28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 4 Eylül 2018 haber 4 EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN FenerMoskova çatlağı ‘Atatürkçülüğe geri dönüş!’ Pazar günkü Cumhuriyet’in birinci sayfa haberinin başlığı yukarıdaki gibiydi ve Milli Eğitim Bakanlığı’ndaki yeni durumu anlatıyordu. Hemen belirteyim. Ziya Selçuk Milli Eğitim Bakanlığı koltuğuna oturduğundan beri kendisine umut bağlayanların beklentilerine yanıt veriyor görünen haber şaşırtıcı değil. Ama dikkatle okuyunca niteliği yine de tam ve açık olarak anlaşılmıyor. “Atatürkçülüğe geri dönüş”ten ne anlamamız gerekiyor? Kimin “Atatürkçülüğü” bu geri dönülen? Reis’in mi? Eski Meclis Başkanı İsmail Kahraman’ın mı? Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın mı? Türkiye’nin siyasal yaşamında yıllardır içeriği belirlenmemiş “Atatürkçülük” her yana çekilebilen, neyi ifade ettiği belli olmayan, aldatıcı bir kavram olduğundan, ilk bakışta neyin amaçlandığı pek anlaşılmıyor. Son zamanlarda gizli, mahcup Atatürk düşmanlığı, yerini aleni, bağıra çağıra ilan edilen Atatürk karşıtlığına bırakmıştı. Ama anlaşılan onun çok tepki çektiği görüldüğünden, şimdi üslup değiştirerek eski alışkanlıkları canlandıran yeni bir yol haritası çizilmiş. HHH Artık Kutlu Doğum Haftası, Mevlid’i Nebi, Kut’ülAmare Zaferi arkasında gölgeye itilmesi tepki çeken milli bayramlar yeniden çizelgeye konmuş, kaldırılmış olan Atatürkçülük ile ilgili konuların da yeniden işlenilmesine karar verilmiş. Bu gelişmenin haber niteliği taşıması bile, MEB’de durumun hangi noktalara kadar vardığını açıklamaya yetiyor. Yeni Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un seleflerinden değişik üslubunu ilginç bulduğumuzu belirtmekle birlikte, yine de yeni gelişmelere umut bağlamak pek mümkün görünmüyor. Çünkü, kuşkucu, tartışmacı, tabuları dışlayan, dogmalara yer vermeyen, biat kültürünü kabul etmeyen, cinsiyet ayrımına karşı olan Cumhuriyet’in temel eğitim felsefesinden saparak tam ters yolu tutma seçimi bir yanılgının ürünü değildir. Reşat Şemsettin Sirer’den beri MEB’in başına çöreklenenler ve onları yönlendirenler, laik Cumhuriyetin nitelik değiştirmesinin ancak, onun temelini oluşturan laik eğitimi yıkmakla mümkün olacağını çok iyi görmüşler, saldırılarını dirençle o noktada yoğunlaştırmışlar ve yıllar içinde bu yöndeki çalışmalarını ara vermeden sürdürmüşlerdir. Kısacası milli eğitimde, geri dönülmesi gereken bir hata, düzeltilmesi gereken bir yanlış söz konusu değildir. Söz konusu olan bilerek, isteyerek, kasten yapılmış bir tutum değişikliğidir. Bu tutum değişikliğinin de siyasi iradede bir yeni yöneliş olmadan gerçekleşmesi değil, düşünülmesi bile imkânsızdır. Siyasi irade derken iyi niyeti konusunda bir şey söylemek istemediğimi, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’u kastetmediğimi belirtmeye de gerek olduğunu sanmam. HHH Cumhuriyetin laik eğitimini yalnız imam hatiplerle değil, MEB’in damarlarına kadar nüfuz etmiş olan tüm organizmasını harekete geçirerek ortadan kaldırmak isteyen ve Tevhidi Tedrisat yerine Tevhidi Tarikat’ı (Tarikat Birliği) ikame etmeyi amaçlayan bugünkü iktidarın “eğitim”de “Atatürkçülüğe” yeniden dönmesi öyküsü ile avunmaya kalkışmak abesle iştigaldir. Biz Atatürkçülüğün siyaset arenasında, isteyenlerin gönlünce kullanmaya çalıştıkları, her yana çekilebilir, boş bir kalıp olarak topluma yutturulmak istendiğini biliyoruz. Onun için “boş lafa karnımız tok!” deyip yapılana daha yakından bakmamız gerek. Cumhuriyetin temeli Atatürkçü eğitim, laik eğitimdir. Laik eğitim de dogmaları, tabuları, hurafeyi reddeder, kuşkucu, sorgulayıcı, tartışmacı, cinsiyet eşitliğine saygılı karma bir eğitimdir. Bu iktidarın böyle bir eğitim sisteminin önünü açacağını düşünebiliyor musunuz? Görünen o ki biat kültürünü kökleştirme amacına yönelik, dogmacı, ezberci, tabularla dolu, hurafeleri yücelten, bir “milli!” eğitim bundan böyle Atatürkçülük etiketiyle sunulmaya çalışılacaktır. Yerseniz!.. Deniz kuvvetlerinde FETÖ operasyonu Ankara merkezli 8 ilde, FETÖ Deniz Kuvvetleri Komutanlığı yapılanmasına yönelik operasyonda 9 şüpheli gözaltına alındı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan açıklamaya göre, FETÖ’nün “mahrem imamları” ile kontörlü ve ankesörlü telefonlardan periyodik ve ardışık arama sistemiyle haberleştikleri ve örgütle irtibatları tespit edilen biri binbaşı ve 12’si astsubay olmak üzere 13 şüpheli hakkında gözaltı kararı verildi. Gözaltına alınan 9 kişiden 8’inin aktif görevde olduğu, firari 5 şüphelinin yakalanmasına yönelik çalışmanın sürdüğü belirtildi. l Haber Merkezi Fener Kilisesi Ukrayna’nın yanında yer alırken, Moskova’nın sert karşı tavrı yüzünden Ortodoks’lar bölünme riskiyle karşı karşıya Hıristiyan Ortodoks dünyası 21. yüzyılın en büyük krizlerinden biri ile karşı karşıya. Ukrayna Ortodoks Kilisesi’nin gelecekteki statüsü, “Ekümenik” (evrensel) Fener Ortodoks Kilisesi’ni Moskova Kilisesi ile karşı karşıya getirdi. Kendisini “2. Roma’nın devamı” olarak gören Fener Ortodoks Kilisesi, Ukrayna Ortodoks Kilisesi’nin bağımsızlığından yana tavır koyarken, “3. Roma, yeni İstanbulBizans” söylemini yüzyıllarca sürdüren Rusya Ortodoks Kilisesi bu olasılığa kesin bir dille karşı çıkıyor. İki büyük kilise arasındaki anlaşmazlığın giderilmesi için 31 Ağustos’ta İstanbul’da düzenlenen zirve başarısızlıkla sonuçlandı. Zirve sonrası Fener’den “Ukrayna’nın bağımsızlığını destekliyoruz” mesajları gelirken Moskova, Fener ve Atina karşısındaki tutumunu sertleştiriyor. Başarısız zirve Gazete Duvar’dan Nikolaos Stelya’nın haberine göre, 31 Ağustos’ta Fener Ortodoks Patrikhanesi çok önemli bir ziyaretçiyi ağırladı. Moskova Patriği Kirill, Ukrayna Kilisesi meselesini görüşmek üzere Patrik Bartholomeos tarafından kabul edildi. Görüşme üç saate yakın sürdü. İki taraf Ukrayna Kilisesi’nin nihai statüsünü kendi açılarından değerlendirdi. Fener, bu görüşmede Ukrayna Ortodoks Kilisesi’nin tarihi ve hukuki açıdan otonom bir statüye sahip olduğu tezini öne çıkarırken, Moskova’nın Ukrayna’nın “dini bağımsızlık” taleplerine karşı çıkmaması gerektiği gö Atina Moskova hattı da gerildi Ukrayna Ortodoks Kilisesi’nin bağımsız statüsü ile ilgili tartışmalar 1686 yılından beri devam ediyor. Ukrayna’nın Rusya ile bütünleştiği süreçten günümüze dek bu tartışmalar son bulmadı. Ukrayna Başkanı Petro Poroshenko, Ekümenik Fener’den bir an evvel Ukrayna Ortodoks Kilisesi’nin bağım sızlığını tanımasını talep ediyor. Öte yandan Ortodoks dünyasındaki büyük gerilim, AtinaMoskova hattında diplomatik gerilimin hakim olduğu bir döneme denk geliyor. Geçtiğimiz haftalarda Atina bir grup Rus diplomatı kuzey Yunanistan’dan gerilim çıkarmakla itham etmiş ve sınır dışı etmişti. rüşünü savundu. Moskova ise meselenin bu ülkenin Rusya ile bütünleştiği 17. yüzyılda çözümlenmiş olduğu ve Fener’in bu meselede ya Rusya’nın yanında yer alması ya da bağımsıznötr bir tavır sergilemesi gerektiği görüşünü savundu. Ortak bir sonuca ulaşılamayan görüşme sonrasında, Moskova Patriği alışılageldiği üzere Bartholomeos ile ortak yemeğe katılmadan Rusya’ya döndü. Karşılıklı tehditler Başarısız zirve sonrasında her iki taraftan da sert mesajlar gelmeye başladı. Fener adına açıklamalarda bulunan Paris Metropoliti Emmanuel, Ekumenik Patrikhane’nin Ukrayna’nın halihazırda bağımsız bir kilise sahibi olması gerektiği görüşünde olduğuna vurgu yaptı. Moskova ise bu mesaja, “Fener’in ısrarının Ortodoks dünyada kolay şekilde kapanmayacak bir çatlağa neden olacağı” uyarısı ile karşılık verdi. Ruslara göre gelişmeler Moskova Kilisesi’nin Fener ile olan bağlarını gözden geçireceği noktaya taşıyabilir. CHP: İttifak yok CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztrak, yerel seçimlerle ilgili “Seçmeni birleştirecek halkın adayları ile yürüyeceğiz” dedi CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü Faik Öztrak, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin AKP’ye yerelde ittifak çağrısının ardından yaptığı açıklamada “Gündemimizle ittifak yok. Tabanda tüm seçmenlerin oyunu alacak tabanı birleştirecek adaylar ve politikalar olacak. Seçmeni birleştirecek halkın adayları ile yürüyeceğiz” dedi. CHP’li üst düzey bir yetkili de seçimlerde halk ile ittifak yapılacağını söyledi. CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısı sürerken açıklama yapan Öztrak “CHP’nin yerel seçimlerde ittifak yapıp yapmayacağına” ilişkin soruyu şöyle yanıtladı: “Biz diyoruz ki belediyeciliği biz biliriz. Bu nedenle biz bu seçimlere tabanda mutabakatı sağlayacak, AKP’ye, MHP’ye, diğer partilere oy vermiş seçmenlerin de oyunu alabilecek en yüksek oyu alacak, millete yapacağı hizmetlerin en üst seviyede olacağı Öztrak, MYK toplantısı sürerken basın toplantısı düzenledi. halkın belediye başkanları ile çıkacağız. Gündemimizle ittifak yok.” CHP’nin bu yerel seçimlerin Türkiye’nin kaderi bakımından en önemli seçimlerden biri olduğunu düşündüklerini kaydeden Öztrak, “Tek adam parti devleti rejiminin sınırsız, keyfi, frensiz bir şekilde ilerlemesini durduracak, Türkiye’de demokrasi standartlarını güçlendirecek seçimin, yerel seçimler olduğunu düşünüyoruz” görüşünü dile getirdi. l ANKARA /Cumhuriyet 10 ili kapsayan bölge toplantıları başlıyor CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplanan MYK’de yerel seçim hazırlıkları ve partinin 9 Eylül’deki 99. kuruluş yıldönümü etkinliklerine ilişkin hazırlıklar görüşüldü. Edinilen bilgiye göre, Ankara’dan başlamak üzere 10 ili kapsayan bölge toplantılarına 11 Eylül’de başlanması planlandı. Türkiye’nin ağır bir ekonomik kriz tehdidi altında olduğu değerlendirilmesi yapılan toplantıda, CHP’nin çözüm önerilerinin toplum kesimlerine anlatılması planlandı. Bu kapsamda milletvekilleri, parti yöneticileri ve PM üyelerinin içinde yer alacağı heyetler oluşturulacak. Heyetler, Kılıçdaroğlu’nun 13 maddelik ekonomik sorunlarına çözüm önerilerini, gittikleri illerde bulunan işçi, işverenlerle ilgili sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerine anlatacak. CHP’nin yerel seçim stratejisi ise önümüzdeki günlerde toplanacak ilk PM toplantısında tartışılacak. CHP’nin 9 Eylül’deki kuruluş yıldönümü etkinliklerine ilişkin çalışmalar da planlandı. Yıldönümü ATO Congresium’da düzenlenecek etkinlikle kutlanacak. CHP’nin il başkanları toplantısı da 9 Eylül’de alındı. ERDOĞAN’DAN KIRGIZLARA: Biz çektik siz çekmeyin Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi’nin devlet başkanlarını bir araya getiren Türk Konseyi 6. Zirvesi Kırgızistan’ın Issık Göl bölgesine bağlı Çolpanata kentinde başladı. Zirvede konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “FETÖ’nün Kırgızistan’da hâlâ mevcudiyetini sürdürüyor olması....! gelecekle ilgili bizim 15 Temmuz’da yaşadığımız sıkıntıyı Kırgızistan yaşamasın istiyoruz. FETÖ konusunu gündemimizden çıkararak olumlu gündeme ulaşmamız iki tarafın da yararına olacaktır” dedi. Erdoğan, “Uluslararası ticaretin dolara olan bağımlılığı, artık karşımıza bir engel olarak çıkmaya başladı. Kendi para birimlerimizle ticaret yapılması seçeneği üzerinde yoğunlaşmayı öneriyoruz” dedi. Erdoğan’a gezide eşi Emine Erdoğan, oğlu Bilal Erdoğan, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan, MİT Başkanı Hakan Fidan, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz eşlik etti. l IHA 24 Haziran seçimlerinin ardından muhalefetin dağınıklığının da avantajıyla AKP ile MHP arasında sessiz seyreden yerel seçim planı, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin çıkışıy la ittifaka doğru evrildi. AKP’den henüz resmen evet yanıtı gel mese de iktidar ve mu halefet kulisleri, iki parti nin yerel seçimlere ittifak içinde gireceğine kesin gözüyle bakıyor. 2019’da ERDEM GÜL yapılacak seçimi ekonomide beklenen kriz nede niyle 1.5 sene öne alan AKPMHP İttifakı, aslında yerel seçimleri de kasım ayına çekmeyi planladı. Muha lefetin hazırlıksızlığından da yararlanarak ittifakla belediyeleri de kazanma amacı, anayasal değişiklik için gereken sayının bulunamayışına takıldı. Yüzde 50+1 gerekecek Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, yerel seçimlerde gösterilecek adaylara ilişkin kriteri, “hedef yüzde 50+1 oy” diye ifade etmişti. Bahçeli’nin seslendirdiği ittifak, AKP’de 2017’deki referandumdan beri denge haline gelen yaklaşık yüzde 50yüzde 50 dengesini bozacak tek formül olarak görülüyor. Ekonomideki sorunlara karşın İYİ Parti ve Saadet Partisi’nden ittifak için gelen, “bu kez olmaz” tavrı da avantaj olarak değerlendiriliyor. Bu ne Başkent’e Süleyman Soylu Bahçeli’nin gündeme getirdiği ve neredeyse kesin gözüyle bakılan yerel seçimler ittifakı, İçişleri Bakanı Soylu’nun belediye başkan adaylığı olasılığını güçlendirdi. Soylu için adres olarak da milliyetçi oyların görece yüksek olduğu Ankara gösteriliyor. denle özellikle büyükşehirlerde AKP’nin avantaj sağladığı, MHP’ye de elindeki belediyeler ve Anadolu’da yeni kazanımlar getirecek bir ittifak, siyaset için artık zor görülmüyor. İlk isim Soylu MHP’nin ittifak için verdiği açık çek, AKP’de ilk sonucunu adayların nitelikle ri ve isimlerinde verdi. AKP, Meclis’teki sandalye sayısının 300’ün altında olması nedeniyle milletvekili ve bakanların yerel seçimlerde aday gösterilmesi konusunda bir süre tereddüt yaşadı. Ancak MHP’nin çıkışı, AKP açısın dan Meclis’teki bir kaç eksilmeyi önemsiz hale getirdi. Daha önce kulisler de ismi adaylar arasında geçen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, olası bir Erdoğan ittifakının en güçlü ismi olarak konuşulmaya başlandı. İktidar blokunun en çok konuşulan ismi olan ve son olarak Cumartesi Anneleri’nin eylemine sert müdahalesiyle gündeme gelen Soylu için AKP içinde İstanbul Büyükşehir adaylığı konuşulmuştu. Halen TBMM Başkanı olan Binali Yıldırım’ın İstanbul Soylu adaylığı için isteksiz oluşu, Soylu’nun isminin gündeme gelmesine neden olmuştu. Ancak geriye doğru seçim sonuçları ve en son 24 Haziran sonuçları, Soylu için İstanbul vizesi vermedi. İstanbul’da HDP ve muhafazakârıyla, liberaliyle, solcusuyla her renkten Kürt oylarının çok yüksek oluşu, AKP’de “İstanbul’da kazanamayacağı” görüşüne neden oldu. Bu nedenle Soylu için adres değişikliğine gidildi. Ankara’daki sonuçlar ve HDP ve Kürt, sol oyların daha düşüklüğüne karşın MHP ve her renkten milliyetçi sağ oyların çokluğu, son zamanlarda bu kesimlerde en çok sevilen isim olan Soylu’nun Ankara yürüyüşünü güçlendiren bir faktör olarak görüldü. Kayyımlara bakanlar AKP, Soylu’nun yanı sıra bir önceki hükümette bakan olarak görev yapan milletvekillerinin de yerel seçimlerde adaylığını tartışıyor. Parti içi ve dışından aday arayışlarını sürdüren partinin uzunca bir süredir kayyım tarafından yönetilen Diyarbakır başta olmak üzere belediyeler için, tanınmış bakan ve milletvekillerini aday gösterebileceği belirtiliyor. Bu isimlerin sayınının 5’e kadar çıkabileceği de konuşuluyor. l ANKARA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle