25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Katalan meclisi seçimi erteledi İspanya Anayasa Mahkemesi, “isyan, isyana teşvik” suçlamaları ile tutuklu yargılanan Katalan aktivist Jordi Sanchez’in, Katalonya Meclisi’ndeki başkanlık oylamasına katılma talebini reddetti. Karara gerekçe olarak Sanchez’in bu suçları tekrar etme riski gösterildi. Kararın AİHM’ye taşınacağını belirten Katalan Meclisi Başkanı Roger Torrent ise yarın yapılması plan lanan oylamanın ertelendiğini duyurdu. Katalonya Özerk Yönetimi’nde geçen ekim ayında tek taraflı bağımsızlık referandumu düzenlenmişti. Katalan lider Carles Puigdemont, bağımsızlık ilanının ardından Madrid tarafından görevden alınmıştı. Hakkında “isyan, kamu fonlarını kötüye kullanmak” suçlamaları ile soruşturma açılması, tutuklama kararı ardından Brüksel’e gitmişti. Başkanlık için Sanchez’i aday gösteren Puigdemont’un diğer yandan da Brüksel’de “gölge hükümet” kurabileceği haberleri dikkat çekmişti. Pazar 11 Mart 2018 D.Akdeniz’de enerji HAMLELERİ KKTC’den Rumlara sondaj uyarısı Doğu Akdeniz’deki enerji yataklarına ilişkin krizle ilgili KKTC Dışişle ri Bakanı Kudret Özersay’dan Rumların enerji arama planlarında ısrar ettikleri takdirde kendi enerji arama çalışmala rını başlatacakları çıkışı geldi. Özersay Reuters’a verdiği söyleşide, “Ya görü şüp fikir birliğine vararak bunu beraber yaparız, ya her şey durur ya da biz de sondaj çalışmalarına başlarız” dedi. ‘Öncelik diplomasi’ Gerilimin artıp artmayacağı yönündeki soruya Özersay, diplomasiye öncelik verdikleri vurgusuyla “Amaçlarının suları ısıtmak değil soğutmak olduğu, son olayda güç kullanmamalarının bir sebebi olduğu, güç gösterisi bile yapmadıkları” yanıtını verdi. Doğu Akdeniz’deki enerji yataklarına ilişkin kriz son dönemde Ankara’nın karşı çıkmasına rağmen Rumların tek taraflı sondaj çalışmaları çerçevesinde İtalyan ENI şirketine ait sondaj gemisini Akdeniz’deki 3. parsel bölgesine sokmak istemesi ile daha da yükselmişti. Türkiye, bu adımı bloke etmek için 22 Şubat’ta sona erecek Navtex’i düne kadar uzattığını duyurmuş, Rumlar adına doğalgaz ve petrol aramak için Türkiye’nin Akdeniz’de Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) ola ADALET İÇİN MEYDANDA Slovakya’da siyasilerle mafya arasındaki ilişkileri, yolsuzlukları haberleştiren araştırmacı gazeteci Jan Kuciak ile nişanlısı Martina Kusnirova’nın geçen ay sonunda katledilmelerinin tin ardından hükümet karşıtı protesto dalgası başlamıştı. Ölümü öncesinde Kuciak’ın Slovakya’da İtalyan suç örgütleriyle siyasetçiler arasındaki ilişkiler üzerine araştırma yaptığı ortaya çıkmıştı. Kuciak’ın üzerinde çalıştığı haberde adı geçen Kültür Bakanı Marek Madaric, hükümetin Ulusal Güvenlik Konse ardından protestolar sürüyor. Yaklaşık 40 bin kişi önceki ge yi Başkanı Viliam Jasan ve Başbakan Fico’nun danışmanı Maria ce başkent Bratislava’da adalet talebi ile meydanlara çıkar Troskova, cinayet soruşturması sona erene kadar görevlerin ken Başbakan Robert Fico ile içişleri bakanına istifa çağrıları den istifa ettiklerini duyurmuş, ancak suçlamalara ilişkin ilgile nı bir kez daha yüksek sesle dile getirdi, “Fico Yeter”, “Daha İyi rinin olmadığını savunmuşlardı. Cinayetin koalisyon hükümetiBir Slovakya” sloganları atıldı. Yolsuzluğun sona ermesi talebi ni düşürebileceği yorumları da her geçen gün artıyor. Kuciak, nin dile getirildiği eylemler ülkenin diğer bölgelerinin yanı sıra Slovakya tarihinde öldürülen ilk gazeteci. Uluslararası Şeffaflık Avrupa’nın bazı kentlerinde de gerçekleşti. Kuciak ile nişanlı Derneği’nin verileri göre, Slovakya en yozlaşmış Avrupa Birliği sı evlerinde vurularak öldürülmüş, ülkede infial yaratan cinaye ülkeleri arasında 7. sırada. Rota yine Idlib rak kabul ettiği alana gelen geminin gi rişi Türk savaş gemileri tarafından engellenmişti. Deniz bölgelerinin coğrafyaya göre değil tarihi haklara, ortaklık cumhuriyetinden gelen haklara bağlı olduğunu ifade eden KKTC’li Bakan Özersay, uluslararası kamuoyunun yanı sıra Rumların da hidrokarbon kaynaklarının ortak olduğunu kabul ettiği görüşünü dile getirdi. Suriye’de cihatçıların kontrolündeki Doğu Guta’dan, Nusra bağlantılı bir grup militanın tahliye anlaşmasıyla ayrıldığı duyuruldu Uluslararası toplumdan ateşkes çağrılarının sürdüğü Suriye’nin Doğu Guta bölgesine insani yardımların girişi ağır ak ParisYeni Delhi ittifakta sak sürerken silahlı grupların tahliyesine de başlandı. Suriye devlet televizyonu önceki gece “13 militanın aileleriyle birlikte bir otobüsle bölgeden ayrıldığını” duyurdu. ŞamMoskova hat tı, Doğu Guta’da kontrolü elinde tu tan cihatçı gruplara yönelik tahli ye önerilerini masaya getirmişti. İç lerinde Ceyş ül İslam’la (İslam Ordu su) ile çoğu Nusra militanı Heyet Tah rir el Şam’ın (HTŞ) bölgede etkin ol duğu yorumları daha önce de basına yansımıştı. Suriye’nin pek çok bölgesinde Şam Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron dün Hindistan temaslarına başladı. Yeni Delhi’de Başbakan Narendra Modi tarafından havaalanında yönetimi, cihatçılara aileleriyle birlikte güvenli çıkış, tahliye anlaşmaları önermiş, bunların çoğunun rotası ise Türkiye sınırı yakınındaki İdlib ol Doğu Guta’ya önceki gün BM heyetiyle yardım konvoyları girerken akşam saatlerinde bir grup Nusra bağlantılı militan otobüsle bölgeden çıktı. resmi törenle karşılanan Macron, ikili muştu. Doğu Guta’dan çıkan ilk kafi da açıklamada savunuldu. Ceyş ül İs ilişkilerin daha da güçlendirilmesi arzusunu dile getirdi. Bu çerçevede de savunma alanındaki işbirliğinin artırılmasına dikkat çekti. İki ülke arasında varılan savunma anlaşmasının Çin’in bölgede artan etkinliğine karşı bir adım olduğu yorumları yapılıyor. Anlaşma, Fransa ve Hindistan’ın karşılıklı olarak savaş gemilerine donanma üslerini açmalarını da içeriyor. Ziyarette savunmanın dışında uzay ve temiz enerji sektörlerinde de karşılıklı dev anlaşmalara imza atıldı. lenin hedefinin de halihazırda Astana süreciyle varılan “çatışmasızlık bölgeleri” uzlaşı çerçevesinde TSK’nin de konuşlu olduğu İdlib olacağı savunuldu. İdlib’de HTŞ’nin etkinliği biliniyor. ‘Hapisteydiler...’ Ceyş ül İslam’ın tahliyeye ilişkin açıklaması ise dikkat çekti, “HTŞ üyesi ilk grubun kontrolümüzdeki hapishaneden serbest bırakılmasına karar lam, “Nusra bağlantılı bu militanların 28 Nisan 2017’de bölgede başlattıkları güvenlik operasyonları ile yakalandığını” iddia etti. Rusya’nın Suriye’deki ateşkes izleme merkezinin başkanı Yuriy Yevtuşenko da 13 militandan oluşan bir cihatçı grubun Muhayyam el Vafedin’deki insani koridordan yararlanarak Doğu Guta’dan çıktığını duyurdu. Sputnik’in haberine göre, Yevtuşenko, tanların çıkışı yönündeki görüşmeler devam edecek” dedi. ‘Siviller çıkmak istiyor’ Doğu Guta’ya yönelik ordunun ilerleyişinin sürdüğü, bölgede pek çok yerin kontrolünün muhaliflerden geri alındığı haberleri de dün gündeme yansıdı. Öte yandan, bölgede “sivil he Avrupa aşırı sağı verildi. İstekleri çerçevesinde İdlib’e “Ateşkes izleme merkezinden subayhareket ettiler” denildi. Bu tahliye ka ların gerçekleştirdiği uzun süreli gö yetlerin” oluşturulduğu, Şam yönetimiyle diyalog kurularak çatışmaların Bannon’la el ele ABD Başkanı Donald Trump’ın aşırı sağ görüşleri ile bilinen, “Önce ABD” politikasının yaratıcısı rarının önceki gün yardım konvoyuyla birlikte Doğu Guta’ya giren, Birleşmiş Miller’in de aralarında olduğu, çeşitli uluslararası taraflarla varılan görüşmelerin ardından alındığı rüşmelerin ardından Doğu Guta’daki gerilimi azaltma bölgesinden ilk grup militanın çıkarılması konusunda anlaşmaya varıldı. Cihatçıların İdlib’e gönderilmesi planlanıyor. Diğer mili sona erdirilmesi taleplerini dile getirmek istedikleri kaydedildi. Kafr Batna, Sakba, Hammuriyeh’de en az 300 sivilin bölgeden çıkış yapmak istediği de bir aşiret lideri tarafından aktarıldı. eski başstratejisti Steve Bannon, Marine Le Pen liderliğindeki Fransız ırkçı Ulusal Cephe Partisi’nin dün başlayan kongresine katıldı. Bannon, geçen pazar günü düzenlenen ve sağ, popülist cephenin yükselişi ile sonuçlanan parlamento seçimlerinin yapıldığı İtalya’da da görüntülemişti. “Çiz Silah tasarısını şerh düşerek imzaladı mede Trump zaferi öncesinin havasını alıyorum. Şu ara Avrupa’da uzun süre kalıp popülist enternasyonelin temellerini atmak istiyorum” demişti. ‘yŞıikmmdai pdeeşAinvdruep’ a’yı ABD’nin Florida eyaletinde geçen ay bir lisede eski bir öğrencinin 17 kişiyi katletmesinin ardından hükümete ve silah lobisine yönelik baskılar artıyor. Eyalet valisi Rick Scott önceki gün si New York Times gazetesi “ABD’li lah satışına kısıtlamalar getiren ta kurumları yıkma işlemini bitiren Ban sarıyı imzaladı. Yasa kapsamında non, şimdi Avrupa’nınkini yıkma pe silah satın alma yaşı 18’den 21’e şinde” ifadelerini kullanırken, es çıkarıldı, satışa 3 günlük bekleme ki başstratejistin Macaristan’ın sağcı Başbakanı Victor Orban ile de görüşebileceğini yazdı. Habere göre, “takdir ettiği ve bir kahraman olarak gördüğünü” söylediği Orban için “Sağ sahnesinin en önemli ismi” nitelendirmesini yaptı. Bannon’un salı günü ise İsveç’in başkenti Zürih’te Almanya’nın aşırı sağcı AfD partisinin liderleri ile görüştüğü de kaydedildi. Bannon geçen yıl ağustos ayında, seçilmesinde kilit rol oynadığı Trump tarafından görevinden alınmıştı. Bannon’un Trump’ın damadı ve başdanışmanı Jared Kushner ile ça süresi koşulu getirildi. Bireysel silahlanma karşıtı eylemler sürüyor. Lobi savaş açtı menleri silahlandırma önerisini orta Yasanın gönüllülük esası kapsamın ya atmıştı. NRA ise silah alma yaşının da bazı okul çalışanlarının silahlandı yükseltilmesinin anayasal hakları ih rılmasını da öngördüğü, kolluk kuvvet lal edildiği gerekçesiyle Florida eyaleti leri ya da askeri deneyimi olan öğret ne dava açtı. menlerin de programa katılabileceği belirtildi. Scott yasanın tartışmalı bu mad Gaziler Evi’nde dehşet desini desteklemediğini vurgularken Bu arada, Kaliforniya eyaletine bağ “Bu güvenlik güçlerinin işi, öğretmen lı Napa bölgesinde, Gaziler Evi’nde lerin öğretmenlik yapması gerektiğini önceki gün silahlı saldırı meydana düşünüyorum” dedi. geldi. Kimliği Albert Wong (36) ola Ulusal Silah Birliği’nin (NRA) mütte rak açıklanan, travma sonrası stres fiki olarak görülen Scott’un okul bozukluğu tedavisi gördüğü belirti katliamından kurtulan öğren len saldırganın rehin aldığı üç kişiy tışmasının görevden cilerin baskısı üzerine tasarı le birlikte ölü bulunduğu açıklandı. alınma nedenlerin yı desteklemek durumun Kurbanların stres bozukluğu yaşayan den olduğu yo da kaldığı haberleri günde askerlerin tedavisini amaçlayan bir rumları gündeme me yansımıştı. ABD Baş program kapsamında çalışan kişiler yansımıştı. Bannon kanı Donald Trump, öğret oldukları bildirildi. tıllerson’dan merak uyandıran iptal ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, ilk Afrika turu kapsamında gittiği Kenya’da dün katılacağı etkinlikleri iptal etti. Karara gerekçe ise Tillerson’ın kendisini iyi hissetmemesi gösterildi. ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Steve Goldstein konuya ilişkin ilk açıklamasında, Tillerson’ın Kuzey Kore gibi önemli konularda uzun süredir çalışmasının ardından kendini iyi hissetmediğini duyurdu. Dünkü ikinci açıklamada ise Goldstein, “Tillerson iyi hissediyor. Yarın normal programını sürdürecek” dedi. Tillerson’a yönelik bu açıklamaların, önceki gün ABD Başkanı Donald Trump’ın Kuzey Kore lideri Kim Jongun ile yüz yüze görüşeceklerine yönelik duyurusunun ardından gelmesi ise dikkat çekti. Halihazırda Trump ile “gelgit”li ilişkileri olan, ara ara görevden alınacağı yorumları yapılan Tillerson, Afrika turuna başlarken Kuzey Kore ile doğrudan görüşmeler için Washington’ın önünde uzun bir yol olduğu görüşünü dile getirmişti. [email protected] EDİTÖR: BETUL BERİŞE TASARIM: İLKNUR FİLİZ [email protected] 13 Yine bir mart ayı...evgili Ahmet, yine bir mart ayı ve sen, yine cezaevinden, Silivri’den Sçıkıyorsun... Gazeteciler için bu giriş çıkışlar artık maalesef öyle olağan bir hal aldı ki, özgürlüğüne kavuştuğun ilk anlarda hemen “Altı yıl önce yine bir mart ayında buradan çıkmıştım. Bugün yine bir mart ayı” demişsin... Mevsimler geçiyor, yıllar devriliyor; üzerimizdeki baskı dağılmıyor. Baktım geçen çıkışınla bu çıkışın arasında, sakallarına kır düşmüş. Sevgili Murat’ın gür saçları ise bembeyaz olmuş. Genç iki insan, saçınızı, sakalınızı demir parmaklıklar ardında ağarttınız sonuçta. Dolayısıyla, haklısın. “Sevinmeyin! Sevinecek ne var?” diyorsun... Görüşleri nedeniyle özgürlüklerinden alıkonulan insanların; en doğal haklarına, sanki bir “lütuf bahşedercesine” kavuşturulmalarının nesine sevinelim hakikaten? Mahkeme başkanı kararı açıklarken bir de üstüne, “Murat Sabuncu Boğaz’ı görmek istiyormuş, gitsin görsün!” demiş. Annen için, “Ahmet Şık’ın annesi ermişmiş, onu üzmeyelim!” diye konuşmuş. “Kaptanlar gemiyi en son terk eder!” hükmüyle de beri yanda Akın Atalay’ı alıkoymuş. Zaytung şakası gibi Haberi ilk gördüğümde önce “Zaytung şakası” sandım. Ama doğruymuş. Özgürlükle tutsaklık arasındaki fark Türkiye’de böyle işte bir Zaytung esprisi kadar hafif ve absürt olabiliyor. Bu nedenle sevinç duyamıyoruz. İçimiz kan ağlıyor esasen. Neden içeri alındınız? Neden bunca zaman içerde kaldınız? Neden en doğal hakkınız olan özgürlüğünüzden, sevdiklerinizden, ailenizden, dostlarınızdan mahrum bırakıldınız? Akın Atalay neden hâlâ içerde? Neden gazetemiz bu sonsuz zulüm çarkından bir türlü kurtulamıyor? İnsanların hayatlarıyla nasıl koca ülkenin gözleri önünde böyle acımasızca oynanıyor? Hayatlar ve haklar neden bizde bunca değersiz? Zindanlarda insanların boşuna çektiği acılar, nasıl oluyor da kamuoyunda bunca doğal ve olağan bir kadercilikle kanıksanıp içselleştiriliyor? Bunları düşündükçe sevinmek bir yana, sevdikleriyle cezaevi önünde kucaklaşan arkadaşlarımızı izlerken yüreğimiz dağlanıyor. ‘Kurumsal şiddet’ sarmalı Türkiye de iki hafa tutuklu kalan İtalyan gazeteci Gabriele Del Grande geçen bahar serbest kalırken, “Türkiye’de fiziki şiddet değil ama kurumsal şiddet gördüm!” demiş, “Kurumsal şiddet, şiddetlerin aslında en kötüsü” demeye getirmişti. Sevgili Ahmet ve Murat; çıkışınızı izlerken, Türkiye’nin “gazeteci konukseverliğini” tadan İtalyan meslektaşın yaptığı “kurumsal şiddet” saptaması aklıma geldi. Durumu gerçekte bundan iyi anlatan bir ifade bulunamaz. Geçmiş haksızlıkların hesabı sorulmadığı ve “Bir daha asla bu hukuksuzluklar olmayacak, insanlar boş yere yatmayacak!” denmediği/denemediği için, “kurumsal şiddet” yinelenip katlanıyor ve giderek kanıksanıyor. “Hükümeti eleştirmek, ‘şüpheli’ sayılan bir medya kuruluşu için çalışmak, hassas bazı kaynaklarla iletişim kurmak, şifreli bir mesajlaşma uygulamasını kullanmak bile terör suçlamasıyla gazetecilerin hapse atılmasına yetiyor!” Bunlar benim değil, Türkiye’yi bir kez daha “dünyanın en büyük hapishanesi” ilan eden “Sınır Tanımayan Gazeteciler”in son raporundan alınan ifadeler. Ülkemizde gazetecilerin uğradığı zulmü, dünya böyle dumur olmuş, izliyor. Tahliyenizi dün sabah “Radio Radicale” adlı bir İtalyan radyosunda dinledim. Haberi aktaran gazeteci nefes nefese “İnanılır gibi değil” diye anlatıyordu: “Cumhuriyet yazarları sadece görüşlerinden ötürü yargılanıyor. Gazete sırf yayın çizgisi nedeniyle suçlamalara maruz kalıyor.” Sonuna dek haklısın sevgili Ahmet Şık, sevinilecek hiçbir şey yok hakikaten. Sevgili Murat’la “özgürlüğünüze hoş geldiniz”. Akın’ın da en kısa zamanda aramıza katılması, hep birlikte aydınlık günlere kavuşmak ümidiyle... BAE yine Ankara’yı hedef aldı Katar krizi nedeniyle ilişkilerin yüksek gerilimde olduğu Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) Dışişleri’nden Sorumlu Devlet Bakanı Enver Muhammed Gargaş, Türkiye’nin Arap ülkelerinin bağımsızlığına saygı duymadığını iddia etti. Gargaş Twitter mesajında “Türkiye ve Arap ilişkilerinin en iyi seviyede olmadığını görmek güç değil. Ankara, Arap bağımsızlığını hesaba katarak komşularıyla mantıklı ve akıllıca bir ilişki kurmalı” dedi. “Türkiye’nin Arap dünyasında rejim değişikliği planlayan örgütlerle işbirliği kurduğu” suçlamasında da bulundu. BAE Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayed’in, Osmanlı Paşası Fahreddin Türkkan’ı “hırsız” olarak niteleyen bir tweeti paylaşması iki ülke arasında krizi derinleştirmişti. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle