21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 21 EKİM 2019 PAZARTESİ EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: EMİNE BİLGET HABER Eski Yargıtay Başkanı Selçuk, Trump’ın mektubunu ‘hukuk açısından’ değerlendirdi: Erdoğan’ın takdir yetkisi bulunmuyor Eski Yargıtay Başkanı Prof. Dr. Sami Selçuk, ABD Başkanı Donald Trump’ın Barış Pınarı Harekâtı’nın başladığı 9 Ekim tarihin de gönderdiği ve hakaret içeren mektup konusunu hukuksal açıdan ele alarak Cumhurbaşkanı’nın bu konuda kişisel takdir ALİCAN yetkisinin olamayacağını ULUDAĞ belirtti. Cumhuriyet’e konuşan Sami Selçuk, ABD Başkanı Trump’ın mektubunun yalnızca siyasal açıdan değil, hukuksal açıdan da önemli bir olay olduğunu ve bu açıdan da değerlendirmek gerektiğini kaydetti. Bunun üzerinin “çöpe atmakla” örtülemeyeceğini vurgulayan Selçuk, şunları kaydetti: “Devlet başkanlarına sövme suçunda mağdur çokluğu yüzenden iki değer korunur. Bunlardan birincisi, bireylere hakaret suçunda olduğu gibi o kişinin şeref değeridir. Elbette bireye hakaret söz konusunda olduğunda birey yakınmayabilir; yargı harekete geçmez ya da o kişiyi hüküm kesinleşinceye değin bağışlayabilir. İkinci korunan de Trump’ın mektubunun yalnızca siyasal açıdan değil, hukuksal açıdan da önemli bir olay olduğunu ve bu açıdan da değerlendirmek gerektiğini kaydeden Selçuk, bunun üzerinin “çöpe atmakla” örtülemeyeceğini vurguladı. ğer ise cumhurbaşkanının temsil ettiği milletin şerefidir. Bu nedenle cumhurbaşkanları anayasaya göre, Türkiye Cumhuriyeti’nin şerefini koruyacağı üzerine ant içerler. Bu yüzden Türk Ceza Yasası’nın 299. maddesindeki Cumhurbaşkanına hakaret suçu, ‘millete ve devlete karşı suçlar kısmı’nda düzenlenmiştir, soruşturma yakınmaya bağlı değildir. Ancak kovuşturma açılması bir siyasetçi olan adalet bakanının iznine bağlanmıştır. Bu iznin nedeni ise şudur: Bu türden kimi siyasal davalarda dava açmak ülkeyi uluslararası düzende siyasal açıdan güç durumda bırakabilir. Bu nedenle hukuk, olaya el koyan ve soruşturma sonucu dava açma konusunda yeterli kuşkuya ulaşan savcıya der ki: ‘Dur! Konu bir de siyasal açıdan değerlendirilsin. Ancak sen yargı organının içinde olduğundan siyasal değerlendirme yapamazsın. Bu yetkiyi ancak bir siyasetçi kullanabilir. O da adalet bakanıdır!’. Döner adalet bakanına da der ki, ‘Bu denetimsiz mutlak siyasal değerlendirme tekelini kullanırken çok özenli davran. Sakın gerekçeni açıklama. Tersi durumda yargıyı etkilersin!’ Bu uyarılar, Batı hukukundan aldığımız yasalarda yargı bağımsızlığı konusunun ne denli duyarlı ve çarpıcı biçimde ele alındığının somut örnekleridir. Bütün bunları gözettiğimizde sade insanları devlet başkanı bağışlayabilir ve izin vermemesi için elbette bakana tavsiyede bulunabilir. Bu bağışlayıcılık, Şeyh Edebali, Montesquieu gibi bilge ve düşünürlerce yönetenlere sürekli tavsiye edilmiş; Atatürk, İnönü, Bayar, Özal, Demirel tarafından da sıkça kullanılmıştır. Olayımıza geldiğimizde sokaktaki bir T.C. yurttaşı bu hakaret suçunu işlemediğinden bu son durum esasen söz konusu değil. İzin konusu da gündemde değil.” Bu noktada Trump’ın mektubuna değinen Selçuk, “Olayımızda bir başka devletin başkanının Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’na hakareti söz konusu. Böyle bir durumda Cumhurbaşkanı, birinci değeri gözeterek kendisine yapılan hakareti sade bir T.C. yurttaşı olarak bağışlayabilir. Bu kimseyi ilgilendirmez. Ancak Türk milletine yapılan hakaret, korumak zorunda olduğu milletin şerefi değeriyle ilgilidir; kendisine ait değildir. Dolayısıyla bu konuda bağışlamak gibi asla ve kata bir tasarruf yetkisi yoktur. Tam tersine uluslararası hukuka ve anayasaya göre ne gerekiyorsa onu yapmakla yükümlüdür. Besbelli ki, danışman hukukçuları Sayın Cumhurbaşkanı’nı yeterince aydınlatamamışlar, çöpe atıldı, önemsenmedi gibi gerekçelere başvurmuşlardır. Hukuksal açıdan bunlar yanlıştır” değerlendirmesini yaptı. Bir soru üzerine Sami Selçuk, “Birçok ülke hakaret eylemini suç olmaktan çıkardı. Elbette kişilerin hukuk mahkemelerinde tazminat davası açma hakları vardır. Türkiye de bunu yapmalı” ifadelerini kullandı. l ANKARA akar: ABD ile uzlaşının ardından 30 ihlal yapıldı, bazı yerlerde sessiz kaldık YPG tacizi sürüyor Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, ABD ile 17 Ekim’de varılan Barış Pınarı Harekâtı’nın 120 saat durdurulması uzlaşısının ardından bölgedeki gelişmeleri değerlendirirken “Şu ana kadar 30 ihlal yapıldı. Meşru müdafaa çerçevesinde mukavele ettik. Fakat bazı yerlerde de sessiz kaldık” dedi. Akar, dün akşam bağlandığı bir televizyon programında Barış Pınarı Harekâtı’na ilişkin bilgi verdi. Kimyasal silah kullanıldığı iddialarını reddeden Akar, “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin envanterinde ne atma vasıtası ne de bunlarla ilgili mühimmat var. Uluslararası anlaşmalara sıkı sıkıya bağlıyız” dedi. Akar, sadece teröristlerin hedef alındığını vurgulayarak “Sivillere zarar verilmemesi her türlü gayreti göstermeye devam edeceğiz. Etnik ve dini hiçbir ayrım yapmamız söz konusu değil” diye konuştu. ‘125 araç Resulayn’dan çıktı’ ABD ile varılan uzlaşmaya karşın PKK/YPG’li teröristlerin tacize devam ettiğine işaret eden Akar şöyle konuştu: “Şu ana kadar 125 araç Resulayn’dan çıktı. 30 ihlal yapıldı. Bir şehidimiz var, bu ihlallere meşru müdafaa çerçevesinde mukavele ettik. Fakat bazı yerlerde de sessiz kaldık. Amerikalılarla teröristleri uyarmalarını, oradaki askerlerimizin hayatını koruyacağımızı ilettik. Sözlerimizin arkasındayız, karşı tarafın da sözlerine sahip çıkmalarını istemek hakkımız.” Dışişleri’nden tepki Dışişleri Bakanlığı da Uluslararası Af Örgütü’nün “toplu infaz”, “sivillere saldırı” ve “savaş suçu” iddialarına tepki gösterdi. Açıklamada, “Uluslararası Af Örgütü’nü, bağımsız uluslararası kuruluşlarca yapılan çalışmaları yeniden incelemeye davet ediyoruz” denildi. l ANKARA/Cumhuriyet Sefa Fındık Sezai Ekşioğlu 2 asker şehit oldu Fırat’ın doğusunda, Tel Abyad bölgesinde gerçekleştirilen keşif gözetleme görevi sırasında, teröristlerce açılan ateş sonucu Piyade Uzman Onbaşı Sefa Fındık (22) şehit oldu, 1 asker de yaralandı. Hakkâri’nin Şemdinli ilçesinde, teröristlerle çıkan çatışmada ağır yaralanan Piyade er Sezai Ekşioğlu, kaldırıldığı hastanede tüm müdahalelere karşın kurtarılamayarak şehit oldu. Şehit Fındık’ın acı haberi, memleketi Tokat’ın Yeşilyurt ilçesine bağlı Kuşcu köyünde ki babaevine ulaştı. Özgür İsmail Fındık çiftinin 4 çocuğundan en büyüğü Sefa Fındık’ın şehadet haberi, aileye Yeşilyurt Kaymakamı Muhammed Sait Baytok ve askeri yetkililer tarafından verildi. Haberin duyulmasının ardından çok sayıda kişi, taziye için şehidin evine akın etti. Şehidin evine ve köy sokaklarına Türk bayrakları asıldı. Şehit Piyade Uzman Onbaşı Sefa Fındık’ın bugün köyde düzenlenen tören sonrası toprağa verileceği belirtildi. Şehidin bir yıl önce görevine başladığı bildirildi. 4 kardeşin en büyüğüydü Hakkâri Şemdinli’de PKK’li teröristlerle dün çıkan çatışmada ağır yaralanan Piyade Er Ekşioğlu şehit oldu. Acı haber, şehit Ekşioğlu’nun Erzurum Yakutiye ilçesine bağlı Altıntepe köyünde yaşayan ailesine, askeri yetkililerce verildi. 1’i kız 4 çocuk sahibi ArzuMustafa Ekşioğlu çifti, en büyük çocuklarının şehit olduğu haberiyle gözyaşı döktü. Bekâr olduğu öğrenilen şehidin evine ve köyün sokaklarına, Türk bayrakları asıldı. Şehit Eşkioğlu’nun cenazesi Hakkâri Dağ ve Komando Tugay Komutanlığında yapılan törenin ardından dün akşam Erzurum’a gönderildi. Şehit Ekşioğlu bugün toprağa verilecek. l Haber Merkezi İYİ PARTİLİ AYTUN ÇIRAY: Suriye anayasasına dikkat İYİ Parti Milli Güvenlik Politikalarından Sorumlu Başkanı Aytun Çıray, Suriye’ye düzenlenen harekâta destek vermelerinin AKP’nin her kararının peşine takılacakları anlamına gelmediğini belirterek “AKP’nin yanlışları milli siyaset değildir” dedi. Çıray, Suriye anayasasının yazım sürecinde “özerk veya federal bir yapıya” asla izin verilmemesi gerektiğini dile getirdi. Çıray yaptığı açıklamada, Suriye’ye yapılan harekâtta başarının diplomasi ile tamamlanması gerektiğini ifade etti. Çıray; AKP’nin uyguladığı yanlış dış politikalar nedeniyle Türkiye’nin sınır güvenliğine yönelik bir tehditle karşı karşıya kaldığını ve bu nedenle TSK’nin devreye sokulmasının kaçınılmaz olduğunu işaret etti. İYİ Parti’nin harekâtı desteklenmesinin bir zorunluluk olduğunu dile getiren Çıray, bu durumun iktidarın aldığı ve milli etiketi yapıştırdığı her kararın peşine takılacakları anlamına gelmediğini ifade etti. Çıray, AKP’nin neden olduğu dış politika yanlışlarının milli siyaset olmadığını dile getirdi. Cenevre’de Suriye Anayasa Komitesi’nin 30 Ekim’de toplanacağına işaret eden Çıray, “Suriye’nin kuzeyinde, ABD’nin de onayını alacak Kuzey Irak benzeri bir özerk bölge oluşturulması muhtemel tatsız sonuçlardan birisidir ve bunun gerçekleşme olasılığı hiç de düşük değildir” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu: Büyük bir oyunu bozduk Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD ile varılan mutabakatın ardından YPG’nin çekilme sürecinde yaptığı tacizlere ilişkin “ABD’nin onlara yönelik talimatına rağmen bu tacizleri ve ihlalleri yapıyorlar. Tüm süreci yakından takip ediyoruz” dedi. Çavuşoğlu, katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Çavuşoğlu, Türkiye’ye karşı uluslararası tepkilere ilişkin “Barış Pınarı Harekâtı’nı Zeytin Dalı’ndan on kat daha fazla anlattık uluslararası topluma. Daha önce bildirimde bulunmadığımız yerlere de bildirimde bulunduk. Peki, neden o zaman tepki azdı da şimdi tepki çok fazla? Çünkü bü yük bir oyunu bozduk. Bu gürültünün sebebi budur. Burada bir PKK devleti kurduracaklardı. Bu harekâtla bir taşla on kuş vuruldu. Sadece kendimiz için değil. Hem Suriye için hem de bölgenin istikrarı ve güvenliği için çok stratejik, önemli ve zamanlıca bir harekât oldu” dedi. ‘Kötü söz sahibinindir’ ABD Başkanı Donald Trump’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a mektubuna ilişkin bir soruya ise Çavuşoğlu, “Bu mektubun üslubu onu bağlar. Kötü söz sahibine aittir. Seviyesi de onu bağlar. Zaten en güzel cevabı ABD halkı verdi” dedi.  l ANKARA/Cumhuriyet Savaş neleri unutturuyor? Türkiye, Suriye sınırları içinde bir savaşa ya da operasyona girişti. Açıklanan amacı “Suriye’nin kuzeyinde Türkiye sınırı boyunca bir güvenli bölge oluşturmak” şeklindeydi. “Burası teröristlerden temizlenecek, boşalan yerlere de Suriyeli sığınmacılar yerleştirilecek” diyen açıklamaya en önemli eleştiri, “Neden bu amacı Suriye yönetimi ile gerçekleştirmiyorsunuz?” biçiminde yapıldı. Israrla Suriye yönetimi ile görüşmemek, “söylenmeyen başka amaçlar da mı var” kuşkusunu doğurdu. Osmanlı dönemini diriltmek amacı çekici görünse de bugünkü koşulların bu hayali gerçekleştirme olasılığı görünmüyor. Ama savaş ya da operasyon, ülkenin giderek büyüyen sorunlarını unutturmaya mı başladı? “Savaştayız, milli birlik dönemidir” gibi bir sloganın altında buluşmak olası mıdır? Yoksa, içerideki sorunlarımızı unutmanın ya da ertelemenin zamanı mıdır? Sahi, sorunlarımız vardı... Ne oldu hukukla ilgili sorunlarımız? Haksız yere yatanlar yatmaya devam ediyor. Haksız yere işinden olanlar, işten atılanlar, hiçbir yerde iş bulamayanlar ne durumda? Ya işsizler? Artık sayıları giderek artıp milyonları bulan işsiz yurttaşlarımız? Genç işsiz oranı yüzde yirmi beşi de geçti. Onları görmezden mi gelelim? Eğitimin tarikatlara devri, fırsat bu fırsattır diye hızlansın mı? Pahalılık daha da artmakta iken hiç sözünü etmeyelim de “savaştayız, dişimizi sıkalım” mı diyelim? Savaş ya da operasyon, bütün iç sorunlarımızı unuttursun mu? AKP’nin sarsıntı geçirmekte olduğu bir zamanda bu sınır dışı hareket bir toparlanma olanağı olur mu? Hazır, AKP Başkanı da (aynı zamanda Cumhurbaşkanı) bütün vatandaşları AKP’ye çağırırken partiye bir kurtuluş sağlar mı? Ahmet Davutoğlu’nun, Ali Babacan’ın yeni parti girişimleri bu koşullarda ertelenip AKP’ye bir soluk aldırır mı? Dışarıda hangi sorunun çözüleceği belli değil, ama içeride birçok sorunun “Aman ha, bak ülke savaşta, şimdi sırası değil” diye üstünün örtülmesi ya da ertelenmesi mi gerekiyor? Bu durumda, Mussolini’ye atfedilen, “İçeride çok sıkışmıştım, ben de savaş ilan ettim” demesine hak verdiren bir durum olabilir mi? Böyle bir şey ne olmalı, ne de bir çözüm olabilir! Olsa olsa, hesapsız bir hareket ülkenin yalnız kalmasıyla sonuçlanır. Bu durum da her sorunun daha da kötüleşmesi demektir. Büyük Ortadoğu projesi mi?.. Büyük Ortadoğu Projesi neydi? Ortadoğu’nun parçalanması, Irak ve Suriye’nin bölünmesi, yeni devletçikler oluşması, bu arada da emperyal emellerin gerçekleşmesi. Emperyal emeller, petrol ve doğal kaynakların ele geçirilmesi, kullanılması ve yeni devletlerin emperyal devletlerin kontrolünde ve yanında olması. Türkiye’ye de bir rol veriliyordu. Türkiye bu rolü oynayacak, bu arada kendisi de avantajlı çıkacaktı. Tam bir elmaşekeri projesidir bu. Elmayı emperyal devletler yer, sapı da bizim elimizde kalır. İç sorunlarımızı çözmediğimiz sürece o elmanın sapı da elimizde kalmaz, boğazımıza dayanır. Savaş güdüsüyle değil, barış aklıyla hareket edelim ki durumumuz daha kötüye gitmesin... İşçi ve askerlere roketli saldırı Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesinde Tür kiyeİran sınırındaki Şehit Piyade Er Haşim Türkoğlu Karakolu’nda görevli askerler zırhlı araçla devriye görevi yaparken PKK’li teröristlerce roketatarlı saldırıya uğradı. Saldırıda 1’i ağır, 5 asker yaralandı. Bölgede geniş çaplı operasyon başlatıldı. Şırnak’ın Uludere ilçesinde orman işçilerini taşıyan araca PKK’li teröristlerin düzenlediği roketli saldırıda, Ömer Benek ile oğlu Ethem Benek, Mehmet Benek, Yakup Benek, Ramazan Babat ve Mahmut Babat yaralandı. Sınıra sevkıyat Şanlıurfa’daki 20. Zırhlı Tugay Komutanlığı’ndan çıkış yapan tank yüklü yaklaşık 15 araçtan oluşan konvoy Ceylanpınar’a sevk edildi. l Haber Merkezi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle