15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 24 Ocak 2019 PERŞEMBE EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: BAHADIR AKTAŞ DİZİ İZMİR’İ GELECEĞE KİM TAŞIR? 3 Celal Şengör’ü ne yapmalı?    hakan dirik İzmir’i yönetmeye talip olan CHP’liler elbette bu kadarla sınırlı değil. Listenin bu derece kalabalık olması, CHP’nin göstereceği adayın İzmirlilerin tercihlerinde kökten bir değişiklik olmazsa, aynı zamanda İzmir’in yeni belediye başkanı unvanını taşıyacak olmasından kaynaklanıyor. Görüşlerini aktardığımız isimler belki “kısa liste” olarak değerlendirilebilir. Resmi olarak adaylık için partiye başvuran 9 eski Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak, CHP’li daha görev bekliyor. DİSK yöneticiliği Kocaoğlu’nun sonradan mahkemelik olduğu nin ardından İzmir milletvekilliği de yapan Mu ilk dönemdeki genel sekreteri Ersu Hızır, eski il sa Çam, Karabağlar Belediye Başkanı Hasan başkanlarından Kemal Karataş, eski PM üyesi Karabağ, İzmir Barosu Başkanı olarak görev Seniye Nazik Işık, CHP üst yönetiminden “ata yapan Aydın Özcan, eski İzmir milletvekillerin ma” bekliyor. Bu arada AKP’nin adayı Ni den Canan Arıtman, Bergama Belediye Başka hat Zeybekci’nin çoktan sahaya indiği nı olduğu dönemde bölgesindeki çevre müca ni gören İzmirliler ise seçime 2 ay kala delesine verdiği destekle tanınan Sefa Taşkın, CHP’nin adayını belirlemesini... ‘Aşkla bağlıyım’ Alaattin yüksel tuncay özkan CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, resmi başvuru yapmamış olsa da “karar masasındaki alternatifler” arasında yer alıyor. Son seçimlerde önce İstanbul’dan aday listelerine yazılsa da İzmir 1. bölge 1. sıraya gelerek milletvekili seçilen Özkan, Genel Başkan Yardımcısı olarak partide çalışması nedeniyle “yarışın içinde olmadığını”, ancak görev verilirse yerine getirmeye hazır olduğunu dile getiriyor. İzmir’i “aşkla bağlı olduğu kent” olarak tanımlayan Özkan, şunları söylüyor: “İzmir gibi bir dünya markasını, Türkiye’nin gözbebeğini büyüt mek, geliştirmek, onu Türkiye’nin ihtiyaçlarını karşılar hale getirmek en büyük isteğimiz ve dileğimizdir. Bu kentte bana dair bir görev düşerse başımın üstünde, ben bunu yerine getiririm. Ben aşkla bağlı olduğum kente hizmet etmekten asla geri durmam. Bizde, CHP’nin geleneklerinde bu tür görevlere aday olunmaz. Bu tür görevler bizim gibi genel başkan yardımcıları için takdir edilir. ‘Bunu siz yapacaksanız’ denir, öyle olur. O yüzden bu tür tartışmaların dışında aday olan arkadaşlara başarılar diliyorum. Kentin yönetimiyle ilgili görev verilirse, hazırız. Elbette ki yerine getiririz.” AKP’yle başa çıkacak aday Alaattin Yüksel, arkadaşımız Hakan Dirik’in sorularını yanıtladı. Geçmişte CHP İzmir il başkanlığı, milletvekilliği, genel başkan yardımcısı görevlerini yürüten Alaattin Yüksel, ideal İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı adayının profilini şöyle çiziyor: “AKP adayıyla başa çıkabilecek siyasi birikime sahip, çalışkan, kentteki muhalif potansiyeli yani hayır blokunu tümüyle harekete geçirebilecek, sivil toplum kuruluşları sendika, meslek odaları, işçi ve işveren örgütleri, muhtarlar, gençler, kadınlar ve diğer siyasi partilerle birlikte mücadeleyi örgütleyebilecek biri aday olmalı.” “Kendimde bu vasıfları görüyorum, o nedenle adayım” diyen Yüksel, aday profilini çizmeye şöyle devam ediyor: “Siyasal baskılara ve zorbalıklara karşı direnebilecek, cesur, kararlı ve mücadeleci kişiliği ile direnişi örgütleyebilecek siyasal birikimde bir başkan olmalıdır.” Referandumda İzmir’de yüzde 69 hayır çıktığını, yerel seçimlerde hedefin yüzde 70’le büyükşehir ve 30 ilçenin tamamı olması gerektiğini belirtiyor Alaattin Yüksel. Yaşadığımız ekonomik krizin seçimlerin hemen ardından çok daha derinleşeceğini, seçilecek adayın bunun getireceği yıkımlara hazırlıklı olması gerektiğini die getiriyor: “Seçimden sonra ekonomik kriz çok daha fazla derinleşecek ve bu da siyasi zorbalığı katlayarak beraberinde getirecek. Bu hem işsizler ordusunun büyümesi, hem sosyal yıkım demek. Aynı zamanda 26 bin çalışanı ve 10 milyarlık hacmiyle kentin en büyük işletmesi olan İzmir Büyükşehir Belediyesi de kenti sıkıntıya sokmadan, doğru bir yönetim anlayışıyla bu krizi fırsata dönüştürerek atlatabilmeli. Kriz sürecinde halkımızla dayanışma içinde hareket edecek bir belediye başkanı olmalı.” Adayın belirlenmesindeki gecikme nedeniyle oluşan kaotik ortamın moral bozukluğu yaratmaması gerektiğini dile getiren Yüksel, “Biz buradan yine en iyi çözümü bularak çıkmayı başaracağız. İzmir’de her zamanki başarımızı yakalayacağız. Bizim ana hedefimiz, bu totaliter, baskıcı rejimden kurtulmaktır. Bunca baskının, zulmün hüküm sürdüğü, yoksulluğun tavan yaptığı bir süreçte yerel yönetim seçimlerini tek adam rejiminden Türkiye’yi kurtarma umuduna dönüştürmemiz gerekiyor. Sorun kimin belediye başkanı olacağında değildir, Türkiye’yi tek adam rejiminden nasıl kurtacağımızdadır. Yerel seçimleri bu anlamda fırsata çevirip gerçekten bağımsız, demokratik Türki ye Cumhuriyeti’ni ilelebet yaşatmaktır. Kısaca CHP’yi iktidara taşımaktır. Bu hedefe kilitlenmeliyiz. İçimizden hangi arkadaşımız genel başkan tarafından belirlenirse belirlensin, bu sorumluluk duygusuyla onun etrafında birleşip hep birlikte İzmir’de yüzde 70 hedefi için çalışmalıyız.” Ateşten gömlek Büyükşehir için neden aday olduğunu şu cümlelerle açıklıyor Yüksel: “Önümüzdeki sürecin çok zor olduğunun bilincindeyim. Aslında büyükşehir belediye başkanlığının ateşten gömlek giymek olduğunun farkındayım. Beni bu kararı almaya iten şey, tam da burada yatıyor. İnançlarımız doğrultusunda, yurtseverlik temelinde siyasetin içinde bulundum. Bugün de yine aynı duygular içinde, ülkenin bize ihtiyacı olduğunu görüyoruz. Her zamanki sorumluluk duygusuyla hareket ediyorum. Gün hep birlikte omuz omuza mücadele, yeniden laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ni kurma günüdür. Bu süreçten atalarımız gibi topyekun mücadeleyle karan lıktan aydınlığa çıkacağız.” Kocaoğlu’nun yeniden adaylığını şöyle değerlendiriyor: “Daha önce diğer aday adaylarıy la, kendimle ilgili sorular sorulduğunda, ‘Önde misiniz, ışık aldınız mı’ diye sorduklarında hep ‘Eşitlerden biriyim’ diye yanıtlamıştım. Bizim nihai hedefimize, asıl amacımıza uygun olanı da aday adayları arasında bir rekabet hissi yaratmadan, sorun oluşturmadan bu sürecin geçilmesi gerektiğine inandığım için böyle söyledim. Çünkü asıl önemli olan, aday belirlendikten sonra tüm aday adaylarının omuz omuza birlikte çalışabileceği iklimi bugünden yaratmaktır. Bunu da bozmamaktır. Aziz Başkan da dahil hepimiz eşitlerden birisiyiz. Hangi arkadaşımız aday olarak belirlenirse belirlensin daha çağdaş, daha gelişmiş, daha kalkınmış, daha yaşanabilir bir kent için, yeniden demokrasinin inşası için çalışacağız.” Yüksel, “Cumhuriyetin, demokrasinin ve özgürlüklerin kalesi konumundaki İzmir’in bu misyonu sürdürecek yöneticileri belirleyeceğinden kuşkum yok” diyor. Şüphesiz ki topluma ters bir adam. En son bir soru üzerine “Organlarımı bir dangalağa bağışlamam, bilimsel araştırma için üniversiteye bağışlarım...” sözleri üzerine yine kıyamet koptu. Sosyal medyada ittiren kaktıran, onaylayan tonlarca görüş... İyi yaptı.. toplum düşmanı..  organlarını istediğine bağışlar kime ne.. edeyim ben böyle bilim adamına.. böyle bilimci bize lazım değil, iyi bilim adamı olsaydı böyle laf etmezdi.. bilim adamı her zaman ve her şeyiyle mükemmel olur... Toplumda büyük bir “Celal Şengör sevmezliği” var.. Bunları birkaç kat büyütün ortaya “Celal Şengör Bilmezliği” de çıkar. Sosyal medyada şunu paylaştım: “Celal iyi bilim adamıdır, kendini elitin eliti sayar ve bu açıdan sosyallikte sıfırdır. Şöyle deme inceliğini bile gösteremiyor: Ben kendi organlarımı vereceğim kişiyi ancak kendim saptarım, gelişigüzel kime gideceğini bilmeden organımı bağışlamam...” Bu paylaşıma 80’e yakın yorum geldi, en berbatlarından: “Celal bir halk düşmanı, Celal gibi olma! Böyle bilim insanı olacağına olma daha iyi!” “Ko g. gitsin. Dingil herif, her BOKU yemese, maydanoz olmasa sadece jeoloji konuşsaydı keşke...” “İnsan olmadıktan sonra, iyi bilim adamı neye yarar”... “Nasıl hitabeti iyi olup yazmayı beceremeyen bilim adamına bilim adamı denemezse, yazma becerileri üst seviyede olan, ama konuşunca sçn bilim adamına da bilim adamı denmez. Celal Şengör bu ikinci kategoriye dahil patavatsız, görgüsüz, borderline bir alelade adamdan fazlası değil.”  ‘Sıra dışı olmalı’  Ama Celal’i anlamaya çalışan ve destekleyen de bir o kadar. “Dinleme, anlama, okuma, analitik düşünme yoksunu, hayatında açıp iki kitap okumamış, programı izlememiş ‘insancıklar’ iki gündür sosyal medyada Celal hocayı linç ediyor. Elitist olabilir, empati duygusu olmayabilir ancak bunlar onu mesleğini bilgisini aşağılamayı gerektirmez! Sanki hepsi organ bağışlama sırasındalar ve Celal hoca sıranın önüne geçmiş kollarını açmış hayırrr, bağışlamayın diye engel oluyor!” “Bilim insanı sıra dışı olur, olmalıdır zaten...” “Bu adamdan daha net konuşan, lafı eğip bükmeden açıkça söyleyen, politik üslupla sevgi pıtırcığı ve barış abidesi görünen insanlara inat Celal Şengör dosdoğru, elit ve namuslu bir bilim insanıdır. Organlarını düşüncesiz/dangalak birine değil bilim uğruna bağışlayacağını söylüyor.”  ‘Sende empati yok’  “Eşim Oya bana der ki sende hiç empati yok..” Bu sözleri de kendi söylüyor. Daha önce de ben birkaç kere yazmış ve kendisine söylemiştim: Sosyal bilimlerle toplumla bir ilgisi olmayan adam. Bilimi “toplum için” yapmaz. Zaten temel bilim “toplum için” yapılan bir şey değildir. Sorun çözmektir bilim. Bunun topluma yararı doğrudan veya dolaylı olur. Celal’ın toplumla ilişki kurduğu en önemli olay, Kuzey Anadolu Fayı ve yarattığı büyük tehlikedir. Deprem konusunda en bilimsel uyarıcılık görevini hiç sektirmez. Şu kadar kişi ölecek, önlem alın der. Marmara Denizi’nin ve Fayın jeolojik fotoğrafının yetkin bilim insanlarıyla çekilmesinde büyük hizmeti oldu. Gelelim bamteline  Yukarıda naklettiğim görüşlerde katıldığım katılmadığın yönler var. Celal evrensel araştırmalarıyla, birinci sınıf bilim dergilerinde başarılı yayınlarıyla, aldığı madalyalarıyla alanında çok büyüktür. Dünyanın en iyi bilim anlatıcılarından biridir. Bilim yazıları, kitapları mükemmeldir. Çok iyi bir bilim tarihçisidir de.. Konuşmaları heyecan yaratır. Peki, bu Celal’a tepki duyulmasını gereksiz mi kılar? Hayır, toplumsal nefret yaratacak şeyler söylediğinde, dünyanın her yerinde yerden yere de vurulur. Pazar günü bunun büyük bir örneğini vereceğim.. AKP adayları akraba ve şirket ortakları Malatya’nın Battalgazi Belediyesi için AKP’den aday adayı olan ancak aday gösterilmeyen Ali Ekinci, kendisine destek veren AKP’li eski belediye başkanları ile birlikte partiden istifa etti. Ekinci, “Halkın hür iradesi ile anketlerde ezici çoğunlukla seçtiği güçlü olan adayların değil, akraba ve şirket ortaklarını, kendilerine itaat edecek adayları kulis odalarında 5’li ittifak ve menfaat çetesi ile karara bağlayıp Cumhurbaşkanının takdiri diye yine bu millete dayattılar” dedi. Ekinci, kendisinin ve arkadaşlarının bundan sonra başka parti adı altında siyaseti sürdüreceklerini söyledi. l İHA MHP’li Kılıç: HDP’liler de bize oy verecek MHP Edremit Belediye Başkan adayı Tuncay Kılıç, partisinin ilçe başkanlığında yaptığı konuşmada HDP’lilerin de kendilerine oy vereceğini belirterek “Bütün partilerin oylarına talibiz. CHP’ye düşman, kızgın, liderlerine kızgın insanlar bizimle beraber olacak. HDP’dekiler bizimle beraber olacak, bize oy verecekler göreceksiniz. Yani bize güvenen bizim adaletimize inan her kardeşimiz bizimle beraber olacak. Çünkü biz Cenabı Allah’ın yarattığı köpeklerden, kedilerden dua alıyoruz” dedi. l Haber Merkezi İttifak adayına HDP’lilerden tepki HDP’nin yerel seçim çerçevesinde ittifak yaptığı partilerden biri olan Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ittifak kapsamında Ozan Kardaş’ı Diyarbakır’ın Çınar İlçesi’nden belediye başkan adayı gösterdi. Kardaş’ın adaylığının açıklanması sosyal medyada HDP’liler arasında tartışma yarattı. Kardaş’ın daha önceki hesaplarından yaptığı paylaşımlardan ekran görüntüleri paylaşan HDP’liler, karara tepki göstererek Kardaş’ın adaylıktan çekilmesini istedi. HDP’yi hedef alan tweet’lerin atıldığı hesabın kendisine ait olmadığını belirten Kardaş, “Algı çalışmalarına itibar etmeyin” dedi. Ancak HDP’liler Kardaş’ın bu açıklamasına da tepki gösterdi. l Haber Merkezi Feyzioğlu: 70 bin seçmen askıda Türkiye Barolar Birliği Başkanı (TBB) Metin Feyzioğlu, YSK Başkanı Sadi Güven ile “sahte seçmen” iddiaları üzerine görüştüğünü aktardı. Kocaeli Barosu’nu ziyaretinde konuşan Feyzioğlu, “Şu ana kadar 70 bin civarında şüpheli tespit etmişler ve bunların seçmenliklerini askıya almışlar” dedi. CHP Milletvekili Haluk Pekşen ise Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “YSK halka yalan söylemeye devam ediyor. Ölü seçmenleri sildik diyor. Halen kayıtlarda 150160 yaşında seçmenler var!..” ifadelerini kullandı. l Haber Merkezi ‘HDP’nin taşınan seçmen itirazları reddedildi’ HDP’nin Mardin Ömerli ve Savur ilçelerinde, aralarında AKP Ömerli Belediye Başkan Adayı Hüsamettin Altundağ’ın İsveç’ten taşıdığı akrabalarının da bulunduğu toplam 550 hayali ve taşınan seçmen kaydına ilişkin yapılan başvurular, “eksik belge” gerekçesiyle reddedildi. Van Erciş’te ise boş bir binada 76 askerin seçmen olarak görünmesine ilişkin HDP tarafından yapılan itirazın askeri yetkililerle yapılan yazışma sonrası reddedildiği belirtildi. Mardin Ömerli’de, farklı yerlerden kente getirilen 139 seçmen hakkında başvuruda bulunuldu. HDP’nin başvurusunda, AKP Ömerli Belediye Başkan Adayı Hüsamettin Altundağ’ın evinde 18 akrabasının bulunduğu ve bu kişilerin 10 yılı aşkın bir süredir İzmir’de yaşadıkları tespitine yer verildi. HDP’nin itirazı, söz konusu kişilerin adreslerini belirten “karekodlu belgeleri Nüfus Müdürlüğü veya edevletten alıp, itiraz dilekçesine eklemediği” gerekçesiyle reddedildi. l Haber Merkezi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle