25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 5 Aralık 2018 TASARIM: İLKNUR FİLİZ Kadınsız yönetimDevlet yönetimi ve siyasi partilerde erkek hÂkimiyeti sürüyor Cinsel saldırı hükümlüsü 2 yılda 23 kat arttı Avrupa Konseyi raporunda, Türkiye’de cinsel saldırı suçundan hüküm giyenlerin sayısının 20132015 döneminde 523’ten 12 bin 253’e çıktığı belirtildi Avrupa Konseyi, dün kıtadaki cezaevlerinin 2005’ten 2015’e kadar değişimini inceleyen bir rapor yayımladı. Raporun Türkiye bölümünde, tutukluların ve hükümlülerin sayısının 10 yılda büyük artış gösterdiği, cinsel saldırı suçundan hüküm giyenlerin sayısının 20132015 döneminde 523’ten 12 bin 253’e çıktığı belirtildi. 2015 itibarıyla Türkiye’de nüfusun binde 2.2’sinin cezaevinde olduğunu tespit edildiği Avrupa Konseyi raporunda, Türkiye Avrupa’da 47 ülke arasında 6. sırada yer alıyor. Türkiye’de 2014 itibarıyla cezaevine giren bir kişi ortalama 29.9 ay hapiste kaldığı belirtilirken bu da Avrupa’daki en uzun üçüncü süreye denk geliyor. Raporda Türkiye’de cezaevi kapasitesinin yüzde 144 arttığı belirtilirken, cezaevindeki kişilerin sayısının da yüzde 220 arttığına dikkat çekildi. Avrupa Konseyi’ne göre, Türkiye’de tutukluların ve hükümlülerin sayısı bu süreçte 54 binden 173 bine yükseldi. Raporda Türkiye’de 2014 itibarıyla cezaevlerindeki hükümlülerin en fazla işlediği suç soygun ve hırsızlık olarak belirtildi. Bunu cinayet ve cinayet girişimi, uyuşturucu, saldırı ve darp ve cinsel saldırı takip ediyor. Hükümlü sayısında en fazla artışın yaşandığı suç türü ise cinsel saldırı oldu. 2013’te cezaevinde 523 cinsel saldırı hükümlüsü bulunurken bu sayı 2014’te 4 bin 293’e, 2015’te de 12 bin 253’e çıktı. Rapora göre cinsel saldırı hükümlülerinin sayısı 2 yılda 23 katına çıktı. Öte yandan verileri Adalet Bakanlığı’na bağlı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’ne gönderdiği sorularla toplayan Avrupa Konseyi, cezaevlerinde ölüm oranının 20052014 arası yüzde 162 arttığını, intihar oranının ise yüzde 37 azaldığını tespit etti. l Haber Merkezi Hasan Gülbahar’a özgürlük yolu AYM, 35 yıldır cezaevinde olan Hasan Gülbahar’ın koşullu salıvermeden yararlandırılmamasının hak ihlali olduğuna karar verdi. ALİCAN ULUDAĞ Anayasa Mahkemesi (AYM), yaklaşık 35 yıldır cezaevinde olan Hasan Gülbahar’ın başka bir suçtan aldığı ceza öne sürülerek “koşullu salıvermeden” yararlandırılmayarak cezaevinde tutulmaya devam edilmesinin “hak ihlali” olduğuna karar verdi. Yüksek mahkeme, Hasan Gülbahar’la ilgili ihlalin ortadan kaldırılması için yeniden yargılamaya hükmetti ve kararı Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. Gülbahar’ın avukatları, yerel mahkemeye tahliye başvurusunda bulundu. 1981 yılında TİKKO üyeliği suçlamasıyla tutuklanan Gülbahar 1983’te müebbet hapisle cezalandırıldı. 1991’de koşullu olarak salıverilme yasasıyla tahliye edilen Gülbahar, deneme süresi içerisinde, 1995 yılında işlemiş olduğu ikinci suç nedeniyle 12 yıl 6 ay hapis cezası aldı. 2013 yılında çıkarılan 4. yargı paketiyle, İnfaz Yasası’na “7 Kasım 1982 tarihinden önce işlemiş olduğu bir suç dolayısıyla hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkum olan kişi hakkında, mahkum olduğu cezanın infazı sürecinde koşullu salıverildikten sonra deneme süresi içinde işlediği yeni bir suç sebebiyle koşullu salıverilme kararı geri alınamaz” şeklinde hüküm getirildi. Başvuru üzerine Gülbahar 11 Mayıs 2013’te tahliye edildi. Adalet Bakanlığı, kanun yararına bozma yoluna gitti. Gülbahar, 1.5 yıl özgür kaldı. Ancak Yargıtay 5 Haziran 2014’te söz konusu yasanın Gülbahar için uygulanmayacağı yönünde bir karara imza attı ve Gülbahar’ın aldığı 12.5 yıllık hapis cezasının o tarihe kadar yattığı süreden mahsup edilmesine izin vermedi. Bunun üzerine Gülbahar yeniden tutuklandı. AYM özgürlük yolunu açtı Gülbahar AYM’ye başvurarak, hak ihlali olduğunu belirtti. 2014’te yapılan bireysel başvuruyu karara bağlayan AYM, Gülbahar’ın “Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı”nın ihlal edildiğine ve başvurucuya 3 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi. Mahkeme, ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. l ANKARA Türkiye’de kadınlara seçme ve seçilme hakkının verildiği ve aynı zamanda 5 Ara lık Dünya Kadın Hakları Günü’nün 84’üncü yıldönümünde Cinsiyet Eşitliği İzleme Derneği, yayımladığı raporuyla, toplumsal cinsiyet eşitliği maka sının açıldığını ortaya koydu. Türkiye, erkek hâkimiyetinde olan ŞEYMA PAŞAYİĞİT üst kademe devlet yönetimi başta olmak üzere kadın istihda mında sınıfta kaldı. 2015 genel se çimlerinde yüzde 23.75 olan kadın aday oranı 2018’de yüzde 20.53’e geriletildi. Hükümet tarafından ata nan kamu üst kurullarındaki kadın yönetici sayısının yok denecek ka dar az olması dikkat çekti. Cinsiyet Eşitliği İzleme Derneği, Dünya Kadın Hakları Günü öncesin de “Siyasetin merkezinde ve yerelin de aday olan ve seçilen kadınerkek farkı” başlıklı raporunu paylaştı. Rapora göre, 2014 seçimleri öze linde AKP’de büyükşehir, il bele diye ve ilçe belediye başkanlarının 662’si erkek, 6’sı kadın. Yine 2014 seçimlerinde 186 erkek, 7 kadın başkan ile CHP’de yüzde 0.37; 121 erkek, 1 kadın başkan ile MHP’de yüzde 0.08; 83 erkek, 3’ü kadın baş ‘3 milyon genç kadın işsiz’ CHP Ankara Milletvekili Tekin Bingöl’ün 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü için hazırladığı raporda; kadın emekçilerin yaşadığı sorunlar, işsizlik, kayıt dışı çalışma, iş cinayetleri ve eş cinayetlerine ilişkin veriler paylaşıldı. Raporda, “kadınların yarıya yakınının kayıt dışı çalıştırıldığı, 3 milyona yakın genç kadının işsiz olduğu, son 5 yılda 722 kadın işçinin iş cinayetlerin de yaşamını yitirdiği ve 17 bine yakın ‘çocuk anne’nin olduğu” gözler önüne serildi. AKP’nin yanlış kadın politikalarıyla kadınları eve hapsettiğini belirten CHP’li Bingöl, “Atatürk’ün ülkenin kuruluşunda kadınlara verdiği bu değer maalesef sürdürülememiş ve kadınlar yaşamsal birçok haklarından mahrum kalmışlardır” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet kan ve eşbakanlar ile BDP’de yüzde 27.7 oranla kadın başkan gösterildi. Eşitsizlik artıyor 24 Haziran seçimlerinde eşitsizlik makasının açılması dikkat çekti. Kadın adaylara seçilebilecek sıralarda yer verilmedi. 2015 seçimlerinde kadın aday oranı yüzde 23.75 iken 2018’de yüzde 20.53’e geriledi. 33 il, kadın vekil çıkaramadı. AKP 29, CHP 33 ilde kadın aday göstermedi. Uzman mesleklerde çalışıp meslek odalarında yönetici olabilen kadınların oranları da geride kaldı. Kadın yönetici oranı, mimarlarda binde 4, mühendislerde binde 4, avukatlarda yüzde 20, doktorlarda yüzde 7, bankacılarda yüzde 10, rektörlerde yüzde 3, yargıda yüzde 7 oranında kaldı. Türkiye’de kadınların savcı, Emniyet müdürü, komiser, polis, vali, kaymakam, büyükelçi ve bürokraside üst düzey yönetici olma oranının çok düşük düzeyde kaldığı tespiti yapıldı. Yönetici atanmıyor Raporda, Rekabet Kurumu, Sermaye Piyasası Kurumu, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, Radyo Televizyon Kurumu, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu, Kamu İhale Kurumu, Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumu ve Din İşleri Yüksek Kurulu’nda yönetim düzeyinde hemen hemen hiç kadın olmadığı bilgisine yer verildi. l ANKARA İşçi çöp konteynIrIndA can verdi Adana’da Kozan ilçe belediyesinde görevli temizlik işçisi Beyti Topçu ve arkadaşları, ilçede topladıkları çöpleri, çöp kamyonuyla Adana Büyükşehir Belediyesi’ne ait çöp aktarım istasyonuna getirdi. Çöplerin aşağıda bulunan TIR’ın konteynırını boşaltılması sırasında Beyti Yılmaz, dengesini kaybedip, 3 metre yükseklikten konteynıra düştü. Mesai arkadaşları, durumu fark edip yardım istedi. Bunun üzerine bölgeye itfaiye, arama kurtarma ve sağlık ekibi sevk edildi. Ekipler gelene kadar arkadaşlarını kurtarmak için konteynıra giren 3 işçi metan gazından etkilendi. İtfaiyenin yaklaşık 1 saatlik çalışmasıyla Beyti Topçu, konteynırdan çıkarıldı. Kozan Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Topçu, yapılan tüm müdahalelere karşın kurtarılamadı. Acı haberi alıp hastaneye gelen Topçu’nun yakınları, sinir krizi geçirdi. Beyti Topçu’nun ölümüyle ilgili soruşturma başlatıldı. l Adana/DHA ‘Köle diyenler dyaergğılainlıyizo’r 3. havalimanı inşaatındaki şartları protesto eden, 31’i tutuklu 62 işçi ve sendikacı bugün hâkim karşısında TUĞBA ÖZER “İnşaat işçisi köle değildir” diyerek şantiyede yaşanan iş cinayetlerini ve kötü çalışma koşullarını protesto ettikleri için tutuklanan 3. havalimanı işçileri bugün hâkim karşısına çıkacak. İşçilerin avukatlarından Özgür Urfa, kötü çalışma şartlarına itiraz eden işçilerin tutuklanmasının hukuken bir karşılığı olmadığını belirterek serbest bırakılmaları gerektiğini söyledi. 31’i tutuklu, 31’i de denetimli serbestlikle serbest bırakılan ve aralarında DİSK Dev Yapıİş Sendikası Başkanı Özgür Karabulut ve 4 İnşaatİş yöneticisinin de bulunduğu 62 kişi, Gaziosmanpaşa Adliyesi 14. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanacaklar. Mahkeme salonlarının küçük olması nedeniyle duruşma salonuna çevrilen adliye yemekhanesinde görülecek davanın hâkimi, duruşma öncesi HSK kararnamesi ile değiştirildi. Mevcut hakimin hamile olması nedeniyle yerine 11. Asliye Ceza hâkiminin getirildiği ancak onun da görevine haftaya başlayacağı, bu nedenle duruşmaya bir günlük olarak 6. Asliye Ceza Hâkimi’nin görevlendirildiği öğrenildi. İşçiler hakkında hazırlanan iddianamede, “Görevi yaptırmamak için direnme”, “İş ve çalışma hürriyetinin ihlali”, “Kamu malına zarar verme”, “Mala zarar verme” suçlamaları yöneltildi. Dava meşru değildir Davanın avukatlarından Özgür Urfa gazetemize yaptığı değerlendirmede, kötü çalışma şartlarına itiraz eden işçilerin tutuklanmasının hukuken bir karşılığı olmadığını ve duruşmada tutuklu işçilerin serbest bırakılmasını talep edeceklerini ifade etti. Tutuklulukların devam ettirilmesinin siyasi baskı anlamına geldiğini belirten Urfa, “Yakın günlerde müebbet hapis cezası almasına rağmen yurtdışı yasağı kaldırılarak kaçmasına olanak sağlanan Metro Holding patronu Galip Öztürk örneği bir yandayken, tutuklanma kararlarının hukuki hiçbir izahı olmayan işçilerin bu gerekçeyle tutulmaları yargının işverenler ve işçiler arasında yaptıkları ayrımın en somut örneği” dedi. İGA CEO’su Kadri Samsunlu’nun “işçiler haklıydı” sözlerini hatırlatan Urfa, “İnsanlık dışı şartlarda çalışan işçilerin haklı taleplerinin görmezden gelinmesi, bir de tutuklanmış olmaları davanın başından itibaren meşruiyetinin olmadığının kanıtıdır. İGA patronu ve bakanlık yetkilerinin açıklamaları ise bu durumu pekiştirici nitelikte açıklamalardır” diye konuştu. Vekilin şoförü de tutuklu Tutuklu bulunanlar arasında, eylemlerin yaşandığı gün şantiye alanına giden Türkiye İşçi Partisi (TİP) Milletvekili Erkan Baş’ın şoförü ve parti üyesi Yusuf Yılmaz da bulunuyor. Eylemler sırasında orada bulunan Yılmaz, polis müdahalesi sırasında gözaltına alınarak çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Yılmaz’ın eşi Sebahat Yılmaz eşinin daha önce kısmi felç geçirdiğini ve cezaevi koşullarında kalmaya uygun olmadığını belirtti. l İSTANBUL haber 9 Fiyatlar artıyor Enflasyon düşüyor! Ekonomi politik anayasasının ilk maddelerindendir: Ekonomik kriz, siyasal sonuç doğurur! Böyle bir kriz sonrasında iktidara gelen AKP, bunu iyi bilenlerden. O nedenle krizle mücadele kadar, krizi gizleme mücadelesine de önem veriyor. Hatta ikincisi daha önemli. Krizle mücadele uzun iş, ama halka kriz olmadığını kabul ettirdin mi, tamam.  AKP bunun yöntemini şöyle geliştirdi: Kriz yükselirken, hiçbir olumsuzluğun olmadığını haykırıyor. Kriz durulunca da şu demeci veriyor: En kötüsü geride kaldı! Neyin en kötüsü? Onun... O ne? İşlerin iyi gitmesinden rahatsız olanlar, zorlukları aşmamızı istemiyor... HHH Somut örnek enflasyon. Rakamlar 10’lu, 20’li haneleri aşıp 30’lara yükselince hemen mücadeleye başladılar. Neyle? Tabii ki enflasyonu yüksek çıkaran Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) bürokratlarıyla. Hemen Başkan Yardımcısı Enver Taştı görevden alındı, yerine Yinal Yağan getirildi. Bakıyoruz kasım ayı enflasyonu eksiye düşmüş. Tüketicide 1.4, üreticide 2.5 gerilemiş. Gidişe bakılırsa aralık ayı enflasyonu da eksi çıkacak. Böylece yıllık enflasyon yüzde 20’nin altına düşecek. Oysa üreticiden tüketiciye ekonominin tarafları kimi ürünlerde eylül, ekimde yapılan çok yüksek zammın ardından bir ölçüde indirim olduğunu, ancak bunun genel bir düşüşü yansıtmadığını vurguluyorlar. Dün konuştuğumuz bir market zinciri yöneticisi şunları söyledi: “Bizim raflardaki duruma göre enflasyon yüzde 30’un üstünde. Bunun yanında bankalarla ilişkilerimiz de gerildi. Normalde kredi kartı ile yapılan alışverişlerde bankadan paramız ortalama üç haftada geliyordu, şimdi 45 gün sonra para yüzü görebiliyoruz...” Hükümetin açıkladığı resmi rakamın ardından sayıları hayli azalan bazı kurumlar da kendi hesaplarına göre enflasyonu duyurdular. Aradaki fark neredeyse iki katı. Enflasyon rakamları da demokratik hale geldi; istediğin kadar rakam var. Seçmek serbest! Durumun özeti şu: Fiyatlar yükseliyor, enflasyon düşüyor. HHH Hükümetin ekonomiye ilişkin planı şöyle görünüyor: 1 Yılbaşına kadar enflasyonu yüzde 20’nin altına düşmüş gösterip maaş zamlarını buna göre vermek. 2 Böylece hem daha az zam yapmak, hem de canavarı dize getirdik propagandası yapmak. 3 Devamında 1 Nisan’a kadar cilalı imaj yönetimine geçip her şeyi tozpembe göstermek. 4 Yerel seçimlerden sonra Allah kerim! Ne güzel yol haritası!  Gel de şimdi yüzde 50’lik zamla şampiyon olan kuru soğanı sarıp sarmalayıp Mahzuni Şerif’i anma: Yoksulun sırtından doyan doyana Bunu gören yürek nasıl dayana Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana Bilmem söylesem mi söylemesem mi! Tanık, boş salona konuştu HHB ve ÇHD üyesi avukatların yargılandığı davada tanık, avukatların terk ettiği salonda SEGBİS’le ifade verdi SEYHAN AVŞAR Halkın Hukuk Bürosu (HHB) ve KHK ile kapatılan Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi 6’sı tutuklu, 6’sı tutuksuz, 8’i hakkında da yakalama kararı bulunan 20 avukatın “Terör örgütü üyeliği” ve “Silahlı terör örgütü yöneticiliği” suçlamasıyla yargılandığı davaya dün de devam edildi. İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya çok sayıda avukat katılırken, izleyiciler alınmadı. Duruşmada söz alan avukatlar tanık sorgulamalarının usule uygun yapılmadığını, heyetinin görevi kötüye kullanma suçunu işlediğini belirterek reddi hâkim talebini yinelediler. Avukat salondan atıldı Sanıkların taleplerine rağmen söz halkı vermeyen mahkeme heyeti, reddi hâkim talebini reddetti. Bunun üzerine sanık avukatlar, “Söz istiyoruz” diye bağırdılar. Mahkeme başkanı sanıkların duruşma salonundan çıkarılmasına karar vererek, duruşmaya ara verdi. Sanık avukat Aycan Çiçek jandarma tarafından darp edilerek salondan çıkarıldı. Mahkeme heyeti sanıkların, avukatlarının olmamasına rağmen SEGBİS ile hükümlü tanık İsmet Özdemir’in ifadesini aldı. Duruşmaya bugün devam edilecek. l İSTANBUL C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle