25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR Çarşamba 3 Ocak 2018 Ozan Ünal’dan ‘Düş Bozumu’ heykel sergisi Ozan Ünal’ın “Düş Bozumu” ismini verdiği heykel sergisi 12 Ocak 4 Şubat tarihleri arasında Galeri Selvin’de izlenebilecek. Ünal’ın sergisinin tanıtımı şöyle: “Verdikçe aldığını gördük mü hayatın bu haliyle. Kendi ellerimizle nedense bile isteyeteslim ederken başrolü; kırılgan bedeni mizi korumanın derdine düştü güdülerimiz; sardıkça sardı ‘tin’imizi dokunmatik ‘akıllı’ dünyaya karşı demirden zırhlarla. Artık biliyoruz ki ‘düşbozumu’ bu korkunun, bu hayalkırıklığının adı. Ve demirden zırhlarımız artık yeni ‘ten’imiz. Ve ‘demir’ artık yeni ‘ben’imiz.” Fotoğraf Makinesi Müzesi’ne ilgi büyük... Malatya’da en eskisi 1876 yılına ait olan, Türkiye’nin en büyük, dünyanın ise üçüncü büyük Fotoğraf Makinesi Müzesi, her gün yüzlerce kişi tarafından ziyaret ediliyor. Müzede yer alan 1965 fotoğraf makinesi arasında en çok ilgiyi ‘casus’ ve ‘dedektif’ makineleri görüyor. Malatya Büyükşehir Belediyesi tarafından geçen eylül ayında, Sanat Sokağı’ndaki 2 katlı ahşap bir evde oluşturulan müzede, en eskisi 1876, en yenisi 2010 yılında üretilen fotoğraf makineleri sergileniyor. Koleksiyonerler tarafından 29 yılda toplanan müzede yer alan 1965 fotoğraf makinesi ile 3 bin 500 aksesuarın yanı sıra film yıkama ve kart baskı laboratuvarları ile nostaljik sinema salonuna vatandaşlar yoğun ilgi gösteriyor. l DHA Sait Faik’in hayatı belgesel oldu... Türk edebiyatının usta ismi Sait Faik Abasıyanık’ın hayatı belgesel oldu. Senaristliğini ve yönetmenliğini Onur Barış’ın üstlendiği “Benden Hikâyesi”nde Sait Faik kendi hikâyeleriyle izleyiciyle buluşacak. Belgeselin ilk gösterimi usta yazarın ölüm yıldönümü olan 11 Mayıs’ta Baba Sahne’de gerçekleşecek. 2017 Temmuz ayında çekimlerine başlanan “Benden Hikâyesi”nin görüntü yönetmenliğini Hikmet Merdan yaparken usta yazarı genç oyuncu Mert Er canlandırdı. Belgeselde Sait Faik’in hayatı, hikâyelerinden pasajlarla izleyiciye aktarıldı. Senaryoyu 2013 yılında kaleme aldığını söyleyen senarist ve yönetmen Barış, “‘Benden Hikayesi’ Sait Faik’in hikâyeleriyle bize kendini anlattığı bir belgesel. ‘Benden Hikâyesi’ni 2013’te yazmaya başladım. Sinema fiziksel şartlarla yapıldığı için bir süre destek aradım. Kültür Bakanlığı’ndan desteği aldıktan sonra çekimlere 2017’nin Temmuz ayında başladım. Şu an belgesel kurgu aşamasında, yakın zamanda bitmiş olacak” dedi. l DHA SSM’de 2018’in ilk yetişkin eğitimleri ‘Rönesans’ üzerine Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi, 2018’in ilk yetişkin eğitimlerinde “Rönesans’ta Hayat ve Sanat” konusuna odaklanıyor. Doç. Dr. A. Sinan Güler’in anlatımıyla 16 Ocak Salı günü başlaya cak ve 3 hafta sürecek programda, “Güney ve Kuzey Avrupa’da Sosyal, Siyasal, İktisadi ve Entelektüel Ortam”, “İtalya’da Rönesans Resim, Heykel ve Mimarlığı”, “Kuzey’de Rönesans Resim, Heykel ve Mimarlığı” başlıklı konular işlenecek. SSM Dostu Kart sahiplerine yüzde 10 indirimin uygulanacağı program; 16, 23 ve 30 Ocak tarihlerinde 11.0013.00 saatleri arasında gerçekleştirilecek. EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK kultur@cumhuriyet.com.tr 15 Tanpınar’ı anlamak 2017’nin sonlarında açılan Tanpınar Edebiyat Araştırmaları ve Uygulama Merkezi ülkemizde benzerlerine pek rastlamadığımız bir kurum. Merkezin müdürü Prof. Dr. Handan İnci ile hem Tanpınar’ı hem de merkezin amaç ve ilkelerini konuştuk n Tanpınar Merkezi’nin amacından başlayalım mı? Ne den böyle bir oluşuma gerek duyuldu ve bu rada neler yapı lacak? Tanpınar, üzeri ne çok yazılıyor EMRAH KOLUKISA muş, sık sık kitap yayımlanıyormuş gibi görü nen evet bir ba kıma öyle ama malum tekrar lar dışında dişe dokunur bir şey söylenmeyen yazarlarımızın ba şında geliyor bence. Bu tür gö rece “aşırı yayın”ın en büyük sakıncası, nitelikli araştırma lar yapılması için iştahı kaçır mak da olabiliyor. Sevilen yazar ların hamasi bir belagatla sahip lenilmesi ve bu sevginin hakla rında yapılması gereken eleştiri ve araştırmaları dondurması gi bi bir tehlike var edebiyatımız da. En azından Tanpınar için bu nu kırmak istiyoruz. Tanpınar Merkezi, öncelikle iyi çalışma ları, araştırmaları görünür kıl mak, yeni araştırmalar için or tam hazırlamak isteğiyle kurul du. Tanpınar’ın nesnel ve eleş tirel bir bakışla ele alınması, sa dece sınırlı bir tarihsel sürecin sosyolojik argümanlarına indir genmiş olarak değil, bir dünya yazarı olarak, daha geniş bakış açıları ve ayrıntılı okuma biçim leriyle değerlendirilmesi gereki yor artık. Merkezin birinci işlevi bu. Ancak burası bir “edebiyat araştırmaları merkezi”. Sadece Tanpınar’la sınırlı kalmayacak. Tanpınar’ın zihinsel üretimi di van edebiyatını ve Batı edebiyat larını da geniş bir kavrayışla içi ne alarak çağına kadar gelir. Biz de merkezdeki programda ay nı çizgiyi izleyeceğiz. Tanpınar Merkezi’nin, divan edebiyatın dan, Batı edebiyatlarına kadar genişleyen ve günümüze kadar gelen bir çerçevede, konferans lar, seminerler, atölyeler, panel ve sempozyumlarla kültür dün yamızı besleyecek nitelikli işle re mekân olması için çalışaca ğız. Merkezin çalışma programı www.tanpinarmerkezi.com adre sinden de takip edilebilir. n Tanpınar arşivi denince, tam olarak neleri içerecek bu arşiv tamamlandığında? Ölümünün ardından ailesinin İ. Ü. Türkiyat Enstitüsü’ne ba ğışladığı elyazmalarının, başka bir ifadeyle “Tanpınar arşivi”nin kültür hayatımıza kazandırıl ması merkezimizin en görü Merkezin renkli alanı: Akademi... n Biraz da akademiden bahsedelim... Tanpınar Akademisi, bence arşiv yayınından sonra merkezin en etkili faaliyet alanı olacak. Okurlarının bildiği gibi Tanpınar’ın sadece düşünce yazılarında değil, romanlarında da çok zengin ve geniş bir referans ağı vardır. Tanpınar edebiyatının kaynakları çok çeşitlidir. Divan edebiyatından, Batı resmine ve edebiyatlarına, felsefeden, geleneksel sanatlara kadar sözünü ettiği alanlarda yeterince bilgisi olmayan bir okuru zorlar Tanpınar. Bu nedenle onun metinleri donanımlı okur ister. Akademi, bu konular etrafında kendini yetiştirmek isteyenler için çeşitli seminerler ve atölyeler düzenleyecek. Felsefe, eleştiri, mimari, resim, sinema… gibi başlıklar altında temel bilgilerden başlayarak ilkorta ve ileri düzeylerde dersler verilecek. nür işlerinden biri olacak. Böyle bir arşivin yıllarca bağışlandığı enstitüde kutular içinde kalması ve hiç değerlendirilmemesi hakikaten çok üzücü. Türkiyat Enstitüsü’nün izniyle bu arşivi dijitalleştirdik ve koruma altına alınmasını sağladık. Şimdi de merkez olarak tasnif ve yayın sürecine başladık. Tanpınar’ın telif hakları bildiğiniz gibi Dergah Yayımlarında. Bu evrakı katalogladıktan sonra kitaplaşmaya uygun olanları oradan yayımlayacağız. Kitaba uygun olmayan malzemeyi de sitemizde erişilebilir hale getireceğiz. Bu büyük bir proje. Binlerce sayfa var işlenmesi gereken. Bunun için ilgili kurum ve kuruluşlardan destek arayışındayız. Proje tamamlandığında Tanpınar’ın bütün romanlarının elyazmalarındaki farklarla işlenmiş edisyon kritikli baskıları da olacak. Ayrıca çeviriler, mektuplar, gezi notları, makale taslakları, şiir çalışmaları, piyes ve senaryolar da var arşivde. Bunlar da uygun bir yayın süreciyle okurlara ve araştırmacılara ulaştırılacak. Tanpınar’ın sorusuna yanıt Pamuk’tan geldi n Açılış konuşması da Orhan Pamuk’tan geldi. Pamuk bu merkezde aktif olarak yer alacak mı? Danışma kurulumuzda yer alan Orhan Pamuk, başından beri merkezimizin en büyük destekçilerinden biri oldu. Biliyorsunuz, Tanpınar’ın yurtdışında tanınması ve çevrilmesinde Pamuk’un çok büyük bir etkisi vardır. Açılış töreninde yaptığı konuşmayı merkezin sitesinde yayımladık. Pamuk, konuşmasını biraz daha işleyip geliştirdikten sonra yazılı olarak da basacağız. Dinleyen herkesin ortak görüşü, konuşmanın edebiyat tarihimiz için çok değerli saptamalarla dolu olduğuydu. Bence en önemli nokta, Tanpınar’ın 1930’larda sorduğu “Türkiye’de bir roman var mı?” sorusuna seksen yıl sonra Pamuk tarafından verilen cevap oldu. Orhan Pamuk, Tanpınar’ın kendisi üzerindeki etkisini de ayrıca vurguladı. Bu etki üzerinde daha çok durmamız gerektiğini de düşünürüm. Tabii bu konuşmanın çok önemli bir başka cümlesi “yazarlarımızı bu kadar kolay harcamamamız” gerektiğiydi. Maalesef Tanpınar ve Atay örneklerinde de gördüğümüz gibi, biz edebiyatımıza mesafe kaydettirmiş yazarlarımıza yaşadıkları dönemde hak ettikleri kadar iyi davranmış bir millet değiliz. Bunun günümüzde Pamuk için de geçerli olduğunu düşünüyorum. Tanpınar ansiklopedisi n Tanpınar ilginç bir şekilde Türkiye’de farklı kesimler tarafından paylaşılamayan, belli ki farklı okumalara da açık bir yazar... Siz nasıl görüyorsunuz bu durumu?  Çok haklısınız, biz daha çok, günün moda ifadesiyle, “mahallelerin” birbirleriyle yarıştırdığı yazarlara alışığız. Tanpınar’da durum farklı. Onun her mahalleden okuru, sahip çıkanı var ama farklı nedenlerle. Herkes kendine göre bir Tanpınar portresi çiziyor ve çizdiğine inanarak yorumluyor Tanpınar’ı. Günlüğünde kendisi de “Gariptir ki eserimi sathi okuyorlar ve her iki taraf da ona göre hüküm veriyorlar” diye şikâyet eder bu durumdan. Bu ilgiye ve çekişmeye rağmen Tanpınar’ın yeterince okunduğu ve anlaşıldığı düşüncesinde değilim. Bunun için sadece onun metinlerini değil kaynaklarını da iyi okumuş ve değerlendirmiş olmak gerek. Tanpınar hakkında yorum yapılırken, yüzeysel okumalardan uzaklaşmak, onun referanslarını da kavramak şart. Merkezin çalışmalarından biri, Tanpınar metinlerini daha anlaşılır kılmak ve rahat okunmasını sağlamak için bir Tanpınar ansiklopedisi hazırlamak olacak. İKSV Galaları, 2018’i ‘Daha’ ile açıyor İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından 2016 yılında düzenlenmeye başlayan ve 20172018 sezonunda DHL sponsorluğunda gerçekleştirilen İKSV Galaları, yeni yılın ilk gösterimini “Daha” filmiyle yapacak. Onur Saylak’ın ilk kez yönetmen koltuğuna oturduğu, Hakan Günday’ın aynı adlı kitabından sinemaya uyarlanan film, 11 Ocak Perşembe akşamı 21.30’da Cinemaximum City’s Nişantaşı’nda gösterilecek. Filmin yönetmeni Onur Saylak da gösterime katılacak. Onur Saylak’ın yönettiği ‘Daha’ adlı filmin konusu şöyle: “Küçük bir sahil kasabasında yaşayan 14 yaşındaki Gaza, babası tarafından insan kaçakçılığı şebekesinin içerisine dahil edilir. Hayatını babasının baskıları ve gözlemlemek zorunda olduğu göçmenlerle geçirmek zorunda kalan Gaza’nın iki seçeneği vardır; ya bu suç dolu dünya üzerine yeni bir hayat kuracak ya da o da bir göçmen olacaktır.” Pelin Kırca’nın ‘Sivas’ resim sergisi Krank’ta Krank Art Gallery, Pelin Kırca’nın “Sivas” adlı solo projesine ev sahipliği yapıyor. Kaan Müjdeci’nin ilk uzun metrajlı filmi olan ve 2014’te Venedik Film Festivali’nde Jüri Büyük Ödülü’nü kazanan“Sivas” Pelin Kırca’nın eserine de ilham veriyor. Kırca, sergide filmin duygusal doku ve boyutundan esinli farklı ölçülerdeki suluboyalarını izleyiciyle paylaşıyor. T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI DEVLET OPERA VE BALESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İSTANBUL DEVLET OPERA VE BALESİ MÜDÜRLÜĞÜ YENİ YIL KONSERİ * 4 Ocak Saat: 20.00 NAPOLİTEN KONSERİ 5 Ocak Saat: 20.00 GrandPeraEmek Sahnesi Ankaralılara yeni yıl hediyesi Koman heykeli... Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Ali Artun ve Yaygara Güncel Sanat İnisiyatifi’nin başlattığı kampanya sonucu Seğmenler Parkı’ndan çalınmasının ardından bronz olarak tekrar dökülen İlhan Koman heykelinin açılışı mimarlar, sanatçılar ile vatandaşlar tarafından yapıldı. Mimarlar Odası Ankara Şubesi, “Heykeli Ankaralılara yeni yıl hediyesi olarak armağan ediyoruz” dedi. Büyükşe hir Belediyesi’nin yerine konulması için resmi olarak izin vermediği heykel, açılışı yapıldıktan sonra Mimar lar Odası Ankara Şubesi’ne sergilenmek üzere götürüldü. Açılış konuşmasını yapan Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “Heykelimiz nereye konursa önüne bu heykelin hikâyesi yazılacak. Bir zamanlar buradaydı çalındı ama Türkiye’de ilk defa bir sivil inisiyatif halk ve sanatçıların desteğiyle birlikte bağış toplanarak, onların desteğiyle yapıldı ve Ankaralıla ra yeniden armağan edildi.” Heykelin dökümünü yapan heykeltıraş İbrahim Şafak da, düşüncelerini şöyle ifade etti: “Bu heykelin dökümünü heykeltıraş Selim Kamer ile birlikte yaptık. Bu heykel yapımı için 3 ay çalıştık. Hocamızın yaptığının aynısını yapmak ve kaybolan eserden hiçbir farkı olmasın istedik. Onların dönemine ait teknikler kullandık. Elimizde bu kalıp olmasaydı yapabileceğimiz bir şey yoktu.” FINDIKKIRAN / P. İ. Çaykovski neoklasik bale 2 perde 6 Ocak Saat: 16.00 * / 9, 10 Ocak Saat: 20.00 * 13 Ocak Saat: 20.30 Zorlu Performans Sanatları MerkeziAnaTiyatro CARMINA BURANA / C. Orff oratoryo 12 Ocak Saat: 20.30 Zorlu Performans Sanatları MerkeziAnaTiyatro SİHİRLİ FLÜT (Tamino’nun Rüyası) * / çocuk operası 2 perde 14 Ocak Saat: 14.00 * Kadıköy Belediyesi Süreyya Opera Sahnesi Bilet satış için: www.dobgm.gov.tr / www.biletiva.com Kadıköy Belediyesi Süreyya Opera Sahnesi: 0216 346 15 31 / 120 121 C M Y B2 ocak ilan.indd 1 12/29/17 2:50 PM
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle