25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 29 Ekim 2018 6 Suudi Başsavcı Kaşıkçı cinayetini araştırmak amacıyla İrfan Fidan’la İstanbul’dagörüşecek Washington Post yazarı Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesiyle ilgili soruşturmayı yürüden Suudi Arabis Önceki gün Suudi konsolosluk aracında detaylı temizlik yapıldığı ortaya çıkmıştı. ruşturma” çağrısı yaptığı ifade edildi. ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi üyesi Rand Paul, Başkan Donald Trump’ın da tan Başsavcısı Suud Muceb dün katıldığı Montana eyaletinde İstanbul’a geldi. ki bir mitingde, Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan Başsavcısı öldürülmesiyle ilgili ola Muceb’in, İstanbul Cumhuriyet rak ABD ve Suudi yönetimi Başsavcısı İrfan Fidan’la görüş ni eleştirdi. Paul, sadece 15 mesi ve başkonsoloslukta ince Suudi yetkilisine yaptırım leme yapması bekleniyor. uygulanmasını “sert olma Muceb, ülkesinde cinayetle il dan, sert gözükmenin bir yo gili yaptığı açıklamada, “Kar lu” olarak değerlendirdi. Pa deş Türkiye ve Suudi Arabis ul, Suudi Arabistan ile yapı tan arasında kurulan ortak çalışma grubu aracılığıyla kardeş Türkiye’den gelen bilgiler, Kaşıkçı davasındaki şüphelilerin cinayeti önceden planladığını gösteriyor” ifadesini kullanmıştı. ABD Savunma Bakanı Jim Mattis, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı ile yaptığı görüşmede Kaşıkçı cinayeti için “şeffaf soruşturma” çağrısı yaptı. Mattis, dün Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil el Cubeyr ile görüştü. Mattis’in, Suudi bakana Cemal Kaşıkçı cinayeti ile ilgili olarak “şeffaf so lan silah anlaşmasının iptalinin Suudi yönetimini kendine getireceğine işaret ederek, “İhtiyaçları olan parçaları iki veya üç ay temin edemezlerse Suudi hava kuvvetleri yere mahkum olur” değerlendirmesinde bulundu. l Haber Merkezi ‘Zirveden dolayı arayamadı’ İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Tunceli’nin Nazımiye ilçesi kırsalındaki operasyonda donarak şehit olan Jandarma Uzman Çavuş Ferruh Dikmen ile Jandarma Uzman Çavuş Asım Türkel’in ailelerine taziye ziyaretinde bulundu. Soylu, önceki akşam şehit Ferruh Dikmen’in Mersin’in Silifke ilçesindeki baba evine taziye ziyaretinde bulundu. Soylu daha sonra, aynı operasyonda donarak şehit olan Jandarma Uzman Çavuş Asım Türkel’in Mersin’deki Toroslar ilçesinde bulunan baba ocağını ziyaret etti. Şehidin babası Hasan Türkel ve erkek kardeşiyle görüşen Soylu, şehit ailesine ve mahalle halkına taziyelerini iletti. Geçen hafta sınırları dolaştıklarını belirten Soylu, “Çatışma olan yerlere gittik. Oradakiler o kadar kuvvetliler ki, ama sizin bu duruşunuzdan kuvvetliler. Allah razı olsun. Allah rahmet eylesin” dedi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da selamlarını aileye ileten Soylu, Erdoğan’ın zirveden dolayı kendilerini arayamadığını, ilk fırsatta arayacağını kaydetti. Soylu, basına kapalı olarak anne Sebahat Türkel’e de başsağlığı dileyerek, Mersin’den ayrıldı. l İHA İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, donarak hayatını kaybeden şehit Jandarma Uzman Çavuş Asım Türkel’in Mersin’deki baba evini ziyaret etti haber EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: EMİNE BİLGET Tarihimizin en büyük devrimi Şüphesiz ki Cumhuriyet ilanı! Ama Cumhuriyetin arkasında Milli Kurtuluş Savaşı ve 30 Ağustos Zaferi olmasaydı Cumhuriyet olmazdı! Zafer kazanılmış, Ankara’da hükümet kurulmuş, devlet ülke çapında örgütleniyor.. Peki, ama rejim ne olacak? Türkiye topraklarından çıkan tartışmasız en büyük evrensel lider ve karakter Atatürk’ün kafası şüphesiz ki berraktı. Nitekim akşam Çankaya’da sofrasına konuk olanlara “Yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz” diyecekti. Yemekten sonra İsmet Paşa ile sabaha kadar oturacak, anayasada gerekli değişikliklerin maddeleri hazırlanacaktı. İşte devrimdir bu! Milli Mücadele’nin lideri ve zafer kazananı, iki gün önce istifa etmiş Rauf Orbay hükümetinin yenisini kurmadan, öncelikle Cumhuriyeti ilan etmeye karar vermişti.. Kurulacak olan yenisi, ilk Cumhuriyet hükümeti olacaktır! Cumhuriyet ilanına Meclis’te karşı çıkacak kimsenin olmayacağı görülüyordu, her ne kadar sağda solda “Kursağımızda Osmanlı yemeği var” diyenler var olsa da! Eski Meclis’te çınlayan sesler Ertesi gün Meclis’te tarihi bir gün yaşanır. Anayasa Komisyonu Başkanı da Yunus Nadi’dir. Anayasal değişiklikler hemen yapılır, Cumhuriyet ilan edilir. Meclis’te hemen herkes konuşmasını Yaşasın Cumhuriyet diye bitirecektir. Bugün Ankara’da Eski Meclis’e gidin ve Yaşasın Cumhuriyet seslerini dinleyin! O sesler o küçük salonda yankılanıp durmaktadır! Ve Meclis hemen o gün anayasa gereği ilk cumhurbaşkanını da seçer! Eski Meclis’te kulaklarınızı dikin, bu kez Meclis’in Yaşasın Gazi! Yaşasın Mustafa Kemal Paşa sözleriyle çınladığını duyacaksınız Dünün ve bugünün Meclis’i farklı İşte devrimci insan ve devrim budur! Ve Atatürk, yaşadığı sürece bu devrimci karakterini hiç yitirmemiştir. Çünkü ya pılacak o kadar çok iş var ki, bir millet ve vatan yaratılacaktır daha! Bugün Atatürk’e, Cumhuriyete karşı çıkan ahmakların varlıklarını borçlu oldukları vatan ve millet! Anayasada yapılan bir başka değişiklik de şudur: “Türkiye Devleti Büyük Millet Meclisi tarafından idare olunur. Meclis, hükümetin ayrıldığı idare kollarını Bakanlar vasıtasıyla yönetir.” Bugün ülke TBMM tarafından yönetilmiyor, bir; içinden bakanmakan çıkmıyor, iki; tüm her şeyden sorumlu tek kişi var, üç; bu tek kişi yönetimi sevdası da “modern” Osmanlılıktır, dört; Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ve ilkelerinden kopmuştur, beş; ülkeyi yönetenlerin hiçbiri Meclis tarafından onaylanmıyor, denetlenmiyor, sorumluluğu da bulunmuyor, altı... Neden en büyük devrim? 600 yıllık Osmanlı’yı ve yönetimini, bilime, sanata, sanayiye, insan yaratıcılığına, girişimciliğine ve yeteneğine, keşiflerine yabancı kalmak yıktı. Bütün bunlardan zenginlik yaratan Avrupa (ve yukarıda Rusya) Osmanlı’yı darmadağın etti.. 500 yıllık büyük ve devrimci çağ karşısındaki koyu cehaletin kurbanı oldu Osmanlı. Saray’da kadınlarla ve birbirlerini boğazlamakla zaman harcadılar. Uyandıklarında ise her şey çok geçti. Ayrıca ulus devletler çağı başlamıştı... Osmanlı’dan geride 600 yıllık kulluk düzeni ve bu düzenin cahil toplumu kalmıştı. Cumhuriyet ile kulluk düzenini yıkmak ve yurttaş düzenine geçmek kadar dünyada zor olan bir şey yoktur. Bakıyorum, hâlâ kulluk var, en azından kalıntıları var. Çünkü 100 yaş, 90 yaş, 80 yaş, 60 yaş vb. bir arada yaşıyoruz ve eski kültür bir şekilde kültürel kanaldan akıp geliyor. Eksilerek, azalarak, biçim değiştirerek de olsa... Osmanlı’nın yıkım sürecinde Saray’ın yanında beslenen Osmanlıcılık ve İslamcılık, Kurtuluş Savaşı ile iktidar ve toplumsal güçlerini yitirmişti. Bu ikisi de, esas iktidarı belirleyecek büyük güç olan Milli Kurtuluş Savaşı dışında kalmıştı. Ama toplumda varlıklarını, hatta Atatürk’ün partisinde sürdüreceklerdi. Devrim, burada uyanık kalamayacaktı! Kurtuluş Savaşı, Saray’ın adamlarıyla değil, milletçe gerçekleştirilmişti, dolayısıyla özünde Cumhuriyetçi karakterdeydi ve Cumhuriyetin ilanı ile sonuçlanacağı da açıktı. Bütün bu nedenlerle Cumhuriyet en büyük devrimdir. Ve yaratıcısı da Kurtuluş Savaşı, Milli Mücadele ve zaferidir. Yaşasın Cumhuriyet ve kurucuları! C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle