA Yargıda önlenemeyen yükseliş ‘Sözleşmeli öğretmenlik kaldırılsın’ teklifi Meclis’te Sözleşmeli öğretmenlerin kadro sorununa ilişkin yasa teklifi hazırlayan CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, “AKP sözleşmeli öğretmenlerin kadroya alınacağı sözü verse de uygulamaya geçilemedi. Öğretmenlerimize hak ettikleri değerin verilmesi için, tüm öğretmenlere eşit sosyal haklar ve güvence sağlanmalı, adil bir düzen kurulmalı” dedi. Bakan, sözleşmeli öğretmenliğin kaldırılma sına ilişkin yasa teklifini TBMM Başkanlığı’na sundu. 20 bin öğretmen için zorunlu hizmet sürecinin bu ay bittiğini anımsatan Bakan, “Aynı okulda, aynı sınıflara eğitim veren öğretmenler aynı çalışma ve özlük haklarına sahip değil. Bu anayasamızın eşitlik ilkesine aykırı. KHK ile başlatılan sözleşmeli öğretmenlik uygulamasının kaldırılmasını ve öğretmenlere eşit koşullarda kadro verilmesini öneriyoruz” dedi. l ANKARA Danıştay Başkanı Zerrin Güngör’ün kızı Gonca Hatinoğlu bir kez daha terfi aldı. Hâkimler ve Savcılar Güngör’ün kızı Gonca Hatinoğlu’nun Kurulu’nun (HSK) yer alması dikkat geçen hafta yayım çekti. lanan son karar HSK tarafından larında, Danıştay Elazığ hâkimliğine Başkanı Başkanı Zerrin Güngör’ün Hatinoğlu atanan Hatinoğlu, göreve dahi başla kızı Gonca Hatinoğlu’nun madan Yargıtay Tetkik üçüncü dereceye terfi et Hâkimliği’ne getirilmiş tirildiği ortaya çıktı. ve orada sadece 3 gün HSK’nin, geçen hafta çalışmıştı. Hatinoğlu, 3 Resim Gazete’de yayım gün sonra ise 2018’in ey lanan kararlarında, dere lül ayında, Cumhurbaş cesi yükseltilen hâkim ve kanlığı Hukuk Hizmetleri savcıların listesi yer al Başkanlığı’nda Daire Baş dı. Listede, üçüncü de kanı olarak görevlendiril receye terfi ettirilen Da mişti. l ANKARA/Cum nıştay Başkanı Zerrin huriyet BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ İnsan sesleri için yazılmış oda müziği türü. 2/ Yayla fırlatılan ucu sivri çubuk... Emirlik, beylik. 3/ Kimi ağaçlardan elde edilen, parfüm ve ilaç yapımında kullanılan bir tür reçine... Bir soru sözü. 4/ Bir düğmeyi ya da agrafı tutmaya yarayan küçük halkacık... Yüz kalıbı. 5/ Duman lekesi... “Panzehir taşı” da denilen değerli bir mineral. 6/ Kutsal ışık... Azerbaycan’ın plaka imi... Bir renk. 7/ Rütbe ya da kıdemce küçük olan asker... Muğla’nın bir ilçesi. 8/ Sık ve küçük taneli, ekşi bir üzüm cinsi. 9/ Kurumuş ama devrilmemiş ağaç... Eski ve bilinmeyen bir tarihi anlatmakta kullanılan deyim sözü. YUKARIDAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 AŞAĞIYA: 1 1/ Psikolo 2 jik taciz. 2/ 3 Tek sıra el 4 SEREN SÜT ECE ENAY İ REŞAD İ YE E AR İ FE K 1 2 3 mastan ya 5 N E D İ M B A R da inciden 6 N İ F K A R O gerdanlık... 7 S A Y E B A N K Bir zaman 8 Ü Y E A R T E birimi. 3/ 9 T İ K R O K E T 4 5 6 7 Lityum elementinin simgesi... Hindistan’da imparatorlara ve prenslere verilen 8 9 san. 4/ Lokantada garsonların vaz geçilen yemeği mutfağa bildirmek için söyledikleri söz... Derinliği faz arasındaki sınır. 7/ Utanma, hayâ... la olmayan. 5/ Üstü kapalı olarak Aldatma işi, hile... Tümör. 8/ Gözün anlatma... Yurdumuzun sulak alan saydam tabakasına yerleştirilen larında da yaşayan bir ördek cinsi. mercek... Hayvanların kışlık yemi. 6/ Söz getirip götüren... İki tarla 9/ Meksika’da yaygın sert bir içki. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] Mektup ve mutabakat 7Ağustos tarihli ErdoğanTrump mutabakatı: Tampon Mutabakatı diyebileceğimiz bu anlaşma 440 km. genişliğinde ve 510 km. derinliğinde bir bölgenin ele geçirilmesini hedefliyordu. AKP hükümeti 510 km. derinlik yerine, derinliğin 30. km’ye çıkarılmasıyla tamponun güvenli bölgeye dönüştürülmesini ve bölgenin denetiminin Türk askerinde olmasını istiyordu. Trump’ın Suriye’den asker çekme girişimine karşı olan Kongre ve Pentagon ise denetimin sadece Türk askerinde olmasını kabul etmiyor, ABD askeriyle birlikte olması gerektiğini zorluyordu. 10 km. derinliğin ise altındaki PYD bölgesinin fiilen AKP tarafından tanınması karşılığında, 30 km’ye çıkarılabileceği kabul ediliyordu. 6 Ekim tarihli ErdoğanTrump uzlaşması: 2 ay boyunca bir gelişme sağlanamaması üzerine Trump ve Erdoğan karşılıklı geri adım atarak 6 Ekim tarihli uzlaşmada, Güvenli Cepler Mutabakatı’nda buluştular: ABD askerleri operasyon bölgesinden çekilecek; Türkiye, Suriye’nin kuzeydoğusuna operasyon yapacak; ABD bu operasyonun içinde olmayacak ve desteklemeyecek; ABD’ye yük olan IŞİD’li tutuklular ve ailelerinin barındırıldığı kampların sorumluluğu Türkiye’de olacak; Türkiye “cep bölgeler” kuracak…  Barış Pınarı Harekâtı Türkiye’nin Barış Pınarı Harekâtı bu şartlarda başladı ama Astana ortakları İran ve Rusya’dan bile istediği desteği alamadı. Bunun en önemli nedeni harekâtın Şam yönetimiyle bir anlaşmaya varılmadan yapılıyor olmasıydı. Diğer yandan AKP hükümetinin sahadaki kimi “toprak bütünlüğüne” aykırı eylemleri, özellikle Tahran’da ama Moskova’da da ciddi endişe yaratıyordu. Ancak Moskova yine de harekâttan kimi kazanımlar gördüğü için Tahran gibi kökten karşı çıkmıyordu. Nitekim ŞamMoskova açısından şu kazanımlar oldu: PYD Şam’a 4 maddelik taahhütname ile zorunlu yanaştı; Suriye ordusu, Türk ordusunun denetimine aldığı alandan daha fazlasında, tek kurşun atmadan egemenliğini tesis etti ve AKP’nin hedefi açısından kesintisiz bir 440 km. genişliğinde bölge ele geçirmek, eğer Suriye ordusuyla savaşmayı göze almayacaksa, imkânsız hale geldj. Diğer yandan Pentagon, “kara ordusu” YPG’nin Şam’a teslim olma sürecini stratejik bir kayıp olarak gördü ve ABD Kongresi, Trump’ın Suriye’den çekilme kararını engelleyecek bir tasarıyı hızla devreye soktu. Azil soruşturmasıyla da sıkışmış olan Trump, içeriden gelen bu büyük basıncı içeride dengelemek için hemen her gün Türkiye’yi hedef alan sosyal medya mesajları paylaştı. Erdoğan o tehditlere neden sessiz olduklarını şu sözlerle açıkladı: “Trump baskıları hafifletmek için mecburen tweet üzerinden bazı mesajlar veriyor.” ErdoğanPence mutabakatı İşte bu şartlarda ve AKP’nin 8 gündür sessiz kaldığı, kabul edilemez nitelikteki 9 Ekim tarihli “Trump mektubu”nun gölgesinde 17 Ekim’de ErdoğanPence Mutabakatı yapıldı. Harekâtın 10. gününde yapılan bu üçüncü mutabakat, imzalanan 13 maddesi incelendiğinde görülecektir ki iki taraf açısından da hem geri adımlar hem de kazançlar içermektedir: ABD açısından kazançlar: 1. TSK baskısı altındaki YPG, 5 günlük silah bırakma kararıyla, 32 km. derinliğin altındaki “korunaklı bölge”ye taşınacaktı. (Peki, ABD o bölgede kalabilecek mi, soru işareti.) 2. PYD’nin Şam yönetimine teslim olma sürecine müdahale edilmiş oluyordu. 3. Moskova’nın zorladığı olası AnkaraŞam ilişkisi baltalanıyordu. 4. Ankara’nın Atlantik cephesinde olan bir ayağı, yeni bir anlaşma ile orada tutulmaya devam ettiriliyor ve Astana cephesinde olan diğer ayağı yerinden oynatılmaya zorlanıyordu. Erdoğan açısından kazançlar: 1. Erdoğan, 120 km. genişliğinde ve 32 km. derinliğinde bir cep bölge kazanacaktı. 2. Kişisel mal varlığının da dahil edildiği ABD yaptırımlarını askıya aldırtıyordu. 3. Dünyanın “harekâtı durdurun” baskısına karşı zaman kazanıyordu ve ABD’yle anlaşarak o baskıları bir ölçüde sönümlüyordu. (ABD’nin, Rusya’yla birlikte BM’de Türkiye karşıtı açıklama yapılmasını engellediği unutulmamalı!) 4. Ve elbette mutabakata rağmen harekât, İstanbul’u kaybederek iktidarı inişe geçen Erdoğan için önemli bir siyasi kazanç oldu.  Tuzağa dikkat Fakat Erdoğan ile Trump’ın anlaşmasının nasıl sonuçlar doğurabileceği, ancak Putin’in yapacağı hamleden sonra netleşecektir. Zira Suriye’de inisiyatif Putin ve Rusya’dadır; Trump ve ABD’nin mutabakat hamlesi ise geri bir mevzide tutunma hamlesinden öte bir şey değildir! Bitirirken, ABD’nin tüm bu mutabakatlarla zorlamak istediği o tuzak hedefi anımsatalım: Türkiye’yi PYD’yi tanımaya mecbur etmek! “Türkler ile Kürtler arasında arabuluculuk yapacağız” diyen Trump’ın mutabakatı “İki çocuğun (TSK ve YPG) kavga etmesine izin verdik, sonra da ayırdık” şeklinde tanımlamasını ve ErdoğanPence Mutabakatı görüşmeleri boyunca ABD heyetinin eşzamanlı olarak PYD yetkilileriyle görüşerek bir “dolaylı müzakere” başlatmasını önemle not edelim!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle