25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 5 Aralık 2018 ekonomi@cumhuriyet.com.tr TASARIM: SERPİL ÜNAY Ticarette ‘diriliş’ ekonomi 11 Venezüella ile Türkiye arasındaki yakınlaşmaya Erdoğan’ın Caracas ziyaretiyle yeni anlaşmalar eklendi. 2018’de ithalat altının etkisiyle dokuza katlandı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, önceki gün Venezüella’nın başkenti Caracas’ta mevki daşı Nicolas Maduro ile gö rüştü. Türki ye tarafından Venezüella’ya ilk defa devlet baş kanlığı düzeyin EMRE DEVECİ de ziyaret olduğunu hatırlatan Maduro, bir kez daha Diriliş Ertuğrul dizi sine değinerek “Harika dizi. Ertuğrul’u çok seviyoruz” dedi. Ekonomik kriz içindeki iki ül ke arasındaki yakınlaşma, im zalanan 10 yeni anlaşmayla güçlendirilirken, ticari ilişki lerdeki “diriliş” de dikkat çeki yor. Venezüella’nın Türkiye’ye ihracatı 2018’in ilk 10 ayında 111 milyon dolardan 984 mil yon dolara yükseldi. 2018’in ilk 11 ayında Türkiye’nin Venezüella’ya ihracatı ise 36 milyon dolardan 112 milyon do lara çıktı. 2013’te 88 milyar do ları aşan Venezüella’nın top lam ihracatı, ABD’nin sert yap tırımları sonrası 2017’de 31 milyar dolara kadar düşmüştü. Türkiye’ye yapılan yaklaşık 1 milyar dolarlık ihracat, Caracas için büyük bir önem taşıyor. Altın satışı Venezüella Madencilik Bakanı Victor Cano, Temmuz 2018’de yaptığı açıklamada, merkez bankasının, ülkeye uygulanan uluslararası yaptırımlar nedeniyle altın rafinajını İsviçre’den Türkiye’ye kaydırdığını açıklamıştı. Bu karar, rakamlara da yansıdı. Venezüella’dan 10 ayda 900 milyon dolarlık altın it hal eden Türkiye, gıda, otomotiv ve tekstil ürünleri ihraç etti. Altın ithalatının 586 milyon doları martnisan döneminde yapılırken, ekim ayında ithalat sıfıra yaklaştı. ABD’nin 1 Kasım’da Venezüella’nın altın ticaretine dönük aldığı yaptırım kararının, özel olarak Türkiye ile altın ticaretini hedef aldığı biliniyor. Yaptırıma tepki Ziyaret sırasında VenezüellaTürkiye İş Forumu da düzenlenirken, Maduro, Türk yatırımcıları ülkesine davet ederek “Türk yatırımcılar, petrol üretimi ve rafinesinde, altın üretmek için petrokimyada, elmasta, koltanda, demirde, alüminyumda ve turizmin ilerlemesinde ticareti geliştirmeye ve güçlendirmeye devam edecekler” açıklamasında bulundu. Maduro, altın ticaretine devam edeceklerini de söyledi ve ABD’nin yaptırım kararına tepki gösterdi. Dünyanın en büyük ikinci altın rezervine sahip olduklarını belirten Maduro, altın üretimini gelecek yıl üçe katlayacaklarını söyledi. FETÖ bünyesinde Venezüella’da faaliyet gösteren iki okulun kapatılarak Maarif Vakfı’na devredildiğini açıklayan Erdoğan, ABD yaptırımlarına da “Kiminle ticari ilişkilerde bulunacağımızı bir yerlerden izin alarak mı yapacağız” sözleriyle tepki gösterdi. Türk yatırımcılar, inşaatın yanı sıra özellikle altın madenciliği ve petrokimya sektörü ile ilgileniyor ancak ülkedeki ekonomik ve siyasi istikrarsızlık nedeniyle yatırımlarda süreç yavaş ilerliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a basın toplantısı öncesinde “El Libertador” nişanı ve Simon Bolivar’ın kılıcının replikası Maduro tarafından takdim edildi. 10 yeni anlaşmaya imza 2013’te 88 milyarı aşan Venezüella’nın toplam ihracatı, ABD’nin sert yaptırımları sonrası 2017’de 31 milyar dolara kadar düşmüştü. Türkiye’ye yapılan yaklaşık 1 milyar dolarlık ihracat, Caracas için büyük bir önem taşıyor. Ziyaret sırasında imzalanan anlaşmalar şöyle: 4 Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi 4 Madencilik Alanında İşbirliği 4 Deniz Taşımacılığı 4 Ankara Üniversitesi ile Venezüella Bolivarcı Üniversitesi Arasında Akademik İşbirliği Protokolü 4 Türkiye Maarif Vakfı ile Venezüella Eğitim Bakanlığı Arasında Anlaşma 4 İstanbul Valiliği ile Miranda Eyalet Valiliği arasında Kardeş Şehir Anlaşması 4 DEİK ile Dış Ticaret ve Uluslararası Yatırımlar Bakanlığına bağlı BANCOEX arasında Ortak İş Konseyi Kurulmasına Dair Anlaşma 4 TPIC ile Venezüella Petrol Şirketi PDVSA arasında Hidrokarbon Sahalarında İşbirliği Anlaşması 4 Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması (YKTK) 4 Savunma Sanayii Başkanlığı ile Venezuela Savunma Bakanlığı Arasında İşbirliği Niyet Mektubu Oto satışları yüzde 42 düştü Yükselen kur ve kredi maliyetleri ile gerileyen tüketici güveninin baskısı altında kalmaya devam eden otomobil ve hafif ticari araç satışları kasımda geçen yıla göre yüzde 42.3 azalarak 58 bin 204 adete geriledi. Yurtiçi otomobil pazarı ekonomideki yavaşlama ve kurlardaki yükselişle beraber nisan ayından beri giderek artan hızda daralıyor. Otomobil ve hafif ticari araç satışları, Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) verilerine göre ocakkasımda geçen yıla göre yüzde 33.8 azalarak 543 bin 231 adete indi. Bu seviye, daralmanın, ekimdeki yüzde 32.6 ile neredeyse aynı kaldığını gösterdi. ODD geçen yıl 1 milyon civarında olan Türkiye araç pazarının bu yıl 600 bin adete ineceğini tahmin ediyor. Hedefleri karşılamak için aralıkta yaklaşık 60 bin adetle bu aya paralel satış yapılması gerekecek. l Ekonomi Servisi Agromey için konkordato Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre su ürünleri sektörünün ilk 5 ihracatçısından biri olan, balık yetiştiriciliği ve yem üretimi yapan Agromey grubu 2 şirketiyle birlikte mahkemeye başvurarak konkordato talebinde bulundu. Mahkeme, Agromey’e geçici süre verdi ve konkordato komiseri atadı. Agromey, 2017’de 70 milyon dolar ihracat yaparak Türkiye’nin en çok ihracat yapan 227. şirketi olmuştu. Şirket, Aydın/Umurlu ve İzmir/Karaburun’da bulunan tesislerinde taze soğutulmuş ya da dondurulmuş balık işliyor. KarbaierlmömasüarKirlenmesin diye koltuklara oturmayan madenciler, güçlüklere rağmen çalışıyor Kömürün bulunmasıyla “Emeğin Başkenti” unvanını alan Zonguldak’ta, 200 yıldır ömürler ‘karaelmas’ için tükeniyor. Kentte madencilik sektörü bugüne kadar yaklaşık 5 bin şehit verdi. Amasra, Armutçuk, Karadon, Kozlu ve Üzülmez müesseselerinin yanı sıra kiralama usulüyle özel şirketlerce işletilen maden ocaklarında da çalışan işçiler “karaelmas” tabir edilen kömürün çıkarılması için adeta hayatını ortaya koyuyor. Zonguldak’ta, yerin metrelerce altında çalışan maden işçileri, çalışma zorlukları ve geçim dertlerine rağmen mesleklerini severek yapıyor. 4 Aralık Dünya Madenciler Günü’nde meslektaşlarına kazasız mesailer dileyen maden işçisi Günaydın Demirel, “Biz kazalar olunca, ölümler olunca hatırlanıyoruz. Yerin altında binlerce işçi çalıştığına, ekmek mücadelesinde olduklarının bilinmesini istiyoruz. En büyük hayalimiz hergün sağ sa lim eve dönmek ve emekli olmak” dedi. Yer üstünde işsiz Genel Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı Ahmet Demirci, geçen yıl üzerileri kirli olduğu için “kirlenmesin” diye halk otobüsünün koltuklarına oturmayan madencileri hatırlatarak, “Madencilerimiz, yüzü kara ama gönlü ak insanlarımız. Otobüs kirlenecek oturmazlar, sedye kirlenecek diye çizmesini çıkartan kardeş lerimiz” dedi. Demirci, bir avuç kömür için can verdiklerini ifade ederek, “Buruk bir madenciler günü kutluyoruz. İki üç hafta önce Zorguldak’ta 3 kardeşimiz kaçak maden ocağında şehit oldu. Cumhurbaşkanı’nın vermiş olduğu 1500 işçi sözünün halen daha gündeme gelmemesinden dolayı Zonguldak’ımız ve madencilerimiz zor günler yaşıyor. Yer üstünde işsiz, yer altında kömür çok” dedi. l Ekonomi Servisi Japonlar Sinop’tan çekilebilir Sinop’un doğa harikası İnceburun’da inşa edilmesi planlanan Türkiye’nin ikinci nükleer santralı projesinin FransızJapon ortaklarından Japon Mistubishi’nin çekildiği ileri sürüldü. Japon Nikkei gazetesinin haberine göre gerekçe inşaat maliyetinin iki katına çıkması. Nikkei, maliyet artışının temel nedenlerinin 2011’de Japonya’daki Fukuşima Daiçi nükleer santralında meydana gelen nükleer kazanın ardından daha yüksek standartlarda güvenlik ön lemleri mecburiyeti ve Türk Lirası’nda yaşanan değer kaybı olduğunu yazdı. Proje, Japonya’nın altyapı ihracı alanında model gördüğü bir girişim olarak görülüyordu. Nikkei gazetesinin haberine göre Mitsubishi şirketinden üst düzey bir yetkilinin, nükleer santraldan vazgeçilse bile Japon Hükümeti’nin enerji sektöründe başka alanlarda Türkiye ile yatırım ve işbirliğine devam etmek arzusunda olduğunu söylediği ifade edildi. Haberde projeden çekilme kararına gerekçe ola rak temmuz ayında santralın inşaat maliyetlerinin iki kat artarak 44 milyar dolara ulaşmasından sonra Türkiye ile Japonya arasında projenin geleceğine yönelik bir anlaşmaya varılamamış olması gösterildi. Türkiye ile Mitsubishi Heavy liderliğindeki konsorsiyum Sinop’ta 4 nükleer reaktörden oluşan santral kurulması için 2013’te anlaşmışlardı. İnşaatın 2017’de başlaması ve ilk reaktörün 2023’te faaliyete geçmesi planlanıyordu. l Ekonomi Servisi Küresel ücretler ve güvencesiz istihdam Küresel ekonomide bir yandan durgunluk sinyalleri değerlendirilirken bir yandan da küresel üretimin paylaşım süreçlerindeki çarpıklık derinleşmekte. Bu konuda en güncel analiz Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO’nun) Küresel Ücret Raporu, 20182019 belgesinde izlenebiliyor. Rapora göre, küresel kriz sonrası döneme bakacak olursak (yani 2010’dan bu yana) küresel ortalama ücret artışlarının küresel büyüme oranının gerisinde kalmış olduğu gözüküyor. Bu gözlemin tek istisnası 2013 ve kısmen de 2012. 2017’de ise ücret artışı, küresel ekonominin büyüme hızının neredeyse yarısı düzeyinde kalmış durumda. Reel ücretlerdeki durgunluk, bir yönüyle küresel düzeyde gelir dağılımındaki çarpıklığın işgücü piyasalarındaki yansımasını belgeliyor. Aşağıda ILO ve Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) verilerinden derlediğimiz karşılaştırmalı grafik bu gözlemleri yıllık bazda özetlemekte. Eşitsizliğin en önemli boyutlarından birisi kuşkusuz cinsiyet ayrımcılığı. Kadın emeğinde sömürü oranındaki yoğunlaşma 21. yüzyıl kapitalizminin en belirleyici özelliklerinden birisi haline dönüşmüş durumda. Nitekim, ILO Ankara Ofisi yayımladığı değerlendirme notunda “dünyada 70 ülke ve ücretli çalışan dünya nüfusunun yüzde 80’ini kapsayan araştırma verilerine göre, (…) küresel düzeyde cinsiyete dayalı ücret eşitsizliğinin yüzde 18.8 olarak gerçekleştiğini” vurguluyor. Türkiye’de bu oran yüzde 12 düzeyinde hesaplanmakta. “Cinsiyete dayalı gelir eşitsizliği Belçika’da yüzde 2.7 iken, Norveç’te yüzde 11.7; Fransa’da yüzde 13.3; İngiltere’de yüzde 16.6 düzeylerinde gerçekleşiyor. Cinsiyete dayalı ücret farklılıkları ile mücadele, küresel düzeyde tüm ülkelerin önünde başa çıkılması gereken bir sorun olarak duruyor.” Kadınlar ve erkekler arasındaki ücret eşitsizliklerinin geleneksel açıklamalarından biri de cinsiyetler arası eğitim farklılıkları. Ancak rapor, eğitim farklılıklarının söz konusu eşitsizliği açıklamakta yetersiz kaldığını, “açıklanamayan” kısmın daha büyük bir etkisi olduğunu ortaya koyuyor. Küresel işgücü piyasalarında işsizlik oranının gerilemekte olduğu sık sık dile getirilen savlardan birisi. Oysa, “hangi istihdam” sorusunun yanıtı, ücretlerdeki durgunluğun aslında enformalleştirilmiş, güvencesizleştirilmiş istihdam biçimlerinden beslendiğini belgeliyor. Aşağıda ILO verilerinden derlediğimiz tablo küresel işsiz sayısının 2019’da 193.6 milyon kişiye ulaşacağını ve bunun da yaklaşık ortalama yüzde 5.5 işsizlik oranına tekabül edeceğini göstermekte. Ancak, ILO “güvencesiz istihdam edilenlerin” sayısının dünya ölçeğinde 1.4 milyar kişiye ulaşmakta olduğunu; bunun da küresel istihdamın yüzde 42.7’sini oluşturduğunu belgeliyor. Söz konusu rakamlar, gelişmekte olan ülkelerde istihdamın yarısından fazlasının güvencesiz biçimde olduğunu gösteriyor. Küresel kapitalizm, süregelen reel üretim krizini aşabilmek için daha yoğun sömürü, daha yoğun ayırımcılık ve sosyal dışlanmaya başvurmakta. Küresel ekonomide yeniden durgunluk sinyalleri ile birlikte emeğin sosyal kazanımları üzerine sürdürülen baskının da açık faşizm ve otoriter yönetim koşullarına dönüşmekte olduğu görülüyor. Halka arza daralma freni Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği Başkanı Erhan Topaç, geçen temmuz ayı sonrası piyasalarda yaşanan dalgalanmanın Borsa İstanbul’daki halka arzları etkilediğini belirterek “Temmuzdan bugüne yeni halka arz olmadı” diye konuştu. Topaç, yaşanan ekonomik süreçte halka arzların yeniden başlamasına ilişkin, “Büyük dalgalanma bitti. Normalleşmeyle halka arzlar başlayacak. Faiz düşüşü olduğunu da görüyoruz. Ancak tabi halka arzla ilgili fiyat oluşumu çok önemli. 9 ve 12 aylık bilançolarla 2019 ilk çeyreğinde bir hareketlenme olabilir. Yılını ikinci yarısında halka arzlarda artış bekliyoruz. Bunda gelecek yılın ikinci yarısında enflasyonun baz etkisiyle gerilemesinin önemli etkisi olacak” dedi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle