15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 29 Ekim 2018 EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: EMİNE BİLGET Yazar Süleyman Bulut ile ‘Büyük Atatürk’ten Küçük Atatürk’üÖyküler’ kitabının genişletilmiş baskısı vesilesiyle Cumhuriyet Bayramı’na özel bir hatırlamak...söyleşiyaptık n Büyük Atatürk’ten Kü çük Öyküler adlı kitabınız ön ce çocuk kitapları serisinden çıktı ve bir hayli de ilgi gör dü. Şimdi aynı kitabın daha geniş bir versi yonu Can Ya yınları etiketiy le yetişkinlere yönelik olarak EMRAH KOLUKISA raflarda. Yeni kitapta ne gibi farklar var? Yetişkinler için hazırladığım bu kitapta yüze yakın yeni anı öykü var. Yaş ve bilgi düzeyle ri açısından çocuklar için ya zamadığım anıöyküler bunlar. Aslında ben, on yıl kadar önce, ana karakterin Atatürk olduğu bir roman yazmak için yola çık mıştım. Atatürk’ü belgesel ola rak değil de “edebi” bir karak ter olarak yazmak istiyordum. Bilindiği gibi, edebi bir karak ter, onun gündelik hayatının ayrıntılarına nüfuz edilerek ya zılabilir. Ben de onun en az bil diğimiz yönü olan gündelik ha yatının ayrıntılarına, onu ya kından tanıyanların anlattıkla rından, anılardan, dönemin ga zete haberlerinden, fotoğrafla rından yola çıkarak ulaşmaya çalışırken, baktım ki, ‘ayrıntı ların öyküleri’ ayrıntıların ken dilerinden daha ilginç! Roma nı bırakıp, ayrıntıların öyküleri üzerinde çalışmaya başladım. Bu arka plan öyküleri, “Kurtu luş” ve “Kuruluş” mücadelesi nin içinde, büyük olayların göl gesinde kalan ya da gözden ka çan çok ilginç “insani belgeler” idi. Bu anıöyküleri önce çocuk lar için hazırladım. 2009 yılın da yayımlandı. Üç kitaba kadar uzanan bu çalışma devam eder ken, yaş ve bilgi düzeyleri açı dim. Temel Atatürk biyogra filerinden o olayın tarih, yer, kişiler araştırmasını yaparak gerçekliğini kavramaya çalış tım. Kitapta her öykünün te mel kaynaklarını da belirt tim. Ki, benim yaptığım kro nolojik ya da analitik bir ta rih çalışması değil; o tarih yapılırken yaşananların ar ka planını Atatürk’ü merke ze alarak öykülemekti. Bu na rağmen, başka kaynaklar dan doğrulamasını yapama Süleyman Bulut dığım için emin olamadığım anıöykülere yer vermedim. Araştırmalarım sırasında ay sından çocuklar için yazama nı olayın farklı anlatımlarıy dığım anıöyküleri bir kenara la da sık sık karşılaştım. Bu du ayırıyordum. Nihayet onlar da rum bana ilk bakışta içinden bu kitapta yer aldı. Ayrıca ço çıkılmaz bir çelişkiler yumağı cuklar için biraz gibi gelmişti. Ama özet olarak yaz üzerinde çalışmaya dığım birçok anı devam ettikçe gör öyküyü de yetiş düm ki, bu farklı kinler için daha anlatımlar, insan ayrıntılı yazma ların o olaya fark fırsatım oldu. lı noktalardan ka n Atatürk ile il tılmış olmasın gili çok fazla ki dan dolayı orta tap çıkıyor ve ya çıkıyordu. Ki bunların bazıla tapta bunun gü rında yer alan bil zel bir örneği var: gilerin gerçek Büyük Taarruz’u liği tartışılabili hem Atatürk yor. Siz kitabınızı hem başyave oluştururken bu ri Salih Bozok sorunu nasıl aş hem da yaveri tınız ve hangi kaynaklardan Muzaffer Kılıç anlatıyor. Bilin yararlandınız? diği gibi hepsi o sürecin için “Tarihi yazanların tarihi ya de ama farklı konumlarından panlara sadık kalması” soru dolayı olayı farklı noktalardan nu... Elbette böyle bir sorun yaşıyor, aynı olayı farklı fark var. Ben bu sorunu, anlatılan lı anlatıyorlar. Üç metin ar ları, bir değil birçok temel kay ka arkaya okunduğunda Bü naktan sağlamasını yaparak aş yük Taarruz’u bilinen tarihsel maya çalıştım. Mümkün oldu yönlerinin ötesinde daha derin ğunca olayın tanıklarının anlat liğine kavramak ve anlamak tıklarına ulaşmaya özen göster mümkün oluyor. ‘İNCELİKLER İNSANI...’ n Atatürk’ün hangi yönü sizi en çok etkiledi? Bir bütün olarak baktığımda beni en çok etkileyen yanı, bir cümleyle söylemek gerekirse, müthiş bir dikkat ve incelikler insanı olması. En belirgin dikkati de, toplumsal ve tarihsel olarak ‘zamanı geçmekte olan’la, ‘zamanı gelmekte olan’ı çok iyi sezmesi, görmesi, saptaması, analiz etmesi, zamanlamasını iyi belirleyip buna göre davranmasıdır. İmparatorluğun çöküş ve bozgun döneminden çıkıp gelen, birlikte kurtuluş mücadelesi verdikleri çalışma arkadaşlarından onu ayıran, onu lider yapan temel özelliği de bu bence. n Cumhuriyetin 95. yılını kutluyoruz ama bir yandan da en çok tehdit edildiği zamanlardan geçiyoruz. Laiklik başta olmak üzere onun devrimleri ciddi bir kuşatma altında. Atatürk’ün mücadelesi, onun hayat öyküsü bugünün gençlerine nasıl yol gösteriyor? Tarihten ders almak diye bir deyim vardır. Atatürk ve arkadaşları kendi yaşadıklarından ve kendilerinden önce yaşanmış tarihten ders çıkararak bu büyük dönüşümleri gerçekleştirmişlerdi. Ve bunu en karanlık günlerde, en zor koşullarda, yokluk ve olanaksızlıklar içinde başarmışlardı. Gençler de, hatta sadece gençler değil, hepimiz, önümüzdeki tarihi yapmaya çalışırken kendimize, yaşadıklarımıza ve bizden önceki yaşananlara bakacağız elbet ama; bugün yaşadığımız sorunların çözümünü de Atatürk’ten bekleme kolaycılığına düşmeden. Bu hem kendimize hem de Atatürk’e haksızlık olur. kültür 37 tabında bu “odak noktası”na hak etti ği yeri vermiş. Mus tafa Kemal’in haya tına eş, sevgili, aşk, arkadaş olarak çe şitli zamanlarda gir miş kadınları kısa kısa, ama en çarpı Cumhuriyet umuttur cı yanlarıyla anlatarak bir kadın portreleri galerisi oluşturmuş, deyim yerindeyse. Ve sayfalar akıp giderken çok çeşitli özelliklerinin yanı Bu yazıyı 28 Ekim tarihinde kaleme alıyorum. Bundan tam 95 yıl önce, 28 Ekim 1923’te Mustafa Kemal, “Efendiler, yarın Cumhuriyet’i ilan edeceğiz” demişti. Samsun’dan başlayan yürüyüş, dört buçuk yıl sonra Mustafa Kemal’in zihnindeki mantıksal sonucuna ulaşıyordu. Bu yürüyüşün Kurtuluş Sava sıra kitapla, müzikle, dansla, tiyatro ve sinemayla iç içe yaşayan, onlarsız yapamayan, gramofonunu sürekli yanında taşıtan bir Mustafa Kemal çıkıyor karşımıza. TBMM’yi kurduktan sadece 16 gün sonra Asarı Atika (Eski Eserler) Müdürlüğü kurulması talimatını veren, “daha memleketin ne olacağı belli değilken, kültür şı yıllarında da, Cumhuriyet’in ku varlıkları müdürlüğü tarafından ‘en ruluş sürecinde de belirleyici öğe vanter’ çalışmasına başlanmasını, si hep umut ve gelecek perspek ören yerlerinin tespit edilmesini” is tifidir. Milli Mücadele yıllarında teyen bir Mustafa Kemal çıkıyor kar Anadolu’nun ortasındaki bozkır şımıza. Çünkü, diyor Özdil, “Memle kenti Ankara’yı da, zaferden son keti kültür üzerine inşa etmek isti ra tüm yoksulluk ve yoksunluğuna yordu. Kültür yoksa, kültür kökleşti karşın genç Türkiye Cumhuriyeti’ni rilmezse savaşı kazansak bile ayak de cazibe merkezi haline getiren ta kalabilmenin mümkün olmadığını hep o umudun ışıltısı ve geleceğe düşünüyordu.” yürümek isteğinin, iradesinin yarattığı çekim gücüdür. Ve tiyatro Yılmaz Özdil’in “Mustafa Kemal” Mustafa Kemal “tiyatronun ha kitabı, bu umudu ve onun yaratıcı misiydi. (...) Tiyatronun insanı in sı olan lideri çeşitli yönleriyle his sanla anlatma gücüne hayrandı. sedebilmek için çok önemli bir ça Tiyatroculara büyük saygı duyar lışma. Özdil, Atatürk’ün şu çileli dı.” Sonra bunu belgeleyen o güzel memlekette dahiyane dokunuşlarla anekdot: Darülbedayi ile Ankara’da açtığı alanları, yıktığı tabuları, ka turnede olan Muhsin Ertuğrul, İçiş fasındaki Türkiye tasavvurunu, bi leri Bakanı Şükrü Kaya tarafın zi temalar arasında o akıcı üslubuy dan Mustafa Kemal gelmeden per la dolaştırarak aktarıyor. Anekdot de açmaması konusunda uyarılır. larla örülmüş anlatıda çok çarpıcı Muhsin Ertuğrul bu, kabul eder mi saptamalar da yer alıyor. hiç? Biz dokuzda başlarız, der ama ekler: “Benim bildiğim reisicumhur Aydınlanmanın odak noktası kadın her şeyi bırakır, tiyatroya zamanında gelir.” Mustafa Kemal üçüncü zile kadar ortada görülmez, ama “Mustafa Kemal aydınlanmasının perde açıldığında Muhsin Ertuğrul odak noktası, kadındı. Medeni Ka göz ucuyla bakar, gelmiş locasın nun kabul edildi. Resmi nikâh geti da oturmaktadır. Oyundan sonra rildi. Aynı anda birden fazla kadınla göz kırpar Muhsin Ertuğrul’a: “Na evlenme kaldırıldı. Yaş sınırı konul sıl Muhsin Bey, gene tam zamanın du, küçük yaşta evlilikler önlendi.” da geldim değil mi?” Seçme seçilme hakkı, eşit eğitim Böyle bir ülkede yaşamak iste hakkı, meslek edinme hakkı... O mez miydiniz? günün dünyasında yapılan işin öne Bugün 29 Ekim; Yılmaz Özdil’in mini anlamak için bir karşılaştırma: “Mustafa Kemal”inden edinin ve oku Fransa’da kadınlar seçme ve seçil yun mutlaka. Umut dolacak içinize; me hakkına II. Dünya Savaşı’ndan Atatürk sevgisini bu milletin gönlün sonra, 1946’da kavuştular. den niye silemezler anlayacaksınız bir Özdil de “Mustafa Kemal” ki kez daha, hissedeceksiniz... C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle