19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 13 Kasım 2018 4 haber EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN ‘Fiş’le gelen Türkçe ezan ve CHP CHP Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz’ın, Genel Başkanı hakkındaki sözleri ne kadar akıl alır değilse, bu gelişmeler zincirini başlatan olay da o kadar şaşırtıcıdır. Gerçekten CHP’nin iktidarda olduğu 30 Ocak 1932 tarihinden başlayarak, DP’nin iktidara geldiği 1950’ye kadar, ülkemizde Türkçe ezan uygulaması yapıldığı düşünülürse, aradan geçen bunca zamandan sonra partinin bir milletvekilinin, kişiliği, geçmişi ne olursa olsun, salt Türkçe ezanı savunduğu için ihraç talebiyle disipline sevk edilmesini anlamak güçtür. 14 Mayıs 1950 seçimleriyle iktidara gelen DP’nin seçimden henüz bir ay sonra ilk iş olarak, Türkçe ezan uygulamasına son vermesinin öyküsünü Altan Öymen enine boyuna anlattı. Ben burada yalnızca o zaman CHP’nin bu olay karşısında kararsız davranıp karşı çıkmadığını ve bunun ilginç görüntülere sahne olduğunu belirtmekle yetineceğim. Türkçe ezan olayını anadilde ibadet konusu çerçevesi içinde ele almak gerekir. Cumhuriyet döneminin en fazla tartışılan konularından biri de Batı’da yüzyıllar önce çözüme bağlanmış olan, kutsal kitabın anadillere çevrilmesi ve anadilde ibadet sorunu olmuştur. HHH Gerçi Kuran’ın Türkçeye çevrilmesi konusu Tanzimat’tan zonra Osmanlı’da da gündeme geldi fakat kutsal kitabın anadile çevrilmesi ve anadilde ibadet konularının tartışılması bu konuda Atatürk’ün önderlik ettiği girişimler üzerine Cumhuriyet döneminde yoğunlaştı. Şimdi dilerseniz kısaca, bu konuda bütün okurlarıma salık vereceğim, Cengiz Özakıncı’nın “Dünden bugüne Türklerde Dil ve Din” adlı kitaba kısaca bir göz atalım: “Bakınız,1990 Türkiyesi’nde günlük satışı en yüksek olan dinsel renkli bir gazetede Müslüman Türklere neler öğütleniyor: ‘Anlamadan Kur’an okunmaz’ diyerek herkesin Kuran’ı anlamasını tavsiye etmek büyük bir sapıklıktır... Kuran’ı Kerim’in manası tercümesinden anlaşılmaz. Hangi tercüme olursa olsun hiçbir tercümeden din öğrenilmez... Kuran’ı Kerim’i tercüme etmek imkânsızdır... Mushafı (Kuran’ı) hiç okumayıp, sırf hayır ve bereket için evinde saklamak caiz ve sevaptır...” (Cengiz Özakıncı, Dün’den Bugüne Türklerde Dil ve Din; Otopsi Yayınevi 5. baskı, sayfa 234). Uzun uzun ayrıntılı tartışmaya girecek değilim. Kuran’da bu kitabın anlaşılması için Arapça indirildiğinin söylenmesine karşın, İslamın anadilinden okunarak, anlaşılmasını caiz görmeyen, onun yerine anlaşılmadan okunmasını tavsiye eden bu görüşler üzerinde daha fazla durmanın anlamı yok. Yalnızca, kutsal kitabın tercümesine ve anadilde ibadete karşı çıkanların dini tefsirini tekellerinde tutabilecekleri biçimde, anlaşılmaz kılmakta çıkar umanlar olduklarını söylemekle yetinelim ve olayı gerçek boyutlarıyla görelim. HHH İbadete çağrı olan ezanın Türkçe okunması uygulaması da ne yazık ki, bu çerçeve içinde yer alınmış ve DP’nin bu uygulamaya son verilmesi girişimi karşısında, 1950 seçimlerinin şokunu henüz üzerinden atamamış olan CHP, içine düştüğü kafa karışıklığı yüzünden, o zaman, tepkisiz kalmıştı. 2018 kasım ayı itibarıyla, Öztürk Yılmaz’ı, kişiliğinden bağımsız olarak, salt Türkçe ezanı savunan söylemiyle “toplumun vicdanını yaraladığı” gerekçesiyle disipline sevk eden CHP’de aradan geçen 68 yıla karşın hâlâ aynı kafa karışıklığının sürmekte olduğu görülüyor. İnisiyatifi gericilere kaptırmış görünen CHP’nin irtica karşısında sinmiş olan bu tutumunu değiştirememesi, kafasını bir berraklığa kavuşturamaması halinde, işi bir gün Türkçe ezan uygulamasını başlatmış olan Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasını reddetmeye kadar vardırması da mümkün olabilir diye korkmamak elde değil. Sağın diliyle sol politika bu kadar oluyor işte!.. FETÖ soruşturmasında 63 askere tutuklama İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ soruşturması kapsamında TSK yapılanmasına yönelik 103 muvazzaf asker hakkında gözaltı kararı vermişti. Gözaltına alınan 87 şüpheli, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ndeki sorguları tamamlanarak adliyeye sevk edildi. Savcılıktaki ifadelerinde etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan 10 şüpheli serbest bırakılırken, 77 şüpheli ise tutuklanması istemi ile nöbetçi hâkimliğe sevk edildi. Mahkemeye sevk edilen şüphelilerden 63’ü tutuklandı. Mahkemenin 3 şüpheli hakkında ev hapsi kararı verdiği, 12 şüphelinin ise mahkemede etkin pişmanlıktan yararlanarak serbest bırakıldıkları öğrenildi. Soruşturma kapsamında 16 şüpheliyi yakalama çalışmaları sürüyor. l İHA mahkumiyet Özel hastanelere mahkum edilen doktorların dosyalarında, ‘Babası Bank Asya’ya para yatırmış, kardeşi gözaltına alınmış’ gibi gerekçeler yer alıyor ŞEYMA PAŞAYİĞİT Tıp fakültesinden mezun olduktan sonra devlet hastanesinde kadro gösterilerek atama hakkı kazanan yüzlerce hekim, “güvenlik soruşturması”na takıldı. Cumhuriyet, AKP’nin özel hastanelere mahkum ettiği doktorların mesleklerini yapamama gerekçelerine ulaştı. Sağlıkla İlgili Bazı Kanun ve KHK’lerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ne tepkiler devam ederken, gerekçelerde, suçun şahsiliği ilkesi hiçe sayıldı. Aile bireylerinin faaliyetleri, “fişleme” niteliğinde sıralandı. “Ağabeyin ihraç edilmesi”, “Babasının Bank Asya’da hesabının bulunması”, “terör örgütü uzantısı siyasi parti üyeliğinin olması” gerekçe olarak sunuldu. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL ile birlikte çıka rılan 676 sayılı KHK’deki “Kamu Personeline İlişkin Bazı Düzenlemeler” başlıklı “Güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılmış olmak” şartı, yüzlerce genç doktoru mağdur etti. Tıp fakültesinden mezun olduktan sonra devlet hastanesinde kadro gösterilerek atama hakkı kazanan yüzlerce hekim, “güvenlik soruşturması”na takıldı. Devlet Hizmet Yükümlülüğü Kurası sonucu devlet hastanesine yerleştirilen yüzlerce doktorun “atama şartlarını taşımadığı” gerekçesiyle mesleğini yapması engellendi. Birçok hekimin dosyasında, “mevcut veri kaynaklarında yapılan çalışmalarda şahıs hakkında talebe esas teşkil edilecek güncel örgütsel bir bilgiye rastlanmadı” ifadesinin yer alması dikkat çekti. Aile bireylerinin “faaliyetleri”nin sıra landığı dosyalarda, suçun şahsiliği ilkesi hiçe sayıldı. Gerekçelerin; şahıslar ve aileleri hakkında verilen ifadeler, öne sürülen iddialar ve istihbari mahiyette elde edilen bilgiler doğrultusunda oluşturulması ise hukuki zemin bakımından tartışma yarattı. ‘İstihbarat yok ama...’ “Kardeşinin 15 Temmuz’un ardından kapatılan özel bir lisede eğitim görmüş olması”, “erkek kardeşinin gözaltına alınmış olması”, “ablasının kapatılan yayıncı şirketinde ölçme ve değerlendirme uzmanı olarak çalışması”, “şahsın hiç istihbarat bilgisinin bulunmamasına rağmen babasının Bank Asya’da 2014 yılında yeni hesap açtırmış olması”, “şahsın hiç istihbarat bilgisinin bulunmamasına rağmen baba sının KHK ile kapatılan sağlık şirketinde çalışması,” şahsın hiç istihbarat bilgisinin bulunmamasına rağmen erkek kardeşinin kapatılan özel bir ortaokulda eğitim görmesi” ayrı ayrı gerekçeler olarak sunuldu. Hükümet ile Gülen cemaatinin ortak hareket ettiği 2011 yılında; cemaatin arka çıktığı bir lisede, şahsın eğitim kaydının bulunması da atanamama gerekçesi olarak sunuldu. 15 Temmuz ardından kapatılan üniversitede stajyer öğrenci olarak SGK kaydının bulunması da atanmama gerekçesi oldu. Dosyalarda legal bir siyasi parti olan Emek Partisi de (EMEP) terör örgütü olarak görüldü. “Parti doğrultusunda faaliyet gösteren kulübün yönetim kurulunda yer almak” doktorun atanması için sakıncalı bulundu. l ANKARA OHAL fakirleştirdi Hak ve Adalet Platformu’nun ikinci kez yayımladığı raporuna göre, mağdurların bireysel gelirleri yüzde 77 azaldı. Araştırma Türkiye’nin 81 ili ve 39 ülkede yapıldı Kurtuluş arı Şehit topçu er Melih Sancar için İstanbul Ataköy 5. Kısım Camii’nde düzenlenen törende, şehidin ailesi ve yakınları güçlükle ayakta durdu. Şehitler uğurlandı Şemdinli’de şehit düşen 7 askerden 4’ü toprağa verildi Hakkâri’nin Şemdinli ilçesine bağlı Derecik beldesindeki Süngü Tepe üs zının ardından şehitlikte toprağa verildi. Şehit Yusuf Önder’in cenazesi de Alanya’ya gön bölgesinde, geçen cuma mühimmat depo derildi. Önder, Alanya Garnizon Şehitliği’nde sunda meydana gelen patlama sonucu şe toprağa verildi. Şehit olan topçu çavuş Meh hit olan 7 askerden 4’ü dün Van’da düzen met Kaşık ise memleketi Kahramanmaraş’ta lenen törenin ardından memleketlerinde toprağa verildi. Kaşık’ın cenazesi, Ulu Ca son yolculuğuna uğurlandı. mi’deki cenaze namazının ardından Şeyhadil Hakkâri’den Van’a getirilen ve otopsileri ta Mezarlığı’ndaki şehitlikte toprağa verildi. mamlanan şehitlerden Mehmet Kaşık (25), Samet Kaymakçı (20), Yusuf Önder (22) ve Akar: Kazada dış etki yok Melih Sancar (20) için dün sabah tören düzenlendi. Törenin ardından Mehmet Kaşık memleketi Kahramanmaraş’a; Samet Kaymakçı Gaziantep’e; Yusuf Önder Alanya’ya ve Şemdinli’deki patlamada yaralanan 26 askerden 18’inin, tedavilerinin ardından taburcu edildiği açıklandı. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ise patlamaya ilişkin açıklamalar Melih Sancar İstanbul’a uğurlandı. Melih Sancar’ın cenazesi İstanbul Avcı lar’daki Denizköşkler Mahallesi’ne getirildi. Ailenin taziyeleri kabul etmesinin ardından da bulundu. “Kazada hiçbir dış etki söz konusu değildir” diyen Akar, yapılan incelemelerin detaylarını şöyle anlattı: “Hem mühimmatın hem de topun göreve elverişli olduğu rapor şehit asker, Ataköy 5’inci Kısım Camii’nde ikindi vakti kılınan cenaze namazının ardından toprağa verildi. Samet Kaymakçı, memleketi Gaziantep’te son yolculuğuna uğurlandı. larını inceleme heyeti teyit etmiş bulunuyor. Burada topun ateşlenmesini müteakip, merminin namluyu terk ettiğini, namlu gerisinde meydana gelen yüksek basınçtan dolayı ge Şehidin annesi Zeynep ve babası Vakkas Kaymakçı ile kardeşleri ve yakınları gözyaşlarına hâkim olamadı. Şehidin naaşı cenaze nama riye doğru bir alev çıktığını, bu alevin de bu patlamaları tetiklediğini ilk bulgu olarak söyleyebilirim.” l Haber Merkezi/ANKARA Şırnak şehidine hüzünlü veda Şırnak’ta yürütülen ‘Şehit Muhabere Yüzbaşı İlker Acar Operasyonu’nda şehit olan 2 askerden Piyade Uzman Çavuş Ömer Doğan (21) için dün Mersin’in Erdemli ilçesinde tören düzenlendi. Törene Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, AKP Genel Başkan Yardımcısı Lütfi Elvan’ın yanı sıra vali Ali İhsan Su, komutanlar ile AKP, MHP ve CHP’li milletvekilleri de katıldı. Tören sırasında şehidin annesi Halime ve babası Ayhan Doğan ile 2 kız kardeşi, uzun süre tabuta kapanıp gözyaşı döktü. Doğan’ın cenazesi, öğle vakti kılınan namazın ardından Esenpınar Mezarlığı’nda gözyaşlarıyla toprağa verildi. Aynı saldırıda şehit olan Piyade Uzman Onbaşı Ünal Olgun’un (24) ise Bursa’nın Gürsu ilçesinde bugün öğle vakti Merkez Cami’de kılınacak cenaze namazının ardından son yolculuğuna uğurlanacağı belirtildi. l Haber Merkezi ‘4 BİN FETÖ’CÜ YARGIDAN TASFİYE EDİLDİ’ Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Saray’da yapılan adli ve idari yargı hâkimleri ile cumhuriyet savcılarının kura törenine Fransa’dan gönderdiği mesajla katıldı. Erdoğan, “Adalet yoksa devlet yoktur. Devlet yoksa milletin istiklali yoktur. Yaşadığımız acı hadiseler yargının içinde kamplaşmalara, yasadışı örgütlenmelere kesinlikle izin verilmemesi gerektiğini göstermiştir. Bizim herhangi bir grubun veya ekibin değil sadece ve sadece devletinin, milletinin emrinde, kanunların gösterdiği istikamette görev yapacak hâkimlere, savcılara, ad liye personellerimize ihtiyacımız vardır” ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ise “1725 Aralık girişimi ve 15 Temmuz FETÖ hain darbe teşebbüsü, yargının bağımsız ve tarafsız olmasının, adaletin tesisi açısından ne kadar hayati öneme sahip olduğunu bir kez daha göstermiştir. Adalet teşkilatımız gerekli mekanizmaları işleterek darbe girişiminin ardından, içindeki FETÖ’cüleri en hızlı ve en kararlı şekilde temizleyen kurum olmuştur. Bu çerçevede, adalet teşkilatımızın içine vesayetin açtığı çatlaklardan sızmış 4 bin civarındaki FETÖ üyesi hakim ve savcı tasfiye edilmiştir” diye konuştu. Varank: TÜBİTAK’tan 1289 personel atıldı Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ise TBMM’deki Plan ve Bütçe Komisyonu’nda bakanlığının bütçe görüşmelerinde yaptığı açıklamada, 1725 Aralık soruşturmaları sonrasında yürütülen süreçte 20132018 tarihleri arasında TÜBİTAK’tan 1289 personelin ihraç edildiğini açıkladı. l ANKARA/Cumhuriyet SİNAN TARTANOĞLU Mağdurlar için Adalet Topluluğu, 2 yılın ardından son verilen OHAL uygulamasının “bireysel ve toplumsal maliyetini” araştırdı. Araştırma sonuçlarına göre, OHAL mağdurlarının gelirleri yüzde 77 oranında azaldı, mağdurların yüzde 50’si hâlâ işsiz. Yüzde 47.7’si kendisini muhafazakâr olarak tanımlıyor, yüzde 60.4’i OHAL öncesindeki siyasi duruşlarının, yüzde 67.3’ü ise OHAL öncesindeki siyasi parti tercihlerinin değiştiğini dile getiriyor. Hak ve Adalet Platformu tarafından geçen yıl yapılan OHAL mağdurları araştırmasının devamı niteliğinde olan “İkinci yılında, OHAL’in Getirdiği Bireysel ve Toplumsal Maliyetler Araştırması”, Mağdurlar için Adalet Topluluğu tarafından yayınlandı. Araştırma için Türkiye’nin 81 ilinden ve dünyanın 39 ülkesinden 3 bin 776 kişiyle anket yapıldı. Raporda dikkat çeken sonuçlar ve tespitler şöyle: OHAL cepten yüzde 77 kesti: Yapılan detaylı analizlerde, OHAL mağduru katılımcıların mağduriyetleri öncesi ortalama aylık bireysel gelirleri 3 bin 500 TL iken, mağduriyetleri sonrasında ortaya bireysel gelirlerinin yüzde 77 oranında azalarak 800 TL’ye kadar düştüğü görüldü. Ancak bu düşüş oranı hesaplamaları, enflasyonun ortaya çıkardığı değer kayıplarını da dikkate alarak yeniden hesaplandığında, gelir kayıpları yüzde 90’ı aşıyor. Yarısı hâlâ işsiz: 15 Temmuz 2016 sonrası işsiz bırakılan KHK veya OHAL mağdurlarının arasında şimdiki işsizlik oranı yüzde 50. Yüzde 30.7’si ise geçmiş birikimlerini harcıyor. Yüzde 23.6’sı ailesinin yanına sığındı. Yüzde 4.8’i sigortasız bir iş bulabildi ve sigortasız olarak çalışıyor. Yüzde 16.2’si ise işçilik, hamallık, temizlikçilik gibi gündelik işlerde çalışıyor. Mağdurlar muhafazakâr ve demokrat: OHAL mağdurları arasında kendisini “muhafazakâr” olarak tanımlayanların oranının yüzde 47.7, “demokrat” olarak tanımlayanların yüzde 43.5, “sosyal demokrat” olarak tanımlayanların yüzde 17.8, “İslamcı” olarak tanımlayanların yüzde 7, “ülkücü” olarak tanımlayanların yüzde 4.7, “Kemalist” olarak tanımlayanların ise yüzde 4.4 olduğu görüldü. “Siyasetle ilgilenmediğini ve oy kullanmadığını” ifade edenlerin oranının yüzde 9.1 olması ise dikkat çekti. Parti tercihleri değişti: Özellikle mağdur ve yakınlarının çok büyük oranlarda siyasal duruşlarını ve siyasi parti tercihlerini değiştirdikleri ve önemli ‘zihinsel dönüşümler’ yaşadıkları anlaşıldı. Katılımcıların yüzde 60.4’ü; 15 Temmuz sonrası yaşadıkları veya yaşananların daha önceki siyasi duruşlarını değiştirdiğini dile getirdi. l ANKARA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle