19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 10 Kasım 2018 EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN haber 5 uğruyor, resimleri indirilmeye çalışılıyor, okul kitaplarından, müfredattan devrimleri çıkarılıyor. Şimdilik! Güneş balçıkla sıvanmaz Atatürk, yaşadığı yüzyılın bütün dün ya tarafından kabul gören en büyük lideriydi! Sadece bir ülkenin kaderini değil, bununla birlikte tarihi değiştir miş; bir hanedan tarafından yönetilen Atatürk sevgisinin ve çağını yakalayamamış, çökmüş bir din imparatorluğunun küllerinden laik bir Cumhuriyet kurmuştu. Atatürk ilke nedenini bile anlamıyorlar! ve devrimleri, aydınlanma çağı, okuma yazma bile bilmeyen yoksul düşürülmüş bir halktan; din, dil, ırk, mezhep ayrımı gütmeden çağdaş ve eşit yurttaş ülkesi yaratma çabası ve başarısıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş bayramı 29 Ekim’e birkaç gün kala, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, bir davete ev sahipliği yaptı: II. Abdülhamid Han’ın soyundan gelen 86 Osmanlı hanedanı üyesini İstanbul’da buluşturdu! Aile üyelerinden Cemil Adra bile bu kapsamlı organizasyona şaşırmış ki teşekkür konuşmasında “İki hafta gibi kısa bir zamanda 12 ayrı ülkede yaşayan bizleri bulup buluşturdular, yaptıkları olağanüstüydü, Mevlüt Uysal bizi uyumadan karşıladı” dedi. Abdülhamid Han’ın torunları bu yılın başında şubat ayında da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuğu olmuştu. Mevlüt Uysal ve İstanbul Valisi Çırağan’da karşıladı “hanedan torunlarını”. Bir Dolmabahçe’de yatırmadıkları kaldı, “Biz bir aileyiz, bugüne kadar ayrı kaldık, birbirimizi çok özledik, bundan sonra sık sık birlikte olacağız” dediler. 2018’i vefatının 100. yılı nedeniyle “Ne mutlu Türküm” deyişinin içindeki TÜRK sözcüğü bir etnisiteyi değil, Türkiye vatandaşlarını içerir. Ne yazık ki dış güçlerin de desteğiyle muhafazakâr iktidarlar bu yeni Cumhuriyeti farenin peyniri kemirdiği gibi tırtıkladı, orasından burasından dönüştürdü. Karşıdevrim, 24 Haziran’da sistemin değişmesiyle son hamlesini oynadı. Artık Atatürk’ün kurduğu, güçler ayrılığının geçerli olduğu, parlamenter demokrasiyle yönetilen, laik hukuk devletinin esasları değil, kırıntıları kaldı. Hâkimlerin bile sindiği bir tek adam rejimi var. Ama ne oldu? AKP hükümetleri döneminde Atatürk’ü ve inkılaplarını unutturmak için uygulanan devlet politikasına tepkinin sonucu olarak her yıl anma günlerinde Anıtkabir ve Dolmabahçe genç yaşlı, kendiliğinden gelen insanlarla dolup taşıyor, Atatürk sevgisi hiç olmadığı kadar yayılıyor. Onun ölümünün üzerinden de 80 yıl geçti. Bu elbette fani bir insana duyulan duygusal bir bağlılık değil, akılcı bir Abdülhamid Han yılı ilan etmişler, fotoğraf minnet duygusu, dayatılan tek adam reji yarışmasından uluslararası sempozyumlara, mine tepkidir. Atatürk’ü anlamaya çalışmak çeşitli etkinlikler düzenlemiş; sık sık ailenin yerine imparatorluğu yönettiği dönemde dünyanın her yerine dağılmış üyelerini çağı Osmanlı’ya en büyük toprak kayıplarını ya rıp ağırlamışlar. Ama sonuncusunun tarihi, şatmış, aydınları jurnalcilikle sindirmiş, halkı nedense, Cumhuriyet Bayramı kutlama baskı ve yoksulluk altında inim inim inletmiş törenlerini ve hatta Atatürk haftası etkin II. Abdülhamid üzerinden Osmanlı’yı yücelt liklerine pek yakın. Zaten İBB, Cumhuriyet meye çalışmak, Osmanlı hayranlığını mi Bayramı’nı kutlamak için hiçbir şey yapma mariden spora, eğitimden kültüre her yana dı! Cumhurbaşkanının bitmemiş havaalanını yaymaya çalışmanın sonu nereye varacak? açmak için İstanbul’a gelmesini ve orada Başkanlık yetmedi, halifelik mi gelecek? Bir bir davet vermesini saymıyorum. Bu bir yandan bizim üniversitelerimiz niye bilim in Cumhuriyet kutlaması değildi hiç kuşkusuz sanı yetiştiremiyor diye dertlen, bir yandan ve halk da öyle kabul etmedi. Halk, CHP’li eğitime sekte vur; bir yandan Cumhuriyet belediyelerin ve sivil toplum kuruluşlarının döneminden kalma ne varsa yok et, eko düzenlediği sokak yürüyüşlerinde, toplantı nomiyi inşaat ve betona endeksle, kâğıttan larda, hatta eğlencelerde kutladı bayramını. şekere, ilaçtan gübreye fabrikaları kapat, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı es geçen tarımı öldür ve hanedana övgüler düz. İBB’nin, Atatürk’ü anma etkinlikleri için de Osmanlı hanedanı başarılı olsaydı ülkenin ne hazırlık yaptığının farkında değilim, be anahtarını işgal ordusuna teslim edip İngiliz nim hatam olabilir. İlgi göstermemelerine gemisiyle ülkeyi terk etmez, geriye ekono şaşırdık mı? Hayır. Cumhuriyet, bir AKP mil mik ve askeri açıdan bir enkaz bırakmazdı. letvekilinin ağzından kaçırdığı gibi “reklam Mustafa Kemal ve silah arkadaşları düşma arası” değil miydi? Ya Atatürk? Henüz doğ nı kovmuş, bu enkazdan ayağa kalkmış bir rudan ona sataşmaya cesaret edemedikleri ülke yarattığı için aradan geçen bunca yıla için silah ve dava arkadaşı İnönü ile uğra rağmen hâlâ şükranla anılıyor. Biraz sağ şıyorlar yıllardır. Daha alt düzeyde, Atatürk duyu, biraz mantık lütfen; Osmanlı torunları heykelleri “meczuplar” tarafından saldırıya bile şaşırıyor gördükleri itibara! Bütçe bahanesi büyüyor SİNAN TARTANOĞLU Milyarlık bütçesinin en büyük harcama kaleminin personel giderlerinden oluştuğunu açıklayan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, Cumhurbaşkanlığı’ndan yine kadro istediği ortaya çıktı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Diyanet personeline Saray’da verdiği “Şayet geleceği inşa edeceksek, dün olduğu gibi bugün de cami merkezli bir hayatı özendirmemiz, teşvik etmemiz gerekiyor” talimatının ardından dün Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Cumhurbaşkanlığı kararnamesine göre Diyanet İşleri Başkanlığı’na 8 bin 489 kadro daha ihdas edildi. Bu rakam Diyanet’in mevcut personel sayısının yüzde 7.5’ine karşılık geliyor. Her yıl bütçesindeki astronomik artışı personel giderlerinin artması ile savunan Diyanet İşleri Başkanlığı’na mevcut personelinin yüzde 7.5’i kadar daha kadro ihdas edildi. Diyanet İşleri Başkanlığı, dini hizmetlerini 2007 yılında 84 bin 195 personel ile idare ediyordu. Kadro sayısı yıldan yıla azalıp artsa da 2013 yılında 121 bin 845’e kadar çıktı. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra başlayan OHAL döneminde çıkarılan ihraç KHK’lerinin de etkisiyle Diyanet’in personel sayısı 109 bin 332’ye düştü. İhraçlar giderilecek Son verilere göre Diyanet İşleri Başkanlığı’nda 1112’si merkez, 110 bin 465’i taşra teşkilatında olmak üzere toplam 111 bin 577 personel görev yapıyor. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile yeni ihdas edilen 8 bin 489 kadronun tamamına atama yapılması durumunda Diyanet personel sayısını, 2007 yılından itibaren yüzde 42 arttırarak 120 bin 66’ya çıkarmış olacak. Böylece Diyanet personel sayısı, OHAL KHK’lerinin getirdiği ayıklamayı da fazlasıyla aşmış olacak. Kararname ile Diyanet’e 3 astronom atanacak. Ancak Diyanet’te zaten 3 astronom görev yapıyor. 1. Hukuk Müşaviri ile birlikte 6 olan hukuk müşaviri sayısı ise 21’e çıkarılacak. Müfettiş ve müfettiş yardımcısı sayısı 37’den 97’ye çıkacak. Diyanet’in taşra teşkilatına ise 150 şoför, 4 bin 450 müezzin, 150 aşçı, 150 kaloriferci, 200 de bekçi atanacak. l ANKARA YA Z A R L A R I KIRMIZI KEDİ’DE ALEV COŞKUN AYKUT KÜÇÜKKAYA MİNE G. KIRIKKANAT ORHAN BURSALI ÖZLEM YÜZAK ALEV COŞKUN MİNE G. KIRIKKANAT ÖZLEM YÜZAK ORHAN BURSALI AYKUT KÜÇÜKKAYA İSTANBUL TÜYAP KİTAP FUARI TARİH: 10 KASIM SAAT: 14.00 14. iMZA SALONU 17X52,5.indd 1 C MY B 08/11/2018 12:17
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle