23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
TASARIM: İLKNUR FİLİZ bilim ve teknoloji Herkese Bilim Teknoloji Dergisi’nin katkılarıyla hazırlanmıştır. Cumartesi 10 Kasım 2018 26 BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ Yaşlandıkça insanların sesleri niçin değişir? İnsanların sesi erişkinlik ve yaşlılık dönemleri arasında çok büyük değişim geçirir. Bunun nedeni larenks (hançere, gırtlak), solunum sistemi, ağız ve boğaz dokusundaki anatomik değişiklikler. Bunların bir kısmı kas atrofisi (organların körelmesi), dokuların sertleşmesi ve zarların kuruması sonucu ortaya çıkar. Ayrıca yüz kemiklerinin bu dönemde büyümeye devam ettiğine ilişkin kanıtlar söz konusu. Bu büyümenin boyutları küçük olsa da, etkili olduğu anlaşılıyor. Bütün bu değişiklikler, ses tellerinin titreşimindeki dengesizliği artırarak, perde düzeyini değiştirerek ve konuşurken tek bir solukta alınan hava miktarını azaltarak sesimizin değişmesine yol açar. Yaşlanma, ayrıca sesin, ses tellerinden dudaklara doğru gidişi sırasındaki yankılama şeklini değiştirir ve bu yankılama değişikliği ses kalitesini etkiler. Yaşa bağlı ses değişikliği kadın ve erkekte farklıdır. Erkeklerde daha belirgin Erkeklerde bu değişiklik daha belirgindir. Erkeklerde konuşma perdesi genç erişkinlikten orta yaşa geçerken alçalır ve daha sonra orta yaş ile birlikte yükselir. 80’li yaşlarda bir erkeğin konuşma perdesi en yüksek noktaya ulaşır. Kadınlarda konuşma perdesi genç erişkinlikten orta yaşa kadar fazla değişmez. Menopoz döneminde ses perdesi biraz alçalır ve görece olarak yaşlılığa kadar sabit bir düzeyde kalır. Erkek ve kadınlarda yaşa bağlı olan ses ve konuşma değişikliklerinin arasında, konuşma hızının azalması ve perde aralığının kısalması da sayılabilir. Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi İklim Çalışmaları Koordinatörü Ümit Şahin: 1.50C tüm kararlarda belirleyici olmalı Arılar niçin vızıldar? Arılar kendilerine özgü “vızzz” sesini iki şekilde çıkarırlar. İlki, kanat çırptıkça rüzgârın çıkardığı sestir. Bu ses yalnızca arılara özgü değildir. Uçan böceklerin çoğu buna benzer bir ses çıkartır. Üretilen sesin perdesi kanatların çırpma hızı ile orantılıdır. Kanatlar hızlandıkça sesin perdesi artar. İkincisi, arıların çoğu genellikle gövdesi tüylü iri arı (Genus bombus), çiçeklere konmadan önce kanat kaslarını ve vücutlarının orta kısmını (toraks) titreştirirler. Bu hareket polenlerin anter’den (ercik başı) böceğin gövdesinin üzerine düşmesine yol açar. Polenlerin bir kısmı arının gövdesinin üzerinde kalır ve arı ikinci çiçeğe konduğu zaman tozlaşma sağlanmış olur. Arı ayrıca polenlerin bir kısımını arka ayaklarındaki sepete benzer kısımda kovana taşıyarak larvalarını besler. Balarısı daha sessiz İri arıların polenleri düşürmek için kanatlarını titreştirirken çıkardığı ses oldukça yüksektir. Balarılarının ise (genus apis) bu tür bir becerisi yoktur; polenlerini genellikle sessiz sedasız bir şekilde toplar. Bazı bitkiler kanatlarını titreştirerek polen toplayan arılara daha iyi uyum sağlamıştır. Sözgelimi domatesler ve yeşil biberler polenlerini tüp şeklindeki anterlerinin içinde saklarlar. Arı çiçeklerini sarstığı zaman polenler düşer. Sonuç olarak iri arılar bu ekinleri balarılarından daha başarılı bir şekilde tozlaştırırlar. Batuhan Sarıcan İklim mevsim normallerinin üzerinde seyrediyor, barajlarda su seviyesi alarm verici şekilde azalmış durumda. Türkiye, geçtiğimiz haftalarda açıklanan Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) son raporunda da anılan 1.5 derece ile 2 derece arasındaki farktan hayli etkilenecek ülkeler arasında. Önlem alınmazsa nelerle karşılaşacağımızı Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi İklim Çalışmaları Koordinatörü Ümit Şahin’le konuştuk. Aşırı sıcaklar, bu sıcaklıklara bağlı sağlık etkileri, orman yangınları, yine sıcak dalgalarına bağlı olarak tarımsal ürün kayıpları, tarım ve su kaynaklarının ciddi biçimde etkilenmesi, doğrudan etkiler olarak göze çarpıyor. Bir de doğrudan olmayan etkiler var. Mesela Türkiye’ye ilk kez bir kasırga geliyordu, son anda yönünü değiştirdi. Bu tür fırtına, sel ve dolu olaylarını da kapsayan aşırı iklim olaylarının artacağı bir döneme giriyor Türkiye. Şu an Türkiye 1.5 derece ısınmışken bu etkileri ciddi biçimde görmeye başladık. Bir yandan yağışlar azalırken bir yandan da bütün sene yağmayan yağışın 12 günde hızlı bir şekilde düştüğü bir dengesizlikle karşı karşıyayız. dDieknkiazti doldururken n Küresel ısınmayla birlikte eriyen buzulların deniz seviyesinde yükselmeye neden olacağı biliniyor. Türkiye bu riskin neresinde? IPCC’nin son raporunda; deniz seviyelerinin yükselmesi açısından 1.5 derece ile 2 derece arasında 10 cm’lik bir fark olduğundan bahsediliyor. Bu az bir fark değil. 10 cm’lik bir fark, belki 1 kilometreyi kapsayan kıyı alanlarının erozyona uğraması anlamına gelebilir. Dolayısıyla deniz doldurularak yapılan otoyollar, parklar vs iklim değişikliği dikkate alınmadan verilen kararlar. Bundan sonra “yanlış adaptasyon” adı verilen işler yapmak yerine, kararları 1.5 Türkiye hâlâ 1970’lerin mantığını sürdürüyor n Türkiye’nin iklim değişikliğini umursadığını söyleyebilir miyiz? Türkiye emisyon azaltımı yapmayı hedeflemeyen bir ülke. Hiçbir zaman hedeflemedi. Şu anda da Paris Anlaşması’na taraf olmayarak yükümlülük almayı mümkün olduğu kadar ötelemeye çalışıyor. Hâlâ 1970’lerdeki “sorumlu olan ülke biz değiliz, gelişmiş ülkeler sorumlu, onlar yapsın, onlar çözsün” görüşünü devam ettiriyor. Bu da açık bir şekilde suça ortak olmaktır. n Peki, kendini iklim değişikliğinden korumak için bir şey yapıyor mu? Çok az yapıyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile TarımOrman Bakanlığı, bu meseleyi en azından gündemlerine almış durum dalar. Yıllardır eylem planları hazırlanıyor. Çalışmalar yapılıyor. Raporlar yazılıyor vs. Fakat uygulamaya geldiğinde bütün büyük kararların iklim değişikliği yokmuş gibi alındığını görüyoruz. Kentleşme, ulaşım ve diğer büyük ekonomi politikası kararları, iklim değişikliği Türkiye’yi etkilemeyecekmiş gibi veriliyor. Mesela bütün kıyılar dolduruluyor. İstanbul’da doldurulmadık tek bir kıyı kalmadı. İklim değişikliğinin deniz seviyelerini birkaç metre yükselteceği bilinirken kıyı doldurarak yol, park, inşaat vs yapmak akıl alır bir durum değil. Bilakis, sizin kıyılardaki inşaatları engellemeniz, dolgu alanlarında hiçbir şey yapılmasına izin vermemeniz, bu alanları doğal haline döndürmeye çalışmanız gerekir. derecenin çok yakın olduğunu görerek vermek gerekiyor. Yenilenebilir enerji n Türkiye yenilenebilir enerji konusunda potansiyelini neden kullanamıyor? Türkiye, yenilenebilir enerji kaynakları açısından zengin bir ülke. Potansiyel sorunu yok. Maliyet sorunu da yok, çünkü güneş ve rüzgâr enerjisini kullanmak artık çok ucuzladı. Rüzgâr enerjisi (teknolojisi) kömürden ucuz, güneş enerjisi (teknolojisi) de ucuzluk açısından ona yaklaşıyor. Dolayısıyla ne maliyet ne de potansiyel açısından Türkiye’nin hiçbir sorunu yok. Ama iki noktada sorun var. Birincisi, siyasi irade eksikliği. Yenilenebilir enerji, fosil yakıtların yerini alacak değil, onun yanında yer alacak yakıtlar olarak görülüyor. Büyümenin bir parçası olarak görülüyor. Türkiye’nin enerji dönüşümüne ihtiyacı var. Yani fosil yakıtların yerine yenilenebilir enerjiyi geçirecek, karbonsuzlaşmaya yönelik bir enerji dönüşümü ihtiyacı var. İkincisi, teknoloji sorunu; bu da Türkiye’nin yenilenebilir enerji teknolojilerini kendisinin üretmemesinden kaynaklanıyor. Mesela güneş paneli ve rüzgâr türbininin kanadı gibi unsurlar Türkiye’de üretilmiş olmadığı için teknolojiyi satın almanız, ithal etmeniz gerekiyor. Bu da tıpkı petrol ve doğalgaz alımı gibi cari açığı artıran bir durum. Bu sebeple hükümet, yenilenebilir enerjiye sınır getirmeye çalışıyor; Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) yaratarak çok büyük alanları 1 gigawattlık dev güneş panelleri ve rüzgâr santralleri için şirketlere ihale edip oralarda üretim yapılmasını, böylece panel üretiminin Türkiye’ye taşınmasını sağlamaya çalışıyorlar. Bilime teşvik n O halde ne yapmalı? Yapılması gereken, üniversiteleri, bilimi ve teknoloji üretimini özgür kılarak ve bunu teşvik ederek bu teknolojilerin Türkiye’de üretilmesini sağlamak. Türkiye’nin bilim ve teknoloji üretmesini sağlarsanız işte o zaman her şeyiyle yerli bir yenilenebilir enerji teknolojisi kurarsınız. Bu sorunların hepsi, ancak ve ancak siyasi kararlarla çözülebilecek sorunlar. Nedir? Esin perisi genellikle hiç beklenmedik zamanlarda ortaya çıkar. Bunlar nereden gelir? Esin perisi çağırıldığında gelir mi? Nasıl çalışır? Drexel Üniversitesi’nden sinirbilimci John Kounios bazı beyinlerin yaratıcılık açısından daha şanslı olduğunu belirtiyor. Kounios, EEG ölçümlerinden yararlanarak yaptığı deneylerde, sağ yarıkürelerinde beyin faaliyetleri daha yoğun olan kişilerin, sorunlarını mantıktan çok içgüdüleri ile çözdüklerini keşfetmiş (Neuropsychologia. vol 46. p 281). Kounios beynin bu özelliğinin kalıtsal olabileceğine dikkat çekiyor. Geliştirilebilir mi? Daha yaratıcı bir beyne sahip olmak mümkün mü? Bunun için ilk olarak beyni, üzerinde oynayabilece YARATICILIK kAıklalıvkuuzlulanma 6 ği bilgilerle donatmak gerekiyor. Ancak dolu bir beyin yaratıcı fikirler üretebilir.Yaratıcı fikirlerin kendini belli edebilmesi için daha rahat, stressiz bir ortam gerekiyor. Yapılan araştırmalar rahatlamış, mutlu bir ruh ha linin gergin ve endişeli bir ruh haline göre yaratıcılığa daha uygun bir zemin hazırladığını gösteriyor (Psychological Science, vol. 21.p 1770). Bir başka araştırmaya göre de yaratıcı fikirler insanın odaklanamayacak kadar aşırı yorgun olduğu dönemlerde ortaya çıkıyor. 2011 yılında yapılan bir çalışmaya göre sabahları daha aktif olan insanların gecenin geç saatlerinde, geceleri daha aktif olanların ise sabahları daha yaratıcı olma eğilimi taşıdığını gösteriyor (Thinking&Reasoning, vol 17. p. 387). Gelecekte daha yaratıcı beyinlerin oluşturulmasında, beyni elektrik akımı ile uyaran teknikler yarar sağlayabilir. Son yapılan bir araştırmada sağ temporal lopta beyin faaliyetlerini artıran, soldakini baskılayan bir teknik yardımı ile sorun çözme hızında yüzde 40’lık bir artış sağlandığı görülmüş (Neuroscience Letters, vol. 515. p. 121). C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle