28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Nijeryalı korsanlar 12 gemiciyi kaçırdı İsviçre bandıralı bir ticari yük gemisinden önceki gün Nijerya açıklarında 12 kişinin korsanlar tarafından kaçırıldığı bildirildi. Gemi operatörü, buğday taşıyan gemide toplam 19 mürettebat bulunduğunu, 12 kişinin ise Nijerya’nın gü DUNYA neybatısındaki ticaret merkezi Lagos ile güney Nijer Deltası’ndaki petrol limanı Port Harcourt arasında seyrederken kaçırıldığını açıkladı. Kongo’da silahlı saldırı: 18 ölü Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nin doğusundaki Beni kasabasının en işlek caddesinde önceki gün düzenlenen silahlı saldırıda 14’ü sivil 4’ü asker 18 kişi yaşamını yitirdi. Saldırının ardından dün Beni kasabasında, olayın arkasında olduğu düşünülen, bölgede oldukça aktif olan Ugandalı ayrılıkçılardan oluşan silahlı Demokratik İttifak Güçleri’ne karşı protesto gösterisi düzenlendi. Pazartesi 24 Eylül 2018 [email protected] EDİTÖR: BETÜL BERİŞE TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Ruhani’den yaylım ateşi 11 İran Cumhurbaşkanı, Ahvaz kentindeki askeri geçit törenine düzenlenen silahlı saldırıyla ilgili ‘kabadayı’ olarak nitelendirdiği ABD’yi hedefe oturttu İran’ın güneybatısındaki Ahvaz kentinde “Kutsal Savunma Haftası” kapsamında yapılan askeri geçit törenini hedef alan, en az 25 kişinin yaşamını yitirdiği, onlarca kişinin de yaralandığı silahlı saldırının yankıları sürüyor. New York’taki Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantılarına katılmak için yola çıkmadan önce dün Tahran’da devlet televizyonuna konuşan İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, saldırının ana şüphelisi olan hükümet karşıtı Arap miliyetçisi silahlı örgüt El Ahvaziye’nin, ABD destekli bir Körfez ülkesi tarafından desteklendiğini savunurken isim vermeden “Tahran bu saldırıya kanun ve ülke çıkarları çerçevesinde yanıt verecek” dedi. Haley: Aynaya baksın ABD’nin “bir kabadayı” gibi davrandığını söyleyen İran Cumhurbaşkanı, Washington’ın “güce sahip olanın dünyada cezasız kalarak hareket edebileceğine inandığını” kaydetti. “ABD’nin İran’da güvensizlik yaratmak istediğini ancak başarılı olamayacağını” belirten Ruhani, “İran’ın yaptırımların üstesinden gelmeye çalışacağı ve ABD’nin saldırganlığı nedeniyle pişman olacağı” sözlerini sarf İran Cumhurbaşkanı Ruhani, BM Genel Kurulu için New York’a gitmeden önce devlet televizyonuna açıklamalar yaptı. etti. İran’ın dini lideri Ali Hamaney ise yazılı açıklamasında, “Bu cinayetler ABD tarafından bölgemizde yerleştirilen hükümetlerin takip ettiği komploların devamıdır” ifadelerini kullandı. İran Bakanlar Kurulu, saldırı nedeniyle bugün ülkede bir günlük yas ilan etti. Saldırıyla ilgili Tahran hükümetinin suçladığı Washington’dan ise ilk yanıt dün geldi. CNN televizyonuna konuşan ABD’nin Birleşmiş Milletler Temsilcisi Nikki Haley, Hasan Ruhani’ye doğrudan yanıt verdi. Tahran yönetiminin dile getirdiği suçlamaları reddeden Halley, “Saldırının neden kaynaklandığını anlaması için kendine bakması lazım. İstediği ka Hollanda, Danimarka, İngiltere ve BAE’ye tepki Hollanda ve Danimarka büyükelçileri ile İngiltere’nin maslahatgüzarının dün İran Dışişleri Bakanlığı’na çağrıldığı da gündeme yansıyan haberler arasındaydı. Bakanlık Sözcüsü Behram Kasımi, Hollanda ve Danimarka’ya daha önce de El Ahvaziye örgütü ile ilgili uyarılarda bulunduklarına ve militanların yakalanıp yargılanmalarını talep ettiklerine işaret ederek “Bu terörist grubun üyelerinin Avrupa topraklarında suç işlemedikleri sürece AB terör listesine dahil edilmemeleri kabul edilemez” dedi. İngiliz diplomata ise, El Ahvaziye sözcüsünün Londra’da yayın yapan bir televizyon kanalı aracılığıyla saldırının sorumluluğunu üstlenmesine izin verilmesine tepkilerin iletildiği kaydedildi. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) maslahatgüzarının da Dışişleri Bakanlığı’na çağrıldığı belirtildi. Bakanlıktan yapılan açıklamada, BAE maslahatgüzarının Ahvaz’daki saldırının ardından yaptığı yorum nedeniyle çağrıldığı duyuruldu ancak kullandığı ifadeler konusunda detay verilmedi. dar suçu bize atabilir. Yapması gerekense aynaya bakmak” dedi. Tahran hükümetinin saldırıdan sorumlu tuttuğu ülkelerden Suudi Arabistan’ın Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’dan da ülkesinin egemenliğine hiç kimsenin zarar vermesine müsaade etmeyecekleri açıklaması geldi. Prens Selman yayımladığı yazılı açıklamada, “hiç durmadan radikalizm ve terörle mücadele edeceklerini” kaydetti. bDuügnüünstrleednddeiltetril e r “İntikam” çıkışının yükseldiği Devrim Muhafızları’ndan yapılan açıklamada, “Saldırının faillerinden ya kın bir gelecekte unutulmaz ve ölümcül bir intikam alacağız” denildi. Tahran’ın “terör eylemi” olarak gördüğü saldrırıyı kimin gerçekleştirdiğine dair belirsizlik ise sürüyor. Önceki gün Farsça yayın yapan Londra merkezli IITV’de bir yayına katılan örgüt sözcüsü aracılığıyla olayın sorumluluğunu üstlenen El Ahvaziye, dün internet sitesinden yayımlanan açıklamasında Tahran’ın suçlamalarını reddetti. Örgüt, olaydan İran Devrim Muhafızları’na bağlı Kudüs Güçleri’ni sorumlu tuttu, Tahran’ın saldırıyı “uluslararası kamuoyunun desteğini sağlama” amacıyla düzenlediğini ileri sürdü. Kanlı saldırıyı üstlenenler arasında IŞİD de vardı. Hindistan’da ‘Modicare’ zamanı Hindistan’ın, Başbakan Narendra Modi önderliğinde, yaklaşık 500 milyon kişinin tedaviye erişimine sağlayabilecek, “dünyanın en büyük sağlık sigortası programını” başlattığı bildirildi. “Modicare” olarak anılan program kapsamında her yoksul aileye yaklaşık 500 bin rupi (6 bin 900 dolar) değerinde sağlık sigortasının sağlanması planlanıyor. Programın açılışı için dün Carkhand eyaletinin başkenti Ranchi’de bazı ailelere tıbbi kart dağıtımı yapan Başbakan Modi, “Hindistan için tarihi bir gün” açıklaması yaptı. Dünyanın en kalabalık ikinci ülkesi olan Hindistan’da halkın çoğunluğu, hastane ve doktor azlığı nedeniyle genellikle özel kliniklere başvuruyor. Ancak bu kliniklerde muayene ücreti, yaklaşık bin rupeye denk geliyor. Vatikan ile Çin’den tarihi anlaşma Katolik Kilisesi’nin yönetim merkezi Vatikan ile Çin arasında, Katolik din adamlarının atanması konusunda kilit önemde bir anlaşma imzalandı. BBC’nin haberine göre bu anlaşma, 1951’den bu yana kopuk olan VatikanÇin diplomatik ilişkilerinin yeniden tesisi yolunda önemli bir adım. Vatikan’dan önceki gün yapılan açıklamaya göre, yıllar süren müzakereler sonunda Pekin’de iki tarafın dışişleri bakan yardımcıları bir anlaşmaya imza attı. Anlaşmayla, Çin’deki Katolik piskoposların belirlenmesinde iki ülke yönetimlerinin işbirliği yapacağı belirtiliyor. Anlaşmanın ilk somut sonucu da, Papa Françesko’nun Çin tarafından atanmış 7 piskoposu tanıma kararı oldu.10 milyon kadar Katoliğin bulunduğu Çin’de halen piskoposlar Pekin tarafından belirleniyor, Vatikan ise piskoposları Papa’nın seçmesi gerektiğini söylüyordu. İsviçre’de ikinci burka yasağı geldi İsviçre’nin St. Gallen kantonu sakinleri, yüzü kapatan çarşaf ve diğer giysilerin yasaklanmasını öngören kanunu düzenlenen halkoylamasıyla onayladı. Referandum so nucunda üçte iki çoğunlukla geçen tasarıya göre kantonda yaşayanlar burka ve peçe gibi yüzü kapatan giysiler giyemeyecek. Kararın, bu kişilerin “kamu güvenliğini, sosyal barışı tehdit ettiği” gerekçesiyle alındığı belirtildi. Daha önce 2013’te, İsviçre’nin İtalyanca konuşulan Ticino kantonu, yüzün örtülmesini yasaklayan bir yasayı kabul etmişti. İngiltere’de erken seçim gündemi Başbakan Theresa May’in geçen hafta AB liderleri ile Salzburg’da yaptığı Brexit görüşmelerinden sonuç alınamaması İngiltere’yi siyasi kaosa soktu. The Times gazetesinin May’in iki üst düzey danışmanına dayandırdığı haberine göre, halk desteğini arkasına almak ve liderliğini korumak isteyen May, erken genel seçime gitmeyi planlıyor. Brexit Bakanı Dominic Raab ise sonbaharda erken genel seçime gidileceği iddialarını yalanladı. Ana muhalefetteki İşçi Partisi’nin lideri Jeremy Corbyn ise partisinin yıllık konferansındaki oylamadan bu yönde bir karar çıkması halinde ikinci bir Brexit referendumu çağrılarını destekleyeceğini, ancak bunun yerine erken genel seçimlere gidilmesini tercih edeceğini kaydetti. Öte yandan İngiltere’nin AB’den ayrılması karşıtları dün Liverpool kentinde eylem düzenledi. RUSYA SAVUNMA ‘Uçağın düşmesinin BAKANLIĞI RAPORU suçlusu nankör İsrail’ Akdeniz’de 17 Eylül’de düşürülen Rus İl20 tipi askeri keşif uçağı ile ilgili Rusya Savunma Bakanlığı dün sert bir dille yine İsrail’i suçladı. Bakanlık Sözcüsü İgor Konaşenkov, Suriye’nin Lazkiye kentindeki Rus hava üssüne dönüşü sırasında “düşman roketsavar bataryasından açılan ateşe hedef olduğu” belirtilen uçağın düşürülmesi ve 15 mürettabatın hayatını kaybetmesinin sorumlusunun İsrail olduğunu söyledi. Bakanlık daha önce “Suriye’deki hedeflerine saldırmak isteyen İsrail’in F16’larının Rus uçaklarının arkasına gizlendiğini” belirterek İsrail’i suç lamış, Rusya Devlet Baş kanı Vladimir Putin ise “Suriye’de Rus uçağı nın düşürülmesi trajik olayların bir zinciri gi bi görülüyor” ifadele rini kullanarak gerili Konaşenkov mi yumuşatma yolunu seçmişti. Uçağın düş mesine neden olan gelişmelere iliş kin kronolojik detaylarla ilgili rapo ru açıklayan Konaşenkov, tek suç lunun İsrail olduğunu vurgulayarak “İsrail’in F16’ların Suriye’de ope rasyon gerçekleştireceği alanı be lirtmeyerek, Rus güçlerini yanlış Mısır arabuluculuğa hız verdi İsrailFilistin hattında uzlaşma çabalarının çıkmaza girmesinin ardından Mısır’ın, bölgede barış sürecini kurtarmak ve ateşkesi sağlamak için görevlendirdiği bir heyeti Gazze’ye gönderdiği açıklandı. Filistin işlerinden sorumlu Mısır istihbaratından Ahmed Abdulhalık ve yeni Mısır Konsolosu Mustafa Şehate’nin içinde bulunduğu heyet, önceki gün Hamas yetkilileriyle bir araya geldi. Heyetin bölgedeki görevi ise önce barış sürecini kurtarmak ardından da ateşkesi sağla mak. Times of Israel’in haberine göre görüşmede taraflar, Gazze’yi kontrol eden Hamas ve Abbas liderliğindeki Filistin Yönetimi arasında uzun süredir devam eden anlaşmazlığı sona erdirme planı üzerinde durdu. Gazze Şeridi’ndeki İsrail ablukasını sona erdirme ve Filistin halkının sıkıntılarını hafifletme yollarının da ele alınan konular arasında olduğu bildirildi. Mısır, Gazzeİsrail hattında şiddetin tırmanması üzerine mayıs ayında ateşkes için arabuluculuk rolünü üstlenmişti. yönlendirdiğini, uçağın zamanında güvenli bir bölgeye geçmesini engellediğini” söyledi. Konaşenkov “İl20 uçağını izleyen İsrail uçakları, kendilerini uçaksavar füzelerine karşı koruyup bölgedeki manevralarına devam etti. Saldırıdan sonra da olası ikinci saldırı planı için İsrail uçakları yeniden Suriye’nin 70 kilometre batı kıyısındaki nöbet alanlarına geçti. 21.59’da uçaklardan biri Suriye kıyılarında tekrar manevraya başladı, inişe hazırlanan İl20 uçağına yaklaştı. Bu Suriye hava savunma sistemleri tarafından bir İsrail saldırısı olarak algılandı. İsrailli pilotun, İl20 uçağının etkin yansıtıcı yüzeyinin F16’dan çok daha büyük olduğunu, Rus uçağının bu nedenle uçaksavar füzesinin hedefi haline geleceğini anlamamış olması mümkün değil” dedi. “Rusya’nın İsrail için yaptığı her şeye son derece nankörce bir yanıt” ifadelerini kullanan Konaşenkov, İsrail’in Suriye’de olası kazaları engellemeye yönelik anlaşmaları ihlal ettiğini de kaydetti. İsrailli askeri yetkililer ise Rusya ile koordinasyon mekanizmasının düzgün olarak kullanıldığını, Rus tarafına “Bütün bilgilerin kesin, doğru bir şekilde aktarıldığını” savundu. Geçen cuma İdlib’de düzenlenen eylemde Türk bayrakları da taşındı. İdlib uzlaşısına koşullu destek Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Cumhurbaşkanı Tayyip Er doğan arasında geçen pazartesi günü Soçi’de gerçekleştirilen İdlib zirvesinden silahsızlaştırılmış bölge uzlaşısının çık masının ardından gözler vilayetteki mu haliflere çevrilmiş durumda. TSK des tekli Özgür Suriye Ordusu bileşenlerin den oluşan Ulusal Özgürleştirme Cephe si, sosyal medya hesaplarından yaptığı yazılı açıklamada, İdlib mutabakatı KOALİSYON SALDIRILARINDA SİVİLLER nı desteklediklerini HEDEF OLDU duyurdu. Açıklamada, “Sivillerin korunması çabalarında işbirliği” mesajı verilirken “silahlarımızı ya da toprağımızı bırakmayacağız. ABD liderliğindeki IŞİD karşıtı uluslararası koalisyonun, Suriye’de bombardıman gerçekleştirdiği dört yılda 3 binden fazla sivili Rejimin, İran ya da öldürdüğü duyurul Suriye’nin herhangi du. Muhaliflere ya bir ihanetine karşı kın, Londra merkezli tetikte olacağız” ifa Suriye İnsan Hakları deleri de kullanıldı. Gözlemevi, 2014’ten Reddeden var bu yana koalisyon saldırılarında arala İdlib’de Tahrir El Şam’dan ayrılarak kurulan Hurras el Din isimli cihatçı örgüt ise Türkiye ile Rusya ara rında 826 çocuk ve 615 kadının olduğunu 3 bin 331 kişinin yaşamını yitirdiğini açıkladı. sında varılan silahsız landırılmış bölge anlaşmasını reddetti. Ör güt, silahsızlandırılmış bölgeden çekilme yeceğini açıklayıp yeni saldırı düzenleme çağrısı yaptı. Heyet Tahrir el Şam örgütü nün uzlaşıyı kabul etmeyeceği yönünde ki haberler daha önce gündeme yansımıştı. Anlaşmanın kaderini asıl belirleyecek ola nınsa Heyet Tahrir el Şam’ın vereceği yanıt olduğu belirtiliyor. ‘İdlib ile dikkat dağıtıyorlar’ Rusya’nın BM Daimi Temsilcisi Vasili Nebenzya, ABD’nin Suriye’nin diğer bölgelerinde yaşananları göstermemek için İdlib meselesiyle gündemi manipüle ettiğini söyledi. Göçmenler organ mafyası kurbanı Daha önce Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) yasadışı organ ticaretinde ilk beş ülke listesine giren Mısır’da özellikle göçmenler organ mafyasının hedefinde. Haaretz gazetesinin haberinde Mısır’da bulunan 250 bin Afrikalı göçmenden binlercesinin bu mafyanın eline düştüğü belirtildi. DSÖ’nün verilerine göre, Mısır organ kaçakçılığı yanısıra hayatta olan insanlardan organ hırsızlığının en yüksek oranda görüldüğü ülkelerden. Afrikalı göçmenler ise kaçakçılara karşı en savunmasız durumda. Geçen temmuz ayında Mısır’da organ ticareti yapmak suçundan aralarında doktor ve hemşirelerin de bulunduğu, 37 kişiye 3 ile 15 yıl arasında değişen hapis cezaları verilmişti. Gazeteye hikâyesini anlatan göçmenlerden Sudanlı Amal (31), başkent Kahire’de yaşıyor. Geçen yıl evinden çıkarken kaçırılan ve böbreği çalınan Amal, altı gün sonra yine evinde kendine geldiğinde hiçbir şey hatırlamadığını söylüyor. Amal’ın yaşadığı kabus bununla sınırla kalmamış. Onu kaçıranlar yaşadıklarını birine anlatması durumunda öldürmekle tehdit etmiş. Irak’ta cumhurbaşkanlığı seçimi bilmecesi Parlamento seçimlerinin ardından dört ay geçmesine rağmen hükümet kurma çalışmalarının halen sürdüğü Irak’ta yarın yapılması beklenen cumhurbaşkanlığı seçimi ertelendi. Rudaw’ın haberine göre parlamentodaki oylamanın ne zaman yapılacağına dair bir açıklama ise gelmedi. Öte yandan, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin üçüncü büyük partisi Goran (Değişim) hareketinin eski genel sekreter yardımcısı Sarwa Abdul Wahid de bu göreve aday olacağını açıkladı. Abdul Wahid Irak’ta cumhurbaşkanlığına aday olan ilk kadın oldu. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle