19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 10 Kasım 2018 20 İşaret diliyle 10 Kasım marşı Faruk Kırtay Yalova Belediye Başkanı Vefa Salman, 10 Kasım Atatürk’ü Anma Günü dolayısıyla Yalovalı 30 çocukla birlikte, “10 Kasım Benim En Büyük Yasım” adlı marşı işaret dilinde seslendirdi. Atatürk’ün Yalovalılara miras bıraktığı Yürüyen Köşk’te yapılan etkinlikte konuşan, Salman, “Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, kendisini milletine adamış, 57 yıllık ömrüne birçok başarıyı, bir ülkenin yeniden doğuşunu ve o milletin geleceğini sığdırmış bir önderdir. Bizler, devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bırakmış olduğu bu güçlü mirasın bekçileri olmaya devam edeceğiz. Gelecek nesillerin de aynı şuur ve inançla bayrağı devralacaklarına ve ülkemizi daha ileri noktalara taşıyacaklarına olan inancım tamdır” dedi. l YALOVA haber EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: İLKNUR FİLİZ Ata’nın çocukları Dr. Banu Çiftçi, doğumunu yaptırdığı çocuklarla her yıl Dolmabahçe’ye gidiyor ECE PİROĞLU Kadın Doğum Hastalıkları Uzmanı Dr. Banu Çiftçi, her 10 Kasım’da ‘meleklerim’ diye adlandırdığı, doğumunu yaptırdığı yüzlerce çocukla, Dolmabahçe Sarayı’na Atatürk’ü anmaya gidiyor. Bu yıl 4 Kasım’da gerçekleştirdiği etkinliği, önümüzdeki yıl Anıtkabir’de gerçekleştirmeyi amaçlayan Çiftçi, Atatürk sevgisini de her fırsatta dile getiriyor. Çiftçi, “Bu topraklarda, bir kadın olarak mesleğimde istediğim yere gelebildiysem, güçlü bir kadın olarak ayakta durabiliyor, kendimi geliştirebiliyorsam, onun sayesinde. Bir Türk kadını ve bir Türk hekimi olarak ona borçluyum” diyor. Dr. Banu Çifçi, hikâyesini ve Ata’ya olan sevgisini Cumhuriyet’e anlattı. n Çocuklarla bu etkinliği ne zamandan beri düzenliyorsunuz? Bu yıl 5. yılımız oldu. Her yıl 10 Kasım’da meleklerimle (doğumunu yaptırdığım çocuklarımla) Dolmabahçe Sarayı’na Atamızı ziyarete gidiyoruz. 3 bin çocuk elinde doğdu n Başlangıç hikâyeniz nasıldı? Hatırladığım en eski anılarımdandır. İlkokuldayken bir hafta sonu otobüsle Anıtkabir’e gitmiştik. Atatürk’ün okuduğu kitapların çokluğu ve önemli yerlerin altını çizdiği, yanlarına notlar aldığı kitaplarının ve yazdığı geometri kitabının sergilendiği camlı bölmeler en çok aklımda kalandı. Ve sonra fark ettim ki tıp dışında da okuduğum tüm kitapların altını çizmiş, sayfa kenarlarına notlar almışım. Evimde de salonun neredeyse yarısı kütüphanemdir. Yani daha çocukluğumda Atatürk bana rol model olmuş, ben sonradan farketsem de. O nedenle bir çocuğum olsa daha çok küçükken Atamızı ziyarete götüreceğim diye hayal kurardım. Kendi çocuğum olmadı ama üç bine yakın elime doğan, doğumunu yaptırttığım çocuğum oldu. Her birinin ilk adımlarını, ilkokul karnelerini bilirim, Onlar da beni tanır. Meleklerim, diyorum onlara. Çocuğum olsa diye kurduğum, Atamızı ziyaret hayallerimi de yüzlerce çocuğumla gerçekleştirmeye karar verdim. Daha annelerinin karnındayken başlıyoruz. Ertesi yıl, kucağımızda geliyorlar, sonraki yıl yürüyerek. n Ailelerin tepkileri nasıl, çocuklar ne düşünüyor? Aileler çok mutlu çünkü aralarında daha kendileri hiç Dolmabahçe’ye gitme fırsatı bulamamış olanlar da var. Onlara da fırsat oluyor. Çoluk çocuk, cümbür cemaat yılda bir de buluşmuş oluyoruz bu vesileyle. Her yıl meleklerimi görme ve Atamızı anlatma şansım oluyor. Daha güzel bir buluşma noktası olabilir mi? Sadece çocuklar çok küçük olduğundan hiç toplu fotoğrafımız olamıyor. Kimisini annesi sarayın bahçesinde emzirirken, kimisine tuvalet, kimisine cafe arıyoruz, kimisi ağlıyor, kimisi beklemiyor, kimisi huysuzlanıyor. Her biriyle çok özel ilişkimiz olduğundan orada da elimi tutmak istiyorlar, elini tutamadıklarım küsüyor. Kar Banu Çiftçi deş kıskançlığı yaşıyoruz yani çocuklarımla. n Gittiğiniz zaman oradaki görevliler nasıl karşılıyor? Meleklerimin her birine özel Atatürk baskılı kırmızı tişört yaptırıyorum. Hamilelere XL, henüz kangurudakilere 01 yaş ve orta boylar olmak üzere her bedenimiz var. Bu şekilde tişörtlerimizle içeri girdiğimizde bizi özel grup, okul gezisi sanıyorlar. Tabii beni de öğretmenleri. Baktım, görevlilere okul olmadığımızı, doktorları olduğunu anlatmam zor oluyor, sonraki yıllarda öğretmenleriyim deyip geçiyordum. Gerçi artık her yıl büyüyen çetemizi ve beni tanıdılar, sormuyorlar. Okurken ağlıyorum n Atatürk’e olan sevginizi nasıl ifade edersiniz? Atatürk bizim en yüce değerimiz. Normalde günde en az 100 sayfa kitap okuyorum ama ona dair kitaplarda yutkunmaktan, ağlamaktan ilerleye miyorum. Sanki bir yakınımı kaybetmiş, hatırlıyorum gibi. Onun dediği gibi behemahal yüzünü görmem gerekmiyor, hislerimde o kadar kanlı canlı ki... Anılarını okurken onu o kadar iyi anlayabiliyor, o kadar iyi hissedebiliyorum ki... Atatürk imzalı boneyle doğuma giriyorum n Ameliyatlara da Atatürk imzalı bonenizle giriyorsunuz... Ben bu topraklarda, kendi vatanımda, bir kadın olarak mesleğimde istediğim yere gelebildiysem, güçlü bir kadın olarak ayakta durabiliyor, kendimi geliştirebiliyorsam, onun sayesinde. Bir Türk kadını ve bir Türk hekimi olarak Atatürk’e borçluyum. O yüzden, en sevdiğim yer olan ameliyathanede de her ameliyatımda tabii ki her zaman başımın üstünde, yani bonemde yeri var. Bir de kalbimde imzası... l İSTANBUL C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle