Katalog

Cumartesi 10 Kasım 2018 12 Öğrenciye kitap yok Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi ekonomik kriz ve yükselen kâğıt fiyatları nedeniyle kitap basamayınca, cezaevindeki öğrenciler mağdur oldu ZEHRA ÖZDİLEK Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi (AÖF) ekonomik kriz ve yükselen kâğıt fiyatları nedeniyle kitap basımını sonlandırarak dijital kitaba geçiş yapması cezaevindeki öğrencileri kitapsız bıraktı. Bu durumda cezaevindeki öğrencilerin eğitime nasıl devam edecekleri akıllarda soru işaretlerine neden oldu. Harç parasını yatırarak açıköğretimden kayıt olan cezaevindeki öğrencilerden Özgür Karagöl, ders kitaplarının kendisine iletilmesi için yaptığı başvurulardan sonuç alamadı. ‘Sınava az zaman kaldı’ Tekirdağ 2 No’lu F Tipi Cezaevi’nde gazetemize sorunlarını anlatan bir mektup gönderen Özgür Karagöl 4 yıldır cezaevinde olduğunu belirterek açıköğretimden Sosyoloji Bölümü’ne kayıt yaptırdığını söyledi. 20182019 güz dönemi için harç parası yatırdığını dile getiren Karagöl, “Kayıt kitap bedeli olarak 254 TL harç yatırdım. 2425 Kasım tarihlerinde birinci döne min sınavları yapılacak. Fakat kayıt yaptırdığım tarihin üzerinden bir ayı aşkın zaman geçmesine karşın ders kitaplarım hâlâ verilmedi. Üstelik ne zaman teslim edilecek belli değil. Normalde kayıt yapıldığı gün kitapların verilmesi lazımken ekonomik krizden dolayı kitaplar henüz basılmamış. Kâğıt sıkıntısı gazetelerin kapanmasına neden olurken milyonlarca öğrenciye parası tahsil edildiği halde ders kitapları verilmiyor. Sınavlarıma 15 günden az zaman kaldı” dedi. Karagöl şöyle devam etti; “Cezae vi yönetimine yazdığım dilekçe ile ya ivedilikle kitaplarımın tahsil edilmesine ya da kayıt parasının tarafıma iade edilmesini istedim. Dilekçeme henüz yanıt alamadım. Üniversite yönetimi 20162017 döneminde yaptırdığım kayıtta boşuna gitti. KHK ile sınavlarıma girişimin engellenmesi üzerine yatırdığım 250300 TL tutarındaki harç parasıda bana iade edilmedi. İade taleplerimde reddedilmişti. Benimle benzer sorunu yaşayan bir sürü öğrenci var. Sesimizi duyun.” l İSTANBUL KHK mağduru akademisyen isyan etti Cenk Yiğiter gözaltına alındı Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde KHK ile ihraç edi da vermemişti. şBeaynayahseark len akademisyen Barış bildiri Cenk Yiğiter, gö sine imza atan zaltına alındı. An lardan olan Yi kara Cumhuriyet ğiter, yaşadıkla Başsavcılığı’nın rına 2 Kasım’da talimatıyla Terör Twitter’da pay le Mücadele Şu laştığı “KHK’li be Müdürlüğü bir hukuk dok ekipleri, dün sabah Yiğiter’in evi Cenk Yiğiter toruyum. Bazı dergilerde yazı ne gitti. mın yayımlan Evde arama yapan ve ba ması, bazı bilimsel toplantı zı yayınlar ile dijital mater lara katılmam yasak. Kamu yallere el koyan polisler, da çalışmam yasak. Vakıf Yiğiter’i gözaltına alarak, üniversitesinde çalışmam emniyete götürdü. Son ola yasak. Avukat olmam yasak. rak Cumhurbaşkanına ha Ankara Üniversitesi’nde öğ karet suçundan 1 yıl 5 ay 15 renci olmam yasak. Pasa gün hapis cezasına çarptırı port almam ve yurtdışına lan Yiğiter hakkında, mah çıkmam yasak” mesajıyla is keme hükmün açıklanması yan etmişti. nın geri bırakılması kararı l ANKARA/Cumhuriyet Nafi Atuf Kansu Eğitbilim Ödülleri verildi Nafi Atuf Kansu Eğitbilim Araştırmaları ödülleri, TED Üniversitesi’nde düzenlenen törenle sahiplerine verildi. Siirt Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Resul Babaoğlu “Osmanlı’dan Cumhuriyete Mektebi Mülkiye (1859 1960)” adlı tezi, Mehmet Baydur “Köy Enstitülerinin Düşün Babasıİsmail Mahir Efendi” adlı kitabı ile TED Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Sibel Akın, ODTÜ’den Dr. Ömer Çalışkan ve Prof.Dr. Cennet Engin Demir “Türkiye’deki Üniversite Öğrencilerinin Sivil Katılım DüzeyleriBir Devlet Üniversitesi Örneği” adlı makaleleri ile ödüllerini aldılar. Törene, TED Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Belgin Ayvaşık, TED Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yüksel Kavak, Eğitimİş Genel Başkanı Orhan Yıldırım, Ulusal Eğitim Derneği Başkanı Nazım Mutlu, öğretim üyeleri, öğrenciler ve eğitimciler katıldı. l ANKARA / Cumhuriyet haber EDİTÖR: GÜRER MUT TASARIM: İLKNUR FİLİZ ‘Açılan dava siyasiydi’ Facebook paylaşımları nedeniyle yargılanan akademisyenler beraat etti ABİDİN YAĞMUR ‘Bu Suça Ortak Olmayacağız Bildirisi’ne imza attıkları için Mersin Üniversitesi’nden ihraç edilen Yrd. Doç. Dr. Mustafa Şener, Yrd. Doç. Dr. Hakan Mertcan, Yrd. Doç. Dr. Selim Çakmaklı ve araştırma görevlisi Esin Gülsen hakkında ‘Facebook paylaşımlarıyla örgüt propagandası yapmak’ ve ‘Halkı kin ve düşmanlığa teşvik etmek’ iddialarıyla 7.5 yıla kadar hapis cezası istemiyle açılan davanın karar duruşması dün görüldü. Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, mahmeke heyeti Mustafa Şener, Hakan Mertcan ve Esin Gülsen hakkında tüm suçlamalardan beraatına karar verdi. Selim Çakmaklı’nın ise bir Facebook paylaşımının “Terör örgütü propagandası” oluşturduğuna kanaat getirerek, Çakmaklı hakkında 1 yıl 3 ay hapis cezası verdi. Mahkeme, hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına karar verdi. ‘Terörle yolum kesişmedi’ Mustafa Şener, “Hiç açılmaması gereken bir davaydı. Selim’e verdikleri cezayı da hukuki değil, siyasi bir karar olarak görüyorum. Bu davanın esasen barış bildirisine karşı açıldığını vurgulamak isterim. Çünkü biz bildiriye imza attıktan sonra rektörlük bizi ihbar etti ve bu dava açıldı” dedi. Selim Çakmaklı da, “Facebook paylaşımlarımın içeriğinde hiçbir terör propagandası yoktur. Hayatımın hiçbir noktasında terörle yolum kesişmedi. Bu açıdan çok rahatım” diye konuştu. Hakan Mertcan da “Bir kez daha aklanmış oldum. Sevinsem mi üzülsem mi bilemiyorum çünkü dostumuz Çakmaklı bizler gibi beraat edemedi, hukuki bir perspektiften buna anlam vermek mümkün değil” ifadelerini kullandı. l MERSİN Gazeteciye ‘Kayyım haberi’ cezası Mardin Büyükşehir Belediyesi’ne atanan kay yımın faaliyetleri ile ilgili, ‘Kay yum Vurgunu’ başlığıyla yaptı ğı haber ve sosyal medya pay laşımları nedeniyle hakkın Sedat Sur da dava açılan gazeteci Sedat Sur’a, 11 ay 20 gün ha pis cezası verildi. ‘Ozguruz.org’ adlı site nin muhabiri Sur’a, Mardin 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde “örgüt propagandası” id diası ile dava açılmıştı. l Haber Merkezi Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğimize and içtik. Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır; fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır. ÖZLEMLE ANIYORUZ C MY B