22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2012/30 Esas KARAR NO: 2015/482 Mahkememizin 2012/30 Esas sayılı dosyasına ilişkin olarak davacı İSTANBUL İL ÖZEL İDARESİ tarafından davalılar FİKRET YÜZATLI, HÜSEYİN AVNİ BAŞARPAN, SARRAF LAZARİ, DİMİTTİ, HİRİSTİYAN, MARİNA, POLEKSİNİ, NİKOLİ, PANDELİ, YORPİ ve OLGA aleyhine ikame edilen TAPU KAYDINDA ŞERHİN SİLİNMESİ davasının yapılan yargılaması gereğince; davalı HÜSEYİN AVNİ BAŞARPAN’ın adresi tespit edilemediğinden Dahili Davalı Fikret Yüzatlı mirasçıları vekili Av. Zehra Şahin tarafından sunulan Temyiz Başvuru Dilekçesinin ilanen tebliğine karar verilmiş olmakla; Avukat ZEHRA ŞAHİN Aziz Mahmut Hüdat Mah. Açık Türbe Sok, No: 52 D: 6 Üsküdar /İstanbul YARGITAY İLGİLİ HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMEK ÜZERE BAKIRKÖY 7. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ SAYIN HÂKİMLİĞİNE DOSYA NO: 2012/30 E. Temyiz eden DAHİLİ DAVALI: Fikrel YÜZATLI (mirasçıları) Mehmet Tulga YÜZATLI Zehra Sara YÜZATLI Mevhibe ANDAÇLAR VEKİLİ: Av. Zehra ŞAHİN Av. Merve GÜL Temyiz edilen DAVACI: İstanbul İl Özel İdaresi VEKİLİ: Av. Mehmet BAYRAKTAR KONU : Bakırköy 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/30 esas 2015/432 karar sayılı ve 01.12.2015 tarihli kararını yasa, usul ve içtihatlara aykırı olması sebebi ile BOZULMASI ile mağduriyetimizin önlenmesi bakımından tetkikat neticeleninceye kadar TEHİR 1 İCRA kararının verilmesi talebinden ibarettir TEMYİZ SEBEPLERİ Bidayet mahkemesince hiçbir yasal gerekçeye dayanmaksızın yasa ve usule ve Yargıtay kararlarına aykırı surette davanın reddine karar verilmiştir. Aşağıda arz edilen sebeplere binaen Bidayet Mahkemesi’nce verilen kararın yeniden tetkiki ve BOZULMASI talebi ile Yüce Makamınıza müracaat zarureti hasıl olmuştur. Şöyleki; I KARAR YASAYA AYKIRI OLARAK VERİLMİŞ BULUNMAKLA BOZMAYI GEREKTİRMEKTEDİR. Öncelikle Karar yasa ve usule aykırı verilmiş bulunulmakla bozulmalıdır DOSYADA MÜBREZ, BİLİRKİŞİ İNCELEMELESİ SONUCU VERİLEN 01.11.20I2 TARİHLİ BİLİRKİŞİ RAPORU YASA VE USULE AYKIRI BULUNMAKTADIR. II KARAR HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ ve YETERLİ OLMAYAN BİLİRKİŞİ RAPORU DAYANAK ALINMAK SURETİ İLE EKSİK TETKİKAT SONUCU VE DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİNDE HATAYA DÜŞÜLEREK YASA VE USULE AYKIRI VERİLMİŞ OLMAKLA KESİNLİKLE BOZULMALIDIR. Şöyleki; 1 DOSYADA MÜBREZ, BİLİRKİŞİ İNCELEMELESİ SONUCU VERİLEN 01.11.2012 TARİHLİ BİLİRKİŞİ RAPORU YASA VE USULE AYKIRI BULUNMAKTADIR. KARAR BİLİMSEL OLMAYAN, YETERSİZ, AÇIK VE NET OLMAYAN BİLİRKİŞİ RAPORU GEÇERSİZ, YETERSİZ, EKSİK TETKİKAT VE İNCELEME SONUCU VERİLMİŞTİR. MUHTEREM MAHKEMECE HÜKÜM TESİSİNDE DOSYADA MÜBREZ YASAYA VE USULE AYKIRI, GEÇERSİZ, EKSİK VE YETERSİZ BULUNAN, GEREKLİ İNCELEME VE TETKİKAT YAPILMAKSIZIN, OBJEKTİFLİKTEN UZAK OLARAK DÜZENLENMİŞ BİLİRKİŞİ RAPORU DİKKATE ALINMIŞ OLUP, KARAR BU NEDENLE BOZMAYI GEREKTİRİR. 2 6100 SAYILI HUKUK USULÜ MUHAKEMELER KANUNUNUN 266. MADDESİ GEREĞİ DOSYADA MÜBREZ 14.10.2014 TARİHLİ BİLİRKİŞİ RAPORU KENLEMYEKÛN YOK HÜKMÜNDEDİR, BU NEDENLE DOSYADA MÜBREZ 14.10.2014 TARİHLİ BİLİRKİŞİ RAPORU TAMAMEN GEÇERSİZ VE HÜKÜMSÜZDÜR. 6100 kanun numaralı HUKUK USULÜ MUHAKEMELER KANUNU’nun 266 maddesinde “MADDE 266 (1) Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz,” Denilmektedir. İşbu yasa maddesinin lafzından anlaşılacağı üzere Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Dosyada mübrez 14.10.2014 tarihli bilirkişi raporunu HUKUKÇU BİLİRKİŞİ FEVZİ SENCAN’IN düzenlediği tartışılmaz bir gerçektir. Yukarıda ifade olunan gerek kanun maddesinin (madde 266) ve gerekse kanun tasarısının gerekçesinin tetkikinden de anlaşılacağı üzere 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeler Kanununun 266 maddesi muvaccehesinde DOSYADA MÜBREZ 21.11.2011 TARİHLİ, BİLİRKİŞİ RAPORU GEÇERSİZ VE YOK HÜKMÜNDEDİR, YUKARIDA ARZ VE İZAH OLUNAN NEDENLERDEN DOLAYI 6100 SAYILI HUKUK USULÜ MUHAKEMELER KANUNUNUN 266. MADDESİ GEREĞİ GEÇERSİZ VE YOK HÜKMÜNDE BULUNAN YASAYA AYKIRI OLARAK DOSYADA YER ALAN BİLİRKİŞİ RAPORUNU KESİNLİKLE KABUL ETMİYORUZ. İŞ BU RAPORA KEELLEMYEKÜN GEÇERSİZ VE YOK HÜKMÜNDE OLMASI NEDENİ İLE BUNA DAYANARAK VERİLEN KARAR BOZULMALIDIR. 3 KALDİ Ki; GEÇERSİZ VE YOK HÜKMÜNDE OLAN BİLİRKİŞİ RAPORU YASA VE USULE, DAVA MEVZUUNA, DOSYADA MÜBREZ DELİLLERE VE MADDİ VAKIAYA AYKIRI OLARAK DÜZENLENMİŞ BULUNMAKLA BU RAPORA MESNED ALINARAK VERİLEN KARAR DA YASA VE USULE AYKIRI BULUNMAKLA BOZMAYI GEREKTİRİR. a Sayın Bilirkişi raporunu Yargıtay Tevhidi İçtihat Genel Kurulunun 04/06/1947 tarih ve 1 sayılı kararına dayandırarak gedik hakkının kendiliğinden sona erdiğini ifade etmektedir. Bilirkişinin işbu değerlendirmesi yasaya aykırıdır. 2981 sayılı kanunla 2805 sayılı kanunu yürürlükten kaldıran 24/02/1984 tarih ve 2981 sayılı kanunun 21. maddesiyle getirilen tasfiye hükmüyle “belediye hudutları ve mücavir sahalar içinde veya dışında bulunan gedik ve zeminler (örfübeldepaftos) tamamen muntafi ve münhedim olarak varlıklarını kaybedip kaybetmediklerine bakılmaksızın bu kanun hükümlerine göre tasfiye olunurlar. Tasfiyeye tabi tutulan taşınmaz mallardaki zemin hakları bedele çevrilmiştir “Zemin hakkı bedeli, ait olduğu taşınmaz malın zeminine ait olan emlak vergi değerinin 1/5’idir, Bu şekilde bulunacak zemin hakkı bedeli, tapu idaresine gedik sahibinin müracaatı halinde zemin hakkı sahibi adına emaneten milli bir bankaya yatırılır. Müracaat edilmediği takdirde zemin hakkı sahibi lehine kanuni ipotek tesis edilir.” Zemin hakkı bedelinin 1/4 ü peşin, bakiyesi en geç üç yıl içinde yıllık eşit taksitlerle ödenir ve bu bedele bankaca vadesiz mevduat faizi uygulanır. Peşin miktar ve taksitler 40.000TL’ den az olamaz, Bu işlemlerden sonra tapu sicilinde gerekli terkin ve tahsisler resen yapılır. Bankaya emaneten yatırılan veya İpotekle temin edilen zemin hakkı bedeli üzerindeki iddialar genel hükümlere tabidir.” Yargıtay Tevhidi içtihat Genel Kurulunun 04/06/1947 tarih ve 1 sayılı kararında; “bu yerler hakkında, Medeni Kanunun sureti Mer”iyet ve Şekli Tatbiki Hakkındaki Kanunun 39. maddesinin yeniden tesisleri kabil olmayan haklara ilişkin hükümlerinin uygulanması lazım geldiği” içtihadında bulunmuş, örfü belde ve paftosun büsbütün muntafi ve münhedim olması halinde, ilişkin bulundukları zeminin bu haklardan kurtulacağı neticesine varılmıştır. Bu kararın yukarıda islenen kanunlarla getirilen tasfiye hükümleri karşısında işlerliği kalmadığı açıkca anlaşılmaktadır. b Sayın Bilirkişi raporunu 03/05/1985 tarih ve 3194 sayılı imar kanununun gecici 5. maddesinde dayandırarak gedik hakkının kendiliğinden sona erdiğini ifade etmektedir. Bilirkişinin işbu değerlendirmesi yasaya aykırıdır. Bu tasfiye hükmü 03/05/1985 tarih ve 3194 sayılı imar kanununun geçici 5. maddesinde de yukarıda anılan kanun çerçevesindeki tasfiye hükmü aşağıdaki gibi yeniden dile getirilmiştir. Örfü belde, paftos: Geçici Madde 5 Belediye hudutları ve mücavir sahalar içinde veya dışında bulunan gedik ve zeminler (örfü beldepaftos) tamamen yıkılıp yok olarak (müntafi ve münhedim) varlıklarını kaybedip, kaybetmediklerine bakılmaksızın bu Kanun hükümlerine göre tasfiye olunurlar. Tasfiyeye tabi tutulan taşınmaz mallardaki zemin hakları bedele çevrilmiştir. Zemin hakkı bedeli, ait olduğu taşınmaz malın zemine ait son emlak vergi değerinin 1/5’idir. Bu şekilde belirlenecek zemin hakkı bedeli, tapu idaresince gedik sahibinin müracaatı halinde zemin hakkı sahibi adına emaneten milli bir bankaya yatırılır. Müracaat edilmediği takdirde zemin sahibi lehine kanuni ipotek tesis edilir, Zemin hakkı bedelinin 1/4’ü peşin, bakiyesi en geç üç yıl içinde yıllık eşit taksitlerle ödenir ve bu bedele bankaca vadesiz mevduat faizi uygulanır. Peşin miktar ve taksitler 40.000 TL.’den az olamaz. Bu işlemlerden sonra tapu sicilinde gerekli terkin ve tashihler resen yapılır. Bankaya emaneten yatırılan veya ipotekle temin edilen zemin hakkı bedeli üzerindeki iddialar genel hükümlere tabidir. Yargıtay Tevhidi İçtihat Genel Kurulunun 04/06/1947 tarih ve 1 sayılı kararının yukarıda işlenen kanunlarla getirilen tasfiye hükümleri karşısında işlerliği kalmadığı açıkca anlaşılmaktadır. KISMEN GEÇERSİZ VE YOK HÜKMÜNDE OLAN DAVA MEVZUUNA. DOSYADA MÜBREZ DELİLLERE VE MADDİ VAKIAYA, YASA VE USULE, AYKIRI OLARAK EKSİK VE YETERSİZ OBJEKTİF OLMAKTAN UZAK SURETTE DÜZENLENMİŞ BULUNMAKLA BU NEDENLERDE BİLİRKİŞİ RAPORUNA DAYANILARAK VERİLEN KARAR DA YASA VE USULE AYKIRI BULUNMAKLA BOZMAYI GEREKTİRMEKTEDİR. NETİCEİ TALEP: Yukarıda arz ve İzah edilen sebeplere binaen ve Yüce Yargıtay’ca res’en göz önüne alınacak sebeplere binaen Bidayet Mahkemesince verilen kararının yasa, usul ve içtihatlara aykırı olması sebebi ile yeniden tetkiki ile BOZULMASINA, mağduriyetimize engel olunması bakımından tetkikat neticeleninceye kadar TEHİRİ İCRA KARARI VERİLMESİ ve temyiz tetkikatının DURUŞMALI yapılmasına yargılama masraflarının ve ücreti vekaletin davalılara tahmiline karar verilmesini saygı ile bilvekale arz ederiz. TEMYİZ EDEN DAHİLİ DAVALILAR VEKİLİ AV. ZEHRA ŞAHİN Tebliğ yerine geçmek üzere ilanen tebliğ olunur. 05/12/2017 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’te (Basın: 735853) T.C. BÜYÜKÇEKMECE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2017/369 Esas KARAR NO: 2017/425 Davacı VAHİP YAKUPOĞLU aleyhine mahkememizde açılan Nüfus (Ad Ve Soyadı Düzeltilmesi İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda; Davacının davasının KABÜLÜNE, İSTANBUL ili, BEYLİKDÜZÜ ilçesi YAKUPLU Mah/Köy, Cilt 16 Hane 228 de nüfusa kayıtlı FEİZ MUHAMMED ve NEFİSE oğlu, 03/09/1988 doğumlu, 70807207438 T.C. No’lu VAHİP YAKUPOĞLU’nun kayden VAHİP olan isminin “VAHEEB” olarak, kayden olan YAKUPOĞLU olan soyisminin “YAKUB” olarak tashihen TESCİLİNE, ilamın gazetede ilanına, davacının çocukları olduğundan kararın çocuklarına da sirayet ettirilmesine karar ilan olunur. Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’te (Basın: 735968) T.C. İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN Sayı: 2017/171 Esas 1 Davanın kabulü ile, Sivas ili, Suşehri ilçesi, Gümüştaş Köyü, Cilt N: 81 Hane No: 14 T.C. 10074023782 doğum tarihi 28/02/1978 davacının “ERSOY” olan adının “ERSAY” olarak düzeltilmesine, ilan olunur. Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’te (Basın: 735837) Pazar 14 Ocak 2018 8 [email protected] ekonomi TASARIM: SERPİL ÜNAY Adalet devletin temelidir, dünyevi mülkün değil “‘Adalet mülkün temelidir’ mahkeme salonlarına asılacak bir süs objesi değildir” diyen Özgür Mumcu’nun bıraktığı yerden sürdürelim. Tekrarında sakınca yok. Bu sözdeki “mülk”, yönetenlerin büyük sarayları, yazlık malikânelerini anlatmıyor. Oradaki mülk, devlet... Seçimle yetki aldıkları için kurumlarını yönettikleri, bütçesinden kaynaklar dağıttıkları devlet var ya hani? İşte o. Şimdi “mülk”te deprem var. Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) AltanAlpay başvurusuna dair hak ihlali kararını, tebligatı bahane etmeden, öğrendiğinde tahliye kararı vermesi gereken ağır ceza mahkemesi bunu yapmadı. Aslında büyük türbülans, AYM’nin “OHAL KHK’lerini denetlemem” mealindeki kararıyla başlamıştı zaten. O karar “sayesinde”dir ki, sivil milislere ceza muafiyeti, keyfe göre ihale düzeni, Varlık Fonu’na kamu bankası devir gibi icraatlar OHAL KHK torbalarına konup konup paketlendi. O karar çıktığında 81 milyonun temel hak ve özgürlüklerine indirilen darbelerin yanı sıra, AYM’nin varlığını da tartışmalı hale getirdiği çok söylendi. Bugün yerel mahkemenin kişi özgürlüğünü gasp eden AYM’yi tanımaz tutumu, 90 içtihadından çıkmanın vahim sonuçlarından biridir. AYM; OHAL KHK’sine dair iptal başvurusunu reddederken “ben yetkisizim” demişti. Gelinen noktada yerel mahkeme de kendini AYM kararıyla bağlı hissetmiyor. Net: Yüksek Mahkeme 1990 yılındaki içtihadıyla bağlı kalma iradesini gösterseydi, bugün bu tartışmaları yapmıyor olurduk. TVF’de ‘bağımsız denetim’ bağları Önceki yazıda duyurduk. Türkiye Varlık Fonu’nun (TVF) 2017 bağımsız denetimini Baker Tilly Güreli Yeminli Mali Müşavirlik yapacak. Ticaret Sicili’nde geçen adıyla Güreli’nin denetleyeceği TVF; 40 milyar dolarlık kamu sermayeli şirket/banka portföyünü elinde tutuyor. TVF’nin Sayıştay denetimi dışında tutulması; “bağımsız denetim”in görevini, daha önemli ve ağır sorumluluğa dönüştürecektir. OHAL rejiminin sağladığı kudretle bir gecede devredilmiş kamu şirketlerini yöneten bir şirketin, bir başka özel şirket tarafından denetlenmesi gibi kendi yönetim pratiğimizde benzeri olmayan bir süreçten söz ediyoruz. Güreli, sektörde dene yim ve birikimiyle, bilinirliği yüksek bir marka. Yönetim Kurulu Başkanı avukat Hüsnü Güreli, aynı zamanda Türkiye Futbol Federasyonu Başkanvekili, icra kurulu üyesi. Camiada Beşiktaş’ı halka arza hazırlayan isim olarak da tanınıyor. TOGEMDER destekçisi Cuma günkü “Varlık Fonu’nun denetimi” yazım üzerine bir okuyucumdan mesaj aldım. Adı bende saklı okurum, daha önce Rıza Sarraf avukatlarının New York mahkemesine sunduğu belgeye dayanarak yazdığım yazıyı hatırlatıyor. O yazımda, Sarraf’ın TOGEMDER’e (Toplumsal Gelişim Merkezi Eğitim ve Sosyal Dayanışma Derneği) yaptığı açıklanan 4.6 milyon dolarlık bağışı ve nereye harcandığını sormuştum. Okurum TOGEMDER’in yöneticileri ve destekçilerine bir daha göz atmamı rica ediyordu. Dernek sitesindeki destekçiler arasında “AsumanHüsnü Güreli” çifti de yer alıyor. Asuman Güreli yanı sıra derneğin önceki dönem yönetiminde sayman olarak da görev yapmış. “Ne var bunda?” diyebilirsiniz. Gazeteciliğin bir işlevi de toplumsal hafızaya arada bir hatırlatma katkısı sunmaktır diyelim. Konya E Tipi Cezaevi’nde neler oluyor? Mülkiyeliler işi Özaltın’da Mülkiyeliler Birliği’nin Ankara’daki misafirhanesi, depreme dayanıklı olmadığı gerekçesiyle yıkıldı. Çankaya Belediyesi Başkanı Alper Taşdelen yerine kültür sanat merkezi yapılacağını duyurdu. Hiçbiri hayatta olmayan Uğur Mumcu’nun, Aziz Nesin’in sohbetlerine, Ece Ayhan’ın konaklamasına ev sahipliği yapmış ve mütevazılığından olsa gerek değersizleştirilmeye çalışılan bu binanın, salt üç ismin hatrına, nasıl ayakta tutulacağının yollarının araştırılması gerekirdi. Şehir hafızası ve ruhun korunmasına ek olarak. Fakat geçen hafta bunu yazmamın rahatsızlık yarattığını anlıyorum. Oysa binanın güçlendirilerek ayakta tutulabileceğini, temennilerimle uydurmamıştım. AÜ Jeoloji Mühendisliği Fakültesi’nin raporu Mülkiyeliler kayıtla rında mevcut. Keza Kültür Bakanlığı 1 No’lu Koruma Kurulu’nun restorasyon projesine verdiği onay da. Yeni proje Çankaya Belediyesi ile Mülkiyelilerin uzlaşmasıyla hayata geçecek. Pırıl pırıl olacak, medeni olacak. İyi hoş. İyi hoş da bir türlü bu yeni binayı kimin yapacağı ve inşaat maliyeti açıklanmıyor. Ne Mülkiyeliler açıklıyor bu iki bilgiyi ne de Çankaya Belediyesi. Nedenini anlamak güç. Geçen hafta bağış sözleşmesi yapıldığını belirttiğim firmanın adının Özaltın İnşaat olduğunu açıklıyor ve tekrar soruyorum. Sponsorluğun özünde adın mümkün olduğunca duyulması vardır. Siz hiç sponsor olan bir şirketin sponsorluğunun saklanmasını istediğini duydunuz mu? Yapılan bağış sözleşmesi gerçekten karşılıksız mı? Bir mektup. Konya E Tipi Kapalı Ceza ve İnfaz Kurumu’ndan gönderilmiş. Alıcı: İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu. Gönderenin adı değil anlattıkları önemli. Tek dileği, kendilerine yaşatılanların bir cümleyle de olsa duyulması. Buyrun: İstif halinde yaşanan bir cezaevi. 1520 kişilik koğuşlarda 5060 kişi, 68 kişilik koğuşlarda 2025 kişi kalıyor. Yürürken sürtünmeden geçmek imkânsız. 50 kişinin kaldığı koğuşta bir banyo, bir tuvalet. Bir doğal ihtiyaç için bazen 1.5 saat sıra bekleniyor. Banyo ise dar mı dar. Sıcak su sürekli değil. Temizlik için fırça lazım ama fırçalar toplanmış. Bazı koğuşların duvarlarında aşırı rutubet ve akıntıdan dolayı küf ve mantar. Koğuşta çamaşır yıkama alanı yok. Buz gibi havada beton bahçede leğende. Her satır birbirinden ürpertici. Bakın ne oluyor Konya E Tipi Cezaevi’nde: Açık görüşlerde el bilekleri damgalanıyor. Sıra numaraları tükenmez kalemle el bileğine yazılıyor.Her satır, insanlığımızı biraz daha öldürerek uzayıp gidiyor. Konya Cezaevi’nde neler oluyor? 7. Cadde’yi yayalaştırmak “Bahçeli 7. Cadde’nin yayalaştırılması” referandumu kulağa hoş geliyor. Ne kadar demokratik... Bir semtin sakinlerine fikri soruluyor. Fakat göründüğü kadar masum mu, emin olamıyor insan. Nedeni ne mi? Ankara’nın en köklü semtlerinden biri olan Bahçelievler’in, Cumhuriyet Başkenti yapılanmasında özel bir konumu ve tarihi var. 7. Cadde ve civarı şu anda imar ve emlak bakımından çok değerli bir alan... Ankara’nın çehresini değiştiren konut şirketlerinin gözünün burada olduğu konuşuluyor. Ve tabii kâh bölüşülecek, kâh takas edilecek muhtelif pastalar pastalar... Bu konuya tekrar değineceğim. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle