24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 11 Haziran 2018 haber 8 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: EMİNE BİLGET İftiraya KHK zırhı İnce hesapları boşverin ama ‘İnce’ hesap yapın Seçim günü yaklaştıkça ince hesaplar yağmuru da sağanağa dönüştü. Facebook’tan kişisel tahminlerini açıklayanlardan tutun da kamuoyu araştırma anketlerine kadar hepsi kendi gönlünce sonuçlara ulaşıyor ve bugünden yarını, 24 Haziran’ı haber veriyor... Boşverin... Bunca yıl kâh yazıişleri masasında, kâh alanda, mitinglerde seçim izlerim. Hiç bugünkü kadar bıçak sırtı ve sonuçları tahmin edilemez bir seçim süreci yaşamadım. Hangi siyasi görüşten olursanız olun, hangi partiye yakınlık duyarsanız duyun 24 Haziran sonuçları üstüne fazla ince eleyip sık dokumaya gerek yok. İki seçim pusulası ve tek sandık var. O sandıkta cumhurbaşkanı adı verilen “Başkan” için ve Meclis’i oluşturacak milletvekilleri için oy kullanılacak. AKP iktidarına “Artık tamam. İnin aşağıya” demeye kararlı ya da az çok kararlı olanlar oylarını ister CHP’ye versinler, ister HDP’ye, ister İYİ Parti’ye, ister Saadet Partisi’ne; Cumhurbaşkanlığı için ister Muharrem İnce’ye, İster Selahattin Demirtaş’a, ister Meral Akşener’e, ister Temel Karamollaoğlu’na... Bu tablo üstüne ince değil ama kaba ve kalın da değil yalın bir olasılıklar  hesabı yapmak yeterli. Eğer yukarıda sıralanan cumhurbaşkanı adaylarının oylarının toplamı, (dağılım ne olursa olsun toplamı) yüzde 51’i, daha da kesin söylersek yüzde 51+1’i bulursa Beştepe Külliyesi adı verilen görgüsüz “beton saray”da artık AKP Reisi oturmayacak demektir. Bu tartışmasız bir demokratik kazanım demektir. HHH Gelelim daha kilit, daha yakıcı bir soruya. 24 Haziran’da aynı sandıktan Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki milletvekili iskemlelerinin dağılımı da belli olacak ve bunun ikinci turu filan yok. Kesin sonuç. Artık bilmeyen kalmadı. Milletvekili iskemlelerinin dağılımını HDP’nin alacağı oylar belirleyecek. İYİ Parti yüzde 7’de alsa, yüzde 17’de alsa; Saadet Partisi yüzde 2’de alsa yüzde 12 de alsa, CHP kemik oylarını hiç artıramayıp yüzde 25’te de kalsa, Muharrem İnce’nin etkili seçim kampanyasının rüzgârı ile bu oylara beş on puan daha da eklense eğer HDP baraj altında kalırsa başta Kürt illerinden, onlara eklemlenecek büyük kentlerden çıkacak 6080, belki 100 milletvekilinin hemen hemen tamamı AKP’nin hesabına yazılacak. Bu ise AKP’ye ve Reis’ine TBMM’de mutlak çoğunluk sağlayacak; hatta belki yeni anayasa değişikliklerine yetecek kadar milletvekili getirecek. 24 Haziran’da milletvekili seçimi için kullanılacak oylarda tercihin kilidi bu soruya seçmen olarak her bir yurttaşın özgür iradesi ile vereceği cevapta yatıyor. HHH Son soru: Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turu olacak mı, olursa ne olacak? Görünen o ki cumhurbaşkanının kim olacağı ikinci turda belli olacak. Peki, ikinci turda kimler yarışacak? Gerçekçi olalım, düş kurmayalım. CHP’nin sadece kemik oyları bile Cumhurbaşkanlığı seçiminde AKP Reisi’nin karşısına çıkacak adayın Muharrem İnce olacağını gösteriyor. Demirtaş, partisinin alacağı oylardan daha fazla da oy alsa, Meral Akşener İYİ Parti’nin oylarını ikiye de katlasa, Karamollaoğlu, Saadet Partisi’nin alacağı oyların üç katı da oy alsa ikinci turda yarışacaklar belli: AKP Reisi ve Muharrem İnce. Daha yalın bir deyişle ikinci turda seçmenler şu soruya cevap verecek: AKP Reisi Beştepe’deki “beton saray”da  oturmaya devam edecek mi, yoksa Cumhurbaşkanı koltuğuna Muharrem İnce mi oturacak? HHH Bir halk deyişinden esinleneceğim: Benim adım Hıdır, aklımın erdiği budur... İzmir’de ‘Onur Yürüyüşü’ İzmir’in Konak ilçesinde bir araya gelen LGBTİ bireyler, ‘Onur Yürüyüşü’ düzenledi. Genellikle haziran ayı içerisinde, eşcinselliğe dikkat çekmek, ötekileştirmeyi engellemek için LGBTİ tarafından düzenlenen ‘Onur Yürüyüşü’, Alsancak’taki Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde düzenlendi. Yaklaşık 2 bin kişinin katıldığı yürüyüşe BandoSol, müzikleriyle renk kattı. Ellerinde dövizler taşıyan 5 anne de yürüyüşe katılıp eşcinsel çocuklarına destek verdi. Dikkat çeken bir diğer detay ise başörtüsüyle kortejin en önünde yürüyen Katiba Pekyüce idi. Pekyüce, gençlerle birlikte dans etti. l DHA Okul idaresinin hakkında düzenlediği evraka hiçbir delil göstermeden “PKK ile iltisaklı” diye yazıldı diye ihraç edilen öğretmenin, okul idarecileri hakkında yaptığı suç duyurusuna 15 ay sonra takipsizlik verildi. Sav cılığın takipsizlik ge rekçesinde OHAL dö nemi KHK’leri kap samında karar alan kişilere dava açıla KEMAL GÖKTAŞ mayacağına ilişkin KHK düzenlemesi gerekçe gösterildi. Kadriye Moroğ lu Anadolu Lisesi biyoloji öğretme ni Filiz Uzal Soylu, 2017 yılı Şubat ayında yayımlanan 686 sayılı KHK ile ihraç edildi. Soylu’nun ihracı na okul idaresinin düzenlediği evra ka “PKK, PYD, YPG gibi bölücü te rör örgütleriyle iltihak, iltisak ve ya irtibatı olduğu değerlendirilen kişi” olarak yazılması neden oldu. Soylu’nun avukatı Metin İriz, “hak kında herhangi bir soruşturma ya pılmadan, delil olmadan, iftira ve fikri sahtecilik sonucu ihraç edildi ğini” belirterek Küçükçekmece İlçe Milli Eğitim Müdürü Cemal Yavuz, Delil olmadığı halde “PKK’yle iltisaklı” gösterildiği için ihraç edilen öğretmenin suç duyurusu hakkında, KHK gerekçe gösterilerek takipsizlik kararı verildi. Karar, iftirayla ihraç edilenlerin dava yolunu kapatır nitelikte okulun müdür vekili Eşref Tığ ve müdür Yavuz Usta ile İstanbul il ve ilçe milli eğitim müdürlüğünde ihraçlarla ilgili oluşturulan komisyonun üyeleri hakkında “görevi kötüye kullanma ve iftira” suçlarından 7 Şubat 2017’de Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Ceza sorumluluğu yok Soylu’nun suç duyurusu ile ilgili karar 15 ay sonra geldi. Cumhuriyet savcısı Serdar Koç imzalı kararda 27 Temmuz 2016 tarihinde yayımlanan 668 sayılı KHK’nin 37. maddesinde yer alan “15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamında karar alan, karar veya tedbirleri icra eden, her türlü adli ve idari önlemler kapsamında görev alan kişiler ile OHAL süresince yayımlanan KHK’ler kapsamında karar alan ve görevleri yerine getiren kişilerin bu karar, görev ve fiilleri nedeniyle hukuki, idari, mali ve cezai sorumluluğu doğmaz” düzenlemesine yer verildi. Kararda “Müştekinin ihracına neden olan idari işlemle ilgili OHAL Komisyonu’na, buradan çıkacak karara karşı da idari yargı yoluna başvurma hakkının bulunduğu, dolayısıyla 668 sayılı KHK ile karar sürecinde yer alanların cezai sorumluluğu olmadığı gibi ihraç kararına karşı OHAL Komisyonu’na ve idari yargıya itiraz yolu bulunduğundan müştekinin haksız ihraç edildiği iddiasının ceza soruşturmasının ve kovuşturmasının konu oluşturmadığı anlaşılmakla şüpheliler hakkında kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilmiştir” denildi. ADALET VE BARIŞ GELENE KADAR 10Ekim 2015 tarihinde IŞİD’in, Ankara’daki barış mitinginde 103 kişinin katledilmesi ve yüzlerce kişinin yaralanmasına yol açan bombalı saldırısının davası sürüyor. 1213 Haziran 2018 tarihinde iki gün sürecek olan davanın 9. grup duruşmaları yarın başlıyor. Mahkemeye getirilmeyen birçok belge, dosya, firari sanıklar olmasına rağmen savcının bu duruşmada esasa ilişkin mütalaa verebileceği belirtiliyor. Duruşma öncesi katliamda yaşamını yitiren 103 kişi için anma etkinliği düzenlendi. Katliamın 32. ayında Ankara Ga rı önünde düzenlenen etkinlikte konuşan, katliamda yaşamını yitiren Emek Partisi yöneticisi Korkmaz Tedik’in annesi Zöhre Tedik, “Katliamdan sonra gazeteciler eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’na ‘Bu katliamla ilgili ne düşünüyorsunuz?’ dediğinde, ‘Oyumuz arttı’ diye yanıt verdi. Gerçekten oylarının artması için bu katliamı işlemişler. Bugün 24 Haziran’da bu katliamların yeniden işlenmemesi için, çocuklarımızın katillerinden hesap sorulması için adaletin tesisi için, biz her zaman barış diyeceğiz. Burayı barış için tesis edeceğiz. Biz Cumartesi Anneleri, Şilili anneler gibi katliamdan hesap sorulana kadar bu alanda olacağız” diye konuştu. Katliamda hayatını kaybeden Uygar Coşgun’nun eşi ve 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği’nin kurucusu avukat Mehtap Sakinci Coşgun ise “Doğru düzgün yapılmamış bir soruşturmayla yola çıkılmış bir dava düşünün. Bu soruşturmayla hazırlanmış bir iddianame ile 9. grup duruşmasında da biz aynı senaryoyu göreceğiz. Burayla ilgili tarihi kimse unutturamayacak” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet ‘Öldürmek istediler’ KADIKÖY’DE DARP EDİLEN ÖĞRENCİLER suç duyurusu YAPACAK ‘Karneler sizin, gelecek bizim’ diyerek Kadıköy’de eylem yaparken darp edilerek gözaltına alınan öğrenciler, “Bizi resmen öldürmek istediler. İtaatkâr bir nesil yetiştirilmek isteniyor ama olmayacağız. Alanlarda olmayı sürdüreceğiz” dedi. Avukat Gökhan Soysal da hafta içinde suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi. Karne eylemi yaparken, darp edilerek gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan liseli öğrenciler, İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde dün basın toplantısı düzenledi. Toplantı salonuna “İşkenceler liselileri yıldıramaz” pankartı asıldı. Öğrenciler adına açıklamayı yapan Meltem Çuhadan, polislerin daha eylem başlamadan tehdit ettiğini belirterek, “Pankartı açar açmaz polislerin yoğun saldırı ve işkencesine maruz kaldık. 18 arkadaşımız bu esnada yüzüstü yere yatırılarak gözaltına alındı. Gözaltı aracında da arkadaşlarımıza demir kelepçeyle başlarına vurularak darp edildi. Yoğun hakaret ve küfürlere uğradı. Çevrede polislere tepki gösteren halk ile olayı çeken gazetecilerin gözaltına alınmasıyla gözaltı sayısı 22’ye yükseldi” dedi. Avukat Gökhan Soysal ise “Orada o gün uygulanan şey işkenceydi. Çocuklar döve döve yere yatırıldı. Ben de dayanamayarak karşı çıkmaya çalıştım. Beni de gözaltına almaya çalıştılar. Güpegündüz, herke İHD’deki toplantıya, darp edilerek gözaltına alınan ve işkence gören öğrencilerin yanı sıra arkadaşları, aileleri, İHD Şube Başkanı Gülseren Yoleri ve çok sayıda kişi katıldı. sin gözü önünde o copların çocuklara indiğini gördük. Ben de bu duruma dayanamayıp tepki göstermek zorunda kaldım. Polisler, karakola giden avukatlarımıza hakaret ettiler, müvekkillerimizle görüştürmediler” diye konuştu. ‘Bu mu insanlık?’ Gözaltında yaralanan öğrencilerden Çağdaş Onur Ekinci şunları anlattı: “Ben de o işkenceler sırasında bilincini kaybedenlerden biriyim. Bizi gözaltına aldıklarında kelepçelerini muşta gibi kullanıp, bilinçli olarak öldüresiye işkence ettiler. Daha sonra ise yunus polisleri de gelerek elektro şok cihazlarıyla işkenceye devam ettiler. Bizim terör örgütü üyeleri olduğumuzu, 2530 yaşında olduğumuzu söylüyorlar. Hepsi yalan. Biz orada eğitim sistemini eleştirmek için o eylemi yaptık.” Şeyda Çopur da “Biz gözaltına alındığımız andan itibaren oradaki polisler ‘Biz insanız’ diyordu. İnsanlık bir kişiye parmaklarını, kollarını kıracak şekilde ters kelepçe ile gözaltı aracına bindirmek mi” diye sordu. Gözaltına alınan muhabir Hakan Gültürk de çıplak aramaya maruz kaldığını belirterek “Oradaki bütün işkenceyi görüntülediğim için polis tarafından hedef gösterildim. O esnada ben de işkenceyle gözaltına alındım, çıplak aramaya maruz bırakıldım” diye konuştu. VETERİNER HEKİME YASAK ‘Tek suçum eşimin ihraç edilmiş olması’ ZEHRA ÖZDİLEK İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Veteriner Fakültesi’nde veteriner hekim olarak görev yapan Dr. Seval Fatma Toydemir, Kıbrıs’a bir kongreye giderken yurtdışı yasağı konulduğunu öğrendi. Toydemir şahsına yönelik adli, idari inceleme veya soruşturma bulunmadığını belirterek, “Tek suçum İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nde çalışırken haksız ve hukuksuz bir biçimde ihraç edilen Dr. Savaş Karabulut’un eşi olmam” diye konuştu. İhraç edilen Karabulut fasulye satarak geçimini sağlamaya çalışıyor. Veteriner hekim Dr. Tuğba Seval Fatma Toydemir’in KKTC’deki Yakın Doğu Üniversitesi tarafından düzenlenen “Çiftlik Hayvanlarında Fertilite ve Meme Sağlığı 2” isimli kongreye gönderdiği çalışması kongre bilim kurulu tarafından kabul edildi. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Veteriner Fakültesi Dekanlığı’na yaptığı başvuru üzerine görevlendirildiğini belirten Toydemir, “15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrası devlet memurlarının alması zorunlu olduğu KHK ile duyurulan ‘yurtdışına çıkışında sakınca yoktur yazısı’, 15 Kasım 2017 tarihinde iptal edildiğinden böyle bir yazıya gerek olmadığı bildirildi. Önceden bana tebliğ edilen bir adli, idari inceleme veya soruşturma da yok. İstanbul Atatürk Havalimanı pasaport kontrol noktasına gittiğimde, ‘yurtdışına çıkamayacağım’ söylendi. Hâlâ anlayamadığım husus ise yıllardır ‘yavru vatan’ olarak bildiğimiz ve giriş ve çıkışta pasaport bile gerekmeyen bir yere neden çıkış yasağım olduğudur” dedi. ‘Masrafları ödemediler’ “Dekanlık tarafından görevlendirildiği halde neden yurtdışına çıkamadığımın tek bir izahı bulunuyor” diyen Toydemir şöyle devam etti: “O da 2 Kasım 2016 tarihinde eşimin üstüne kayıtlı olan yeşil pasaportumun, kendisinin ihracından sonra iptal edilmesidir. Devlet kendi memuruna mı güvenmiyor onu da anlamış değilim. Tabii işin bir de ekonomik yanı var. Uçak biletlerim, konaklama ve kongre katılım ücretlerinden sadece uçak bileti ücretinin yüzde 50’sini iade alabildim. Kongre düzenleme kurulu ve organizasyon firması katılım masraflarımı geri ödemedi.” BERBEROĞLU’NA ZİYARET Tutuklu vekiller demokrasi ayıbı Yarkadaş, Maltepe Cezaevi’nde tutuklu bulunan CHP milletvekili Berberoğlu’nu ziyaret etti. Maltepe Cezaevi’nde tutulan CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’nu ziyaret eden CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, Berberoğlu’nun bir yıla yakın bir zamandır tutuklu olduğunu anımsatarak, “Berberoğlu, 14 gün sonra yeniden milletvekili seçilecek. Ancak Berberoğlu’nun hukuksuzca tutuklanması 14 asır boyunca unutulmayacak. Bu duvarın arkasına büyük bir hukuksuzluğu ve büyük bir demokrasi ayıbını saklıyorlar” diye konuştu. Berberoğlu’nun bir an önce serbest bırakılması gerektiğini kaydeden Yarkadaş şunları söyledi: “Türkiye, 24 Haziran seçimine tutuklu milletvekileri ayıbıyla gidiyor. Demokrasi tarihimiz açısından utanç dolu bir zaman diliminin içinden geçiyoruz. AKP ise her şey normalmiş gibi davranıyor. Ne yazık ki; yargı da aynı sürecin bir parçası haline getirildi. Ancak biz yine de hukuka dönülmesi için çağrıda bulunuyoruz. Berberoğlu’nu serbest bırakın ve bu ayıba son verin. Maltepe Cezaevi’nin arkasına saklamaya çalıştığınız hukuk ve demokrasi ayıbı bir devekuşuna dönüştü. Onu herkes görüyor ve biliyor.” l İSTANBUL / Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle