24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 1 Temmuz 2018 EDİTÖR: ASLAN YILDIZ TASARIM: EMİNE BİLGET Seçim gecesi, öncesi, sonrası üzerine daha çok konuşulacak vermeye özen göstereceğini düşünüyor. Bilemeyiz tabii, farklı, birbirine zıt taktikler sında sokakta pala sallayan, keleş gösteren militanlarının hareketlerini denetlemeyi düşünmezler. bilinmeyen, gizli kalan ne aynı anda uygulamaya ko Rejime körü körüne bağlı, içindeki varsa ortaya çıkacaktır. Aynı nulabilir. Abasopa yöntemi şiddeti, başına bir iş gelmeyeceği zamanda komplo teorilerine eski ama etkili olduğu söy garantisiyle salıvermek isteyen de gün doğmuştur, istediği lenen bir yöntemdir. Büyük militanı serbest bırakırlar. Daha niz kadar uydurabilir, mantık hedef, toplumun itiraz eden çok kriminal dünyadan gelen, söz aramadan sallayabilirsiniz. yüzde 50’sinin, artık rejimin dinlemez olurlarsa çaresine nasıl Gerçeklerle komplocuların, haber spekülatörlerinin ürünleri birbirine girdiğinde işiniz zor demektir. En iyisi gerçeklere zaman tanıyalım; yolu bulacak, huyları ‘Dur Bakalım Ne Olacak?’ değişmesinin söz konusu olmadığına, ne olacaksa bu çerçeve içinde olacağı fikrine alıştırılmasıdır. HHH bakılacağı tarihte yazılı bu güçlerin temel görevleri muhalefetin paralize edilmesi, hareketsizleştirilmesi, kitlelerin ise umutsuzluğa kapılarak, rejime alışmalarının, boyun na uygun davranacaklardır. Yeni değil aslında, OHAL eğmelerinin sağlanmasıdır. HHH Vekil sayısı artmış olsa bile “parlamenter temsili demokrasi” Meclis’in azalan yetki ve sorumlulukları nedeniyle ortadan kalktı. Yerine Cumhurbaşkanı’na olağanüstü yetkiler veren, geniş bir hareket alanı tanıyan, ideolojik HHH Bundan sonra beklenen, yaklaşık toplumun yarısını oluşturan destekle “statükonun korunması”, “istikrarın egemen olması”, bir anlamda yeni icat “otoriter demokrasi” demagojisinin egemen olmasıdır. Öyle olmadığı, yöntemleriyle zaten başlamış, gelişmişti. Şimdi toplumun önündeki siyasi güçlerin, hareketlerin etkisizleştirilmesi ile hâlâ “hayır” diyen kitle umutsuz, umarsız bırakılacak, “rızası” bu yolla alınacaktır. Yol açıktır, muhalefet etkisizleştirilmiş, dahası seçim akşamı HHH Kolay mıdır peki bu işler? Bu biraz muhalefet partilerinin, güçlerinin tutumuna bağlı. Beklemeyi seçebilirler ya da olup biteni, gelişmeleri anlatmakla yetinebilirler ya da hikâyenin sonunu görmek isteyebilirler. renkleri açısından da İslamcı bir rejimin geçtiğini herkes biliyor. Bir sır değil, şaşılacak bir tarafı da yok, hikâye başladı çoktan. Aziz Nesin, benim mavi siyah karanlığımda ışık gibi parlayan yazarım, böylesi durumları pek güzel anlatan, “dur bakalım ne olacak” hikâyesinde pek güzel Jandarma engelihicvederdi. olmayacağı, olamayacağı hâlâ umulabilir. Birkaç nedeni var ama öncelikli olanı, toplumun geri kalan yarısının yeni rejimin politik, ideolojik yapısına boyun eğmesinin henüz sağlanamamış olmasıdır. HHH Kimileri yeni rejimin ilk zamanlarda daha ılımlı bir görünüm bundan sonrasının kuralları onlara anlatılmış, onların da anladığı anlaşılmıştır! Ana muhalefet liderinin bildiğimizi bize anlatmak için katlandığı zahmet, “bunlar her şeyi yaparlar, her şey beklenir bunlardan”, türü açıklamaları da bunun en taze kanıtıdır. HHH Bu tür rejimler yerleşme aşama Sorun odur ki, “güçlerin birliğine” dayalı rejimler, doğal olarak, bu birliğe itiraz eden ille de “güçler ayrılığı” diye tutturan muhalifleri sevmiyor, onları siyaset sahnesinden silmek istiyor, bunu da artık açıkça söylüyorlar. Hikâyenin sonu bellidir, merak etmeyin. Kadim hastalığıdır tevekkül Şark’ın, boyun eğmeyin... CHP’li gençlere Silivri Cezaevi önünde Eren Erdem’e destek açıklaması yaptırılmadı Eski CHP Milletvekili ve CHP PM Üyesi Eren Erdem, ‘terör örgütüne yardım etmek’ suçundan tu tuklanarak Silivri Cezaevi’ne gönderildi. Erdem’e destek için Silivri Ceza İnfaz Kurumu önünde toplanan ve basın açıklaması yapmak isteyen CHP İstanbul Gençlik Kolları üyeleri jandarma engeliyle karşılaştı. Bunun üzerine grup cezaevi yerleşkesi E5 yol ayrımında açıklamalarını gerçekleştirdi. CHP İstanbul İl Gençlik Kolları Başkanı Burkay Düzce, Erdem için ‘Silivri Zindanları’ önünde buluştuklarını söyleyerek “Erdem’e yönelik yapılan suçlamalar, Türkiye’de 2010’daki halkoylamasından bu yana yargıya yönelik siyasal iktidarın FETÖ’cü alçaklarla beraber birleşmiş olduğu hukuk katliamlarından bir tanesidir. FETÖ’ye kol kanat germiş olanlar, FETÖ’ye karşı mücadele etmiş olan Erdem’i FETÖ’cü ilan ettiler. Erdem’e karşı hazırlanan iddianamede gizli tanığın ortaya çıkarılmasından bahsediliyor. Daha önce FETÖ’yle işbirliği yapmış olan AKP iktidarının gizli tanık ile nice değerlerimizi katlettiklerini çok iyi biliyoruz” dedi. Erdem’in avukatı Onur Cingil ise iddianameyi esasan çürüttüklerini vurgulayarak şunları söyledi: “Bu dosya gizli tanıkla başlayan bir dosya. Biz bunlara gizli tanık değil gizli ‘tanıdık’ diyoruz. Bu kişilerin bunları neden yaptığını da biliyoruz. Bu dava hukuki sürecinde ilerlediği takdirde sonuç kati suretle beraat olacaktır.” l İSTANBUL/Cumhuriyet Vedat ARIK ‘Hayatıma çay makinesi girdi’ Eren Erdem’in Twitter hesabından dün gece “Silivri zindanından selamlar. Bugün hayatıma bir çay makinesi girdi. Ve çok iyi anlaşıyoruz. Bu arada kitap ve mektuplarınızı bekliyorum, göndermeyen zalımdır :) Eren Erdem Adres: Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü 9 Nolu Cezaevi C10 Blok 79 nolu oda İst.” mesajı paylaşıldı. DİPLOMA TÖRENİNDE ARAŞTIRMA GÖREVLİLERİ POLİSLİĞE SOYUNDU EÜ’de skandal arama Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin cuma günü gerçekleşen diploma töreninde, araştırma görevlileri tarafından salona giren öğrencilerin üstü arandı. Diploma töreni öncesi cüppelerini giyen öğrenciler, herhangi bir politik protesto girişimine karşı törenin yapılacağı salona girmeden önce araştırma görevlileri tarafından arandı. EÜ öğren cileri, uygulamaya sosyal medya hesapları üzerinden tepki gösterdi. Ege Üniversitesi mezunlarının yayımladığı basın açıklaması şöyle: “Yapılan bu uygulamayı her birimize yapılmış bir hakaret olarak algılıyoruz. Akıbeti bir dekanın, bir rektörün iki dudağının arasında olan araştırma görevlisi arkadaşlarımız ile bize toplumsal so rumluluk bilinci ile hareket etmenin önemini anlatarak ‘dik durmayı’ öğreten hocalarımıza bir şey söylemek yerine kendilerini vicdanlarıyla başbaşa bırakıyoruz. Bizi, akademisyenlerini ve üniversitemizi utanç verici duruma düşürdüğü için eleştirel bir pankart görmeye dahi tahammül edemeyen, sansürcü ve baskıcı zihniyetin timsali rektörü kınıyoruz.” KİT işçilerine ‘Önlem’ lafta, şartlı kadro ölüm gerçek Seçim öncesi Kamu İktisadi Teşebbüsleri’ndeki taşeronlara verilen kadro müjdesi, balon çıktı. Sürekli girişçıkış yaptırılan işçilerde 2 yıl ‘kesintisiz’ çalışma şartı aranacak MUSTAFA ÇAKIR Hükümet kadro kapsamı dışında bırakıldıkları için tepki çeken Kamu İktisadi Teşebbüsleri’ndeki (KİT) yaklaşık 50 bin taşeron işçiyle ilgili yeni karar çıkardı. Karara göre kamudaki taşeron işçilerin kadroya geçirilmesinde olduğu gibi KİT’lerdeki taşeron işçilerin kadroya alınmasında da birçok şart aranacak. karar ile birlikte KİT’lerdeki yaklaşık 50 bin taşeron işçinin kadroya alınma şartları belirlendi. Taşeron işçilerin temel sorunlarından birisi her yıl sigorta girişlerinin şirketler tarafından girişçıkış yöntemiyle yenilenmesi. İşçiler sürekli çalışamıyor. Buna karşın dünkü kararda kadro için 4 Aralık 2017 itibarıyla en az 2 yıl “kesintisiz” (yıllık izin, doğum izni, askerlik ve 30 günü geçmeyen kesintiler hariç) ilgili KİT ve bağlı ortaklıklarda çalışmış ve halen çalışmaya devam ediyor olmak şartı getirildi. Bunun dışında KİT’lerdeki taşeron işçilerin, kadro verilen kamudaki diğer işçiler için aranan şartları da taşımaları gerekecek. Bunlardan birisi de Devlet Memurları Yasası’ndaki memuriyet için aranan şartlar. Ayrıca işçiler geçmişe dönük alacaklarından Son söz Hazine’de Yeni düzenlemeye göre kadro sayısı ancak KİT için belirlenen kontenjan kadar olacak. Ayrıca kadro sayısında son sözü Hazine Müsteşarlığı söyleyecek. Kadro sayısı Hazine Müsteşarlığı tarafından belirlenecek olan sayıyı aşamayacak. Yapılacak işlemler hakkında da 15 gün içinde Hazine’ye bilgi verilecek. KİT’ler işçilere yazılı ve/veya sözlü ya da uygulamalı sınav yapacak. Sınava ilişkin usul ve esaslar ile gerekli nitelikleri ise direkt KİT yönetim kurulları belirleyecek. vazgeçecek. Davalarından feragat edecek. Bu arada sözleşmeler için de “yaklaşık maliyetinin en az yüzde 70’lik kısmının asgari işçilik maliyeti ile varsa ayni yemek ve yol giderleri dahil işçilik giderlerinden oluşması” şartı da aranacak. Bu şart nedeniyle daha önce çok sayıda taşeron işçi kadro kapsamı dışında kalmıştı. Çünkü sözleşmeleri bu kapsamda değildi. KİT’lerde de aynı şart arandığı için mağduriyet devam edecek. Ayrıca danışmanlık hizmetleri, hastane bilgi yönetim sistemi hizmetleri ve çağrı merkezi hizmetlerine ilişkin alımlar kapsam dışında olacak. İş kazalarını önlemek için çıkarılan mevzuat işe yaramadı. İş kazaları da, kazalar sonucu yaşamını yitiren işçi sayısı da, meslek hastalığına yakalanma oranı da hâlâ artıyor MUSTAFA ÇAKIR İş kazalarını önlemek için çıkarılan mevzuat işe yarama dı. CHP Ankara Milletvekili Mu rat Emir, işçi sağlığı ve güvenli ği alanında alınan önlemler ile uygulamada karşılaşılan sorun ları araştırdı. Ortaya dikkat çe ken veriler çıktı. 2012’de çıka rılan İş Sağlığı ve Güvenliği Ya sası ve ardından yayımlanan İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetle ri Yönetmeliği uyarıncı kuru lan Ortak Sağlık ve Güvenlik Bi rimleri (OSGB) iş yerlerinde alınma sı gereken önlemle rin belirlenmesi ve uygulamanın izlen mesi amaçlandı. Ancak araştır maya göre, Hazi ran 2012’de 8 bin 665 olan iş güvenli Murat Emir ği uzmanı sayısı Mayıs 2018 iti barıyla 111 bin 42’ye çıktı. 8 bin 446 olan işyeri hekimi sayısı da 34 bin 44’e yükseldi. 2012 yılın da toplam 17 bin 111 olan iş gü venliği uzmanı ve işyeri heki mi sayısı şu anda 145 bin 86’ya kadar çıktı. Haziran 2012’de 195 olan OSGB’lerin sayısı da 2 bin 224’e yükseldi. Yani yüzde 100’ün de üzerine çıkan artış lar oldu. ‘tiyatro sergileniyor’ İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi verilerine göre, geçen yıl en az 2006 işçinin iş kazalarında yaşamını yitirdiğine işaret eden Emir, şunları kaydetti: “Uzun, yoğun, güvencesiz çalışma şartlarından kaynaklanan bu acı gerçeğin önüne bir türlü geçilemediği de ortada. Tam bir tiyatro sergileniyor. Yaşamsal önemde görev üstlenen iş güvenliği uzmanlarının görevlerini yapmadıkları açık ve net olarak istatistiklerle ortaya çıkmakta. Anlaşılan iş güvenliği uzmanları ile işyeri hekimleri, işçilerin sağlığını gözetmektense işveren gibi işletmenin kârını gözetiyor.” Rakamlara bakıldığında işçi sağlığı ve güvenliğinde ciddi bir iyileşme beklenirken gerçekte bu olmadı. 2012 yılında 74 bin 871 olan iş kazası sayısı 2016 yılında 286 bin 68’e çıktı. Meslek hastalıkları sayısı 395’ten 597’ye yükseldi. İş kazası sonucu yaşanan ölümler de arttı. 2012 yılında iş kazalarında 744 işçi yaşamını yitirdi. 2016 yılında ise 1405 işçi iş kazalarında can verdi. Oranlar OSGB’lerin iş kazalarını azaltmadaki etkisini de tartışmaya açtı. l ANKARA haber 5 Dachau şarkısı Dikenli teller, ölüm yüklüydü... Üzerimizde acımasız Umutlarda çoğaltın bizi... Dachau’lar olmasın. Dachau’larda insanlar ölmesin!.. bir gökyüzü bizi izliyordu... Dikenli teller ölüm yüklüydü... Gazetelerde ölüm haberleri Kadın balkondan gökyüzüne eksik olmuyordu. Hepsi kan bakıyordu. Karşı komşunun gölünün kurbanlarıydı... ışıkları sönmüştü... Jura Soyfer mi okunur bu Dachau şarkısı çalıyordu saatlerde? uzak bir kentin bilinmeyen so Divana uzanan bir kadın. Bel kaklarında... ki siyah saçlı, mavi gözlü, belki Bu şarkıyı kaç kişi biliyordu de kapkara bakışlı. acaba? Kadın, adama kızgın!.. Adam gökyüzünde yıldızları Dışarda denizin hışırtısı... ararken o şarkıyı hâlâ mırılda Karşı kıyıda bir ışık yağmu nıyordu: ru... “Ama biz, Dachau’da öğren Jura Soyfer, Ahmet dik parolayı, Cemal’in Türkçesiyle küçük Öğrenip çelik gibi sertleştik. kuşların uçuşunu, emeğin alın İnsan kal kardeşim, terini anlatıyor... Sende kalsın erkeklik...” Gece durgun ve sessiz... HHH Gök gürültüleriyle dolu bulut Gözleri doldu adamın... lar yok havada... Bahçeye çıktı, kırmızı gülle Diyorum ki: re dokundu... “Bir başka ışıkta gösterir seni Şarkı bitmemişti... / Parasız ama onca değerli O da kimseler duymadan o şeref günleri / Sırtına bir çeket şarkıya eşlik etti: almak yerine / Bürünürsün bin “Gün gelecek, sirenler çağı lerce şerefe / Hep nefret et se racak. faletten, / Bırak toza boğulsun Haydi bakalım, sayım için son masanın üstü / Ama temiz tut tekmile! şeref denen şeyi / Tertemiz ve O zaman dışarıda, bulundu lekesiz tut...” ğumuz yerde, Kadın, divandan kalktı, bal Sen de hazır olacaksın arka kona çıktı. Bahçede hanımeli daşım. kokusu vardı. Özgürlük gülecek bize aydın Tam karşı dairede bir başka lık yüzüyle, kadınla bir adam, kendi düşle Yaratmaktır asıl büyük yü rinde sevginin ve aşkın ağını reklilik örüyordu... Ve bizim yaptığımız iştir. Sanki bir sevda büyüyordu Bu iş iyi olacak...” genç kız yüreğinde; sanki bir Havada yanık kokusu vardı. aşk yıllara meydan okuyordu... Lacivert bir karanlığın içinde Bir ses duyuluyordu karşı sessizliğin şiiri okunuyordu. tepelerden. Gözlerini kapadı bir an. Bir Çok uzağımızda kalıyordu süre hiç konuşmadı. Çok tüm sevinçler... uzaklardan gelen bir sesle ir Bizler binlercemiz sabah ka kildi. Gözlerini açtı ve çevresine ranlığında, hiç konuşmaksızın bakındı. öylece duruyorduk... Dedi ki: Üzerimizde acımasız bir gök “Kaybolmasın çocuklar, ana yüzü, divana uzanan lar, babalar, sevgililer, eşler...” o şımarık kadın... Dikenli teller ölüm yüklü ol Ben ve sen! masın, üzerimizde acımasız bir Silahların gölgesinde yaşı gökyüzü bulunmasın... yoruz gece gündüz... Silahların gölgesinde yaşa Yaşam bir ders oluyor bize masın insanlar...” burada... Kederle beklenilen bir yenilgi, Düşündüğümüzden çok zamansız bir kaçışın gri sessiz daha güç bir ders... liği içinde çoğaldı. Körles¸tirilmiş Kimse saymıyor artık günleri ve sağırlaştırılmış bir toplumun ve haftaları, kimileri var ki ne de tepkisizliği kuşları bile kahretti. yılları... Hintli şair Dom Moraes’in HHH sesiyle uyandı bir sabah. Gök Dikenli teller ölüm yüklüydü. yüzüne baktı, kuşlarla konuştu Üzerimizde acımasız bir gök ve haykırdı doğan güneşe yüzü soğuğu ve güneş yanığını karşı: göndermekteydi. “Yaşadığın yere savaş uçak Ben ve sen Dachau’yu ları geldiğinde, / Evler tuğlaları şarkısını ögretememiştik in na kadar sarsılıp / Yerlere yıkıldı sanlarımıza. Öğretememiştik ve sonra nehir, / Kıpkırmızı bir o parolayı bunca yıl acı çeken lapa oldu ve insanların kolları, / dostlarımıza... Bacakları durduğun yerin çev Adımız Moya’dır bildiğiniz resine saçıldı. gibi... Sen çocuktun. / Yukarı bakıp, Mavidir kanımızın rengi... gökten düşüp de / Oyuncakla Bir akşam bulutunun işare rını kıranın ne olduğunu merak tinde dolu dolu olan gözlerimiz ettin kendi yalnızlığımızdır. Yıllar sonra gülümsediğinde, Bizim şarkımızı söyleyin za / Sana her şey açıklandı / Hiçbir man zaman... şey affedilmese de...” D.Bayazıt’taki vahşi infazı PKK üstlendi Ağrı’da Doğubayazıt ilçesinde Mevlüt Bengi’nin öldürülmesini terör örgütü PKK üstlendi. 24 Haziran akşamı kaçırılan Bengi, 2 gün sonra elektrik direğine bağlı halde başından vurularak öldürülmüş olarak bulunmuştu. Mevlüt Bengi’nin Türkmen köyünde bakkallık yaptığı ve seçimlerde Çiftlik köyünde AKP sandık müşahidi olarak görevlendirildiği ancak bu görevi yedek sandık müşahidinin yaptığı belirtilmişti. l Yurt Haberleri Mevlüt Bengi Yakın mesafeden ateş: Bir köylü yaşamını yitirdi Ardahan’ın Göle ilçesinde dün sabah operasyon sırasında Samandöken köyünden İsmail Karakaş’ın güvenlik güçleri tarafından açılan ateşle hayatını kaybettiği belirtildi. Ardahan Valisi Mehmet Emin Bilmez tarafından yapılan yazılı açıklamada, “Bölgeye yaklaşan güvenlik kuvvetleri, kişilerden birinin orman içine kaçtığının, diğerinin orman kenarındaki hendeği kullanarak ‘Kobra’ aracına yaklaşmaya çalıştığının görülmesi üzerine Kobra’dan bölgeye doğru yapılan atış sonucu, Kobra aracına yaklaşmaya çalışan ve ‘dur’ ikazına uymayan şahıs, hayatını kaybetmiştir. Olay yerinde yapılan incelemede, ölen kişinin, Samandöken köyünden İ.K. (34) isimli sivil şahıs olduğu değerlendirilmektedir. Olay, hem adli, hem de idari açıdan bütün yönleriyle araştırılmaktadır” denildi. HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Ayşe Acar Başaran ise İsmail Karakaş’ın çoban olduğu ve hayvanlarını otlattığı sırada güvenlik güçleri tarafından yakın mesafeden açılan ateşle yaşamını yitirdiği yönünde açıklama yaptı. Başaran, “Bu durumun anlamak için toplanan halka özel harekâtçılar tarafından plastik mermi ve gazla sert bir şekilde müdahale edilmiştir” ifadelerini kullandı. l Yurt Haberleri C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle