Katalog

Pazar 11 Mart 2018 2 Çember kaos getirdi eğitim EDİTÖR: FİGEN ATALAY TASARIM: İLKNUR FİLİZ Liselere kayıtta uygulanacak ‘çember’ sistemi için yeterli okul türü yok Liselere girişte uygulanacak yeni sistem, hem sınavla öğrenci alacak okulların açıklanmaması hem de “çember sistemi’’nin karışıklığı nedeniyle öğrencilerin kaygılarını her geçen gün artırıyor. Eğitim Sen tarafından ilçe bazında yapılan çalışmaya göre, yeni liselere giriş sisteminde sınavsız kayıtta kullanılacak çember sisteminin uygulanması, okul türü yetersizliği nedeniyle mümkün değil. Hatta bazı yerlerde 9 okulluk 3 çember olabilmesi için bazı Anadolu liselerinin kapatılıp imam hatip lisesine dönüştürülmesi gerekiyor! Yakınında istediği okul olmayan öğrencilere pansiyonlu okullar bir seçenek olarak sunuluyor ancak bu okulların kontenjanlarının yarısı boş. Bu da velilerin çocuklarını yatılı gönderme konusundaki kaygılarını ortaya koyuyor. kayıt alanı içinde kaç okul olacak? Eğitim Sen’den sorular: n Okulların coğrafi bütünlüğü ve öğrencilerin mezun olacakları ortaokullar düşünüldüğünde lise tür ve sayılarının eşitsizliğinden kaynaklı çemberlerin oluşturulması mümkün görünmemektedir. MEB bu çemberleri nasıl planlayacak? n Okul sayı ve türleri dikkate alındığında, her çemberde üç okul türünden (Anadolu, Meslek, İmam hatip) birer tane bulunacak olması bazı okulların imam hatip lisesine dönüşmesine neden olacak mıdır? n Ortaöğretim kayıt alanı içeri sinde kaç okulun olacağı ve bunların türlerinin ne olacağı ile ilgili bir belirleme yapılmamasına rağmen MEB yönetiminin üç çember sistemi hangi gerekçe ile ve kimler tarafından üretilmiştir? n Bir ilçe içerisinde bulunan bir okul başka bir ilçede bulunan okulla ayrı çemberde bulunabilir mi? n Bir ilçede toplam dokuz okul yoksa o ilçe başka ilçelerle beraber mi ortaöğretim kayıt alanı oluşturacak? n Öğrencilerin istemedikleri bir okul türüne yerleşmesinin önünü açan bu sistemin asıl hedefi nedir? n Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’ın yeni sistemi tanıtırken söylediği gerekçe ve sorunlar: Öğrenciler sürekli sınav stresi yaşıyor ve okul dışı kaynaklara yöneliyor, özel okullar notlarını şişiriyor, öğrenciler servisle okula gitmek zorunda kalıyor, yaşlarının gereğini sınav yüzünden yaşayamıyor vb. n Yeni sistem bu gerekçelerden herhangi birini ortadan kaldırmış mıdır? Yeni sistem sorunları içinden çıkılmaz bir hale getirmiş midir? Barış için çaldılar İlçelerden okul sayıları ve Eğitim Sen’in yorumları şöyle: BOĞAZLIYAN YOZGAT Okul sayıları toplamı 9 olmadığı icin coğrafi olarak yakın olanlarla birleşeceği düşünülebilir. BoğazlıyanSarıkaya arası 42 km BoğazlıyanÇayıralan arası 43 km Öğrencilerin tercihleri ve gereksinimlerine uygun bir okullaşma olmaması bu tabloyu yaratmaktadır. Öğrenciler açıkça akademik eğitime yönelmek istemektedir. Barış için Müzik Vakfı, çocukların ve gençlerin yaşamlarında müzik aracılığıyla değişim yaratmak için, Londralı genç müzisyen Lucy Maguire öncülüğünde kurulan The Nucleo Project’ten 12 müzisyeni İstanbul’da ağırladı. The Nucleo Project bünyesinde yaylı ve üflemeli enstrüman çalan müzisyenler, bir hafta süreyle vakıf merke zinde çocuk ve gençlik orkestraları ile provalar yaptı. İngiliz müzisyenler, Barış için Müzik Adalar birimini de ziyaret etti. The Nucleo Project ile yapılan işbirliği kapsamında, İstanbul ve Londra’da karşılıklı eğitim ziyaretleri ve konserler gerçekleştiriliyor. FETHİYE MUĞLA Fethiye’de bu tabloya göre iki ayrı 9 okuldan oluşan çember yapılabilir ancak MEB yetkilileri her 9 okuldan oluşan grupta 3 ayrı okul türünden üçer tane olacağını ifade ettiğine göre 2 Anadolu lisesi ve 2 meslek lisesi Anadolu imam hatip lisesine mi yerleşecek? Fethiye’de ikamet eden öğrenciler 2 grup oluşursa Anadolu liselerinden ikisini seçemeyecek mi? O iki okula nereden öğrenci bulunacak? AYVACIK ÇANAKKALE Toplam beş okulun bulunduğu Ayvacık ilçesinin ortaöğretim kayıt alanı oluşturabilmesi için başka ilçelerle eşleştirilmesi gerekiyor. Bayramiç ilçesi 26 km ile en yakın ilçe görünüyor. İhraçyerinekoruma Eşofmandan tahrik olduğunu söyleyen öğretmenin memurluğa devam edecek olmasına tepki gösteren Eğitim İş, ‘çıkarılması gerekir’ dedi Konya’da sosyal medya hesabından beden eğitimi dersinde eşofman giyen öğrencilerin zina yaptığı iması içeren mesajlar paylaşan Ayşe Kemal İnanç Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi felsefe öğretmeni Ercan Harmancı, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından açılan soruşturma sonucunda öğretmenlik mesleğinden ihraç edildi. Ancak Harmancı, yardımcı hizmetlerde görevlendirilmek üzere memurluk görevine devam edecek. Eğitim İş Genel Sekreteri Ebru Sungar, “Beden eğitimi derslerinde eşofman giyen öğrencilerden tahrik olduğunu sosyal medyada paylaşan Felsefe öğretmeni Ercan Harmancı’nın, öğretmenlik mesleğinden geri hizmete alınarak milli eğitim müdürlüğünde memur olarak memuriyete göreve dönmesi kabul edilebilir bir durum değildir’’ dedi. Harmancı’nın öğretmenlikten ihraç edildiği yönündeki ifadelerin doğru olmadığına dikkat çeken Sungar, şu açıklamayı yaptı: “Bu kişi devlet memurluğuna devam etmektedir. Hakkında yürütülen soruşturma sonucunda bu kişiye (uyarı, kınama, maaştan kesme, kademe ilerlemesi gibi) ceza verilmemiştir. Utanç verici Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin E fıkrasının g bendine göre memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak suçundan bu kişinin devlet memurluğundan çıkarılması gerekmektedir. Sapık düşüncelerini alenen açıklayan bu kişinin fiili işlemesi yani öğrencilerimize taciz ve tecavüz etmesi mi gerekmektedir. Yaptığı açıkla malar ile öğrencilerimizi taciz etmektedir. Dönmesi muhtemel Soruşturma sürecinde bu sapık düşünceleri olan bu kişinin psikolojik rapor vererek öğretmenlik mesleğine uygun olmadığı gerekçesi ile geri hizmete alındığını düşünmekteyiz. Belli bir süre sonra 6 ay 1 sene sonra tekrardan sağlık raporu alarak öğretmenlik mesleğine geri dönmesi muhtemeldir. Bu ve benzeri sapık düşünceleri olan ve bunu açıkça kamuoyuna paylaşan kişilerin öğrencilerimizin ve eğitim camiasından uzaklaştırılması gerekmektedir. Yapılan işlem ile bu kişi korumaya alınmış cezalandırılmak yerine ödüllendirilmiştir. Beden eğitimi öğretmenleri olarak böyle bir zihniyetin zümremizin icinde tutulmasına asla kabul etmiyoruz.’’ İlkokul için 1, ortaokul için 1.5 saat yeterli Ekran süresine dikkat Çocukların teknoloji kullanımı üzerinde kontrolünün kaybolması ve teknolojiyi ölçüsüz kullanması çok ciddi zararlara sebep oluyor. 02 yaş arasındaki çocuklar için mümkün olduğunca teknolojiden uzak bir hayat, 36 yaş için günde en çok 45 dakika, ilkokul için 1 saat, ortaokul için 1.5 saat ve lise için de 2 saat ekran süresi öneriliyor. Bütün bağımlılıkların ortak noktasının kişinin kendisinden çok çevresindekilerin etkilenmesiyle ilgili olduğunu vurgulayan Bahçeşehir Üniversitesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Yavuz Samur, “Çocukların sosyal medyada bulunmadığı ve internete bağlı olmadığı anlarda sinirlenmesinin sebebi bağımlılık özelliklerini gösteriyor” dedi. Çocukların teknoloji bağımlısı olmalarındaki en büyük etkenin aileleri olduğunu söyleyen Yrd. Doç. Uzmanlara göre çocuklar, kısa sürelerle yaşlarına uygun dijital oyunlar oynayabilir, sosyal medyada yer alabilir ve video kanallarını ziyaret edebilir ama annebabaların sanal ortamlarda da çocuklarının elini bırakmaması gerekli. Dr. Yavuz Samur, şöyle devam etti: Bağımlılık yok “Çocuklar aslında doğuştan fiziksel nesnelere yönelim gösterirler ancak veli sürekli olarak onları teknolojiyle uyutmaya, yemek yedirmeye, dikkatlerini çekmeye, sakinleştirmeye, susturmaya çalıştıkça onlar da teknolojik cihazlara yönelirler. Dolayısıyla aslında teknoloji bağımlılığı diye bir şey yoktur, ancak çocu ğuyla ilgilenmeyen, onlarla verimli vakit geçirmeyen ve onların ihtiyaçlarını gidermeyen annebaba vardır. Sürekli aklı internette olan çocuklar, arkadaşlarıyla dışarda vakit geçirmek yerine internet ve bilgisayar ile ilgilenmek istiyor olabilir. Çocukların ödevleri, sosyal ve spor etkinlikleri, yemeği, uykusu, arkadaşlık ilişkisi ve ailesi ile ilgili olan ilişkileri gibi kendisinin etrafındaki birçok durum onları etkiliyor. ‘‘ Hukuk ve adaletten 3 kesit Aslında yazının başlığı, “MURAT SABUNCU VE AHMET ŞIK’I TAHLİYE EDERKEN, KENDİ İRADESİYLE YURTDIŞINDAN, HAPİSTE YARGILANMAK ÜZERE GELEN AKIN ATALAY’I BIRAKMAYAN, TÜRKİYE’DEKİ HUKUK VE ADALETTEN 3 KESİT” olacaktı. 1) Aşağıdaki haberde, öne sürüldüğü bildirilen “Erdoğan’ın şahsına ve itibarına kastedildiği” gerekçesi, “Tarafsız Cumhurbaşkanı” olmak yerine, “AKP Genel Bakanı” olmayı tercih eden Erdoğan’a ve AKP’ye yönelik her türlü eleştiriyi önleyen ve muhalefeti yok eden bir mantık: Muhalefet, elbette AKP Genel Başkanı’nın şahsını ve itibarını eleştirecek; görevi bu. Bu yolla onu iktidardan düşürüp, kendisi iktidara gelmek isteyecek; varlık nedeni bu! Yukardaki gerekçeyi kabul ederseniz, 16 Nisan’da AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Tek Adam Yönetimine “Hayır” diyen 23 milyon 779 bin 141 kişiyi ve bu arada elbette tüm muhalifleri de hapse atmak gerekir! “Takipsizlik kararına ilişkin haberin içeriğine bir şey diyemeyen Erdoğan’ın avukatı Özel, karardaki savcılık tespitlerine dayanan ‘Dosya kapatıldı ama... Savcılık: Man belgeleri gerçek’ başlığı ve ‘Savcılık vergi kaçırma varsa biz bakmıyoruz’ dedi’ ara başlığını suçmuş gibi gösterdi. Suç duyurusu dilekçesinde, Cumhuriyet’in takipsizlik kararını haberleştirdiği kabul edilirken, ‘iddiaları yayımlamayı ve çarpıtılmış başlıkla sunmayı sürdürerek Erdoğan’ın şahsına ve itibarına kastedildiği’ iddia edildi. Özel, gazetecilik faaliyetini şöyle suçmuş gibi gösterdi: ‘Cumhuriyet gazetesi gibi her fırsatta müvekkilimi kamuoyu önünde karalamayı ve suçlamayı yayın politikası haline getirmiş Birgün ve Sözcü gazeteleri de bu iddiaların çarpıtılarak kamuoyuna sunulmasında öncülük etmekte, müvekkilimin şahsına ve itibarına yönelik saldırı eylemlerini birlikte gerçekleştirmektedirler.’ ” HHH 2) Cumhuriyet mensuplarının yargılandığı 9 Mart tarihli duruşmada Mahkeme Başkanı’nın aşağıdaki sözleri davanın niteliğini vurguluyor: “Bugüne kadar elde edilemeyen dijital delillerin açılan davanın niteliği çerçevesinde beklenilmesinden vazgeçilmesine karar verdik. Açılan davanın mahiyeti klasik örgüt üyeliği davası değildir, bulmayı umduklarımız ilişkiler değildir. Bu nedenle bu evrakların beklenilmesinden vazgeçtik.” HHH 3) Yine 9 Mart tarihli son duruşmada, karar açıklayan Başkan’ın, aşağıdaki haberde yer alan sözlerine ise yorum yapamayacağım: Mahkeme başkanı, Ahmet Şık hakkındaki kararını açıklarken, Sözcü gazetesi yazarı Soner Yalçın’ın yazısında bahsettiği Şık’ın annesi Fatma Şık’ı hatırlatarak “Ahmet Şık’ın annesi ermişmiş, onu üzmeyelim” dedi. Murat Sabuncu ile ilgili kararını verirken de “Boğaz’ı görmek istiyormuş görsün” ifadelerini kullandı. Tutukluluğa devam kararı verdiği Akın Atalay’a hitaben, “Gemiyi en son kaptanlar terk eder” dedi. HHH Her zamankinden daha kuvvetli olarak: DİREN DEMOKRASİ... DİREN ADALET... DİREN HUKUK DEVLETİ! Sağlıklı beslenecek, hareket edecekler Milli Eğitim Bakanlığı, Türkiye Diyabet Vakfı, Tuvana Okuma İstekli Çocuk Vakfı (TOÇEV) ve AstraZeneca Türkiye işbirliğiyle “Hey Genç! Harekete Geç!” projesi başlatıldı. Üç yıl sürecek proje ile sağlıklı beslenme, fiziksel etkinlik ve egzersizin öneminin vurgulanması ve gençlerin yaratıcılık becerilerinin ortaya çıkartılması hedefleniyor. 9 il ve 55 farklı okulda, 9. sınıf seviyesinde, toplam 11 bin öğrenciye ulaşılacak proje kapsamında okullarda eğitim ve atölyeler düzenlenecek. Projenin yarattığı farkındalık seviyesi, eğitim öncesi ve sonrasında yapılan değerlendirmeler ile ölçülecek. Proje kapsamında bir de yarışma düzenlenecek. Öğrenciler toplanacak Maltepe Üniversitesi Uluslararası Öğrenci Kongreleri 14 Mart’ta başlıyor. Öğrencilerin akranlarıyla uluslararası boyutta bilgi bağlamında buluşmalarını amaçlayan ve tüm konuşmacıların öğrencilerden oluştuğu kongrelere önlisans, lisans ve yüksek lisans öğrencileri katılabiliyor. Ana konuşmacısını ve davetli konuşmacıları da öğrencilerin belirlediği kongrenin başkanı da öğrenci oluyor. Mimarlık ve Mühendislik, Tıp Bilimleri ve Hemşirelik ve Güzel Sanatlar kongrelerine, çok sayıda ülkeden öğrenciler gelecek. C MY B