19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 4 Eylül 2018 Mınbiç’te yol haritası yolda kaldı EDİTÖR:SERKANOZAN haber 7 Türkiye ile ABD arasındaki Mınbiç yol haritasında ikinci aşamaya bile geçilemedi Türkiye ile ABD’nin üzerinde uzlaşmasının ardından 5 landı. Uzlaşma kapsamında YPG unsurlarının Fırat’ın doğusu Haziran’da uygulanmaya başla na çekilmesi, bölge güvenliği nan yol haritası, henüz ilk aşama nin Türkiye ve ABD birliklerince da durdu. Türk Silahlı Kuvvetleri sağlanması, askeri ve diğer yö (TSK) unsurları YPG kontrolündeki bölge ile Fırat Kalkanı Harekâtı (FKH) bölgesinin sınırında uzun SERTAÇ EŞ netim birimlerinin iki ülke tarafından oluşturulması yönünde bir yol haritası hazırlandı. Türk süredir “bağımsız koordineli devriye” yetkililer, bu yol haritasının kısa süre görevini yapıyor. Türkiye yol haritasının de yaşama geçirileceğini, 90 gün sonra 90 günde uygulanmasını beklerken he Fırat’ın batısında YPG unsurunun kalma nüz Türk ve ABD birliklerinin ortak devri yacağı yönünde kamuoyuna açıklama yesi aşamasına dahi geçilemedi. lar yaptı. Yol haritasının yürürlüğe gir Suriye’nin Mınbiç bölgesinde YPG var mesiyle birlikte TSK birlikleri de bölge lığının Fırat’ın doğusuna çekilmesi konu deki faaliyetlerine başladı. Bu kapsamda sunda Türkiye ile ABD arasında 24 Ha TSK birlikleri belirlenen güzergâha dev ziran seçimlerinden önce uzlaşma sağ riye görevi yerine getiriyor. Bu güzergâh FKH bölgesi ile YPG kontrolündeki Münbiç sınır bölgesi olarak tespit edilmişti. TSK bugüne kadar bölgede 35’in üzerinde devriye görevi yerine getirdi. Bu görevin çerçevesi bölgedeki ABD birliklerinin bilgisi dahilinde devriye görevini yalnızca Türk askerlerinin yapması olarak belirlenmişti. Geleceği belirsiz Askeri çerçevede yol haritasının ikinci aşaması ise Türk ve ABD birliklerinin ortak devriye görevi yapması olarak belirlenmişti. Türkiye yol haritasının 90 gün içinde uygulanması beklentisi taşırken henüz ikinci aşamaya dahi geçilebilmiş değil. Ortak devriye için ABD’den Türkiye’ye gelecek araçların getirilmesine karşın ortak devriye eğitimleri de bir türlü başlamadı. Türkiye ile ABD arasında uzlaşmaya varılan yol haritası Ankara’nın beklentisi doğrultusunda 90 günde uygulanması bir tarafa ikinci aşamaya bile geçilememiş durumda. Yol haritasının sarkması ve bundan sonra nasıl işleyeceği konusu ise bilinmiyor. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, YPG’nin bölgeyi boşaltması yönündeki beklentilerini sürekli ABD’li yetkililere ilettiklerini dile getirdi. ABD Savunma Bakanı James Mattis ise “Ortak devriye için eğitimlerin önümüzdeki süreçte başlamasını umuyorum” diye birkaç kez açıklama yapmıştı. l ANKARA Diyalog başlamazsaCHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI ÇEVİKÖZ’DEN SURİYE UYARISI: sıcak çatışma çıkar DUYGU GÜVENÇ CHP’nin Dış İlişkiler’den sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz, Türkiye ve Suriye arasında diyaloğun başlaması gerektiğini belirtirken, aksi takdirde iki ülke arasında sıcak çatışma olacağı uyarısında bulundu. “AB ile ilişkilerin canlandırılması için adalet sisteminin siyasi etkiden inandırıcı bir şekilde kurtarılması gerek” diyen emekli büyükelçi Çeviköz, reform süreci için de “Berberoğlu, Kavala, Erdem içeride oldukça reform zor” yorumunu yaptı. Çeviköz’ün sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle: n İdlib için Rusya ile girilen diyaloğa baktığınızda, sizce rejimle Ankara arasında temaslar başladı mı? İdlib faciasının önlenmesi için her şeyden önce Suriye rejimiyle diyalog ihtiyacı artık kaçınılmaz. Rusya’nın sürekli olarak Türkiye’ye Şam’la görüşmesi gerektiğini telkin ettiğini biliyorum; bu noktaya geldi mi bilemiyorum. Astana süreciyle dolaylı olarak bir görüşme olduğunu varsaymak gerekir. Kolay başarılamaz n Rusya İdlib’de ‘rejimin operasyon yapma hakkı var’ diyor; Türkiye ise ‘istihbarat işbirliği ile çözelim’ diyor. Mümkün mü? Rusya, Türkiye’nin Heyet Tahrir Şam (HTŞ) üzerinde tam bir kontrol sahibi olduğuna inanmıyor. HTŞ’nin silah bırakmasını sağlamak, ÖSO’ya katılmasını sağlamak veya siyasi sürece dönmelerini sağlamak, Türkiye’nin kolay başarabileceği bir şey değil. n HTŞ, Taliban noktasına evrilebilir mi? Taliban’a evrilecek olan HTŞ değil HTŞ dışındaki gruplar. Zaten rejimin, Rusya’nın ve İran’ın da HTŞ dışındakileri yok etme hedefi buradan kaynaklanıyor. Bölgedeki konjonktür, herkesin kendi çıkarına öncelik verdiği ve Türkiye’nin iknasıyla ve perspektif göstermesiyle çözümlenebilecek olmaktan çıktı. TÜrkiye ‘işgalci’ olur n TSK’nin Suriye’den çıkışı nasıl olur? Türkiye için önemli olan Suriye’nin toprak bütünlüğü. Siyasi dönüşüm sağlanmadıkça Türkiye’nin oradan çıkış planını görmek zor. Fakat süreç uzadıkça, Türkiye, Fırat Kalkanı ve Afrin’de kalmaya devam ettikçe, uluslararası toplumun gözünde giderek işgalci olarak algılanmaya başlayacak. Türkiye bu iki operasyonu yaparken meşru savunma hakkını kullandığını söyledi. Fakat bu meşruiyet, askeri varlık uzadıkça, savunulması güç bir hal alacaktır. Bütün bunlar da ana aktör olan Şam ile diyaloğun kaçınılmaz olduğunu gösteriyor. n Diyalog ertelenirse ne olur? Bu bir riski de getirecek; giderek Türkiye’nin de Suriye topraklarındaki varlığı uzayacağı için yavaş yavaş Türkiye ve Suriye üzerinde bir tırmanmaya doğru evrilecek. İdlib’deki oyun planı eğer rejimin İdlib’e bir askeri müdahalesi ile devam edecek ise, Rusya ve İran buna engel olmayacaksa, 12 tane gözlemci misyonumuzun bulunduğu İdlib coğrafyasında Türkiye ve Suriye rejiminin sıcak çatışmaya yaklaşması ihtimali çok yüksek. Bu olmaz da Türkiye’nin kontrol altında bulundurduğu Afrin ve Cerablus gibi bölgelere giderse, bu sefer İdlib’den sonra rejimin yeni hedefi o bölgeler olacak. O zaman da yine Türkiye ve Suriye arasında bir tırmanma riski gündeme geliyor. Bunun engellenmesinin yolu da rejimle diyalog içine girmektir. n Türkiye’nin YPG/PYD’ye karşı güvenlikçi politikası değişir mi? Türkiye bu anlayıştan vazgeçmeli. Türkiye’nin insani boyutu göz ardı etmemesi lazım. Ötekileştirme devam ettiği müddetçe dışlayıcı ve bazı unsurların çözüm arayışlarında tamamen devre dışı bırakılması yaklaşımı hiçbir zaman sürdürülebilir sonuç sağlamaz. Kürt sorunu Türkiye’nin bir iç sorunudur. Türkiye bunu çözmekten imtina ettikçe, Türkiye’ye bir dış sorun olarak yansır. CHP Genel Başkan Yardımcısı emekli büyükelçi Ünal Çeviköz, Cumhuriyet’in sorularını yanıtladı. Berberoğlu, Kavala, Erdem içeride oldukça reform zor n Reform Eylem Grubu yeniden toplandı. Siz reform sürecine geri döneceğine inanıyor musunuz? AB, Türkiye’de birinci sorunu ‘hukuk devleti ilkesinden uzaklaşması’ olarak görüyor. Defalarca Türkiye’de kuvvetler ayrılığının ortadan kaldırılmaması gerektiğini, tek adam rejiminin Türkiye’yi Avrupa değerlerinden uzaklaştıracağını, Türkiye’de yargının bağımsızlığının korunması gerektiğini, hukukun üstünlüğünün mutlaka sağlanması gerektiğini dile getirdiler. Aynı AB ile yeniden ilişkilerini canlandırabilmesi ve yeni müzakereleri yapabilmesi, bunların sağlandığı konusunda Türkiye’nin yeniden güven vermesi ile mümkün olabilir. Reform grubunun uzun bir aradan sonra yaptığı ilk toplantıda bunların işaretlerinin verildiğine inanmıyorum. Adalet ve yargı sisteminin siyasi etkiden inandırıcı bir şekilde kurtarılması gerekir. Örneğin Eren Erdem, Enis Berberoğlu, Osman Kavala herhangi bir şekilde hüküm giymediği halde içeride oldukça reform zor. Berberoğlu ko nusunda ısrarcıyım. Anayasal hakkı olan milletvekilliği dokunulmazlığını seçimden sonra kazanmış olmasına rağmen hapiste tutulması, Türkiye’deki yargıya olan güveni ortadan kaldırmakta ve AB’nin de bunlar çok ciddi bir şekilde dikkatini çekiyor. n Ya HDP’li vekiller? Tutuklu olan bütün parlamenterlerin ve siyasi şahsiyetlerin serbest bırakılmasını, hükümlü hale gelmeden hapiste tutuluyor olmalarının adalete ve Türkiye’de olması gereken yargı anlayışına sığmadığını sürekli dile getiriyoruz. n Türkiye’nin AKPM’de denetleme sürecinden çıkması için CHP’den destek istenirse CHP “evet” oyu kullanır mı? Çok zor bir soru. CHP’nin bir temel ilkesi vardır. O da evrensel değerlere Türkiye’nin yakınlaşması ve bütünleşmesi. Bu yönde adım atıldığına ikna olduğumuz durumda, uluslararası toplumu da ikna ikna etmek için CHP olarak biz çalışırız. Azil süreci Trump’ı hırçınlaştırır n ABD’deki seçim sürecinin ardından sorunlar çözülür mü? Seçimlerde eğer denge Cumhuriyetçilerin lehine olmaya devam ederse o za man ilişkilerde pek önemli değişiklik olmaz. Ama Demokratlar çoğunluğa sahip olursa, o zaman azil süreci başlayacak. Azille karşılaşması, Trump’ı çok daha hırçın hale getirecektir. Bunun TürkAmerikan ilişkilerine olumlu yansıyacağı nı düşünmüyorum. n BrunsonHalk Bankası, Atilla konusunda yapılan görüşmeler bir at pazarlığı mıydı? Öyle görüyorum maalesef; çok da yan lış. Böyle bir pazarlığa girdiğiniz zaman karşı taraf gözünde zaten ülkenizde hukukun üstünlüğünün olmadığını, yargının siyasallaştığını ve bu tür meselelerin siyasi müdahaleyle çözülebileceği algısını yaratıyorsunuz. Bunu yarattığınızda, kendinize olan saygınızı kaybettiğiniz gibi karşı tarafın da size saygı duymasını sağlayamazsınız. Türkiye’de yeniden yargının üstünlüğünün mevcut olduğunu, siyasi otoritenin etkisi altında olmadığını göstermesi lazım. Bunun için de fırsat 12 Ekim’deki duruşmadır. Brunson suçluysa suçlu bulunur ve hükümlü olur; suçsuzsa serbest bırakılır. S400’ler atıl kalacak n ABD’nin S400 alımıyla ilgili endişeleri haklı mı? S400’lerin alınması yanlış. Gerekçe olarak Yunanistan’ın S300’leri gösteriliyor. Oysa Rumların satın aldığı S300’ler bizim itirazımız nedeniyle ve ABD’nin desteğiyle Yunanistan’a konuşlandırıldı. Bulundukları yerden kımıldamadı; NATO’ya entegre edilmedi. Bunu gerekçe gösterdiğimiz takdirde aynı yola gidiyorsunuz, 2.5 buçuk milyar doları atıyorsunuz ve kullanılması mümkün olmayacak bir sistemi atıl kalacak şekilde kendi topraklarınızda konuşlandırıyorsunuz demektir. Çavuşoğlu, “Biz S400’leri almaktan vazgeçersek, Patriotları alma konusunda bize garanti veriliyor mu” diye sordu. Böyle bir soru basın üzerinden sorulmaz. ABD ile doğrudan doğruya konuşursunuz. Röportajın tamamı cumhuriyet.com.tr’de İdam protestosunda vekiller tartaklandı İran’da “Allah’a karşı gelmek ve silahlı örgüte üye olmak” suçlamalarıyla idam cezasına çarptırılan 24 yaşındaki Kürt aktivist Ramin Hossein Panahi, perşembe günü idam edilecek. İdam kararını İran Büyükelçiliği önünde protesto etmek isteyen HDP Ankara İl Örgütü üyeleri ile HDP milletvekillerine polis müdahale etti. HDP Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu bu sırada polis tarafından tartaklandı. Valilik kararı nedeniyle eyleme izin verilemeyeceğini söyleyen polis, HDP Milletvekili Filiz Kerestecioğlu ile konuşmaya başladı. “Sizi ayıracağız, gruba müdahale edeceğiz. Geçin kendi yerinizde yapın açıklamanızı” diyen Emniyet amiri daha sonra polise “Süpürme” talimatı verdi. HDP milletvekili Kerestecioğlu’nun da aralarında bulunduğu partililer polis tarafından darp edilerek büyükelçilik önünden uzaklaştırıldı. Müdahalenin ardından HDP Genel Merkezi’nde açıklama yapan Kerestecioğlu, “Dünyada geri dönüşü olmayan idam cezasının her ülkeden def edilmesini istiyo Fotoğraf: Gazete Duvar ruz. Biz barıştan yanayız. Geri dönüşü olmayan cezaların uygulanmamasını istiyoruz” diye konuştu. İran’ın İstanbul’daki konsolosluğu önünde konuyla ilgili açıklama yapmak isteyen gruba da müdahale edildi. Polis, Muazzez Avcı, Ercan Bilgili, Selçuk Avcı ve ismi öğrenilemeyen bir kadın eylemciyi gözaltına aldı. HDP milletvekili Tuma Çelik, yasalara göre basın açıklaması yapmanın yasak olmadığını hatırlatarak polisin kendisine de şiddet uyguladığını belirtti. l Haber Merkezi Hınç politikaları ve nihilizm Popülizmin tam ne olduğu, nasıl tanımlanması gerektiği konusunda rivayet muhtelif. Gerçi bu durum hemen bütün siyasal tanımlar için geçerlidir. Popülizm için bu daha da fazla geçerli. Günümüzde otoriter nitelikleri öne çıkan popülizmler dikkat çekiyor. Çoğu az veya çok serbest seçimlerle iktidara gelen ve iktidarda kalan bu yönetimlerin popüler olmalarını sağlayan özelliklerin başında, bir hınç söylemini sürekli beslemeleri ve canlı tutmaları geliyor. Fransız sosyolog Eric Fassin, yükselen muhafazakârotoriter sağ popülizme karşı “sol popülizmi” savunan Chantal Mouffe’un tezlerini tartıştığı kitapçıkta, popülizmin temel gıdasının hınç olduğuna işaret ediyor (Türkçe çevirisi, Popülizm: Büyük Hınç, Heretik Yayınları, 2018). Aşırı sağa oy verenlerin sadece neoliberalizmden mağdur seçmenler olarak değerlendirilemeyeceğini, çoğu yerde yürürlükteki iktisadisosyal sistemden yararlananların da Trump’a veya Orban’a olduğu gibi, Erdoğan’a veya Putin’e destek verdiklerini belirtiyor. Popülizmler sadece alt sınıfları veya statülerini kaybedenleri peşinden sürükleyen bir siyasaltoplumsal söyleme dayanmıyorlar. Yükselen popülist milliyetçiliklerin arkasında sadece iktisadi endişeleri aramak yetersiz kalıyor. Başkalarının özgürlüklerini kısıtlama saplantısı, kıskançlıkla, aşağılanma duygusuyla, kendi başarısızlığına mazeret bulma arzusuyla, garezle, kinle beslenen bir hıncın ve bundan kaynaklanan öç alma tutkusunun tezahürü. Fassin bu hıncın sınıfsal bir karakteri olmadığının altını çiziyor. Kendisinin yerine başkalarının bu dünyadan haz aldığını, nimetlerinden yararlandığına inananlar arasında sadece yoksullar yok. Aşırı sağ partilere yalnız iktisadi mağdurlar oy vermiyor. Destekledikleri parti veya lider yıllardır iktidarda olsa da “kendi ülkelerinde yabancı olduklarını” düşünenler, buna inanmaya devam edebiliyor. Erdoğan Türkiye’si, Putin Rusya’sı bunun en iyi iki örneği değil mi? Fassin muhafazakâr, otoriter sağ partilere, siyasal liderlere oy verenleri, sadece ıstıraplarını anlamak gereken mağdurlar olarak değil, “kötücül tutkuların esiri siyasal özneler olarak ele alıp bunlara karşı diğer öznelerle ve başka tutkularla mücadele edilmesi gerektiğini” iddia ediyor. Çünkü hınç özgürleştirici bir isyana, garez kurucu bir öfkeye dönüşmüyor. Dolayısıyla sağ popülizmi sol popülizme dönüştürmek de nafile bir çabadır. Geçen yıl on üç dilde aynı zamanda yayımlanan Büyük Gerileme başlıklı derlemede (Metis Yayınları), Pankaj Mishra da hınç konusunu ele alıyor. “Hınç Çağında Siyaset: ‘Aydınlanma’nın Karanlık Mirası” başlıklı yazısı, insanları çıkarlarının bilincinde akıllı yaratıklar olarak tanımlayan ve algılayan modern düşüncenin, günümüz popülizmleri karşısında büyük ölçüde boşlukta kaldığını iddia ediyor. Aynı tespit geleneksel faşizm analizleri için de geçmişte dile getirilmişti. Korkunun, kuşkunun, istikrar talebinin baskın olduğu, tutkuların hâkim olduğu siyasal tahayyülde, gerçek çıkarlarının bilincinde olmak bir üst sınıf, egemen sınıf tavrı olarak değerlendirilir. Pankaj Mishra, “Hint, Türk, Polonyalı, Filipinli müreffeh kesimlerin, ne yapacaklarını kestirmenin giderek zorlaştığı kendi demagoglarına olan sarsılmaz sadakatlerine” dikkatimizi çekiyor. Aynı zamanda otuz yıldan fazla süredir egemen olan iktisadi liberalizmin öngörmediği ama neden olduğu bir nihilist başkaldırıya işaret ediyor. 1930’ların ortasında Alman burjuvazisi Nazileri destekleyerek veya onlara uyum göstererek, uzun vadeli çıkarları açısından akılcı mı davranmıştı? Nihilizm sadece çaresiz alt sınıflara, bunalımlı küçük burjuvalara özgü bir tepki değil. Büyük altüst oluş dönemlerinde üst sınıfları da sarabiliyor. Kendini destekleyenleri kinlerini diri tutmaya çağıran, kininin davacısı gençler yetiştirmek isteyen, siyasetinin iriliğini ve diriliğini hınç ve garez üzerine inşa eden bir otoriter lider, nihilist bir tasavvur dünyasına hitap etmiyor mudur? Pınar Aydınlar cezaevinden çıktı HDP’den İzmir milletvekili adayı olduğu 2015 yılında yaptığı konuşma ne deniyle 10 ay hapis cezasına çarptırılan ve 15 Mayıs’tan bu yana tutuklu olan halk müziği sanatçısı Pınar Aydınlar, dün denetimli serbestlik şartıy Pınar Aydınlar la tahliye oldu. Aydınlar, denetimli serbestlikten yararlanmak için 27 Ağustos günü Bakırköy Ka palı Cezaevi’nden bir geceliğine serbest bırakıl mış ve ardından Eskişehir Açık Cezaevi’ne gön derilmişti. Tahliyesinin ardından gazetemize ko nuşan Aydınlar, “Çok heyecanlıyım ama içimde yarım kalan bir sevinç var. Çünkü cezaevlerinde yüzlerce haksızlığa uğramış tutukluların varlığını bilmek, bebek ve çocuk tutsakları görmek, on ların yaşadığı sıkıntılara şahit olmak hayatımda yeni bir dönüm noktası oluşturdu. Mesele insa nın ilkelerinden hiçbir koşulda taviz vermemesi. Bu ülkede 2530 yıllık tutsaklar var” dedi. l İSTANBUL / Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle