18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 1 Temmuz 2018 8 haber EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Alevilerden Sivas çağrısı Doğu Karadeniz’de bir mezar taşı… Seçim ertesinin sıcak (aslında soğuk) havası içinde yazmak içimden gelmedi. Ama içime de işlemişti. Yazmasam olmazdı. İşte yazıyorum. Buyrun… HHH Seçime tam bir hafta kala “Bitti bu iş. Tayyip Erdoğan’a güle güle. Muharrem İnce geliyor, hatta geldi bile” diyen, kesin bilgi gibi yazılmış emektuplar; Facebook, Twitter üstünden yollanan uzun ve kısa ve hemen hepsi aşırı abartılı yorumlar başını alıp gidince bir Tırmık yazıldı. O Tırmık’ta şöyle birkaç cümle de geçiyordu: “ … Kıl payı da olsa Reis’i ve partisini iktidardan alaşağı edebilme olasılığı var. Ancak kıl payı da olsa 24 Haziran’da kaybetme olasılığı da var. (…) Unutmayalım, başta sosyal medya olmak üzere ‘Evet, kazanacağız’ duygusu, beklentisi, yargısı hep ve sadece bizim mahalle ile sınırlı. Henüz AKP’nin kemik seçmeninde ciddiye alınacak bir oy kayması yaşandığına ilişkin somut  bir veri, bir kanıt, bir olgu yok. ‘Türk’ün Türk’e propagandası’ deyiminin bir başka türü ‘Bizim mahallenin bizim mahalleye propagandası’nda yaşanıyor…”   Hepsi bu kadardı. Vay sen misin bunları yazan ve bunları söyleyen!.. Eposta’dan, Facebook ve Twitter üstünden, yetmedi telefonla son günlerin moda deyimi ile bir linç dalgası patladı. Sabrınızı zorlama pahasına birkaç örneği kısaltarak aktaracağım. EPosta ile: “… Kaybedilebilirmiş öyle mi? Bunu yetmez ama evet deyip bağrına bastığın RTE mi kulağına fısıldadı? Cumhuriyet’i karanlık hedeflerinize alet etmeyin…” Telefonla (aklımda kaldığı kadarıyla): Alo, kiminle görüşüyorum? Aydın Engin’le… Öyle miiii? Ben Recep’in uşağı, PKK beslemesi Tırmıkçı ile görüşmek istemiştim… Haydi bir de tweet aktarayım: Atatürkçülük şahlanmış sen hâlâ kıl payı diye borazanlık yapıyorsun. Kıl payı ha, Recep’in şeyinin kılı mı. Yala yala.  İyi yemlenmişin… Atatürk’ün gazetesine yakışmıyorsun… Böylesi saldırılara şerbetliyim. Ama bu kadar kritik bir seçim arifesinde gerçekle yüzleşmeyi göze alamayan, gönlünden geçeni doğrulamayanlara düşman gözüyle bakanlar yine de can sıkıcıydı. Gülüp geçtim diyemem ama gülmeden geçtim ve işime baktım. HHH O Tırmık’tan üç gün sonra, seçime üç gün kala bence ülkenin en ciddi ve satın alınamaz kamuoyu araştırma kurumlarından KONDA’nın tahmini geldi. KONDA’nın başındaki Bekir Ağırdır arkadaşım açıkladı: KONDA’ya göre AKP Başkanı Erdoğan ilk turda “kıl payı”yla da olsa başkan seçiliyordu. Oy dağılımı da şöyle veriliyordu: Cumhur İttifakı adayı Erdoğan yüzde 51.9, CHP adayı İnce yüzde 28, İYİ Parti adayı Akşener yüzde 10.2, HDP adayı Demirtaş ise yüzde 9.0 civarında… Bana yönelen saldırılara rahmet okutan yeni bir linç dalgası patladı. En iyi niyetliler “Bu sonucu elde etmiş olabilirler ama bunu açıklamak çok çok yanlıştır. Erdoğan’ın ekmeğine yağ sürmektir, ona hizmettir” buyuruyorlardı. Bu aktardığım en masumuydu. Küfürler, ajanlık suçlamaları, hainlik yakıştırmaları gırla gitti. Bizim mahalle gönlünden geçeni söylemeyen, onun istediğini desteklemeyen uyarılara göz döndürüyor, tahminlere alabildiğine öfkeleniyor, sert eleştiriden ana avrat sövmeye kadar uzanan bir  palette tepki veriyordu. Bu konuda söyleyeceklerim bundan ibaret. Ne yakınma, ne bir laf yetiştirme çabası. Sadece seçim arifesinde yaşanmış birkaç günü lafı gevelemeden aktarmak. Hepsi bu. HHH Ha bir de unutmadan, bu yazının başlığı, kıpır kıpır bir zekâ ile çocuksu bir mizahın sık sık buluştuğu Doğu Karadeniz’de bir mezar taşında yazıyor: “Hastayim tedum, hastayim tedum. İnanmadinuz? N’oldi?” Hasta tutuklu Sabri Kaya serbest bırakılsın Hasta tutsakların durumuna dikkat çekmek için İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Cezaevi Komisyonu üyelerinin Galatasaray Meydanı’nda düzenlediği F oturması eyleminin 327.’sinde Sabri Kaya’nın serbest bırakılması istendi. Eylemde “Tedavi hakkı engellenemez” yazılı pankart açıldı. Eylemde konuşan, İHD Hapishane Komisyonu üyesi Taylan Bekin, Sabri Kaya’nın ilerleyen kalp rahatsızlığı olduğunu belirterek, “Sağlık Kurulu’ndan alınan hapishanede kalamaz raporu olmasına rağmen, Adli Tıp Kurumu (ATK) tahliye talebini reddetmiştir. Kaya, aldığı ilaçlardan dolayı şeker hastası olmuş ‘insülin’ kullanmaktadır” dedi. l İSTANBUL/Cumhuriyet Alevi örgütlerinin temsilcileri “Vicdanı olan tüm canları, katliamı 25’inci kez lanetlemek için Madımak’ın önüne bekliyoruz” dedi İstanbul Valiliği, yasak gerekçesi olarak “oluşabilecek muhtemel olumsuzlukları” gösterdi. Onur Haftası Komitesi, geri adım atmayacaklarını duyurdu Onur Yürüyüşü yine yasaklandı İstanbul Valiliği, “oluşabilecek muhtemel olumsuzlukları” gerekçe göstererek Taksim’de bugün yapılacak İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’nü 4. kez yasakladı. Yürüyüşü organize eden Onur Haftası Komitesi tarafından yapılan açıklamada “16 yıldır düzenlenen Onur Yürüyüşü polis saldırıları başlamadan önce 13 yıl boyunca aralıksız hiçbir güvenlik sorunu yaşanmadan gerçekleştirilmiştir. İstanbul Valiliği son iki yıldır Ramazan’a denk gelmeyen ve bu yıl hiçbir tehdit almamış yürüyüşümüzü yasaklayarak, gösterdiği gerekçelerin sadece birer bahane olduğu nu ve aslında Valilik kararının bizlere yöneltilen nefretin bir parçası olduğunu bir kez daha kanıtlamıştır” ifadeleri kullandı. “Vali kendisine verilen yetkiyi toplumun bir kesimine ayrımcılık yapmak üzere kullanarak bir suç işlemektedir” denilen açıklamada özetle şu ifadeler kullandı: “Bir suç niteliği taşıyan ve bizlere yöneltilen nefreti körüklemekten başka hiçbir şeye hizmet etmeyen bu karar meşru değildir. Evet, Valilik kararında denildiği üzere bir güvenlik sorunumuz vardır fakat bu sorunun sebebi bizzat bunu diyen Valiliğin kendisi ve her yıl en demokratik hakkımız olan yürü yüşümüze saldıran polis güçleridir. Bu karar her gün kendisine yöneltilmekte olan nefretle yaşamaya çalışan biz lgbti+’lar için Onur Yürüyüşü’nün ne kadar önemli olduğunu bir kez daha göstermiştir. Bu yürüyüş tam da Valilik kararının daha da körüklediği şiddete ve ayrımcılığa karşı mücadele etmek için yapılmaktadır. 26 yıldır olduğu gibi bu yıl da aynı azimle Onurlu Yürüyüşümüzü gerçekleştireceğimizi basına ve kamuoyuna duyurur ve her lubunyanın bir Onur Yürüyüşü olduğunu tekrar hatırlatmak isteriz.” l İSTANBUL / Cumhuriyet KESK: OHAL kaldırılacaksa mağduriyetleri de giderilsin OHAL’in kaldırılması için Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) İstanbul Şubeler Platformu dün Taksim Tünel çıkışında eylem yaptı. “İşimizi geri alacağız”, “Direne direne kazanacağız”, “ Yaşasın sınıf dayanışması” sloganları atan KESK üyeleri, “ OHAL ve KHK’lar gidecek! İşimizi geri alacağız!” pankartı açtı. Grup adına açıklamayı okuyan KESK Dönem Sözcüsü Ata Esen, arkadaşlarının işlerine dönene kadar mücadeleyi bırakmayacaklarını belirterek dayanışmalarını büyüterek sürdüreceklerini söyledi. Esen, İstanbul’un her alanında yurttaşlarlara düzenli bir şekilde sesleneceklerine değinerek şöyle devam etti: “Bugün OHAL düzeninin ekonomiyi içine soktuğu derin bir kriz ortamı yüzünden kaldırılması iktidar çevreleri tarafından yüksek sesle dile getirilmektedir. Anlaşılmaktadır ki seçimlerde kaybettiği oyların nedeninin yaratılan adaletsizlikten olduğunu iktidar da anlamıştır. Peki olağanüstü adaletsizlik döneminde hukuksuz bir biçimde işlerinden edilen kamu emekçileri ne olacak? OHAL kaldırılacaksa eğer yarattığı mağduriyetlerde giderilmelidir. Kamu hizmetinin partizanlaşmasına, piyasalaşmasına, niteliksizleşmesine izin vermeyeceğiz. İşlerimizi geri alacağız.” l İSTANBUL / Cumhuriyet Alevi örgütlerinin temsileri, Sivas katliamının 25. yıldönümünde yarın Sivas’ta yapılacak anma törenleri için çağ rı yaptı. Alevi örgütlerinin temsilci leri yarın herkesi Madımak önüne beklediklerini belirterek, “Unutur sak yüreklerimiz kuru sun” dedi. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Gani Kaplan: MEHMET MENEKŞE “Ana dava zamanaşımından düştü. Üç firari sanığın yakalanması yönündeki dava devam ediyor. Ge çen hafta mahkeme vardı ve duruş ma 45 saniyede bitti, 25 yılda sanık lar yurt içinde, yurt dışında evlen diler, nikah yaptılar, çocukları oldu, ehliyet aldılar. Sivas Emniyeti’ne 500 metre mesafede yaşayan Cafer Erçakmak’ı bulamadılar. Devlet bu katliamla yüzleşmedi. 25 yıl önce devlet katliamı doğru okusaydı bu gün bu noktalara gelmezdik. 2 Tem muz Pazartesi günü (yarın) bizler Madımak’ın önünde olacağız ve ta leplerimizi bir kez daha haykıraca ğız. Sesimizin gür çıkması için ‘ben insanım’ diyen, vicdanı olan tüm canları katliamı 25’inci kez lanetle mek için Sivas’a bekliyoruz.” Alevi Kültür Dernekleri Genel Başkanı Doğan Demir: “Katiller 25 yıl önce ellerini kollarını sallaya rak kente girdi, saatlerce kente slo ganlar atarak dolaştı, içinde canları mızın olduğu Madımak’ı ataşe ver di. Gelinen noktada biz Sivas’a gel mek için tekrar tekrar durduruluyo ruz, aranıyoruz, Madımak’ta yaşa mını yitiren canlarımıza bir karan fil sunmamıza engel olunuyor. 25 yıl önce hedef Alevilerdi, aydınlardı, hedef laiklikti, cumhuriyetti. İnsan ları diri diri yakacak kadar insanlık tan çıkmış azılı, gerici, yobaz güru hun saldırısı sonucu yaşanan katli am tarihe kara bir leke olarak geç miştir. Bütün canları, duyarlı, vic danlı insanları 2 Temmuz Pazarte si günü Sivas’a Madımak’ın önüne bekliyoruz. Unutursak yüreklerimiz kurusun.” Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı Ercan Geç mez : “25 yıl önce Sivas’ta ne ya şandıysa mahkeme, siyasi süre ce baktığımızda aynı şey yaşan mıştır ve yaşanmaya devam edi yor. Almanya Solingen’de Nazi ler Amasya’nın Mercimek köyün den beş kişiyi yakarak öldürmüşler di. Alman devleti kendi parlamen tosunda karar çıkardı, hem Türki ye halkından ve hem de Genç aile sinden özür diledi ve burasını mü ze yaptı. Burada her yıl Alman devleti anma etkinliği yapıyor ve Türkiye’den Meclis başkanları, ba kanlar, milletvekilleri de buraya gi diyor. Oraya gidip bunun katliam, insanlık suçu olduğunu söyleyenler Türkiye’ye geldiklerinde 33 canın yakıldığı Madımak Oteli için bunu inkâr ediyorlar.” l AMASYA Cumartesi Anneleri 692. kez bir araya geldi Aksoy ve Cingöz için adalet istendi Cumartesi Anneleri dün Taksim Galatasaray Meydanı’nda kayıpların akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle 692. kez bir araya geldi. Eylemde, 17 Haziran 1995 yılında Diyarbakır’da gözaltına alındıktan sonra kaybedilen Edip Aksoy ve Orhan Cingöz için adalet istendi. Eylemde üzerine beyaz tülbent ve karanfiller bırakılan “Failler belli, kayıplar nerede?” yazılı pankart açılırken gözaltında kaybedilenlerin fotoğrafları da taşındı. Eyleme HDP milletvekilleri Hüda Kaya ve Musa Piroğlu ile 78’liler Girişimi sözcüsü Celalettin Can da destek verdi. Cumartesi Anneleri’nden İkbal Eren, ba bası öldüğünde 40 günlük bebek olan Edip Aksoy’un kızı Beritan Aksoy’un yolladığı mektubu okudu. Mektupta “Bugün gelinen süreçte görüyorum ki onlar bizim ölülerimizden bile korkuyorlar. Peki gözaltında kaybedilen sevdiklerimize ulaşmak için daha ne kadar bedel ödememiz gerekecek? Ölülerimizi almamız için daha ne kadar ölmemiz gerekecek! Korkmaları gerekiyorsa ölülerimizden değil bizden korkmaları gerek, çektiğimiz acılardan korkmaları gerek çünkü er ya da geç ben mutlaka babama ulaşacağım ve bedeni yoldaşım, mezarı sırdaşım olacak” ifadelerine yer verildi. l İSTANBUL / Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle