24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA ‘Almanya Başbakanı 14 ülkeyi ikna etti’ Almanya Başbakanı Angela Merkel’in göçmen krizini çözmeye yönelik ve koalisyonun dağılması riskine karşı planları belli oldu. Merkel’in Hıristiyan Demokratları ile koalisyondaki Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) ve Sosyal Demokratlara gönderilen mektupta, Merkel’in Almanya’ya girmeye çalışan göçmenlerin ilk kayıt altına alındıkları ülkeye hızla gönderilmesi konusunda 14 ülkeyle anlaşmayı garantilediği bildirildi. Merkel’in göçmen politikasını eleştirenler arasında bulunan Macaristan, Polonya ve Çekya’nın da anlaşmayı kabul ettiği belirtildi. Ancak Macaristan iddiaları reddetti. Mektupta geçen diğer ülkeler ise Belçika, Fransa, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Litvanya, Letonya, Lüksemburg, Hollanda, Portekiz ve İsveç. Merkel CSU’nun ülkedeki göçmenlerin kıtada ilk kayıt yaptırdıkları ülkeye gönderilmeleri yönündeki talebine çözüm bulmaya çalışıyordu. CSU’dan bu gelişmeyle ilgili olumlu bir adım açıklaması geldi. Pazar 1 Temmuz 2018 dishab@cumhuriyet.com.tr EDİTÖR: BETÜL BERİŞE TASARIM: EMİNE BİLGET ABD istihbaratından nükleer iddia Kore Yarımadası’nın nükleerden arındırılması için birlikte çalışma konusunda ABD ile Kuzey Kore arasında mutabakata varılmış olmasına rağmen Pyongyang’ın uranyum zenginleştirme faaliyetlerine devam ettiğine ilişkin iddiaların arkası kesilmiyor. 38 North adlı gözlemci grubun Kuzey Kore’nin aktif tek nükleer reaktör olduğu bilinen Yongbyon’un son aylarda modernize edildiğini öne sürmesinin ardından dün ABD istihbarat örgütlerinin Kuzey Kore’nin nükleer silah için gerekli yakıt üretimine gizlice devam ettiği yönündeki raporu gündeme yansıdı. NBC’nin haberine göre raporda bir yandan ABD ile nükleer müzakerelerde uzlaşı arayan Kuzey Kore’nin bir yandan son aylarda nükleer silahlar Kuzey Kore’nin nükleer faaliyetleri ile ilgili raporda, Pyongyang hükümetinin uranyum zenginleştirme çalışmalarını artırdığı belirtildi Trump ile Kim, Singapur zirvesinde nükleer uzlaşı açıklamıştı. için yakıt üretimini artırdığı belirtildi. NBC’nin kimliği açıklanmayan beş ABD’li yetkiliye dayandırdığı haberinde ABD Başkanı Donald Trump’ın 12 Haziran’da Kuzey Kore lideri Kim Jongun ile Sin gapur’daki tarihi zirvesinin ardından attığı “Kuzey Kore’den artık bir nükleer tehdit gelmeyecektir” tweet’i hatırlatıldı. NBC’ye konuşan yetkililer, “Nükleer silah için gerekli uranyum üretimini artıran Kuzey Kore’nin ABD ile temaslar sürerken bu durumu saklamaya çalışabileceğini” söyledi. Raporda, ülkede Yongbyon dışında en az iki merkez daha olduğu iddiasına da yer verildi. Bir yetkili “Ellerindeki nükleer stoğu bitirdiklerine ya da üretimi durdurduğuna dair bir kanıt yok. Kuzey Kore’nin ABD’yi kandırmaya çalıştığına dair tartışmasız olarak kanıt var” ifadesini kullandı. Açıklamasına yer verilen bir diğer yetkili ise Pyongyang hükümetinin Singapur’daki zirve öncesi nükleer denemeleri askıya almasının ve iki tarafın diyalog halinde olmasının olumlu bir adım olduğunu belirtirken, “Üretim merkezlerinin, silahların, füzelerin sayısı konusunda bizi kandırma çalışmaları sürüyor. Yakından izliyoruz” dedi. Washington merkezli 38 North adlı bir gözlemci kuruluş geçtiğimiz günlerde Yongbyon’da 6 Mayıs’tan bu yana modernizasyon çalışmalarının yapıldığını duyurarak uydu görüntüleri paylaşmış, TrumpKim zirvesinin ardından üretimin olup olmadığına ilişkinse herhangi bir değerlendirmede bulunmamıştı. İran’da su eylemi İran’da yaygınlaşan su kesintileri ülkenin güneybatısında halkı so kaklara döktü. Rudaw’ın haberine gö re geçen hafta hayat pahalılığı ve dö viz kurlarındaki dalgalanma nedeniy le gerzekleştirilen eylemlerin ardın dan önceki gün de Huzistan eyaletin de musluklardan tuzlu su akması ve sık sık yaşanan su kesintileri protes to edildi. Eyaletin Hürremşehr kentin de sokağa çıkan göstericiler “Bece riksiz yöneticiler istemiyoruz. Hırsız lar din adına bizi yağmaladı” sloganla rı attı. Musluklardan akan suyun tuzlu olması nedeniyle Hürremşehr halkı su tankerlerinden içme suyu satın alıyor. Huzistan eyaletine bağlı Abadan ken tinde de ge çen hafta ben zer bir gösteri düzenlenmişti. Sosyal medya da çeşmelerin den su yerine çamur akan görüntüleriyle Protestolarda ‘Hırsızlar din adına yağmaladı’ sloganları atıldı. gündeme gelen Abadan’da İranlılar Tahran’ın dış politikasını hedef alarak “ABD’nin düşman olduğu yalanını söylüyorlar. Bizim düşmanımız tam da burada” ifa delerini kullanmıştı. Hava sıcaklığının 50 dereceyi bulduğu bölgede, yağış ların da düşük seyretmesi nedeniyle su krizi yaşanıyor. Öte yandan, İran’ın başkenti Tahran’ın geçici cuma ima mı Hüccetülislam Kazım Sıddıki, ülke deki ekonomik krize ilişkin hükümet yetkililerini suçlarken, halka diren me çağrısında bulundu. İran’da eyalet merkezlerindeki cuma imamları ülke nin dini lideri Ayetullah Ali Hamaney tarafından atanıyor. Liderin eyalette ki temsilcisi konumunda olan imamlar Hamaney’i temsilen hutbe veriyor. Kâbil hükümeti ateşkesi bitirdi Afganistan Devlet Başkanı Eşref Gani, Taliban’a karşı uyguladıkları ateşkesin sona erdiğini, operasyonların tekrar başlayacağını duyurdu. Afgan hükümeti Ramazan Bayramı süresince Taliban ile karşılıklı ateşkes açıklamıştı. Bayramın ardından Kâbil ateşkesi tek taraflı olarak 10 gün daha uzatma kararı almıştı. Taliban ise geçici ateşkesin ardından Afgan güvenlik güçlerine yönelik saldırılarına devam etmişti. Devlet Başkanlığı Sarayı’nda yaptığı açıklamada “Taliban ne zaman tekrar ateşkes yapmak isterse biz hazırız’’ ifadelerini kullanan Gani, “bayramdaki ateşkesin çok başarılı geçtiğini, halkın barış istediğini” söyledi. Taliban ile varılacak barışın “gizli” olmayacağını da belirtti. Danelaraşam’daasıttaıhklaiynedı Rusya arabuluculuğunda sekiz kasaba ile anlaşmaya varılırken ÖSO Rus subaylarla yapılan müzakerelerden sonuç alınamadığını açıkladı Suriye ordusu ve müttefiklerinin cihatçı güçlere karşı Şam çevresinde başarı elde etmesinin ardından gözlerin çevrildiği Deraa’da 8 kasabanın Rusya arabulucuğunda militanlarla anlaşılarak hükümet kontrolüne geçtiği bildirildi. Ancak yine Rusya aracılığında Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ile yapılan tahliye müzakelerinden ise sonuç alınamadığı gündeme yansıdı. Suriye’nin güneybatısında Ürdün sınırındaki, İsrail açısından kritik Golan Tepeleri’ne yakın Deraa’nın kontrolünü Nusra bağlantılı Tahrir el Şam ve ÖSO güçlerinden almak için ordu ve müttefikleri 19 Haziran’da büyük bir operasyon başlatmıştı. Sabah saatlerinde Reuters’a konuşan ÖSO temsilcileri, Deraa vilayetinin doğusundaki Süveyde bölgesinde altı kişilik sivil ve askeri bir komitenin Rus subaylarla bir ön görüşme gerçekleştirdiğini, Rusların bazı şartlar öne sürdüğünü, ikinci bir görüşmenin daha yapılacağını söyledi. Müzakerelerde Golan Tepeleri’nin sınırındaki Kuneytra bölgesinin ise kapsam dışı bırakıldığı bildirildi. Bu arada, Tahrir el Şam grubunun hükümetle müzakereler nedeniyle ÖSO’yu kınayan bir açıklamada yaptığı da kaydedildi. İlerleyen saatlerde muhaliflere yakın, Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, Doğu ve Batı Gariye, Deyl ve Talul Hilaf’ın da aralarında bulunduğu 8 kasabanın buradaki militanlarla yapılan görüşmeler sonucu hükümet kontrolüne geçtiğini duyurdu. Suriye resmi haber ajansı SANA da geri alınan bölgelerde militanların silah bıraktığını, Gariye’de halkın Suriye bayrağı ve Devlet Başkanı Beşşar Esad posterleriyle kutlama yaptığını duyurdu. Deyl kasabasında hükümet güçleri sevgi gösterileri ve Suriye bayrakları ile karşılandı. Farklı kasabalarda hükümet kontrolü sağlandığı haberleri gelirken, ÖSO’dan ise Rus subaylarla yapılan merkezi müzakerelerin tıkandığı açıklaması geldi. Uluslararası ajanslara konuşan ÖSO sözcüsü, kendi taleplerinin dinlenmediğini, Rus subaylardan gelen teslim olma çağrısını kabul etmediklerini duyurdu. 105 kişi hayatını kaybetti Öte yandan, devam eden operasyonlarda dün de en az beş sivilin yaşamını yitirdiğini bildiren Suriye İnsan Hakları Gözlemevi iki haftaya yaklaşan süre boyunca toplamda en az 105 sivilin öldüğünü duyurdu. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres önceki gün yaptığı açıklamada, ülkenin batısındaki çatışmaların “alarm verici” olduğunu ifade ederek operasyonların sonlandırılması çağrısında bulundu. BM Mülteciler Ajansı Ürdün sözcüsü Mohammad Hawar da çatışmalar yüzünden Deraa bölgesinde 160 bin kişinin evlerini terk etmek zorunda kaldığını söyledi. Moskova ve şam’dan KSYÖ uyarısı Suriye’nin Doğu Guta bölgesindeki Duma kasabasında nisan ayı başında kimyasal silah kullanıldığı, eski Rus çifte ajan Sergey Skripal’in de Britanya’da yasaklı gazla zehirlendiği iddiaları nedeniyle gözlerin çevrili olduğu Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (KSYÖ) hakkında Rusya ve Suriye’den uyarılar yükseldi. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, yakın zamana kadar KSYÖ’ye güvendiklerini ancak son dönemde ciddi manipülasyonların gözlemlendiğini ve bunun tehlikeli bir adım olduğunu belirtti. KSYÖ’de son yapılan değişiklikle örgüte kimyasal saldırılarla ilgili suçlamada bulunma yetkisi verilmişti. Rusya, Suriye ve İran’ın itiraz ettiği düzenlemeye ilişkin konuşan Lavrov, “Eğer durum düzeltilmezse korkarım KSYÖ’nün sayılı günü kaldı. Evrensel bir örgüt olmaktan çıkacak” ifadelerini kullandı. Suriye Dışişleri Bakanlığı da değişikliklerle ilgili ABD, Britanya ve Fransa olmak üzere Batılı ülkeler tarafından Şam yönetimine şantaj ve tehdit uygulandığını iddia etti, kararın örgütü siyasallaştıracağı savunuldu. Geavağlzlaaztdelaı rına Gazze’de dün bir kez daha İsrail ateşiyle yaşamını yitiren Filistinliler için ağıtlar yakıldı. “Dönüş Yürüyüşü” çerçevesinde 30 Mart’tan bu yana her cuma yapılan gösterilerde önceki gün İsrail askerlerinin açtığı ateşle yaşamını yitiren 12 yaşındaki Yasir ebu el Neca ve 24 yaşındaki Muhammed Fevzi elHamayide gözyaşları ile toprağa verildi. Washington’ın göçmen politikasına protesto Trump yönetiminin büyük tepki çeken göçmen politikasını protesto için on binlerce kişi dün ABD’nin pek çok kentinde sokağa döküldü. Başkent Washington’da Beyaz Saray’ın yakınlarındaki Lafayette Meydanı’nda aynı adı taşıyan parkta toplanan eylemciler, Brezil yalı bir annenin oğlundan ayrılma hikâyesini dinledikten sonra “Utan! Utan!” sloganları attı. ABD Başkanı Donald Trump’ın Meksika sınırından ülkeye yasadışı yollardan giren göçmenlere “sıfır hoşgörü” politikası kapsamında gözaltına alınan ailelerin çocuklarından ayrılması uluslararası kamuoyunda eleştirilerin hedefine oturmuştu. Tepkiler üzerine Trump’ın geri adım atmasına karşın 2 binden fazla çocuğun ailelerinden kopartıldığı ABD’de göçmen ailelerin çocuklarıyla tekrar nasıl bir araya getirileceğine dair soru işaretleri sürüyor. 13 ESTONYA BÜYÜKELÇİSİ Trump’ın siyaseti istifa ettirdi Transatlantik ittifakında kriz havası sürerken Trump yönetimiyle ülkenin Av rupa Birliği (AB) politikası konusunda anlaş mazlığa düştüğü belirtilen ABD’nin Estonya Büyükelçisi James Melville’in istifa edece ği açıklandı. Başkent Tallinn’deki elçilikten yapılan açıklamada, Estonya’daki üç yıllık görev süresi temmuzun sonuna doğru do lan Melville’nin “emekliye ayrılacağı” kay dedildi. Ancak Foreign Policy dergisinin ha berine göre uzun yıllardır Avrupa’da görev yapmış deneyimli diplo mat Melville, Facebook’tan arkadaşlarına gönderdi ği özel mesajla istifa ede ceğini duyurdu. Habe re göre Melville mesa jında “Başkan’ın ‘AB’nin ABD’den faydalanmak için tuzak kurduğu’ ya da ‘NA Melville TO, NAFTA kadar kötü’ açıklamaları sadece yanlış değil aynı zamanda benim gitme za manımın geldiğini de kanıtlıyor” dedi. Kanada’dan misilleme Washington ile Ottawa arasında geçen ay yapılan G7 zirvesinde patlak veren gümrük vergisi geriliminde Kanada’dan misilleme adımı geldi. Kanada Dışişleri Bakanı Chrystia Freeland 1 Temmuz itibarıyla yürürlüğe girecek uygulamayla ABD ürünlerine 12.6 milyar dolarlık misilleme vergi getirdiklerini duyurdu. NATO müttefiklerinden mektupla para istedi Brüksel’de gelecek hafta düzenlenecek NATO Zirvesi öncesinde ABD Başkanı Donald Trump’ın ittifaktaki ülkelere mali baskısı artıyor. Belçika Başbakanı Charles Michel önceki gün yaptığı açıklamada, Trump’ın sekiz ülke liderine mektup göndererek NATO katkılarını ödemeleri talebinde bulunduğunu söyledi. AFP’ye konuşan bir diplomatik kaynak Belçika’nın yanı sıra Almanya, İtalya, İspanya, Portekiz, Lüksemburg, Norveç ve Hollanda’nın mektup aldığını belirtti. ABD Başkanı pek çok kez NATO müttefitlerini “savunma harcamalarına gerekli katkıyı” yapmadıkları için eleştirmişti. Bu arada Washington Post’un haberine göre ABD Savunma Bakanlığı Almanya’da konuşlanmış Amerikan askerlerinin çekilmesi yönündeki seçenekleri değerlendirmeye başladı. ABD’li yetkililer Savunma Bakanlığı’nın ABD askerlerinin konuşlanması konusunu düzenli olarak incelediğini açıklarken Avrupalı yetkililer ise bu planın Trump’ın NATO Zirvesi sırasında müzakere taktiğinin bir parçası olabileceği yorumunu yaptı. Dışişleri Koru’yu merkeze çağırdı Dışişleri Bakanlığı’nda büyükelçi kararnameleri için hükümetin kurulması beklenirken, diplomasi kulislerine 3 büyükelçinin merkeze çağrıldığı iddiası yansıdı. Bu isimler arasında en dikkat çekeni BM Cenevre Daimi Temsilcisi Naci Koru oldu. Lüksemburg Büyükelçisi Mehmet Haluk Ilıcak ile Tunus Büyükelçisi Ömer Faruk Doğan’ın da merkeze çağrıldığı belirtilirken, ortada henüz bir kararname olmadığı öğrenildi. Kaynaklar, soruşturma sonucunda mı merkeze çağrıldıkları sorusunu yanıtsız bıraktı. Üst düzey bir yetkili, merkeze çağrılan isimlerle ilgili sayının 3 olduğunu doğrulamadı ancak bazı isimlerin çağrıldığını doğruladı. Diplomasi kulislerinde Koru’nun ağabeyi gazeteciyazar Fehmi Koru nedeniyle çağrılmış olabileceğine yönelik iddialar gündeme gelirken, üst düzey yetkili “bu aşamada bunu doğrulayacak durumda değilim” dedi. İddialara göre Lüksemburg Büyükelçisi Ilıcak sosyal medyadaki paylaşımları nedeniyle merkeze çağrıldı. Dışişleri kökenli olmayan ve dışarıdan atanan Tunus büyükelçisi Doğan’ın ise eski Diyanet İşleri Başkanı Lütfü Doğan’ın oğlu olduğuna işaret edildi. Üç büyükelçinin yanı sıra listede başka isimlerin de olabileceği belirtildi. l ANKARA/Cumhuriyet Ankara için farklı statü talebi Hollanda’da koalisyon hükümetini oluşturan dört partiden biri olan Hristiyan Birliği’nin (CU) lideri Gert Jan Segers, NATO müttefiki Türkiye’ye yönelik olası bir saldırı durumunda, ülkesinin Ankara’ya destek vermemesini istedi. Hollandalı lider, Türkiye’nin izlediği politikalara yönelik daha sert tepki verilmesi gerektiğini savunarak, Avrupa Birliği’nin (AB) tam üyelik müzakerelerini durdurmasını da istedi. BBC’nin haberine göre Segers, NATO’da Türkiye’ye yönelik “de facto B” adını verdiği faklı bir ortaklık sürdürülmesini savundu. NATO anlaşmasının 5. maddesine göre, herhangi bir üye ülkeye dışarıdan gelen saldırı bütün ittifaka yapılmış sayılıyor. Rusya ile sınırı olan Türkiye ve Baltık cumhuriyetlerinin NATO içinde daha fazla destek gördüğüne işaret eden CU lideri, uzun süreli savunma anlaşmaları nedeniyle Ankara’nın ittifak dışında bırakılamayacağını vurguladı. Segers’in NATO önerisinin Lahey’de destek bulamadığı belirtildi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle