27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 25 Kasım 2018 TASARIM: İLKNUR FİLİZ Başka bir İstanbul’da dolaşmaya var mısınız? 2010 yılında İstanbul Avrupa Kültür Kenti projeleri arasında, benim on yıldır kurup yönettiğim “Herkes Film Yapabilir” atölyesinin de bir projesi vardı. Doksan dakikalık 10 kısa filmden oluşan “Dürbünümde İstanbul” adlı projenin hikâyelerinden biri de Tarlabaşı’nda yaşayan transseksüel bir genç adamın hikâyesiydi. Ben sanat yönetmeninden film kişisinin evi için son derece romantik, tüyler ve pembe yatak örtüleriyle döşeli bir oda yapmasını istemiştim. Tam o sırada, başka bir projede birlikte çalıştığım, cinsel seçimlerinden ötürü mağdur kişilerle çalışan bir arkadaşımdan, bize bir transseksüel kişi bulmasını ve evini gezdirmesini istedim. İyi ki istemişim, benim romantik hayallerim güzelce yıkıldı. O kişinin evi tek bir odadan ibaretti, ocak tuvaletteydi ve yağmur yağdığında odanın pek çok yerine kova koymak gerekiyordu. O gün anladım ki, benim bilmediğim bir İstanbul vardı ve o günden sonra bu İstanbul’u tanımaya çalıştım. Şimdi sizleri de biraz abartarak bu İstanbul’da dolaştıracağım. Önce bir devlet hastanesinin doğum kliniğinden içeri girelim. O da ne, yaşları 1214 arası yüzlerce kız çocuğu karınları burunlarında sıranın kendilerine gelmesini bekliyorlar. Çoğunun yanında yaşları biraz daha büyük anneleri; kızların kiminin suyu gelmiş, kiminin rahmi 10 santim açılmış, küçük çığlıklar atarak sıra bekliyorlar. Sırası gelen, yeşil bir örtünün kapattığı doğum odasına giriyor ve çığlıklar daha da yükseliyor. Sanki kara bir film sahnesindeyiz. Kızlar o kadar küçük ki, elleri ayakları sürekli titriyor, kimsenin onlara sarıldığı yok... İstanbul öylesine büyük ki, ikinci adımımız uyuşturucu ticaretinin aileler tarafından yapıldığı Dolapdere oluyor. Adımlarımızı hızlandırıp karanlık bir kapıdan giriyoruz. İçerisi öyle kesif bir dumanla kaplı ki, içerde ne var ne yok görmek için epey bir çaba harcıyoruz. Şimdi görüyoruz, yaşları 18’i ancak bulan kız ve erkek çocuklar, önlerindeki nargilenin içine konmuş uyuşturucuyu, sırayla çekiyorlar. Gruplar halinde yaptıkları tek iş bu. Hepsinin şimdiden gözleri kaymış, ansızın ön taraftaki bir yükseltinin üstüne dört genç çıkıyor ve hiçbir müzik aleti kullanmadan, dans etmeye ve hip hop tarzında tuhaf bir şarkıya başlıyorlar: “Kimse senin kim olduğunu söylemez,/Tek dostun o!/ O seni uçurur/Bilmediğin bir dünyanın kahramanı olursun/O tek dostun senin, o elindeki parlak hap!” Bu çocuklar kendi kuyularında kahraman olmak için yeniden nargileye bir tutam ot koyuyorlar ve parlak haplar karanlık içinde elden ele dağıtılıyor. Parlak haplar bu büyük kentin her yerinde dolaşıyorlar. Okul çıkışlarında, her gün gidilen kahvelerde, hiç durmadan, hiç durmadan dağıtılıyor. “Ama polis var, uyuşturucuyla mücadele var.” Ne kadar safsınız, benim bir zamanlar olduğum kadar. Bu 20 milyonluk kentin polis gücü 34 bin ve bu nereye yeter! Ayrıca ülkemiz uyuşturucunun geçiş yeri ve emin olunuz elimize geçen paranın bir kısmı da bu adeta artık yasal olan ticaretten geliyor. Ve bununla mücadele edenler, gaddarca öldürülüyor. Şimdi bu karanlık sinemanın kapısında biraz duralım. Kendimizi göstermemiz gerekir, çünkü sinemanın kapısında başlayan oyun birden bozulabilir. O da ne, 69 yaşlarında yedi erkek çocuk, kapının önüne geldiler, içlerinden birinin reis olduğu belli. Çocuklara nerelerde durmaları gerektiğini söylüyor. Biz görünmeden bekliyoruz, az sonra belli ki çocukların çok iyi tanıdığı kerli ferli bir adam sinemanın kapısında beliriyor ve çocuklardan birine işaret veriyor, çocuk adama doğru gidiyor, adam iki bilet alıp çocukla birlikte sinemanın karanlığında kayboluyor. Bana “Işıl yeter artık” dediğinizi duyar gibiyim, tamam sinemanın kapısından uzaklaşalım ve E5 yoluna ya da kentin sahil yollarına doğru yola çıkalım. Havanın kararmasını bekleyelim. Bu bölgede herkesin yeri belli, 12 yaşına bile gelmemiş kız çocukları pezevenklerin görünmeden kol gezdiği bölgede duruyorlar. Üstlerinde daracık parlak kumaştan elbiseler, ayaklarında taraklı ayaklarının sığmadığı topuklu ayakkabılar, çoğunun saçları sarı boyalı, diplerden kara kara saç çıkmış. Tamam bekleyin, son derece lüks bir araba kızların bölgesine yaklaşıyor ve arabadaki adam eliyle işaret veriyor, iki kız istiyor, kızlar topuklu ayakkabılarıyla zor zar yürüyerek arabaya biniyorlar. Bu arkada kentin bir başka yerinde, küçücük erkek çocuklara Kuran dersi veriliyor. Başlarında kocaman fesler ve çocuklar hiç bilmedikleri bir dilde hocanın söylediklerini zar zor tekrar ediyorlar. Babaları şöyle demiş hocalara: “Eti senin kemiği benim!” Bu arada organ mafyası İstanbul’un her yerinde, bizim haberimiz yok, bir yıl içinde 60 bin çocuk kaybolmuş, nereye gittikleri bilinmiyor. Yıllar önce bir Fransız filmi izlemiştim. Çok zenginlerin yenilenmek için gittiği bir özel klinikte, garsonlar, havuzları ve ortamı temizleyen herkes Cezayirliydi ve bu temizleme işini yapanlar sürekli değişiyorlardı. Sonra anlaşıldı ki, Cezayirli gencecik garsonların her gün usul usul kanı çekilip, zengin moruklara enjekte ediliyormuş, gençleşmeleri için tabii... Bir süre sonra da kansız kalan temizlikçi ölüyor, ne gam, arkada bir mezarlık var, daha doğrusu bir kuyu var oraya atılıyorlar. Şimdi ben o 60 bin çocuk nerede diye düşündüğümde bu film aklıma geliyor. Gerçek filmden acıtıcı... İşte sizi 20 milyonluk bir kentte küçük bir gezintiye çıkardım. Ama bitmedi, yaşadığımız bu kentte daha neler var, hep birlikte öğreneceğiz. Öğrenmeliyiz. Çünkü mart ayında belediye başkanlarını seçeceğiz. Bakalım bizlere ne söyleyecekler!.. yorum 15 Bir ülkeye demokrasi gelince mi toplum olgunlaşır, yoksa toplum olgunlaşınca mı de Tüm İslamcı medyanın, iktidara yakın olmaktan aldı mokrasi gelir? ğı ucuz cesaret ve fü Söz konusu olgunluktan, elbet tursuzlukla katıldı te siyasal ve sosyal uygarlığı iç ğı linç kampanya selleştirmek anlaşılmalıdır. sı; TELE1’de yayım Türkiye’de oldum olası birinci lanan 11 Kasım ta şıkka abanıldı, toplumu demokra rihli Türkiye’nin Yö sinin olgunlaştıracağı; cahil halkın nü programında, “On demokrasi sayesinde siyasal ve sosyal kültür kazanacağı sanıldı. Bugün geldiğimiz noktada, dinci faşizme giden yolların demok İlah gözlerin! yıl önce bu kadar sıkı Atatürkçü değildim. Ama yapılan hadsiz saldırı yoğunluğu kar rasi çıngarlarıyla döşendiği, huku şısında bugün Atatürk kun üstünlüğünün bizzat o üstünlüğü savunmak için ilahımdır, ona tapıyorum” sözlerime yüklenen ve yük seçilmiş muktedirler ve muhteris iktidar pazarlamacı leyenin hem kendi alçaklığını, hem de güvendiği kitle ları tarafından yıkıldığına bakılırsa, yanılgı ortada: nin cehaletini köpürttüğü “putperest” ithamıyla besle Ham halkı demokrasi olgunlaştırmıyor. nen bir tehdid kampanyasına dönüştü. Halkın demokratik kültüre hazır ve hazımlı olduğu Oysa itham yalan değil, gerçek bile olsa kimseyi il yerde demokrasi kurulabiliyor. gilendirmezdi. İsteyenin istediğine inanmak ve tap Oysa cehaletin egemen olduğu topraklarda de mak özgürlüğü vardır, olmalıdır! mokrasi, cahilin cahili seçmesi; seçilen cahilin iktidar HHH da kalabilmek için seçeni cahil bırakması gerektiğini Bir aydır süren bu linç sırasında, bazıları ciddiye gayet iyi anlamasıyla halkını uygarlığa değil barbarlı alınacak onlarca ölüm tehditi ve istisnasız hepsi çir ğa taşıyan bir rejime dönüşüyor. kinliğim, yaşım ve cinselliğimle ilgili küfürlere maruz İşin kötüsü, mutlaka bir cart curt cuntasına yol kaldım. açan demokratik yozlaşma, sözüm ona muhaliflerine Hepsi hakkında suç duyurusunda bulundum. Ama de demokrasinin olmazsa olmazlarını; örneğin ifade hukukun kalmadığı yerde, elbette ki suç duyurusuy özgürlüğünü, farklı düşünceye saygıyı, temel insan la da yetinmedim! haklarını; hatta en basit beyin jimnastiği, kıyaslamak Pek çok medyatik linci suskunlukla geçirdiğim ve sonuç çıkarmak yetisini de unutturuyor... meslek yaşamımda ilk kez, uğradığım saldırıyı yaban HHH cı medyaya taşıdım. 26 Ekim’de CHP’li Hayrabolu Belediyesi’nin düzen Saldırganlar, Türkiye’nin yurtdışında tanınan bir leyip değerli meklektaşım Uğur Dündar’ın sunduğu kaç gazetecisinden biri olduğumu unutmuşlar mıy Halk Arenası programında, siyasal İslamcıların 16 yıl dı, 1994’ten beri çalıştığım yabancı medyada edindi dır bitmeyen “mağduriyet” teranesini izleyenleri epey ğim yer ve dostlarımdan haberdar değiller miydi, bil ce güldüren bir parodiyle hicvettim diye; tarihçesi kir miyorum... li ve kanlı linçlerle dolu Yeni Akit gazetesinin başlattı Ama izleyenler, şahsımı hedef gösteren İslamcı ba ğı, en hafif deyimle iğrenç bir tetikçilik kampanyasının sın ve böylesi vahşi bir tetikçiliğe sessiz kalan yandaş hedefine yerleştirildim. medyaya karşı, uluslararası medyadan aldığım deste ği sanırım görmüşlerdir. Ne var ki bu süreçte beni en çok kıran ve umutsuz luğa sevkeden olgu; zaten değer vermediğim tetikçiler ve tehditçiler değil, sözde Atatürkçüler arasında “Şimdi sırası mıydı, halk mecazi laftan ne anlar, niye onların anlayacağı dilden konuşmuyorsun?” diye eleştirenler oldu. HHH Çocuklar, kendisine “agucuk gugucuk” demekle yetinen kişiden konuşmayı öğrenemez. 100 kelimeyle konuştuğu için 100 kelimeyle düşünen insana da 100 kelimeyle hiçbir şey öğretemezsiniz! 3 bin kelimeyle konuşursanız, önce anlamaz, ama zamanla onun da düşünce ve konuşmasını, belki zenginleştirebilirsiniz. Beni Atatürk’e ilah dedim diye eleştirenlere soruyorum: Atatürk yerine “Erdoğan ilahımdır” deseydim, kimler tarafından linç edilir, kimler tarafından omuzlarda taşınırdım? Cevabı sanırım herkes biliyor. Bilemeyen gafillere, Cemal Safi’nin “İlah Gözlerin” şiirini armağan ediyorum. Cahilleri cahil bırakmakla görevli İslamcı medya, bu güzel şiiri ne yazık ki arabesk bir besteye güfte olmuş biçimiyle, AKP iktidarının maaşlı “akili” Orhan Gencebay’ın sesinden, taptıkları muktediri hayal ederek de dinleyebilir: İlah Gözlerin Medet bekliyorum vurduğu yerde Oralı olmuyor siyah gözlerin. Gönlümü dağlıyor gördüğü yerde Kanıma susamış silah gözlerin. Her yalan sözüne iftira ekler Sayısız suçunu sırtıma yükler Cenneti müjdeler ibadet bekler Şeytanın taptığı ilah gözlerin. Feryadım asılsız şikâyet değil Laf değil söz değil rivayet değil Yetim hakkı değil cinayet değil Korktuğum en büyük günah gözlerin. CEMAL SAFİ L af mı, çiş mi? HHH Dün Öğretmenler Günü idi. MSeuçhimtalrelarryaatwakkwnelawahn.maşdheı[email protected]“KA’ynıkinkbaifrat”eibleliğoiyoklaucllaaknmmaı?yı sağlamak için o bizzat, bakanları mil gün içki satışı yasak. Peki ya “sinir hapı” kulla Ona her gün öğretmenler letvekileri de dolay nımı? günü. lı dolaysız antrenman “Kamu spotları”nda sadece “Antibiyotik kul Bir vesile bir desise, verirken yeni valiler de lanmayın” deniyor. “Antidepresan kullanmayın!” TV’lerden her gün milleti işbaşı yapıyor. Eskiler demeye cesaret edilemiyor. Yoksa cinayet, şid eğitiyor. zaten yeterince makbul det, hiddet katlanacak, millet birbirini yiyecek. Öğretmenlere ise yılda bir ki, yerlerindeler. Seçimler yaklaşırken iktidar bu konuya da el at mesajla yetiniyor. Dün de “şehit öğretmenlere” dua... Hangisini tutmak zor? Geçenlerde zamların malı, valiler ve muhtarlar eliyle “şehir tımarhaneve Kaşıkçı haberleri leri” için de proje üretmelidirler. nin tozu dumanı arasın Son bir not: “Emekli olanlara” uzun ömür da İstanbul, Ankara da İstanbul ve Ankara’nın sabah ve akşam trafiği niyaz etti. Ama yıllardır atama bekleyen 438.134 hil 39 ilin valisi değişti. Artık “merkez valiliği” de kalk sadece tımarhane kapasitesini zorlamakla kalsa öğretmen ile bu mesleğin eğitimini alan 653.899 tığı için çoğu “bürokrat hurdalığı”na itildi. iyi, “çiş tutmak zorunda kalmanın yarattığı hasta öğrencinin adını anmadı Reis. Bu arada da kendisini “Saray Naibi” sayan sanan lıklarda” da patlama yaşanıyor. Bunda da görmedi hiç beis. Sn. Soylu ise valilere “Sokağa çıkın!” talimatı verdi “Şehir hastaneleri”nin çözüm olması çok zor. HHH ğini açıkladı: “Valiler halkın istekleri, önerileri, görüş Çünkü adları şehir ama neredeyse hepsi şehir Benzetmek gibi olmasın, Atatürk’ün bir sıfatı da lerini merkeze iletecekler. Ekonomi toplantıları, muh dışında. Başöğretmen. Reis kendisini başöğretmen saysa iyi, tar toplantıları düzenleyecekler”miş ve “Muhtar bilgi Çişini tutabilen gelsin diye mi? ama işin tuhafı Başmuhtar da sayıyor. Muhtarlara sistemi hayata geçirilecek”miş! Ah muhtarlar! Devle tam 48 haftadır hızlandırılmış eğitim vermesi bundan. tin başı resmen AKP Genel Başkanı ise devletin vali Belli ki “Muhtar bile olamaz!” lafı ile hesaplaşma leri de artık fiilen AKP il başkanıdırlar.. Yenileri 39 ilde sı sürüyor. Yüzlerce değil, binlerce muhtarı Saray’da birden yeni bir heyecan ile işbaşı yaptılar. Darısı mu ağırlamaya devam ediyor: “Sizden biriyim. Ben oldum, Sizin neyiniz eksik?!” diye onları yüreklendiriyor. Ülkemizin, çoğunluğu köy muhtarı 50 bin küsur muhtarı var. “Muhtar”, “hayr” kökünden geliyor. halefet il başkanlarının başına inşallah! Hastaneye bir iki Tarihi ve köklü birçok hastane kapatılıyor, yıkılıyor. 25 Kasım 2018 SAYI: 34017 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN “Hareketinde serbest, seçilmiş ve seçkin” demek. Kaynaklar, muhtar sıfatının Hz. Muhammet için de kullanıldığını belirtiyor (F. Devellioğlu, Osmanlıca Sözde “şehir hastaneleri” inşa ediliyor. “Sözde”, çünkü neredeyse tamamı şehir merkezinden çok uzakta hizmet veriyor, verecekler... Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya Türkçe Ansiklopedik Lugat). “Muhtar bile olamaz” sö Bir başka inşaat seferberliği de “şehir hapishane züne neden bu kadar öfkelendiğini ise anlamak zor! leri” için yaşanıyor. Çünkü, suçta da, suç “isnatı” ve Yazıişleri Müdürleri Serkan Ozan / Olcay Büyüktaş Akça Muhtar deyip geçemeyiz. Adres bilgileri, oy pusulalarının dağıtımı, tebligat, her şey muhtardan soruluyor. Devletin ucu orada. Devlet oradan başlıyor. Muhtarları koluna takan Türkiye’yi peşine takıyor. Daha önce hiçbir partinin muhtar projesi olmadı. Muhtarlara metelik veren çıkmadı. Bu yüzden de hiç kim suç “icadı”nda da bugüne dek görülmemiş bir patlama yaşanıyor. Oysa toplumun asıl eksiği “şehir tımarhaneleri”. O konuda bir adım yok. Pahalılık ve işşizlik kadar gençlerdeki işsizlik ve gelecek endişesi de toplumsal ve bireysel huzursuzluğu artırıyor. Sorumlu Müdür Ozan Alper Yurtoğlu Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Direktörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Şehriban Kıraç l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Fotoğraf: Uğur se (Kıyas gibi olmasın ama Atatürk dahil) 16 yıl aralık Sağlık Bakanlığı belli ki “itirafçı” olarak, iktidarın se Demir l Kültür Sanat: Emrah Kolukısa l Düzeltme: Mustafa Çolak sız iktidar yüzü göremedi! çimlerde etkin pişmanlıktan yararlanmasını sağla Tayyip Bey’in muhtariyet sevdasını başarısını an mak istiyor. “Yılda ortalama 8.6 milyon kişi ruh ve si Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 lamak için Sabah gazetesinin “Muhtar maaşları 16 nir hastalıkları hekimlerine başvuruyor!” İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 yılda 18 kat arttı!” haberi ile Saray’ın menüsüne bakmak yeter. (18 Ekim 2018) HHH 10 kişiden 1’i “antidepresan” kullanıyor. 9 ayda 33 milyon kutu “psikiyatrik” ilaç kullanılmış. Acaba seçimlerde “psikiyatrik ilaç” kullanan seçmenlerle ilgili Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur. l Okur Temsilcisi: Cengiz Yıldırım [email protected] ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] l Mali ve İdari İşler Müdürü: Hasan Talay l Satış Dağıtım Müdürü: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Baskı Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. NAMAZ VAKİTLERİ İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı İstanbul 06:26 07:56 12:57 15:24 17:46 19:11 Ankara 06:09 07:37 12:41 15:11 17:34 18:56 İzmir 06:30 07:56 13:04 15:38 18:00 19:21 T.C. İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI’NDAN İLANEN TEBLİĞ Sıra No Vergi K.N. T.C. Kimlik Mükellef Adı Soyadı(Unvanı) No İhbarname Fiş No Ana Vergi Vergi Dönemi Kodu Vergi Kodu Vergi Tutarı Ceza Kodu Ceza Tutarı Adres 1 0130636240 AKATLI GİYİM İTHALATİHRACAT SANAYİ VE TİLTD ŞTİ 2016012013Acs0000058 0010 201301201312 0010 127,286.20 3080 381,858.60 M,KEMALETTİN M,KALAY CI ŞEVKİ S,İSTANBUL 14 13 FATİH İSTANBUL 2 0130636240 AKATLI GİYİM İTHALATİHRACAT SANAYİ VE TİLTD ŞTİ 2016012013Acs0000063 0033 201310201312 0033 127,286.20 3080 381,858.60 M,KEMALETTİN M,KALAY CI ŞEVKİ S,İSTANBUL 14 13 FATİH İSTANBUL 3 4810584144 İSMAİLKO TEKSTİL SANVE DIŞ TİC.LTD.ŞTİ 2018090713Ad40000002 0010 201501201512 0010 60,008.42 3080 270,037.89 BEYAZIT ORDU CAD.KALAYCI ŞEVKİ SK.ALTINKAPI DİLMEN İŞ MERKEZİ NO:51 FATİH /İSTANBUL TÜRKELİ MAH. UZUNCA OVA CAD. NO:55 FATİH /İSTANBUL 4 5180478811 KARAN OTOMOTİV İÇ VE DIŞ TİCARET LTD.ŞTİ. 2018102413Ad70000003 0015 201304201304 0015 315,848.61 3080 947,545.83 ESENTEPE MH. MORLALE SK. 9 18 EYÜPSULTAN İSTANBUL 5 5180478811 KARAN OTOMOTİV İÇ VE DIŞ TİCARET LTD.ŞTİ. 2018102413Ad70000007 0015 201308201308 0015 88,008.78 3080 264,026.34 ESENTEPE MH. MORLALE SK. 9 18 EYÜPSULTAN İSTANBUL 6 5240595238 ALİ YILDIZ (KAROTO MOTORLU ARAÇLAR SANAYİ TİCARET LTD.ŞTİ) 2018102513Ad70000001 0015 201301201301 0015 412,258.72 3080 1,236,776.16 ESKİŞEHİR MAH. KAYTANCI RASİM SK. NO: 52 İÇ KAPI NO: 3 ŞİŞLİ / İSTANBUL 7 5240595238 ALİ YILDIZ (KAROTO MOTORLU ARAÇLAR SANAYİ TİCARET LTD.ŞTİ) 2018102513Ad70000002 0015 201302201302 0015 864,390.72 3080 2,593,172.16 ESKİŞEHİR MAH. KAYTANCI RASİM SK. NO: 52 İÇ KAPI NO: 3 ŞİŞLİ / İSTANBUL 8 5240595238 ALİ YILDIZ (KAROTO MOTORLU ARAÇLAR SANAYİ TİCARET LTD.ŞTİ) 2018102513Ad70000003 0015 201303201303 0015 1,696,556.67 3080 5,089,670.01 ESKİŞEHİR MAH. KAYTANCI RASİM SK. NO: 52 İÇ KAPI NO: 3 ŞİŞLİ / İSTANBUL 9 5240595238 ALİ YILDIZ (KAROTO MOTORLU ARAÇLAR SANAYİ TİCARET LTD.ŞTİ) 2018102513Ad70000004 0015 201304201304 0015 1,890,163.79 3080 5,670,491.37 ESKİŞEHİR MAH. KAYTANCI RASİM SK. NO: 52 İÇ KAPI NO: 3 ŞİŞLİ / İSTANBUL 10 5240595238 ALİ YILDIZ (KAROTO MOTORLU ARAÇLAR SANAYİ TİCARET LTD.ŞTİ) 2018102513Ad70000005 0015 201305201305 0015 275,742.56 3080 827,227.68 ESKİŞEHİR MAH. KAYTANCI RASİM SK. NO: 52 İÇ KAPI NO: 3 ŞİŞLİ / İSTANBUL 11 5240595238 ALİ YILDIZ (KAROTO MOTORLU ARAÇLAR SANAYİ TİCARET LTD.ŞTİ) 2018102513Ad70000006 0033 201301201303 0033 85,149.86 3080 255,449.58 ESKİŞEHİR MAH. KAYTANCI RASİM SK. NO: 52 İÇ KAPI NO: 3 ŞİŞLİ / İSTANBUL 12 5240595238 ALİ YILDIZ (KAROTO MOTORLU ARAÇLAR SANAYİ TİCARET LTD.ŞTİ) 2018102513Ad70000008 0010 201301201312 0010 174,634.40 3080 523,903.20 ESKİŞEHİR MAH. KAYTANCI RASİM SK. NO: 52 İÇ KAPI NO: 3 ŞİŞLİ / İSTANBUL 13 5240595245 KARMOTOR OTO. PAZ.SAN. TİC. LTD. ŞTİ. 2018101013Ad70000003 0010 201301201312 0010 741,816.02 3080 2,225,448.06 ESKİŞEHİR MAH. KAYTANCI RASİM SK. NO: 52 İÇ KAPI NO: 3 ŞİŞLİ / İSTANBUL 14 5240595245 KARMOTOR OTO. PAZ.SAN. TİC. LTD. ŞTİ. 2018101113Ad70000001 0033 201301201303 0033 257,710.07 3080 773,130.21 ESKİŞEHİR MAH. KAYTANCI RASİM SK. NO: 52 İÇ KAPI NO: 3 ŞİŞLİ / İSTANBUL 15 5240595245 KARMOTOR OTO. PAZ.SAN. TİC. LTD. ŞTİ. 2018101113Ad70000003 0015 201301201301 0015 1,027,852.49 3080 3,083,557.47 ESKİŞEHİR MAH. KAYTANCI RASİM SK. NO: 52 İÇ KAPI NO: 3 ŞİŞLİ / İSTANBUL 16 5240595245 KARMOTOR OTO. PAZ.SAN. TİC. LTD. ŞTİ. 2018101113Ad70000004 0015 201302201302 0015 1,958,833.99 3080 5,876,501.97 ESKİŞEHİR MAH. KAYTANCI RASİM SK. NO: 52 İÇ KAPI NO: 3 ŞİŞLİ / İSTANBUL 17 5240595245 KARMOTOR OTO. PAZ.SAN. TİC. LTD. ŞTİ. 2018101113Ad70000005 0015 201303201303 0015 3,624,743.33 3080 10,874,229.99 ESKİŞEHİR MAH. KAYTANCI RASİM SK. NO: 52 İÇ KAPI NO: 3 ŞİŞLİ / İSTANBUL 18 5240595245 KARMOTOR OTO. PAZ.SAN. TİC. LTD. ŞTİ. 2018101113Ad70000006 0015 201304201304 0015 5,082,547.09 3080 15,247,641.27 ESKİŞEHİR MAH. KAYTANCI RASİM SK. NO: 52 İÇ KAPI NO: 3 ŞİŞLİ / İSTANBUL 19 5240595245 KARMOTOR OTO. PAZ.SAN. TİC. LTD. ŞTİ. 2018101213Ad70000001 0033 201304201306 0033 414,034.31 3080 1,242,102.93 ESKİŞEHİR MAH. KAYTANCI RASİM SK. NO: 52 İÇ KAPI NO: 3 ŞİŞLİ / İSTANBUL 20 5240595245 KARMOTOR OTO. PAZ.SAN. TİC. LTD. ŞTİ. 2018101113Ad70000007 0015 201305201305 0015 128,765.66 3080 386,296.98 ESKİŞEHİR MAH. KAYTANCI RASİM SK. NO: 52 İÇ KAPI NO: 3 ŞİŞLİ / İSTANBUL “Beyazıt Vergi Dairesi Mükelleflerine ait olup yukarıda adı, soyadı ve ünvanı yazılı mükellefler adına salınan vergi ve cezalar nedeniyle tanzim olunan ihbarnameler bilinen adreslerinde bulunamamaları nedeniyle tebliğ edilemediğinden 213 sayılı V.U.K.’un 103106. maddelerine istinaden ilgililerin ilan tarihinden başlayarak bir ay içerisinde vergi dairesine bizzat veya bilvekale müracatta bulunmaları veya taahhütlü mektup veya telgrafla açık adreslerini bildirmeleri halinde kendilerine süre ile kayıtlı resmi tebliğ yapılacağı bir ayın hitamında müracatta bu lunmayan veya açık adresini bildirmeyenler hakkında işbu ilanın tarihinden itibaren bir ayın sonunda tebliğ yapılmış sayılacağı ilan olunur.” Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 902744) C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle