18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 3 Ocak 2018 4 haber EDİTÖR: ALPER İZBUL / TAMER KAYAŞ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ erdoğan’la YAŞANAN gerilimin ardından AKP’lilerin ziyaretleri kesildi Gül’e gitmeye korkuyorlar Sivillere yargı zırhı olarak bilinen son KHK, 11. Cumhurbaşkanı Ab dullah Gül ile Cumhurbaşka nı Tayyip Erdoğan ve partisi arasında bugüne kadar görül meyen düzeyde ki sert polemi ğin yanı sıra per de arkasında ki görüşme trafi ERDEM GÜL ğini de etkiledi. KHK tartışmasına kadar çok sa yıda AKP’li bakan ve milletve kili Gül’ü sık sık ziyaret edi yordu. Artık AKP’lilerin Gül’e uğramaları beklenmiyor. KHK polemiğinin ardından AKP kulislerinde Erdoğan ile Gül arasında geriye doğru üç kırılma anından söz ediliyor. En önemli kırılma, 2014’te Gül’ün 7 yıllık cumhurbaşkan lığı görev süresinin bitiminde yaşanıyor. Gül’e yeniden aday olup olmama konusunda söz hakkı tanınmadan Erdoğan adaylık kararı alıyor. Gül’ün genel başkan adayı olmasını önlemek için de AKP’nin ola ğanüstü kongresi, görevden ayrılacağı tarihten bir gün ön cesine denk getiriliyor. Daha sonra kendisi de başbakanlık tan gönderilecek olan Ahmet Davutoğlu, Erdoğan’ın onayıy la AKP Genel Başkanı ve Baş bakan seçiliyor. Partinin dizaynı İkinci kırılma, Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olmasından sonra partinin yeniden yapılandırılması konusunda yaşa ‘Aday değilim’ demiyor AKP yönetiminin son KHK’deki çıkışını, 2019 hesaplarıyla ilgili olarak görmesi, Gül’ün, “Ben aday değilim” açıklaması yapmamasından da kaynaklanıyor. Gül ve çevresinde 2019’a ilişkin alınmış bir karar bulunmuyor. Ancak Gül, AKP’den bu yönde yapılan açıklamalara karşın “Aday değilim” açıklaması yapmamayı tercih ediyor. Süreç içinde tartışmanın daha da sertleşmesi durumunda AKP’nin Gül’ü adaylık konusunda açıklama yapmaya zorlayabileceği de konuşuluyor. Çevresi, Gül’ün bu aşamada 2019’a dair bir kararı bulunmadığının altını çiziyor ancak “İzlemede” ifadesini eklemekten de kaçınmıyor. nıyor. Erdoğan, Davutoğlu’nun seçimi konusunda Gül ile istişare yürütmüyor. Aynı zamanda partinin geleceğine ilişkin birlikte aralarında daha önce yapılan görüşmelere karşın Gül, partinin yeni yapılandırılmasının tamamen dışında tutuluyor. Partinin yapılandırılmasına hiç bulaştırılmıyor. Gül, bu duruma tepki olarak cumhurbaşkanlığı süresince ayrıldığı AKP’ye yeniden resmen üye olarak katılmama kararı alıyor. Gül, halen AKP’nin üyesi değil ve yapılan davetlere de bu gerekçeyi göstererek katılmıyor. Üçüncü en önemli sorun ise başkanlık sistemi konusunda kendini gösteriyor. Gül, parlamenter sisteme daha yakın olmakla birlikte referandumla birlikte uygulamaya konulan Türk tipi başkanlığa da olumlu bakmıyor. Gül, böylesi bir modele geçilmesi için mutlaka denge ve denetleme mekanizması olması gerektiğini vurguluyor. Ha len uygulanan sistemde böyle bir dengenin bulunmadığını düşünüyor. Bu bakış açısıyla AKP’nin beklentlerine karşın Gül, 16 Nisan referandumunda evet açıklaması yapmıyor. Hatta AKP kulislerinde Gül ve çevresi için, “Asla evet demediler. Hatta hayır oyu kullandıklarına dair işaretler var” deniliyor. Bakanlar da gidiyordu Gül, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası bir süre hükümete destek vermesine karşın daha sonraki süreçte farklılığını hisssettiren bir çizgi izledi. AKP’nin karar vericilerine göre Gül ile kendi aralarında “hissedilir bir mesafe” oluştu ve sürdü. Ancak bütün farklılıklara karşın AKP’liler, Gül’ü, İstanbul Maslak’taki çalışma ofisinde yalnız bırakmadı. Süreç boyunca daha çok partinin yeni yönelimi içinde küskün ve kırgın AKP’liler olsa da aktif konumdaki AKP’liler de Gül’ü sürekli ziyaret etti. Son KHK krizine kadar bu ziyaretler aksamadan sürdü. KHK tartışması, Gül’ün bu dönemde kamuoyuna yansımayan ziyaretçileri olduğunu da ortaya çıkardı. Bu ziyaretçiler arasında halen kabinedeki bazı bakanlar ve AKP’li vekiller bulunuyordu. Ancak edindiğimiz bilgiler, KHK atışması sonrasında bu ziyaretlerin bıçak gibi kesildiğini gösteriyor. Kulisler, artık AKP’li bakan ve milletvekillerinin Gül’e ziyaretlerinin sona ereceğini gösteriyor. AKP yönetimi ile Gül arasında yakın dönemde yeniden bir barış ve yumuşama da öngörülmediği için AKP’li ziyaretinin kolay olmayacağı ifade ediliyor. Bu durumda Gül, ağırlıkla kendisine yakınlığı bilinen az sayıda AKP’li ile eski milletvekillerinin ziyaretleriyle yetinmek durumunda kalacak. l ANKARA Abdullah Gül ‘Dostun attığı gül incitebilir, üzebilir’ Ahmet Sorgun AKP Genel Başkan Yardımcısı Sorgun, Abdullah Gül’ün KHK çıkışıyla ilgili tartışmalara ilişkin konuştu AKP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Sorgun, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ilgili açıklamalarına ilişkin “Dostların attığı gül, incitebilir, üzebilir” dedi. AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Konya Milletvekili Sorgun, partisinin il başkanlığı tarafından bir otelde düzenlenen değerlendirme toplantısına katıldı. Toplantıda AKP’li vekiller, belediye başkanları ve parti yöneticileri de yer aldı. Sorgun, burada yaptığı konuşmada, Abdullah Gül’ün, 696 sayılı KHK ile ilgili sosyal paylaşım sitesi Twitter üzerinden yaptığı açıklamalar için, “Cumhurbaşkanımız, nezaketle ve kibar bir şekilde ifade etti. Dostların attığı gül, incitebilir, üzebilir. Sadece bu kadarını söyleyebilirim” dedi. Yeni asgari ücrete ilişkin de açıklamalarda bulunan Sorgun, “Asgari üc rete 14.2 zam yapıldı. Sırtında yumurta küfesi olmayan asgari ücreti 2 bin de eder, 3 bin de eder. Kendileri iktidar ortağı olduğu 2000’li yıllarda, asgari ücret, sadece 97 dolar ediyordu. Şimdiki artışla 421 dolar ediyor. 1990’lı yıllarda ise bir asgari ücretlinin buzdolabı alabilmek için belki 1 yıl çalışması gerekiyordu; ama şimdi en iyisinden bir buzdolabını satın alabiliyor” diye konuştu. l DHA ‘Yolunu tek adamla ayırdı’ CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Abdullah Gül, Bülent Arınç ve Abdüllatif Şener’in yollarını Erdoğan’la değil, tek adam mantığı ve demokrasi karşıtlığıyla ayırdığını söyledi CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Abdullah Gül, Bülent Arıç, Abdüllatif Şener ve Tayyip Erdoğan’a “mahşerin dört atlısı” dendiğini belirterek, “Üçü yollarını ayırdı, Erdoğan ile değil, tek adam mantığıyla, despotizmle” dedi. Abdullah Gül’ün çıkışlarını “vicdani feryat” olarak değerlendiren Altay, “Gül’ün sözleri adaylık sinyali değil, hukuka, demokrasiye sadakat” yorumu yaptı. Gül’ün ‘ortak aday’ olabileceği yönündeki iddalara da “CHP’nin cumhurbaşkanı adayı şüphesiz ki CHP’li olacaktır” karşılığını verdi. CHP’li Altay, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında Erdoğan’ın muhalefeti, sivil toplum örgütlerini, demokrasiden yana olan güçleri devletle kavga zeminine çekmek için elinden geleni yaptığını belirterek Erdoğan’a, “Bu uğraşların beyhudedir; biz AK Parti ile mücadeleye devam edeceğiz ama devletle kavga etmeyeceğiz” diye seslendi. Erdoğan’ın kasıtlı olarak, belli seçmen kitlesini bir şemsiye altında tutmak için gerilim politikasından beslenmek adına Türkiye ve millete büyük kötülük yaptığını dile getiren Altay, “gerilim” ile “Erdoğan”ın adeta “eşanlamlı iki kelime haline” geldiğini kaydetti. Altay, gerilimin yalnızca bu topraklar üzerinde sinsi emelleri olan dış odakların planlarını kolaylaştırmaya yarayacağını söyledi. CHP’li Engin Altay, son dönemde gündeme gelen Gül’le ilgili ‘ortak aday’ söylentilerini yalanladı. AKP’nin ilk kurulduğu zamanlarda, Abdullah Gül, Bülent Arınç, Abdullatif Şener ve Erdoğan için, “Mahşerin dört atlısı yola çıktı” dendiğini söyleyen Altay, bunlardan üçünün, yollarını Erdoğan ile değil, “demokrasi karşıtlığı, tek adam mantığı ve despotizm”le ayırdığını söyledi. Erdoğan’ın “15 Temmuz, çözüm sürecindeki yanlışlıklar, 1725 Aralık, terörle mücadeledeki kişisel, keyfi tavırların nelere mal olduğu, yaşam tarzı, inanç, etnik aidiyet üzerinden yaptığı siyasetle, FETÖ’ye teslimiyetle, IŞİD’e empati ve sempatisiyle, EsadEsed çelişkisiyle, Mustafa Kemal paranoyasıyla” yüzleşmesi gerektiğini söyleyen Altay, 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat ve 15 Temmuz’un gerilim süreçlerinin sonucu olduğunu kaydetti. Meclis’in işlevsiz hale geldiğini söyleyen Altay, milletvekillerini, üzerinde yemin ettikleri anayasaya sadık ve bağlı kalmaya çağırdı. Altay, KHK’lerin 30 gün içinde Meclis’te görüşülmemesinin anayasayı ihlal olduğunu belirterek, Meclis’in şeref ve onurunu korumanın Meclis Başkanı İsmail Kahraman’ın işi olduğunu belirterek Kahraman’a, “Gel artık üstüne yemin ettiğin anayasaya sahip çık. Anayasayı çiğneyecek en son kişi TBMM Başkanı’dır. Meclis Başkanı’nı mütedeyyin, inançları bakımından yüksek bir siyasetçi olarak biliriz. Allah’tan, anayasadan ve milletten korkun. Genel kurulda artık KHK’lerden önce hiçbir tasarı ve teklifin görüşülmemesi gerekiyor” çağrısı yaptı. Erdoğan’ın, “Bay Kemal’in kayığı” ifadesine değinen Altay, “Keşke binseler. Onlar o kayığa binerse Kılıçdaroğlu’nun kayığına binmiş olmaz, demokrasi, adalet ve hukukunun kayığına binmiş olurlar. 16 Temmuz sabahı Kılıçdaroğlu Ataköy’den Pendik’e kayıkla geçip Meclis oturumuna yetişti. Keşke Erdoğan da o oturuma yetişmek için Kılıçdaroğlu’nun bindiği kayığa binip 16 Temmuz sabahı Ankara’da olsaydı. Sayın Cumhurbaşkanı, sen neredeydin, 4 gün Meclis’e niye gelmedin? Kılıçdaroğlu ne hangarda ne tünelde saklandı. Dördüncü günde de bir cumhurbaşkanı ortada görünmüyorsa korkak odur, korkan Kılıçdaroğlu değildir” ifadelerini kullandı. ‘Adayımız CHP’li olacak’ CHP’nin gündeminde cumhurbaşkanı seçimlerinde birinci turda ittifak ile seçime girmenin olmadığını söyleyen Altay, “CHP’nin adayı hiç şüphesiz CHP’li olacaktır” dedi. Gül’ün, son KHK’ye yönelik açıklamalarını ise “vicdani feryat” diye nitelendiren Altay, “Bu KHK ile paramiliter güç sağlanıyor. Bu iç savaşa götürür. Vahim bir durum ve bundan herkes korkmalı” diye konuştu. Altay, Gül’ün eleştirisinin “ortak aday” yönünde olduğuna ilişkin iddialara da “Adaylık sinyali değil, hukuka, demokrasiye sadakati” karşılığını verdi. l ANKARA / Cumhuriyet AKP’Lİ ÜNAL: Kurucusu değil kurucu kuruldan AKPSözcüsü Mahir Ünal, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün son KHK’yi eleştirmesine ilişkin “Sayın Gül halk tarafından seçilmedi. Cumhurbaşkanlığından ayrıldıktan sonra olaylara baktığımızda belli meselelere kenarda durup hiçbir risk almadan konuşması kendi tercihidir. Recep Tayyip Erdoğan her kavganın içinde her türlü riski alıyor. Bunu kendi nefsi için yapmıyor. Bu meselede birden açıklama yapıyorsunuz. Yaptığınız açıklama herhangi bir açıklama. Fakat bir öneri sunmuyorsunuz” dedi. Ünal, CNN Türk ekranlarında Şirin Payzın’ın sorularını yanıtladı. Ünal’ın konuşmasının satırbaşları şöyle: Gül’ün eleştirileri “Sayın Abdullah Gül Cumhurbaşkanımızın yol arkadaşıdır. Abdullah Gül AK Parti kurucusu değildir, kurucu kurul üyesidir. AK Partililer medya üzerinden birbirleriyle konuşmazlar. İstişareye çok önem verir. Sayın Gül ve Erdoğan yol arkadaşıdır. Sayın Erdoğan yol arkadaşlarından kolay kolay vazgeçmez. Sayın Gül halk tarafından seçilmedi. Cumhurbaşkanlığından ayrıldıktan sonra olaylara baktığımızda belli meselelere kenarda durup hiçbir risk almadan konuşması kendi tercihidir. Recep Tayyip Erdoğan her kavganın içinde her türlü riski alıyor. Bunu kendi nefsi için yapmıyor. Bu meselede birden açıklama yapıyorsunuz. Yaptığınız açıklama herhangi bir açıklama. Fakat bir öneri sunmuyorsunuz.” Af düzenlemesi “15 Temmuz’dan 12 gün sonra bu KHK kamu görevlileri için çıkarıldı. Sonra buraya sivillerin eklenmesi için birçok neden var. Yargılanan darbeciler şehit yakınlarına yargılanacaksınız diye ithamlarda bulunuyordu. Yasa yapım tekniği açısından hiçbir sorun yok. Bu maddelerde darbe ve terör eylemleri ifadeleri kullanıldı. Bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması yani darbeyi bastırılması açısından. Şimdi birilerin milis güçü oluşturması anayasa açısından mümkün müdür? Olamaz! Birileri ben asker polis gücüyüm diye ortaya çıkamaz. Birileri anayasanın dışına çıkacak şekilde suç işleme özelliği olacak. Geleceğe dair bir düzenleme değildir. Bu maddelere sadece siviller maddesini ekledik. Af niteliğinde bir düzenleme değil. Halkın Özel Harekâtı anayasaya aykırı bir şekilde ortaya çıkarsa devlet onun tepesine çöker. Bir düzenleme gerekirse yapılır. Düzenleme ile ilgili bir sorun çıkarsa TBMM orada. Onlar yeniden yasal bir düzenleme yaparlar. Türkiye’de bugüne kadar 15 Temmuz, Gezi olayı, 1725 Aralık yaşanmış, iç savaş çıkmamış. Şimdi mi çıkacak? Türkiye’de toplumsal fay hatlarını harekete geçirmek için bu dili kullanıyorlar. Birileri iç savaş çığırtkanlığı yapıyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin güvenliğini yerine getirmek için polisasker görev yapıyor.” Halkın Özel Harekâtı “Halkın Özel Harekâtı diye bir şey olabilir mi? Halkın Özel Harekâtı diye bir grup çıkıp anayasaya aykırı şekilde bir milis olma iddiası ortaya koyduğu anda devlet onun kafasına çöker! Böyle bir şey olmaz.” l ANKARA / Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle