14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 11 Haziran 2018 6 TASARIM: EMİNE BİLGET İYİ PARTİ’NİN CUMHURBAŞKANI ADAYI AKŞENER, GÜNDEME DAİR AÇIKLAMALAR YAPTI ‘Cumhur İttifakı zoraki bir evlilik’ Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oyun planının çöktüğünü söyleyen Akşener, AKP’lilerin sahada ‘MHP’ye oy vermeye gerek yok, iki seçimde de bize verin’ dediklerini kaydetti. Akşener, 7 Haziran sonrası evine gelen Metin Külünk’ün “güçlü başbakan yardımcılığı” teklif ettiğini de anlattı. OZAN ÇEPNİ İYİParti Genel Başkanı ve cum hurbaşkanı adayı Me ral Akşener, Trabzon mitingi öncesin de gazetecilerin sorularını yanıtladı. Cumhur İttifakı’na ilişkin tartışma lar, partisinin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a desteği yönündeki iddialar, Kandil operasyonu, Erdoğan’ın OHAL açıklaması ve FETÖ ile mücadeleyi de ğerlendiren Akşener’in açıklamaların dan satırbaşları şöyle: n Erdoğan ile Bahçeli’nin oda ğı farklı: (Bahçeli’nin AKP eleştirile ri): Bahçeli başkan yardımcılığını ta lep etmedi, Bakanlar Kurulu’na in san vermeyi reddetti. Biraz zoraki bir evlilik gibi gözüküyor. Bahçeli’nin odaklandığı konu ile Erdoğan’ın odaklandığı alan farklı. Erdoğan MHP’ye oy verecek olan seçmenin Cumhurbaşkanlığı’nda oyunu almak istiyor. Bahçeli de Meclis’te yer al mak istiyor, hedefi o. Fakat anladı ğım kadarıyla bu tam gerçekleşme di. Onun için sahada AK Parti’li mil letvekili adayların çalışmalarında, biz de gözlemliyoruz, arkadaşları mız söylüyor, “MHP’ye oy vermeye lü zum yok, hem Cumhurbaşkanlığı’nda hem de Meclis’te AK Parti’ye oy ve rin” diye. Bundan bir şikâyet oldu ğu anlaşılıyor. Diğer taraftan da, Tay yip Bey “münafık” ilan etmişti bir kı sım seçmeni, Cumhurbaşkanlığı’nda Tayyip Bey’e oy verip diğer taraftan da MHP’ye oy verecek olanları. Bunun Bahçeli tarafından su yüzüne çıkarıl mış hali diye düşünüyorum. Kopar mı? 8 Temmuz’dan sonra herkes her şe yi gözden geçirir diye düşünüyorum. MHP’de bir değişiklik, çıkardığı millet vekili sayısına bağlı olur. n Böyle bir şeyin yanında olmaya cağım: (İYİ Parti Cumhur İttifakı’na dahil olur mu?) Ben önce şahsi fikri mi söylüyorum, Meral Akşener olarak söylüyorum. Biz her şeyde ortak karar alıyoruz. Ben parlamenter demokrasi nin, 150160 yıllık bir birikim olduğu nu, bu birikimin kenara atılamayacağı nı, 16 Nisan’daki referandum sonucun da da, Güney Afrika’da ve Güney Ame rika’daki diktatörlüklerden bile daha kötü bir sistemin geçtiğini, bununla Türkiye’nin yönetilmeyeceğini 37 ilde bağıra bağıra anlattım. Tutarlılığa çok önem veren bir şahsım. O nedenle şah si fikrim böyle bir şeyin olamayacağı şeklindedir. n Külünk evime geldi: İktidar par tisi çok eğlenceli. 7 Haziran’dan sonra bana bakanlık, kulağıma söylenen güç lü başbakan yardımcılığıydı. Kâğıdı duruyor. Teklif ettiler, ben o zaman ha rika bir insanmışım, reddettim. Sonra Metin Külünk (AKP İstanbul milletve kili) evime geldi. “Tayyip Bey tarafın dan gönderildiğini” söyledi, bilemem o mu gönderdi, göndermedi mi. Benim açımdan mümkün değil. Partimin gö rüşünü almadan, “biz böyle diyoruz di yemem” çünkü gerçekten iyi tartışıyo ruz. Hiçbir kararı şahsi olarak “böyle olacak” demedim ben. n Erdoğan’ın oyunu çöktü: İktidar kanadı ne konuştuğunu bilmiyor bir noktada. İlk defa 16 yıldan sonra kay bedeceklerine dair bir endişeleri var. Erdoğan’ın oyun planı, yani “power ga me” dediklerinden bahsediyorum, bu stratejisi ilk defa çöktü. Burada müte vazı olamayacağım, sayemde çöktü. n OHAL’den rahatsızlık ortaya çıktı: (Erdoğan’ın OHAL açıklamala rı) Erdoğan’ın en önemli özelliği, ala nı, yani seçmenin davranışlarını ölç ‘Erdoğan yalvarmaya başladı!’ İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, seçimin ikinci tura kalacağı kesinleşince, Erdoğan’ın seçilmek için söylem değiştirdiğine dikkat çekti HAKAN DİRİK İzmir Bergama ve Tire’nin yanı sıra Manisa’da partisinin düzenlediği mitinglerde kürsüye çıkan İYİ Parti Genel Başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Meral Akşener, İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından konuşmaya başladı. Erdoğan’ı hedef alan Akşener, kalabalığın yuhalamasını keserek, “Meydanlar şenlendi. 2. tura kalacağı kesinleşen Sayın Erdoğan, bugün millete yalvarıyor, ‘lütfen’ diyor. Yuhalamıyoruz, 24 Haziran’da gereğini yapıyoruz” dedi. Millet İttifakı’nın Meclis’te çoğunluğu alacağını dile getiren Akşener, şunları söyledi: “Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 2. tura beni bırakacaksınız. Bu ihtimalden hoşlanmadığı için sesini çıkaramıyor. Bu da benim hoşuma gidiyor. Ben mitinglerimizi göstermelerini beklemiyorum. Sarayın ekranları yerine milletin gönlünde olmak istiyorum. En çok neye gülüyorum biliyor musunuz? Tay Manisa mitingi öncesinde yaşlı bir yurttaş, Meral Akşener’e kampanyası için altın bileziğini verdi. yip Bey’e ‘milletin adamı’ diyorlar. Yahu onlarca korumayla geziyorsun sen, milletinden korkuyorsun, sen nasıl lidersin, nasıl başkomutansın? Hadi oradan be! Sen milletinden korkuyorsun.” Hazırladıkları projelere “Kaynak nerede” sorusu geldiğini kaydeden Akşener, “Türkiye’nin kaynakları hırsızların cebinde. 453 milyar dolar borçlandılar, 70 milyar dolarlık özelleştirme yapıldı. Bir çılgın projeleri var. Bir baktık 65 milyar dolar gideri var. Soruyorum ‘Kaynağı nereden buluyorsun, bu projenin ülkeye geliri ne olacak?’ Bunu sormak kimsenin aklına gelmemiş ama ben soracağım” diye konuştu. ‘Yorgun şoför’ Akşener, Manisa’da Soma’da tekmelenen madenciyi anımsatarak, AKP ve Erdoğan’a “Soma faciasında bir madenci kardeşimizi tekmeleyeni milletvekili adayı yaptınız mı? Bu, ‘vatandaşı tekmelemek serbest’ demek. Ben piyonlara laf söylemedim hiç, asıl olan onu oynatandır” eleştirisini yöneltti. Erdoğan’ın “kıraathane” projesi için de “Milletin cebine para koyacağına kahve açıyor. Bu çocukların cebine para koyup kahvelerden çekeceğine kahve açıyor. Devlet kahvehane açar mı? 2 tane kek bedava olacakmış. Hepimizin geleceği için bu yorgun şoförü evine göndermek gibi bir görevimiz var” dedi. l İZMİR / MANİSA türmesidir. Bu ölçtürmeler sırasında OHAL’den herkesin son derece rahatsız olduğu ortaya çıktı. n Hiçbir iktidar bunu yapmadı: (Olası Kandil operasyonu) Yıllardır bu ülke terör mücadelesi yapıyor. Hiçbir iktidar terör mücadelesini siyasi iç politikanın ve seçimin malzemesi yapmadı. Davulla zurnayla her şeyler söylenerek tumturaklı bir terör mücadelesi söz konusu. Bunun dış politikanın öznesi olduğu aşikâr. Fayda sağlamayacak. n Kahraman’ın damadı kaçak, kayyımı diğer damadı: (Süleyman Soylu’nun FETÖ suikast ve yeni darbe iddiaları) Olabilir onların görevi bulmak. Mesela İsmail Kahraman’ın damadı kaçak. Hücre başı. İşyerine kayyım atandı. Kayyım kim, diğer damadı. İçişleri Bakanı’nın işi zor. Kendi konuşmaları geziyor sosyal medya da. Ben bu iktidarı çok ciddiyetsiz buluyorum. FETÖ bir terör örgütüdür ve onunla mücadele etmek ciddiyet ister. n Önce Türkiye’nin normalleşmesi lazım: Türkiye’nin bazı şeyleri konuşmak için önce Türkiye’nin normalleşmesi lazım. Ne batıda, doğuda ne de güneydoğuda, Karadeniz’de insanlar gerçek fikirlerini söyleyebiliyor. Böyle bir korku var. Güneydoğu ile diğer iller arasında bir fark yok. Federasyon mu isteniyor, ayrılmak mı isteniyor. Ya da bütün olarak yaşanmak mı? Hiç bunun üzerinde konuşanı görmedim ben siyasi cenahtan. Dolayısıyla Edirne’yle Şırnak’ı dinlemek zorundayız. Türkiye’yi yönetmek, devlet yönetmek ciddiyet ister. n Edirne ile Şırnak gencinin sorunu aynı: (Diyarbakır planı) Ben Diyarbakır’a, MHP adaylığım, hem re ferandum esnasında, hem sonrasında, ondan evvel de DYP’de, batıda doğmuş büyümüş seçilmiş biri olarak en fazla giden politikacıyım. Diyarbakır’ı bu ülkenin sınırları içinde değilmiş gibi tanımlayan bir konuşma biçimini doğru bulmuyorum. Diyarbakır seçmenini, Güneydoğu’da her şehrin seçmenini bir grup olarak tutup cepteymiş gibi görmek çok ayıp. Bir taraftan demokrasi diye bağıracaksınız, diğer taraftan da paket olarak “Kürtlerin oyu benim cebimde” diyeceksiniz bu çelişki. n Benim Güneydoğu’da gördüğüm şu: Şırnak’taki, Bitlis’teki problemle Edirne’deki problem aynı olmuş. Genç işsizliği. Edirne’deki gençle Diyarbakır’daki gencin bireyselleşme ve birey olarak kendini tanımlanma konusunda çok bir fark yok. İkinci tespitim bu. l TRABZON Karamollaoğlu’ndan Fenerbahçe örneği Karamollaoğlu, konuşmasının başında beyaz güvercin uçurdu. Saadet Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Prof. Dr. Temel Karamollaoğlu, 24 Haziran seçimleri öncesi Fenerbahçe’de yaşanan başkan değişikliğini örnek göstererek, “Aziz Yıldırım Bey, Fenerbahçe’ye hizmetler yapmış bir kişi. Çok uzun bir zaman yönetimden ayrılmak istemedi. Bu kongrede 4 bine 16 bin oyla seçimi kaybetti. Bir değişiklik meydana geldi ve bu değişiklik hissedilmiyordu. Dip dalga oluşmuştu, farkına varamadılar. Bu seçimlerde dip dalga Saadet Partisi için su yüzüne çıkacak” dedi. Temel Karamollaoğlu Bursa Atatürk Stadyumu meydanında Bursalılarla buluştu. “Bir oy ile ne değişir gibi havaya kapılırsanız, bu sayı arttığında bekle diğiniz neticenin dışında bir netice doğar” diyen Karamollaoğlu, “Belki de ilk defa bu kadar sorunlar yumağıyla karşı karşıyayken seçime gidiyoruz. Seçimden sonra kim iktidara gelirse gelsin tahmin edilemeyecek kadar büyük problemle karşı karşıya kalacak. Geçim sıkıntısını daha fazla hisseder hale geldiysek değişime ihtiyacımız olduğu kesin. Partizanlığın arttığına şahit oluyorsak mutlaka değişime ihtiyacımız var demektir” diye konuştu. Türkiye’nin hızla kutuplara ayrıldığını dile getiren Karamollaoğlu konuşmasında, “Bunun bir numaralı sorumlusu AK Parti idaresinin kendisidir. Kutuplaşmadan medet umuyor” ifadelerine yer verdi. l BURSA / İHA ‘İlerici’ Erdoğan?!? Cumhurbaşkanı, son bir haftaki performansına “bunlar gerici yaa” lafını da sıkıştırdı. Muharrem İnce gerici, CHP vb.. İktidarın medyatörleri açıklama getiriyor: Tutucu, statükocu CHP. Acaba, yahu bunlar ilericikomünist diyecekken sözler mi karıştı, diye şüphe ettim birden. Öyle ya, Boğaziçi Köprüsü’nü satmaya kalkışanla (Özal), hayır sattırmam diyeni (Necdet Calp) karıştıran, açılmış havaalanlarını ve üniversiteleri kendisinin açtığını söyleyen Cumhurbaşkanı, metal yorgunluğundan aşırı sıkıntılı görüntü veriyor. “İlerici” Erdoğan? İlericiliğin emareleri olarak sayılan dökülenlere bakın: Köprü, yol, havaalanı, şehir hastaneleri. Menderes de müthiş ilericiydi bu konuda, yoldan başka bir şey bilmezdi ve ülkeyi getirdiği nokta, ABD’den devlet memurlarının maaşlarının ödenmesi için ricada bulunulmasıydı. Türkiye’nin 1938’e kadarki büyük ekonomiksanayi atılımını boşa çıkartan bir 10 yıl. Şimdi otoyollara, köprülere güzelleme düzülüyor, bu altyapılar Türkiye’nin ekonomisinin büyük sıçrama yapması için zorunluymuş. Görün bak ülke nasıl uçacak... Teşbihte hata olmaz: Ayının kırk türküsü var, kırkı da ahlatarmut üzerine... Yol yap ilerici ol Denizin altına tünel yaptınsa ilericisin. Köprü, yol yapıp gidişdönüş 250 TL’ye yakın trink para aldın mı, hele ilericinin de ilericisisin. Kent içinde tüm yeşil alanlar üzerinde AVM’ler, Mecidiyeköy gibi kentin kalbine devasa gökdelenler diktin mi, sadece ilerici olmakla kalmazsın, en ileri modernliğin temsilcisisin. Sağın “ilericiliği”nde insan yoktur. Bu “ilerici” iktidar, unutmadan yazalım, dünyada “ileri demokrasi”nin de en ileri örneklerini veriyoruz bu ülkede, deme cesaretini bile göstermiştir. Eski Türkiye Yeni Türkiye diye de bir masal sürülüyor ortalığa. Özellikle de ekonomiyi tartışma masasına sürüyorlar. Nereden nereye geldik, diyerek. Tek sözcük ile anlatmak yeter: Batı finans dünyasından ülkeye giren çıkan trilyonlarca dolarla bir çöktüntüye geldik. İki yıl içinde doları 3 TL’ten 4.5 TL’ye fırlattınız ve ancak dünyanın en yüksek faizlerinden birini vererek, füze gibi yükselmeyi durdurabildiniz. Nereden nereye mi geldik? “Eski” Türkiye’de ekonomi ithalatla dönüyordu: Ekonominin ihtiyacı olan başta sermaye olmak üzere, makine teçhizat, ara mallar, ileri teknoloji ürünler, elektronik girdiler ithal edilmezse çarklar çalışmıyordu. Yaklaşık 5 yıllık döngülerle kriz patlıyor; yoksullaşma, İMF paraları, kemer sıkma ve ikinci bir krize kadar süreç tekrarlanıyordu. “Yeni” Türkiye’de değişen bir şey mi var? İthalata dayalı bir ekonominin yapısı aynıyla sürüyor. Ve dolar, Türkiye tarihinde görülmemiş rekorlara imza atıyor üstelik. Krizin içindeyiz, IMF’nin kapısını eminim çalmayacaklar, bunun yerine, bütün bedeli yeni vergilerle ve zamlarla halka ödetecekler. BİR OKUR MEKTUBU DURUMU ANLATIYOR: Yıllık köy gezimizdeyiz (YusufeliArtvin). Nüfus azalmaya devam ediyor. Dış kaynak, baraj ve HES yapımları nedeniyle geniş bir coğrafyada yapılan kamulaştırmaların bedelleri “zenginlik” yaratmış gibi. İlçe ağzına kadar araba ile dolmuş. Geniş bir kesim altına dört çeker kamyonetler veya binek otomobiller çekmiş. Yeni bir ‘gazino’ açılmış! Bir kısım vatandaş “kahrolasıca topraklarından” kurtulduğu için memnun. Üretimden çekilen topraklar ve bir tasarruf modeli sunulmaksızın “alın harcayın” diyerek verilen paralar... Oy kazanma yöntemlerinde değişen bir şey yok. Dağ köyüne yaklaşırken yeni dökülmüş asfalt kokusu geldi burnumuza. Köyün yakınına kadar üzerinde gittiğimiz kaba toprak yol, bir yerden sonra yeni dökülmüş asfalta döndü. Sorduk, kalan kısmı seçimden sonra tamamlanacakmış. Bizim köyün içinde arka camında Erdoğan ve “ampul” resmi ile dolaşan genç adamın kim olduğunu sorduğumuzda, “Evine dört maaş giriyor. Biri yaşlı ninesi için, diğeri bir biçimde annesine bağlanan emekli maaşı, evde sakat raporu alınan kardeşe ödenen sakatlık maaşı ve ona baktıkları için aileye yapılan ödeme. Yetmedi bir de ona İşkur’dan geçici iş verdiler” dediler. Artvin civarı coğrafya hâlâ büyük bir şantiye görünümünde. YusufeliArtvin arasında 44 tünel var. Birkaç yıla sular altında kalacak Yusufeli yerine daha yukarılarda “TOKİKent”in inşası sürüyor. Görünen o ki en az beş altı yıl daha bölge inşaatın nimetlerinden yararlanacak. Sonrası, kaybedilmiş tarım toprakları ve nüfusu, özel bir ekosistem. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle