18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 3 Ocak 2018 14 yorum TASARIM: SERPİL ÜNAY Köşemen Müzik listelerindeki karmaşa Her yıl olduğu gibi 2017 sonunda da en çok satanlar, en çok izlenenler ve en çok dinlenenler listeleri yayımlandı. Sinema ve kitapta bu listelere pek fazla itiraz olmazken müzikte kimin en çok dinlendiği büyük bir tartışma yarattı. Çünkü listeler birbiri ile uyumlu değil. Hande Yener’in Telifmetre adlı, radyolarda çalınan müziği ölçen listede birinci olduğunu ilan etmesi ve Seren Serengil’in “İnanmıyorum, araştıracağım” demesi aralarında büyük bir tartışma çıkmasına neden oldu. Birbirlerini dava edecek duruma geldiler. Telifmetre radyo ve televizyonlarda çalınan müzikleri takip edip raporlayan bir kuruluş. İnternet sitesinde de en çok dinlenen listeleri yayımlıyor. Müzik esas olarak dijital ortamda dinleniyor, izleniyor. Spotify, Fizzy, iTunes, YouTube... Radyoların ve televizyonların müzik kanallarının da önemli bir rolü var. CD satışları ise her yıl düşüyor. Plağın tekrar hayatımızda yer alması ve gittikçe daha çok plak satılması ise ilginç bir olgu. Eskiden kültür endüstrisinde en güvenilir rakamlar müzik sektöründen çıkardı. Müzik yapımcılarının birliği MÜYAP her yıl en çok satan CD listelerini kesin rakamlarla açıklar, sonra da bir törenle en çok dinlenen sanatçıları, yapımcıları ödüllendirirdi. Ama müzik dinleyicilerinin dijital ortamı tercih etmesi ile CD satışları ciddi oranda düştü ve bir ölçü olmaktan çıktı. MÜYAP da son birkaç yıldır yıllık listeler açıklamıyor. Ama muyap.org’dan Türkiye’de kaç adet CD ve plak üretildiğinin bilgisine ulaşmak mümkün. 2016’da 6 milyon 28 bin adet CD ve plak üretilmiş. 2017’nin ilk 6 ayındaki üretim ise 2 milyon 568 bin. Geçen yıla göre düşüş olacağı anlaşılıyor. MÜYAP’ın internet sitesinde dünya dijital müzik pazarı için yıllık raporlar var ama Türkiye için böyle bir çalışma yapılmamış. Önemli bir eksiklik. Böyle bir çalışma tüm tartışmaları önlerdi. Hürriyet Kelebek yazarı Cengiz Semercioğlu aralık ayı içinde bir dizi yazı ile müzik listelerindeki karmaşayı tartışmaya açtı. “Hangisine, ne kadar inanacağız” sorusuna cevap bulmaya çalıştı. MÜYAP’ın açıklamadığı CD satışları listelerine de ulaştı. En önemli bilgileri de müzik sektörünün yüzde 47’sini kontrol ettiği belirtilen DMC’nin Genel Müdürü Samsun Demir’den aldı (Hürriyet Kelebek, 24.12.17). Samsun Demir, müzik sektöründe dijitalin payının yüzde 65, CD’nin yüzde 35 olduğunu söylüyor. CD’ye en çok 5 yıl ömür biçiyor. Plak satışlarının cirosunun CD satışlarının 4’te 1’ine ulaştığını belirtiyor. Samsun Demir, en çok hangi şarkının dinlendiğini anlamanın yolunun listelerin ilk onlarının ortalamasını almak olduğunu söylüyor. Tartışmasız tek isim Tarkan. CD satışında da, dijital platformlarda da açık ara birinci olmuş. Radyo ve TV’lerde en çok çalınan şarkı olmanın en çok dinlenen olmak olmadığı da bir gerçek. Radyo ve TV’lerde çalınan müziklerde müzik sektörünün etkisi olduğu biliniyor. En popülere, en çok tanınana yöneliyorlar. Dijtalde ve CD’de ise dinleyici belirleyici. Dijital platformların listelerine yeni ve alternatif isimlerin girebilmesi bunun göstergesi. Çağatay Akman, Kalben, Yüzyüzeyken Konuşuruz, Manuş Baba, Ömer Faruk Bostan, Derya Uluğ, İlyas Yalçıntaş böyle isimler. Dinleyici tercihleri onları en çok dinlenenler listelerine taşımış. Dünya ülkelerinin en çok dinlenenler listelerine baktığınızda genellikle ABD kaynaklı şarkıların listelerde ağırlıklı olduğunu görüyoruz. Ama Türkiye’de durum farklı. Türkiye’de tüm en çok dinlenenler listelerinde Türkçe şarkılar ağırlıklı olarak yer alıyor. Yabancıların oranı az. Benzer durumun sinema ve yayıncılıkta da olduğunu belirtmeliyim. 3 OCAK 2018 SAYI: 33691 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü Yazıişleri Müdürü (Sorumlu) Haber Koordinatörü Bülent Özdoğan Faruk Eren Aykut Küçükkaya Reklam Direktörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 06:50 06:33 06:54 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 08:22 13:14 15:34 08:03 12:59 15:21 08:22 13:22 15:49 Akşam 17:55 17:42 18:10 Yatsı 19:21 19:07 19:32 Yeni yıla yine “onları” dinleyerek girdik. Biri Edirne’de konuşurken, öbürü başka bir yerde konuşuyordu. Kastamonu, Sinop, Düzce… 2018’in son saatlerine kadar televizyon ekranlarından eksik olmadılar. Kaça mıyorsunuz da… Tüm kanallar canlı veriyorlar çünkü. Neden? Başlarına bir haller geliverir diye korkuyorlar da ondan. Bunlara mecbur muyuz?Yaptıkları hep aynı; muhalefete saldırmak, ha karetler yağdırmak. Tek yeni şey eski Cumhur başkanı Abdullah Gül’ü de hedefe almaları. işçiye en fazla 1.603 TL asgari ücret verebili Konuştukları meydanlarda bindirilmiş kıtalar yorlar. İki haneli enflasyon oranı maaş ve ücret hazır. Ne söyleseler alkışlanıyorlar. zamlarını aşıyor. Millet borç içinde debeleniyor. Düşmansız yapamıyorlar. Köprüler, tüneller karın doyurmuyor. İnsanlar Toplumu kutuplaştırıyorlar, insanları birbirine oturdukları sofradan tok kalkmak istiyor. Yok düşürüyorlar. sulluk sınırı altına düşen ailelerin sayısı her ge İnsanlar sokakta el sıkışmaz, selamlaşmaz oldu. çen gün artıyor. Bu böyle giderse bizi çok kötü günler bekliyor. İşsizlik diz boyu! HHH AKP içinde de bu gidişattan huzursuz olanlar Tek amaçları 2019 Cumhurbaşkanlığı ve var fakat “Reis” sultası altında ağızlarını açmaya TBMM seçimlerinde yüzde 50’nin üzerinde oy çekiniyorlar. almak. Bunun kolay olmayacağını görüyorlar, Bunların demokrasisi “evet efendim, sepet biliyorlar. efendim” demokrasisi! Tuhaf bir ekonomi anlayışları var. HHH İhracatta rekor kırdık diyorlar. Fakat nedense 2019 yılında bunları oylarımızla yerlerinden et mekten başka çaremiz, çıkış yolumuz yok. Tarımımız büsbütün çöküyor. Hem dünyanın en büyük zeytin üreticilerinden biriyiz hem de Sudan’dan zeytin alacağız. Niçin? 14 Temmuz 2008’de Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Savcısı Luis MorenoOcampo tarafından soykırım, insanlığa karşı suç ve 300 bin kişinin öldürüldüğü Darfur’da savaş suçu işlediği gerekçeleriyle suçladığı ve tutuklanmasını talep ettiği Sudan diktatörü Ömer el Beşir’e destek olmak için. Vay be! HHH Güzel ülkemizin neresinden tutmak istesek elimizde kalıyor. Tüm bunlara mecbur muyuz? Hayır, hiçbirine layık değiliz. Biz, atalarımızın bin bir emekle, kanlarıyla, canlarıyla kurduğu bu kardeş bahçesi Cumhuriyetimizde barış içinde, huzur içinde, özgürlük ve demokrasi içinde mutlu bir hayat sürmek istiyoruz. Öyleyse 2019 hedeflerine “onlardan” daha fazla odaklanmaktan başka çaremiz var mı? HHH Ortak özlemlerimizin gerçekleşeceği bir gelecek yolunda önemli bir aşama olan 2018’in siz değerli okurlarıma iyi şeyler getirmesini dilerim. Olaylar ve GOrUSler EDİTÖR: NAZAN ÖZCAN [email protected] Asuman Hocamıza saygıyla HASAN YAZICI İstanbul Üniversitesi emekli Profesörü Geçen günlerde hocam Prof. Dr. Asuman Müftüoğlu, uzunca süren bir rahatsızlık sonucu, sessiz sedasız bu dünyadan göç etti. Tek bir gazetede (Cumhuriyet) çıkan ölüm ilanı doğum yeri Eskişehir’de sağlık alanında yaptığı hayır işlerinden bahsedip, İstanbul Üniversitesi’nden emekli bir hematolog olduğunu belirtiyordu. Bu yetmezdi. Asuman Hoca hematoloji ve immünoloji bilim dallarına uluslararası düzeyde katkılarda bulunmuş, ülkemizde immünoloji bilim dalını kurmuş, romatoloji bilim dalının kurulmasında büyük emeği geçmiş, Behçet hastalığı alanında ülkemizden kaynak alan üst düzey bilim araştırmalarına büyük destek vermiş önemli bir bilim insanımızdır. 27 Mayıs darbesi mağduru 1926 yılında Eskişehir’de doğmuş, 1946 yılında Arnavutköy Amerikan Kız Kolejini, 1952 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirmiş, 19531956 yılları arasında ABD’de iç hastalıkları ve hematoloji bilim dallarında uzmanlaşmıştı. Henüz uzmanlık öğrencisiyken NEJM gibi çok üst düzey bilimsel dergilerde, hem de 1. isim olarak yayın yapabilecek bir bilim düzeyine erişmişti. 1957’de İstanbul Üniversitesi’ne dönen Müftüoğlu o günlerin Türk üniversitesinde adet olduğu üzere bilgi ve becerisine hiç uymayan bir kadroyla çalışmaya başladı. Ancak bilimsel yayınları devam etti. 1960’ta 27 Mayıs darbesi olur. Üniversitenin ‘muhbir hocaları’ bilimsel olarak erişemedikleri kuvvet ve kudret yolunda arkadaşlarını ihbar etmeye başlarlar. Ünlü 147’ler olayı ile bilimsel nitelikleri tartışmasız birçok öğretim üyesi ve elemanı, üniversiteden uzaklaştırılır. Atılanlar arasında Asuman Hoca’nın çalıştığı kürsünün başı olan E.Ş. Egeli de vardır. Boşalan kürsü başkanlığına ise muhbir vatandaşlar arasında olduğu kuvvetle rivayet olunan (Bkz. Haldun Taner’in Timsahı, D. Taner, S. Erez Bilgi Yayınevi, 2008) bir kişi atanır. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI Yakın zamanda kaybettiğimiz Prof. Dr. Asuman Müftüoğlu, bilimsellikten yoksun, iş bitirici YÖK goygoyculuğuna dayanamıyordu. Tok sözlü, doğruyu arayan, gerçeğin peşinde koşan, daha da önemlisi gerçekten kaçmayan üretken bir bilim insanıydı Asuman Müftüoğlu Prof. Dr. Asuman Müftüoğlu dostlarıyla birlikte yoğun bir mesainin ardından fotoğrafa böyle yansımıştı. Hodgkin hastalığı Hocam bu kişiyle pek geçinemediği gibi muhbirlik ve 147’ler olayını da hiç onaylamadığını, o meşhur tok sözlülüğüyle, açık seçik dile getirmeye başlayınca çalıştığı hizmetli kadrosundan çıkartılır. Hoca üniversiteden ayrılır. Şişli Etfal Hastanesi’ne geçer ve tezini hazırlar, doçent olur. 1964’te İstanbul Üniversitesi’ne döner ve Cerrahpaşa’da çalışmaya başlar. Üst düzey bilimsel çalışmalar, yayınlar devam eder. Özellikle Hodgkin hastalığında görülen geç aşırı duyarlılık bozukluğu hakkındaki çalışması (NEJM, 1967) bilimsel çevrelerde büyük ilgi uyandırır. 1967’de 1 yıl için ABD’ye gider ve o zamanların çok önemli bir araştırma ve klinik uygulama yöntemi olan immunfloresans mik [email protected] roskopisini öğrenir. Yurda dönüşünde yine kendini araştırmaya verir. Özellikle artık laboratuvarına da yerleştirdiği immunfloresans yöntemiyle çeşitli bilim dallarından hekimlerin de katılımıyla çok sayıda araştırmaya yol gösterir, önderlik eder. Behçet hastalığı polikliniğini kurduk Kendisini 1974 sonunda ABD’den dönüşümde tanıdım. Niyetim ülkemde hekimlik, araştırma ve hocalık yapmaktı. Bana kol kanat gerdi. Ben de onun gibi oldukça sivri dilliydim ve çevremde fazla sevilmiyordum. Etrafımda olan biteni onaylamıyor sadece lisan bilip, okuduğunu hatta sadece duyduğunu sorgulamadan hastalarına uygulayan, öğrencilerine nakledenlerden tıp fakültesi öğretim üyesi olamaz, olmamalı diyordum. Bu konuda hocamla tam bir anlaşma içindeydik. Behçet hastalığıyla ilgili, zamanın yerleşik bilimsel görüşüne ters düşen, doçentlik tezimi onunla beraber hazırladım. 1977’de Asuman Hoca’nın odasında uluslararası ilk örnek olan disiplinlerarası Behçet hastalığı polikliniğini beraber kurduk. İftiharla söylüyorum. Birlikte kurduğumuz poliklinik günümüzde de hastalara hizmet vermek yanında önemli ve işe yarar bilgi üretmeye devam ediyor. [email protected] Yeri doldurulamaz bir aydın Hocam 1987’de erken emekliye ayrıldı. Bilimsellikten yoksun, iş bitirici YÖK goygoyculuğuna artık dayanamıyordu. Tok sözlü, doğruyu arayan, gerçeğin peşinde koşan, daha da önemlisi gerçekten kaçmayan üretken bir bilim insanıydı. Hocama benzeyenleri kahredici bir kurnazlık becerisiyle dışlayan ve sanırım esas o nedenle bir türlü arzu edilen düzeyde bir üniversite ve yargı düzeni kuramamış toplumumuza olabildiğince ters düşen, yeri kolayca dolmayacak bir ülkem aydınıydı. Dilerim, özellikle son yıllarda başımıza bunca gelenden sonra, böyle ters düşenlere ne denli gereksinim olduğunu gün gelir anlarız. Nur içinde yatsın. Teşekkür: Yazımın hazırlanmasında bana çok yardımcı olan Prof. Yücel Tangün ve Prof. Birsen Yalçın Ülkü’ye içten teşekkür ederim. INGENICO ID 280 No’lu yazar kasa pos cihazımı kaybettim. Hükümsüzdür. BAYRAM ŞAHİN C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle