19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 9 Mart 2018 6 AFRİN’DEN KAÇIŞ BAŞLADI Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ile Afrin’e yönelik başlattığı Zeytin Dalı Harekâtı’nda YPG’nin Afrin’e çekildiğini gören Afrinliler kenti terk etmeye başladı. Afrin’den yola çıkanlar, YPG kontrolündeki Halep Zehra, Şeyh Maksud, Mınbiç, Aynel Arap bölgelerine gidiyor. Yüzlerce Af rinli onlarca araçlık konvoylarla Afrin’den kaçmaya başladı. YPG kontrolündeki Halep Zehra, Şeyh Maksud, Mınbiç, Aynel Arap bölgelerine gittiği belirtildi. BM’den çifte uyarı Yıllık raporunu açıklayan BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Zeyd Raad el Hüseyin, insan haklarının durumunun kötüleştiğini belirtip Afrin’de de sivillere dikkat çekti Birleşmiş Milletler’den (BM) Türkiye’ye insan hakları ve Afrin uyarısı geldi. Yıllık insan hakları raporunu açıklayan BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Zeyd Raad el Hüseyin, dünyada yaşanan hak ihlallerinin yanı sıra Türkiye’yle ilgili de değerlendirmelerde bulundu. Cenevre’de yaptığı basın toplantısında Türkiye’de insan haklarının durumunun kötüleştiğini vurgulayan Ürdünlü diplomat, keyfi tutuklamalar, keyfi görevden el çektirmeler ve cezaevlerinde işkence vakaları yaşandığına işaret etti. OHAL koşullarına ilişkin ise daha ayrıntılı bir raporun hazırlandığını söyledi. BM komiseri, işlendiğinden şüphe duyulan münferit suçlardan aile fertlerini sorumlu tutma gibi uygulamalara başvurulduğuna dair haberler aldıklarını da belirtti. ‘Siviller tehlikede’ Suriye’de yeni bir “dehşet evresine” geçildiğini vurgulayan el Hüseyin sivil kayıpların yaşandığına ilişkin iddiaların dile getirildiği Doğu Guta, İdlib ve Afrin’e de atıfta bulundu. BM Komiseri, TSK öncülüğünde Afrin’de sürdürülen operasyonun sivil halkı tehdit ettiği endişesini paylaştı. Raporda ayrıca 50’den fazla ülkede insan haklarının tehdit altında olduğuna ve şiddet kullanılarak ihlal edildiğine dikkat çekilirken, bu tablodan “otoriter ve pişkin politikacıların” sorumlu olduğu belirtildi. Myanmar’dan “etnik temizlik sürüyor” ifadesiyle söz edilen rapor, ABD ve AB’nin göçmen politikalarına da eleştiriler yöneltildi. l Dış Haberler Bitlis’te korucu şehit oldu Bitlis’in Yukarı Ölek köyü kırsalına operasyon düzenleyen güvenlik güçlerinin yaptığı arazi arama tarama faaliyetleri sırasında, güvenlik korucusu Sedat Aktaş, terör örgütü PKK üyeleri tarafından döşenen mayına bastı. Aktaş, olay yerinde şehit oldu. Bölgeden alınan şehit korucunun cenazesi, Bitlis Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. l DHA Cinderes KONTROL ALTINDA Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından 20 Ocak’ta Afrin’e yönelik başlatılan Zeytin Dalı Harekâtı 48. gününü geride bıraktı. Genelkurmay Başkanlığı’ndan dün yapılan bilgilendirmede, “Zeytin Dalı Harekâtı kapsamında, kara ve hava operasyonları sonucunda 115 PKK/KCK/ PYDYPG ve DEAŞ terör örgütü mensubu etkisiz hale getirilmiştir. Harekâtın başlangıcından itibaren etkisiz hale getirilen terörist sayısı 3 bin 55 olmuştur” dendi. Afrin’e bağlı Cinderes belde merkezi, günlerdir sürdürülen çatışmaların ardından ele geçirildi. TSK’nin akşam saatlerinde sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada “Zeytin Dalı Harekâtı kapsamında Cinderes kontrol altına alınmıştır” ifadeleri kullanıldı. l ANKARA/Cumhuriyet Almanya’dan çekince Türkiye’nin Afrin operasyonuna gerekçe olarak gösterdiği meşru müdafaa hakkıyla ilgili somut kanıt bulunamadığı sonucuna vardı ‘MAYISA KADAR BİTECEK’ İkili temaslar için Avusturya’da bulunan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Afrin’de yürütülen Zeytin Dalı Harekâtı’nın mayıs ayına kadar biteceğini söyledi. PKK’nin Irak’tan da temizlenmesi gerektiğini dile getiren Çavuşoğlu, “Irak hükümetiyle PKK’ye karşı ortak operasyon olacak, olmalı. Sınır ötesi operasyon, Irak’ta 12 Mayıs’ta yapılacak seçimden sonrası yapılabilir. Afrin harekâtı bitmese de iki operasyonu aynı anda yürütecek kapasitemiz var” dedi. Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz’u Türkiye’ye karşı tavır almasından dolayı eleştiren Çavuşoğlu, “Siyasetçiler diplomatik ilişkilerimizi popülist bir şekilde kullanmamalı” sözleriyle Avusturya’nın Türkiye’ye karşı nesnel, dürüst ve adil davranması gerektiğinin altını çizdi. Çavuşoğlu, PYD’nin eski eşbaşkanı Salih Müslim’in İsveç’te olduğunu ve ülkeden geçici tutuklama talebinde bulunulduğunu söyledi. Alman Federal Meclisi’nin Bilimsel Hizmetler Dairesi, Türkiye’nin Afrin’de yürüttüğü Zeytin Dalı Harekâtının devletler hukukuna uygunluğu konusunda şüpheler bulunduğu sonucuna vardı. Alman kamu yayıncılık kuruluşu ARD’nin, İstanbul bürosu aracılığıyla ulaştığı belgede, “Türk hükümetinin, meşru müdafaaya neden olacak kendisine yönelik silahlı bir saldırıya dair henüz somut bir kanıt sunamadığı” değerlendirmesine yer verildi. Türkiye, Suriye’nin kuzeyindeki YPG güçlerine karşı başlattığı Zeytin Dalı Harekâtı’na hukuki gerekçe olarak BM Şartı’nın 51’inci maddesinde düzenlenen meşru müdafaa hakkını göstermişti. Deutsche Welle Türkçe’de yer alan habere göre belgede, Birleşmiş Milletler Şartı’nın 51’inci mad desinin “BM üyesi bir ülkeye yönelik bir silahlı saldırı durumunda meşru müdafaa hakkı tanıdığına” dikkat çekiliyor. Açıklığa kavuşmadı Federal Meclis Bilimsel Hizmetler Dairesi’nin değerlendirme belgesinde, “Türkiye’nin meşru müdafaa hakkının tam olarak hangi silahlı saldırıya dayandırıldığının mevcut olgular çerçevesinde açıklığa kavuşturulamadığı” kaydedildi. Belgede NATO üyesi Türkiye’den somut kanıtlar sunmasını ve Suriye’nin kuzeyindeki askeri stratejik hedefleri takip etmekten kaçınmasını talep etme işinin NATO’daki “müttefiklere düştüğü” de kaydedildi. ARD, Bilimsel Hizmetler Dairesi’nin raporunun Sol Parti milletvekili Alexander Neu’un başvurusu üzerine hazırlandığını bildirdi. l Haber Merkezi haber EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Hep Kazanırlar mı? Siyasette biliyoruz oyun çoktur. Şimdilerde moda olan, algı yöntemiyle çaresizliğimize, daha baştan kaybettiğimize bizi inandırmaktır. Biz gerçeği ararken, onu zorlar, değiştirmeye çalışıp çabalarken, gerçekte yokuş aşağı giden, uzatmaları oynadıklarının farkına varanlar, içtikleri su ayrı gitmeyen “yeni” dostları ile ağız birliği halinde, “Sizi çoktan çizdik, ne yapsanız boşuna, kazansanız da kaybettiniz” diye üst perdeden konuşuyorlar. Onlar, entelektüel palavracıların icadı “posttruthgerçek ötesi” saçmalığının zavallı çömezleridirler. HHH Ama gerçeğin öylece yola geleceğini sanmak ne büyük yanılgı. Hayatın tadından tuzundan, değişimin yasalarından haberi yok onların: Birincisi, gerçek değiştirilmek içindir; ikincisi, zamanın ruhuna teslim olanlar gerçeği değiştiremezler; üçüncüsü, bin türlü dalavereyle zirveye çıkmış olanların düşüşünün beklenenden daha hızlı olacağını anlatır. Posttruth numaraları ise hiç işe yaramaz, düşeceksen düşersin. Bu kadim kuralı bilmeyenler değişimin anlamından öylesine uzaktırlar ki zorbalıkla insanları, halkı, kitleleri korkutabileceklerine inanır, içi kof özgüvenin insanları sinirlendirdiğini hiç hesaba katmazlar. HHH Oysa sinirlenir insanlar. Haklarının ellerinden alınmasına sinirlenirler, başkalarının kendilerinin yerine karar vermesine, özgürlüklerinin ellerinden alınmasına sinirlenirler. “En iyisini devlet bilir, devlet de zaten biziz” lafına sinirlenirler. Üç kuruş için neyi muhafaza edeceğini bilemeden köşe başını tutmuş trollere hem acır hem sinirlenirler. HHH Erken seçim eğik düzlemindeyiz. Ellerini çabuk tutmalarının nedeni, her koşulda iktidarda kalabilmenin, yasadışı, gayri meşru düzenin efendilerini kurtarabilmek içindir. Halkla, seçmenlerle alay edercesine “yasa” hazırlayanlar açık açık “iktidarda kalabilmek için ne gerekiyorsa onu yaparız” zorbalığındalar. Ama yine de işleri zor; bu kez itiraz edenlerin daracık sokaklarda kalmayacağını, iktidarların meydanları sürgit halka kapatamayacağını, sık sık kendini hatırlatacağını bir tarih bilgisi olarak öğrenecekler, devlet dersinden sıfır çekeceklerini göreceklerdir. HHH Görecekler midir? Hiçbir sonucun garantisinin olmadığını, çoğunluk olmanın her zaman işe yaramadığını görürler. Ama olasılıklar tek taraflı değildir. Gerçeği öğrenmek, değiştirmek için, işin içinde, kirli dünyanın ortasında olmak gerekir. Zamanımızın akıllı yani ukala mühendisleri şimdilerde pek moda “yapay zekânın” yapaylıktan sürekli değişen gerçekliğe doğru ilerlediğini söylüyorlarsa, bunun, insanın pratik içinde kendisini hep yeniden gerçekleştirmesi ile ilgili olduğu, bunun da unutmadıysanız eğer, ünlü tezlerde pek veciz, pek derin anlatıldığıdır. HHH Posttruth, bilinç kayması sahtekârlığıdır. Hastalıklı ruhların kutsanmasıdır. Sahtekârlık gündelik kirli politikanın sırıtkan yüzüdür. Gerçek ise sürekli değişen karakteri, karmaşık, dolayımlı ve yalın diyalektiği ile “ne varsa algıda var, değiştir kazanırsın” “bin kere söyle inanacaklardır” diyen sahtekârları aptal dünyalarında yapayalnız bırakır. HHH O zaman ne olur biliyor musunuz? Hayal kırıklığı yaşayacaklarını anlamaya başlar, büyük olasılıkla çılgınlaşırlar. Bizse öğrendik, öğreniyoruz. Birlikte olmanın zorunluluğunu, değişimin erdemini, halka dokununca dokunulacağımızı, değiştirince değiştirileceğimizi, etkileyince etkileneceğimizi, aşkın gücünü, nesnelliğin yalnızca yeri geldiğinde verimli ya da çorak bir zemin olacağını, hayata yakışır yaşamanın hiç ama hiç kolay olmadığını keşfettik sonunda... NATO yetkilisi S400’ler için uyardı NATO Askeri Komite Başkanı Petr Pavel, Türkiye’nin Rusya’dan S400 füze savunma sistemi almasına dair anlaşmanın NATO için risk oluşturduğunu savundu. Sputnik Türkiye’nin haberine göre Breaking Defense’e demeç veren Pavel, S400’lerin NATO sistemlerine uygun olmadığını ve bu nedenle ittifakın hava savunma sistemine entegre edilemeyeceğini ve ayrı bir birim olarak kullanılacağını belirtti. Pavel’e göre asıl risk unsuru, S400’ler için veritabanının bir NATO müttefikinin topraklarında toplanacak ve Türkiye’deki NATO’ya ait tüm tesislerin görüntülenerek Rus sistemlerine kaydedilecek olması. ‘Tüfek almaya benzemez’ “S400 almak, Kalaşnikof tüfeği almaya benzemez. Zira Rus uzmanlar, kompleks radar ve ateş kontrol sistemlerini kullanmayı öğretmek için Türk askerine sahada eğitim verecek” diyen Pavel, bu sayede Rusya’nın Türkiye’deki NATO varlıkları hakkında çok önemli istihbarat elde edeceğini vurguladı. NATO Genel Sekreteri Yardımcısı Rose Gottemoeller de geçen hafta S400’lerin NATO sistemlerine entegre edilemediğini belirterek “Bir NATO ülkesi, bu sistemleri almadan önce bu konu incelenmeli” demişti. l Haber Merkezi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle