23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 14 Ocak 2018 Berberoğlu’nun fotoğrafının üzerinde “Buluşacağız, özgürlükte. Yarınlar bizim” yazılı pankartlar asıldı. ‘Bu Hitler BERBEROĞLU VE BAYKAL’DAN MESAJ Kongreye mesaj yollayan CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu “Ne bir pişmanlık ve ne de suçluluk duygusundan eser yok. Müteahhit bürolarında ve avukat ofislerinde değil, cephelerde, savaş meydanlarında kurulmuş bir partinin onurlu üyesi olarak ne siz dava arkadaşlarımı ne de canımdan çok sevdiğim ailemi mahcup edecek hiçbir eylemim olmadı, olamaz da. Dava arkadaşlarımın katılımı ve sağduyusu ile demokrasi şöleni olarak geçeceğinden emin olduğum İstanbul kongresine iktidar yolunda başarılar diliyorum. İlk seçimlerle birlikte ülkemizde CHP’li günlerin yakın olduğu umudumu paylaşmak istiyorum. Aranıza en kısa sürede dönmek ve özlem gidermek dileği ile herkese sevgi ve saygılarımı sunuyorum” dedi. CHP Antalya Milletvekil ve eski Genel Başkan Deniz Baykal da kongreye mesaj gönderdi. Baykal mesajında “İstanbul il kongremize başarılar diliyorum. Sonuçlar partimize ve düzeni’ülkemize hayırlı olsun” ifadelerini kullandı. CHP İstanbul İl Kongresi’nde konuşan Kemal Kılıçdaroğlu, AYM kararını tanımayan hâkimleri eleştirip Türkiye’de yargının iflasa gittiğini söyledi Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) 36. İstanbul İl Kongresi Bostancı Gös teri Merkezi’nde büyük bir coş ku içinde gerçek leştirildi. Mevcut İl Başkanı Cemal Canpolat ve PM üyesi Canan Kaf ALİ AÇAR tancıoğlu yarıştı. Seçimler her iki adayın da ortak talebiyle blok liste halinde ger çekleştirildi. Divan Başkanlığı’na her iki adayın da ortak imzasıyla eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay seçil di. Burada konuşan Oktay, Er genekon davasında yargılandı ğı süreci anımsatarak, kendisi nin divan başkanlığına seçilme sine destek veren herkese te şekkür etti. Seyfi Oktay, Bahri ye Üçok, Uğur Mumcu, Necip Hablemitoğlu, Erdal İnönü ve İs mail Cem gibi isimleri de say gıyla andığını söyledi. Seyfi Ok tay, Türkiye’nin Cumhuriyet ön cesine götürülmek istendiğini, aymazlığın devam etmesi halin de rejim açısından sıkıntılı bir sürecin ortaya çıkacağını söyle di. Divanın oluşturulmasının ar dından Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları ile tüm şe hitler için yapılan saygı duru şu ve istiklal marşının ardından kongreye geçildi. CHP Genel Başkanı Kemal Kı lıçdaroğlu burada yaptığı konu şamada, 2019 İstanbul yerel se çimlerinde İstanbul’u kazana caklarını, “Biz bu kente ihanet edenleri temizleyeceğiz. Biz İs tanbul ve Türkiye’de namuslu siyaseti egemen kılacağız” dedi. Hapiste vekil olmaz Kılıçdaroğlu, “Bu kongrede temel bir eksiğimiz var. Hapisha Kılıçdaroğlu, İstanbul il kongresinde hükümete yüklendi. nede bir milletvekili arkadaşımız var. Hiçbir günahı olmamasına karşı aramızda olmayışı demokrasinin ve hukuk sisteminin ayıbıdır, hukukun siyasallaşmasadır. Milletin oyları ile seçilen milletvekilleri hapishanede değil, parlamentoda olmalı. Hiçbir milletvekilinin hapiste olmasını istemiyoruz. Bu demokrasinin ayıbıdır ve onları hapishaneye koyan yargıyı kınıyorum” dedi. AYM’nin Şahin Alpay, Mehmet Altan kararına değinen Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin iflas eden bir yargı ile karşı karşıya olduğunu belirterek, “Bütün demokratik ülkelerde kararı hâkimler verir. Siyasi otorite bütün gücü elinde topluyor. Hükmü veren, suçluyu belirleyen organ sarayda oturan zattır. Onun arkasından savcı ve hâkimler geliyor. 1940’ların Hitler Almanyası ile 2010’ların Türkiyesi aynı koşulları yaşıyor. Anayasa Mahkemesi kararını tanımayan hâkimler Füh rer düzeni karar almışlardır. Bunu söyledim diye savcılar ve hâkimler harekete geçecek ama geçmezseniz namertsiniz. Sanıyorlar ki üzerimize gelecekler ve geri adım atacağız. Biz bizim gibi düşünmeyenlerle de bu topraklarda yaşamak istiyoruz” dedi. Hâkim ve savcılara da seslenen Kılıçdaroğlu, “Hukukun onurunu koruyacak olanlar sizsiniz. Hukuk devletini savunacak olan sizsiniz. Siyasi otoritenin baskısı altında kalınırsa Türkiye’yi Hitler dönemine taşırsınız. Hukuktan, adaletten ayrılmamak sizin göreviniz olmalı. Başbakan ilk mahkemenin kararı geçerli diyor. O zaman Yargıtay’ı, Danıştay’ı ve Anayasa Mahkemesi’ni de kapat. AİHM’den çık, hâkimleri saraya taşı. Ya adaleti sağlayacaksınız ya da sarayın kulu ve kölesi olacaksınız. Gece yarısı hâkimler ve savcılar değiştirilirse ben oraya kuşku ile bakarım” diye konuştu. NOTLAR l Partililer ve delegeler CHP İstanbul İl Kongresi için dün sabah saat 10.00 sıralarında salona girdi. Adaylardan Canan Kaftancıoğlu salona ilk giren isimdi. Kadınlardan büyük ilgi gören Kaftancıoğlu, “İstanbul’a yakışır, Kaftancıoğlu” sloganları ile karşılandı. Cemal Canpolat ise salona CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte girdi. Bu sırada salonda sık sık “Hak hukuk adalet” sloganları atıldı. l CHP’nin 30’a yakın milletvekili ile birlikte, DİSK Genel Başkanı Kani Beko, Gıda İş Sendikası Genel Başkanı Seyit Aslan, EMEK Partisi Genel Başkan Yardımcısı Levent Tüzel, eski İBB Başkanı Nurettin Sözen, KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen, KESK Genel Sekreteri Ramazan Gürbüz ile Saadet Partisi ve çeşitli siyasi partilerin temsilcileri katıldı. l Kongrede iki adayın yanı sıra Beylikdüz Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, eski İstanbul milletvekilleri Süleyman Çelebi ve Kadir Gökmen Öğüt, Berhan Şimşek ve Ali Kemal Kumkumoğlu, PM üyesi Tuğba Ütebay, milletvekili Gülay Yedekçi birer konuşma yaptı. l CHP İstanbul İl Başkan Yardımcısı Avukat Muhterem Aktaş’ın konuşma yaptığı sırada tansiyon yükseldi. Ümraniye, Sarıyer ve Bahçelievler’de delege seçimi sırasında usulsüzlük yapıldığı iddiaları üzerine tribünlerde tepki oluştu. Alkışlarla ve sloganlarla Aktaş’ın konuşmasını engelleyen gruba zaman zaman divandan uyarı geldi. Kongrenin çalışamaz hale geldiğini söyleyen divan başkanı Seyfi Oktay, partilileri sık sık uyardı. Divan gerilimin daha fazla artmaması için Muhterem Aktaş’ı da konuşmasını bitirmesi konusunda uyardı. Delegelerin dinlediğini söyleyen Aktaş bir süre sonra konuşmasını sonlandırdı. İZLENİMLER / MİYASE İLKNUR Mustafa Kemal’in askerleri Mustafa Kemal’in yoldaşlarına karşı CHP’nin İstanbul İl Kongresi’nde “Mustafa Kemal’in Askerleri” ile “Mustafa Kemal’in Yoldaşları” karşı karşıya geldi. “Mustafa Kemal’in Askerleri” Cemal Canpolat’ı, Mustafa Kemal’in Yoldaşları” ise Canan Kaftancıoğlu’nu destekleyenlerin argümanıydı. Şimdi bu okurlarımız bu tartışma da nereden çıktı diye merak edeceklerdir. Efendim, konu Kaftancıoğlu’nun adaylığını açıklamasından sonra onun eski tweetlerinden birisinin yeniden dolaşıma sokulmasıyla başladı. Kaftancıoğlu’nun “Mustafa Kemal’in askerleriyiz sloganını doğru bulmuyorum. Asker deyimi militer bir deyim. O nedenle Mustafa Kemal’in yoldaşlarıyız” sloganı daha doğru bir slogan olur” şeklindeki tweeti mevcut il başkanı Canpolat’ı destekleyenlerce eleştiri konusu olmuş, günlerdir sosyal medyada ve parti kulislerinde köpürtülmüştü. O nedenle Kaftancıoğlu her konuşmasında “Mustafa Kemal’in yoldaşlarıyız” sözüne sahip çıkmakla birlikte sıkça Mustafa Kemal’e ve cumhuriyetin kuruluş ideolojine selam göndermek zorunda kaldı. Bu terminoloji ayrımı salona da hâkim oldu. Bostancı Gösteri Merkezi’ndeki kongre divan başkanı tartışması yaşanmadığı halde bir saatten fazla gecikmeli açıldı. Divan Başkanı tartışması yaşanmadı derken salonda yaşanmadı demek istedik. Kongreden bir gün önce Canpolat grubu divan başkanı olarak Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan’ı önermişti Kaftancıoğlu grubuna. Ancak Kaftancıoğlu’nun karargâhında Tezcan ismi kabul görmedi. Tezcan’ın taraf olduğunu ve Beykoz ilçe kongresinin iptal kararında payı olduğu gerekçesiyle reddedildi. Gecenin ilerleyen saatlerinde bu kez eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay ismi önerildi yine Canpolat grubu tarafından. Kaftancıoğlu ekibi bu ismi kabul etti. Böylece Divan Başkanı yarışı yaşanmadı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, salona divan henüz oluşmadan geldi ve uzun olmayan bir konuşma yaptı. Kılıçdaroğlu, diğer CHP kongrelerinden farklı olarak İstanbul’da “Hiç kimsenin kimliğini siyasete alet etmeyiz” sözlerine özel vurgu yaptı. Delegeler konuştu Bakırköy delegesi İbrahim Yener, “Türkiye orta gelir tuzağından, par Salondaki kadınların çoğunluğunun desteği Kaftancıoğlu’naydı. timiz ise orta oy tuzağından çıkamıyor bir türlü” diyerek partinin büyütülemediğinden yakındı. Eski il yöneticilerinden Mehmet Aslan’ın belediye başkanlarını ve PM üyelerini eleştiren konuşması tribünlerden epey alkış aldı. Bir önceki dönem il yönetiminde görev yapan Metin Kaya’nın konuşması salonu hayli gerdi. Kaya’nın, Canan Kaftancıoğlu’nu kastederek “Bu parti 10 Aralık hareketinden gelenlerin yönetebileceği bir parti değildir” sözleri tribünlerde yer yer küçük kavgalara neden oldu. Cumhuriyetçilere selam Çekilen kura sonucu ilk konuşmayı Canan Kaftancıoğlu yaptı. Kaftancıoğlu konuşmasına hapisteki gazeteciler, Ahmet Şık, Murat Sabuncu, Akın Atalay ve partinin milletvekili Enis Berberoğlu’na selam gön dererek başladı. Bol bol Atatürk vurgusu yapan Kaftancıoğlu’nun “İstanbul’u İstanbul’dan yöneteceğiz, Yalova’dan ya da Sinop’tan yönetmeyeceğiz” sözleriyle Cemal Canpolat’ı destekleyen Yalova Milletvekili Muharrem İnce ile bir önceki dönem Sinop, bu dönem ise İstanbul milletvekili olan MYK üyesi Engin Altay’a göndermede bulundu. Canpolat sıra kendisine geldiğinde “Bir gecede 18 ilçeyi görevden alanlar bize demokrasi dersi veremez” diyerek Kaftancıoğlu’nun il yönetim kurulu üyesi, onu destekleyen eski il başkanı ve şimdi İstanbul Milletvekili olan Oğuz Kağan Salıcı’ya çaktı. Canpolat konuşmasının son bölümünde ise icazetle İstanbul’a il başkanı seçtirilmek istendiğini ve bazı belediye başkanlarının il başkanlığına destek vermediğini söyleyerek Kaftancıoğlu’na destek veren belediye başkanlarını eleştirdi. Başkan adaylarının divana adaylık başvuruları yaşandığında ilginç bir durum ortaya çıktı. Bir o kadar da komik. Canpolat’ın adaylık başvurusuna 354 delege imza atmıştı. Kaftancıoğlu’nun dilekçesinde imza belirtilmedi ama “üç yüzün üzerinde” denildi. Kaftancıoğlu’nun kurmay heyetine sorduğumuzda “346 delegenin imzası var” dediler. İki adaya imza veren delege sayısını topladığımızda 690 delege ediyor. Oysa toplam delege sayısı 654. Bu durumda CHP İstanbul’da delegelerin kazanı doğurmuş. EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: İLKNUR FİLİZ haber 5 Laik demokrat medya!.. Birkaç gündür gazetelerde, “Poliste şeriatçı örgütlenme” başlıklı haberler yayımlanıyor; Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı’nın uzun bir çalışma sonucu hazırladığı rapora değinilip şöyle deniliyor: “İrtica örgütlerinin polis kolejleri ile polis akademisinde kadrolaşma için büyük çalışma yaptığı belirtildi...” Rapor “çok gizli” ve 10 Mart 1992 yılında hazırlanmış... Raporun bir bölümü şöyle: “Elde edilen bilgiler doğrultusunda yapılan takiptarassut ve tahkikatlarda, Ankara Polis Koleji öğrencilerinin yüzde 50’sine yakın bir kesimi ile çeşitli şekillerde temas kuran örgüt elemanları, kendilerine yakın olanlar üzerindeki ajitasyon çalışmalarını sistemli olarak yürütmektedirler. Çeşitli görünüm altında kurulan vakıf ve açılan evlerde ailelerinin izniyle yetiştirilen zeki, çalışkan öğrencilerin meslek okullarına yerleştirilme planında polis kolejleri de payını almıştır. Cumartesi ve pazar günleri öğrenciler, sınıf imamlarının belirlediği adreslerde 56 saatlik eğitim çalışmasına katılmaktadır. Akademi ve kolej öğrencilerini karşılaştırmamaya özen gösteren bu kesim, öğrencilere sivil elbise giydirip daha sonra toplantı evlerine gitmelerini sağlıyor.” 10 Mart 1992’de Başbakan Süleyman Demirel, Başbakan Yardımcısı ise Erdal İnönü’dür... HHH Haberi yayımlayan gazete, raporda, “Fethullahçılar” olarak bilinen Nurcuların adını açıklamak istemiyor... Saygı Öztürk imzalı haberde, mutlaka “Fethullahçı” gençlerin adının geçtiğini tahmin ediyorum. Bu, bir yana benim de elimde olan raporda, “Fethullah Gülen’in talebeleri” cümlesi yer almaktadır... Sanırım, haber sekreteri arkadaş, yöneticilerin “uyarısı” üzerine rapordan bu cümleleri çıkarmış... Saygı Öztürk, “çok gizli” raporu 1994 yılında Hürriyet’te yayımlamıştı. Her zaman olduğu gibi Fethullah Gülen’in avukatları haberi tekzip etmişlerdi... Cumhuriyet okurları anımsarlar. Fethullah Gülen’le ilgili yaklaşık 200 yazı yazdım. Fethullahçıların, polis kolejlerinde, askeri okullarda ve Milli Eğitim’de nasıl örgütlendiklerini uzun uzun anlattım... Türkiye, REFAHYOL sayesinde irticayla tanışmadı; Fethullah Gülen, Turgut Özal’dan Bülent Ecevit’e, Mesut Yılmaz’a dek pek çok siyasetçiyle ilişki kurdu ve “şeriatçı örgütlenmeyi” gerçekleştirdi. Fethullah Gülen bununla da ye Tarihe not düşmek için 17 tinmeyip “medya patronları”nın gözüne girdi, kendisiyle ilgili yayınları önlemesini bildi... Sabah gazetesi, dün polisteki şeriatçı örgütlenmeyi haber yapmış ama tek satır Fethullahçılardan söz etmiyor... RP’li Şevki Yılmaz’la, Hasan Hüseyin Ceylan’ın konuşmalarını yayımlamak “şeriatla mücadele”, Fethullah Gülen’in poliste örgütlenmesinde adını yazmamak “ılımlı İslam” masalına inanmak oluyor... Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı’nın “çok gizli” raporunda adı geçen Polis Akademisi öğretim üyeleri Ali Şafak, Rıfkı Kaymaz, İbrahim Okatan, Bilal Coşkun, İsmet Toprak, Remzi Fındıklı, Ahmet Karaaslan, Ahmet Eyicil “Fethullahçı” değiller mi? Bu kişiler rapora göre, “Şeriat düzeni, demokratik cumhuriyet düzeninden daha iyidir” demediler mi? Ali Şafak, Atatürk’e karşı söylediği sözlerle tepki toplayan Kayseri Belediye Başkanı Şükrü Karatepe’yi açılan soruşturmada aklayan kişi değil mi? Şükrü Karatepe,eski bir Fethullahçı olarak bilinmiyor mu? Yeni Yüzyıl gazetesi durduk yere Fethullah Gülen dizisi niye hazırladı acaba? Hocayı aklamak için! Kamuoyunun bir bölümü bugünlerde “ılımlı İslam”ı tartışıyor. Kimileri Fethullah Gülen’i öve öve bitiremiyor... Fethullah nerede? Amerika’da... Fethullah, Amerika’da bazı önemli kişilerle görüştü mü? Evet görüştü! Kimdir bu kişiler? Bazı devlet ve istihbarat görevlileri olduğu söyleniyor!.. Adları? Şimdilik vermiyoruz!.. Hasta mı? Öteden beri şekeri ve kalp rahatsızlığı var, ancak Amerika’da tedavi görmüyor!.. Fethullah, New York’ta bir doktora öğrencisinin evinde kalmıyor mu? Evet! Türkiye’ye ne zaman dönecek? Orası belli değil! Neden? Kendisine dokunulmaması için güvence istiyor... HHH Çok açık söylüyorum: ANASOLD irticayla mücadele edemez. İrtica için asıl tehlike tarikatlar ve dolayısıyla Fethullahçılar hem Mesut Yılmaz’ın hem de Bülent Ecevit’in çevresini kuşatmışlardır. Göreceksiniz ne polis ne de Milli Eğitim’deki “şeriatçı örgütlenme” çözülecektir. Fethullahçıların ardında büyük parasal güç ve “laik demokrat” medya vardır... İrticayla mücadele; devlet erkini elinde tutan siyasi iktidarın ve laik, demokrat medya patronlarının gözlerinin açılmasıyla olur!... Bu yazı 5 Ağustos 1997 tarihinde yayımlanmıştır. İKİ ADAY SÖYLEMDE BİRLEŞTİ ‘Diktatörlüğe dur diyeceğiz’ vurgusu Kongrede saat 16.00’ya kadar aday olmak isteyenler için verilen süre konuşmalar uzayınca 17.30’da sona erdi. Adaylardan ilk konuşmayı Canan Kaftancıoğlu yaptı. Gezi şehitlerini selamlayan Kaftancıoğlu, İstanbul’u haramilerin saltanatından kurtarmak için aday olduğunu söyledi. Kaftancıoğlu konuşmasını özetle şöyle sürdürdü: “İstanbul’u alan Türkiye’yi alır. 2019 seçimleri 1923’e reklam arası diyenler ve Atatürk’ü silmek isteyenler ile Cumhuriyete, demokrasiye inananlar, adalete gönül verenler arasında geçecek. Bu işin şakası yok. Bu ülkeyi tek adam rejiminden kurtarmak için kadroları seçeceksiniz. Bu ülkeyi en büyük gazeteci hapishanesine çevirdiler. Adalet duygusu olan herkes bir araya gelmeli. Bu yolda CHP lokomotif olmalı.” Cemal Canpolat ise “Tutsak olan Enis Berberoğlu’nun bir an önce rehinlikten kurtarılmasının, ayağa kalkmanın zamanı geldiğini belirtmek is tiyorum. Selahattin Demirtaş başta olmak üzere diğer partilerin milletvekilleri ve belediye başkanları da bırakılmalı. Hayır cephesi ile diktatörlüğe dur diyeceğiz. Yüzde 51’i çıkarmak için Türklerle Kürtlerin bir arada olmaya ihtiyacı vardır”dedi. Canpolat şöyle devam etti: “Ayrıştırmak isteyenlere inat birlikte saz çalacağız, kemençe çalacağız, ülkenin bağımsızlığını ve demokrasisini savunacağız. Bizi eleştirmek yerine 18 ilçeyi gerekçesiz görevden aldığınız döneme bakacaksınız. Genel Başkanımızın İstanbul’da yaptığı mitinglere getirdiğiniz insan sayısına bakacaksınız. Söz verip yapamadığım tek şey kendi il binamızı alamamak oldu. Onu da engellediler. Bu partinin yeniden Kuvayi Milliye olmaya ihtiyacı vardır. Ben de Mustafa Kemal’in askeri olmaya hazırım.” Gazetemiz baskıya girdiği sırada il kongresindeki oy verme işlemi sürüyordu. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle