23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 8 Aralık 2018 12 TASARIM: İLKNUR FİLİZ 14 Aralık’ta kurtarİsatnanadbauml’uBaşlıyor EMRAH KOLUKISA 14Aralık’ta 190’dan fazla ülkede aynı anda izleyiciyle buluşmaya hazırlanan Netflix’in ilk Türk orijinal dizisi “Hakan: Muhafız” için heyecanlı geri sayım sürüyor. Fantastik drama türündeki dizinin oyuncu kadrosunda Çağatay Ulusoy, Hazar Ergüçlü, Ayça Ayşin Turan, Mehmet Kurtuluş, Okan Yalabık, Yurdaer Okur ve Burçin Terzioğlu gibi isimler yer alıyor. “Hakan: Muhafız” (The Protector), sıradan bir genç olan Hakan’ın (Çağatay Ulusoy) tarihte kendisine verilmiş gizli bir görevle İstanbul’u korumak zorunda olduğunu öğrenmesiyle altüst olan yaşantısını ve epik bir maceraya adım atmasını konu alıyor. Geçmişle geleceğin, doğuyla batının buluştuğu 15 milyonluk İstanbul’da Hakan aslında hikâyenin başında Kapalıçarşı’daki bir esnaftan farksız herhangi bir genç. Oysa ki çok kısa zamanda doğduğu ve büyüdüğü şehrin gizemli güçlerin tehdidi altında olduğunu öğrenmesiyle onu çok başka bir dünya bekliyor olacak. Bakalım Hakan kendisi için çizilmiş kaderine nasıl tepki verecek ve beklenen son muhafız olabilecek mi? ‘Şartlar çok farklı’ Dizinin başrol oyuncularından Hazar Ergüçlü ve Mehmet Kurtuluş ile yaptığımız söyleşide Netflix’in Türkiye’deki ilk dizi prodüksiyonunu konuştuk ve onlardan bir karşılaştırma yapmalarını istedik... n “Hakan: Muhafız” Netflix’in Türkiye’deki ilk dizi prodüksiyonu. Her ikiniz de daha önce sayısız dizide rol aldınız, bu seferki çalışmanın nesi farklıydı sizce? Hazar Ergüçlü: Bir kere şartlar biraz daha farklı. Çalışma saatleri anlamında söylüyorum, 12 saat haftada beş gün çalıştık. Her şeyi irdeleyecek, detaylı bir şekilde inceleyecek vaktimizin olması gerçekten işin kalitesini artırdı, bunun ne kadar önemli bir şey olduğunu bir kez daha fark ettik. İstirahat etmeye vaktimiz oluyordu, sosyalleşmeye vaktimiz oluyordu, oturup sahne üzerinde bayağı konuşmaya vaktimiz oluyordu... Bir şeyler denemeye, yeni bir şeyler üretmeye vaktimiz oluyordu. Oyunculuk açısından da süper kahraman dizisinde oynamak biraz deneyseldi aslında. Çünkü daha önce hiç ben dövüşçü bir karakteri oynamamıştım ya da bir süper kahramana yardım eden Üç yönetmenin çektiği dizi alışkanlıklarA meydan okuyor Dizinin üç yönetmeni Can Evrenol, Umut Aral ve Gönenç Uyanık. Üçü de hem reklam, hem sinema çalışmalarından adlarını bildiğimiz yönetmenler ve her üçü de Netflix’le çalışmanın heyecan verici olduğu konusunda hemfikir. Evrenol, Netflix’in dünyadaki popülerliğinin kendisi için önemli bir çekicilik unsuru olduğunu vurgularken, Umut Aral kendi anlatacağı öykünün dünyaya ulaşma olasılığının altını çiziyor ve ekliyor: “Ben daha gazetede projeyle ilgili ilk haberi, Çağatay Ulusoy ile anlaşıldı, şu romanın uyarlaması yapılacak diye okur okumaz, daha ortada hiç görüşme yokken, oturup çalışmaya başladım. O zamandan beri içinde bulunmak istedim.” Üç yönetmenin dizideki anlatım dili konusunda yakaladıkları birliği ise ekip çalışmasının her aşamasında bir arada olmaya bağlıyor Türkiye’nin ilk süper kahraman dizisi ‘Hakan; Muhafız’ için geri sayım başladı. Hafta içinde özel bir galayla görücüye çıkan dizi, Netflix’in ülkemizdeki ilk prodüksiyonu Hazar Ergüçlü Mehmet Kurtuluş bir karakteri... Enteresan bir deneyimdi. Mehmet Kurtuluş: Göze batan en büyük fark muhtemelen süresi. Türk dizileri 120140, hatta 160 dakikaya kadar çıkması tabii işe de yansıyor. 45 dakika olunca ilk dakikalar içinde hemen seyirciyle buluşman lazım. Dizi önce bir otursun diye bir laf yok yani ortada. Veya rol bir otursun, bulalım rolü... Yok. Sete geldiğin ilk dakika rol sensin ve onu görmek istiyorlar. Isınma payın bile yok yani. Çünkü zaten 45 dakikan var ve o 45 dakikanın her dakikası çok değerli. ‘Ters köşe yapmak’ n İlk sezondaki 10 bölümü üç farklı yönetmen çekti. Ne redeyse 3 bölümde bir yönetmen değişti. Bu değişimler sizi etkiledi mi? H.E.: Açıkçası endişelenmiştim gibi negatif anlama çekilecek bir şey söyleyemem ama merak etmiştim ben ve bir heyecan duymuştum. Çünkü ne olursa olsun yeni insan beraberinde alışık olduğu disiplini de getiriyor, farklı bir alışkanlık getiriyor. Üç bölümde bir, yeni bir yönetmenle çalışmak acaba yeni bir sete mi çıkıyorum sorusunu getirdi önce ama kesinlikle öyle olmadı. Bir kere çok fazla ön çalışma yaptık. Yönetmenler de, sadece onlar da değil, setteki herkes bizimle aynı Hakan (Çağatay Ulusoy) ile Leyla (Ayça Ayşin Turan) arasında başlayan yakınlık dizide romantizm rüzgârı estirecek gibi görünüyor. dili konuşuyordu. Ekip değişmiyordu, sabit kalıyordu, o yüzden aksine daha da motive edici bir şey haline geldi sık sık yönetmen değişmesi. n Dizide büyük bir gizem var. Hakan’ın düşmanı olan karakterin kim olduğu bilinmiyor ve bu herkes olabilir aslında. Bu gizem sizin karakterleri oynamanızda bir zorluk teşkil etti mi? Sonuçta o malum sırrı açık etmemeniz de gerekiyor. M.K.: Ama işte o detayları koymak... Belki ters köşe yapmak... H.E: Biz de o oyunu oynuyoruz yani. Bilmiyor gibi, okumuyor gibi... Hep birlikte oynadığımız bir oyun ve çok eğlenceli hale geliyor. M.K.: Kurma şansımız da var biraz tabii. Çünkü önünüzde bütün öykü durduğunda, ha ok, ben oradan oraya nasıl gelirim diye kuruyorsunuz, yönetmenlerle beraber hazırlıyorsunuz. Çünkü genellikle Türkiye’de bir diziye başladığında 10. bölümde ne olacağını bilmiyorsun bazen. H.E.: Evet, çok doğru. M.K.: Bu aslında bir sinema filmi, 10 bölümlük, 45’er dakikaya kesilmiş bir sinema filmi. Böyle baktığımızda tatlı detaylarla beslemek mümkün. İkinci sezon hazır! n İkinci sezon için de yeşil ışık yakılmış anladığım kadarıyla. H.E.: Evet, hatta biz çektik bile ikinci sezonu. * Peki, yurtdışında, yani bir başka ülkenin Netflix dizisinde oynamak hoşunuza gider miydi? H.E.: Tabii ki, tabii ki... M.K.: Sözünü ettiğimiz şartlarda çalışmak büyük bir keyif elbette. n İzleyebildiniz mi bu arada diziyi? H.E.: Hayır, daha izlemedik. M.K.: İzlesek başka türlü konuşurduk muhtemelen. (gülüyorlar) ‘Bir bayrak yarışı bu’ (soldan sağa) Umut Aral, Gönenç Uyanık, Can Evrenol lar. Evrenol, “Bu hem biraz bayrak yarışı, diğerlerinin yaptığı işe göre üzerine ne koyabilirsin gibi bir çaba, hem de oyuncuların, karakterlerin zaten kendilerine göre bir rayı var. Gökhan yönetmeni Gökhan Tiryaki, sanat ekibi ve prodüksiyonun bir rayı var kendi... O genel ray aynı kaldığı zaman biçimsel olarak bir faktör bu; ikincisi de belli bir hikâyeye sadık kalırken birbirimizin de yaptıklarına bakarak o bütünlüğü sağlıyoruz” diyor. Umut Aral hemen ekliyor: “Bir de tatlı bir rekabet tabii... Can ne yapacak, şimdi Gönenç düşünsün falan gibi.” ‘Kapı açacağız’ “Netflix sizce Türkiye’de dizi izleme alışkanlıklarını değiştirecek mi” sorumuza Gönenç Uyanık “Süre ve format ilk etapta değişmeyebilir belki ama anlatılacak hikâyeler, konular bence biraz daha dallanıp budaklanmaya başlayacak bence” di Çağatay Ulusoy ve Hazar Ergüçlü çekimler sırasında... yor. Umut Aral, “Ben bir de çok kapı açacağını düşünüyorum.” diyor ve ekliyor: “Meslektaşlarımız, yönetmenler, senaristler, kenarda köşede kalmış, yapımcılardan doğru feedback alamamış fantastik işlerini yeniden hayata geçirmek için hevesleneceklerdir. O kapıyı aralayabilirsek güzel olacak. Bir de şu var: Netflix’in başındaki kişi, 5 yıl içinde dünyada en çok izlenen 10 dizinin 5’i İngilizce olmayacak diyor. Bu çok ciddi bir rakam.” hafta sonu Salt Galata’da başlayan sergide, Gazi Eğitim Enstitüsü’nün Resimİş bölümü eğitmen ve öğrencilerinin ürettiği çalışmalara yer veriliyor. Türkiye’nin idealist mektebi GÜRER MUT İstanbul Karaköy’de bulunan Salt Galata Kültür ve Sanat lamında birbirinden ayrıldığını görüyoruz. Kısacası, genç Cumhu Merkezi’nde geçen haftalarda baş riyetin belirlediği sanat ve kültür layan ‘İdealist Mektep, Üretken modeli sonucunda, Ankara yerel Atölye’ sergisi, Türkiye’nin mo ve özgün sanatın merkezi haline dernleşme sürecinde ve ulus dev gelirken İstanbul kültürel zenginli letin inşasında sanat eğitiminin ği, kozmopolit yaşantısı nedeniyle dönüştürücü etkilerini çeşitli kay evrensel bir iz taşıyor. naklar, sözlü tarih çalışmaları ve seçili eserlerle sanatseverlere su Çarpıcı sanat birikimi nuyor. Gazi Eğitim Enstitüsü’nün Ustalık bilgisinin gelecek ku (1929) Resimİş bölümü eğit şaklara katkılarını araştıran İdea men ve öğrencilerinin ürettiği ça list Mektep, Üretken Atölye’de Ga lışmaların yanı sıra Halkevlerin zi Eğitim Resimİş Bölümü’nde re den (1932) çıkan çalışmalara sim, grafik ve modelaj gibi sanat ve Köy Enstitülerinin (1940) Ga atölyeleriyle ağaç, maden ve mu zi Eğitim’le olan dolaylı bağına ta kavva işleri gibi uygulamalı iş atöl nık oluyoruz. Özellikle Türkiye’de yeleri sanatseverlerin dikkati eğitimin gelişim sürecini ve bugün ne sunuluyor. Ayrıca İsmail Hakkı geldiği noktayı göz önünde bulun Baltacıoğlu’nun Yeni Adam dergi durduğumuzda, genç Cumhuriye sindeki pedagoji tartışmaları, Ad tin kıt kaynaklarla yarattığı ‘özve nan Turani’nin 1960’lardaki Sanat rili’ değerin önemine bir kez da ve Sanatçılar dergisinin bütün sa ha şapka çıkartıyoruz. 1930’larda yıları ve Halkevleri’nin Ülkü dergi temeli atılan “yaparak öğrenme” sinin Gazi Eğitim Enstitüsü Resim modelinin güzel sanatlar alanında İş öğretmenlerince tasarlanmış ki karşılığı, bir açıdan bu topraklar kapaklar da bir araya getirilmiş. için eğitimde Anadolu Rönesans’ı Resimİş Bölümü öğretmen anlamına geliyor. lerinden ressam ve yazar Malik Öyle ki, on dokuzuncu yüzyılın Aksel’in sanat tarihçisi Martina son çeyreğinde tüm modernleş Becker’in seçkisiyle sunulan tablo me adımlarına ları, Türkiye’de rağmen üretim fotoğrafın yay araçlarının ge gınlaşmasında lişimini ıska önemli bir ro layan Osman le sahip Şina lı Devleti’nin si Barutçu’nun köhnemiş eko fotoğrafları nomik, sosyal sergide yer alı ve kültürel ba yor. Bununla kiyesini sırtla birlikte, Nevzat nan genç Cumhuriyetin kalkınma hamleleri YöenneimAldi atamrtdışemrgaislainrdaeypeer dvaegrioldjiia. lanındaamfAamkAoersralBıle,arMk, ıMur,suta nin taşıyıcısı ola Nevide Gökay cak bilinçli yurrttaşı dın, Mürşide İçme yetiştirmesi gereki li ve Süleyman Sa yordu. Geçmişin ar im Tekcan’ın deği kaik değerlerinden şik baskı teknikle kurtulmak için sa riyle gerçekleştir vaş veren Cumhu diği eserler, Cengiz riyet, ‘yeni insan’ı Çekil’in bit pazarla yurttaş kılmak için rından toplayıp üs giriştiği mücadele tüne adını iliştirdi de, kendi kültürel ği saatlerden oluşan normlarını yeniden keşfeden ‘eğitimci’ kadroların yetişme Nevzat Akoral’ın 1949 1200 Saat (2005) yılında yaptığı Linol baskı. işi ve İsmail Saray’ın bu sergi için yeniden sini sağladı. hazırladığı Duvara Ders Anlatma Eğitim, üretim içindir Sesli materyalleri incelerken, bir konuşma oldukça ilgimizi çekiyor. Malik Aksel’in hayatını anlatan kısa bir belgesel bu. Sunumu da bir o kadar çarpıcı. Belgeselin sunucusu eğitimcinin niteliği ve toprağına bağlılığına ilişkin bir konuşma yapıyor. Bu konuşmayı dinlerken eğitimin toplumsal işlevi ve önemini düşünmeye başlıyorsunuz. Şüphesiz, insanın yaşayabilmesi için sürekli üretmesi ve daha karmaşık üretim süreçlerine girmesi, bunlar için gerekli bilgiyi de üretip edinmesi gerekiyor. Harun Karadeniz bunu basit bir formülle, “Yaşam için üretim, üretim için bilgi ve bilgi için eğitim, eğitim üretim içindir” şeklinde nitelemişti. Buradan hareketle, 1930’larda ortaya çıkan model; bilginin süreklileşmiş şekilde aktarımını, yaşamsal pratikler içinde sınanmasını ve deneysel bir çalışmaya konu olmasını amaçladı. Dolayısıyla Türkiye’de eğitim yolu ile reform yapma, sadece Avrupa’ya öğrenci gönder (1980/2018) enstalasyonu, ayrı pratiklere evrilen üretimlere örnek teşkil ediyor. Osman Dinç’in ahşap, cam, keçe ve demirle ürettiği erken dönem işlerinden Triptik (1978) ile gündelik hayattan nesnelerle çalışan Remzi Savaş’ın demirden terazi ağırlıklarını sembolik bir dille yorumladığı İsimsiz (2006), Mustafa Altıntaş’ın Yapıcılar (2010) resmiyse Köy Enstitülerinin iş ve sanatı buluşturan eğitim düzenine gönderme yapıyor. Sergide, Halil Akdeniz’in henüz öğrenciyken kendi hazırladığı yağlı boyayla ürettiği Kompozisyon (1964) resmi ve Gülgün Başarır’ın 1965’te Refik Epikman atölyesinde çizdiği bir desen bulunuyor. ‘İdealist Mektep, Üretken Atölye’ sergisi 17 Şubat 2019’a kadar SALT Galata’da ziyaret edilebilir. Ardından sergi 4 Mart7 Nisan 2019 tarihlerinde, Ankara’da Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde Ankaralı sanatseverle buluşacak. mekle, okul programları yapmakla ve Eğitim Bakanlığı’nı düzene sok makla başlamadı. Dış bir otoriteye başvurmaksızın eğitimde bağım sız bir yolda yürümek için çare ler arandı. İsmail Hakkı Baltacıoğ lu ve İsmail Hakkı Tonguç gibi dü şünürlerin fikirleriyle oluşturulan yeni eğitim modelleri, Gazi Eğitim Enstitüsü, Halkevleri ve Köy Ensti tüleri gibi önemli kurumların oluş masını sağladı. Malik Aksel ve öğrencilerinin yaptığı çalışmalara baktığımızda ise ortaya çıkan modelin hayata geçirilmesinin ardından, İstanbul ve Ankara’da yaşayan sanatçıların genel üslupla ilgili eğilimlerinin de evrensellikyerellik karşıtlığı bağ C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle