18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA İran IKBY’ye sınır kapılarını açıyorIrak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde (IKBY) eylül ayında düzenlenen bağımsızlık referandumunun ardından Erbil ve Bağdat arasında baş gösteren krizde yumuşama sinyalleri verildi. Irak Başbakanı Haydar İbadi’nin danışmanı İhsan el Şammari, “Erbil’in krizin sonlandırılmasını ve anayasayı hakem olarak kabul etttiğini” söyledi ve IKBY’nin Türkiye ve İran ile olan sınır kapılarının Bağdat’a teslim edilmesi ve sınır ve gümrük kapılarıyla havalimanlarının yönetimi için yüksek komite kurulması kararı alındığını duyurdu. Sınır kapılarının Bağdat’a teslim edileceğinin açıklanmasının ardından İran, yaklaşık iki buçuk ay önce kapattığı IKBY ile arasındaki tüm gümrük kapılarını yeniden açtı. İran’ın Erbil’deki Hacı Omeran Gümrük Kapısı sorumlusu, Pervezhan ve Seyranbend’den sonra Hacı Omeran Gümrük Kapısı’nın da açıldığını söyledi. Çarşamba 3 Ocak 2018 [email protected] EDİTÖR: BETÜL BERİŞE TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Trump’tan İslamabad’a: Biz aptal mıyız!.. 7 ABD Başkanı Donald Trump yeni yılın ilk tweeti’nde Pakistan’ı bir kez daha terörle mücadelede işbirliği yapmamak la suçlayınca Washingtonİsla mabad hattında kriz çıktı. Trump, Twitter’dan paylaştığı mesajda “ABD son 15 yılda Pakistan’a aptal gibi 33 milyar dolardan fazla yardım yaptı. Onlar ise bize yalan ve al datmaca dışında bir şey ver medi, liderlerimizi aptal ye rine koydu. Afganistan’da ABD Başkanı, Pakistan’a yüklendi. peşinde olduğumuz teröristlere güvenli bölge sağ lıyorlar. Artık yok” ifadelerini kullandı. Trump’ın mesajı, New York Times gazetesinin Washington’ın Pakistan’a 255 milyon dolarlık yardımı durduracağı haberinin ardından geldi. ‘Hayırseverlikten değil...’ ABD’nin sert çıkışına İslamabad’dan tepki gecikmedi. ABD’nin İslamabad Büyükelçisi’nin Dışişleri Bakanlığı’na çağrıldığı açıklandı. Pakistan Başbakanı Şahid Hakan Abbasi’nin de Güvenlik Konseyi’ni topladığı gündeme yansıdı. Pakistan Dışişleri Bakanı Hoca Muhammed Asıf, “ABD ordusunun, Pakistan topraklarını Afganistan’da kendi çıkarlarına hizmet etmesi için kullandığını” söyledi. ABD’nin son 15 yılda Pakistan’a verdiği paraların hayırseverlik amacıyla olmayıp ülkesinin sunduğu hizmetlerin karşılığı olduğunu, Trump’ın Afganistan’daki başarısızlıklardan Pakistan’ı değil buna neden olanları sorumlu tutması gerektiğini kaydetti. Trump’ın açıklamasını önemsemediklerini söyleyen Asıf, kendilerinin Beyaz Saray’a zaten “artık yok” dediklerini de savundu. Afganistan’ın eski Devlet Başkanı Hamid Karzai ise Trump’ı överken “Pakistan ordusuna baskı için ABD ile bölgesel güçlerden oluşan bir koalisyon kurulması” çağrısı yaptı. İki ülke arasındaki ilişkiler Pakistan’ın Afganistan Talibanı’nın kolu Hakkani örgütüne yardım ettiği iddiaları nedeniyle gergin. Washington İslamabad’ı Afganistan’a istikrar kazandırma konusunda yeterince çaba göstermemekle suçlamıştı. Pakistan’ı savunan ilk uluslararası açıklama ise Pekin’den geldi. Çin Dışişleri Bakanlığı Pakistan’ın terörizmle mücadelede büyük katkılar sunduğunu, bedeller ödediğini belirtti. KNESSET’TE OYLAMA ‘Barışa engel olacak karar’ ABD yönetiminin Kudüs kararı nın ardından, İsrailFilistin sorunu için öngörülen iki devletli çözüme dayalı nihai barışın önüne bir engel de İsrail meclisi Knesset’ten geldi. Aşırı sağcı Yahudi Evi Partisi’nden Şuli MoalemRefaeli tarafından hazırlanan ve ilk oylamada kabul edilen kanun teklifine göre, olası bir barış anlaşmasında Kudüs’ten Filistin’e toprak devrinin onaylanması için Knesset’te gerekli oy sayısı 60’tan 80’e çıkartıldı. Kudüs’ün statüsünde değişiklik yapmak için üçte ikilik nitelikli çoğunluk aranmasını getiren “Birleşik Kudüs Kanunu”nun ikinci ve üçüncü kısımları 51 ret oyuna karşılık 64 oyla kabul edildi, bir vekil de çekimser oy kullandı. Oylamanın ardından Likud Partisi üyesi Kudüs İlişkileri Bakanı Ze’ev Elkin, “Kudüs’ün ilelebet birleşik kalmasının teminatı olacak kanunun çıkmasını sağladık” sözleriyle memnuniyetini ifade ederken muhalif Arap Ortak Listesi üyesi Dov Henin ise yasayı “barışı engelleme kanunu” olarak nitelendirdi. Öte yandan iktidarın büyük ortağı Likud Partisi’nin haftasonu düzenlenen Merkez Komitesi konferasında alınan Batı Şeria’daki fiili işgal niteliğindeki İsrail yerleşimlerini ilhak kararına karşı Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın üyesi olduğu Filistin Kurtuluş Örgütü’ne yönelik bir açıklama yapan Hamas, “barış sürecini sonlandırma” çağrısında bulundu. 12 SUÇLAMA... Evinin önündeki İsrail askerlerine tepki gösterdiği görüntüleriyle Filistin direnişinin sembol isimlerinden biri haline gelen, İsrail güçlerince gözaltına alınan 17 yaşındaki Ahed Tamimi için aralarında ağır cezayı gerektiren müessir fiil ve taş atmanın da olduğu 12 farklı suç yöneltildi. Ahed’in, videoyu kaydeden ve Facebook’a koyan annesine de suçlama yöneltildi. Kore’ler haftaya görüşebilir Pyongyang’ın balistik füze denemeleri ve ABDGüney Kore ortak as keri tatbikatları ile AsyaPasifik bölge sindeki savaş senaryolarının merkezine yerleşen Kore Yarımadası’nın iki yakası arasında 2016’dan bu yana ilk kez diya loğun önü açıldı. Kuzey Kore lideri Kim Jongun’un Güney Kore’de şubat ayın da düzenlenecek Kış Olimpiyatları’na katılma ve Güney’le ba rışçıl ilişkiler kurmak üzere askeri tansiyo nu düşürme mesajların dan bir gün sonra Se Kim Jong ul Pyonyang’a üst düzey görüşme teklifinde bulundu. Mayıs 2017’de iktidara gelen Güney Kore’nin liberalmerkez sol eği limli yeni Devlet Başkanı Moon Jaein, ülkeler arasında 2016’da kesilen iletişi min yeniden canlandırılmasını istediğini daha önce açıklamıştı. Kuzey Kore lideri Kim’in yılbaşı mesajlarının ardından bir açıklama yapan Güney Kore Birleşme Bakanı Cho Myounggyon, iki ülke tem silcilerinin 9 Ocak’ta sınırdaki askerden arındırılmış bölgede yer alan Panmun jom köyünde Olimpiyat için iş birliğini ve ilişkilerin nasıl geliştirileceğini görüş mek üzere bir araya gelmesini önerdi. DHA’nın haberine göre, kimi kentteki gösterilerde eylemciler “İran İslam Cumhuriyeti” değil “İran Cumhuriyeti” sloganları attı, Ruhani liderliğindeki “reformcuları” da “muhafazakârlarla” aynı kefeye koydu. “Reformcular, muhafazakârlar, vaktiniz doldu” diye bağırdı. idEaymlemtechildeirdeiparsçoeİırtrkkaetlanlaser’tmdşşoiıaalyaloarrar Dünyanın gözü kulağı İran’da Meşhed kentinde geçen hafta işsizlik ve yolsuzluğa tep Öte yandan İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney’den protestolarla ilgili ilk açıklama dün geldi. “Doğ ki olarak patlak veren, dalga dalga ru zaman geldiğinde halka hitap ülke geneline yayılan protestolara edeceğini” belirten Hamaney’in res çevrilmiş durumda. Hükümet ve re mi internet sitesinde “Protesto ey jim karşıtı eylemlere dönüşen olay lemlerini İran düşmanlarının para, larda can kaybı artıyor. İran dev silah ve ajanlarını kullanarak baş let televizyonu pazartesi gecesi dü lattığı” mesajı paylaşıldı. zenlenen gösterilerde ülke genelinde dokuz kişinin öldüğünü bildirdi, böylece son beş günde yaşamını yitirenlerin sayısı 21’e yükseldi. ‘İran’ın düşmanları...’ İran yönetiminden protestoculara yönelik ilk başta gelen ılımlı söylemler ise giderek sertleşiyor. Tahran Devrim Mahkemesi Başkanı Musa Gazanfer Abadi, üçüncü günden son Öfkeli kalabalığın kimi şehirlerde araçları ateşe verdiğini gösteren görüntü ler sosyal medyaya yansıdı. pılmasına rağmen, bu kimseler kasıtlı olarak toplumda kargaşa çıkarma girişiminde bulundu” dedi. Abadi, bu kişilerin yargılanacağını, eylemlerin liderlerinin ise aralarında, cezasının idam olduğu “moharebeh” de (Allah’a düşmanlık) dahil ciddi suçlamalarla ‘ABD, Britanya, S. Arabistan sorumlu’ “Reformcu” özelliğiyle iktidara gelen, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ise pazartesi günü yaptığı açıklamada ılımlı bir mesaj vermiş, halkın protesto eylemi düzenleme hakkı olduğunu ancak şiddete tolerans gösterilmeyeceğini vurgulamıştı. Günün ilerleyen saatlerinde cumhurbaşkan ra gösterilere katılan eylemcilerin da karşı karşıya kalacağını söyledi. İran lığı sitesindeki açıklamada ise “Halkı ha ağır cezalara çarptırılacağını açık Yargı Erki Başkanı Sadık Laricani de mız kanuna ve insanların isteklerine ladı. “İçişleri Bakanlığı tarafından gös savcılara “isyancıları sert bir şekilde aykırı sloganlar atan, devrimin değer terilerin izinsiz olduğu açıklaması ya cezalandırma” emri vermişti. lerine hakaret eden bu azınlıkla mü cadele edecektir” ifadesi dikkat çekti. RUHANİ’NİN ZORLU İKİLEMİ Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Şamhani ABD, Britanya ve Suudi Arabistan’ı “İran halkına karşı Independent gazetesinin Ortadoğu muhabiri Patrick Cockburn, gösterilerin ülkedeki sertlik yanlısı muhafazakârların kalelerinden Meşhed’de başladığına dikkat çekti ve protestoları “şahin kanadın” başlatmış olabileceğini savundu. Cockburn, gösterilerin Ruhani’yi büyük bir ikileme ittiğini belirterek İran Cumhurbaşkanı’nın protestolar karşısında güçlü görünme baskısı altında olduğunu ancak gösterilerin sert bir şekilde bastırılmasının sokağa desteği artırabileceğini, Batı’nın eline, İran’a yüklenmek için koz verebileceğinin altını çizdi. Meşhed kenti Şii imamlardan 8’incisi olan İmam Rıza’nın türbesinin bulunması nedeniyle, İran’ın en kutsal kenti olarak anılıyor. Gösteriler sırasında yalnızca Ruhani’ye değil, aynı zamanda Hamaney’e karşı da sloHamaney ile Ruhani arasında çekişme sürüyor. ganlar atılması, muhafazakâr kentlerin yanı sıra Kirmanşah, Horasan gibi daha seküler talepler ile meydanlara inenlerin de olması dikkat çekiyor. Bazı yorumlarda ise şimdiki protestolara kıyasla 2009’da eski Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’ın ikinci dönem cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanmasının ardından hile iddiaları ile başgösteren eylemlerin iyi tanımlanmış bir politik vizyonu, tecrübeli liderliği olduğuna, bu liderlerin hızlı bir şekilde gözaltına alınıp mahkum edildiğine işaret edildi. Şam’dan Tahran’a destek İran’da protestocuların gündem maddeleri arasında Tahran hükümetinin Suriye kizin de Esad hükümetine destek ve bu yönde harcanan para yer alırken Suriye Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, İran’ın egemenliğine saygı gösterilmesi ve Tahran’ın iç işlerine müdahale edilmemesi gerektiği belirtildi. vekâlet savaşından” sorumlu tuttu. İran’ın “reformcu” kanadının önde gelen ismi, eski cumhurbaşkanlarından Muhammed Hatemi’den de barışçıl protestonun bir hak olduğu ancak şiddete başvurulmasının kabul edilemeyeceği tepkisi geldi. Yükselen tansiyondan ABD’yi suçladı. 450 gözaltı İran devlet televizyonu önceki gece Kehderican’da “eylemcilerin karakoldan silah çalmaya çalışması üzerine çatışmaların yaşandığını”, 6 kişinin hayatını kaybettiğini duyurdu. Humeynişehr’de ise 11 yaşındaki bir çocuk ile 20 yaşındaki bir erkeğin öldüğü, Necefabad’da da bir Devrim Muhafızı’nın av tüfekli bir eylemci tarafından öldürüldüğü aktarıldı. Yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı Tahran’da ise küçük çaplı gösterilerin düzenlendiği gündeme yansıdı. Geçen cumartesi gününden bu yana 450 kişinin gözaltına alındığı da duyuruldu. AB’den ‘protesto haktır’ vurgusu Kilise önünde saldırı Nijerya’nın Rivers eyaletinde önceki gece yeni yıl ayini çerçevesinde kiliseden çıkanlara silahlı saldırı gerçekleşti. Omoku kentinde meydana gelen olayda en az 16 kişinin yaşamını yitirdiği, 12 kişinin yaralandığı duyuruldu. Zengin petrol yataklarına karşın yoksullukla boğuşan bölgede silahlı çetelerin etkinliğine dikkat çekiliyor. ABD ve İsrail’den, İran’daki eylemlere destek mesajları gelirken AB’den de Tahran’a “protesto hakkını koruma ve diyalog” çağrısı yükseldi. ABD Başkanı Donald Trump, Twitter’dan dün “İran halkı sonunda acımasız ve yozlaşmış İran rejimine karşı harekete geçti. Başkan Obama’nın aptalca onlara verdiği para terörizme ve ceplerine gitti. İnsanların az yiyecekleri, yüksek enflasyonu var, insan hakları yok. ABD izliyor!” mesajını paylaştı. Buna Tahran’dan yanıt gecikmedi. İran Dışişleri Bakanlığı “ABD öncelikle kendi ülkesindeki yoksul, aç ve evsiz insanlara odaklansın” açıklaması yaptı. AB Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini’nin sözcüsü ise Tahran yönetimine “barışçıl protesto ve düşünce özgürlüğü haklarını güvence altına alma” çağ rısında bulundu. Fransa’dan çok sayıda kişinin gözaltına alınmasından kaygı duyulduğu açıklaması geldi. Britanya Dışişleri Bakanı Boris Johnson da, protestocuların dikkat çekmeye çalıştığı konuların tartışılmaya açılması gerektiğini söyledi. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise “İran halkının özgürlük arayışında başarılar dilerim” ifadesini kullandı. İran notları İran’da yeni seneye girerken patlak veren toplumsal huzursuzluk, tüm dünyada olduğu gibi bizde de heyecan yarattı. Türkiye’de kendini ‘solda’ görenler, siyasal İslamcılar ve reflekslerini etnik ayrımların belirlediği kesimlerin farklı değerlendirmeleri oldu. Görebildiğim kadarıyla sonuncu kesimin eğiliminde milliyetçi arzular belirleyici. Siyasal İslamcılar kendi rejiminin başına iş gelir mi diye kaygıya kapılmakla, mezhepçi damarları/Şiilik nefretleri arasında bölünmüş haldeler. Açıkçası benim meselem ‘sol’. Türkiye solunda da bariz iki yaklaşım var. İlki ‘toplumsal huzursuzluğu sosyoekonomik temellerini nedensonuç ilişkisiyle anlamaya iç ve dış dinamiklerini görmeye çalışanlar’. İkincisi ise ‘halk isyan etmiş ne duruyorsunuz’ havasıyla tıpkı 2011’deki gibi sosyal medyada ‘klavye devrimciliğine’ soyunanlar. Bu sonuncular diğerlerine sosyal medya linçlerine dahi kalkıştılar. Neyse ki, aynı kesimin Suriye’de ‘demokrasi devrimi’ yapılıyor diye dış destekli silahlı radikal cihatçıların değirmenine su taşıdıklarını biliyoruz. ‘Emperyalizm nedir ayol, bir grup anlaşamayan adam’ analizleriyle, bıraksak ABD’ye ‘dünya devrimi’ yaptıracaklarını da! Neyse ki mevzu ‘kül yutmazlıksa’ en son başvuru kaynağımız onlar. HHH Aklı başında olan ve bunca deneyim sonrasında ‘yoğurdu üfleyerek yiyenler’ elbette İran’da neoliberal İslamcı bir rejimin sarsılmasından heyecan duyar. Ama sorgulamaktan vazgeçmez. ‘İran’daki İslam Cumhuriyeti’ni hakikaten çökertecek bir dinamik mi tetiklendi?’, ‘Öyleyse nasıl ve hangi yönde?’. Protestoların arkasındaki sosyoekonomik koşullar, sınıfsal durum, örgütlük, liderlik, ideolojik saikler neler? Ve olmazsa olmaz koşul: Ortadoğu emperyalist müdahalelerin aleni oyun sahası iken, meselenin dış etkenleri neler? Eşyanın tabiatı bunları sormayı gerektirir. HHH İran vakasında olgulara dayalı en detaylı analizi meslektaşımız Ali Örnek SolPortal’daki yazısında yaptı. (http:// haber.sol.org.tr/dunya/10sorudairandaneleroluyorbahartutmazsakisgundemde223384) 2009’da cumhurbaşkanlığı seçimini bizzat Tahran’da izlemiş ve sokağın dinamizmini bilen bir gazeteci olarak karşılaştırmalı okumaya çalışıyorum. Dikkatimi çekenleri not düşmek isterim. Öncelikle İran’a ‘molla rejimi’ denilerek geçilemez. Rejim; 1) Nüfusun büyük kısmı nezdinde ‘meşruiyete’ bu bağlamda seçimlere önem atfeder. (En son yedi ay önce Hasan Ruhani yüzde 70’lik katılım ve yüzde 57 ile iktidara geldi.) 2) Devlet yönetiminde etkinlik. 3) Siyasi elitler arasında ‘birlik’. 4) Devletin şiddete başvurma tekelini elde tutmak. 2009’daki hareketlilik cumhurbaşkanlığı seçimlerinin hemen ardından patlamış, hile olduğunu düşünenler ‘oyumuzu geri istiyoruz’ şiarıyla sokağa dökülmüştü. Tahran’da milyonlar sokaktaydı. Yani; seçimler sorgulanmış, siyasi elitler birbirine girmiş, asıl orta sınıfa dayalı Yeşil Hareket’in liderleri Mir Hüseyin Musavi ile Mehdi Kerrubi içeriye alınmıştı (ki hâlâ ev hapsindeler). Devlet ilk günden zora başvurmuştu. Yani bugün olmayan neyse o. HHH n Bugün Ruhani’nin nükleer anlaşma üzerinden ülkeyi dünyaya açmak için uyguladığı neoliberal politikalar işe yaramıyor. n Protestolar 16 milyonluk Tahran yerine daha küçük kent ve kasabalarda pahalılık, enflasyon, işsizlik, yolsuzluk vurgulu. Hazar İlişkisi gibi sayıları 300’ü bulan mali kurumun iflasına isyan ediyorlar. Sınırlı bir kesim bunu rejimi sorgulamaya vardırıyor. n Ruhani ekonomik zorlukları sahiplenirken sosyal açılım gereğinden söz ediyor. n Yeşil Hareket ‘Kahrolsun İslam Cumhuriyeti’ gibi sloganlara şaşırıyor, yoksul kitle ile arasına mesafe koyuyor. n Bunları okuyan yönetim, benim 2009’da yakayı kaptırmaktan son anda kurtulduğum Besiçleri veya Devrim Muhafızları’nı altıncı günde de henüz sokağa salmadı. HHH 80 milyonluk İran nereye evrilir, kestirmek güç. Bildiğim, devrim olacaksa bunu İranlıların yapacakları. Devrimci dinamiği ABD’nin değil, İranlıların yaratacağı. Resmin dış politika ayağı ve Türkiye ile benzerlik kurma çabaları ise sonraki yazıya kalsın. ‘Nefrete’ suç duyurusu Almanya’da önceki gün yürürlüğe giren ve internet ortamında nefret söylemlerini hedef alan kanunun ilk uygulaması, aşırı sağcı Almanya için Alternatif Partisi (AfD) vekili Beatrix von Storch için oldu. Von Storch Köln polisinin Twitter’da yılbaşı kutlamaları hakkındaki bilgilendirme amaçlı Arapça paylaşımına tepki göstererek, “Bu ülkede neler oluyor? Neden polis resmi internet sayfası Arapça tweet atıyor? Barbar, Müslüman, grup halinde tecavüz eden gürühun gönlünü almak için mi?” ifadesini kullanmıştı. Köln Emniyeti, Twitter hesabına erişimi 12 saat boyunca engellenen politikacı hakkında “kin ve düşmanlığa tahrik” nedeniyle suç duyurusunda bulunulduğunu duyurdu. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle